Üçüncü bölümde ise; Kur’an-ı Kerim’den zulüm örnekleri verilmiş, zulmü ile meşhur bazı toplumların akıbetleri anlatılmıştır


C. İnsanın Kendi Nefsine Zulmetmesi



Yüklə 356,49 Kb.
səhifə7/13
tarix24.10.2017
ölçüsü356,49 Kb.
#12293
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   13

C. İnsanın Kendi Nefsine Zulmetmesi


Nefse zulmetmek, Allah’ın yasak ettiği yolda yürümek demektir. Şöyle ki; bir insan ister Allah’a, ister diğer insanlara, isterse kendine zulmetmiş olsun aslında o her defasında kendine zulmetmiş demektir. Çünkü haksızlık yapan, er veya geç o haksızlığın karşılığını görür. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Kim bir günah kazanırsa onu sırf kendi aleyhine kazanmış olur.”108 buyrulmaktadır. Bu açıdan baktığımızda örneğin şirk, inkar, ayetleri yalanlama, ahiret gününe inanmama gibi tutumlar da itikadi açıdan nefse karşı işlenen bir zulüm olarak değerlendirilirler.

“Biz onlara zulmetmedik, asıl onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’tan başka taptıkları tanrılar, kendilerine hiçbir fayda vermedi. Hatta onların ziyanlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramadı.”109

“Sonra kıyamet günü Allah onları rezil edecek ve diyecek ki: Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede? Kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kafirlerin üzerinedir. O kafirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır. Onlar teslim olup, biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, derler. Melekler de şöyle diyecekler: Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir.”110

“Ayetlerimizi yalan sayarak sırf kendi kendilerine zulmeden o kimselerin hali, ne çirkin bir ibret levhasıdır!”111

“Yaşam sadece dünya hayatından ibarettir, ölür gideriz, ancak bir kere yaşarız ve ölümden sonra asla diriltilmeyiz. Bu adam uydurduğu yalanı Allah’a mal eden bir iftiracıdan başkası değildir ve biz hiçbir surette ona inanmayız. O Resul: Ya Rabbi, dedi. Beni yalancı saymalarına karşı sen bana yardım eyle! Allah buyurdu: Tasalanma, çok geçmeden onlar pişman olacaklardır! Derken korkunç bir ses Onları kıskıvrak yakaladı, adalet yerini buldu. Onları sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler güruhun canı cehenneme!”112

Konuya ameli açıdan yaklaştığımızda da görüyoruz ki Kur’an-ı Kerim’deki pek çok ayet-i kerime büyük ve küçük günahlar manasında birçok davranışı “nefse zulüm” içerisinde mütalaa etmiştir. Adam öldürmek, Allah’ın çizdiği sınırları aşmak, kadınları boşadıktan sonra yanlarında tutarak onların evlenmelerine mani olmak vs. bunlar hep kişinin nefsin karşı işlemiş olduğu zulümlerdir.

“… Musa da ona bir yumruk indirip onu öldürdü. Musa, bu şeytanın işidir. O gerçekten apaçık saptırıcı bir düşmandır, dedi. Musa, Rabbim! Şüphesiz ben (onu öldürmekle) nefsime zulmettim. Beni affet, dedi. ..”113

“… Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten, özellikle eşlerinizin hukukuna zarar vermekten sakının. Onlar zina gibi açık bir hayasızlık irtikap etmedikçe siz onları evlerinizden çıkarmayın. Kendileri de çıkıp gitmesinler. İşte Allah’ın hudutları! Kim Allah’ın hudutlarını çiğnerse hakikaten kendine zulmetmiş olur…”114

“Ey kocalar! Eşlerinizi boşayıp onlar da iddetlerini bitirirlerse artık ya onları iyilikle yanınızda tutar, yahut güzellikle salıverirsiniz. Onların hukukuna tecavüz etmek kastıyla zarar vermek için eşlerinizi alıkoymayın. Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini şakaya almayın.”115

Koca, eşini boşadıktan sonra evliliği devam ettirme gayesi ve ümidi yoksa onu serbest bırakmalıdır ki bir iddetle kurtulsun. Yoksa sırf ona zarar vermek için ilk iddetin sonunda tekrar ona dönüp y,ine boşamak suretiyle 2 veya 3 kere iddet beklemeye mecbur bırakmak haram kılınıyor.116

Kur’an-ı Kerim’de “nefsine zulüm” tabiri, 2 yerde ism-i fail olarak nefse muzâf halde (Nisa/97, Nahl/28) ayetlerinde geçmektedir. Diğerleri ise fiil-mef’ûl olarak geçmektedir.

Nefse zulüm konusunda Kur’an-ı Kerim’de dikkatimizi çeken bir husus da şudur: Kur’an-ı Kerim’de 4 yerde, işlen günah dolayısıyla nefse yapılan zulüm itiraf edilerek Cenab-ı Hakk’tan mağfiret dileniyor. Bu dualar Cenab-ı Hakk tarafından icabet görüp kabule mahzar oluyor. Aşağıda meallerini vereceğimiz bu dualarda sanki müminlere örnek bir duanın nasıl yapılacağı öğretiliyor. Önce günahımızı, suçlu olduğumuzu kabul, itiraf ve ikrar edeceğiz, sonra Cenab-ı Hakk’tan mağfiret dileyeceğiz.

Adem (a.s.) ve Havva validemiz yasak meyveyi yedikten sonra pişman olup, Cenab-ı Hakk’tan telakki ettikleri kelimelerle117 şöyle istiğfar ettiler: “Dediler ki: Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”118

Aynı şeyin Yunus (a.s.)’un duasında da geçtiğini görüyoruz: “Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek halkından ayrılıp gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum.” diye dua etti.”119

Zünnûn, balık sahibi demektir. Burada Hz. Yunus’u ifade etmektedir. Yunus, Peygamber olarak gönderildiği kavminin yola gelmemesi üzerine Allah Teala’nın henüz bir izni olmadan kavmini bırakarak ayrılıp gitti ve bir gemiye bindi. Geminin yürümemesi veya batma tehlikesi geçirmesi gibi bir nedenle yolculardan birinin denize atılması gerekti. Kura çektiler, Yunus’a çıktı ve denize atıldı. Denizde kendisini bir balık yuttu. Bir süre balığın karnında Allah’a dua eden Yunus’u balık sahile attı.120

Musa (a.s.)’da peygamberliğinden önce mısır’da kazara bir kıptîyi öldürdüğü için pişmanlık duyarak aynı şekilde tevbe ve istiğfar eder: “Musa, Rabbim! Şüphesiz ben (onu öldürmekle) nefsime zulmettim. Beni affet, dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”121

Sebe melikesi Belkıs da Allah’tan mağfiret dileyip Müslüman olurken aynı ifadeleri kullanmıştı: “Belkıs, Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum, dedi.”122

Konumuzun başında, insan ister Allah’a, ister diğer insanlara, isterse kendi nefsine zulmetmiş olsun, sonuç itibarıyla aslında o kendi nefsine zulmetmiştir. Çünkü insanın işlediği bütün günahlar ancak kendi aleyhinedir, demiş idik. Peki buna göre nefsine zulmeden kişinin durumu nedir? İnsanın kendi nefsine zulmetmesi ile ilgili bütün bu yazdıklarımızdan sonra şu sonuca varabiliriz. İnsanın nefsine zulmü şayet Allah’a şirk koşmasından kaynaklanıyor idiyse Allah Teala bunu bağışlamayacağını Nisa Suresinde bize bildiriyor.123 Şayet kişinin nefsine zulmü başkalarının hukukuna tecavüzden kaynaklanıyorsa, bu kişinin hak sahiplerine haklarını verip onlardan helallik almaktan başka tevbesi bulunmadığı için hiçbir amel bu suçun ve bu günahın azabından kişiyi kurtaramaz. Çünkü hadis-i şeriflerde bize bildirilen, yapılan haksızlıkların kimsenin yanına kâr kalmayacağı, ahiretle Allah Teala’nın mazlumun hakkını zalimden alacağı şeklindedir.124 Şayet kişinin nefsine zulmü bu iki alanın dışında ise mağfiret talebinde bulunulduğunda Cenab-ı Hakk bu kimseler için çok bağışlayıcı ve esirgeyici olduğunu bildiriyor: “Kim bir kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ı gafûr ve rahîm bulur.”125





Yüklə 356,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin