Neleri GÖremiyoruz


YAŞAM DÖNGÜSÜ ve MİMARİ KURGU



Yüklə 1,29 Mb.
səhifə12/27
tarix25.10.2017
ölçüsü1,29 Mb.
#13027
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   27

5.2.1. YAŞAM DÖNGÜSÜ ve

MİMARİ KURGU

EKO” ; her ne kadar ekolojik sözcüğünün kısaltılmışı olsa da, ekonomik sözcüğüne de uymakta.. Bence çok da uygun düşmekte.. Zaten, dünya dillerine ancak yüzyıl kadar önce giren bu sözcük önceleri hayvan ve bitki ekonomisi anlamına geliyormuş.


Biraz daha kurcalarsak, Yunanca’da; oikos’un “ev”, logos’un da “konu” demek olduğunu, yani ekolojinin “ev konusu” olarak da tercüme edilebileceğini düşünmek mümkün.. Bu anlamı; “bana ne ekolojiden !” diyen bir mimarın ne kadar garip duruma düşeceğine dair ip uçları vermekte.. Lafı uzatmayalım ve sözlük anlamını şimdilik bir köşeye yazalım: “Canlı varlıklarla çevreleri arasındaki ilişkileri inceleyen biyoloji koludur” ekoloji.. Niye bu kadar laf cambazlığı yaptık ? Sözcüğün içerdiği anlamlar düştüğümüz yanlışlara kanıt oluşturacak nitelikte, ondan !.. Eko-Mimari adına “külsüz kalan mangallar !” yüzünden, bu kanıtlara ihtiyacımız olacak..
Bu güne kadar sistemleri kendi içlerinde ya da en çok birbirleri ile karşılaştırarak analizler yapmaya alıştık. “Bu, bundan daha pahalı bir çözümdür, yani diğeri daha ekonomiktir” damgasını yapıştırdık.. Yaşam gereksinimlerine ne kadar cevap verdiklerini hep göz ardı ettik. Düşünmedik ki; yaşamın bedeli, tüketilen kaynaklar ise, o yaşamın kendisi tehlikede demektir.. Yani; bir yaşam ancak başka bir yaşamı ya da kaynağı yok ederek sürdürülebiliyorsa yanlış yapmaktayız !..
Sürdürülebilir demek, "her şeye rağmen" değil "her şeyi dikkate alarak" yaşamı sürdürmektir. Bu yüzden sürdürme gayretimizde, doğanın ve kullanıcı olan insanın katkısını dışladığımızda bu eylemin de anlamı kalmaz..
Gerçek “ekonomi” ; yaşam döngüsüne uyumlu ve bu anlamda sürdürülebilir yani katılımcı olmakla, çevresel ilişkiyi dengede tutmakla, yani “ekolojik” olmakla ölçülmelidir. Yüksek boyutta enerji harcayarak elde edilen yapı malzemelerini birbiri ile karşılaştırıp, etiketlerine göre ucuzluk sırasına koyarak değil.. Salt kolaylık ve ucuzluk uğruna yapılan tercihler, aslında neyin ucuz olduğunu hiç bilmediğimizi ortaya koyar..
En az benzin harcayan otomobil bile benzin bittiğinde çaresizdir. Bu nedenlerle Eko-Mimari sadece enerji tasarruflu detay çözümlerinin değil, bir yaşam felsefesinin ürünü olmak zorundadır. Bir başka deyişle; biyolojik döngünün boyut kazanarak yaşamın içine alınması demektir “Eko-Mimari”..
Buraya kadarki açıklamalar, "Eko-Mimari"nin "Enerji mimarlığı"nın bir alt başlığı olduğunu anlatıyor..

5.2.2. EKOLOJİK OLMAK..

Çok söz edilen bu konuda derinlere dalmadan, "ekolojik" olabilmek için tasarımda ve yapımda nelere dikkat etmek gerektiğine satır başları ile değinelim. Çünkü "ekolojik" olmak aslında doğaya uyumlu yani "ekonomik" olmaktır. Dolayısı ile "daha az enerji" harcamaktır. Belki bu konuya; "en iyi ekolojik yapı, olmayan yapıdır !" diye başlamak gerekirdi ama, böyle bir "Aborjin" şansını, yaşadığımız ortamda yakalamanın olanak dışı olduğunu düşünerek, en iyisi elimizdeki şansa bir göz atalım..


1- Mevcut ürünleri yeniden değerlendirip, değişik biçimlerde ve birden çok amaca hizmet edebilecek şekilde kullanmaya çalışmalıyız. Örneğin bir cephe kaplaması, aynı zamanda yüksek izolasyon değerine neden sahip olmasın?
2- Mevcut dış sistemlere ve malzemelere bağımlı, yapım ve işletim kayıpları yaratan inşaat ve enerji sistemleri yerine, yerel olanakları değerlendiren ve kendine yetebilen sistemleri tercih etmeliyiz. Yakın çevredeki malzemeler ve temiz enerji kaynakları mutlaka değerlendirilmelidir.
4- Şehirsel planlama ve mimari ölçekteki her türlü ulaşımı, yatay ve düşey sirkülasyon yollarını en kısa boyuta indirmek, insan ve çevre sağlığına en büyük yardımdır. Bu özen; daha az enerji, daha ekonomik yaşam ve daha az zehirli atık demektir.
5- Doğal enerjileri yararlı hale dönüştüren, kullanım ömrü bittiğinde kendisi dönüşümlü özelliğe sahip malzemeleri kullanmaya çalışmalı, simgesel amaç taşımayan binaları "ölüsü başa bela" durumuna getirmemeliyiz. Bu yüzden, işlevi sona erdiğinde doğaya geçit vermeyen moloz yığını olmaktan başka hiçbir özelliği kalmayan betonarme konusunda tercihimizi doğru kullanmalıyız.
6- Kullandığımız malzemelerin elde edilişleri sırasında harcanan enerjiyi gözeterek malzeme seçimi yapmalıyız. Toprak, taş, ahşap, beton, demir, cam ,alüminyum, plastik sıralaması enerji yoğun malzemelere referans vermektedir. Mecbur kalmadıkça "ilk akla gelen" kolaylığında malzeme tercihi yapmamalıyız.
7- Su, ısı, ses izolasyonu amacı ile kullanılan çağdaş malzemelerin çoğu enerji yoğun ve fosil kaynaklıdır. Önce sorun yaratıp, sonra bunu sağlığa ve keseye zararlı malzemelerle gidermeye çalışmak yerine, mimari tasarımlarda enerji akımlarına akıllıca yön vererek çözüm üretmeliyiz.
8- Hesapsızca inşa edilmiş betonarme bir yapının, sonradan petrol türevi izolasyon malzemeleri ile izole edilmeye çalışması, bu yetmemiş gibi doğal ve sıcak görüntü elde etmek için bir de ahşapla kaplanmaya çalışılması, Anıtlar Kurulunu kandırmak için bile düşülmemesi gereken mesleki ayıplardır.
9- Gereksiz cam kullanımından gereksiz beton kullanımına kadar, genellikle ihtiyaçtan değil, mimarın tanımlanamaz taleplerinden doğan yapılar, daha sahaya çıkmadan beş gol yemiş takım görüntüsündedirler. Bunların eksikleri üzücüdür ki ancak yaşarken anlaşılabilmektedir. Yaşam konforuna kavuşabilmeleri, bir o kadar daha harcama gerektirmekte, bunun yükünü öncelikle o mekanda yaşayanlar sonra da ülkeleri paylaşmak zorunda kalmaktadır.
10- Yapıların doğal bitki örtüsü ile desteklenmesi mümkündür. Güney cephelerine kışın yapraklarını döken, kuzey yönlerine ise yaz kış yapraklı bitkiler yerleştirilerek yapının ısıtılması ve soğutulmasına çevresel katkı olanağı araştırılmalıdır.
11- Mimari anlamda malzeme tercihlerimizde, yukarıda bir kısmı konu edilen önlemler, basitçe; sadece daha az enerji ve daha az para harcamak amaçlı olmanın sonuçları değildir. İnsanın içinde yaşadığı doğanın sürekliliği için de olmazsa olmaz koşullardır. İnsanoğlunun bu yerküredeki varlığı bu ve benzeri önlemlere hayati bir anlam yüklemektedir.
Doçent Dr. Semih ERYILDIZ ve Doçent Dr. Demet ERYILDIZ'ın 96 "Enerji ve Yapı Yüzeyi İlişkisi" konulu araştırmalarından yorum ekleyerek aktarmaya çalıştığım yukarıdaki sıralama, mimarlara sorumluluklarını hatırlatmaktadır.


Yüklə 1,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin