SONUÇ
Yaptığımız bu küçük çaplı çalışmamızda sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Zulüm kavramı, Kur’an-ı Kerim’de her türlü olumsuz durumun anlatımında kullanılan ve çok geniş bir muhtevaya sahip olan nadir kavramlardan birisidir. İçerik olarak çok şümullü olan bu kavram Kur’an-ı Kerim’de bazen küfür ve şirk anlamında kullanılmıştır. Fakat zulüm, her iki kavramdan daha genel ve daha şümullüdür. Lügatçılara göre bu kökün ilk plandaki anlamı “yanlış yere koymak” tır. Diğer taraftan “muayyen haddi aşmak, başkasının hakkını ihlal etmek, doğru yoldan sapmak” gibi anlamlara da gelir.
Zulüm genel olarak; bir şeyi kendine ait olan şeyin dışına koyma, gerek eksiklik, gerek fazlalık, gerekse zaman ve yer bakımından saptırma olarak tanımlanmıştır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi zulüm Kur’an-ı Kerim’de değişik şekillerde ifade edilmiştir. Bunların başında kişinin yaratıcısı olan Allah'a karşı işlediği zulüm ki bunların başında küfür, şirk ve nifak gelmektedir. Kur’an şirki en büyük zulüm olarak nitelendirmiştir. Çünkü müşrik, gerçekte hiçbir zaman ilah olma özelliğini taşımayan varlıkları ilahlık konumuna koymakla yanlış ve yersiz davranmış olmaktadır.
Bir de ameli açıdan zulüm vardır ki o da Allah'ın koyduğu sınırları çiğneyerek kişinin kendine zulmetmesi ve bunun yanında toplumda diğer insanların haklarını gözetmeyerek onlara adaletsiz davranması ve zulmetmesidir.
Ayrıca Kur’an, halkı zalim olup da çeşitli şekillerde ilahi azaba uğrayan kavimlerden ve yaptıkları zulümden de söz eder. Bunların başında Allah'ı ve ahireti inkar, elçileri yalanlama, onlarla alay etme, Allah'a iftira etme, O’nun ayetlerini yalanlama, bunun yanında çeşitli sapık davranışlarda bulunma, ölçü ve tartıda hile yapma, kibir ve gurura kapılma, mal ve mülk ile şımarma, yeryüzünde bozgunculuk yapma gibi filleri sayabiliriz. Kısaca; nerde, ne zaman ve kime karşı olursa olsun, yapılan her türlü haksızlık, adaletsizlik, yersiz ve zamansız davranış zulüm olarak değerlendirilir.
Zulüm çeşitlerinden birisi de insanın diğer insanlarla olan ilişkisinde ortaya çıkan zulümdür. Kur’an’a göre insanlara zulüm yapmamak esastır. Ancak bir kimse zulme maruz kalırsa aynısı ile hakkını alması adaletin gereğidir. Bununla beraber affederse, bu da azim sahiplerinin yapacağı üstün davranış örneği olur. Diğer taraftan Kur’an zulme maruz kalan insanın da hakkını alması, fazlasına kaçmaması gerektiğini, hakkını alırken haddi aşıp mukabil bir zulme girmemesi gerektiğini açık bir şekilde vurgulamıştır. Hakkı olduğu ve gücü yettiği halde sabreder ve affederse ibadetlerindeki ihsan derecesi gibi yüksek bir ahlak örneği teşkil eder.
Fert olsun, zümre olsun, millet olsun şayet insanlar ilahi ölçülerle eğitilip terbiye edilmemişlerse her zaman zulüm yapabilirler. Zulüm ve tecavüz kudret ve iktidarın en acı sonuçlarıdır. Güçlü ve muktedir olanlar, zayıf ve düşkün kimselere bazen güçlerini göstermek için maddi ve manevi baskıda bulunurlar, haklarına tecavüz ederler. Hatta kendi arzularını tatmin ve zayıf buldukları kimseleri kendi isteklerine boyun eğdirmek için işkence ederler. Böylece güya güç ve kudretlerini izhar ederler. Tarih bunun sayısız misalleriyle doludur. Kur’an, gönderilen Peygamberlerle, onlara inanan, maddeten zayıf yani adamı, arkası, malı ve zenginliği olmayan kimsesiz, fakir müminlere, zalim hükümdarların ve onların etraflarında bulunan mevki, makam sahibi ve zengin, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “mele” denilen aristokrat sınıfın tatbik ettiği zulüm örnekleriyle doludur. İnancından dolayı zulme uğrayanlar beşer tarihinin en acı sahnelerini yaşamışlardır.
Kur’an-ı Kerim’de Peygamberlerin tevhit mücadelesi incelendiğinde apaçık görüleceği gibi, toplum gelirlerinin kaymağını yiyen bu tuzu kuru seçkin sınıf “mele” daima Peygamberlere ve onların davetine karşı çıkmışlar, ilahi öğretinin topluma egemen olmaması için mal ve canlarını bu uğurda feda etmekten çekinmemişlerdir. Çünkü Peygamberler onların zulüm üzerine kurulu düzenini kökünden kazıyacak adil bir düzenin müjdeleyicisi olmuşlardır. İnsanları insanlara kulluktan kurtarıp, Allah'a kulluğa davet etmişlerdir. Diğer insanlarla bir sayılmak, hepsinin yaratıcısı olan bir Allah'a kul olmak ve O’na boyun eğip secde etmek bu zalimlerin işine gelmiyor, zulüm düzenlerini kökünden sarsıyordu. İşte bunun için bu zalim tiranlar bütün güçleriyle Peygamberlere karşı çıkmışlar, onlara ve inananlara her türlü işkenceyi reva görmüşlerdir.
Aslında zulmün hangi çeşidi olursa olsun neticede hepsi insanın kendi nefsine yaptığı zulüm olarak düşünülebilir. Zira bunların zararı sonunda hep insanın kendi nefsine dönecek ve zararı gören yine kendisi olacaktır.
BİBLİYOGRAFYA
ABDÜLKÂDİR ER-RÂZÎ, Muhammed b. Muhammed;
Muhtâru’s-Sıhah, Beyrut 1967.
ALTUNTAŞ Halil- ŞAHİN Muzaffer;
Kur’ân-ı Kerim Meali, DİB Yayınları, Ankara, 2002.
ATEŞ, Süleyman;
Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, Ankara, 1988.
el-BEYDÂVÎ, Nâsıruddîn Abdullah b. Ömer;
Envâru’-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, İstanbul, 1911.
el-BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail;
el-Câmiu’s-Sahîh, Beyrut, 1982.
CERRAHOĞLU, İsmail;
Kur’ân-ı Kerim’den Öğütler, DİB Yayınları, Ankara, 1991.
CEVDET PAŞA, AHMET;
Kısas-ı Enbiya ve Tevârîh-i Hulefa, İstanbul, 1981.
el-CEVHERİ, İsmail b. Hammâd;
es-Sıhah Tâcu’l-Luga ve Sıhahi’l-Arabiyye, Beyrut, 1979.
el-CÜRCÂNİ, Seyyid Şerif;
et-Ta’rîfât, Mısır, 1971.
ed-DEHLEVÎ, Şah Veliyyullah İbn Abdirrahim;
Huccetullahi’l-Bâliğa, Beyrut, t.y.
DEVELİOĞLU, Ferit;
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, ty.
el-GAZÂLÎ, el-İmam ebi Hamid Muhammed b. Muhammed;
İhyâu Ulûmi’d-Dîn, Beyrut, ty.
HAMİDULLAH, Muhammed;
İslam Peygamberi, trc. M. Said Mutlu, İstanbul, 1972.
İBNÜ’L-ESÎR;
el-Kâmil fi’t-Târîh, Beyrut, 1385 h.
İBN KESÎR, Ebu’l-Fidâ İsmail;
Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, Hadislerle Kur’ân-ı Kerîm Tefsiri, trc. Bekir Karlığa-Bedrettin Çetiner, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1985.
İBN KUTEYBE, Ebu Muhammed b. Müslim;
Tefsîru Garâibi’l-Kur’ân, thk. Seyyid Ahmet Sakar, Beyrut, 1978.
İBN MACE, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvini;
Sünen, Mısır, 1952.
İBN MANZÛR, Muhammed b. Mükrim İbn-i Manzûr el-Mısrî
Lisânü’l-Arab, Beyrut 1955.
İBN TEYMİYYE, Şeyhu’l-İslam Ahmed;
Mecmûatu’t-Tevhid, Riyad, t.y.
el-İSFEHÂNİ, er-Ragıb Ebi’l-Kâsım el-Huseyn b. Muhammed;
el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, Beyrut, 1978.
KARAMAN, Hayrettin-Topaloğlu, Bekir;
Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul, 1977.
KONROPA, Zekai;
Peygamberimiz – İslam Dini ve Aşere-i Mübeşşere, Fatih Yayınları, t.y.
KUTUB, Muhammed;
Tevhid, Risale Yayınları, İstanbul, 987.
KUTUB, Seyyid;
Fî Zılâli’l-Kur’ân, Kur’ân’ın Gölgesinde, çev. M. Emin Saraç; İ. Hakkı Şengüller, Bekir Karlığa, Hikmet Yayınları, İstanbul, 1979.
MAHMUD ESAD;
İslam Tarihi, Tarih-i Dîn-i İslam, çev. A. Lütfi Kazancı-O. Kazancı, İstanbul, 1983.
el-MEVDÛDÎ, Ebu’l-Alâ;
Tefhîmu’l-Kur’ân, çev. Yusuf Karaca, Nazife Şişman, İnsan Yayınları, İstanbul, 1986.
MÜSLİM, Ebu’l-Huseyn Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî;
el-Câmiu’s-Sahih bi şerhi’n-Nevevî, Mısır, ty.
en-NEVEVÎ,Ebu Zekeriyya Yahya b. Şeref;
Riyâzu’s-Sâlihîn, Beyrut, 1399 h.
er-RÂZÎ, Fahruddin Ebi Abdillah Muhammed b. Ömer;
Mefâtihu’l-Gayb (et-Tefsîru’l-Kebîr), Mısır, 1938.
es-SÂBÛNÎ, Muhammed Ali;
Safvetü’t-Tefâsîr, Beyrut, 1981.
Ahkam Tefsiri, trc. Mahzar Taşkesenoğlu, İstanbul, 1984.
SOFUOĞLU, Mehmet;
Sahih-i Buhârî ve Tercemesi, Ötüken Yayınları, İstanbul.
SOLMAZ, N. Mehmet-ÇAKAN,İsmail Lütfi;
Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Peygamberler ve Tevhid Mücadelesi, Ensar Yayınları, İstanbul, 1988.
eş-ŞEVKÂNÎ, Muhammed b. Ali b. Muhammed;
Fethu’l-Kadîr, el-Câmîu beyne Fenneyi’r-Rivayeti ve’d-Dirâyeti min İlmi’t-Tefsir, Mısır, 1964.
et-TABERÎ, Muhammed b. Cerîr;
Câmiu’l-Beyân fî Te’vîli âyi’l-Kur’ân, Mısır, 1903.
et-TEHÂNEVİ, Muhammed b. Ali b. Ali;
Keşşâfü Istılâhâti’l-Funûn, Tashih: Muhamed Vecih, İstanbul, 1984.
TÜRKİYE DİYANET VAKFI
Kur’ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Ankara, 1993.
VEHBİ, Mehmet Konyalı;
Hulâsatü’l-Beyân, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, t.y.
YALTKAYA, Şerafettin;
Yedi Askı el-Muallakâtü’s-Seb’a.
YAZIR, Elmalılı Hamdi,
Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul, 1968.
YILDIRIM, Celal;
Asrın Kur’ân Tefsiri, Anadolu Yayınları, İzmir, 1986.
YILDIRIM, Suat;
Kur’ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, İstanbul, 1998.
Kur’ân-ı Kerîm ve Kur’ân İlimlerine Giriş, Ensâr Neşriyât, 3. Baskı, İst. 1989.
ZEBÎDÎ, Zeynüddin Ahmed b. Ahmed b. Abdüllatif;
Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, terc. ve şerh Ahmed Naim (I-III), Kâmil Miras, (IV-XII), DİB Yayınları, Üçüncü Baskı, Ankara, 1973.
Dostları ilə paylaş: |