B. Âd Kavmi ve Zulmü
Bu kavim Nuh (a.s.)’ın ve kendisiyle birlikte gemide kurtulanların soyundan türemiştir. Yurtları Yemen ile Umman arasında bir mevki olan Ahkâf’tır.181 Âd kavminin içlerinde barındıkları sağlam yapıları, muhteşem sarayları, malları, davarları vardı. Etrafı bağlar bahçelerle sarılmıştı. Ahkâf, irem diye meşhur olmuş, orada yaşayan insanların yaratılışı boy ve kuvvetçe üstün kılınmıştı.182
Zaman geçtikçe elerindeki servet ve her türlü imkan Âd kavminin büyüklenmesine sebep oldu. Büyüklendikçe büyüklendiler. Hakkı inkar edip, Allah'ı tanımaktan yüz çevirdiler. Kuvvetliyi haklı, güçsüzü haksız gördüler. İçine düştükleri en büyük illet putları ilah edinmekti.183
İşte onlar bu durumda iken Allah (c.c.) Hûd (a.s.)’u rehber olarak gönderdi. Âd kavmi ise Hûd (a.s.)’u tanımadı: “Dediler ki: "Ey Hûd, bize bir mucize getirmedin. Biz senin sözünle tanrılarımızı terk edecek değiliz ve biz sana inanacak değiliz!"184
Kur’an-ı Kerim’in bize bildirdiğine göre Âd kavmini helake götüren günahlar şunlar idi:
-
Putları ilah edinip Allah'a şirk koşmaları: “Âd(kavmin)e de kardeşleri Hûd'u (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur. Siz sadece uyduruyorsunuz!"185
-
Ayetleri inkar edip Peygambere karşı gelmeleri: “İşte Âd (kavmi), Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler, peygamberlerine karşı geldiler ve her inatçı zorbanın emrine uydular.”186
-
Peygamberi yalanlamaları: “Âd (kavmi) de, gönderilen elçileri yalanladı.”187 “Onlardan önce Nûh kavmi, Resliler ve Semûd (kavmi) de yalanlamıştı. Âd, Firavun ve Lût'un kardeşleri (durumundaki kavmi), Eyke halkı ve Tubba' kavmi. Bunların hepsi elçileri yalanlayıp, uyardığım(azâb)ı hak ettiler.”188
-
Peygamberi sefîh olmakla itham etmeleri: “Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz!"189
-
Peygamberi “Seni ilahlarımız fena çarpmış” diyerek alaya almaları: “(Senin hakkında) seni tanrılarımızdan biri fena çarpmış! … "190
-
Yeryüzünde haksız yere kibirlenmeleri: “Âd (kavmi), yeryüzünde haksız olarak büyüklük tasladılar ve: "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler. Onları yaratan Allâh'ın kendilerinden daha güçlü olduğunu görmediler mi? Bizim âyetlerimizi de inkâr ediyorlardı.”191
Âd kavminin helak edilişi şiddetli bir kasırga ile olmuştur: “Âd (kavmi) ise uğultulu, azgın bir kasırga ile helâk edildiler. (Allâh) Onu, yedi gece, sekiz gün ardı ardına onların üzerine saldı. O kavmi orada, içi boş hurma kütükleri gibi serilmiş görürsün.”192
C. Semûd Kavmi ve Zulmü
Âd kavminden sonra, Allah'ın kendilerini hükümdar kıldığı bu kavmin hükümdarlığı Hicr sınırlarını aşmıştı. Hicr; Şam ile Hicaz arasındadır. Semûd milleti, kayaları oymuş, tepelere saraylar koymuştu. Ovalara inmiş, köşkler dizmişti. Taş oymacılığı aralarında yürütülen en sanatlı iş idi.193
Semûd medeniyeti Şu’arâ suresinde de Salih (a.s.)’ın Semûd’a nasihati sırasında şöyle bildiriliyor: “Siz burada güven içinde bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Böyle bahçelerde, çeşme başlarında? Ekinler ve yumuşak tomurcuklu güzel hurmalıklar arasında? Dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz. Allah'tan korkun ve bana itaat edin.” 194
Salih (a.s.) Semûd kavmine Allah'a iman etmelerini, gözleri önünde müşahhas bir misal olan Âd kavminden ibret alarak güç ve imkanlarından ötürü mağrur olamamalarını, yeryüzünde fesat çıkarmak maksadıyla dolaşmamalarını öğütledi. Kavminden bir grup Salih (a.s.)’i ve onun getirdiği ilahi mesajları doğrulayıp iman etti. Diğer bir grup ise kibirlerine yediremeyip inkar ettiler. “Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz!" dediler. Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğu dışına çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (azâb)’ı bize getir!" dediler.”195
Semûd kavmini helake götüren sebepler Kur’an-ı Kerim’in bize bildirdiğine göre şunlar idi:
-
Rablerini inkar etmeleri: “İyi bilin ki Semûd (kavmi), Rablerini inkâr ettiler ve iyi bilin ki Semûd (kavmi) def olup gittiler!”196
-
Peygamberlerini yalanlamaları: “And olsun Hicr halkı (Semûd kavmi) de peygamberleri yalanladılar.”197
-
Peygamberi öldürmeye kalkışmaları: “Allah'a and içerek birbirlerini: "Biz, gece ona ve âilesine baskın yapıp onları öldürelim sonra velisine: 'Âilesinin öldürülüşünde bulunmadığımızı, bizim doğru olduğumuzu' söyleyelim" dediler.”198
-
Peygamberi yalancı ve şımarık olmakla itham etmeleri: “Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı şımarığın biridir!”199
-
Peygamberi uğursuzlukla itham etmeleri: “Dediler: "Senin ve seninle beraber bulunanların yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi: "Uğursuzluğunuzun sebebi, Allâh'ın yanındadır (her şey O'nun takdiriyle olur). Doğrusu siz (bu olaylarla) sınanan bir toplumsunuz."200
-
Ayetlerden yüz çevirmeleri: “Onlara âyetlerimizi verdik, ama onlardan yüz çeviriyorlardı.”201
-
Allah'ın bir mucize olarak gönderdiği deveyi öldürmeleri: “Ey kavmim, işte şu, Allâh'ın devesi, size bir mucizedir. Bırakın onu, Allâh'ın arzında yesin, ona bir kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azâb yakalar! Fakat onu kesip devirdiler. (Sâlih) dedi ki: "Yurdunuzda üç gün yaşayın, (sonra mahvolacaksınız); bu, yalan olmayan bir uyarıdır!"202
-
Yeryüzünde fesat çıkarmaları: “Şehirde dokuz kişi vardı ki yeryüzünde bozgunculuk yaparlar, düzeltmezlerdi.”203 “Bunlar ülkelerde azmışlardı. Oralarda çok kötülük etmişlerdi.”204
-
Zulmetmeleri: “İşte şunlar, zulümleri yüzünden çökmüş, ıssız kalmış evleridir. Şüphesiz bunda bilen bir kavim için ibret vardır.”205
-
Kendi ağızlarıyla azabı istemeleri: “Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğu dışına çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (azâb)ı bize getir!" dediler.”206
Hak yoldan uzaklaşan zalimlerin cezası yok olmak ve ceza görmektir. Semûd kavmi de diğer zalim kavimlerin başlarına gelen akıbetlere uğramışlar, korkunç uğultulu bir ses207 ve şiddetli bir sarsıntıyla208 helak edilmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |