İkinci kısım:Kendisinden telef etmekle faydalanılan, eğer ondan en büyük kasıt haram kılınmış ise satmak haramdır, domuz, içki ve ölünün satımının haram olduğu gibi, bazısında haram kılınmamış menfaat bulunmakla birlikte böyledir, muztar (mecbur kalmış, zaruret hasıl olan) kimsenin ölü etinden yemesi gibi, boğazı tıkanan kimsenin içkiyle onu aşağı indirmesi gibi veya onunla yangını söndürmek, bir topluluğa göre domuzun kılıyla dikim yapmak, uygun görene göre kılı ve derisiyle faydalanma gibi, fakat bütün bu menfaatlar kastolunmuş olmayınca önem verilmemiştir en büyük maksat ölü ve domuzda yemek olduğu için satışı haram kılındı, bunun dışındaki şeylere iltifat edilmedi, Peygamber (s.a.v.) kendisine:
“Ölünün iç yağı hakkında görüşünüz nedir, çünkü onunla gemi yağlanıyor, deriler yağlanıyor ve insanlar onunla lamba yakıyor” denilince bu manaya işaret ederek, buyurdu ki:
“Hayır, o haramdır.” İnsanlar:“O haramdır” sözünün yorumunda ihtilaf etti, bir gurup dedi ki:Zikrolunan şekilde iç yağından faydalanmanın haram olduğunu murad etti.
(1)Müslim, Malik Muvatta’da, Nesai tahric etti, sahihtir (Camiulusul: 1/377).
(2) Ahmed Müsned’inde tahric etti, hadis zayıftır, senedinde Ali bin Yezid el-Elhani eş-fiami var, Buhari’nin dediği gibi o münkerul hadistir, Nesai ve başkasının dediği gibi o güvenilir değildi (Mizanul İtidal: (3/161).
(1)Tirmizi(3193) tahric etti ve dedi ki:Bu hadis garibtir, yine ibni Mace’de tahric etti senedindeAli bin Yezid var onun hadisi zayıftır.
(2)İkiside zayıftır, Ömer hadisiniTaberani tahric etti, senedinde Yezid bin Abul Melik en-Nevfeli var Heysemi Mecma’da (4/91) dedi ki:O metruktür, imamların cumhuru onu zayıf gördü, bir rivayette ibnu Main’den: Onda bir beis (sakınca) yoktur dediği, diğer birinde de zayıf dediği rivayet edildi, Ali hadisini EbuYa’la tahric etti Heysemi (geçen yerde) dedi ki: Senedinde ibni Nebhan var o metruktür.
O vakit bu ölünün satımıdan men etmeyi kuvvetlendirmek olur, çünkü onun hiçbir şeyiyle faydalanmayı mübah kılmamıştır.
Diğer biri dedi ki: Bilakis onun satışını haram olduğu murad etti, bu vecihlerle istifade edilyor olsa fakat iç yağından en büyük maksat yemektir, bunun için satışı haramdır.
Alimler ölünün iç yağıyla faydalanma hakkında ihtilaf etti, buna Ata ruhsat verdi, yine ibni Mansur Ahmed ve İshak’tan nakletti, ancak ishak dedi ki: Ona ihtiyaç duyulunca, fakat ihtiyaç duyulmuyorsa hayır, Ahmed dedi ki: Eliyle dokunmazsa caizdir, bir gurup dedi ki: Bu caiz değildir, bu Malik, fiafii ve Ebu Hanife’nin görüşüdür ibni Abdil Ber Ata dışına icma olduğunu hikaye etti. Temiz yağlara gelince necasetlerden birine düşmekle pislenirse lamba yakmada kulanılmasının caizliği hususunda imam Ahmed ve fiaii mezhebi arasında meşhur ihtilaf vardır, hakkında Ahmed’den iki rivayet vardır.
Çoğunluğuğa göre satışı caiz değildir, Ahmed’den bir ri vayette necaseti bilinmekle kafire satışı caizdir, bu Ebu musal Eşari’den de rivayet edildi.
Ashabımızdan bazısı satışın caizliğini onunla aydınlanma üzerine çıkardı bu zayıftır, Ahmed’in ifadesine zıddır, çünkü ölünün iç yağının satımı caiz değildir, faydalanmanın caizliği söylensede böyledir. O ikisinin temiz oluşunu söyleyene göre kıl ve domuz gibidir, yine tabaklanmaksızın temiz olduğu görüşünde olana göre deri ve böyledir, Zühri’den hikaye edildiği gibi, Buhari’nin bablaması buna delildir, şununla delillendirdi: “Ölüden ancak yemesi haram kılındı”1 tabaklanmadan önce derinin pis oluşuna görne cumhura göreyse çoğunluğu satışını men ediyor çünkü ölüden bir parcadır. Bazısı şaz kaldı ve necis elbise gibi satışını caiz gördü, fakat elbise temizdir, sonradan pislik bulaşmıştır, ölünün derisi kendinden bir parçadır, zatı pistir.
Salim bin Abdullah ibn Ömer dedi ki: Ölünün derisini satışı ancak etin yemek gibi midir?1 Tavus ve İkrime bunu mekruh gördü.2 Nahai dedi ki: Satıp paralarını yemeyi mekruh görüyorlardı3 tabaklanınca temizleneceğini söyleyene göre satışı caizdir, bununla temizlenmediği görüşünde olan göre satışı caiz değildir, Ahmed eşek sidiği bulunan buğdayın yıkanıncaya kadar satışın yasak olduğunu ifade etti, herhalde hali bilinmeyen satış murad etti, yiyip necis olduğunu bilmeyebilir korkusuyladır.
Köpeğe gelince Sahihayn’de Ebu Mesud el-Ensari’den sabittir ki: “Peygamber (s.a.v.) köpek satış bedelini yasakladı”4 Müslim’in sahihinde5 Rafi bin Hadic Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitti: “Kazancının en şerlisi zinacı kadının parası, köpeğin satış bedeli ve haccamın (hacamat yapan, kan alan) kazancıdır” yine onda Ma’kıl el-Cezeri Ebu’z Zübeyr’den yaptığı rivayetten bilinendir, imam Ahmed Makıl’ın Ebuz Zübeyr’den olan rivayetlerine itiraz etti (münker gördü) ve dedi ki: Bu ibnu Lehia’nın hadislerine benziyor, bu takib edildi ve Allah rahimehullahın dediği gibi bulundu.
Alimler köpeğin satışında ihtilaf etti, çoğunluk haram kıldı, Evzai, meşhur rivayette Malik, fiafii, Ahmed, İshak bunlardandır.
(1) Sahihtir, ibni Abbas’tan ibni Mace haricinde cemaat tahric etti (Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud (2/205), Tirmizi ve Nesai) (Neylül Evtar: 1/6).
(2) İbnu Ebi fieybe Musannef’inde zikretti
(3) İbni Ebu fieybe Musannef’inde rivayet etti, Salim’den sabit olan ölünün derisinden istifadenin caizliğidir, bu ibnu Mesud, Said bin Müseyyeb ve başka topluluğun görüşüdür (Neylül Evtar: 1/62).
(4) (Sahihtir, Ebu Mesud’dan (Ukbe bin Amr) cemaat tahric etti (Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, ibni Mace ve Nesai (Neylül Evtar: 5/143).
(5) Müslim şerhi: 10/232.
(6) Müslim Ebu Davud (2/249-250) Ahmed tahric etti (Neylül Evtar: 5/143.
Ebu Hureyre dedi ki: O haram maldır.”1 İbni Sirin dedi ki: O kazancın en pisidir.2 Abdurrahman bin Ebi Leyla dedi ki: Ha domuz parası ha köpek satış parası yemişim,3 onların alınacak tarafları var;
Birincisi: Satışı necisliğinden dolayı yasaklandı, onlar zıt pis olan her şeyin satışın haramlığı yapıştılar, bu fiafii, ibni Ceriri Taberi’nin görüşüdür, ibni Ukayl ve başkası gibi ashabımızdan bazısı da buna uydu, eşek ve katırın necis olmadığı dediğimiz zaman satışın caiz olduğunu söylüyoruz diyorlar, bu da icmaya muhaliftir.
İkincisi: Köpekten istifade, ve mutlak olarak eve alma eşek ve katır gibi mübah değildir, ancak köpek edinmek özel ihtiyaç için mübah kılınmıştır, bu da satışını mübah kılmıyor, ölü ve kana duyulan zaruret satışını caiz kılmadığı gibi, bu ashabımız ve başkalarında bir grubun itirazıdır.
İkincisi: Onun satışı değersizliğinden yasaklandı, onu muhamet ve cimrilerin dışında kimsenin yanında kıymeti yoktur bulunması koyladır, ihtiyaçtan fazlasıyla ihtiyaç giderilmesine tevşik için parasını alınması yasaklanmıştır, bu seleften Hasan’ı Basri’nin itirazıdır, yine asahabımızdan bazısı kendinin satışı hakkında böyle dedi bir grup edinilmesi mübah olan köpeğin satışına ruhsat verdi ve köpeği gibi, bu Ata, Nahai, Ebu Hanife ve ashabımızın görüşüdür, Malik’ten rivayetle dediler ki: Onun denilmesi haram kılınanın satışı yasakalanmıştır. Hammad bin Selem Ebu Zübey’den, o da Cabir’den rivayet etti: “Peygamber (s.a.v.) av köpeği dışında, köpek ve kendinin satış parasını yasakladı” bu Nesai tahric etti4 ve dedi ki: Bu hadis münkerdir, yine dedi ki: Sahih değildir, Darekutni5 bunun bir mevkuf olduğunu zikretti Ahmed dedi ki: Av köpeği hususunda Peygamber (s.a.v.)’den ruhsat sahih değildir, Beyheki1 ve başkası bazısı ravilere bu istisna karışık geldiğini ve bunu satıştan istisna, zannetikleri işaret etti, istisna ancak edinme hususundadır, Hammad bin Selem’in Ebu’z Zübeyr’den rivayetleri kuvvetli değildir.
Kim bu hadis müslüman şartı üzeredir demişse, bazı müteahhirden bir grubun zannettiği gibi, hata etmiştir çünkü Müslim Hammad bin Seleme’den rivayetle Ebu’z Zübeyr’den hiçbir şey tahric etmedi, temyiz kitabında2 onun çok şeyhlerinden yaptığı rivayetleri kuvvetli değildir açıklamasını yaptı.
Kendini satışın mekruhluğu hususunda alimler ihtilaf etti, bazısı mekruh gördü Ebu Hureyre, Cabir, Tavus, Müvahhid, Cabir bin Zeyd, Evzai ve bir rivayette de Ahmed’den rivayet edildi, Ahmed dedi ki: O yırtıcıların derisinden daha ehvendir, bu ashabımızdan ebu Bekir’in tercihidir, Hasan ibni Sirin, Hakem ve Hammed rivayetinde ibni Abbas ve Ata kendi satışnıa ruhsat verdi, bu Sevri Ebu Hanife, fiafii, Malik ve meşhur rivayette Ahmed’in görüşüdür, İshak’ın iki rivayeti vardır, Hasan’dan satışın mekruhluğu ve faydalanmak için satın alışın ruhsatlı olduğu rivayet edildi, onlardan bazıları satış hakkındaki yasağı doğrulamadı, Ahmed dedi ki: Hakkında sabit veya sahih olan bir şey bilmiyorum, yine dedi ki: Hakkındaki hadisler ihtilaflıdır.
Bazısı yasağı hakkında gerçekleşmeyecek olana hamletti, kara kedisi ve benzeri gibi, bazısı dedi ki: Ancak satış yasaklandı, çünkü bu düşüklüktür ve kişiliğin zayıflığındandır. Çünkü bulunması kolaydır ve ihtiyaç duyulmuştur, bu fazlasını vermekle kendilerine bir zararı olmayan insanların ihtiyaçlarıdır, buna cimrilik kınanmış kötü ahlakların en çirkinlerindendir, bunun için parasın anılması yasaklanmıştır.
Yenilip faydalanılmayan geri kalan hayvanlar ise, haşarat vb. gibi satış caiz değildir, bazısı hakkında zikredilen fayda azdır, satış mübah kılmaz, Peygamber (s.a.v.)’e ölüde bulunan istifade zikredilince ölünün satışını mübah kılmadığı gibi bunun için sahih olan kan emen sülüğün satışı mübah kılınmamıştır.
(1) İbnu Ebi fieybe Musannef’inde rivayet etti.
(2) İbnu Ebi fieybe zikretti.
(3) İbnu Ebi fieybe zikretti.
(4) Nesai Sünen’inde Cabir’den tahric etti, Hafız ibni Hacr Fethul Bari’de dedi ki: İsnadın adamları güvenilirdir, ancak sahihliğinde itham var, benzerini Tirmizi Ebu Hureyre’den tahric etti fakat ravilerinden biri Ebu’l Mühzim’dir, o zayıftır. Ata ve Nahai dedi ki: Av köpeği caizdir, başkası değil. (Neylül Evtar: 5/144)
(5) Darekutni Sünen’inde tahric etti.
(1) Beyheki süneni Kübra’da tahric etti.
(2) Zikredilen kitaba bak. s: 170 ve sonrası.
Av için faydası olan sırtların atmaca ve doğan gibi şeyler ashabın çoğu Ahmed’den iki rivayet hikaye etti. Bazısı şatışını caiz gördü ve buna icma olduğunu zikretti, mekruhluk rivayetin tevil etti, Kadı Ebu Yala’nın “Mücerred”de yaptığı gibi.1
Bazısı dedi ki: Atmaca ve sırtların satışı caiz değildir. Hakkında caizliğine dair başka bir vecihte hikaye edildi, bunlar atmacaların satışına cevap verdi ve hakkında muhalif hikaye etmedi, bu EbuMusa’nın görüşüdür, alimlerin çoğudur, Ahmed’den gelen rivayetlerin çoğuna göre caizdir, av öğretilmemiş olan hakkında geleni rivayette durakladı.
Hallal dedi ki: Amel cemaatin rivayet ettiğine göredir, bütün halde satış caizdir, ashabımızdan bazısı filin hükmü sırtalının hükmü gibi kıldı buna mülahaza vardır, Ahmed’den Hanbel rivayetinde ifade edilen onu alımı da satımı da ve yırtıcı gibi kılınması da helal değildir.
Satımı yasaklananlardan: Öldürdüğü zaman kafirlerinl şerleridir, imam Ahmed2 ibni Abbas (r.a.)’dan şöyle dediğini rivayet etti: Handek savaşında müslümanlar müşriklerden bir adamı öldürür, leşine karşılık kendilerine mal verildi bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Onlara leşlerini veriniz, çünkü o pis leştir diyeti de pistir, onlardan bir şey kabul etmedi” bunu Tirmizi tahric etti ve laf diyeti de pistir, lafzı şudur “Müşrikler müşriklerden bir adamı cesedini satın almak istediler, Peygamber (s.a.v.) onlara satmayı reddetti.”1
Bunu Veki kitabında başka bir vecihten İkrime’den mürsel olarak tahric etti, sonra Veki dedi ki: Leş satılmaz. Harise dedi ki: İshaka dedim ki: Müşriklerin leşlerini müşrikler satma hakkında ne diyorsun? Dedi ki: Hayır. EbuAmr eş fiaybani rivayet etti. Ali hristiyanlaşan Müstevrid el-İcliyi getirdi tevbe taleb etti tevbe etmeyi reddeti, bunun üzerine onu öldür, hıristiyanlar leşinin otuz bin karşılığında istediler, Ali reddeti ve yaktı.2
(1) Usulu fıkıh hakkında bir kitabtır.
(2) Hadis zayıftır, Ahmed Müsned’inde tahric etti, isnadında bu da ibnu bab var o zayıftır.
(1) Tirmizi (1715) tahric etti ve dedi ki: Bu hadis garibtir, ancak Hakim hadisinden biraz yine Haccac bin Ertad Hakem’den rivayet etti, Ahmed bin Hanbel Hakem’den rivayet eden ibnu Ebi Leyla hakkında dedi ki: Ebu Leyla’nın hadisiyle de getirilmez. Buhari dedi ki: İbnu Ebi Leyla sadıktır, fakat hadisin hangisi sahih, hangisi zayıf biliyoruz. Ben ondan bir şey rivayet etmiyorum.
(2) Beyheki, Abdurrazzak ve ibni ebi fieybe tahric etti ibnu Türmani’nin “cevherun nakiy” de zikrettiği gibi Beyheki’nin süneninde dip notunda- isnadı sahihtir.
KIRKALTINCIHADİS
Her Sarhoşluk veren haramdır
Ebu Bürde’den Oda Abbasından, O da Ebu Musal Eşrai’den rivayet etti: Peygamber (s.a.v.) onu Yemen’e gönderdi, orada yapılan içeceklerden ona sordu, o nedir? buyurdu. Dedi ki: Bit ve Mizr’dir. Ebu Bürde’ye; bit nedir? denildi, bal şerbetidir dedi. Mizr: Arpa suyudur dedi, bunun üzerine; “her sarhoşluk veren haramdır” buyurdu. Bunu Buhari tahric etti.1
Bunu Müslim’de tahric etti, lafız: “Rasulullah (s.a.v.) beni ve Muaz’ı Yemen’e gönderdi, dedi ki:
“Ya Rasulullah, bizim yerimizde arpadan mizr diye bir içecek baldan bit denilen içecek yapılıyor” bunun üzerine:
“Her şarhoşluk veren haramdır” buyurdu. Müslim’in bir rivayetinde de buyurdu ki: “Namazda her sarhoşluk veren haramdır.” Onun bir rivayetinde de: “Rasulullah (s.a.v.)’e sonlarıyla birlikte cevamiul kelim (toplayıcı, çok içerikli, özlü kelimeler) verilmişti, buyurdu ki: “Namazda sarhoşluk veren her sorhoşluk vericiyi yasaklıyorum.”
Bu hadis aklı örten her uyuşturucular haramlığı hususunda asıldır, Allah Teala kitabında uyuşturucuların haram kılınışı gerekli kılan sebebe zikretti içkinin ilk haram kılınışı namaz vaktinin geliş vaktiydi, bu bazı muhacirlerin namaz kılıp namazında kıraatı yanlış okuyunca olmuştu, bunun üzerine şu ayet indi: (Ey iman edenler ne söylediğinizi bilinceye kadar sarhoşken namaza yaklaşmayın) (Nisa: 4/43) Rasulullah (s.a.v.)’in çağrıcısı namaza sarhoş yaklaşmasın diye çağırıyordu.1 Sonra Allah Teala şu kavliyle mutlak olar konu haram kıldı: (fieytan iki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; Sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?) (Maide: 5/91) İçki ve kumarın haram kılınış sebebini zikretti, o da şeytanın aralarına düşmanlık ve kin sokmasıdır, çünkü sarhoş olanı aklına halel gelir (kopukluk) belki insanların mallarına ve canlarına musallat olur, belki öldürmeye de varabilir bu tasallut, o da kötü (içkide) kötülüklerin anasıdır, onu içen nefsi öldürür, zina eder, belki küfür de eder.
Bunun için seleften bir topluluk dedi ki: İçki içene öyle bir saat gelir ki ona Rabbini bilmez, Allah ise onları kendisini bilsinler diye yarattı, zikretsinler, ibadet etsinler, itaat etsinler diye yarattı, bundan kaçınmaya sebeb olan şey, kul ile Rabbini marifeti ev ona zikri ve ona yakırışı arasına giren, engel olan şey haram kılınmıştır, o da sarhoşluktur, bu uykunun zıddıdır, çünkü Allah insanları buna göre yarattı ve ona (uykuya) mecbur etti, bedenleri ancak onunla kıvama gelir, o çalışma ve yorgunluktan dolayı onlar için istirahattır, bu Allah’ın en büyük nimetlerindendir, mümin ihtiyacı kadar uyunca ve uyanınca Allah’ı zikreder, ona yakarır ve dua eder, uykusu ona namaz ve zikir için yardımcı olur.
Bunun için sahabeden bir adam dedi ki: Ben kıyamımın ecrini beklediğim gibi uykumdan da ecrini bekliyorum. Kumar da Allah’ın zikrinden ve namazdan alıkor, çünkü kumarcı kalbiyle onnu üzerine düşer, onunla meşgul olur, bütün menfaat ve önemli işlerin aksatır, hatta nerdeyse o da boğulduğundan dolayı onları hatırlamaz.
(1) Sahihtir, Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve ibni Hibban tahric etti (Camiul usul 6/65, Neylül Evtar 8/173).
(1) Sahihtir, Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai, İsrail rivayetinden tahric etti, o da Ebu İshak’tan, o da Amr bin fierahbil’den, O da içkinin haram kılınışı kıssasında Ömer bin Hattab’tan rivayet etti (İbni Kesir tefsir: 1/500).
(3) Nesai Osman’dan mevkuf olarak, ibni Hibban merfu olarak tahric etti.
Bunun için Ali (r.a.) satranç oynayan bir topluluğa uğrayınca dedi ki: “Üzerine düşüştüğünüz bu timsaller nedir?”1 Temsiller (şekiller) üzerine ibadet edenlere benzetti. Hadiste geldi ki: “İçkiyle mübtela olan puta tapan gibidir”2 çünkü kalbi onunla alakalıdır. Puta tapanı ona ibadeti terketmediği gibi nerdeyse o da onu terkedemez.
Bu Allah’ın kullarına kalblerini kendine bilmeye boşaltması için yaratması sırrına zıddır kalblerini onu bilmek, sevmek, ondan korkmak, onu zikretmek, yakarmak, dua etmek için yaratmıştır. Kulun zarureti olmadıkça ve hali zararı da varsa ve kul ile yukarıda sayılan şey arasına engel olarak giriyorsa haram kılınmıştır.
Ali’den satranç oynayanları görünce şöyle dediği rivayet edilir: “Siz bunun için yaratılmadınız.”3 Burdan kumarın haramlığı bilinir, ister para karşılığı ister karşılıksız olsun aynıdır, satranç ta tavla gibidir4 veya ondan daha şerlidir, çünkü ashabımız Allah’ı anmak ve namazdan tavladan daha fazla oyalıyor.
Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Her sarhoşluk veren haramdır, namazdan sarhuşluk veren (alıkoyan) her şey haramdır” bununla ilgili hadisler Peygamber (s.a.v.)’den mütevatirdir.
Sahihayn ibni Ömer’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Her sarhoşluk veren içkidir her içki de haramdır.” Müslim’in lafzı: “Ve her sarhoşluk veren haramdır.”5
Yine Sahihayn Ayşe (r.a.)’den tahric etti Peygamber (s.a.v.) bit hakkında soruldu, buyurdu ki: “Sarhoşluk veren her içecek haramdır” Müslim’in bir rivayetinde: “Sarhoşluk verici her içecek haramdır”1 bu hadisi Ahmed, Yahya bin Main ve ashabı doğruladı ve bununla delil getirdi, ibni Abdil Ber hadis ilmi ehlini icmasını nakletti ve Peygamber (s.a.v.)’den sarhoşluk vericinin haramlığının rivayet edildiğini nakletti.
Bazı Hanefi fakihlerin ibni Main’den bu hadis hakkındaki ta’nına dair naklettileri şeye gelince bu ondan sabit olmamıştır.2 Müslim Ebu Zübeyr’den tahric etti. O da Cabir’den, o da Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Her sarhoşluk veren haramdır.”3 Bu görüşe müslüman alimlerin, sahabeleri, tabiri ve onlardan sonra gelen alimlerin cumhuru katıldı, bu Malik, fiafii, Leys, Evzai, Ahmed, İshak, Muhammed bin Hasan ve başkalarının görüşüdür, bu Medine ehlininde icmasıdır, buna Kufe ehli alimlerinden bir gurub alimler muhalefet etti ve dediler ki:İçki özellikle üzümden yapılan içkidir, onun haricindeki ise ancak sarhoş edici miktar haramdır, daha aşağısı haram değildir, onlar her ne kadar bu hususta ictihad sahibi ve mağfiret olunmuş iselerde, ve içlerinde din ve ilim imamları olsada alimler onlara itiraz ettiler.
İbnil Mübarek dedi ki:Nebi hakkında sahih olarak İbrahim dışında bir kimseden, yani Nahai dışında kimseden bir ruhsat bulamadım5 bunun için imam Ahmed hakkında sahih birşey oluşunu inkar etti ve içecekler kitabını tasnif etti ve hakkında ruhsatla ilgili birşey zikretmedi, mestler üzerine mesh hakkında bir kitab tasnif etti ve bazı selefin itirazını zikretti ona denildi ki:
“Meshte kıldığın gibi içeceklerde de neden ruhsat kılmadın?” Dedi ki:
“Sarhoşluk vericiler hakkında sahih bir hadis yoktur.”
(1)Eserin senedi munkatıdır, ibni Ebi fieybe, Abd bin Humeyd, ibn iEbid’dünya eğlencelerin kınaması kitabında, ibnul Münzir, ibnu Ebi Hatim, Beyhaki fiubeler de Ali (r.a.)’den tahric etti (Dürrül Mensur: 4/577).
(2)Sahihtir, ibni Mace Ebu Hureyre’den ve Ahmed tahric etti, adamları sahih rivayet adamlarıdır, ibni Hibban da sahihinde tahric etti (Terğib ve Terhib: 3/255)Bezzar, Abdullah bin Amr’dan tahric etti Mecmau’z zevaid: 5/70.
(3)Beyhaki rivayet etti, sahih değildir.
(4)Fars krallarında birinin koyduğu bir oyundur, insanlar arasında tavla bilinir, tavla hakkındaki söylediği kabullenemez, Said bin Cübeyr, Muhamed bin Sirin, Hişam bin Urve, fia’bi ve başkaları oynadı (Terğib ve Terhib’te satranç hakkındaki alimlerin sözlerine bak: 4/49).
(5) Hadis sahihtir, bu lafızla Müslim, Darekutni: “Her sarhoşluk veren içkidir, her sarhoşluk veren haramdır” lafzıyla Buhari, Müslim, Ahmed, Malik Muvatta’da,Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai tahric etti (Camiu’l usul: 6/69, Neylül Evtar: 8/173, Nasburraye: 4/295) bu mütevatir hadistir, onsekiz sahabeden rivayet edildi. (Nazmul mütenasir:S: 99).
(1)Sahihtir, Ahmed, Malik, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai tahric etti (Camiul usul: 6/64, Neylül Evtar: 8/173).
(2)Bu hadise ta’n ibnu Main’den sabit değildir, Hafız Zeylei bunu Nasbur’rayede söyledi:(4/295)bu sözü hadis kitablarının hepsinde bulamadım, Allah en iyisini bilir, bilakis Ebu Caferen Nehhas ibnu Main’den Ayşe hadisi hakkında: Babta en sahih hadis dediğini nakletti.
(3) Müslim ve Nesai Cabir’den tahric etti, sahihtir (Camiul usul: 6/70).
(4)Nesai ondan rivayet etti.
Her sarhoşluk verenin içki olduğuna delillerden biri de: İçkinin haramlığı hakkında Medine ehlinin yanlarında bulunan içecekler hahkında sormaları sebebiyle indi orada üzüm içkiside yoktu, eğer içkinin haramlığı ayeti yanlarında bulunanı kapsıyor olmasaydı hakkında sordukları şey hakkında açıklama olmamış olurdu ve sebebe mahal olan kelamın genelinden hariç olurdu bu da imkansızdır. İçkinin haramlığı inince, bize ulaştı kibir topluluk yanlarındaki içecekleri döktü, bu onların o kaçınılması emrolunan içki olduğunu anlamalarının delilidir.
Buhari’nin2 Enes’in şöyle dediği rivayet edildi: Haram kılındığı zaman bize içki haram kılındı, üzüm içksini az buluyorduk, içkimizin geneli: Kuru ve yaş hurmaydı.
Ondan şöyle dediği rivayet edildi: İçki haram kılındığında ben Ebu Talha, Ebu Dücane ve Süheyl bin Beyda’ya kuru ve yaş hurma içkisi veriyordum, onların en küçüğü ve onların sakisiyken ben onu attım, bez o vakit onu içki sayıyorduk .3
Sahihayn’de onun şöyle dediği rivayet edildi: Bizim Fadih diye isimlendirdiğiniz şu yaş hurma içkisinden başka içkimiz yoktu.4 Müslim’in sahihinde5 onun şöyle dediği rivayet edildi: Allah içkinin haram kılındığı ayeti indirdi, Medine’de hurma içeceğinden başka içecek yoktu.
Buhari’nin sahihinde6 ibni Ömer’den şöyle dediği rivayet edildi: İçkinin haramlığı indi, o gün Medine’de beş içecek vardı, onlardan üzüm şarabı yoktur. Sahihayn’da fia’bi’den o da ibni Ömer’den şöyle dediğini rivayet etti:Ömer (r.a.)Minbere kalktı ve dedi ki:İçkinin haramlığı indi, o beş şeydendir.S: 329 Üzüm, bal, buğday, arpa ve hurma, içki aklı örten şeydir.1 Bunu imam Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi fiabi’den tahric etti, o daNuman bin Beşir’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti.2
Tirmizi, fiabi’den, onun da ibni Ömer’den onun da Ömer’den söylediği sözü zikretti ve en doğru olduğunu zikretti, ibnul Medini de böyle dedi, Ebu İshak Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ömer dedi ki: Aklı örtüpte köleyi azad ettiren içkidir, bizim nerden üzüm içkimiz olacak?3
Müsned’de4 imam Ahmed Muhtar bin Fülfül’den şöyle dediğini rivayet etti:Enes bin Malik’e kaplardan içecek hakkında sordum, dedi ki:Rasulullah (s.a.v.) ziftlenmiş kaptan yasakladı, buyurdu ki:
“Her sarhoşluk veren haramdır, ona:
“Doğru söyledin, dedim. Yemeğimiz üzerine bir iki içinde böyledir” dedi ki:
“Sarhoşluk verenin azıda çoğuda haramdır ve dedi ki:İçki üzüm, hurma, buğday, arpa ve darıdandır, bunlardan içkileştirdiğin içkidir.” Bunu Ahmed, Abdullah bin İdris’ten tahric etti: Muhtarı işittim, diyordu ki dedi ki ve zikretti. Bu isnad Müslim’in şartı üzeredir, Müslim’in sahihinde.5 Ebu Hureyre Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “İçki şu iki ağaçtandır:Hurma ve üzüm.”bu hurmanın şırasının (içkileştirilmiş halinin) haram oluşunda açıktır. Sarhoşluk verenin azınında haram olduğu açıkça bildirildi, Ebu Davud, ibni Mace ve Tirmizi’nin tahric edip güzeldir dediği, Cabir hadisinde Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır.”6
(1)Eser sahihtir, Buhari sahihinde içecekler kitabı rakam 5’te tahric etti (7/190)’a müracaat et.
Dostları ilə paylaş: |