Microsoft Word +Islam Mezhepler Tarihi Yayin Nushasi MehmetAliBuyukkara +++



Yüklə 1,92 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə126/283
tarix31.12.2021
ölçüsü1,92 Mb.
#113334
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   283
ILH2004-MZHP

babamız Ali Zeynelâbidîn, ortaya çıkıp insanları kendi imâmetine 
çağırmadığı ve isyan etmediği için imam olmaması gerekir” dediği ve 
Zeyd’in de buna karşılık vermediği nakledilmektedir. Döneminin önde gelen 
âlimlerinden birisi olması sebebiyle saygın bir statüde bulunan Zeyd b. Ali, 
kendisine nisbet edilen ve sayıları on altıya ulaşan kitap ve risâlelerin 
yazarıdır. Zeyd’in en önemli çalışması kabul edilen el-Mecmû‘ adlı eser, 


 
 
105
fıkıh ve hadis konularında cem edilmiş el-Mecmû‘u’l-fıkhî ve el-Mecmû‘u’l-
hadîsî olarak iki kısımdan meydana gelmektedir (Öz, s. 78-9). 
Zeydiyye’nin dinî ve siyasî bir hareket olarak başlangıcı neredeyse bütün 
kaynaklarda Zeyd b. Ali’ye kadar geriye götürülse de, Zeydiyye’nin itikadî 
bir fırka olarak teşekkülü belli bir süreç içinde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede 
Zeyd b. Ali ile başlayan ve Kâsım er-Ressî’ye (ö. 246/860) kadar geçen 
dönem, Zeydîliğin teşekkülü açısından önem arzetmektedir. Zeyd’in 
ölümünden sonra Zeydî hareket oğlu Yahyâ tarafından Horasan bölgesine 
taşınmıştır. Abbasoğulları’nın iktidara gelmesi, Zeyd’in takipçileri açısından 
müspet bir durum yaratmamıştır. Çünkü Abbasîler’in kendilerini aldattığını 
düşünen Alioğulları, hilâfet hakkını elde etmek için mücadelelerine devam 
etmişlerdir. Zeydî imâmeti de zaman içinde Hüseyin evlâdından Hasan 
nesline geçmiş ve Hz. Hasan’ın torunu Abdullah’ın oğlu Muhammed en-
Nefsü’z-Zekiyye tarafından sürdürülmüştür.  
126/744 yılında Halife II. Velid’in ölümünü takiben Ebvâ’da toplanan ve 
aralarında Abbâsî büyüklerinin de bulunduğu Hâşimîler tarafından kendisine 
biat edilmesi hususunda ittifak edilen en-Nefsü’z-Zekiyye, imâmetini ilan 
etti. O devrede zâhidâne özellikler gösteren Mu‘tezile ileri gelenleri de 
kendisine biat ettiler. Oğulları ve kardeşlerini temsilcileri olarak muhtelif 
yerlere gönderen en-Nefsü’z-Zekiyye, 145/762 yılında Medine’de Abbasî 
halifesi Mansûr’a karşı  kıyâm etti. Kardeşi  İbrahim de Basra’yı ele geçirdi. 
Böylece Medine ve Basra fiilen onların eline geçmiş oldu. Fakat her ikisinin 
de hakimiyeti uzun sürmedi. En-Nefsü’z-Zekiyye iki ay on yedi gün süren 
Medine hakimiyetinden sonra Abbasî güçleri tarafından 14 Ramazan 145/ 6 
Aralık 762 tarihinde öldürüldü. Ondan sonra imam olarak kabul edilen 
kardeşi  İbrahim de bir süre sonra Abbasîler tarafından katledildi. Bundan 
sonra Zeydîler, Yahyâ b. Abdullah el-Müsennâ (ö. 175/791-2), Mağrip’teki 
İdrisîler hânedanının kurucusu İdris b. Abdullah (ö. 175/791-2), İdris b. İdris 
(ö. 213/828), Muhammed b. Tabâtabâ (ö. 199/814-5), Muhammed b. 
Süleyman b. Davud (ö. 200/815-6), İmam Cafer Sâdık’ın oğullarından 
Muhammed Dibâc (ö. 225/840), İbrahim b. Musâ b. Cafer (ö. 200/816), 
Kâsım er-Ressî (ö. 246/860), Muhammed b. Muhammed b. Zeyd (ö. 
202/817-8), Muhammed b. Kâsım b. Ali Sâhibu’t-Tâlekân (ö. 250/864), 
Yahyâ b. Ömer b. Yahyâ b. Hüseyin (ö. 250/864), Hasan b. Zeyd b. 
Muhammed b. İsmail (ö. 270/883-4) ve kardeşi Muhammed b. Zeyd b. 
Muhammed b. İsmail (ö. 287/900) gibi isyancı Ehl-i Beyt imamları 
tarafından temsil edildiler (Öz, s. 81). 
Zeydîler, Emevîler ve Abbasîler’e karşı isyanlarında başarılı olamayınca, 
faaliyetlerini nüfuz boşluğu olan bölgelere kaydırmışlardır.  İmâmetin kendi 
hakları olduğuna inanan Zeydîler için hedef, her zaman iktidarı ele geçirmek 
olmuştur. Uzunca bir süre dağınık halde kalan Zeydîler, Abbasî halifelerinin 
siyasî otoritelerinin zayıflamasından istifadeyle İran’ın kuzeyindeki 
Taberistan’da, güneyde de Yemen’de yeniden ayaklanırlar ve iki ayrı devlet 
kurarlar.  Taberistan’daki Zeydîlik, en-Nâsır li’l-Hak denen el-Utrûş’un 
vefatına (305/917) kadar hakimiyetini sürdürür. Bundan sonra 
Taberistan’daki kontrollerini kaybeden Zeydîler, Abbasîler ve onlara bağlı 
emirliklerin tazyiki ile Gilân ve Deylemân tarafına doğru çekildiler. Buradaki 
faaliyetleri gittikçe azalan Zeydîler, önemli bir varlık gösteremeyip sayı ve 
nüfuz itibariyle tedricî bir kayba uğradılar. Sonuçta, bir başka  Şiî mezhep 
olan  İsnâaşeriyye’ye zemin hazırlayarak 10/16. asırda tamamen ortadan 
kalkmış oldular. 


 
 
106
Güneyde  Yemen Zeydîliği ise günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. 
Kâsım b. İbrahim er-Ressî (ö. 246/680) ve el-Hâdî li’l-Hak olarak bilinen 
torunu zamanında önemli fikri gelişmeler gösteren Yemen Zeydîliği 6/12. 
yüzyıldan itibaren sınırlarını genişleterek Tihâme’ye kadar uzanırsa da, 
Mısır’ın Osmanlılar’a geçişi ile onların hakimiyeti altına girmek zorunda 
kalır. En son Yahyâ, 1322/1904 yılında imam olmuştur. O, Osmanlı devletine 
karşı cihat ilan ederek yeni bir mücadele başlatmıştır. Bunun sonucunda 
Osmanlılar 1918 yılında Yemen’i terk ederek idareyi Yahyâ’ya bırakmak 
zorunda kalmışlardır. Böylece İmam Yahyâ, 1367/1948 yılındaki ölümüne 
kadar 44 yıl Yemen’de Zeydî hakimiyetini sürdürmüştür. 1962 yılında askerî 
bir darbeyle Zeydîler’in iktidarına son verilmiştir. Bugün özellikle Sa‘de 
merkez olmak üzere kuzey bölgelerinde varlıklarını sürdürmekte olan 
Zeydîler, Kâsımiyye (Mutarrifiyye) kolu olarak, Yemen nüfusunun yaklaşık 
% 55’ini oluşturmaktadır ve Zeydîlik bugün Yemen’in resmi mezhebi 
durumundadır. Ayrıca Suudi Arabistan ve Ürdün başta olmak üzere diğer 
Arap ülkelerinde ve Amerika ile Almanya gibi ülkelerde de, sayıları tam 
olarak belli olmasa da Yemen asıllı göçmen Zeydîler’in yaşadığı 
bilinmektedir (Kutlu, s. 126). 

Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin