Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə132/168
tarix07.01.2022
ölçüsü7,5 Mb.
#86767
1   ...   128   129   130   131   132   133   134   135   ...   168
Müstakil Asli Rivayet Tefsirleri

Burada müstakil asli rivayet tefsirlerinden üç tefsiri ele alacağız. Biri Ehl-i Sünnet tefsirlerdendir ve adı Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim’dir. İki tefsir ise Şia tefsirlerdendir. Bunlar da Tefsiru Ayyaşi ve Tefsiru Furat Kufi’dir.



Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim

Bu isim altında iki rivayet tefsiri telif edilmiş ve basılıp yayınlanmıştır. Biri, İsmail b. Kesir Kureşi Dımeşki (vefatı hicri 777) tarafından telif edilmiş ve Tefsir-u İbn Kesir adıyla da anılan içtihadi rivayet tefsiridir.1344 Bu kısmın başlığında kasdedilen bu tefsir değildir. Diğeri, Kur’an’dan kelimeler veya cümleler ya da ayetlerin zeylinde Nebiyy-i Ekrem’e ait hadislerin ve sahabe ve tabiinden rivayetlerin zikredilmesiyle yetinildiği, İbn Ebi Hatim Razi adıyla bilinen Abdurrahman b. Muhammed b. İdris’in (vefatı hicri 327)1345 telif ettiği mutlak rivayet tefsiridir.1346 Burada onu tanıtmak ve inceleme niyetindeyiz.1347

Bazen Tefsiru İbn Ebi Hatim adıyla da anılan1348 bu tefsir yakın zamanlarda Es’ad Muhammed Tayyib tahkikiyle1349 basılmıştır ve 19541 adet tefsir rivayeti içermektedir. Kamil Uvayda, onun için dört ciltlik fihrist hazırlamıştır. Basılıp yayınlanmış tefsir, Nas suresi dışında Kur’an’daki surelerin tamamının tefsiri için rivayet ve hadis ihtiva etmektedir. Fakat muhakkik, kitaba yazdığı mukaddimede şöyle demiştir: “Bu tefsirin mevcut kısmı Fatiha suresinden Ra’d suresinin sonuna kadar1350, Mu’minun suresinden1351 Ankebut suresinin sonuna kadardır. Bu tefsirin kayıp rivayetlerinin tamamı hususunda İbn Kesir’in Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim’ine, Suyuti’nin Dürrü’l-Mensur’una, İbn Hacer Askalani’nin Fethu’l-Bari, Tağliku’l-Ta’lik’ine ve Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’ine itimat ettim.”1352 Yani kayıp kısımda, bahsi geçen tefsir ve kitapların İbn Ebi Hatim’in tefsirinden
naklettikleri rivayetleri toplamış ve bu tefsiri tamamlamak için mevcut kısma eklemiştir.1353 Bu tefsirin mevcut kısmında bütün rivayetler -az sayıdakiler hariç1354- senedlidir. Hatta Ebu’l-Aliyye, Süddi, Mukatil ve Rebi b. Enes’den senedsiz aktarılan rivayetlerin bile senedlerini mukaddimede zikretmiştir.1355 Fakat kayıp kısımda, topladığı rivayetlerin çoğu Suyuti’nin Dürrü’l-Mensur tefsirinden alınmıştır, mürseldir ve senedsizdir.1356

Mevcut kısımda bütün rivayetler “حدثناveya “ثناya da “حدثنیyahut “قرأت علی محمد بن فضیلifadesiyle nakledilmiş ve görünen o ki müellif hepsini doğrudan ravilerin kendilerinden işitip kitaplarından aktarmıştır. Bu nedenle kitabın mevcut kısmını, kavramsal tarifimize göre asli rivayet tefsirlerinden sayabiliriz. Nitekim Bağavi, Suyuti, İbn Kesir, Şevkani gibi ondan sonraki müfessirler kendi tefsirlerinde ondan çok sayıda rivayet nakletmişlerdir. Suyuti’den şöyle nakledilmiştir: “İbn Ebi Hatim’in tefsirini kitabımda (el-Dürrü’l-Mensur) hulasa ettim.”1357

Bu rivayet tefsirin özelliklerinden biri, müellifin, sadece tefsirle ilgili ve ayetlerin manasını izaha dönük rivayetleri biraraya getirmiş olması, ayetlerin manasını açıklamayan tefsir dışı rivayeti ise bir şekilde Kur’an’la ve ayetlerle irtibatlı olsa bile gündeme getirmemesidir.1358

Müellif, tefsirinde yeralan kısa mukaddimede şöyle demiştir: “Ayetlerin tefsirinde senedi sahih ve metni münasip olan rivayetlere yer vermeye gayret gösterdim. Ne zaman Allah Rasülü’nden (s.a.a) bir ayetin tefsirini bulsam o tefsirin benzerini beyan etmiş sahabeden hiçkimseyi Hazret’le birlikte zikretmem. Ne zaman sahabeden bir tefsiri elde etsem eğer


bütün sahabe üzerinde ittifak etmişse onu en yüksek payedekilerden en sahih senedle naklederim. Bu tefsire muvafık olanların adını da senedi zikretmeksizin veririm. Eğer tefsirde ihtilaf mevcutsa aralarındaki farklılığı göstererek her biri için bir sened aktarır ve muvafık olanların adlarını senedi çıkartarak sayarım. Eğer sahabeden bir tefsir bulamazsam tabiin ve etba-ı tabiinden tefsir zikrederken sahabe tefsirini belirtmede kullandığım metodu uygularım.”1359

Bu tefsirde de Ehl-i Sünnet’in diğer rivayet tefsirlerinde olduğu gibi en fazla rivayet sahabe ve tabiindendir, buna karşılık Allah Rasülü’nden (s.a.a) hadis nakli azdır. Mesela Hamd suresinin tefsirinde toplam 42 rivayetten sadece altı tanesi Allah Rasülü’nden (s.a.a) 1360, üç tanesi İmam Ali’den1361 (a.s), geriye kalanlar ise sahabe ve tabiindendir.1362

Bu tefsirin diğer bir özelliği, rivayetleri zikrederken izlenmiş ve istifadeyi kolaylaştıran gayet iyi düzeni ve kategorilendirmesidir. Ayetlerin kelimeleri ve cümleleri birbirinden ayrılmış, her cümle veya kelimeyle ilgili rivayet o cümle veya kelimenin zeylinde zikredilmiştir. Kelimenin veya cümlenin manasının birden fazla karşılığı bulunduğu yerlerde ikinci karşılığı, üçüncü karşılığı vs. açıklayan rivayetler “الوجه الثانی, “ الوجه الثالثvs. başlıkları altında beyan edilmiştir.

Bazı yerlerde “قال ابو محمد1363 tabiriyle kimi ayetlerdeki kapalılığı giderirken ve onu izah ederken müelliften özet bir açıklama nakledilmiştir. “مَا نَنسَخْ مِنْ آيَةٍ1364 ayetinin zeylinde 1057 numaralı rivayetin izahında1365 müellifin sözünden çıkan sonuç, tilavetin neshedildiğine1366 kail olduğudur. Yani Kur’an’ın, tilaveti nesholmuş ve fiili Kur’an’dan çıkartılmış başka ayetleri de bulunduğunu tasavvur ediyordu.



İnceleme

Bu tefsir, rivayetlerin çokluğu, çoğu ayet için rivayet zikredilmesi ve bütün rivayetlerinin tefsirle ilgili ve ayetlerin manasını açıklaya dair olması bakımından Buhari’nin Kitabu’t-Tefsir’i ve benzerleri karışsında ayrıcılığı vardır. Bu rivayetlerin tefsir olarak değeri Buhari’nin Kitabu’t-Tefsir’inden fazladır. Yine bütün rivayetlerin tefsirle ilgili olması ve çok azı dışında tüm rivayetlerinin senedli nakledilmesi bakımından, bütün rivayetleri mürsel aktarılan ve çoğu rivayeti tefsir dışında olan Dürrü’l-Mensur gibi tefsirler karşısında imtiyaz ve üstünlüğü vardır. Basımında riayet edilen güzel düzen ve onun için hazırlanmış ve yararlanmayı kolaylaştıran kâmil fihrist bu tefsirin bir başka ayrıcalığıdır. Genel olarak bu tefsir, Nebiyy-i Ekrem’e (s.a.a) ait tefsir rivayetlerine, sahabe ve tabiine ait görüş ve kavillere Ehl-i Sünnet tarikiyle ulaşmak için güzel bir kaynaktır. Fakat ondan istifade edebilmek için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:

1. Her ne kadar bu tefsirin aslının mevcut bulunduğu kısımda bütün rivayetlerin ekseriyete yakını senedli ve rivayetlerin bir kısmı Ehl-i Sünnet âlimlerinin nazarında sahihse de, Buhari’nin Kitabu’t-Tefsir’ini incelerken işaret edildiği gibi, rivayetlerin hiçbirinde senedin sıhhati, hatta Ehl-i Sünnet âlimlerinin sahih kabul ettiklerinde bile Ehl-i Sünnet dışındakiler için ispatlanabilir değildir. Çünkü her rivayetin senedinin sıhhati üç şeyi ispatlamaya bağlıdır:

a) Rivayetin nakledildiği kitabın isnadı müellifine sabit olmalıdır.

b) Kitabın müellifinin güvenilirliği muteber delille bilinmelidir.

c) Senedinin bütün ravilerinin güvenilirliği de sabit olmalıdır.

Kitabın müellifinin güvenilirliği ve hadisin senedindeki raviler, adaletleri veya en azından güvenilirlikleri sabit olan kimselerin mevsuk bulmasıyla ispatlanabilmelidir. Güvenilirlikleri sabit olmayan kimselerin mevsuk bulmasının itibarı yoktur. Buna göre Ehl-i Sünnet kaynaklarında nakledilmiş ve Ehl-i Sünnet’in rical âlimlerinin mevsuk bulmasına istinaden sahih ve mevsuk sayılmış rivayetlerin senedi, o rivayetlerdeki senedin sıhhati kendilerinin mevsuk bulmasına dayanan rical âlimlerinin adaleti veya güvenilirliğinin Ehl-i Sünnet dışındakiler için de makbul olması durumunda Ehl-i Sünnet dışındakiler için de muteber ve itimat edilebilir olur. Ehl-i Sünnet’in rical âlimlerinin güvenilirliği Ehl-i Sünnet dışındakiler için makbul olmadığından1367 ve bu yüzden onların güvenilir bulduğu tarikle bu tefsirin müellifinin ve rivayetlerindeki senedde geçen ravilerin güvenilirliği ispatlanamadığından bu tefsirin rivayetlerinin tarikinden Ehl-i Sünnet’in sahih bulduğu rivayetlerden bile ne Allah Rasülü’nün (s.a.a) ayetlere ilişkin gerçek tefsir ve beyanı bilinebilir, ne de sahabe ve tabiinin tefsire dair görüş ve kavillerine sağlam biçimde ulaşılabilir.

2. Bu tefsirdeki rivayetlerin sayısı, sıralı numaralandırmaya göre 19541 rivayet olsa da herşeyden önce bu tefsirin bir kısmının kayıp olduğunu ve tefsirin muhakkikinin sözkonusu kısmın rivayetlerini diğer kitaplardan eklediğini hatırda tutmak gerekir. Her ne kadar bu rivayetler o kitaplarda bu tefsirin müellifinden nakledilmişse de bu kısım mevcut tefsirden olmadığından bu kısmın rivayetlerinin kaynağı gerçekte o kitaplardır ve itibar dereceleri o kitapların itibar derecelerine bağlıdır. İkincisi, bu kitabın çoğu rivayetleri mevkuftur, sahabe, tabiin ve etba-ı tabiinden nakledilmiştir. Bunlara rivayet dense de aslında beşeri görüşlerdir, eleştiri ve incelemeye açıktır. Tahkik etmeksizin onları kabul etmek mümkün değildir. Bu görüşlerin tamamına yakınının beyana istinat etmediği gözönünde bulundurulduğunda bu kitabın ağırlıklı kısmının izah vermeksizin müfessirlerin tefsir görüşleri ve kavillerinin nakli olduğu söylenebilir.

3. Bu tefsir de rivayet tefsirlerinin çoğu gibi, zâhiri münker veya uzak ve kabul edilemez rivayetlerin dışında değildir. Bunun örneği Bakara suresinde 102. ayetin izahında “Harut” ve “Marut”u tavsif ederken İbn Abbas, İbn Ömer ve başkalarından nakledilmiş ve bu ikisini yeryüzüne inmiş ve zina etmiş iki melek olarak tanıtan1368 rivayetlerdir. Bu rivayetin bâtıl olduğunu Dürrü’l-Mensur tefsirini incelerken beyan edilecektir.1369


Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   128   129   130   131   132   133   134   135   ...   168




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin