Osmanlı-Rus Savaşı1



Yüklə 8,72 Mb.
səhifə32/193
tarix27.12.2018
ölçüsü8,72 Mb.
#87611
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   193

18 Takahashi, 1982: 135.

19 Esenbel, 1996: 242 icinde Yamada’nin eserinden ayrıntılar. Aslında, Yamada’nın haberini verdigi Rus savas gemilerinin Karadeniz Donan-

masina ait oldugu tam kesin gözükmemektedir. Bir ihtimal, bu Rus gemileri, Karadeniz’de bulunan Rus Gönüllü Donanmasına aitti.

20 Esenbel, 1996: 247.

21 Pertev Demirhan, 1943: Hatıralar, Rus-Japon Harbi 1904-1905; 1937: Japonların Asıl Kuvveti Japonlar niçin ve nasıl yükseldi?

22 Bkz., ‘Tai-to Jhyaku teiketsu keika’ (hshÑtaisen mae), içinde: Taishh12 dosyası, Gaimushh, Japon-Türk İlişkileri Belgeleri, ABD Kongre Kütüphanesi, Microfilm, M. T.1. 2. 1. 2.

23 ‘Tai-to jhyaku teiketsu keika’ içerisinde ‘torukokoku nai ni wa shinrhha no seiryoku…’ şeklinde bir ifade görülmektedir. Rus-Japon Savaşı sırasında, Abdülhamid’in resmi tarafsızlık politikasının ardında uygulamış olduğu Rusya, Fransa ve İngiltere arasındaki güçler dengesi stratejisi ile ilgili geniş bir çalışma olarak, bkz. Takahashi, 1988: 241-4.

24 Bu faaliyetlerin geniş kayıtları olarak, bkz. ‘Japanese Attempts at Infiltration Among Muslims in Russia and Her Borderlands’ August 1944, R&A, No. 890 2, Office of Strategic Services, Research and Analysis Branch. Bu değerli kaynakları bana bildirmiş olduğu için Yamamoto Masaru’ya müteşekkirim. Milliyetçi Japonlar ve onların İslam dünyasındaki stratejilerine ilişkin malzeme bu yazarın konuyla ilgili olarak hazırladığı araştırması süren kitabının bir parçasıdır.

25 Bkz., ‘Japanese Infiltration Among Muslims in Russia and Her Borderlands’, Akashi ve Japonlara yardımcı olan Rusya Müslümanları için; Akashi, 1988: 28, Tatarlar ve Rusya Müslümanlarına yardımlarla ilgili değinmeler için; Harries ve Harries, 1991: 80, 92.

26 Japonya ve İslam Dünyası olarak yayınlanacak olan kitaba ait bir kısım. Orada, İbrahim’in faaliyetleri ile ilgili olarak Japonca, Türkçe ve Rusça birçok kaynak yer almaktadır. Toplıımsal Tarih dergisinin 19. (Temmuz, 1995) ve 20. (Ağustos, 1995) sayılarındaki Abdürreşid İbrahim Özel Dosyası’nda temel bir kaynakça verilmektedir. Temel kaynaklar, OSS’a ek olarak, ‘Japanese Infiltration Among the Muslims Throughout the World’, OSS, R&A, No 890, 1942’de bulunmaktadır. İbrahim ve oğlu Münir için KokÑry-kai, 1930: 17, 21’e de bakılması gerekir. İbrahim’in KokÑry-kai’ın ruhani lideri Thyama Mitsuru ile bir fotoğrafı için bkz., Thyama-shashinden kankÑkai, 1935: 55. İbrahim’in hatıratı için bkz., İbrahim, 1910, 2 cilt. Birinci cildi Japonya üzerine olup Japoncaya çevrilmiştir, bkz., Komatsu ve Komatsu, 1991.

27 Ömer Yamaoka ve Ibrahim’in Ajia gikai topluluğu ile ilgili mektup ve konferanslar için bkz., İstanbul Tearuf-i Muslimin gazetesi, 17-13 Ekim 1910: 278; 17 Kasım 1910: 358; 23-24 Kasım 1910: 363; 32, 1 Şubat 1911: 125; Sırat-ı Müstakim, 4 (83), Mart 1909: 53-6; Mart 1910: 66-74; 5 (133), Mart 1910: 42-45. Rusya Müslüman basınında yayınlanan makaleler için, bkz, Uçar, 1995:15.

28 Yamaoka, 1912: 1-2; Okazaki, et al., 1981: 173; Komura, 1988: 52-3, 360-7, 468-74.

29 Arik:. 1989: 69-70.

30 Gaikhshiryhkan (Dışişleri Bakanlığı Arşivi) Gaimushh (Dısişleri Bakanlığı). I. 2. 1. 0. 1-2. Cilt 1. Showa 9 (1934), chosa. Zai honna kaikyoto toruko tatarujin funso mondai. (Ülkemizdeki Islam cemaati Türk Tatarların kavgası sorunu), s. 59-67 Abdülkerim efendi sorunu icin.


  1. Gaikhshiryhkan (Japonya Dışişleri Bakanlığı Arşivi) Gaimushh, (Japonya Dışisleri Bakanlığı), I. 2. 1. 0. 1-2. Cilt 2. Showa 13, 6 gatsu, ju nichi, Ankara Taketomi taishi Ugaki gaimudaijin. Dai kÑ jÑ go kimitsu. (1938, 10 Haziran, Ankara’dan Büyükelçi Taketomi’den Dışişleri Bakanı Ugaki’ye. No. 90. Gizli. ), s. 837-838.



KAYNAKLAR
Akashi, Motojirh, 1988. Ryakka ryÑsui: Colonel Akashi’nin Rus-Japon Savaşı sırasında Rusya’daki devrimci gruplarla yaptığı gizli işbirliğine ilişkin raporu. Ed. Olavi K. Fält ve Antti Kujula. Çev. Inaba Chiharu. Studia Historica, 31. Helsinki: Societas Historica Finlandiae.

Arık, Ümit, 1989. A Century of Turkish Japanese Relations: Towards a Special Partnership. Istanbul: Turkish Japanese Business Council.

Beasley, W. G. 1964. The Modern History of Japan. New York: Praeger.

Demirhan, Pertev. 1937. Japonların Asil Kuvveti Japonlar niçin ve nasıl yükseldi. İstanbul: Cumhuriyet Matbaası.

Deringil, Selim. 1991. ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Geleneğin İcadı, Muhayyel Cemaat ve Panislamizm’ [The invention of tradition, imagined community, and pan-Islamiasm in the Ottoman empire]. Toplum ve Bilim, 54: Yaz-Güz, 47-65.

Erkin, Huseyin Can. 2001. “Edo Dönemi’nde Hollandalıların Shogunluğa Sundukları Yıllık Raporlar”. Doktora tezi. Ankara Universitesi, DTCF.

Esenbel, Selçuk. 1995. ‘İslam Dünyasında Japon İmgesi: Abdürresid İbrahim ve Geç Meiji Dönemi Japonları’ [The image of Japan in the world of lslam: Abdürrewid Ibrahim and the Late Meiji Japanese]. Toplumsal Tarih, 19 (4): 13-8.

-1996. ‘A Fin de Siecle Japanese Romantic in Istanbul: The Life of Yamada Torajiro and His Toruko Gakan’. Bulletin of SOAS, 59/2: 237-52.

Fukuzawa Yukichi. 1875 (1970). Bummeiron no gairyaku [Medeniyet Tezi Özeti]. içinde: Fukuzawa Yukichi zenshÑ. [Fukuzawa Yukichi Eserleri Derlemesi], 4. Tokyo: Iwanami shoten.

Furukawa Nobuyoshi. 1891 (1988). Perushia kikh [İran Seyahatnamesi]. Tokyo: SamboHombu, içinde: Meiji shiruku rhdo tanken kikubun shÑsei. [Meiji Dönemi İpek Yolu Seyahatnameleri Derlemesi], 2. Tokyo: Yumani shh.

Gaimushh [Dışişleri bakanlığı]. 1911. Toruko jijh [Turkiye Koşulları]. Tokyo: Gaimushö seimukyoku dainika.

-1923. ‘Tai-to jhyaku teiketsu keika’ (hshÑtaisen mae), içinde: Gaimusho, Türk-Japon İlişkileri Belgeleri, Taish-12 dosyası, Kongre Meclis Kütüphanesi. Microfilm, M. T. 1. 1. 2. 1. 2.

-1938. Shhwa 13, 6 gatsu, 9 nichi. 16474. ‘Taketomi taishi kara Ugaki gaimudaijin ni. Dai 90 go kimitsu.

Harries, Meirion, Harries, Susie. 1991. Soldiers of the Sun. New York: Random House.

İbrahim, Abdürresid. 1910/1911 (Hicri 1328 ve 1329) Alem-i İslam ve Japonya’da Intisar’ı İslamiyet 2 cilt. Cilt 1 Ahmet Saki Bey Matbaası, 1910; Cilt 2 Kader Matbaası, 1911.

Ienaga, Toyokichi. 1900 (1988). Nishiajia ryokhki [Batı Asya Seyahat Notları]. Tokyo: MinyÑshi, içinde: Meiji shiruku rhdo tanken kik-bun shÑsei. [Meiji Dönemi İpek Yolu Seyahatnameleri Derlemesi], 16. Tokyo: Yumani shobh.

Jansen, Marius. B. 1975. Japan and China: From War to Peace 1894-1972. Chicago: Rand-McNally.

Komatsu Kaori. 1992. Ertuğrul faciası: Bir dostluğun doğuşu. Ankara: Turhan kitabevi yayınları.

KokuryÑkai. 1930. KokuryÑkai jireki [KokuryÑkai Kayıtları]. Tokyo: KokuryÑkai.

Komatsu Kaoru and Komatsu Hisao, 1991. Caponya. Tokyo: Daishokan.

Komura Fujio. 1988. Nihon isuramu shi senzen senchÑrekishi no nagare no naka ni katsuyhshita Nihonjin musurimutachi no gunz-[Japonya İslam Tarihi-Savaş Öncesi ve Savaş Sırasında Faaliyet Gösteren Japon Müslümanlar]. Tokyo: Nihon isuramu y-ji remmei.

Kuroda Kiyotaka. 1887 (1987). Kan’yÑnikki [Dünya Seyahati Notları], içinde: Meiji-bei kemmonroku shüsei. [Meiji Batı ya Gönderilen İnceleme Heyetleri Kayıtları], 6. Tokyo: Yumani shobh.

Matsutani Hironao. 1986. Nihon to Toruko: Nihon Toruko kankeishi [Japonya ve Türkiye: Japon-Türk İlişkiler Tarihi]. Tokyo: ChÑthchhsakai.

Muramatsu Masumi and Matsutani Hironao. 1989. Toruko to Nihon [Türkiye ve Japonya]. Tokyo: Saimuru shuppankai.

Mütercimler, Erol. 1993. Ertuğrul faciası ve 21. yüzyıla doğru Türk-Japon ilişkisi. İstanbul: Anahtar kitaplar.

Naito ChishÑ. 1930. ‘Toruko shisetsu Osman pasha raichh no shÑmei’ [Osman Paşa Türk Heyetinin Hükümdarlığımıza Gelişi], Shigaku, 9 (4): 575-86.

-1931. Nitto khshhshi [Japon-Türk İlişkileri Tarihi]. Tokyo, Izumi shoinban.
Naito ChishÑ, Kotsuji Setsumi ve Kobayashi Hajime. 1942 Seinan Ajia no shÑsei [Güneybatı Asya Tarihinde Eğilimler]. Tokyo: Meguro shoten.

Nakai Hiroshi. 1877. Toruko Girisha oyobi Indo man’yÑkitei [Türkiye, Yunanistan ve Hindistan Yolculuk Notları]. Tokyo.

Nish, Ian H. 1976. The Anglo-Japanese Alliance-A Study of Two Island Empires Westpore Greenwood Press. -1985. The Origins of the Russo-Japanese War. London: Longman.

Katsufuji Takeshi, Naiki Ryhichi, ve Shhkh Okazaki. 1981. Isuramu sekai Sono rekishi to bunka [İslam Dünyası: Tarih ve Kültür]. Tokyo Sekai shishsha.

Office of Strategic Services. Research and Analysis Branch. 1942. ‘Japanese Infiltration. Among the Muslims Throughout the World’ R. &A. No. 890 Washıngton DC: National Archives. -1944. ‘Japanese Infiltration among Muslims in Russia and Her Borderlands’ R&A. No. 890. 2 Washington DC National Archives.

hyama Takanosuke. 1890 (1988). Toruko k-kai kiji [Türkiye’ye Deniz Yolculuğu Notları]. İçinde: Meiji shiruku rhdo tanken kikhbun shhsei. [Meiji Dönemi İpek Yolu Yolculukları Notları Derlemesi], 10. Tokyo. Yumani shobh.

Sait Pawa. 1912 (Hicri, 1328) Sait Paşa’nın Hatıratı, 2 cilt. Istanbul: Sabah Matbaası.

Shaw, Stanford J. ve Shaw, Ezel Kural. 1977. History of the Ottoman Empire and Modern Turkey. Cambridge: Cambridge University Press.

Takahashi Tadahisa. 1982. ‘Türk Japon Münasebetlerine Kısa bir Bakış’Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Dergisi. 18 Haziran, 124-8.

Thyama-shashinden kenkyükai. 1935. Thyama-shashinden [Fotoğraflarla Saygıdeğer Toyama’nın Biyografisi]. Tokyo: Thyama-shashinden kenkyükai.

‘Toruko oyobi Ejiputo ni aru ryhjikan saiban no ken’ [Türkiye ve Mısır’da Konsolosluk Mahkemelerinin Durumu (Meiji Hükümeti Araştırmaları) ]. 1986. TsÑyaku shÑsei daiichi hen of Meiji seifu tsÑyaku shkh ruisan, 5. Tokyo: Yumani shobh.

Uçar, Ahmet. 1995 ‘Japonların İslam Dünyasındaki Yayılmacı Siyaseti ve Abdürreşid Ibrahim. Toplumsal Tarih, 20 Ağustos, 15-17.

Yamaoka Khtarh. 1912. Sekai no shimpikyoArabia jÑdanki [Dünyanın Gizemleri: Arabistan’a Hac Yolculuğu Notları]. Tokyo. Hakubunkan.

Zürcher, Erik J. 1993. Turkey, A Modern History. London: I. B. Tauris and Co.

II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1914)

PROF. DR. BAYRAM KODAMAN

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Giriş


Genel olarak XVII. yüzyıl rasyonalizm (akılcılık) çağı ise, XIX. yüzyıl da bilim çağıdır. Gerçekten, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı dünyasında hem bilimin hem de bilim adamlarının itibarı fevkalade artmıştır. Zira bilimin ortaya koyduğu neticeler yani keşifler, icatlar, buluşlar ve her tür yenilikler toplumda bilime olan güveni artırıyordu. Bilim toplumun önüne sınırsız imkanlar koyarak onun geleceğe umutla bakmasını sağlıyordu. Bilim ve bilimin şaha kaldırdığı umut, Avrupa toplumunun cesaretini artırmış, dünyaya bakışını değiştirmiş, her şeye hakim olma duygusunu tahrik etmiştir. Kısaca Batı bilimde, modernizmin manivelasını veya itici gücünü görmüştür. Modernizm ise değişebilme cesaretini ve kabiliyetini göstermedir. İşte Batı dünyasına değişebilme kabiliyetini bilim vermiştir. Bunun sonunda Batı iki devrim yaşamıştır:

Birinci Sanayi Devrimi Dönemi, 1760-1830 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bu ilk devrim kömür-buhar-çelik ittifakı sayesinde olmuştur.1 Bu ittifakı sağlayan hiç şüphesiz bilimdi. Kömür-buhar-çelik ittifakı yeni üç çağı başlatmıştır. Birincisi, sanayide mekanizasyon çağı yani fabrika üretimine geçiş; ikincisi, tren-demiryolu çağı; üçüncüsü, büyük buharlı gemilerle nakil ve ulaşım çağıdır. Kuzey Amerika ve İngiltere bu çağları 1840’ta tamamladı. Doğu Avrupa bu dönemi daha sonra yakalamıştır.

İkinci Sanayi Devrimi ise, XIX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren yaşanmaya başlamıştır. Bu İkinci Sanayi Devrimi de elektrik-petrol-otomobil ittifakı sayesinde gerçekleştirilmiştir.2 Bu gibi yenilikler Batı dünyasında hem maddi hayatı hem kültürel hayatı hem de düşünce hayatını müsbet anlamda derinden etkilemiştir.

Bilim sayesinde kömür-buhar-demir-çelik ittifakı ile elektrik-petrol-otomobil ittifakının Batı dünyasında yarattığı devrimler yanında yeni bilimsel keşifler, icadlar veya buluşlar da değişimi, modernizmi hızlandırmıştır. Mesela bu buluş ve keşifler arasında özellikle ilk sırada akla gelenleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

1842 Tarımda sun’î gübrenin kullanımı

1844 Telgrafın icadı

1869 Dinamonun keşfi

1875 Patlama motoru

1876 Telefonun bulunması

1879 Tramvayın ortaya çıkışı

1879 Elektrik lambasının Edison tarafından keşfi

1880 Manyetik dalgalarının bulunması

1886 Elektroliz yoluyla alüminyum üretiminin başlaması
1888 Bisikletin icadı

1892 Pasteur tarafından kuduz aşısının ve serumun keşfi

1896 Röntgen tarafından X ışınlarının keşfi

1898 Sinematografinin bulunması

1900 Otomobil üretiminin başlaması

1900 Atomun, elektronların keşfi

1900 Zeplin ve uçağın uçurulması

Kısaca bilim Batı dünyasının ve insanlığının hizmetine girmiş ona maddeye, tabiata hakim olma ve neticede de güç edinme ve zenginliği yakalama imkanını vermiştir. Bilimin bu buluşlarından her alanda fizikte, kimyada, tıpta, biyolojide, teknikte, matematikte, coğrafyada, ticarette, ekonomide, askeriyede Batılı ülkeler istifade etmiştir.

Buhar gücünün ulaşım vasıtalarına tatbiki milletlerin ve insanların hayatını derinden etkilemiş ve değişmesini hızlandırmıştır.

Avrupa’da 1802’den itibaren buharlı büyük gemiler inşa edilmeye başlanmıştır. Atlantik Okyanusu 1819’da 29 günde, 1850’de ise 15 günde aşılmıştır. 1850’de 5000 tonluk gemiler inşa edilir olmuştur. Bunun sonucu Avrupa ile Amerika, Afrika, Akdeniz, Güney Asya ve Avustralya arasında düzenli gemi seferleri konulmuştur. Artık Atlantik Okyanusu Avrupa ve Amerika için iç deniz halini almıştır.

Buharlı gemiler sayesinde kıtalar birbirine yaklaşırken, tren ve demiryolu ile de toplumlar, ülkeler, bölgeler birbirine bağlanıyor ve yaklaştırılıyordu. 1830’da ABD ve İngiltere’de, 1831’de Belçika’da, 1832’de Fransa’da, 1836’da Almanya’da, 1839’da Hollanda’da demiryolu inşaatına başlanmıştır. Rusya ise 1850’de demiryoluna kavuşmuştur.3

Hızlı gemi ve hızlı tren seferlerinin ortaya çıkmasının ardından 1840’lı yıllarda İngiltere’de posta teşkilatı kuruldu. 1835’te ilk telgraf hattı ABD’de açıldı, 1844’ten sonra bütün Avrupa’ya yayıldı.

Buharlı gemi ve tren seferlerinin hizmete girmesiyle insanlar, toplumlar, ülkeler ve kıtalar arasında mal, sermaye, insan, fikir trafiğinde ve mübadelesinde büyük bir gelişme olmuştur. Merkezi yönetim kolaylaşmış, milletleşme hızlanmıştır.

Demiryolu ve demiryolu ulaşımının hızla gelişmesi, kömür ve maden sanayiinin önemini artırdı. Dolayısıyla kömür ve maden sanayi özellikle demir-çelik sanayii ekonominin vazgeçilmez iki unsuru haline geldi.

Sanayide makineleşme arttıkça kömüre olan ihtiyaç da giderek çoğalmış, hatta sanayileşme kömüre bağlı hale gelmiştir. Avrupa ve Kuzey Amerika 1840 yılından itibaren makineleşme sayesinde kitle üretimine başlamıştır.

Batı dünyasında ilk sanayileşme dalgasını başlatan ülkeler, İngiltere, Fransa, ABD, Belçika ve İsviçre olmuştur. 1871’den sonra ikinci safhada sanayileşmede ön plana çıkan Almanya olmuştur. 1890-1913 yılları arasında Alman sanayi üretimi her yıl %4.1 artmıştır. Bu gelişme hızı ile Fransa’nın ve İngiltere’nin önüne geçmeyi başarmıştır.

Avrupa’da üçüncü ve sonuncu sanayileşme dalgası Rusya, Norveç, İsveç, İtalya tarafından başlatılmıştır. Bu ülkeler geç kaldıkları için hızlı bir sanayileşme sürecine girmişlerdir. Rusya 1890’da %8 büyüme hızını gerçekleştirmiştir. Aynı yıllar İtalya, İskandinavya ülkeleri de sanayilerini hızla büyütmüşlerdir. Bu arada Japon sanayiinde de yaklaşık yıllık %6.5 büyüme görülür.

Büyük devletlerin sanayileşme hızını daha iyi görebilmek için 1870-1913 yılları arasındaki dünya sanayi üretimindeki paylarının yüzdesine bakmakta fayda vardır.4

1870 1881-1885 1896-1900 1913

% % % %


ABD 23.3 28.6 30.1 35.8

Almanya 13.2 13.9 16.6 15.7

İngiltere 31.8 26.6 19.5 14.0

Fransa 10.3 8.6 7.1 6.4

Rusya 3.7 3.5 5.0 5.0

İtalya 2.4 2.4 2.7 3.1

Japonya 0.6 1.0

Avrupa, XIV. ve XV. yüzyıllarda Hümanizma, Rönesans ve Reform dönemlerini yaşamış, XVIII. ve XIX. yüzyıllarda da bilim inkılâbını, sanayi inkılâbını, siyasi inkılâbını, sosyal, ekonomik ve kültürel inkılâplarını

yapmış ve yeni bir çağa adımını atmıştı. Kısaca Avrupa ve Kuzey Amerika kendini yeniden yaratma veya kendini değiştirme imkânlarını ve vasıtalarını bularak, hem tabiata, hem başka kıtalara, hem de başka insanlara hakim olacak gücü ve kuvveti eline geçirmiştir. Bunun sonucu dünyanın stratejik noktalarını, hammadde kaynaklarını, enerji kaynaklarını ve pazarlarını ya fethetmiş ya da kontrol altına almıştır. Yeni dönemin, ideolojisi liberalizmdir,

sloganı hürriyettir, hedefi zenginleşmek, güçlü olmak ve dünyaya hakim olmaktır; vasıtaları ilim, teknoloji, sanayi üretimidir; aktörleri ilim adamları, filozoflar, işçiler, patronlar (iş adamları) ve tüccarlardır. Görüldüğü üzere XIX. yüzyılın sonuna doğru ve XX. yüzyılın başlarında Avrupa’da ideolojiler, sloganlar, hedefler, vasıtalar, aktörler yenidir. Bu yönüyle Avrupa dinamiktir.

Osmanlı İmparatorluğu ise, XIX. yüzyıla gelindiği halde eski klasik sistemi içinde yaşamaya devam ediyordu. Hatta kendini yenileme kabiliyetini gösteremediği

için eski sistemi de bozulmuştu. Osmanlı Avrupa’yı görüyor, fakat neler olup bittiğinin farkına varamıyor. Kendi halini görüyor, fakat çözüm üretemiyor. Kısacası Osmanlı’nın rasyonalizmden, ilimden (scientizm), teknolojiden, sanayiden, sanayi üretiminden, ticaretten, bankacılıktan, yatırımdan uzak düşmüştür. Dolayısıyla bilim adamlarından, filozoflardan, aydınlardan müteşekkil bir entelijansiya (aydın) sınıfı, ayrıca bir patron sınıfı, bir tüccar sınıfı, bir işçi sınıfı gibi çağın dinamik güçlerini oluşturan sınıflardan da mahrum idi. Yine eski sistemin, yaratıcı güçlerini kaybetmiş, eski aktörleri yani sivil paşalar, askeri paşalar, ulema sınıfı ön planda idi. Bu sınıflarda da ekonomik zihniyet yoktu.5 Toplumun genelinde de cehalet ve fakirlik hakimdi. Dünyaya, hayata din, gelenek, iman, ahlâk açısından günah-sevap, haram-helâl çerçevesinden bakılıyordu. Bilim zihniyeti ile bilim penceresinden dünyevi konulara bakış, yani tahlil, terkip ve tenkit alışkanlığı yoktu.

Bütün bunların sonucu Osmanlı İmparatorluğu geri kalmış, arkasından Avrupa’ya askeri alanda mağlup olmuş, siyasette aciz kalmış, ekonomi ve ticarette sömürülmüştür. Avrupa, artık ticari malıyla, sanayi ürünüyle, tüccarlarıyla, ilim adamlarıyla (Orientalistler), misyonerleriyle, askerleriyle, elçileriyle, konsoloslarıyla, seyyahlarıyla, kültürleriyle Osmanlı’ya saldırıya geçmiş, Osmanlı ülkesini işgal etmiştir. Bu saldırının giriş kapıları İstanbul, İzmir, Selânik, Beyrut, Trabzon gibi şehirler olmuştur.

Osmanlı dünyasının kapıları Avrupa’ya tamamen açılmıştı. Sıra Osmanlı’nın Avrupa’nın kapitalist sistemine entegrasyonuna geliyordu. Bu entegrasyon, 1838 İngiliz Ticaret Antlaşması’yla başlatıldı. Bu antlaşmanın hükümleri daha sonra bütün Avrupa ülkeleri için geçerli hale getirilmiştir. Bu antlaşma 1838-1914 yılları arasında Avrupa ile Osmanlı münasebetlerini düzenlemiştir. 1838 Ticaret Antlaşması kapitülasyonları teyit ettiği gibi yeni hükümleriyle yed-i vahit (tekel) usulünü kaldırıyordu. Avrupalı tüccarlara Osmanlı ülkesinden her türlü malı alma imkânını tanıyordu, gümrük duvarlarını ithalat için %5, ihracat için %12’ye indiriyordu. El emeğine dayalı Osmanlı mamul ticari mallarını Avrupa’nın fabrika ürünlerinin rekabetine açıyordu. Bu antlaşma ile Avrupa, Osmanlı İmparatorluğu’nu hem pazar haline getiriyor, hem de ucuz hammadde deposu durumuna sokuyordu.

1854 yılında Osmanlı Devleti ilk defa Avrupa’dan borç para alıyordu. Borçlandırma da sömürünün önemli bir vasıtası idi. Nitekim 1875’te Osmanlı borçlarının faizi ana parayı geçti. Böylece Osmanlı maliyesi iflas etti. 1881 Muharrem Kararlarıyla borçlar yeniden düzenlenerek Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli gelir kaynakları 1883’te Duyun-ı Umumiye İdaresi’nin kontrolüne verildi. Artık Osmanlı İmparatorluğu yarı-sömürge durumuna getirildi. Buna rağmen devletin Avrupa’dan borç alması 1914 yılına kadar devam etti.

XIX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Avrupa’nın yatırım sermayesi de Osmanlı İmparatorluğu’na girmeye başladı. 1914 yılında Osmanlı Devleti’nde yabancı sermaye yatırımı 63.000.000 Osmanlı Lirası’nı buluyordu. Bu sermayenin 39.000.000’u demiryolları içindi. Bu yatırım sermayesinin %45’i Almanya’ya aitti. Almanya’nın arkasından İngiltere ve Fransa gelmekteydi.6

Emperyalist Avrupa 1838-1914 yılları arasında uyguladığı dört politika ile Osmanlı İmparatorluğu’nu önce iflasa, sonra bozulmaya ve parçalanmaya, en sonunda yıkılmaya doğru sürüklemiştir.

Birincisi; 1838 Ticaret Antlaşması’nın başlattığı ticaret politikası,

İkincisi; 1854’te başlatılan borçlandırma politikası

Üçüncüsü; 1880’de başlayan yabancı sermaye yatırım politikası,

Dördüncüsü; gayrimüslim ve gayr-i Türkleri himaye ve isyana teşvik politikasıdır.

Avrupa, Osmanlı Devleti üzerinde tesis ettiği bu nüfuzla, 1839’dan itibaren bazen telkin, bazen empoze yoluyla bazı yeniliklerin ve değişikliklerin yapılmasına yol açtı. Ancak bütün bu yapılanlar Avrupa’nın ve gayrimüslimlerin lehine netice verirken, Osmanlı Devleti’nin de elini kolunu bağlıyordu. Bu durum başlangıçta gözükmüyordu, zira Avrupa Osmanlı’da meydana gelen her türlü buhranı terakkinin, medenileşmenin, modernizasyonun tabii sonucu olarak yorumluyor ve Osmanlı devlet adamlarına itidal ve sükûnet tavsiye ediyordu. İşin böyle olmadığı çok geç anlaşıldı, fakat yapılabilecek bir şey de yoktu. Artık Osmanlı iki sistem (Avrupaî ve Osmanlı) arasında sıkışıp kalmıştı. Neticede Avrupa kapitalizmi veya liberalizminin Osmanlı ülkesini ve toplumunu modernize edemediği görülmüştür.

Avrupa, Osmanlı’yı geri bırakmakla ve sömürmekle de yetinmeyerek, ayrıca toprak kopararak imparatorluğun parçalanmasında rol almıştır. Fransa 1830’da Cezayir’i, 1882’de Tunus’u; İngiltere, 1878’de Kıbrıs’ı, 1882’de Mısır’ı, 1890’lı yıllarda Kuveyt’i; İtalya 1911’de Trablusgarb’ı ve Bingazi’yi; Rusya, Kars-Ardahan-Batum’u; Avusturya-Macaristan ise 1908’de Bosna-Hersek’i işgal etti.

Sonuç itibariyle II. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu içte gayrimüslimlerin isyanları ve baskıları, dışta Avrupa’nın sömürüsü, müdahalesi ve kontrolü altında bulunuyordu. Böyle bir imparatorluğu siyasi, idari, felsefi teorilerle ve pratiklerle kurtarmak imkânsızdı. 1908’de İttihat ve Terakki Fırkası imkânsızı başarmak için iktidara el koyuyordu. Reçetesi çok basitti: Abdülhamid’i düşürmek, Meşrutiyet rejimini geri getirmek.


A. Meşrutiyet’in İlânı

1. II. Meşrutiyet’i Hazırlayan

Sebepler

Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kaldığı ve durakladığı daha III. Selim zamanında anlaşılmış ve çareler aranmaya başlanmıştı. Osmanlı’nın geriliği konusunda genel bir ittifak söz konusu olduğu halde çareler bahsine gelince, resmi veya sivil çevrelerde açık ve net bir fikir üzerinde uzlaşma yoktu. Buna paralel olarak yine Avrupa’nın üstünlüğü herkes tarafından kabul edilirken, Avrupa’nın neyi alınacağı konusunda fikir birliği mevcut değildi. Dolayısıyla rasyonalist bir yaklaşımla, ıslahatların-yani çarelerin genel bir planlaması ve daha sonra bu plan çerçevesinde işlerin organize edilmesi öngörülmemişti. Fakat buna rağmen bazen iktidar sahiplerinin inisiyatifiyle, bazen Avrupa’nın telkin, tavsiye ve baskısıyla ihtiyaç duyulan alanlarda bazı reformlar -yenilikler- yapılmış veya yapılmasına teşebbüs edilmiştir.

Bunlar arasında, 1836’da Vak’a-i Hayriye ile Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordunun kurulması; Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi; Avrupa’da daimi elçiliklerin kurulması; Avrupa’dan uzmanların getirilmesi, 1827’de Tıbbıye-i Şahane’nin, 1834’te Mekteb-i Harbiye’nin açılması; yeni ilkokulların (iptidaîye), ortaokulların (rüştiye), yeni liselerin (idadî), yeni yüksek okulların (Mekteb-i Mülkiye vs.) açılması; 1835-1838 arasında yeni Nezaretlerin (Umur-ı Dahiliye, Umur-ı Hariciye, Umur-ı Maliye vs.), yeni Meclisler (Meclis-i Has, Meclis-i Vükelâ, Meclis-i Dar-ı Şura-yı Askeri, Meclis-i Valâ-yı Adliye) teşkili, nihayet 1839 Tanzimat Fermanı’nın, 1856 Islahat Fermanı’nın ve 1876 I. Meşrutiyet’in ilânını sayabiliriz.


Yüklə 8,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   193




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin