Kur’an’da Zulüm Kavramı adlı bu çalışmamızda Kur’an perspektifinden zulüm kavramını incelemeye çalıştık. Çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Arap Dili ve Edebiyatının en eski lügatlarına başvurularak zulüm kavramının lügavi yönü incelenmiş, ayrıca ıstılahi anlamı üzerinde durulmuştur. Diğer taraftan zulüm kelimesi, zıddı olan adalet kelimesiyle karşılaştırılmış, Kur’an-ı Kerim’de zulüm manası içeren diğer kavramların kısaca izahı yapılmış ve günümüzle daha iyi kıyaslanabilmesi açısından zulmün Cahiliye anlayışındaki yerinden bahsedilmiştir.
İkinci bölümde; kişinin zalim olarak nitelendirilmesine sebep olan davranışlar, zalimin zulmünü engellemenin yolları ve zalimlerin dünyevi, uhrevi cezaları açıklanmıştır.
Üçüncü bölümde ise; Kur’an-ı Kerim’den zulüm örnekleri verilmiş, zulmü ile meşhur bazı toplumların akıbetleri anlatılmıştır.
Bütün bu konuları incelerken öncelikle Kur’an-ı Kerim’deki zulüm kelimelerinin kullanıldığı ayetleri tespit ettik. Daha sonra, tesit etmiş olduğumuz bu ayetlerden zulüm ve zalimlerle ilgili olanlarını yukarıda zikrettiğimiz başlıklar altında toplamaya çalıştık. Kaynak olarak Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra rivayet ve dirayet tefsirlerine müracaat edip bazı incelik ve farklılıkları belirtmeye çalıştık. Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet edilen bu konudaki hadis-i şerifleri, ayet-i kerimelerin izahı sadedinde zikrettik. İmkanlarımız ölçüsünde tefsir ve hadis külliyatının dışında da birtakım kaynak kitaplara müracaat ettik.
Sonuç olarak bu çalışma Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması çabalarına bir nebze de olsa katkıda bulunursa bizi mutlu edecektir. Bu çalışmamızda değerli yardımlarını ve yönlendirici tavsiyelerini bizden eksik etmeyen muhterem hocalarımıza ve tez danışmanım Şenol TİRYAKİ Bey’e teşekkür eder, ilim yolunda çalışan bütün arkadaşlarıma Cenab-ı Hakk’tan başarılar dilerim.
ÖNSÖZ III
KISALTMALAR VII
I. BÖLÜM 1
1. ZULÜM KAVRAMI VE KAPSAMI 1
A. Zulüm Kelimesinin Lügat Ve Istılahi Anlamı 1
4
B. Adalet ve Zulüm İlişkisi 4
6
C. Kur’an-ı Kerim’de Zulüm Kavramının Anlamını Karşılayan Bazı Kelimeler 6
D. Zulmün Cahiliye Anlayışındaki Yeri 13
Buraya kadar zulüm kelimesinin lügat ve Istılahi manalarından, Kur’an-ı Kerim’de zulüm manasında kullanılan diğer kavramlardan ve zulmün Cahiliye anlayışındaki yerinden bahsettik. Şimdi de Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen zulmün çeşitlerini burada açıklayacağız. 16
2. ZULMÜN ÇEŞİTLERİ 16
A. İnsan ile Allah Arasındaki İlişkilerde Zulüm 16
a. En Büyük Zulüm Şirk 16
b. Allah’ın Ayetlerini Yalanlama ve Allah’a İftira Etme 19
B. İnsanlar Arası İlişkilerde Zulüm 22
C. İnsanın Kendi Nefsine Zulmetmesi 26
Konumuzun başında, insan ister Allah’a, ister diğer insanlara, isterse kendi nefsine zulmetmiş olsun, sonuç itibarıyla aslında o kendi nefsine zulmetmiştir. Çünkü insanın işlediği bütün günahlar ancak kendi aleyhinedir, demiş idik. Peki buna göre nefsine zulmeden kişinin durumu nedir? İnsanın kendi nefsine zulmetmesi ile ilgili bütün bu yazdıklarımızdan sonra şu sonuca varabiliriz. İnsanın nefsine zulmü şayet Allah’a şirk koşmasından kaynaklanıyor idiyse Allah Teala bunu bağışlamayacağını Nisa Suresi’nde bize bildiriyor. Şayet kişinin nefsine zulmü başkalarının hukukuna tecavüzden kaynaklanıyorsa, bu kişinin hak sahiplerine haklarını verip onlardan helallik almaktan başka tevbesi bulunmadığı için hiçbir amel bu suçun ve bu günahın azabından kişiyi kurtaramaz. Çünkü hadis-i şeriflerde bize bildirilen, yapılan haksızlıkların kimsenin yanına kâr kalmayacağı, ahiretle Allah Teala’nın mazlumun hakkını zalimden alacağı şeklindedir. Şayet kişinin nefsine zulmü bu iki alanın dışında ise mağfiret talebinde bulunulduğunda Cenab-ı Hakk bu kimseler için çok bağışlayıcı ve esirgeyici olduğunu bildiriyor: “Kim bir kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ı gafûr ve rahîm bulur.” 29
II. BÖLÜM 31
1. ZALİMLERİN VASIFLARI 31
A. Allah’ın İndirdiği Adalet Ölçüleri ve Prensipleriyle Hükmetmemek 31
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bu hareketi onun Allah’ın hükümleri ile hükmettiğini, kesinlikle kendi nefsine göre hareket etmediğini bizlere göstermekte ve zulmün bu en ağır şeklinden nasıl kaçındığını bizlere fiilen öğretmektedir. 33
B. Allah’ın Ayetlerini İnkar Etmek 33
C. Kişinin Zalim Olarak Nitelendirilmesine Sebep Olan Diğer Davranışlar 33
Allah adına yalan uyduran veya Allah’ın ayetlerini yalan sayanlar (En’âm 6/21, 93, 157; A’râf 7/37; Yunus 10/17; Hûd 57/18; Kehf 18/15; Ankebût 29/68), Rabbinin ayetleriyle kendisine nasihat edildiğinde onlardan yüz çevirenler (Secde 32/22; Kehf 18/57), gerçeği gizleyip şahitlik etmeyenler (Bakara 2/140), Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışan kimseler (Bakara 2/114) de Allah Teala’nın ism-i tafdil siygasıyla “en zalim” olarak nitelendirdiği insanlardır. 34
35
2. ZALİMİN ZULMÜNÜ ENGELLEMENİN YOLLARI 35
A. Zalimlere Karşı Doğruyu Söylemekten Korkmamak 35
Cenab-ı Hakk Bakar Suresinde zalimlerden korkmamamızı, yalnızca kendisinden korkmamız gerektiğini bizlere bildirmektedir: “… Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız.” Bu ayet-i kerimede zalimlerden murat Ehl-i Kitap’tır. Çünkü onlar: “Muhammed namazda Kabe’ye döndü. Kavminin dinine iştiyak duydu. Kendi kıblemize döndürüldüğü gibi yakında dinimize de döndürülecektir.” demişlerdir. “Size olan nimetimi tamamlayayım” ayetindeki nimetin tamamlanması kıbleye dönmedir. Cennete girmek de denilmiştir. Zalimin zulmüne karşı sessiz kalmak, onun zulmüne engel olmamak, zulmün ayılmasına sebep olur. Bunun içindir ki Cenab-ı Hakk bizlere onlardan korkmamamızı emretmektedir. Zulmü işleyen kişi hangi mevkide olursa olsun o kimseye karşı hakkı ve doğruyu söylemenin en büyük bir cihat olduğunu sevgili Peygamberimiz bizlere haber vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Cihadın en faziletlisi zalim sultana karşı gerçeği söylemektir.” 35
B. Zalimleri Dost Edinmemek 36
Yeryüzünde güç ve kuvvet sahibi olmuş, Allah’ın kullarını baskı ile ezmiş, Allah’tan başkalarına kul etmiş zalim, zorba ve diktatörlerin zulmüne dayanmayın, güvenmeyin, yönelmeyin. Çünkü sizin onlara yönelmeniz, yani bu yeryüzünün en büyük kötülüğünü normal kabul etmeniz ve bu büyük günaha ortak olmanız yüzünden size ateş dokunur. 37
C. Zulmün Bulunduğu Memleketten Hicret Etmek 37
Allah Teala kendisinden sevap ve mükafat umarak ülkelerinden, kardeşlerinden ve dostlarından ayrılan, Allah'ın hoşnutluğunu dileyerek O’nun yolunda hicret edenlere vereceği mükafatı haber veriyor. Bu ayet-i kerimenin nüzul sebebinin Mekke’de kavimlerince şiddetli eziyete maruz bırakılan ve Habeşistan’a hicret edenler hakkında olması muhtemeldir. Onlar, kavimlerinin kendilerine eziyeti ağırlaşınca Rablerine ibadet imkanı bulmak üzere onların aralarından ayrılıp Habeş ülkesine hicret etmişlerdir. 38
3. ZALİMLERE VERİLEN CEZALAR 39
A. Dünyadaki Cezalar 39
Ayet-i kerimede belirtildiği üzere zalim fert ve toplumlar geçmişte Allah tarafından dünyada birçok şekillerde cezalandırılmışlar ve helak edilmişlerdir. Ancak biz bu konuyu “Zalim Toplumlar ve Onları Helake Götüren Nedenler” başlığı altında 3. bölümde müstakil olarak işleyeceğimiz için burada onların dünyadaki cezalandırılış şekillerinden bahsetmeyeceğiz. Ancak zalimlere verilen dünyevi cezalar konusunu bitirmeden önce şunu da belirtmekte fayda vardır: zulüm kelimesi çok geniş bir manayı muhtevi olduğu için işlenen bütün suç ve haksızlıklar zulüm kelimesiyle ifade edilmiştir. Bundan dolayı da İslam Ceza Hukukunda “zulüm” için öngörülmüş belli bir ceza yoktur. Netice itibarıyla zulüm yapana şu ceza verilir diye bir hüküm fıkıh kitaplarımızda yer almamaktadır. 39
B. Ahiretteki Azap 40
“… Biz zâlimlere öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryat edip yardım isteseler erimiş mâden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!” 40
III. BÖLÜM 42
ZALİM TOPLUMLAR VE ONLARI HELAKE GÖTÜREN NEDENLER 42
Bu toplumları helake götüren günahları da çalışmamız kapsamına dahil ettik. Çünkü onların helakine neden olan bu günahlar ister şirk ve küfür gibi Allah'a karşı yapılmış olsun, ister baskı ve işkence gibi insanlara karşı yapılmış olsun, isterse de Allah'ın yasak ettiği yolda yürümek gibi nefse karşı işlenmiş olsun neticede zulüm kapsamına girmektedir. 43
A. Nuh Kavmi ve Zulmü 43
Nuh kavminin helak edilişi yeryüzünü sular altında bırakan şiddetli bir tufan ile olmuştur. Tufanın hükmünün 6 ay kadar sürdüğü söylenir. Daha sonra Allah Teala’dan şu şekilde emir geldi: “Ey yer, suyunu yut ve ey gök suyunu tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. (Gemi) Cudi'ye oturdu.” Böylece zalim bir kavim Allah tarafından helak edilmiş oldu. Kendilerinden sonra gelen zalim toplumlara bir örnek ve kendilerinden ibret alınması için bir misal teşkil etmiştir. 45
B. Âd Kavmi ve Zulmü 45
Âd kavminin helak edilişi şiddetli bir kasırga ile olmuştur: “Âd (kavmi) ise uğultulu, azgın bir kasırga ile helâk edildiler. (Allâh) Onu, yedi gece, sekiz gün ardı ardına onların üzerine saldı. O kavmi orada, içi boş hurma kütükleri gibi serilmiş görürsün.” 47
C. Semûd Kavmi ve Zulmü 47
Hak yoldan uzaklaşan zalimlerin cezası yok olmak ve ceza görmektir. Semûd kavmi de diğer zalim kavimlerin başlarına gelen akıbetlere uğramışlar, korkunç uğultulu bir ses ve şiddetli bir sarsıntıyla helak edilmişlerdir. 49
D. Lût Kavmi ve Zulmü 49
Cenab-ı Hakk Lût kavminin sonunu bizlere şu şekilde haber vermektedir: “Biz de onu ve âilesini kurtardık, yalnız karısı geride kalanlardan oldu. Ve üzerlerine bir (taş) yağmur(u) yağdırdık; bak, işte suçluların sonu nasıl oldu!” Hicr suresinin 74. ayetinde de ifade edildiği gibi bu yağmur taş yağmurudur: “Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.” Yine Hûd suresi 82 ve 83. ayetlerde Lût kavminin akıbeti bize şu şekilde bildirilmektedir: “(Azâb) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik, üzerine de taş yağdırdık: Çamurdan pişmiş, (azâb için) hazırlanmış, istif edilmiş. Rabbinin katında işâretlenmiş (taşlar). O, zâlimlerden uzak değildir.” 52
E. Meyden Halkı ve Zulmü 52
Şuayb (a.s.)’ın kavmi Allah'ın emrine uymamanın, peygamberi dinlememenin, haksızlığın ve hilekarlığın cezasını böylece görmüş oldu. Bu zalimlerin ve kafirlerin kaçınılmaz sonudur. 54
SONUÇ 55
BİBLİYOGRAFYA 57