THE RELATIONSHIP BETWEEN UNDERGRADUATES’ ATTITUDES TOWARDS DATING VIOLENCE AND THEIR BASIC NEEDS
Rsch. Asst. Şefika ERDEM, Gaziosmanpaşa University, sefikaerdempdr@gmail.com
Asst. Prof. Dr. Ahmet ERDEM, Gaziosmanpaşa University, drahmeterdem@gmail.com
Asst. Prof. Dr. Abdullah SÜRÜCÜ, Necmettin Erbakan University, asurucu@konya.edu.tr
ABSTRACT
Dating violence is defined as any sexual assault, physical violence, verbal and emotional maltreatment in a dating relationship and it is examined as physically, psychologically, and sexually. According to choice theory, people behave in accordance with their needs of survival, love and belonging, power, freedom, and entertainment. In this study, the relationship between dating violence, basic needs, and individuals’ choices. The participants involved 500 undergraduates studying at faculty of education and faculty of religion of a state university in Central Black Sea Region. 157 cases violating outlier and normality assumptions were excluded and 343 cases were used for analyses. The data were collected using Attitudes towards Dating Violence Scales and Basic Needs Scale. The results showed that the model indicating the relationship between acceptance level of male physical violence and the needs of survival, power, freedom, love and belonging, and entertainment demonstrated good fit. As a result of the model, males’ acceptance levels of male physical violence weren’t associated with the needs of survival, power, freedom, and entertainment while it was negatively associated with love and belonging. The model indicating the relationship between acceptance level of male psychological violence and the needs of survival, power, freedom, love and belonging, and entertainment demonstrated good fit. The model indicating the relationship between acceptance level of female physical violence and the needs of survival, power, freedom, love and belonging, and entertainment demonstrated good fit. The model indicating the relationship between acceptance level of female psychological violence and the needs of survival, power, freedom, love and belonging, and entertainment demonstrated good fit. As a result of the model, basic needs were associated with attitude towards male psychological violence, attitude towards female physical violence, and attitude towards female psychological violence. In conclusion, as the need of love and belonging is satisfied, individuals’ acceptance level of male physical violence decreases.
Keywords: Dating violence, basic needs, university students.
SAĞLIK BİR İNSAN HAKKIDIR
Dr. Öğr. Üy. Adile TÜMER, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, tadile@mu.edu.tr
Dr. Öğr. Üy. Fatma BİRGİLİ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, fatmab@mu.edu.tr
ÖZET
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlığı “yalnızca hasta ya da engelli olmama değil, bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda tam bir iyilik hali” olarak tanımlamıştır. Mümkün olan en yüksek bedensel ve ruhsal sağlık standardına sahip olma hakkı, kısaca “sağlık hakkı, uluslararası hukukla korunan temel bir insan hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir. Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları bulunmaktadır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bir yaptırım gücüne sahip olmasa da, sağlık hakkının gerek ulusal, gerekse uluslararası alanda hukuksal anlamda tanınması yolunda atılmış çok önemli bir adımdır. “Sağlık hakkı”, sağlıklı bireyler ve toplum hedefine ulaşabilmek için gerekli tesislere ve şartlara ulaşma, bunları kullanma hakkıdır. “Sağlık hakkı”nın bileşenleri iki ana kısma ayrılabilir: 1. Sağlık hizmetleri ile ilgili olanlar. 2. Güvenli su, gıda, sanitasyon ve barınma gibi sağlığı etkileyen genel yaşam şartları ile ilgili olanlar. Bir başka deyişle, “sağlık hakkı”, sağlık hizmetlerini ve sağlığın belirleyicilerini kuşatan etkili ve entegre bir “sağlık sistemi” hakkıdır.“Sağlık hakkı”, hükümetlere üç düzeyde sorumluluk yükler: saygı duyma, koruma ve yerine getirme. Saygı duyma yükümlülüğü devletin sağlık hakkını ihlal etmemesi anlamına gelmektedir. Koruma yükümlülüğüne göre devlet sağlık hakkının başkaları tarafından ihlal edilmesini önler. Yerine getirme yükümlülüğü devletin sağlık hakkından yararlanmayı sağlamak adına pozitif adımlar (yasal, idari, mali, yargısal vd. tedbirler) atmasını gerektirmektedir. Sonuç olarak “Sağlık hakkı” öncelikle devlete, daha sonra da sağlık çalışanlarına ve toplumun diğer kesimlerine, hatta uluslararası topluma sorumluluklar yükler. Bu hak ülkelerde sağlık sisteminin ve sağlık hizmetlerinin sunumunun iyileştirilmesi için çok etkili bir araç olabilir.
Anahtar sözcükler: Sağlık, Sağlık hakkı, insan hakları
HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN ELEŞTİREL DÜŞÜNME DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Dr. Öğr. Üy. Fatma BİRGİLİ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, fatmab@mu.edu.tr
ÖZET
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında bilim ve teknolojinin gelişimi, giderek nitelikli insan gücüne olan gereksinimi arttırmaktadır. Tüm profesyonel mesleklerde olduğu gibi hemşirelikte de eleştirel düşünmenin önemi, ulusal ve uluslararası hemşirelik kuruluşları tarafından vurgulanmakta, eleştirel düşünme gücü hemşirelik uygulamalarının temel öğelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Hemşirelerin, eleştirel düşünme becerisini geliştirmeleri mesleğin, bilime inanan, bilimsel gerçekleri araştırıp uygulayan ve uygulamalarını kanıta dayalı olarak gerçekleştiren bir disiplin olmasında oldukça büyük öneme sahiptir. Hemşirelik bakımının içeriğine ve niteliğine dinamiklik kazandıran eleştirel düşünme becerisinin yetersizliği, hizmette kaliteyi, etkinliği ve yeterliliği meslekte profesyonelliği, otonomi ve güç sahibi olmayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle hemşirelik mesleği üyeleri ne kadar iyi düzeyde eleştirel düşünme becerisine sahip olurlarsa o ölçüde toplumun sağlığını koruma, geliştirme ve yaşam kalitesini artırma yönünde etkin hizmet verebilirler. Bu amaçla, gelecekte bu yönde hizmet verebilecek hemşireler yetiştirebilmek için eğitimleri sırasında öğrencilere eleştirel düşünme becerisini kazandırmak önemlidir. Bu çalışma, hemşirelik bölümünde okuyan öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerini ve etkileyen etmenleri belirlemek amacı ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırmanın evrenini öğrenim gören tüm öğrenciler, örneklemini ise araştırmaya katılmayı kabul eden ve araştırma yapıldığı tarihlerde okulda bulunan toplam 536 hemşirelik bölümü öğrencisi oluşturdu. Araştırma verileri sosyodemografik özellikleri içeren form ve “California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği” kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde, One Way ANOVA ve Independent-Samples T Testi kullanıldı. Araştırmaya katılan öğrencilerin yarıya yakını 17-20 yaş arasında, kız, ilde yaşıyor, düz lise/özel lise/açık lise mezunu, evde arkadaşlarıyla 3-4 kişi kalıyor, gideri gelirine denk, annesi ilkokul mezunu, bazen kitap okumakta, sosyal etkinliklere katılmamakta, yayın takip etmemekte, akademik ortalamaları 2 ve 2.99 arasında, üçte birinin birinci yılı, babası ilkokul mezunu olduğu belirlendi. Araştırma sonucunda hemşirelik öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyi (198.0653±19.63017) olup, düşük düzeyde olduğu saptandı. Öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerinin yaşadığı yerde kaldığı birey sayısına ve aile gelir düzeylerine göre istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Bu sonuçlar doğrultusunda; Öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyi puan ortalamaları “düşük” olarak saptandığından, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim- öğretim stratejilerinin geliştirilmesi, eğiticilerin düz anlatım yerine eleştirel düşünme becerisini geliştirecek vaka analizi, tartışma gibi öğretim yöntemlerini daha sık kullanmasının yararlı olacağı kanaatine varıldı.
Anahtar sözcükler: hemşirelik öğrencisi, eleştirel düşünce, hemşirelik eğitimi
Dostları ilə paylaş: |