Üçüncü bölümde ise; Kur’an-ı Kerim’den zulüm örnekleri verilmiş, zulmü ile meşhur bazı toplumların akıbetleri anlatılmıştır


ZALİMLERE VERİLEN CEZALAR A. Dünyadaki Cezalar



Yüklə 356,49 Kb.
səhifə10/13
tarix24.10.2017
ölçüsü356,49 Kb.
#12293
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

3. ZALİMLERE VERİLEN CEZALAR

A. Dünyadaki Cezalar


Cenab-ı Hakkın zulüm ve inkarda aşırı giden toplulara karşı genel bir tehdidi vardır. Bu tehdit ifadesini şu ayet-i kerimede görmekteyiz: “De ki: "O, sizin üzerinize üstünüzden, yahut ayaklarınızın altından bir azâb göndermeğe, ya da sizi parti parti birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmağa kâdirdir."154

Allah Teala geçmişte azgınlık eden bazı toplumlara, burada sayılan cezaları indirdiğini belirtmek suretiyle son Peygamberin (a.s.) ümmetini de uyarmaktadır. Yukarıdan inen azap: Taş yağması, fırtına, tufan, yıldırım, hastalık ve musibetler veya kötü yöneticilerden gelen zulüm; aşağıdan gelen azap: Deprem, toplumdaki kargaşa, anarşi, asayişsizlik diye açıklanmıştır. Bu ayetle ilgili bir hadis: “Ümmetimden 4 şeyi kaldırması için Allah'a dua ettim, bunlardan ikisini kaldırdı, diğer ikisini kaldırmaya razı olmadı. Gökten taş yağmasını, yere batmayı, onları birbirine düşürmeyi ve kimine kiminin hıncını tattırmayı kaldırmasını diledim. İlk ikisini kaldırdı, öbür ikisini kaldırmaya razı olmadı. Müslümanlar arasında tefrika ve birbirleriyle kavga haram olmakla beraber, Allah'ın hikmetinin imkan vermesi, kulların imtihanda olmaları sırrı ile ilgilidir. Mümin şerden, haramdan geri duracaktır.155

Ayet-i kerimede belirtildiği üzere zalim fert ve toplumlar geçmişte Allah tarafından dünyada birçok şekillerde cezalandırılmışlar ve helak edilmişlerdir. Ancak biz bu konuyu “Zalim Toplumlar ve Onları Helake Götüren Nedenler” başlığı altında 3. bölümde müstakil olarak işleyeceğimiz için burada onların dünyadaki cezalandırılış şekillerinden bahsetmeyeceğiz. Ancak zalimlere verilen dünyevi cezalar konusunu bitirmeden önce şunu da belirtmekte fayda vardır: zulüm kelimesi çok geniş bir manayı muhtevi olduğu için işlenen bütün suç ve haksızlıklar zulüm kelimesiyle ifade edilmiştir. Bundan dolayı da İslam Ceza Hukukunda “zulüm” için öngörülmüş belli bir ceza yoktur. Netice itibarıyla zulüm yapana şu ceza verilir diye bir hüküm fıkıh kitaplarımızda yer almamaktadır.

B. Ahiretteki Azap


Zulüm ve haksızlık yapan kimseler yaptıklarının cezalarını daha dünyadalar iken görebilirler, bu muhtemeldir. Ancak asıl olan onların cezalarının ahirete kalmasıdır. Zira dünyadaki imtihanın gereği budur. Haksızlık yapan herkes çok geçmeden Allah Teala tarafından ilahi bir ceza ile cezalandırılsa idi, hiç kimse zulüm ve azgınlığa cüret edemezdi. Halbuki onların cezalarının belli bir süreye kadar tehir edildiğini, esas ceza yerinin ahiret olacağını Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de bizlere bildirmektedir:

“Eğer Allâh, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezâlandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman da bir saat dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler (derhal mahvolup giderler).”156

“… Eğer (bir süre fırsat verilmesi hakkında) karar olmasaydı derhal aralarında hüküm verilir(işleri bitirilir)di. Kuşkusuz zâlimler için acı bir azâb vardır.”157

Zalimlerin ahirette cehennem azabıyla cezalandırılacakları pek çok ayette beyan edilmektedir:“Zulmedenler azâbı gördükleri zaman artık azâb onlardan ne hafifletilir, ne de onlara fırsat verilir.”158

“(Bu kez hitap, bunlara tanrı diye tapanlara yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azâbı geri) çevirmeğe gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz! Sizden kim zulmederse ona büyük bir azâb tattırırız.”159

“… Biz zâlimlere öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryat edip yardım isteseler erimiş mâden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!”160




III. BÖLÜM

ZALİM TOPLUMLAR VE ONLARI HELAKE GÖTÜREN NEDENLER


Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’de zikredilen zulmüyle meşhur bazı toplumlar ve onların helak ediliş nedenleri üzerinde duracağız. Toplumları helake götüren birçok neden vardır. Allah'ı inkar, Peygamberleri yalanlama, putperestlik, yeryüzünde fesat çıkarma, haddi aşma, kendi ağızlarıyla azabı isteme vs.

Allah Teala’nın geçmişte helak ettiği kavimler, Kur’an-ı Kerim’in bize bildirdiğine göre bu cürümlerin bir çoğunu hatta bazıları bunlardan da fazlasını işlemekte idiler. Netice itibarıyla bu zalim toplumlar Allah nazarında helak edilmeyi hak etmişlerdir. Çünkü Allah Teala Salih toplumları helak etmekten ya da zalim toplumlardan başkasından intikam almaktan münezzehtir. Nitekim Cenab-ı Hakk bu konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Halkı uslu kimseler olsaydı, Rabbin o kentleri, zulüm ile helâk edecek değildi.”161 Bir başka ayet-i kerimede de: “Rabbin, Anakent(olan Mekke)de onlara âyetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe ülkeleri helâk edici değildir. Ve biz, halkı zâlim olmadan ülkeleri helâk ediciler değiliz.”162 buyurmaktadır.

Kur’an-ı Kerim zulümleri nedeniyle helak olmuş kavimlerin kıssalarını tüm insanlara ibret olması için muhtelif surelerde teferruata girmeden anlatmıştır. Biz de onlardan birkaçını örnek olması açısından kısaca anlatacağız.

Bu toplumları helake götüren günahları da çalışmamız kapsamına dahil ettik. Çünkü onların helakine neden olan bu günahlar ister şirk ve küfür gibi Allah'a karşı yapılmış olsun, ister baskı ve işkence gibi insanlara karşı yapılmış olsun, isterse de Allah'ın yasak ettiği yolda yürümek gibi nefse karşı işlenmiş olsun neticede zulüm kapsamına girmektedir.


A. Nuh Kavmi ve Zulmü


İnsanlık doğru yoldan sapıp putlara tapmaya başlayınca Cenab-ı Hakk Peygamberlerini gönderiyor, onlar da insanları tevhit inancına davet ediyorlardı. Nuh (a.s.)' da uzun yıllar kavmini Allah'ın birliğine çağırdı ama ne yazık ki kendisine yalnızca oğulları Sâm, Hâm ve Yâfes ile hanımları ve diğer pek az sayıda kimseler inandı. Diğerleri ise onun davetine kulak asmadılar. Hatta Yâm adındaki oğlu bile kendisine inanmadı.163 Nuh (a.s.)’ın kavminin zalim bir kavim olduğu şu ayet-i kerimelerle bize bildirilmektedir: Necm 53/52, Furkân 25/37, Mü’minûn 23/27-28, Nuh 71/24, Tevbe 9/70, Ankebût 29/14, Hûd 11/44.

Nuh (a.s.)’ın kavmini helake götüren günahlar şunlar idi:



          • Tevhit inancındaki bozuklukları: “Dediler ki: Tanrılarınızı bırakmayın: Hele hele Vedd'i, Suva'ı, Yeğûs'u, Ye'ûk'u ve Nesr'i bırakmayın!"164

          • İnkarcı olmaları: “Nûh dedi ki: "Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden tek kişi bırakma." Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını şaşırtırlar ve sadece ahlâksız, nânkör (insanlar) doğururlar.”165 “Gemi, onları dağlar gibi dalga(lar) arasından geçirirken Nûh, bir kenarda duran oğluna. "Yavrum, bizimle beraber sen de bin, kâfirlerle beraber olma!" diye seslendi.”166

          • Peygamberi yalanlamaları: “Nûh kavmi de peygamberleri yalanladıkları vakit- onları da boğduk ve onları insanlara bir ibret yaptık. Zâlimlere acı bir azâb hazırladık.”167

          • Peygambere karşı gelmeleri: “(Bu öğütlerin hiçbirinin fayda vermediğini gören) Nûh, (Rabbine dönerek): "Rabbim, dedi, onlar bana karşı geldiler de malı ve çocuğu kendisinin ziyanını artırmaktan başka işe yaramayan (şımarık, gururlu) bir adama uydular."168

          • Peygamberi sapık ve deli olmakla itham etmeleri: “Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz!"169 “O, kendisinde delilik bulunan bir adamdır, başka bir şey değildir. Hele bir süreye kadar onu gözetleyin.”170 “Onlardan önce Nûh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir" dediler.”171

          • Peygamberi taşlamakla tehdit etmeleri: “Dediler: "Ey Nûh, (bu dediğinden) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın."172

          • Peygamberle alay etmeleri: “Nûh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler yanından geçtikçe onunla alay ediyorlardı. "Siz bizimle alay ederseniz, sizin alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz?" dedi.”173

          • İnsanları doğru yoldan saptırmaları: “(Böylece) Onlar, çok kimseyi yoldan çıkardılar. Sen de o zâlimlere şaşkınlıktan başka bir şey artırma.”174

          • Kibre kapılmaları: “Günâhlarını bağışlaman için onları (sana) ne kadar davet ettimse parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler, direttiler, çok böbürlendiler.”175

          • Fâsık olmaları: “Daha önce de Nûh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir toplum idiler.”176

          • Kötü bir toplum olmaları: “Ve âyetlerimizi yalanlayan kavimden onun öcünü almıştık. Onlar, kötü bir kavim olmuşlardı, biz de onların hepsini boğmuştuk.”177

          • Kendi ağızlarıyla azap istemeleri: “Dediler ki: "Ey Nûh, bizimle mücâdele ettin. Hem bizimle mücadelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen haydi bizi tehdit ettiğin şeyi bize getir!"178

Nuh kavminin helak edilişi yeryüzünü sular altında bırakan şiddetli bir tufan ile olmuştur. Tufanın hükmünün 6 ay kadar sürdüğü söylenir.179 Daha sonra Allah Teala’dan şu şekilde emir geldi: “Ey yer, suyunu yut ve ey gök suyunu tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. (Gemi) Cudi'ye oturdu.”180 Böylece zalim bir kavim Allah tarafından helak edilmiş oldu. Kendilerinden sonra gelen zalim toplumlara bir örnek ve kendilerinden ibret alınması için bir misal teşkil etmiştir.

Yüklə 356,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin