105
fıkıh ve hadis konularında cem edilmiş el-Mecmû‘u’l-fıkhî ve el-Mecmû‘u’l-
hadîsî olarak iki kısımdan meydana gelmektedir (Öz, s. 78-9).
Zeydiyye’nin dinî ve siyasî bir hareket olarak başlangıcı neredeyse bütün
kaynaklarda Zeyd b. Ali’ye kadar
geriye götürülse de, Zeydiyye’nin itikadî
bir fırka olarak teşekkülü belli bir süreç içinde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede
Zeyd b. Ali ile başlayan ve Kâsım er-Ressî’ye (ö. 246/860) kadar geçen
dönem, Zeydîliğin teşekkülü açısından önem arzetmektedir. Zeyd’in
ölümünden sonra Zeydî hareket oğlu Yahyâ tarafından Horasan
bölgesine
taşınmıştır. Abbasoğulları’nın iktidara gelmesi, Zeyd’in takipçileri açısından
müspet bir durum yaratmamıştır. Çünkü Abbasîler’in kendilerini aldattığını
düşünen Alioğulları, hilâfet hakkını elde etmek için mücadelelerine devam
etmişlerdir. Zeydî imâmeti de zaman içinde Hüseyin evlâdından
Hasan
nesline geçmiş ve Hz. Hasan’ın torunu Abdullah’ın oğlu Muhammed en-
Nefsü’z-Zekiyye tarafından sürdürülmüştür.
126/744 yılında Halife II. Velid’in ölümünü takiben Ebvâ’da toplanan ve
aralarında Abbâsî büyüklerinin de bulunduğu Hâşimîler tarafından kendisine
biat edilmesi hususunda ittifak edilen en-Nefsü’z-Zekiyye, imâmetini ilan
etti. O devrede zâhidâne özellikler gösteren Mu‘tezile
ileri gelenleri de
kendisine biat ettiler. Oğulları ve kardeşlerini temsilcileri olarak muhtelif
yerlere gönderen en-Nefsü’z-Zekiyye, 145/762 yılında Medine’de Abbasî
halifesi Mansûr’a karşı kıyâm etti. Kardeşi İbrahim de Basra’yı ele geçirdi.
Böylece Medine ve Basra fiilen onların eline geçmiş oldu. Fakat her ikisinin
de hakimiyeti uzun sürmedi. En-Nefsü’z-Zekiyye
iki ay on yedi gün süren
Medine hakimiyetinden sonra Abbasî güçleri tarafından 14 Ramazan 145/ 6
Aralık 762 tarihinde öldürüldü. Ondan sonra imam olarak kabul edilen
kardeşi İbrahim de bir süre sonra Abbasîler tarafından katledildi. Bundan
sonra Zeydîler, Yahyâ b. Abdullah el-Müsennâ (ö. 175/791-2), Mağrip’teki
İdrisîler hânedanının kurucusu İdris b. Abdullah (ö. 175/791-2), İdris b. İdris
(ö. 213/828), Muhammed b. Tabâtabâ (ö. 199/814-5), Muhammed b.
Süleyman b. Davud (ö. 200/815-6), İmam Cafer Sâdık’ın oğullarından
Muhammed Dibâc (ö. 225/840), İbrahim b. Musâ b. Cafer (ö. 200/816),
Kâsım er-Ressî (ö. 246/860), Muhammed b. Muhammed b. Zeyd (ö.
202/817-8), Muhammed b. Kâsım b. Ali Sâhibu’t-Tâlekân (ö. 250/864),
Yahyâ b. Ömer b. Yahyâ b. Hüseyin (ö. 250/864), Hasan b. Zeyd b.
Muhammed b. İsmail (ö. 270/883-4) ve kardeşi Muhammed b. Zeyd b.
Muhammed b. İsmail (ö. 287/900) gibi isyancı Ehl-i Beyt imamları
tarafından temsil edildiler (Öz, s. 81).
Zeydîler, Emevîler ve Abbasîler’e karşı isyanlarında başarılı olamayınca,
faaliyetlerini nüfuz boşluğu olan bölgelere kaydırmışlardır. İmâmetin
kendi
hakları olduğuna inanan Zeydîler için hedef, her zaman iktidarı ele geçirmek
olmuştur. Uzunca bir süre dağınık halde kalan Zeydîler, Abbasî halifelerinin
siyasî otoritelerinin zayıflamasından istifadeyle İran’ın
kuzeyindeki
Taberistan’da, güneyde de Yemen’de yeniden ayaklanırlar ve iki ayrı devlet
kurarlar.
Taberistan’daki Zeydîlik, en-Nâsır li’l-Hak denen el-Utrûş’un
vefatına (305/917) kadar hakimiyetini sürdürür. Bundan sonra
Taberistan’daki kontrollerini kaybeden Zeydîler, Abbasîler ve onlara bağlı
emirliklerin tazyiki ile Gilân ve Deylemân tarafına doğru çekildiler. Buradaki
faaliyetleri gittikçe azalan Zeydîler, önemli bir varlık gösteremeyip sayı ve
nüfuz itibariyle tedricî bir kayba uğradılar. Sonuçta, bir başka Şiî mezhep
olan İsnâaşeriyye’ye zemin hazırlayarak 10/16. asırda tamamen ortadan
kalkmış oldular.
106
Güneyde
Yemen Zeydîliği ise günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Kâsım b. İbrahim er-Ressî (ö. 246/680) ve el-Hâdî li’l-Hak olarak bilinen
torunu zamanında önemli fikri gelişmeler gösteren Yemen Zeydîliği 6/12.
yüzyıldan itibaren sınırlarını genişleterek Tihâme’ye kadar uzanırsa da,
Mısır’ın Osmanlılar’a geçişi ile onların hakimiyeti altına girmek zorunda
kalır. En son Yahyâ, 1322/1904 yılında imam olmuştur. O, Osmanlı devletine
karşı cihat ilan ederek yeni bir mücadele başlatmıştır.
Bunun sonucunda
Osmanlılar 1918 yılında Yemen’i terk ederek idareyi Yahyâ’ya bırakmak
zorunda kalmışlardır. Böylece İmam Yahyâ, 1367/1948 yılındaki ölümüne
kadar 44 yıl Yemen’de Zeydî hakimiyetini sürdürmüştür. 1962 yılında askerî
bir darbeyle Zeydîler’in iktidarına son verilmiştir. Bugün özellikle Sa‘de
merkez olmak üzere kuzey bölgelerinde varlıklarını sürdürmekte olan
Zeydîler, Kâsımiyye (Mutarrifiyye) kolu olarak, Yemen nüfusunun yaklaşık
% 55’ini oluşturmaktadır ve Zeydîlik bugün Yemen’in resmi mezhebi
durumundadır. Ayrıca Suudi Arabistan ve Ürdün başta olmak üzere diğer
Arap ülkelerinde ve Amerika
ile Almanya gibi ülkelerde de, sayıları tam
olarak belli olmasa da Yemen asıllı göçmen Zeydîler’in yaşadığı
bilinmektedir (Kutlu, s. 126).
Dostları ilə paylaş: