Özbekistan cumhuriyeti Ülke raporu etüd-Araştırma Servisi Eylül 2008



Yüklə 235,32 Kb.
səhifə1/2
tarix17.08.2018
ölçüsü235,32 Kb.
#71343
  1   2





ÖZBEKİSTAN CUMHURİYETİ

ÜLKE RAPORU



Etüd-Araştırma Servisi

Eylül 2008
GİRİŞ
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile uluslararası sisteme tek başlarına dâhil olma mücadelesi veren Orta Asya Cumhuriyetleri’nin hepsi neredeyse aynı sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu eski Sovyet cumhuriyetlerini ortak paydada buluşturan sorunlar yumağı başlıca üç başlık altında toplanabilir: Demokratikleşme süreci, sosyalist ekonomiden pazar ekonomisine geçişte yaşanan sorunlar ve güçlü bir sivil toplum anlayışının hâkim kılınması. Sovyetlerden ayrılan cumhuriyetler, jeopolitik konumları, ulusal özellikleri hatta Sovyet dönemi içinde oynadıkları farklı roller nedeniyle sahip oldukları avantajlar ve dezavantajlar itibariyle günümüze dek bu sorunların çözümü konusunda farklı tavırlar geliştirmişlerdir. Bu anlamda özellikle Orta Asya Cumhuriyetleri söz konusu olduğunda eski Sovyet cumhuriyetlerinin kat ettikleri mesafelerin değişiklik gösterdiği ifade edilebilir.

Bu açıdan bağımsızlığının 17’nci yıl dönümünü kutlayan Özbekistan’ın ilk sıralarda sayabileceğimiz cumhuriyetlerden biri olduğu söylenebilir. Gerek ülkenin topyekûn bir reform sürecine girmiş olması, gerek ekonomik yapısında yaşanan değişim ve gerekse dış politikası itibariyle Özbekistan, Orta Asya coğrafyasının lokomotif ülkelerinden biri olduğunu ortaya koymuştur.

Özellikle Özbek ekonomisinin serbest piyasa koşullarına uyum sağlama hızı ve reform çabaları dikkatle değerlendirildiğinde, yaşanan gelişmelerin hayatın her alanına olumlu yansımaları olduğu açıkça görülmektedir. Özbekistan örneğinin ayrıca değerlendirilmesi gerekliliğinin bir diğer nedeni ise, ekonomideki ilerlemenin enerji satışından elde edilen gelirlere ve enerji fiyatlarındaki atışlara bağlı bir gelişme olmamasıdır. Ekonomideki bu eğilim yatırım rakamlarını da doğrudan etkilemektedir. Zira, 2007 yılı içinde Özbek ekonomisinin yatırım oranı bir önceki yıla göre yüzde 23 yükselmiştir. Ülkedeki doğrudan yabancı yatırım sayısı da gün geçtikçe artmaktadır.

Bu çalışmada öncelikle Özbekistan’ın siyasi ve ekonomik durumu incelenecek, ardından da Türkiye-Özbekistan ilişkileri siyasi, ekonomik ve ticari boyutları ile ele alınarak, iki ülke arasındaki işbirliği alanları ve sorunlar belirlenerek bunlara ilişkin çözüm önerileri sunulacaktır.



İÇİNDEKİLER


2.4.1 Yabancı Yatırımcılara Sunulan Olanak ve Koşullar 19

KAYNAKÇA………………………………………………………………………………………30


BİRİNCİ BÖLÜM

ÖZBEKİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.1. ÜLKE KİMLİGİ
Resmi Adı: Özbekistan Cumhuriyeti
Yönetim Biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı: İslam Kerimov
Başbakan: Şevket Mirziyaev
Başkent: Taşkent
İdari Yapı: Şehir Özbekçe “Tümen” olarak adlandırılan 11 idari bölgeye (ilçe)

Ayrılmıştır: Bektemir, Mirza Uluğbey, Mirabad, Sergeli, Sabir Rahimov, Üçtepe, Çilanzar, Hazma, Şeyhantaur, Yunusabad ve Yakasaray’dır.



Bağımsızlık Günü: 1 Eylül 1991 (Sovyetler Birliği)

Milli Bayram: Bağımsızlık Günü, 1 Eylül 1991
Yüzölçümü: 447.400 km²
Nüfus: 28.268.440 ( Temmuz 2008 verileri)
Nüfus Artış Oranı: 1.753% ( 2008 verileri )
Etnik Gruplar: Özbek %80, Rus %5.5, Tacik %5, Kazakistanlı %3, Karakalpak

%2.5, Tatar %1.5, Diğer % 2.5


Dil: Özbekçe %74.3, Rusça %14.2, Tacik %4.4, Diğer %7.1
Para Birimi: Özbekistan Sumu (UZS)
Dolar Paritesi: 1$ = 1,297.016 UZS

1.2. KISA TARİHÇE
Tarihi kaynaklara göre ( Ebül Gazi Bahadır Han ) Altun Orda Beyi Özbek’in adından gelmektedir. Özbek Han 1313-1340 de Altun Ordu Devletinin başına geçer. Böylece de bu birliğe Özbekler denir. Daha sonra da belli bir Türk topluluğunun adı olarak kullanılır. Özbekçe Uygur Türkçe’si ile Çağatay bölümüne girer. Yapılan bir araştırmada Altun Orda Hanlığını kuran ünlü hükümdar Cengiz Han’ın torunu Batu Handır. 1319 da Tuna boylarına ve Edirne’ye kadar gelir. 1335 de ise Azerbaycan seferine çıkar. Ünlü gezgin Ibn Batuta, Özbek Handan bahseder ve geniş ülkeleriyle, güçlü ordusunun olduğuna değinir. Bu dönemde bütün Kıpçak boylarında Türkçe Konuşurluğu bilinir. 1428-1468 tarihleri arasında Özbekler bir biriyle çok yakın dayanışma içine girmişler ve 1500-1510’da Maveraünnehir bölgesini ele geçirmişleridir. Ancak 1740’ta İran Hükümdarı Buhara’yı ele geçirmiş ve buradaki Özbek Hanlığına son vermiştir. Buhara’nın başına 1753’te Muhammed Rahim geçmiş bu dönem 1920’ye kadar sürmüştür. 1924’te ise bugünkü Özbekistan Cumhuriyeti kurulmuş, ancak 1945’ten sonraki yıllarda Rusların denetimine girmiştir. Özbekistan’da Kongrat, Nagman, Mangıt, Toyaklı, Savay, Barın, Üç Urug, Burgut, Arlat, Kanglı, Baştaş, Karakalpak gibi boylar bulunmaktadır ve bunlar Özbekistan’ı oluşturmaktadırlar.

SSCB çöküşüyle birlikte Özbekistan 20 Haziran 1990 da egemenliğini 1991 de bağımsızlığını almıştır.


1.3. SİYASİ YAPI
Politik sistemin temelinde 8 Aralık 1992’de kabul edilen yeni Anayasa yer tutar. Özbekistan Cumhuriyeti Anayasasında gösterildiği gibi ülkede; yasama, yürütme ve yargı organlarının yetki ve görev sınırları ilkelerine kesin bir şekilde uyulmaktadır.

Yüksek (Ali) Meclis, en yüksek yasama organıdır. Yüksek (Ali) Meclis, tek meclisten oluşmuş olup, çok partili ve 5 yıl müddete seçilmiş 250 meclis üyesinden ibarettir. Yönetim, Başkanlık sistemine dayanmaktadır. Cumhurbaşkanı 5 yıl süreyle seçilmektedir. Özbekistan Cumhuriyeti’nin yüksek yürütme organı vezirler mahkemesi denilen Bakanlar Kurulu’dur.

Vilayet, ilçe ve beldeler, Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakimler tarafından yönetilir.

Özbekistan’da ilk seçimler 29 Aralık 1991 yılında yapıldı. Bu seçimden büyük bir çoğunluğun seçtiği (%85.9) İslam Kerimov Cumhurbaşkanı oldu. Eski Özbekistan partisi Eylül 1991’de adını Demokratik Halk Partisi olarak değiştirdi ve Özbekistan Yasama Meclisi’nde (Ali Meclis) de çoğunluğu elde etti. Demokratik sistemi oturtmak için çok partili hayatı başlatan İslam Kerimov, idari kadrolarda yenilikler yaparak sağlıklı, dinamik, genç bir kadro oluşturdu. Kerimov çok sesli Demokrasinin oluşturulması için alternatif partilerin kurulması zorunluluğuna inanarak gerekli düzenlemeleri yaptı. Aralık 1994 yılı sonunda da ilk çok partili demokratik seçimler yapılarak bugünkü meclis oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı kontenjanından seçilmiş bazı üst düzey bürokratlardan oluşan bir grup da meclisin çalışmalarında yer almaktadır.

Özbekistan’da Devlet Başkanı İslam Kerimov’un görev süresinin 2000 yılına kadar uzatılması için 26 Mart 1995 Pazar günü gerçekleştirilen referanduma katılan seçmenlerin neredeyse tümü “evet” oyu verdi. 9 Ocak 2000 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini %91.9 oyla İslam Kerimov yeniden kazandı.

Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu Başkanı ve Devletin Başkanıdır. Devlet Başkanı’ndan sonra ikinci sırayı Başbakan alır. 11 çeşitli işlere bakan Başbakan yardımcısı bulunmaktadır. Kabine bakanları ile başkan arasındaki ilişkiyi başkanın direk temsilcisi olan kabinenin birinci başkan yardımcısı kurar. Başkanda ki şirketlere yetki verme gücü piyasa ekonomisine kesin ve yavaş geçişte ülkenin kılavuzluğunu yapar. Yabancı yatırımlar Dış Ekonomik ilişkiler Bakanlığı tarafından düzenlenir.





    1. SOSYO-EKONOMİK YAPI

Denize çıkışı olmayan ve bağımsızlığını kazandıktan sonra dış güçler tarafından desteklenen radikal grupların yıkıcı çalışmalarına maruz kalan bölgenin merkezinde yer alan Özbekistan’ın ekonomik gelişmesine ilişkin resmi ve gayri resmi ekonomik göstergeler arasında bir çelişki söz konusudur. Resmi kaynaklar yüzde 4 ila yüzde 8 ekonomik büyümeden bahsederken, resmi olmayan kaynaklar kayıt dışı ekonominin bunun 5–6 katını oluşturduğunu, işsizlik oranının yüksek düzeyde olduğunu belirtmektedirler. Son IMF raporuna göre, Özbekistan bölgenin en yüksek enflasyonuna sahiptir. Bazı yorumculara göre, ekonomideki sıkıntılar liberalleşmenin yeterli düzeyde olmamasından kaynaklanmaktadır. SSCB’nin dağılmasından sonra yaşanan kargaşadan yararlanarak Rusya’da “oligarklar”ın ortaya çıkması ve ülkenin ekonomik dengesiyle

oynamak istemeleri, diğer ülkelerin de buna karşı bir savunma mekanizması geliştirmesini gerekli kılmıştır. Özbekistan da bu ülkelerden biri güç merkezi oluşturacak bir “oligark” oluşumunu engellemenin yolunu ekonomiyi devlet denetiminde tutmakta buldu. Bu da özellikle ekonomik reformların istenen düzeye gelmemesine neden oldu.

İKİNCİ BÖLÜM

GENEL EKONOMİK DURUM
2.1. EKONOMİK DURUM
Bağımsızlık ilanından sonra Özbekistan, Çoğu eski Sovyet Cumhuriyetinin takip ettiği Pazar ekonomisi merkezli iktisat politikasının uzağında uygulamalar sergilemiştir. Devler destekleri, fiyat kontrolleri ve ücret artışları tüketicileri enflasyondan korumaya yönelik olarak uygulanmıştır. Buna rağmen, artan ekonomik sorunlar 1994 yılında ekonomik reform programının hazırlanmasına sebep olmuştur.

Bu program çerçevesinde, sıkı mali politikalar uygulamaya konulmuş, fiyat kontrolü kaldırılmış, uluslar arası finansal kuruluşlarla işbirliğine gidilmiş, Sum milli para birimi olarak tedavüle sokulmuş, kamuya ait işletmeler özelleştirilme kapsamına alınmış ve fiyatlar serbestleştirilmiştir. Özbekistan’ın kamu harcamalarında kısıtlamaya gitmesi IMF. Dünya Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi diğer borç veren kuruluşlardan destek almasını sağlamıştır. 1996’da büyüme oranı 1991-95 arasındaki düşüşün ardından yeniden yükselişe geçmiştir. Bu gelişmelere karşın, Ocak 2003 ayında Avrupa Birliği (AB) yayınladığı bir raporda Özbekistan’da piyasa ekonomisine geçiş yolunda yürütülen reform çalışmalarını “tatmin edici olmaktan uzak” olarak nitelemiştir.


TABLO 1. Temel Ekonomik Göstergeler


YILLAR

2003

2004

2005

2006

2007

GSYİH (Milyon Dolar)

(Gayri Safi Yurt İçi Hasıla)

9.950

10.323

10.697

15.265

18.000

Kişi Başı GSYİH ($)

388

398

408

573

671

Reel GSYİH Büyüme Hızı (%)

1.5

7.1

5.7

7.2

9.1

Enflasyon

(tüketici fiyatlarıyla, ort. %)

13.1

1.7

10.2

14.2

12.0

Nüfus (milyon kişi)

25.6

25.9

26.2

26.6

26.8

Para Birimi : Som (Özbek) 1 ABD $ = 1263.0 Som (10.3.2008)

KAYNAK: The Economist Intelligence Unit 2008

Özbekistan ekonomi potansiyeli bakımından BDT ülkeleri içinde 5. sırada yer alır. Bölgede nüfus ve ekonomik potansiyel bakımından güçlü bir ülke olan Özbekistan, tarım, hayvancılık, sanayi ve doğal kaynaklar bakımından zengin bir ülkedir. Özbekistan’ın doğal kaynakları ve yeraltı zenginlikleri arasında doğal gaz, petrol, kömür, pamuk, ipek, altın, uranyum, bakır, alüminyum, demir, gümüş, çinko, volfram ve tungsten ile diğer madenler gelmektedir. Ülkenin bağımsızlığından sonra ekonomik reformlara başlanmış olmasına rağmen bu yönde kararlı adımlar ancak 1994 yılından itibaren atılmıştır. 1995 yılında. Ülke ekonomisinde önemli değişmeler gerçekleşmiştir.

Bu gelişmeler sonucunda Özbek ekonomisinde iyileşme gözlenmiş ve 1996 yılında nihayet ekonomik büyüme elde edilmiş olup, halen istikrarlı büyüme devam etmektedir. 1996 yılında kurumsal piyasa reformları, milli ekonominin büyümesinde sürükleyici rol oynamaya başlamıştır. Küçük ve orta ölçekli firmaların gelişmesiyle birlikte büyük ölçekli şirketlerin özelleştirilmesi gündeme gelmiştir. Uygulanan sıkı maliye ve para politikaları sonucunda 1994 yılının ortasından itibaren enflasyon oranlarında büyük düşüş gözlenmiştir. Resmi kaynaklara göre 1994 yılındaki enflasyon oranı %1568 iken 1998

yılında %29’a düşmüş, 2001 yılında %27, 2002 yılında %21, 2003 yılında %3,8 ve 2004 yılında %3,7 düzeyinde kalmıştır. Ancak, 2005 yılında enflasyon yeniden artış trendine girerek %7,8 olmuştur.

Özbekistan, eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında 1990–1996 döneminde sanayi üretiminde reel artış sağlayan tek ülke olmuştur. Ancak Özbekistan, 1996 yılında ithal

politikası çerçevesinde döviz ve ithalat kontrolünü benimsemiştir. Öte yandan, resmi döviz kuru ile serbest piyasa döviz kuru arasındaki fark giderek açılmıştır. Ancak 2002 yılından itibaren fark azalmış ve son dönemde kapanmıştır.

1997 yılında ekonomi politikasında yeni reformlar yapılarak; özelleştirmenin hızlandırılması, yerli ve yabancı işadamlarının teşviki, milli paranın döviz karşısında değerinin düşmesini koruyucu ve önleyici önlemler alınarak vatandaşları ekonomik ve sosyal yönden koruma gibi önemli projeler uygulanmıştır. Bu program 1998 yılında da uygulanmaya devam etmiştir. Devlet işletmelerinin özelleştirilmesi hakkındaki kararlar ekonominin gelişmesinde önemli bir adım olmuştur. Ekonomiden sorumlu Bakan ve bürokratların katıldığı toplantıların çoğunun bölümler halinde televizyondan yayınlanması ve toplantı da bürokratlardan adeta tek tek hesap sorulması ülkenin ekonomi bürokrasisine yeni bir ruh ve hareketlilik getirmesine neden olmuştur. Devlet yatırım politikası; ekonomide yapısal değişiklik sağlanması amacına yönlendirilmiştir.

Bağımsızlığın ilk yıllarında ekonomide özelleştirmeye gidilerek krizler aşılmaya çalışılmıştır.


   Özbekistan, konvertibiliteye geçebilmek için 2001 ve 2002 yılı başlarında önemli adımlar atmış, IMF’ye bir niyet mektubu vererek anlaşma imzalama gayretleri içerisine girmiştir. 2003 Haziran-Temmuz aylarında IMF ile yapılan çalışmalar sonucu varılan mutabakata göre Özbekistan 15 Kasım 2003 tarihi itibari ile konvertibiliteye geçmiş olup, halen bunun için gerekli tüm standartları uygulama gayreti içerisinde bulunmaktadır. Özelleştirme Programı kapsamında, küçük ve orta ölçekli girişimciliği teşvik etme amacı ile 2005 yılında toplam 980 adet kuruluş özelleştirilmiştir. Bu dönemde, özelleştirmeden elde edilen gelir 80,5 milyar sum (yaklaşık 72 milyon dolar) olmuştur. Taşkent ve çevresi özelleştirmeden yaklaşık %66 oranında pay alırken, ikinci sırada %7,4 ile Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti gelmektedir.  

2005 yılında ülkede gayri safi hasıla (GSYİH) cari fiyatlarla 15.210,4 milyar Sum’a ulaşmış olup, önceki yıla (2004) göre %7 oranında artış kaydetmiştir. Devlet Bütçesini denk bütçe haline getirme çalışmaları olumlu sonuçlar vermiştir. 2005 yılı için planlanan yatırım programı tamamen gerçekleştirilmiş olup, bir önceki yıla göre %7’lik artışla 3.012,9 milyar Sum (yaklaşık 2,7 milyar dolar) tutarında yatırım yapılmıştır. Yabancı yatırımcıların payı % 19,2  oranındadır.

2006 yılında Özbekistan'da GSYİH'da % 7 oranında artış kaydedildiği, cari işlemlerde önemli ölçüde fazlalığın ortaya çıktığı, altın-döviz rezervinin de arttığı, son zamanlarda enflasyon oranının düştüğü ve vergi oranlarının düşürülmesine rağmen bütçede fazlalık olduğu açıklanmıştır. 2006 yılında GSYİH büyüme oranı % 7.2’e ve kişi başına GSYİH ise % 6’a ulaşması hedeflenerek; ekonomik büyüme öncelikle, sanayinin gelişmesinin hızlandırılması (% 9), tarım ürünlerinin üretimi (% 5,2), hizmet alanı (% 13.2) ve ticaretin (% 8.5) yükseltilmesiyle sağlanarak; böylece enflasyon oranını yıl boyunca % 6 – 8 arasında tutulmaya çalışıldı.

2007 yılının ilk üç dönem içerisinde; GSYİH’nın % 9,1 oranında, sanayi üretiminde % 12,0, tarım ürünleri yetiştirilmesinde % 5,5, inşaat sektöründe % 12,8, perakende satışlarda % 16,5, hizmet sektöründe % 25 oranında artış olmuştur.  Bütçenin % 1,7 oranında fazla verdiği, enflasyon oranının % 2,9 oranında gerçekleştiği, ihracat hacminin % 21,1 oranında artış gösterdiği ve dış ticarette yaklaşık 600 milyon dolarlık fazla verildiği, gerçekleşen yatırım hacminin % 36,4 oranında arttığı, doğrudan yabancı yatırımın % 47 ve işletmelerin öz kaynaklarıyla yapılan yatırımın %16 oranında artış gösterdiği Özbek yetkililerce belirtilmektedir. 2007 yılının ilk altı aylık dönemi içerisinde;  GSYİH in % 9,7, sanayi üretiminin % 11,6, tüketim ürünleri üretim hacminin % 19, inşaat çalışmalarının % 20.5, perakende mal dönüşümünün % 16,8, hizmet satışlarının % 25,1, tarım üretiminin % 5,5 oranında artış gösterdiği belirtilmiştir.

25 Ocak 2006 tarihinde de Özbekistan Avrasya Ekonomi Topluluğuna katılmıştır.
Avrasya Ekonomik Topluluğu ve Ortak Güvenlik Anlaşması’na giren devletler; bugün Bağımsız Devletle Topluluğu anlaşmaları gereği olarak objektif bir biçimde hareket etmektedirler.
   Özbekistan'ın uluslararası ekonomik ilişkileri de gelişmekte ve dünya iş çevrelerinde Özbekistan'ın itibarı gün geçtikçe yükselmektedir.
2.2. EKONOMİDEKİ BELLİ BAŞLI SEKTÖRLER
2.2.1. Tarım Sektörü

Özbekistan Ekonomisi büyük oranda tarımsal üretime dayalı bir yapıya sahiptir. Toplam üretimin yaklaşık 1/3’ü bu sektörde gerçekleştirilmektedir. Tarım sektöründe temel ürün pamuk olup toplam tarımsal üretimin yaklaşık %40’ını teşkil etmektedir. Su kaynaklarının azlığı, teknoloji ve sermaye yetersizliği, ekolojik sorunlar üretimi olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte geçmiş yıllardaki Sovyet tarım politikasından edinilen tecrübeler ve ülkenin sahip olduğu uygun iklim koşulları nedeniyle pamuk üretiminde uzmanlaşma sağlanmıştır. Ülke topraklarının çok az bir kısmının tarıma elverişli olması nedeniyle, sulanan alanların su ya da diğer kaynakların tüketimi göz önüne alınmadan tek tip tarım ürününe ayrılması aşırı tuzlanma, erozyon gibi bir takım ciddi sorunların ortaya çıkmasına ve beraberinde tarımsal verimin düşmesine neden olmuştur. Bugün ülkenin sulanan topraklarının % 44’ü aşırı ölçüde tuzlanmayla karşı karşıya bulunmaktadır.

Özbekistan kendi kendine yeterli bir tahıl üreticisi ülke olmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki yıllarda tarım ve tarıma dayalı sanayilerdeki yatırımların artması beklenmektedir. 1990’ların başında ülkede tarımsal üretim devlet işletmeleri ve kooperatifler tarafından gerçekleştirilirken, 1999 yılından itibaren büyük ölçekli devlet işletmelerinin özelleştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Ülkenin tüm ihracatı devletin dört tane dış ticaret ajansı tarafından yürütülmektedir. Tarım alanları devlet mülkiyetinde kalmaya devam etmektedir. Temmuz 1998’de yayınlanan bir kararname ile başka bir yasada aksine bir hüküm bulunmadıkça arazi parsellerinin satılması ya da ipotek edilmesi yasaklanmıştır. Yapılan özelleştirme arazilerin bir nevi kiralanması anlamına gelmektedir.

Özbekistan Hükümeti, tarım sektöründe verimliliği arttırmak amacı ile kuruluşları eskilere dayanan kolhoz ve sovhozların arazilerini şirketlere ve çiftçilere dağıtmak şeklinde bir nevi özelleştirmeye gitmektedir. Şirketten kasıt bir sermaye ortaklığı değil, çok sayıda insanın emeğini birleştirdiği kooperatif tarzı kuruluşlardır.

Geçmiş yıllarda devamlı zarar etmiş olan kolhoz ve sovhozlar şirket ve çiftçilere dağıtılırken, geçmiş yıllarda yapmış olduğu zararlar toprağın büyüklüğüne ve verimine bakılarak şirket ve çiftçilere paylaştırılmaktadır. Geçmiş yıllarda ortaya çıkan bu zararların şirket ve çiftçiler tarafından 3 yıl içerisinde devlete ödenmesi gerekmektedir. Çiftçiye ve şirkete verilen topraklar mülkiyeti değil kullanım hakkını ifade etmektedir.  Ayrıca tahsis ettiği toprağa hangi ürünün ekileceğini ve ne kadarının devlete verilmesi

gerektiğini yine devlet belirlemektedir. Devletin belirlediği planı yani üretim miktarını yerine getiremeyen çiftçi veya şirket borçlu kalmaktadır ve bir sonraki yıl borcunu ödemek zorundadır. Genelde arka arkaya devletin verdiği planı yerine getiremeyen çiftçinin toprağına el konulmaktadır.

Ülkede yılda ortalama beş milyon ton meyve ve sebze üretilmekte olup, bu miktar iç piyasanın ihtiyacını fazlası ile karşılamakta ancak, meyve sebze işleme tesislerindeki yetersizliklerden ve eski teknoloji kullanımından ötürü bu alandaki üretim istenilen düzeyde arttırılamamaktadır. Tarımsal faaliyetler merkezi planlama ile yürütülmektedir.  Özbekistan, Tarım ve Su İşleri Bakanlığı, Özbekistan Dış Ekonomik İlişkiler, Yatırım ve Ticaret Bakanlığı ve Devlet Planlama Komitesi tarafından tarım alanlarında yetiştirilecek ürünlerin miktarları bölgelere göre belirlenmektedir. Buna göre Vilayetlerdeki ve İlçelerdeki yetkili makamlar tarafından tarım alanlarında hangi ürünün ne miktarda yetiştirilmesi gerektiği önceden belirlenmekte ve belirli bir plan dâhilinde devlete teslim edilmesi gereken asgari miktarlar tespit edilmektedir. Çiftçiler ve Aile şirketleri verilen planda belirlenen üretim miktarını gerçekleştirmek zorundadır. Çiftçi veya şirket hangi ürünü yetiştireceğini devletin belirlemesinden sonra, o ürünün tohumunu devlete ait Tohum Hazırlama Kuruluşundan ödünç alabilir. Ekim ve gübreleme işlerini kendisi yapabileceği gibi, isterse devletin transfer ettiği para ile yaptırabilir.Hasat zamanı çiftçiler kendi özel makinelerini veya devletin verdiği makineleri kullanabilirler.
  2005 yılında bir evvelki yıla göre % 55 buğday daha fazla üretilmiştir. Çiftçi yetiştirdiği ürünlerin (pamuk hariç) devlete vermekle yükümlü olduğu miktarı aşan kısmını istediği gibi satma ve kullanma hakkına sahiptir. Devlete verilmesi gereken miktar hektar başına ton olarak belirlenir. Çiftçi üretim fazlasını ancak yaşadığı vilayet içinde satabilmektedir. Pamuk üreten çiftçilerin ürettiği pamuğun tamamını devlet almakta olup pamuk ticareti yasaktır. 1 Ocak 2006 tarihine kadar kurulan toplam 347 bin şirketin % 53,5’ini (186 bin) çiftçi şirketleri oluşturmuştur. Toprak dağıtılan çiftçi sayısı ise 126 bini bulmuştur. Çiftçilere toplam 3.775 bin hektar toprak dağıtılmış ve ortalama her çiftçiye 30 hektar yer verilmiştir. Özbekistan, tarım sektörünün gelişmesi için, tarım alanlarında faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların tarım makinelerine olan taleplerinin karşılanabilmesi ve onlara mali yönden yardım edilebilmesi amacı ile Özbekistan’da ÖZQİŞLOQHOCALİKMAŞLEASİNG birleşmesi kurulmuştur. Bu finansal kiralama (leasing) şirketi tarım alanında çalışan şirketlere uzun vadeli kredilerle tarım makine ve aletlerini tedarik etmektedir. 

Özbekistan devleti tarım alanındaki bilimsel ve verimliliği artırmaya yönelik çalışmalara büyük önem vermektedir. Bu amaçla, Özbek Tarımı Bilimsel Verimlilik Merkezi teşkilatını kurmuştur.  Bu kuruluş, Tarım Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarla işbirliği yaparak ülkedeki tarım komplekslerinin önemli sorunları konusunda bilimsel araştırmalar yapmak; tarımsal üretim etkinliğini en üst seviyeye çıkarmak için gerekli çalışmaları yürütmek ve uluslararası araştırma merkezleriyle işbirliğini geliştirmekle görevlendirilmiştir.

 Kolhoz ve sovhozların özelleştirme için şirketlere ve çiftçilere dağıtılan bütün araziler için yani sebze, meyve ve diğer ürünleri üreten çiftçiler ve şirketler için de geçerlidir. Ancak bağımsızlıktan sonra özel mülkiyet olarak kırsal kesimde yaşayan vatandaşlara dağıtılan arazilerde üretilen sebze ve meyvenin (pamuk hariç) istenilen fiyattan pazarlanabilmesi ve serbestçe satılabilmesi imkanı tanınmıştır. Tarım makineleri ve ekipmanları üretiminde önemli bir kapasiteye sahip olan Özbekistan’da tarımsal üretimin önemli bir kısmı eski makineler ile yapılmaktadır.

1995 yılında ABD “CASE” şirketinin Taşkent traktör fabrikası ile yapmış olduğu anlaşma sonucu önemli sayıda ve çok çeşitli tarım alet ve makineleri tarımsal üretimde yerini almıştır. Ayrıca, Rusya ve Kazakistan’dan traktör ve söz konusu ürünler ithalatı da bulunmaktadır. Tarım alanında da reformlar yapılmış ve çiftçi şirketlerinin sayısı 180.600’e yükselmiştir. Bu rakam, tüm sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin %59’unu teşkil etmektedir.

Bu saha halkın gerekli gıda madde ihtiyacını karşılarken diğer sanayi kolları içinde gerekli hammadde kaynağı olarak hizmet vermektedir. Pamuk, tahıl, pirinç, meyve-sebze ve hayvancılık tarım sanayinin temel kollarıdır. Teknik bitkilerden; pamuk dışında kenevir ve jüt yetiştirilmektedir. Semerkant bölgesinin Urgut ilçesinde tütün yetiştirilerek BDT ülkelerine ihraç edilmektedir. Pirinç genel olarak Harezm ve Karakal pakistan'da yetiştirilir.   2007 yılında yaşanabilecek su sorunlarının giderilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı kararı ile oluşturulan hükümet komisyonunun olası su yetersizliğinin önlenmesi amacıyla; alınan karar doğrultusunda Buhara, Cizzah, Kaşkaderya, Nevai, Semerkant, Namengan, Fergana ve Andican’da 2007 yılında pirinç yetiştirilmesi yasaklanmıştır. Tarım sahasının geliştirilmesi Özbekistan'ın genel ekonomik yönünü teşkil etmektedir.
2.2.1.1. Pamuk Sektörü

Sovyetler Birliği döneminde toplam pamuk üretiminin % 61’ini gerçekleştiren Özbekistan, Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC) verilerine göre;son dönemde, dünyada pamuk üretimi yapan ülkeler arasında;  ABD, Çin, Hindistan ve Pakistan’dan sonra dünyadaki beşinci büyük pamuk üreticisidir. 6.5 milyon tonu bulan dünya pamuk ihracatının %37’sini gerçekleştiren ABD’den sonra, %11’lik payı ile Özbekistan ikinci büyük pamuk ihracatçısı ülke konumundadır. Ayrıca, pamuk lifi ihracatında dünyada ikincidir.

Orta Asya’da artan su sıkıntısı ve gıda ithalatını mümkün kılan Sovyet ekonomik dağıtım sisteminin sona ermesiyle birlikte, pamuk üretiminin azaltılarak, tahıl ve diğer ürünlerin üretimine ağırlık verilmesi gündeme gelmiştir. Bu çerçevede son yıllarda pamuk ekilen alanlar tahıl, sebze ve meyve üretimi lehine % 16 oranında daralmıştır.

Pamuk toplamada kilo başına ödenmesi gereken miktarı devlet belirler ve onun altında ödeme yapılamaz.Pamuk toplamada çalışan işçilerin ücretinin en geç beş gün içerisinde ödenmesi gerekmektedir. Toplanılan pamuğun tamamı devletin ambarına teslim edilir. Devlet pamuğun tohumu ve lifini aldıktan sonra pamuk lifinin parasını kendi belirlediği fiyattan çiftçinin banka hesabına yatırır. Tohumunu ise bölgede belirlenen yağ fabrikasına verir. Yağ fabrikası aldığı pamuk tohumundan elde ettiği yağ ve döküntüleri belli bir ücret karşılığı çiftçiye verir. Çiftçi bunları istediği gibi kullanabilir.

Çiftçinin banka hesabına yatan paradan çiftçinin aldığı makine, yakıt, tohum vs. için yapılan masraflar düşülür. Geri kalan kısım çiftçiye ait olup, bu miktarı çiftçinin nakit olarak kullanması mümkün değildir. Ancak hesaptan hesaba kullanabilir ve yalnızca yanında çalışan işçilere ödenecek ücretler için bankadan nakit para çekebilir.

Tekstil sektörünün hammaddesi olan pamuk ise Özbekistan’ın en önemli zenginliklerindendir. 130 türün yetiştirildiği ülkede toplam tarımsal üretimin % 40’ını pamuk oluşturur. Özbekistan’da çiftçilik ile uğraşanların sayısı 1 milyonu geçmiş bulunuyor. Bunlar tarafından 2005 yılında % 66 pamuk fazla üretilmiştir. Özbek Devlet İstatistik Komite’nin diğer bir açıklamasında söz konusu dönem içerisinde pamuk lifi üretiminin geçen 2006 yılının aynı dönemine göre, % 0.6 oranında düştüğü ve 535,968 bin ton olarak gerçekleştiği belirtilmektedir.

  Yıllık pamuk ipliği üretimi 1.4 milyon ton civarındadır. Özbekistan'da pamuk ipliği, bez, ipek dokumacılığı, kenevir, örgü ipliği, trikotaj, dikiş-nakış, ayakkabı üretimi, halı-kilim dokumacılığı, seramik, porselen işçiliği gelişmiştir.

2.2.2. Sanayi Sektörü

Ülkede, sanayi kuruluşlarının geçmiş yıllarda planlanması yapılırken Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin genel ekonomik durumu ve potansiyeli dikkate alınarak yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Bu itibarla gerek hammadde, gerek finansman ve pazarlama yetersizliği nedeniyle önemli miktarda sanayi tesisi atıl vaziyette veya düşük kapasite ile çalışmaktadır. Bu tesislerin faaliyete geçirilmesi veya daha verimli hale getirilmesi için özelleştirme ve yabancı ortak yatırımcı arama çabaları sürdürülmektedir.

Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre 2005 yılı içerisinde, 10.913 Milyar sum (9.8 milyar dolar) değerinde sanayi üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu rakam, bir önceki yıla göre %7.3’lük bir artışı ifade etmektedir.

İmalat Sanayinin yapısı incelendiğinde, öncelikli ve gelişmekte olan, yabancı yatırımcıların da ilgisini çeken en önemli sektör otomotiv sanayidir. Özbekistan’ın otomotiv sektöründe Özbek Otomotiv Girişimcileri Derneği’nin (Uzavtosanoat) kurduğu ortak girişimlerle (joint venture) birlikte Alman Daimler-Benz ve Güney Kore’nin Daewoo firmalarının katkısıyla ülkede bu alanda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Daimler - Benz firması 1995 yılında 400 adet otobüs üretimiyle ülkedeki ilk Mercedes otobüs üretimini gerçekleştirmiştir. Bu üretimin önemli bir kısmı Uzavtosanoat tarafından oluşturulan Asaka Bank vasıtasıyla satılmıştır. 1996 yılında üretime başlayan 658 milyon dolarlık Daewoo - Uzavtosanoat fabrikası 2000 yılı yılı sonuna kadar 238.000 araç üretmiş olup, Monopol durumundaki UZDAEWOO otomobil fabrikasının üretimi

2003’de % 16’lık artışla 40.746 otomobile, 2004 yılında % 73’lük artışla 70.070 otomobile, 2005 yılında ise % 44’lük artışla 101.010 otomobile ulaşmıştır.

Ayrıca, Koç Holding, Özbek ortağı Uzautosozlash ile ortak olarak 64 milyon dolar sermaye ile Semerkand’ta ticari araç üretimi ve araç ve aksesuar satışı yapan Samkoçauto fabrikasını kurmuştur. Fabrikanın %20 gibi düşük kapasite ile çalışması tesisin büyümesini engellemektedir. Taşkent-Çıkalov Uçak Fabrikasında İlyuşin tipi Rus uçaklarının montajı yapılmaktadır. 2001 yılı içerisinde yapılan en büyük yatırım 137 bin ton sıvılaştırılmış gaz ve 125 bin ton polietilen üretim kapasitesine sahip ve yatırım tutarı yaklaşık 1 milyar $ olan Kimyasal Gaz Tesisi olmuştur.

Özbekistan’da hâlihazırda mevcut ve gelişme potansiyeli bulunan diğer önemli sektör tekstildir. Bu sektörde önemli yatırımlar yapılmıştır. Ancak yine de kapasite yeterli düzeyde değildir. Pamuk ipliğinin ancak yüzde 15’i ülke içerisinde işlenebilmektedir.

Yaklaşık olarak bu sektörde 40 adet pamuk ve yün işleme fabrikalarının modernizasyonu için yatırıma ihtiyaç duyulmaktadır. 

Mevcut tesislere ilave olarak ülkede üretilen pamuğun daha fazla katma değer yaratılarak pazarlanması ve ihraç edilmesi için kumaş ve konfeksiyon fabrikaları kurma çalışmaları devam etmektedir. Hafif Sanayi ve Tekstil Bakanlığı ile halen bir devlet örgütü olan Uzbeklegprom, 2000-2005 yılları arasında sektöre yaklaşık 1.27 milyar dolarlık yatırım çekmeyi planlamıştır. Söz konusu yatırımlarla birlikte ülkenin bu sektördeki ihracat potansiyelinin 1.5 milyar dolara çıkarılması planlanmaktadır.

Ayrıca, ülkede yılda 2.500 ton ham ipek üretilmektedir. Üretilen ham ipek Tekstil Bakanlığı’na bağlı fabrikalarda işlenmektedir. İpekten mamul ürünlerin orta ve uzun vadede ülkenin önemli ihraç kalemleri arasında yer alacağı tahmin edilmektedir. Bu sektörde 500 milyon dolarlık ihraç potansiyeline ulaşma imkânı mevcut bulunmaktadır. Özbekistan, sebze ve meyve üretimi açısından iyi bir konumda olmakla birlikte, gıda işleme ve paketleme sektörünün gelişmişliği açısından aynı yorumu yapma imkanı bulunmamaktadır.

Devlet firması olan UZMEVASABSAVOTUZUMSANOAT (Özbekistan meyve, sebze, üzüm sanayi) sebze, meyve ve paketleme sektörüne hâkimdir. Firma çok sayıda fabrikayı bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca şirket kendi taşıma ağına da sahiptir. Şirket taze ve işlenmiş sebze ve meyve için pazarını geliştirme çabası içerisinde bulunmaktadır. Özbek Hükümeti tarafından gıda işleme sanayi öncelikli sektör olarak ilan edilmiştir. Bu sektörün desteklenmesi amacıyla 6 Ağustos 1998 tarihinde hükümet tarafından federal vergi ödemelerini erteleyen ve önceki yılın kredi faiz ödemelerini sınırlandıran bir kararname yayınlanmıştır. Ayrıca, kararnamede bu sektörde faaliyet gösteren firmalara kredilerde ve bürokratik işlemlerde öncelik tanınacağı ifade edilmiştir.

Özbekistan, Orta Asya’nın en gelişmiş sanayisine sahiptir. Özbekistan sanayisi genel olarak kimya ve petro-kimya ağırlıklı bir görünüm sergilemektedir. Petro-kimya sanayinin en önemli bölümünü ( yılda 1.5 milyon ton ile) sunî gübre üretimi teşkil etmekte ve kimya sanayi ise daha çok pamuk üretimine bağlı olarak gelişmiş bulunmaktadır. Ayrıca pamuk üretimine dayalı olarak kimya sanayii de gelişmiştir.

Özbek Devlet İstatistik Komitesinden yapılan açıklamada, Ocak-Mayıs 2007 döneminde sanayi üretiminin geçen 2006 yılının yılın aynı dönemine göre, %11.5 oranında artarak 7,104 trilyon suma ulaştığı; Komite’nin diğer bir açıklamasında söz konusu dönem içerisinde petrol ve sıvı gaz üretiminin % 0.8 oranında düştüğü ve 2,133 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Ülkenin başlıca sanayi dalları:

- Ağır sanayi

- Petro-kimya sanayi

- Matalurji sanayi

- Kimya sanayi

- Orman ürünleri sanayi

- İnşaat malzemeleri sanayi

- Tekstil sanayi

- Hafif sanayi

Özbekistan sanayisinde Petro-Kimya, ağırlıklı bir yere sahiptir. Petro-Kimya sanayinin en önemli bir bölümü suni gübre üretimine dayanmaktadır. Ülke, yılda 1.5 milyon ton gübre üretimi ile bu alanda Cumhuriyetler arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Özbekistan sanayisinde renkli metallerin üretimi önemli yer tutmaktadır. Bu sanayi genel olarak bakır, altın, ısıya dayanıklı metaller üretiminden oluşmaktadır. Özbekistan sanayisinde hafif sanayi ve tekstil sanayi büyük önem arz eder.


2.2.2.1. Doğal Kaynaklar ve Madencilik Sektörü:

Özbekistan madencilik sektörü önemli bir potansiyele sahiptir. Özbekistan’da 100’den fazla yer altı maden çeşidi bulunmaktadır. Maden ocaklarının en önemli tarafı, bu çıkarılan sülfürük asit elde edilmesidir. Bunların başında; altın, bakır, gümüş, kurşun, çinko, cıva, kadmiyum, uranyum, tungsten, volfram … gibi benzeri yeraltı kaynakları gelmektedir.

Özbekistan volfram, doğal gaz ve diğer yeraltı hammadde kaynakları bakımından önemli bir zenginliğe sahiptir. Özbekistan topraklarında çok miktarda tuz yatakları, alüminyum, mermer, granit, değerli taşlar ve inşaat malzemeleri hammaddesi vardır. Meşhur Gazdan mermer yatağı ülkede bulunmaktadır. Bu mermerler inşaatlarda, binalarda ve diğer çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Çakmak taşı, seramik, porselen mineralleri vardır. Siyah metallerden demir, manganez ve krom yatakları mevcut olup, bunları işlemek için Bekabad’da metalurji fabrikası kurulmuştur.

Özbekistan’da çok miktarda manganez bulunan maden yatakları özellikle Dautaş, Kızılbayrak, Kaşkaderya sınır bölgelerinde yer almaktadır. Özbekistan sanayi üretiminde renkli metaller önemli yer tutmaktadır.

Üretim, genel olarak altın, bakır ve ısıya dayanıklı metallerden oluşmaktadır. Bu alandaki en büyük işletme, Almalık’taki metalurji kompleksidir. Volfram ve mobilden üretimi çırçık şehrinde kurulan fabrikada gerçekleşmektedir. Özbekistan'da üç büyük kömür yatağı vardır.Petrol Fergana bölgesinde ve Surhanderya'da (Haydak-Üçkızıl, Kökayt) kuyularından çıkarılmaktadır. 1995 yılından itibaren petrol ve doğal gazda dışa bağımlılıktan kurtulmuştur. Özbekistan zengin petrol, gaz ve diğer enerji kaynaklarına sahiptir.

Ülkenin enerji ve doğal zenginlik kaynakları doğal gaz, petrol ve kömürdür. Özbekistan; petrol, kömür ve rafine edilmiş petrol ürünleri ithal etmekte, doğal gaz ve elektrik ihraç etmektedir.


2.2.3. Enerji Sektörü

Enerji sorunu bulunmayan Özbekistan, doğal gaz üretiminde diğer Orta Asya Cumhuriyetleri içinde önemli bir yere sahiptir. Özbekistan’ın enerji ve doğal zenginlik kaynaklarının başında doğal gaz, petrol ve kömür gelmektedir. Özbekistan’da üç büyük kömür yatağı vardır. Bunlar, Taşkent vilayetindeki Angren ve Surhenderya’daki Şargun ile Baysun yataklarıdır. Bunların içinde en çok kömür çıkarılan Angren’deki maden yataklarıdır. Özbekistan’ın 2004 yılı kömür üretimi 6,6 milyon tondur. Kömürden daha iyi verim elde etmek için onun gaz ve sıvı yakıt haline getirilmesi önemli bir sorunu teşkil etmektedir. Buna bağlı olarak Angren kömür ocağında yeraltı gaz işleme istasyonu kurulmuştur. İstasyonda, yılda 60 milyar m3’e varan gaz üretimi yapılmaktadır. Petrol, Kaşkaderya, Surhenderya ve Fergana vilayetlerinde çıkarılmaktadır. 1997 yılında Buhara Karavul Pazar’da yapılan 400 milyon dolar tutarındaki Petrol Rafinerisi faaliyette bulunmaktadır.


  Özbekistan’da elektrik enerjisi esas olarak doğal gazla çalışan santrallerden elde edilmektedir. Termik santrallerin ve hidroelektrik santrallerin payı ise daha küçüktür. Özbekistan, son on yılda en yüksek değer olan 49.6 milyar kW/saat elektrik enerjisi üretimine 2004 yılında ulaşmıştır. 2005 yılında ise elektrik enerjisi üretimi %4 oranında azalarak 47,6 milyar kw/saat olmuştur. 

Özbekistan, ürettiği elektriği Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan gibi eski Sovyet Cumhuriyetlerine ihraç etmektedir. Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan arasındaki bölgenin enerji ve su kaynaklarının kullanımına ilişkin hükümetler arası işbirliği anlaşmasına göre, Kırgızistan, yaz mevsiminde hidroelektrik santrallerinden elde ettiği enerji fazlasını Özbekistan’a aktarırken, karşılığında kışın Özbekistan’dan elektrik ve doğal gaz almaktadır.


2.2.3.1. Petrol Sektörü

Eski Sovyet Cumhuriyetleri arasında bağımsızlık sonrasında petrol üretimini önemli miktarda artıran tek ülke de yine Özbekistan’dır. 1992 yılında yaklaşık olarak günlük 66 bin varil olan üretim seviyesi, 1997 yılında yaklaşık olarak 157 bin varil seviyesine yükselmiştir.

Ancak son yıllarda petrol üretimi azalarak 2000 yılında 7,5 milyon tona, 2002 yılında 7,2 milyon tona, 2004 yılında 6,6 milyon tona ve 2005 yılında da 5,4 milyon tona gerilemiştir. Bukharo-Khivin bölgesindeki Kokdumalak Sahası’nda ülkenin petrol üretiminin %70’i gerçekleştirilmektedir. Minbulak Chinaz ve Fergana Vadi'sinde bulunan petrol rezervlerinin kullanıma geçmesi ile Özbekistan'ın petrol ihraç eder bir konuma gelmesi mümkündür.

Özbekistan’da petrol ve doğal gaz alanındaki dış yatırımlar diğer Hazar bölgesi devletleriyle karşılaştırıldığında nispeten sınırlı oranda kalmaktadır. Özbekistan, Hazar Havzasındaki diğer devletlerin bu sektörde yaşamış oldukları benzer sorunları paylaşmaktadır. Orta Asya Cumhuriyetleri içinde petrol üretimini artıran tek ülke Özbekistan’dır. Namengan ve Fergana şehirleri civarında bulunan petrol yataklarından 1995 yılında 5,2 milyon ton üretim gerçekleştirilmiştir. Mevcut üretim halen ülke ihtiyaçlarına kafi gelmemektedir. Bu nedenle Özbekistan, mevcut petrol rafinerilerinin kapasitelerini arttırmak ve yeni petrol rafinerileri kurmak zorundadır.




TABLO 2. Petrol Üreten Ülkelerin Rezervleri (2007 Yılı Sonu İtibariyle)

Petrol rezervinde ilk 10

Ülkeler

2007 Sonu
Rezervleri
(milyar varil)


Rezervlerin varili
130 $'dan değeri
(trilyon dolar)


S. Arabistan

264,2

34,35

İran

138,4

17,99

Irak

115

14,95

Kuveyt

101,5

13,2

BAE

97,8

12,71

Venezüella

87

11,31

Rusya

79,8

10,37

Libya

41,5

5,4

Kazakistan

39,8

5,17

Nijerya

36,2

4,71

Dünya Toplam

1237,9

160,93

Kaynak: BP, Statistical Review of World Energy (2007)

Petrol fiyatlarının kırdığı rekorlar rezevlerin değerini onlarca trilyon dolarlara çıkardı. Ortadoğu'da, şimdiki varil fiyatıyla 98.2 trilyon dolarlık...



( KB)

   1997 yılında Buhara Karavul Pazar'da yeni yapılan 400 milyon dolar tutarındaki Petrol Rafinerisi üretime başlamıştır. 1999–2000 yılları için Aral Denizi ve çeşitli sahalarda arama çalışmaları yapılmıştır. Petrol sektöründe en büyük sorun dünya pazarlarına taşıma için petrol boru hattının olmamasıdır. Mevcut tek bir boru hattı sadece Rusya’nın Omsk Şehrinden Özbek rafinerilerine bağlanmıştır. Yeni alanlardan petrol elde edilmesi çalışmalarında ülkenin mali kaynaklarının yetersizliği ve teknolojik kısıtlamalar, gibi sebeplerle, yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Petrole bağımlılığın azaltılması maksadıyla bazı uluslararası kuruluşlardan maddi yardım alınmış ve alınmaktadır.

Özbek Devlet İstatistik Komitesi’nden yapılan açıklamada, Ocak-Nisan 2007 döneminde petrol ve sıvı gaz üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre % 0.8 oranında arttığı ve 1,735 milyon ton olarak gerçekleştiği açıklanmıştır. Petrol sektöründe en büyük sorun dünya pazarlarına petrol boru hattının olmamasıdır. Petrol Kaşkaderya, Surhanderya ve Fergana vilayetlerinde çıkarılmaktadır.

2.2.3.2. Elektrik Sektörü

Diğer ulusal enerji kaynağı elektrik olan Özbekistan, Orta Asya'nın ana elektrik dağıtıcısı olup, dünyanın 30 büyük elektrik üretici ülkeleri arasında yer almaktadır. 1994 yılının ilk çeyreğinde sanayinin 72.00 Sum/Kwh'dan, konutların 30.00 Sum/Kwh'dan temin ettiği elektriğin üretim maliyeti, aynı dönem için 22.57 Sum/Kwh'tır. 1995 yılı elektrik üretimi 47 Terrawat saat olup, bu toplamın % 74'ü doğalgaz, % 15'i su, % 7'si de petrol ve kömürden elde edilmektedir. 

Kırgızistan'dan sonra Orta Asya Cumhuriyetleri arasında ikinci büyük elektrik enerjisi ihraç eden ülkedir. 1997 yılı içerisinde; Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve diğer ülkelere 5,7 milyar kw saat elektrik enerjisi ihracı yapılmıştır. Elektrik enerjisi potansiyeli 1,7 gigawatts (GW)'dır. İlave yeni ünitelerin yapılması ve rehabilitasyon ile bu miktar 4 GW daha artırılacaktır.

Özbekistan’da elektrik enerjisi esas olarak doğal gazla çalışan santrallerden elde edilmektedir. Termik santrallerin ve hidroelektrik santrallerin payı ise daha küçüktür. Özbekistan, son on yılda en yüksek değer olan 49.6 milyar kW/saat elektrik enerjisi üretimine 2004 yılında ulaşmıştır. 2005 yılında ise elektrik enerjisi üretimi %4 oranında azalarak 47.6 milyar kW/saat olmuştur.

Özbekistan, ürettiği elektriği Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan gibi eski Sovyet Cumhuriyetlerine ihraç etmektedir. Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan arasındaki bölgenin enerji ve su kaynaklarının kullanımına ilişkin hükümetler arası işbirliği anlaşmasına göre, Kırgızistan, yaz mevsiminde hidroelektrik santrallerinden elde ettiği enerji fazlasını Özbekistan’a aktarırken, karşılığında kışın Özbekistan’dan elektrik ve doğal gaz almaktadır. 25 adet hidroelektrik santral ile, ülke ihtiyacının %15'i karşılanmaktadır.

Yeni projelerle ülkenin enerji üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. İki kömür santrali ise Angren yakınlarındadır. Devlet İstatistik Komitesinden yapılan açıklamada, Ocak-Mayıs 2007 döneminde elektrik üretiminin geçen 2006 yılının aynı dönemine göre % 2.3 oranında düştüğü belirtilmektedir.


2.2.4. Turizm Sektörü

Büyük İpek yolu Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlarken  Orta Asya bölgesinin özellikle meydanlarıyla, İslam mimarisinin kervansaraylarıyla ve ortaçağa ait eserleriyle doğu şehirlerinin eşsiz görüntüsünü bugün de koruyan Semerkand, Buhara, Hive ve bugünkü Taşkent'in gelişmesine ve esenliğine yardımcı olmuştur.Asya'nın turistik merkezlerinden birine yavaş yavaş dönüştürülen Özbekistan'ın bu şehirlerine dünya çapında bir ün getirdi.

Çok sayıda efsane ve hikayelere sahip  bir ülke olan Özbekistan, çölleri, deve kervanları, Asya krallıklarından kalan etkileyici mozoleler (yapılar). Geçmişin mimari izlerini taşıyan yapılar, renkli materyaller (takı ve motifler) ve  egzotik meyveler ülkesidir. Özbekistan, tarihiyle, eski çağlardan kalan tarihi yapılarıyla, diğer tarihi özellikleri ve kültürel çizgileriyle dünya üzerindeki pek çok insanın dikkatini çekmektedir. Özbekistan’da tarihin izlerini görebileceğiniz 4.000’den fazla yer bulunmaktadır. Dünyadaki pek çok insan, Semerkant. Buhara, Hive, Kokand, Şahrisabz gibi tarihi kentleri bilir. Amuderya nehrinin sağ tarafında Tuprak Kale, Berput Kalesi, Gildursun ve en eski tarihten kalan kale ve site-kentlerden biri olarak bilinen Kavat Kale yer almaktadır. Hive’nin hemen yakınında eski tarihi ve mimari özellikleri yansıtan binaları, Termez yakınındaki eski çağ Budist tapınaklarını görebilirsiniz. Bunların hepsi de birer açık hava müzesidir.

Semerkant

Özbekistan’da Paleolit çağdan başlayarak, köle-devletler ve Büyük Makedon krallığı zamanlarını da kapsayan, geçmiş tarihin farklı periyotlarından kalma eserler bulunmaktadır. Bunları sırasıyla Baktriya ve Kuşans Krallıkları da dahil olmak üzere çeşitli Arap hakimiyeti döneminden, Moğollar ve Timur zamanından kalma eserler ve son olarak Özbek dönemi eserleri takip eder. 4.000’den fazla tarihi “bölge” itibarıyla hemen hemen dünyaca tanınan Mısır, Hindistan, Antik Yunan ve Roma ile eşdeğer sayılabilir. Bunda Çin’den başlayarak Hindistan ve Orta Asya ülkelerinden geçerek Avrupa’ya ulaşan tarihi “ipek yolu”nun Özbekistan’dan da geçmesi etkili olmuştur. 



Hive

Mevcut kaynaklar, ekolojik turizmin gelişmesi için de elverişlidir. Büyük kentlerin yakınlarında geniş ve açık ekolojik bölgeler yer alır. Örneğin Taşkent’in 70 km doğusunda, Darkent yakınında ve “Taşkent Bölgesi”ndeki ekolojik alan, 1000-2500 metrelik yükseklikte ve güzel bir tabiat bölgesidir.

Bu bölgede ilk çağlardan kalan eserlerin yanı sıra çok çeşitli hayvan ve bitki türleri bulunmaktadır. Turistik gezi ve dağa tırmanma faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi de mümkün olmaktadır. Kış mevsimi süresince kayak için en uygun yerlerden biridir. Taşkent’e 80 km uzaklıkta bulunan Gazalkent’teki “Çimgan’’ adıyla bilinen bölge, Özbekistan’daki en güzel yerlerden biridir. Burada gerektiğinde dünya çapındaki karşılaşmalar için de kullanılabilecek özel kayak alanları mevcuttur. Meşhur “Çarvak” su kaynakları da buradan fazla uzak değildir. Cizzah vilayetinin merkezi Cizzah kentine 60 km uzaklıkta bulunan Fariz bölgesinde Noraton Dağı’nda tilki, kurt, ayı, tavşan, domuz, büyük kirpi gibi hayvanlar ve çeşitli kuş türleri bulunmaktadır. Bölge açık havada dinlenme gezileri ve avlanma için gerekli şartlara uygundur.

Turistlerin ilgisini çekecek tarihi bölgeler ve yapılar arasında çeşitli din alimlerine adanmış ya da onlar zamanından kalan dini yapılar ve türbeler de bulunmaktadır. Bunların arasında en tanınmışları, Osman el Buhari (Semerkant), İmam et Tirmizi (Termiz), Bahauddin Nakşibendi ( Buhara), Az Zak Şark (Harezm), Ahmed Yesevi (Türkistan)’dır.

Özbekistan yeterince doğal tıbbi kaynağa sahiptir. Zengin mineraller içeren çeşitli türde tabii su kaynakları, değişik rahatsızlıkların tedavisinde geniş olarak kullanılmaktadır. Bunların ilk akla gelen kaynaklara örnek olarak “Macesty”, Eski Gül, Çaltuba, Naftusi’yi verebiliriz. Mineralli kaynaklar açısından Özbekistan, tanınmış Kafkas Mineralli Kaynak Suları’ndan kesinlikle geride kalmaz.
Bir Devlet şirketi olan “Uzbektourism”, Özbekistan Devlet Başkanı’nın özel emriyle 1992 yılının Haziran ayında genel turistik faaliyetlerle ilgilenen “Intourist”, gençlik turizmi çalışmalarıyla ilgilenen “Sputnik ve Sovyet zamanında kurulan diğer turizm amaçlı kuruluşların yerine kuruldu. Şirketin devlet dışında 100’ün üzerinde ortağı bulunmaktadır.Turizmin geliştirilmesi, gerekli finansın sağlanması gibi amaçları da bulunan bu kuruluşun özel çalışma kuralları bulunmaktadır.

Bünyesinde gıda sağlama ve servis bölümü, eğitim merkezi, genel kontrol merkezi, bilimsel kompleks, motorlu taşımacılık yapı organizasyonu gibi 120’nin üzerinde ayrı birim bulunmaktadır. Bu ulusal şirket 34’ü otel olmak üzere yaklaşık 1000 yer’in sahibi konumundadır. Bunların yaklaşık yüzde 40’ı uluslararası standartlara göredir. Şirketin araç kapasitesi ise 400 otobüs ve 100 otomobildir. 6.000’in üzerinde çalışanı bulunan şirket, turistik amaçlı tesislerinde yaklaşık 10.000 yatağı bulunmaktadır. Sovyetler Birliği zamanında yılda yaklaşık 1 milyon turistin ziyaret ettiği Özbekistan’ın turist kapasitesinde, Sovyetlerin dağılmasıyla büyük bir düşüş olmuştur. 1989 yılında 1 milyon yabancı turistin ziyaret ettiği Özbekistan’a bağımsızlıktan sonra, 1993 yılında gelen turist sayısı çeşitli kaynaklara göre 40.000 ile 100.000 arasındadır. 1995 yılında ise çoğunluğu Avrupa ülkeleri, Türkiye, Japonya, ABD ve Hindistan’dan 80.000 kişi gelmiştir.

Son yıllarda gelen turist sayısı artış göstermektedir. Bağımsızlıktan sonra Taşkent, Samarkand, Buhara’da ve diğer şehirlerde  Avrupa standartlarına göre yeni oteller yapılmış, böylece; Semerkant ve Buhara kentlerinde yabancı sermaye ortaklığında kurulan birinci sınıf oteller hizmete açılmıştır. Özel turizm acentelerine  çalışma ruhsatı verilmiştir.

Özbekistan turizm tesislerinin yapı ve kalitesi ve 4000 civarında tarihi eseri ile Orta Asya’da turizm bakımından gelecek vaat eden ülkelerin başında gelmektedir. Gezip görülecek yerler ve Taşkent’te bulunan önemli müzeler vardır. Özbekistan tarihi bir ülke olduğundan gezip görülecek yerlerde çoktur. Bunlardan; Taşkent, Semerkant,  Buhara, Kokand, Hive ve Şehrisabiz... turizm açısından önem taşıyan şehirlerdendir.

Tiyatro sayısı 40, sinema sayısı 2.376’dır. Ülkede yaklaşık 70 devlet müzesi bulunmaktadır. Bunların en çok tanınanı Emir Timur Müzesi, Güzel Sanatlar Müzesi, Özbekistan Halkları Tarihi Müzesi, Tabiat Müzesi ve Edebiyat Müzesi’dir.
2.2.5. Ulaştırma Sektörü

Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaşım Koridoru olan TRACECA Programı Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen ve doğu-batı ulaşım koridorunu geliştirmeyi amaçlayan bir teknik yardım programıdır. Program, 1993 yılında Brüksel’de yapılan ve TRACECA ülkelerinin ticaret ve ulaştırma bakanlarını (Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) bir araya getiren bir konferansta kabul edilmiştir.

Bu zamana kadar TRACECA Programı, toplam tutarı 57,7 milyon avro olan 39 teknik yardım projesi ile toplam tutarı 52,3 milyon avro olan 14 yatırım projesini finanse etmiştir. TRACECA Programı kanalıyla sağlanan teknik yardımlar sayesinde katılımcı ülkeler uluslararası finans kuruluşlarından büyük miktarlarda yatırım çekebilmişlerdir. Özellikle Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), TRACECA Programı temelinde demiryollarının rehabilitasyonu amacıyla Özbekistan'a olan yatırımlarını 40 milyon ABD doları, Kazakistan'a olan yardımlarını 65 milyon ABD doları artırmıştır.

Özbekistan TRACECA projesinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler (BM) Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu 48. oturumunda kabul edilen ve 1992 yılında başlatılan Asya Kara yolu ve Trans-Asya Demir yolu Projesi kapsamında da yer almaktadır. Projenin Asya Kara yolu, Trans-Asya demir yolu ve kara yolu taşımacılığı projeleri olmak üzere 3 temel ayağı bulunmaktadır.


2.3. DIŞ TİCARET
2.3.1. Genel Durum

Asya ve Rusya’da yaşanan mali krizlerin de etkisiyle 1998 yılında Özbekistan’ın dış ticaret hacmi 6,8 milyar ABD Doları tutarında daralma göstermiştir. Bu dönemde hammadde ve ürün ihracatında önemli azalmalar görülmüştür.1997 yılında 4,4 Milyar ABD Doları olarak gerçekleşen ihracat, 1998 yılında 3,5 milyar ABD Doları seviyelerine düşmüştür.

2005 yılı itibariyle Özbekistan’ın GSYİH’sı 13,75 milyar dolar, Dış Ticaret Hacmi ise 9,5 milyar dolar seviyesindedir. Özbekistan’ın başlıca ticaret ortakları arasında Rusya, G. Kore Türkiye, Kazakistan, Çin, İran ve İngiltere bulunmaktadır.
TABLO 3. ÖZBEKİSTAN’IN DIŞ TİCARETİ (Milyon ABD Doları)


Yıllar

İhracatı

İthalatı

Ticaret Hacmi

Ticaret Dengesi

2000

2.935

2.441

5.376

494

2001

2.740

2.554

5.294

186

2002

2.510

2.186

4.696

324

2003

3.240

2.405

5.645

835

2004

4.290

3.060

7.350

1.230

2005

5.150

3.770

8.920

1.380

2006

5.690

3.770

9.460

1.920

2007

6.580

4.570

11.150

2.010

Kaynak: The Economist Intelligence Unit /Country by Country 2008
2005 yılında Özbekistan’daki tüketime yönelik satışlar, bir önceki yıla (2004) nazaran %8,2 oranında artarak 5736,8 milyar Sum’a (5,2 milyar dolar) ulaşmıştır. Söz konusu satışların %83,9’u özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.

Özbekistan’a 2006 yılın ilişkin bazı ticari veriler şöyledir: Dış ticaret hacmi 8,8 milyar dolar, İhracat 5 milyar, ithalat 3,8 milyar dolar. Doğalgaz üretim miktarı 55,8 milyar metreküp, ispatlanmış rezerv ise 1,86 trilyon metreküp. 151 milyon doları ihracat, 257 milyon doları ithalat olmak üzere Türkiye’nin bu ülke ile ticaret hacmi 408 milyon dolardır.

Avrasya bölgesi ile Türkiye arasındaki ihracatın % 3’ü, ithalatın % 2’si buraya yapılıyor. Özbekistan için verilen Eximbank kredilerinin toplamı 367 milyon dolardır. Yılın ilk üç aylık dönemindeki gelişmelerin değerlendirildiği Özbekistan Bakanlar Kurulu toplantısında; Ocak-Mart 2007 döneminde dış ticaret fazlasının geçen yılın aynı dönemine göre % 57.3 oranında artış göstererek 598.2 milyon dolara ulaştığı bildirilmektedir.

2007 yılının ilk altı aylık döneminde; % 39 oranında artış gösteren ihracatın % 70 inin hammadde ürünleri olmadığı; dış ticaretin 1.7 milyar dolarlık fazla verdiği; enflasyon oranının % 2.7 oranında gerçekleştiği; yabancı yatırım hacminin 1.9 kat arttığı ve bunun % 85 inin doğrudan yatırım olduğu; 30 u tekstil fabrikası olmak üzere 154 yeni işletmenin faaliyetine başladığı belirtilmiştir.


TABLO 4.

Başlıca İhraç Ürünleri

Pamuk (%19.8), Enerji Ürünleri (%9.8). Makine ve Ekipmanları (%9.6)

Başlıca İthal Ürünleri

Makine ve Ekipmanlar (%44.4), Plastik ve Plastikten Mamül Eşya (%12.8), Gıda Mamulleri (%9.9),

Başlıca İhracat Yaptığı Ülkeler

Rusya Federasyonu (%22.4), Çin (%9.3), Ukrayna (%7.5), Tacikistan (%6.2), Bangladeş (%4.7), Türkiye (%4.6)

Başlıca İthalat Yaptığı Ülkeler

Rusya Federasyonu (%22.3), ABD (%11.4), Güney Kore (%11), Almanya (%9.5), Çin (%6.5), Türkiye (%6.1)

Kaynak: İstanbul Ticaret Odası Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi
2.4. ÖZBEKİSTAN’A YABANCI YATIRIMCILARIN TEŞVİK ALANLARI

- Hafif ve Yün Sanayi;

- İnşaat Malzemelerin Üretimi;

- Oto Sanayi;

- Tarım ürünlerin yeniden işlenmesi;

- Kimya Sanayi;

- Mineral Kaynakları Araştırılması;

- Turizm;

- Elektronik Sanayi.


Yüklə 235,32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin