İSLAMIN RÜKÜNLERİ
Ebu Abdurrahman Abdullah bin Ömer bin el Hattab (r.a)’tan şöyle dediği rivayet edildi: Resulullah (sav)’i şöyle buyururken işittim. İslâm beş şey üzerine bina olunmuştur: Allahtan başka ilah olmadığına şehadet etmek, Muhammedin O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, beytüllahı haccetmek, ve ramazan orucu tutmak” Buhari ve Müslim rivayet etti.
Bu hadisi sahihayn İkrime bin Halidin İbni Ömer (r.a)’den rivatiyle tahric etti, yine Müslim başka iki yolla tahric etti (İbni Ömer’den) O’nun başka yollarıda var, bu hadis Cerir bin Abdullah el Bücliden O’da peygamber (sav)den rivayetlede sabit oldu, hadisinide Ahmed tahric etti. Bu hadisle murad: islam bu beş şey üzerine bina edilmiştir, bunlar rükünler gibidir. Bunu Muhammed bin Nasr el Mervezi essalat kitabındada tahric etti, O’nun lafzı: İslam beş direk üzerine bina edildi... ve zikr etti. Maksad islâmı binaya benzetmek ve bu beşini de binanın direklerine benzetmektir, bina bunlarsız, sabit olamaz, islamın geri kalan hasletleri bu binanı tamamlayıcısı gibidir.
Onlardan biri şeyi yitirirse bina noksan olur fakat bunun bozulmasıyla bozulmaz yine ayaktadır, bu beş direk bunun aksinedir, bunların yitirilmesiyle islâm kayb olur. Aynı şekilde iki şehadetin kaybolmasıyla da koybulur (İslam), iki şehadetle murad) Allaha ve rasulüne iman etmektir, bu bir rivayette böyle gelmiştir, Buhari ta’lik olarak zikretmiştir: İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Allah ve rasulüne iman... ve hadisin geri kalanını zikretti.
Müslimin bir rivayetindede: Beş şey üzerine, Allah tealanın tek kılınması üzerine.. yine O’nun bir rivayetinde Allah’a ibadet edilmesi ve başkasına küfredilesi şeklindedir. Bununla Allah’a ve rasulüne imanın islama dahil olduğu bilinir, geçen hadiste belirtildiği gibi.
Namaz kılmaya gelince: Onu terkedenin islamdan çıkaracağı dair çok hadisler varid oldu, Müslimin sahihinde Cabir (r.a)’den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Adam ile küfür ve şirk arasında namazın terki vardır “ Buna benzer Büreyde, Sevban ve Enes (r.a) ende rivayet edilmiştir.
Muhammed bin Nasr el Mervezi Ubade bin Samit (r.a)’den tahric etti, peygamber (sav) buyurduki: Namaz kasıtlı olarak terkedilmez, kim kasıtlı olarak terkederse, milletten dinden çıkmıştır (1)
Maz (r.a)dan, peygamber (sav) buyurduki: İşin başı islamdır, onun direğide namazdır (2)
Namazı evin direği gibi kıldı, direk olmazsa ayakta ev durmaz. Ömer (r.a) dedi ki: Namazı terkedenin islamdan payı yoktur. (3) Sa’d ve Ali (r.a) dedi ki: Onu terkeden küfretmiştir Abdullah bin Şakik dedi ki: Rasullulahın (sav) namaz dışında amellerden hiç bir şeyin terkini küfür olarak görmezlerdi (4) Eyyub eSühtiyanı dedi ki: İçinde ihtilafsız olarak namazın terki küfürdür” (5)
Bu söze selef ve haleften bir topluluk katıldı, bu ibnil Mübarek, Ahmed, ve İshak’ın sözüdür, İshak ehli ilmin bunda icmasının olduğunu hikaye ediyor. Muhammed bin Nasr elMervezi dedi ki: Bu ehli hadisin cumhurunun sözüdür Onlardan bir taifede beş rükünden birini terkedenin küfre gideceğini söyledi kasıtlı olarak bu Said bin Cübeyr, Nafi ve Hakemden rivayet etti, ve bu malikilerden İbni Hahibin sözüdür. Darekutni ve başkası Ebu Hureyreden (ra) şöyle dediği tahric etti: Rasullaha, hac her sene midir? denildi, buyurduki: Eğer evet deseydim üzerinize farz olurdu, farz olsaydı güç yetiremezdiniz, onu terketseydiniz küfre girerdiniz” (6)
(1) Taberani ve Muhammed bin nasr elMervezi kitabus salatta tahric ettiler, isnadlarında bir sakınca yoktur. (2) Tirmizi tahric etti. Hadis hasen, sahihtr (3) Malik, ibni ebi Şeybe ve İbni Sa’d tabakatta tahric etti. (4) Bu sahabeden büyük sayıda şahıslardan rivayet edilmiştir terğib ve terhib: 1/386 (5) İbni ebi Şeybe Ondan rivayet etti. (6) Aynı şekilde Abd b. Humeyd müsnedinde tahric eti.
Lalekai Mükemmel tarikiyle tahric etti, dedi ki: Bize Hammad bin Zeyd, O’na da Amr bin Malik elBekri, O’nada ebil Cevza, ibni Abbastan rivayetle anlatı mı, demişki: (S: 91) İslamın kulpu ve dinin kaideleri üçtür: Onlar üzerine islam tesis edilmiştir: Allahtan başka ilah olmadığına şehadet etmek, namaz ve ramazan orucudur, kim onlardan birini terkederse onun sebebiyle kafir olur, kanı helal olur, o gibisini malı çok ve haccetmemiş bulursun ve bu şekilde kafir olarak devam eder, ve bundan dolayı kanı helal olmaz, ve onu mali çok bulursun zekat vermez, bu kelide kafir olarak devam eder ve kanı helal olmaz” Bunu kuteybe bin Said Hammad bin Zeydden mevkuf ve muhtasar olarak rivayet etti. Hammadın kardeşi Said bin Zeyd Ömer bin Malikten bu isnadla merfu olarak rivayet etmiş ve demiştirki: Kim onlardan birini terkederse Allaha küfretmiştir, ondan ne farz nede nafile kabul olunur, kanı ve malı helal olmuştur, ondan sonrasınıda zikretmedi” Ömer (r.a)den haccetmeyne cizye ve yükleme istediği ve şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Onlar müslüman değiller” (1) İbni Mesuddan rivayet edildk: Zekatı terkeden müslüman değildir (2) Ahmedden bir rivayette: Hac ve oruç değil özellikle namaz ve zekatın terki küfürdür”
İbni Uyeyne dedi ki: Mürcie farzları terketmeyi günah saydılar, haram işlemekle aynıdır dediler, fakat bu ikisi eşit değildir, çünkü haramları helal saymaksızın işlemek ma’syettir, farzları cehalet veya özürsüzlük dışında terketmek-küfürdür-bunun açıklamasıda, iblisle peygamber (sav)’in sıfatlarını kabul edipt şeriatıyla amel etmeyen Yahudilerin durumudur,
Ahmed ve İshak namazı terketmenin küfür olduğuna iblisin Ademe secdeyi terk etmesini gösterdiler, çünkü Allaha sevdeyi terketmek daha büyük suçtur.
Sahihi Müslimde Ebu Hureyde (r.a)’den rivayet edildi, peygamber (sav) buyurduki: Adem oğlu secde ayetini okurda secde ederse, İblis (şeytan) ayrılır ve ağlayarak şöyle der: Bana yazıklar olsun, Adem oğlu secdeyle emrolundu ve secde yaptı, onun için cennet vardır, ve bende cecdeyle emrolundum, bense kabul etmedim banada cehennem var” (3)
Bilki bu beş direklerin hepsi birbirine bağlıdır, İmam Ahmedin müsnedinde olduğu gibi, bir kısmı olmaksızın, bir kısmı kabul edilmeyeceğine dair rivayet vardır. İmam Ahmed Ziyad bin Nuaym el Hadramiden şöyle dediğini rivayet etti: Rasullulah (sav) buyurduki: Dört şeyi Allah islamda farz kılmıştır, kim üçünü yaparsa ona hiç bir fayda vermez, taki hepsini yapıncaya kadar: Namaz, zekat, ramazan orucu ve haccetmek” Bu mürseldir.
Ziyaddan O’na Umare bin Hazmdan O’da peygamber (sav)den rivayet etti, (4) Osman bin Ata el Horasani den rivayet edildi, O’da babasından O’da ibni Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Rasullulah (sav) buyurduki: Din beştr, Allah onlardan bir kısımsız diğereni kabul etmez: Allahtan başka ilah olmadığına ve Muhammedin Allahın rasulü olduğuna şehadet etmek, Allaha meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, cennet ve cehenneme, öldükdükten sonra dirilmeye inanmak, bir dirdir, beş vakit namaz dinin direğidir, Allah imanı ancak namazla kabul eder, zekat günahlar temizleyicidir, Allah imanı ve namazı ancak zekatla kabul eder, kim bu üçünü yapar sonra ramazan gelirde orucunu kasıtlı olarak terkederse, Allah ondan iman, namaz ve zekatı kabul etmez. Kim bu dördünü yaparda sonra hac kendisine kolaylaşırda, ne hac yapar nede hac için vasiyyet verirse ve bazı ehlide onun yerine haccetmezse Allah ondan önceki dört (maddeyi) kabul etmez”
İbni ebi Hatim zikretti ve dedi ki: Babama bunu sordum, dedi ki: Bu hadis münkerdir, bu sözün Ata el Horasaninin kelamından olması muhtemeldir.
Derimki: Açıkçası bu İbni Ömer hadisinin tefsirindendir, ve Ata Şam’ın büyük alimlerindendir, İbni Mesud dedi ki: Kim zekat vermezse onun namazı yoktur, burda kabulün nefliyle sahih oluşu ve terkinden dolayı geri iadesinin gerekliliği murad edilmiyor, bununla razı olunmayacağı murad ediliyor, bu şi yapanın meleği orada övülmeyeceği, meleklerin onunla övünmeyeceği, murad ediliyor, kim bu rükünleri emredildiği vechiyle yaparsa bu manada kabul edilir.
(1) İbni Kesir tefsirinde zikretti. 1/ 386 (2) Tahric daha önce seçti (3) Müslim, Ahmed ve İbni Mace tahric etti, sahihtir. (4) Hadis mürseldir, rivayete, ibni lehia var, O zayıftır.
Kim bazısını yaparsa bu hasıl olmaz, her ne kadar terkeden gibi ceza görmesede, zimmetinden kurtulur ve aynı şeklide sevablanırda.
Burdan da şu bilinirki: Bazı haramları işlemekle iman noksanlaşır ve bazı taatların kabulüne engel olur, islamın bazı rükünlerindede zikrettiğimiz bu mana vardır, Peygamber (sav) buyurduğu gibi: Kim bir falcıya gelirde onun söylediğini tasdikederse kırk gün namazı kabul olmaz (2) ve Hangi bir köle efendilerinden kaçarsa onun namazı kabul edilmez.
İbni Ömerin hadisiyle şuna delil getirilir: Birisim çeşitli şeyleri kapsıyorsa, bazısının yok olmasıyla, ismin tamamen yok olması lazım gelmez. Bununla şöyle diyenin sözü çürütülür. Eğer ameller imana dahilse bir amelin yok olmasıyla dahil olduğu şeyde yok olur, çünkü peygamber (sav) bu beş şeyi islamın direkelri kıldı ve cebrail hadisinde islamı onunla tefsir etti, Talha bin Ubeydillah hadisindede: Bir bedevi arab peygamber (sav)’e islamdan sordu islamı ona bu beş şeyle tefsir etti (4) Bununla beraber imanda ihtilaf edenler diyorlarki: İki şehadet dışında islamdan bir haslet veya dört tanesi yok olsa bununla islamdan çıkılmaz.
Bazıları cebrailin islamın şeriatlarından sorduğunu, islamdan sormadığını rivayet ediyor bu lafız hadisimamları ve tenkidçileriyanında sahih değildir, onlardan bazıları: Ebu Zür’a er Razi, Müslim binel Haccac ve Ebu Cafer el Ukayli.. ve başkaları Alimler imanı ağaca benzettiler, o ağacın kökü ve dalalrı var,ağaç ismi bunun tamamına şamildir, eğer o ağaçtandalarından bir kısmı yok olsahala ağaç ismi devam eder ve noksan ağaç denilir, veya başkası ondan daha tamdır, denilir.
Allah bu şekilde şu ayette misal verdi: (Görmedinmi Allah nasılbir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dallarıgökte olan güzelbir ağaca (benzetti), (o ağaç) Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir) (5) Kelime (söz) ile murad: Tevhid kelimesidi, onun köküyle murad: Kalblerde sabit olan tevhiddir, onun yemişleriyse: İmandan ortaya çıkan salih amellerdir. peygamber (sav) mü’min ve müslümanı hurmaağacına benzetti (6) Eğer hurma ağacının dalarından veya meyvelerinden bir şey olmasa, hurmaismi tamamen yok olmaz, dalları ve meyveleri noksan olsa bile, İbni Ömerin bu hadisinde cihadı zikretmedi, halbuki cihad amellerin en faziletlisidir, bir rivayette İbni Ömere denildiki: Cihad? hakkında ne dersin) Cihad güzeldir fakat, rasullah (sav) bize bu şeklide bahsetti” dedi, bunu imam Ahmed tahric etti.
Muaz bin Cebel hadisinde: İşin başı islamdır, direği namazdır, zirveside cihaddır”
Zirvesi: Ondan en yüksek olan şeydir, fakat direklerinden değildir, buda iki vecihten dolayıdır:
Birincisi: Cihad ulemanın cumhuruna göre farzı kiyafedir, farzı ayn değildir bu rükünler (beş rükün) böyle deildir (farzı ayndır)
İkincisi: Cihad devamlı değildir, bilakis İsa (as) gelene kadardır, o zaman sadece islamdini kalacak o vakit harb kalmaz ve cihada ihtiyaç kalmaz Bu rükünler böyle değildir, kıyamet kopuncaya kadar mü’minler üzerine farzdır, Allah daha iyisini bilir.
(1) Hadis sahihtir, Müslim İbni Ömerden tahirc etti. (2) Müslim, Ahmed mü’minlerin annesinin bazısından rivayet etti, sahihtir. (3) Hadis sahihtir, Müslim Cabir bin Abdillah (r.a)’dan rivayet etti. (4) Hadis sahihtir, Buhari, Müslim, Malik-Ahmed ve ibni Hibban sahihinde rivayet etti. (5) İbrahim suresi, ayet: 24 (6) Hadis sahihtir, Hakim doğrulamıştır.
DÖRDÜNCÜ HADİS
(ALLAH İNSANI VE NASİBİNİ YARATTI)
Ebu Abdirrahman,Abdullah bin Mesuddan (r.a), dedi ki: Bize doğru ve doğrulanmış rasullalah (sav) anlattı ve buyurduki:Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırkgün nutfe olarak toplanır, sonra bunungibi kırk gün kanpıhtısı, sohra bir çiğnemlik et parçası olur, sonra ona melek göndelilir ve ona ruh üfülür ve meleğe dört şeyle emrolunur: Rızkının, ecelini, amelini ve şaki ve said olduğunu yazması. Kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemin olsunki, sizden biriniz cennet ehlinin amelini yapar, taki kendisiyel cennet arasında ancak bir arşın mesafe kalır, sonra üzerinne bir yazı geçer ve cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme girer. Ve sizden biriniz cehennem ehlinin amelini yapar taki cehennemle arasında bir arşın kalır ve üzerine bir yazı geçerde cennet ehlinin amelini yapar ve oraya girer. Bunu Buhari ve Müslim rivayet etti. (1)
Bu hadisin sahihliği üzerined ittifak vardır, ümmet kabul etmiştir. A’meş Zeyd bin Vehb’ten o’da ibni Mesuddan rivayet etti. yine onun yoluyla şeyhan (Buhari ve Müslim) sahihelrinde tahric ettiler, Muhammed bin Yezid el Esfatiden rivayet edildi, dedi ki: Peygamber (sav)’i uyurken rüyada gördüm, dedimki: Ey Allahın resulu ibni Mesudun senden rivayet ettiği hadis? ki şöyle demişti: Rasullah (sav) doğru ve doğrulunmıştı o Rasullah (sav) buyurduki: Kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemen olsunki üç kere buyurarak onu ben anlattım” sonra: Onu anlattığı sebebiyle Allah’a yemin olsunki üç kere buyurarak onu ben anlattım” sonra Onu anlattığı sebebiyle Allah A’meşe mağfiret etsin, ve Allah onu A’meşten ve sonrada anlatana mağfiret etsin” buyurdu (2)
İbni Mesuddan başka yönlerdende rivayet edildi:
Rasulullah (sav) buyurduki: “Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk gün nutfe (meni, embriyo) olarak toplanır” İbni Mesuddan onun tefsiri rivayet edildi, A’meş Hayseme’den O’da İbni Mesuddan şöyle dediğini rivayet etti: Nutfe (meni) rahime girdiği zaman her bir kıl ve tırnağa gider, kırk gün kalır, sonra rahme iner ve kan pıhtısı olur, işte bu toplanmasıdır, Bun İbni Ebi Hatim ve başkası tahric etti. (3)
Toplanmanın tefsiri merfu olarak başkabir manaylada rivayet edildi: Taberani ve İbni Mende (tevhid) kitabında tahric etti. (Malik bin el Huveyristen) peygamber (sav) buyurduki: Allah teala bir kulu yaratmayı istediği zaman adam karısıyla ilişkide bulunur, ve adamın suyu (menisi7 kadının her uzvuna ve damarına gider, yedinci gün olunca Allah teala toplar..” sonra şunu okudu: (Seni istediği şekilde birleştiren (4) İbni Mende dedi ki: Ebu İsa ve Nesainin resmi üzere isnadı muttasıldır (5)
İbni Cerir ve İbni Ebi Hatim Mazhar bin el Heysemden Oda Musa bin ali Bin Rabahtan O’da babasından, O’da dedesinden rivayetla tahric etti,
Peygamber (sav) dedesine buyurduki: Ey filan senin nelin doğdu? Ey Allahın rasulü, benim ve oğlum yada babasına benzemesi umulur, dedi. Peygamber (sav) buyurduki: “Sizden biriniz böyle söylemesin, nutfe rahimde yerleşince, Allah o nutfeyi kendisiyle Adem (a.s) arasındaki her soya getirir sen şu ayeti okumadınmı: (Seni istediği şekilde birleştiren), dedi ki: Gezdiren, bu isnad zayıftır (6) Mazhar bin Heysem gerçekten zayıftır, Buhari dedi ki0 Bu hadis sahih değildir, Musabin Alinin babasından isnadıyla zikrettiği ve dedi ki: Babası ancak Ebu Bekir (r.a) zamanında müslüman oldu, yani o sahabe değildir.
_______
(1) Hadis sahihtir, Ahmed ve Kütübü sitte ashabı tahric etti. (2) Lalekai usulul itikadda zikretti (3) Aynı şekilde Beyheki el Esma vessıfatta tahric etti, Hattabi mealimüssünende tahric etti. (4) İnfitar suresi, ayet: 8 (5) Taberani üç kitabında tahric etti. Beyheki, esma ve sıfatta tahric etti, Heysemi dedi ki: Adamları güvenilirdir. (Mecmauzzevaid: 7/134) (6) Taberi ve ibni Hatim ve Taberani kebirde tahric etti, ibni Kesir tefsirinde dedi ki: İsnadı sabit değildir 4/481
Bu manaya peygayber (sav)’in ona buyurduğu şu hadis şahiddir: O dedi ki: Karım siyah oğlan doğurdu, “Her halde ırkına çekmiştir” (1) buyurdu.
Sonra aynı şekilde Aleka olur” Yani kırk günde. Aleka: Kandan bir parça Sonra aynı şekilde bir çiğnem et olur Yani kırk günde Mudğa:bir parça ettir.
Sonra ona melek gönderilir, ve onu ruh üfülülür, ve dört şeyle meleğe emredilir: Rızkını , ecelini, amelini, şaki ve said olduğunu yazmakla7 Bu hadis yüzyirmi günde üç merhaleye geçildiğine işaret ediyor, her bir merhale kırkg ün içinde, ilk kırkg ünde nutfe, sonra ikinci kırkgünde kan pıhhsı, sonra üçüncü kırk gündebir çiğnem et oluyor yüzyirmi günden sonra melek ona ruh üfürüyor, ve ona bu dört şeyi yazıyor.
Allah teala kuranda ceninin bu merhalelerden geçmesini bir çok yerde zikretti, Allah tealanın şu kavli gib: (Ey insanar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilinki -biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra kan pıhtısında, sonra (önce) uzuvları belirsisiz, (sonra) belirlenmiş et parçasından yaratktık ki size kudretimizi gösterilim. (2) Bu üç merhaleyi zikretti: Nutfe, kan pıhısı ve bir çiğnem et bir çok yerde zikri geçiyor, bazı yerlerde buna ziyade yapılarak zikrediliyor, mü’minun suresinden Allah tela buyurduki: (Andolun ki biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yaratık. Sonra onu sağlam bir karargahta nutfe haline getirdik.Sonra netfeyi kan pıhtısı yaptık. Peşinden kan pıhtısını bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık.Sonra onu başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir. (3) Bu Ademoğlunun yaratılıp ruh üflenmesinden önceki yedi merhalesidir.
İbni Abbas (r.a) diyorduki: Adem yedi şeyden yaratıldı, sonra bu ayeti okuyordu. Azlden (meniyi rahmin dışına akıtmak) soruldu, bu ayeti okudu ve dedi ki: Bu sıfatlar geçmeden kimse yaratılırmı, (S: 98) Bir rivayetede dedi ki: Bu yaratılış merhalesinden uğramadan hiç bir nefis ölürmü? (4)
Rifaa bin Rafiin şöyle didiği rivayet edilir: Benim yanıma Amr, Ali ve Zübeyr sa’d ve rasulullahın ashabından bir grub oturdu ve azli zikrettiler ve didilerki: Onda bir sakınca yoktur bir adam dedi ki: Onu diri diri toprağa gömmenin küçük şeklidir, diye zanediyorlar. Ali (r.a) Yedi merhaleden geçmeden diri diri toprağa gömmek gibi olmaz, (yedi merhalede)) Çamurdan, sonra nutfe, olur, sonra kan pıhtısı, sonra bir çiğnem et parçası, sonra kemik, sonra et, sonra başka bir yaratılış (insan şekli) olur. Ömer (r.a) Doğru söyledin allah dünyada kalışını uzun etsin, dedi. (5)
Fikihlerdenbir kısmı kadınlara ruh hala verilmemiş olan ceninin düşürülmesine ruhsat vermişlerdir ve bunu azl gibi kılmılardır, bu söz zayıftır, çünkü cenin çocuk olmuştur ve belkide şekillenmiştir,azlde ise çocuk tamamen ortada yoktur, sadece çocuğun oluşumunun engellenmesine sebebiyet vermiştir, Bazan çocuğun meydana gelmisi azllede engellenemez, eğer allah yaratmayı dilemişse, peygamber (sav)’e azlden sorulunca buyurduki: “Size azletmemeniz gerekmez, nefes alan her bir nefsi Allah yaratacaktır” (6) Bizim ashabımız (hanbeliler) çocuk kan pıhtısıolduktan sonra annenin düşürmesi caiz olmaz, dedi, çünkü nutfeye zıt olarak çocuk olmaya baş,lamıştır, nutfe hala çocuk olmaya başlamamıştır, başlamayabilirde, Kemiklerin zikredildiği İbni Ahmed Ali bin Zeyd rivayetinde tahric etti ki:ben Ebu Ubeydenin şöyle dediğini duydum: Abdullah dedi ki: Ben Ebu Ubeydenin şöyle dediğini duydum: Abdullah dedi ki: Rasulullah (sav) buyurduki: Nutfe kırkgün rahimde aynı hayile değişmeden durur, kırk gün geçince kan pıhtısı olur, sonra aynı şekilde bir çiğnem et, sonra kemik olur, Allah onun yaratılmasını ve tesviye (düzgünleştirilmesini) istediği zaman ona melek gönderir..” ve hadisin geri kalanını zikretti (7) (1) Buhari ve Müslim Ebu Hureyreden tahric etti. (2) Hac suresi, ayet: 5 (3) Mü’minun suresi, ayet: 12-14 (4) İbni Ebi Hatim ve Abdurraazzak musannefirde ve ibnil Münzir tahric etti, edürrül Mensur: 5/10, Beyrut baskısı, (5) Eser zayıftır, rivayette ibni Lehia vardı. Darekutni elmü’letef velmuhtelefte tahric etti.
(6) Hadis sahihtir, Ahmed, Buhari, Müslim ve İbni Hiban tahric etti. (7) Ahmed Ebu Ubeyde bin Abdullah bin Mesuddan tahric etti. Heysemi mecmauzze vaidde dedi ki: Ebu Ubeyde babasından dinlememiştir, Ali bin Zeydin hıfzı zayıftır.
Ebu Asımdan rivayet edilir, O’da Ebu Vali-O’da İbni Mesuddan rivayet etti, peygamber (s.a.v) buyurduki: (Nutfe rahimde yerleşince kırk gece nutfe olur sonra kan pıhtısı olur kırk gece, sonra kırk gece sonra kemik olur sonra alah kemiğe et giydirir.” (1) Ahmenin rivayetinde cenine ancak yüz atmış günde et giydirileceğine işaret ediliyor, şüphesiz bu bir hatadır, çünkü yüz yirmi günde zikre geleceği gibi yüzyirmi günde ruh üfleniyor. Ali bin Zeyd İbni Cüdandır, onunla delil olmaz.
Huzeyfe bin Üseydin hadisinde ikinci kırk günün evvelinde etlerin ve kemiklerin yaratıldığına işaret variddir, sahihi Müslimde Huzeyfe bin Üseyddan rivayet edildi, Allah ona bir melek gönderir, ona şekil verir, işitme, görmesini, cildini etini ve mekiklerini yaratır, sonra yarabbi erkek mi yoksa dişi mi? der Rabbin dilediği gibi hüküm verir ve melek yazar ve derki: Ya Rabbi onun eceli? Ve rabbin dilediğini buyurur, ve melek yazar, sonra melek elindeki sayfayla çıkar, ve emrolunduğa ne ziyade nede noksan yapar?
Bu hadisin zahiri, cenine şekil verilmesini, işitmesinin görmesinin, derisinin, et ve kemikelrinin yaratılışının ikinci tırkın evvelinden olduğuna işaret ediyor, ve bundanda ikinci kırkında et ve kemik olması lazım geliyor.
Bazısı bunu yorumladı: Nutfe akın pıhtısı olunca onu meleğin parçalara ayıracağını bazısını deri, bazısını et, bazısını kemik yapılacağını ve bütün bunlarında vücudundan önce takdir edileceğini söylüyorlar. Buda hadisin zahirine zıttır, hadisin zahirinde: Onu ikinci kırkta bütün bu parçaları yaratıp şekillendiyor.
Geçen Malik bin Huveyris hadisinde şekillendirmenin yedince gününde olduğuna olduğuna işaret ediyor. (S: 100) Allah teala buyurduki: Gerçek şuki, biz insanı katışık bir nutfeden içindeki damarlar olarak tefsir etti. İbni Mesud dediki?? Damarlarıdır. (3)
Tıp alimleride buna uygun zikrettiler ve dediler ki: Meni rahime girdiği zaman onda yağlılık olur, bu altı veya yedi gün böyle olur, bu güner içinde rahmin herhangi bir yeteneği dışında nutfe şekillenir, daha sonra devam eder, bundan üç gün sonrada çizgiler ve noktalar başlar, bazan bir önce veya sonra da olabilir. Sonra altı gün sonra ki bu onbeşince gündür (pıhtılaşmanın) kan her tarafa nüfuz eder ve aleka (yapışmış) olur, sonra azalar açıkça ayırt olunmaya başalr, bazısı birbirini yapışıklıktan ayrılır, dokuzgün sonra baş omuzlardan ayrılır, parmaklar ayrılır, bazısı belirli, bazısı belirsiz olur.
Dedilerki: Erkeğin en erken şekillenmesi otuz gündür, ceninin şekillenmesinde ortaya vakit ouz beş gündür kırk beş gündede olabilir, ve didelerki: Düşüklerde otuz günden önce tamamlanmış erkek bulunmamıştır,kırk günden önce tamamlanan kızda bulunmamıştır. Bu Huzeyfe bin Üseydin rivayet ettiği ikinci kırkın başıda yaratılma hadisine uygundur, yine o rivayette aynı günlerde et oluşunada işaret edilmiştir. Bazısı İbni Mesud hadisini şuna yorumlamışlardır. İlk kırk günde ceninde meni vasfı galibtir, ikinci kırk günde pıhtılaşma özelliği, üçüncü kırk gündede bir çiğnem et olma özelliği galibtir, bu her ne kadar yaratılışı ve şekillendirilmesi tamamlansada böyledir, İbni Mesud hadisinde cenin şekillendirilmesinin vakti zikredilmemiştir, dediler. (4)
Yine ibni Mesuddan üçüncü kırktan önce şekillendirmenin olacağı rivayet edilmiştir.
______
(1) Daha önce geçtiği gibi taberani sağirde tahric etti. (2) İnsan suresi, ayet: 2 (3) Taberani Mesudi Tarikiyle tahric etti. Heysemininin dediğ gibi karışmıtır.
Mecmauzzevaid: 7/207 (4) Müslim şerhi 16/191
Şa’bi Alkameden O’da İbni Mesuddan rivayet etti, dedi ki: (S: 101) Nutfe rahimde karar kılınca ona melek gelir ve onu eline alır ve deki: Ya rabbi yaratılan mı yoksa yaratılmayan mı? Eğer yaratılmayan denilirse canlı olmaz, rahimler onu kan olarak atarlar, Eğer yaratılmıştır, denilirse, melek: Ya rabbi erkek, yoksa dişimi, şakimi yoksa saidmi? der, ecel eser nedir ve nerde ölecek der? Nutfeye: Rabbin kim? denir. Allah, der, sana rızık veren kim? denir, Allah der. Kitapların anasına (levhi mahfuza) git ve sen orada bu nutfenin kıssasını bulacaksın, denir ve yaratılır, dedi, ecelince yaşar, rızkını yer, iz (eser lerine basar (oralarda gezer), eceli gelince ölür ve defnedilir, Şa’bi daha sonra şu ayeti okudu: (Ey insanlar, eğer biz öldükten sonra dirilmekten şüphe içindeyseniz, muhakkak ki biz sizi topraktan sonra nutfeden yarattık..) Bir çiğnem ete ulaşırsa canlı olru, eğer yaratılmamışsa rahimler onu kan olarak atar, yaratılmışsa canlı olur. Bunu ibniebi Hatim ve başkası tahric etti. (1)
Başka bir vecihle yine ibni Mesuddan rivayet edildi: Seksen günden önce şekillendirme yoktur, Süddi Ebi Malik ve Ebu Salihten O’da İbni Mesuddan (r.a)’tan rivayet etti. Mürre el Hamedani’den o4da ibni Mesuddan ve rasulullahın (sav) ashabından bir kısımlarından rivayet eti, rivayet Allah tealanın şu kavli hakkındandır: (O ki dilediği gibi siz rahimlerde şekillendirendir) (2) dedi ki: Nutfeler rahimlere düştüğü vakit kırk gün cesedde dolaşır, sonra kırk günde kan pıhtısı olur, sonraki kırk günde bir çiğnem et olur, yaratılmaya ulaşırsa, Allah ona bir melek gönderir ona şekil verir, bir melek bir toprakla gelir ve onu bir çiğnemlik etle karıştırır ve onunla onu macun yapar ve sonra emroluduğu gibi ona şekil verir ve: Erkek mi, yoksa dişim? Şakimi yoksa saidmi? Rızkı nedir? Ömrü nedir? İzi ve musibetleri nedir? ve Allah tealada buyurur, melekte yazar, ve cesed ölünce ve toprağın alındığı yere defnedilir, Bunu ibni Cerir Taberi tefsirinde (3) tahric etti, fakat Süddi’ye ihtilaf edilmiştir. İmam Ahmed ona itiraz ediyordu (farklı isnadları bir tefsirde toplamasına ) yine aynı şekilde o ve başkası bir hadis için çeşitli isnadları toplamasından dolayı Vakidi’ye itiraz ediyordu.
Dostları ilə paylaş: |