4
fikirlerini, mensuplarını, edebiyatını, yayıldıkları bölgeleri ve İslâm düşün-
cesine katklarını temel kaynaklardan hareketle zaman-mekân bağlamında ve
fikir-hadise irtibatı çerçevesinde betimleyici metotla ve tarafsız gözle
inceleyen bir bilim dalıdır” (Kutlu, 2008, s. 10–11).
Yukarıdaki tanımda geçen “
beşeri ve toplumsal oluşumlar” ifadesi, bu akım ve
mezheplerin, kendilerini dayandırdıkları yahut ayrıldıkları dinî yapının ilahî
özelliklerini bütünüyle taşımadıklarına işaret etmektedir.
“
Zaman-mekân bağlamı” ile “
fikir-hadise irtibatı” ise, bilim dalının usûlüyle ilgili
ifadelerdir. Mezhepler ve dinî gruplar, baştan beri mevcut olan fikir ve
yapıların temsilcileri değildir. Klâsik Mezhepler Tarihi kaynaklarında veya her
oluşumun kendisine ait kitaplarda böyle bir yanıltıcı izlenime rastlansa da;
esas olan, söz konusu fikirlerin ve gruplaşmaların çeşitli coğrafi, siyasal,
sosyal ve ekonomik şartlar ve zaruretlerin neticesinde ortaya çıktığı
gerçeğidir. Bu tarihi gerçekten hareketle Mezhepler Tarihi, konularını işlerken
mezhep ve akımların doğup geliştikleri zaman ve mekânların koşullarını
mutlaka göz önüne alır. Düşünceleri incelerken de dönemin hadiselerini
dikkate almaksızın sonuca varmaktan kaçınır.
Tanımdaki “
betimleyici metot” ifadesi, Mezhepler Tarihi araştırmacısının taraf-
sızlığına vurgu yapmaktadır. Dünya görüşü ve dinî kanaati ne olursa olsun bir
araştırmacı tarafsız olmak durumundadır. Yanılması, kaynakların etkisinde
kalması mümkün olmakla birlikte bu ihtimal karşısında ona düşen görev, ince-
lediği sosyal olguyu anlamaya çalışmak, kural koyucu-düzgüsel (normative)
değil betimleyici-tasviri (descriptive) bir bilgilendirme yapmaktır. Akademik
araştırmalar, polemik içeren eserler olmadığı gibi öğüt ve davet araçları da
değildir. Normatif tutum, modern bilimsel yöntemin doğasına ters bir yakla-
şımdır.
Dostları ilə paylaş: