Microsoft Word +Islam Mezhepler Tarihi Yayin Nushasi MehmetAliBuyukkara +++


Medrese Geleneğine Yaslanan Oluşumlar



Yüklə 1,92 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə264/283
tarix31.12.2021
ölçüsü1,92 Mb.
#113334
1   ...   260   261   262   263   264   265   266   267   ...   283
ILH2004-MZHP

 
Medrese Geleneğine Yaslanan Oluşumlar 
Müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı, kökleri 11. yüzyıla 
dayanan medreseler, 19 ve 20. yüzyıllarda İslâm dünyasında birçok dini akım 
ve teşkilatın doğum yerleri olmuşlardır. Bu geleneksel dini eğitim kurumları, 
pozitif ve aklî bilimleri de kapsayan modern programlarla dini eğitim veren 
lise düzeyindeki okulların veya yüksek ilahiyat fakültelerinin alternatifi 
olarak varlıklarını  İslâm âleminde hala sürdürmektedirler. Müderrislerden 
talebeye inen bir hiyerarşik sistemin hâkim olduğu medreselerin birçoğunda 
mezhebî eğitim-öğretim esas alınmaktadır. Sarf, nahiv, akaid, tefsir, hadis, 
fıkıh, usûl-ü fıkıh gibi daha çok nakle dayanan ilimler yanında muhakeme ve 
düşünceyi geliştiren felsefe, mantık ve matematik de esasen medreselerin 
müfredatında bulunmasına rağmen, bu ideal denge tarihi süreçte genellikle 
akli disiplinler aleyhine bozulmuştur. Bilhassa Anadolu ve Hint bölgesindeki 
Hanefî ve Şâfiî medreselerinde görülen önemli bir özellik, müderrislerin 
birçoğunun aynı zamanda tasavvuf erbabı ve tarikat mensubu olmalarıydı. 
Nakşibendîliğin bilhassa Hâlidiyye kolunda medrese ile tarikatın çok sıkı 
işbirliği bulunmaktadır. Medrese geleneğine yaslanan oluşumların en tipik 
örneği Hint alt kıtasının Diyobendiye cemaatidir.  
Diyobendiye cemaatinin kökeni 1866’da Delhi’nin 150 km. kuzeyindeki 
Diyobend kasabasında Muhammed Kâsım Nânevtevî ve Reşid Ahmed 
Gangûhî tarafından kurulan Diyobend Dârülulûmu’dur. 1857’deki Sipahi 
Ayaklanması’nda  İngiliz sömürgeciliğinden büyük yara alan müslümanların 
eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen bir grup alimin öncülüğünde 
başlatılan ve Hint alt kıtasının neredeyse tamamına yayılan, ayrıca diğer Asya 
ve Uzakdoğu Müslümanları tarafından da örnek alınan bu medrese hareketi, 
Ehl-i Sünnet esasları ve Hanefî fıkhına göre öğretimi esas almıştır. Eğitim-
öğretim yanında Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde önemli rol oynamış, 
İngilizler’le işbirliği yapmamış, bazen aktif bazen pasif tarzda bir direniş 
ortaya koymuş, Osmanlı hilafetini tanıyarak Osmanlı’nın ayakta kalma 
davasını her alanda savunmuştur.  
Diyobend ulemâsının özellikle üzerinde durduğu husus, İslâm’ın tüm 
yabancı unsurlardan arındırılmasıydı. Bundan dolayı, itikadi sapmalara, 
Hinduizm’den kaynaklanan batıl inançlara şiddetle karşı  çıkmışlar, asli 
kaynaklardaki esas ve uygulamalar üzerine kurulu bir hayat tarzı olarak 
İslâm’ı anlamışlar ve zamana bağlı değişikliklere pek önem vermemişlerdir. 
Dârülulûm’da ilk zamanlar felsefe, mantık gibi ilimler okutulurken 1880’den 
sonra bunlar müfredattan çıkarılmıştır. Nakşîbendîliğin etkin olduğu 
Diyobend medreselerinde hocalarla talebeler arasında çok defa şeyh-mürid 
ilişkisi söz konusudur. Fakat Diyobendîler, tarikatı bir taklit anlayışıyla değil, 
bir eğitim ve yaşama biçimi olarak ele almışlar, medrese müfredatı içinde 
tasavvufi eğitime de yer vermişlerdir (Özcan, 1993). 
Diyobend medreseleri, İslâm âlemindeki diğer benzeri oluşumlar gibi, 
kurumun ihtiyaçlarını vakıf yoluyla halkın bağışlarından karşılamaktadır. 
Başından günümüze kadar Hindistan dışından çok sayıda müslüman 


 
 
222
öğrencinin bu medreselerde eğitim gördükleri bilinmektedir. Bugün Pakistan, 
Hindistan ve Afganistan’da Diyobend medreselerinin sayısının on binlere 
ulaştığı tahmin edilmektedir. Ayrıca bu hareket, kurmuş olduğu siyasi 
Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   260   261   262   263   264   265   266   267   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin