Nizâriyye gibi tali kollara ayrılmak suretiyle varlığını devam ettirmiştir.
Emevî yönetiminin kötü idaresi ve Hâşimîler üzerindeki baskısı, mazlum
durumda görünen Hz. Ali evlâdına yönelik halkın ilgisini artırmıştı.
Emevîler’den sonra iktidarı ele geçiren Abbasîler’in de aynı baskı ve zülüm
politikalarını sürdürmeleri, zulme ve haksızlığa uğramış şahıs ve
toplulukların isyancı ve ihtilalci tutumlarını sürdürmelerine yol açtı. Şiî
çevrelerde ihtilalci gruplar artmaya başladı. Gizli ve ihtilalci bir hareket olan
İsmâiliyye’nin doğuşunda sosyal yapıdaki bu değişikliklerin yanı sıra iktisadî
sıkıntıların ve eski kültürlerin rolünü de unutmamak gerekir. Müslümanların
yeni fethettikleri yerlerde Zerdüşt, Maniheist, Hermesçi, Deysanî, Yahudi ve
Hıristiyan kültürü yaşamaya devam ediyordu. İsmâilî hareket içinde yer alan
ilk şahsiyetler, böyle bir kültür çevresinde yetişmiş veya bir şekilde bu
kültürlerle ilişkisi olan kimselerdi. Emevîler ve Abbasîler’in kötü
yönetimlerinin yanı sıra, kendi akrabalarına ve yöneticilerine karşı özel
imtiyazlar tanımaları, ekonomik sıkıntılar çeken çiftçiler ve dışlanmış halk
kitleleri arasında büyük rahatsızlıklar yaratmış ve bu da sonuçta söz konusu
zümrelerin ihtilalci yollarla hükümetleri devirmeye yönelik faaliyetler
içerisine girmelerine yol açmıştır. Bundan dolayı, Zenc isyanını ve
Karmatîler’i destekleyenlerin çoğunluğunu, çiftçiler ve tarlalarda çalışan
işçiler oluşturmaktaydı (Kutlu, s. 105).