Paragrafin yapisi



Yüklə 1,2 Mb.
səhifə11/16
tarix26.08.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#74991
növüYazı
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

-COGRAFYA-

61



Depremler de özellikle iç göçlere neden olan bir doğal afettir. Sık sık meydana gelen depremler, insanları göçe yöneltmektedir.

Heyelân, çığ, sel gibi doğal afetler de göçlere yol açmaktadır.



b. İşsizliğin yol açtığı göçler: Göçlerin önemli bir
bölümü ekonomik kökenlidir. Bunların başında
işsizlik nedeniyle ortaya çıkan göçler gelir. Bu
göçlerin bir kısmı iç göç, bir kısmı ise dış göç
şeklinde olur. İşsizlik nedeniyle meydana gelen göçe
iş gücü göçü denir.

İş gücü göçüne katılanların bir kısmı, gittikleri yerlerde yılın sadece bir mevsiminde kalır. Bu mevsim genellikle yazdır. Bu göçlere kısa süreli iş gücü göçü ya da mevsimlik iş gücü göçü denir. Akdeniz ve Ege bölgelerine pamuk ve tütün tarlalarında çalışmak için gelen işçiler ya da inşaatlarda çalışmak için başka illere göç eden işçiler bu gruba girer.

Çalışmak için göç eden işçilerin bir kısmı birkaç yılhğına (genellikle aileleriyle birlikte), bazılarıysa memieketlerine bir daha geri dönmemek üzere giderler. Bu türlü göçlere de uzun süreli iş gücü göçü denir.

c. Sosyal olayların yol açtığı göçler: Sosyal
olaylar arasında göçe neden olan en önemli faktör,
savaştır. Ülkeleri ya da yerleşim merkezleri düşman
tarafından işgal edilen insaniar, ya ülke içinde başka
bir yere, ya da ülke dışına göç eder. Savaşlardan
başka, göçe neden olan olaylar arasında ihtilaller ve
terör olayları önemli yer tutar. Bu göçlerdeki temel
neden can güvenliğidir.

Göçler, yapıldığı yerler göz önüne alınarak iç göçler ve dış göçler şeklinde ikiye ayrılır.



1. İÇGÖÇLER

Türkiye sınırları içinde meydana gelen iç göçler, şu şekillerde olmaktadır:



  • Kırsal kesimden kentlere

  • Kentlerden kırsal kesime

  • Kentlerden kentlere

  • Kırsal kesimden kırsal kesime

!ç göçler yurdumuzda genel olarak kırsal kesimden kentlere doğru olmaktadır. Bunun iki ana nedeni vardır.

Bunlardan birincisi;

- Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı


  • Miras yoluyla tarım arazilerinin giderek
    küçülmesi

  • İşsizlik ve geçim sıkıntısı

- Eğitim ve sağlık olanaklarının yetersiziiği
gibi itici faktörler.

İkincisi ise;



  • Şehirlerdeki iş olanakları

  • Şehirlerdeki eğitim ve sağlık olanakları

  • Rahat yaşama arzusu

- Kentlerdeki sosyal ve kültürel yaşamın
elverişliliği gibi çekici faktörlerdir.

Bu göçler bölge ve illerimizin nüfusunun değişmesindeki en önemli etkenlerden birisidir. Nüfus çeken yerler; sanayi bölgeleri, maden çıkarım bölgeleri, verimli tarım bölgeleri ve turizm bölgeleridir.

Türkiye'de iç göçler, bir kırsa! yöreden başka bir kırsal yöreye de olabilmektedir. Örneğin Trabzon, Rize ve Artvin illerimizin bazı köylerinden Çarşamba ve Bafra ovalarına göçler olmaktadır.

Göç eden nüfusun ortak özellikleri ise şuniardır:

» Göçe katılan nüfusun çoğu gençtir. » Göçe katılan nüfusun çoğu erkektir.

» Göçe katılanların çoğu gittikleri yerde tarım dışı sektörlerde (çoğunlukla işçi ve hizmetli olarak) çalışmaktadır.

fTürkiye'deki göçler;

Doğudan batıya doğru,

İç yörelerden kıyı yörelerine doğru,

Sanayinin gelişmemiş olduğu yerlerden,

2. DIŞ GÖÇLER

Bir ülkeden başka bir ülkeye yapılan göçler, dış göç olarak nitelendirilir. Dış göçler bazen zorunlu, bazen de gönüllü olur. Baskı, zulüm veya savaştan kaçarak herhangi bir ülkeye yapılan göçlere zorunlu göç ya da sığınma göçü denir.

Ülkeler arasında yapılan anlaşma esaslarına göre yapılan göçlere değiştirme (mübadele) göçleri denir. Herhangi bir ülkeden, başka ülkelere, işçilerin çalışmak üzere gitmesine işgücü göçü denir.

62-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-




Türkiye en çok Avrupa ülkelerine (en çok Almanya'ya) iş gücü göçü göndermiştir.

Bilim adamı, doktor, mühendis, ekonomist ve sanatçı gibi nitelikli elemanların, başka ülkelere göçmesine ise beyin göçü denilmektedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'da Yahudilere yapılan soykırım nedeniyle çok sayıdaki Yahudi bilim adamı, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çeşitli ülkelere bu ülkedeki birçok bilim adamı da, çok daha iyi ekonomik koşulların bulunduğu diğer ülkelere göçmüştür.

Türkiye'den yabancı ülkelere yapılan en büyük göç, 1960'tan sonra başlayan iş gücü göçüdür. Bu yolla 1960'tan sonra, başta Avrupa ülkelerine olmak üzere 1,2 milyon civarında işçi göç etmiştir. Aileleriyle birlikte bunların sayısı 2,5 milyon dolayındadır.

Yabancı ülkelerdeki Türk iş gücünün büyük çoğunluğu, Avrupa ülkelerindedir. Bunlar arasında en fazla Türk işçisi, Almanya'da bulunmaktadır. Bu ülkeyi, Fransa ve Hollanda izlemektedir.



'batiavrupa ortadogu avustralya rusya


ülkeleri vek.afrika federasyonu

HİTOPLAM TÜRK NÜFUSU^TOPLAM İŞÇİ SAYISI Türkiye'den yurt dışına olan iş gücü göçü

Türkiye'den dışarıya olan önemli bir göç de beyin göçüdür. Bu göçe katılanların çoğu, başta ABD olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerine giden bilim adamları, mühendisler, doktorlar ve ekonomistlerdir.

TÜRKİYE'DE NÜFUS DAĞILIŞI

Nüfusu hızla artan Türkiye'de, birim alana düşen insan sayısında artış görülmektedir. Çünkü toprak bütünlüğü sabit kalırken insan sayısı hızla artmaktadır. Bu durum, nüfus yoğunluğunun giderek artmakta olduğunu göstermektedir.

Gerçek yüz ölçümüne göre Türkiye'de nüfus yoğunluğu

Yıllar

Nüfus

Gerçek yüz Ölçümü (km2)

Km2'ye Düşen Nüfus (yoğunluk)

1927

13 648 270

809176

17

2000

67 803 927

814 578

83

o ço

o o

CM

1. NUFUS DAGILIŞINI ETKILEYEN FAKTÖRLER

A. Doğal Faktörler

Nüfusun dağılışını etkileyen doğal faktörler; iklim, yer şekilleri, toprak, su ve bitki örtüsüdür.



  1. İklim: İklimin en önemli iki elemanı oian sıcaklık
    ve yağış, nüfusun dağılışı üzerine önemli etkiler
    yapar. Sıcaklık ve yağışın yeterli olduğu yerler,
    insanların yerleşip yaşaması için uygun yerlerdir.
    Onun için buralar, nüfusun kalabalık olduğu
    yörelerdir. Aşırı sıcakların ve aşırı soğukların
    bulunduğu yerler ise nüfusun seyrek olduğu
    yerlerdir. Yağışın yetersiz olduğu, kurak ve yarı
    kurak bölgeler de yine seyrek nüfuslu yörelerdir.

  2. Topografya: Nüfusun dağılışını etkileyen önemli
    bir etkendir. Bu yönden topografyanın etkili olan
    özellikleri yükseklik, eğim ve yer şekillerinin uzanış
    biçimidir.




  • Yükseklik ile nüfus yoğunluğu arasında ters
    orantı mevcuttur. Çünkü yükseklik arttıkça hava
    sıcaklığı azalır. Bu alanlarda tarım yapmak
    zorlaşır. Bunun için yükseklik arttıkça nüfus
    azalır.

  • Eğim durumu da nüfus dağılışını etkiler. Bilindiği
    gibi dağların çok olduğu ülkemizde dik yamaçlar
    da fazladır. Dik yamaçlar, yerleşmeye elverişli
    olmadığı için buralarda nüfus da seyrektir. Onun
    için dağlık yerler, Türkiye'nin en seyrek nüfuslu
    yerleridir. Buna karşılık düz alanlar yerleşmeye
    uygun yerlerdir. Türkiye nüfusunun çok büyük
    kısmının ova ve plâtoların yüzeyindeki
    yerleşmelerde bulunmasının nedeni de budur.

  • Dağların kıyıya paralel ya da dik uzanması.
    Dağların kıyıya paralel uzanması, kıyı ile iç
    yöreler arasındaki ulaşımı zorlaştırır. Ayrıca
    böyle yerlerde kıyı yöreleri çok yağış alırken, iç
    kesimlere yağış çok daha az düşer. İşte bu
    nedenlerle, nüfus dağılışında da önemli
    farklılıklar doğar. Onun için dağların kıyıya
    paralel uzandığı yerlerde (Akdeniz ve Karadeniz
    bölgelerindeki) kıyı yöreleri, sık nüfuslu, iç
    yöreler ise seyrek nüfusludur. Ege Bölgesi'nde
    ise durum oldukça farklıdır. Dağlar arasındaki
    çöküntü hendekleri, kıyı yöreleriyle iç kesimler
    arasındaki ulaşımı kolaylaştırmış ve denizel
    iklim özelliklerinin içerilere kadar sokulmasına
    imkân sağlamıştır. Bu nedenle kıyı kesimi ve iç
    yöreler arasında nüfus farklılıkları fazla değildir.

-COĞRAFYA-

63


  1. Su Kaynakları: Türkiye'de de ilk yerleşmeler su
    kenarlarında olmuştur. Suyun bol olduğu yerler, az
    olduğu yerlere göre yerleşmelere daha müsaittir.
    Bunun sonucu olarak da su kaynaklarının fazla
    olduğu yerler sık nüfuslu, az olduğu yerler ise
    seyrek nüfuslu yöreler olarak dikkati çeker.

  2. Toprak özellikleri: Nüfus dağılışını etkileyen bir
    başka faktördür. Verimli toprakların olduğu yerlerde
    nüfus yoğunluğu daha fazla, verimsiz topraklarda
    ise daha azdır. Çukurova ve Ege Bölgesi'ndeki
    çöküntü hendeklerinde bulunan alüvyal topraklar,
    Bursa, Adapazarı, Bolu ovalarıyla, Çoruh-Kelkit
    çukurluğunda bulunan bir dizi ovada nüfusun sık
    olması, bunun bir sonucudur. Buna karşılık toprağın
    bulunmadığı ya da verimsiz olduğu yerlerde nüfus
    çok seyrektir. Tuz gölü çevresi ve Taşeli Plâtosu
    buralara örnek olarak verilebilir. Çankırı ve Sivas
    çevresindeki jipsli-tuzlu topraklar da nüfusun seyrek
    olduğu yörelerdir. Çünkü bu toprakların verimi çok
    düşüktür.

5. Bitki örtüsü: Nüfus dağılışını etkileyen faktörler
arasındadır. Bitki örtüsü olarak nüfus dağılışını en
fazla etkileyen faktör ormandır. Çünkü ormanların._
sık olduğu ve geniş alanlara yayıldığı yerlerde o
yerleşim birimleri kurma ve tarım yapma imkânları §
çoksınırlıdır.
B. Beşeri faktörler

  1. Tarım: Dünyanın her yerinde olduğu gibi, -M
    Türkiye'de de nüfus dağılışını etkileyen önemli bir 8
    faktördür. Nüfusun çoğu, verimli ova ve vadi
    tabanlarıyla plâto yüzeylerinde toplanmıştır.
    Çukurova, Bafra, Çarşamba ovaları örnektir.

  2. Sanayi ve Ticaret: Sadece yoğun sanayi
    faaliyetleri ve ticaret sayesinde gelişmiş çok
    kalabalık kentlerimiz vardır. Örnek: İstanbul, İzmir,
    İskenderun, Karabük, Ereğli gibi kentlerimiz sanayi
    ve ticaret sayesinde büyüyerek bugünkü
    durumlarına gelmişlerdir. Ayrıca Adapazarı-İstanbul
    ve Adana-Mersin arası yoğun sanayi yöreleridir.




  1. Turizm: Turistlik değerler ve turistlik tesisler yurt
    içinden ve yurt dışından nüfus ve turist çekme
    özelliğine sahiptir.

  2. Maden: Madenlerin çıkarıldığı yerler de yoğun
    nüfuslu yöreler arasındadır. Buna en güzel
    örneklerden bir tanesi Zonguldak'tır. Ayrıca Soma,
    Yatağan ve Elbistan gibi kentler de örnek olarak
    verilebilir.

  3. Ulaşım: Ulaşım imkanlarının geliştiği ve ulaşım
    yollarının kavşağında ya da üzerinde yer alan

yerleşmelerde nüfusun daha yoğun olduğu, buna karşın ulaşım yollarına sapa kalmış veya ulaşım imkanları gelişmemiş yerleşim birimlerinde nüfusun daha az olduğu görülmektedir.

2. NÜFUSUN BÖLGELERE GÖRE DAĞILIŞI

(Milyon)


20--18--16--12--10--8--6--4--2--

Marmara Orta Karadeniz Ege Akdeniz Doğu G.Doğu

Bölgesi Anadolu Bölgesi Bölgesi Bölgesi Anadolu Anadolu
Bölgesi Bölgesi Bölgesi

2000 genel nüfus sayımına göre bölgelerin nüfusu (DİE)



Karadeniz Bölgesi

2000 sayımına göre bölge nüfusu 8.4 milyondur. Nüfusun bölge içindeki dağılışında büyük farklılıklar vardır.

Çok geniş alanları kaplayan sıradağları bölgenin tenha yerlerindendir. Dağların büyük kısmı ormanlarla kaplı ve dik yamaçlıdır. Bu nedenle dağların 2000 m'den yukarıda bulunan yerlerinde sürekli yerleşme bulunmamaktadır. Bölgede geniş alan kaplayan Kuzey Anadolu sıradağları Türkiye'nin en tenha alanlarındandır. Karadeniz Bölgesi'nde nüfusun büyük bir kısmı kıyı şeridinde, dağların alçak yamaçlarında ve dağlara doğru sokulan vadilerin tabanındaki düzlüklerde toplanmıştır.

Doğu Karadeniz Bölümünde, nüfus kıyı şeridindeki düzlüklerde yoğunlaşmıştır. Buralardaki nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. İç kesimlerde ise nüfuslanma daha azdır. Çünkü arazi engebeli olup yerleşme ve tarım için pek uygun değildir.

Orta Karadeniz Bölümü ise, bölgede nüfus dağılışı ve yerleşmenin en dengeli olduğu bölümdür. Çünkü Yeşilırmak ve Kızılırmak tarafından parçalanan dağlar, sıradağ olma özelliğini yitirmiştir. Arazi daha alçaktır ve bu nedenle tarıma daha uygundur. Bu durum kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı da kolaylaştırılmrştır.

Batı Karadeniz Bölümünde; kıyı kesiminde özellikle Sinop-Bartın arasındaki kıyı boylarında seyrek nüfuslu bir kuşak göze çarpar. Çünkü Küre Dağları ve bu dağlar üzerine yayılmış sık orman örtüsü,



64-

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-


yerleşmeyi güçleştirmiştir. Bartın'ın batısındaki kıyı kesimi ise daha sık nüfusludur. Zonguldak-Ereğli çevresinde nüfusun sık olması taşkömürü yataklarına ve demir-çelik endüstrisine bağlıdır. Aynı nedenlerden dolayı Karadeniz bölgesinde yalnızca bu bölüm göç almaktadır.

Marmara Bölgesi

Marmara Bölgesi, nüfusu en fazla olan bölgedir. 2000 nüfus sayımında nüfusu 17.4 milyondur. Aynı zamanda nüfus yoğunluğu da en fazla olan bölgedir. Çünkü nüfusun fazlalığına karşılık bölgenin yüz ölçümü fazla geniş değildir. Marmara Bölgesi'nin nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üç katına yakındır. Bu yoğunluğun başlıca nedeni sanayi kuruluşlarının çokluğu nedeniyle göçler sonucu bölge nüfusunun artışıdır. Ayrıca kentleşme oranının yüksek olması, ulaşım imkanlarının gelişmiş olması, ticari hayatın canlılığı gibi unsurlar da nüfusun yoğun olmasında etkili olmuştur.

Marmara Bölgesi'nde Anadolu kesimi Avrupa kesimine göre daha sık nüfusludur. Bölgenin en yoğun nüfuslu ili İstanbul'dur. İstanbul'dan sonra bölgede en yoğun nüfuslu iller, Kocaeli, Bursa, Sakarya ve Balıkesir'dir, Güney ve Doğu Marmara'daki verimli ovalar da bölgenin en sık nüfuslu yerlerindendir.

Çatalca-Kocaeli Bölümü; Türkiye'de nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu yerdir. Bu durum endüstrinin gelişmiş olmasıyla ilgilidir.

Güney Marmara Bölümünde de sık nüfus toplanmıştır. Burada çöküntü ovalarının verimli toprakları ve endüstrinin gelişmiş oiması nüfusun yoğun olmasını sağlamıştır.

Ergene Bölümü, bölgede en az yağış alan bölümdür. Buna karşın topraklar verimli olduğundan ve ulaşım imkanlarının olumlu etkisiyle nüfus yoğun toplanmıştır.

Yıldız Dağları Bölümü, bölgede en tenha olan bölümdür. Önemli ulaşım yollarına sapa kalması, tarım ve sanayinin gelişmemesi, dağlık ve engebeli yapısı nüfusun seyrek olmasına neden olmuştur.

Ege Bölgesi

2000 sayımına göre yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip olan Ege Bölgesi, nüfus yoğunluğu bakımından üçüncü sırada gelir. Bölgedeki en kalabalık iller İzmirve Manisa'dır.

Ege Bölgesi'nde nüfus yoğunluğu bakımından farklı özellik gösteren iki kesim vardır. Kıyı Ege, bölge

nüfusunun % 80'nini barındırırken, İç Batı Anadolu Bölümü, bölge nüfusunun % 20'sini barındırır. Nüfus dağılışındaki bu büyük farklılık klimatik ve topoğrafik kökenlidir. Ege Bölümü'nde verimli tarım alanlarının bulunması, denize iklim nedeniyle buralarda fazla tarım ürünü alınabilmesi, İç Batı Anadolu eşiğinde ise verimli tarım alanlarının bulunmaması ve karasal iklimin etkili olması sonucu tarımsal üretimin azlığıdır. Ege Bölümü Türkiye'nin sık nüfuslu yerleridir. Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes çöküntü hendeklerindeki verimli ovalar bölgenin en sık nüfuslu yerleridir. Bu ovalar arasında bulunan sıradağlar ise çok seyrek nüfuslu yerlerdir. Menteşe yöresi dağlık ve önemli yollara ters düştüğünden tenhadır.



Akdeniz Bölgesi

Bölgenin 2000 yılı nüfusu 8.7 milyondur. Buna karşılık yüz ölçümü ondan çok daha geniştir. Bunun doğal sonucu olarak, nüfus yoğunluğu azdır. Bu durumu doğuran başlıca etken, Toros Dağları'nın çok geniş alan kaplamasıdır. Bölgenin % 9O'ı Toroslartarafından işgal edilmiş olduğu için Akdeniz Bölgesi, kıyı bölgelerimiz arasında en seyrek nüfuslu olanıdır. Çıplak kalkerlerle örtülü verimsiz arazilerin geniş yer kaplaması da az nüfuslanmanın diğer bir nedenidir.

Akdeniz Bölgesi'nde en sık nüfuslanmış yerler verimli tarım alanlarıdır. Buralar kıyıda Çukurova, Antalya düzlüğü ve İskenderun körfezi çevresi, iç kesimlerde ise Amik ovası, Kahraman Maraş ovası ve göller yöresindeki ovalardır. Çukurova ve Kahraman Maraş ovalarında nüfusun sık olmasında verimli tarım alanlarının yanında sanayi kuruluşlarının fazla olması da etkilidir. Antalya çevresindeki nüfus yoğunluğunun fazla olmasında tarımın yanında turizm de önemli bir faktördür. Bölgenin en tenha yerleri Teke Yöresi ve Taşeli platosudur.

İç Anadolu Bölgesi

Bölgenin 2000 yılı nüfusu 11,5 milyonu aşmıştır. Hem nüfus, hem de yüzölçümü bakımından bölgeler arasında ikinci sırada yer alır. İç Anadolu Bölgesi'ndeki nüfus, ovalarda ve alçak platolar üzerinde toplanmıştır. Konya ovası, Ankara, Kayseri ve Eskişehir ovaları bölgenin başlıca sık nüfuslu yerleridir. Buna karşılık bölgede çok seyrek nüfuslu yerler de vardır. Tuz gölü çevresindeki verimsiz topraklardan oluşan ve yarı kurak iklime sahip olan alçak düzlükler ile onların çevresindeki platolar



-COGRAFYA-

65



(Cihanbeyli, Obruk ve Haymana platoları) seyrek nüfuslu yerlerdir. Yukarı Kızılırmak bölgenin en tenha bölümünü teşkil etmektedir.

İç Anadolu Bölgesi'nde nüfusunun çoğu, verimli tarım alanlarında ve akarsu boylarında, yolların geçtiği alanlarda, yağışın fazla olduğu dağ eteklerinde yoğunlaşmıştır. Bunların başında Ankara ve Konya gelir. Bu iki ilin nüfus toplamı, bölge nüfusunun yarısını oluşturur.



Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Nüfus ve yüz ölçümü olarak en küçük coğrafi bölgemizdir. 2000 sayımına göre 6.6 milyon nüfusa sahiptir. Bölgedeki en sık nüfuslanmış il Gaziantep'tir. Bu ilin yoğun nüfuslu olmasındaki en büyük etken, sanayi kuruluşlarının fazla olmasıdır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde GAP çerçevesinde Fırat ve Dicle ırmakları üzerinde planlanmış olan barajların tamamlanması ve Şanlıurfa tünellerinin hizmete girmesiyle çok geniş bir alan sulamalı tarıma geçecektir. Bundan dolayı bu bölgeye dışardan göç gelmeye başlayacak, böylece nüfus sayısı ve nüfus yoğunluğu hızla artacaktır.

Doğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi Türkiye'nin en geniş yüz ölçümüne sahip bölgesidir. Buna karşılık çok az nüfusa sahiptir. 2000 sayımına göre nüfusu yaklaşık 6 milyondur. Bölgede nüfusun az olmasının temel nedeni olumsuz coğrafi koşullardır.

Şiddetli karasa! iklim, yüksek dağların geniş alanlar kaplaması, tarım alanlarının azlığı, sanayi kuruluşlarının yetersizliği gibi sebepler bölgede insan yaşamını zorlaştıran çevre koşullarıdır.

Bölgede nüfusun nispeten sık olduğu yerler, dağlar arasındaki ovalardır. Bunlar; Erzurum, Erzincan, Pasinler, Elazığ, Iğdır, Malatya, Muş, Bulanık ovalarıdır. Bölge nüfusunun % 9O'ı bu ovalarda ve ovaları birbirine bağlayan vadilerin tabanındaki tarım alanlarında toplanmıştır.



3. NÜFUSYOĞUNLUĞU

Belirli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Nüfus yoğunluğu, üç şekilde hesaplanır.



a. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu

Belli bir yerde kilometre kareye düşen insan sayısına aritmetik nüfus yoğunluğu denir.

Pratik olması bakımından en çok kullanılan hesaplama yöntemidir. Bir yerde yaşayan insan

sayısı, oranın yüz ölçüme bölünerek hesaplanmasıdır.



Toplam Nüfus Yüz Ölçümü

Aritmetik nüfus yoğunluğu =

Marmara Bölgesi aritmetik nüfus yoğunluğunun en çok, Doğu Anadolu Bölgesi ise en az olduğu bölgedir.



TURKİYE'DE SAYIM YILLARINA GÖRE ARİTMETİK NÜFUS YOĞUNLUĞU

Sayım Yılları

i Nüfus

! Aritmetik [ Yoğunluk(1)|

Aritmetik Yoğunluk(2)

1927

|13 648 273

i 17,6 İ

16,8

1935

116 158 018

20,8

19,9

1940

117 820 950

22,8

21,9

1945

118 790 174

24,1

23,0

1950

İ20 947 188

I 26,9 |

25,7

1955

24 064 763

30,9

29,5

1960 1965

27 754 820 31 391 421

35,6 40,3

34,0 38,5

1970

135 605 176

45,7

43,7

1975

İ40 347 719

51,7

49,5

1980

144 736 957

57.4

54,9

1985

I50 664 458

72,0

62,2

1990

İ56 473 015

73,9

69,3

2000

İ67 803 927

87,5

83,2

1) Gerçek Alana göre

2) İzdüşüm alana göre



Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin