Parti değerlendirmeleri-2


yılında Parti her açıdan daha ileride!



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə125/142
tarix05.01.2022
ölçüsü1,28 Mb.
#66107
növüYazı
1   ...   121   122   123   124   125   126   127   128   ...   142
7. yılında Parti her açıdan daha ileride!..

Güne yüklenmek ve geleceğe hazırlanmak!

Partimizin kuruluşunu hazırlayan ve yaklaşık 10 yılı bulan süreci onun kuruluş sonrasından ayrı düşünmek olanaklı değildir. Bu açıdan bakıldığında 7. mücadele yılına girmiş bulunan partimiz gerçekte 17 yıllık bir siyasal ve örgütsel birikim ve deneyim üzerinde yükseliyor.

Olağan takvim yılı olarak düşünüldüğünde 17 yıl nispeten uzun bir süredir ve oysa biz, birçok açıdan henüz yolun başında sayılırız. Bu ağır ilerleme temposunun bizim eksikliklerimizle, yetersizliklerimizle ve hızımızı kesip bize fazladan zaman kaybettiren kusurlarımızla elbette bir bağı vardır. Fakat sorun temelde bizi aşmaktadır, öznel kusurlardan çok nesnel koşullarla ilgilidir.

Öte yandan tüketilen zamana yaklaşırken de yanılgıya düşmemek gerekir; toplumların tarihsel evriminde ve siyasal(355)mücadelede takvim yıllarının kendi başına bir anlamı yoktur. Burada zamanın, dolayısıyla yılların gerçek anlamını belirleyen, gelişmenin diyalektik özelliğidir. Buna ilişkin derin diyalektik kavrayışı ve ölçüyü biz marksistler bizzat Marks’ın kendisinden ve en veciz ifadelerle almış bulunuyoruz. Tarihin yavaş ve evrimsel bir ilerleyiş içinde olduğu zamanlarda “20 yıl, bir günden fazla değildir”diyen Marks, ama “daha sonra yirmi yılı kapsayacak günler gelebilir”diye vurgulamıştır. Bununla bize tarihsel evrimin ağır ilerleyiş dönemleri ile bunu kaçınılmaz olarak izleyecek olan sıçramalı gelişmelerin diyalektik bütünlüğüne nasıl bakmamız gerektiğini anlatmak istemiştir.

Bu, zamana devrimci diyalektik yaklaşımdır ve Türkiye’nin 12 Eylül faşist darbesiyle başlayan son 25 yılına, ve elbette bu arada inşa süreci de dahil partimizin geride bıraktığı 17 yıla nasıl yaklaşmamız gerektiğine de ışık tutmaktadır. Bu devrimci diyalektik yaklaşım aynı şekilde partimizin güne yüklenerek geleceğe hazırlamaktan ne anladığına ve anlatmak istediğine de ışık tutmaktadır.

10 yılı parti inşa süreciyle geçen geride bıraktığımız 17 yıl dünyada esası yönünden, yıkılışlar ve yenilgiler, devrimden kaçış ve devrimci akımlarda büyük çapta zayıflama, devrimci sınıf mücadelesinde geride kalan yüzyıl içinde görülmemiş boyutlarda bir gerileme, ve elbette tersinden, burjuva gericiliğinin muazzam ölçülerde güç kazanması ve karşı saldırısı ile karakterize oldu. Olayların akışı daha ‘90’lı yılların ortasından itibaren kendi içinde yeni dönemin, sistemle karşıtları arasındaki büyük tarihi hesaplaşmanın yeni bir evresinin ilk belirtilerini açığa çıkarıp o günden bugüne zaman içinde güçlendirdiyse de, yine de dünya ölçüsünde esası yönünden dönemi belirleyen, ideolojik, politik ve moral açıdan burjuva gericiliğinin genel egemenliği oldu. Türkiye’de durum bütün bu açılardan çok daha da kötü idi. Zaman zaman bunun(356)aşılmasına yönelik bazı kısa ömürlü ve daha çok da kısmi kalan çıkışlar yaşandıysa da, sözkonusu dönemde sonuç esası yönünden değişmedi. (Denebilir ki bugünün Türkiye’sinde, özellikle de günümüzde şoven milliyetçiliğin kazandığı yeni boyutlardan dolayı, burjuva gericiliği bu aynı dönemin en güçlü evrelerinden birini daha yaşamaktadır.)

Dünyanın genelindeki ters gidişin Türkiye’ye bu denli ağır biçimde yansımasının gerisinde kuşkusuz olayların bizdeki kendine özgü seyri yatmaktadır. Herşeyden önce bizde, dünyanın genelini etkileyen ‘89 yıkılışı öncesinde yaşanan ağır bir faşist askeri darbe dönemi ve devrimci hareketin buna eşlik eden büyük yenilgisi var. Dünyadaki yıkılış bizde bunun üzerine gelmiş, bu nedenle çok daha ezici ve tasfiye edici bir etkide bulunmuştur. Faşist askeri darbe döneminde örgütlü toplumsal muhalefet ve devrimci hareket ezilmekle kalmadı, yılları bulan kapsamlı bir operasyonla Türkiye toplumu da derinlemesine depolitize edildi. Sonraki dönemde ağır baskı ve sömürü koşullarına karşı büyük ölçüde kendiliğinden yaşanan yaygın kitlesel hareketlenmelerin yıllar boyu ve halen bir türlü politik bir mecraya sıçrayamamasında bunun sanılandan da önemli bir etkisi oldu. Öte yandan devrimci hareket, faşist darbeyi izleyen ağır yenilginin ve onun yarattığı büyük tasfiyeci savrulmaların etkilerini henüz daha atamamışken, bu kez ‘89 yıkılışının sarsıcı etkileri altında yeni bir tasfiyeci döneme girdi. Yenilginin ve yıkılışın devrimci hareketin tasfiyesini hızlandıran ve devrimci sınıf mücadelesinin gelişimini zayıflatan etkisini, kendine özgü bir tarzda Kürt hareketinin tasfiye edici etkisi tamamladı.

Yenilginin (12 Eylül) ve yıkılışın (‘89) yaratığı etki ve sonuçlar yeterince açık olmakla birlikte bu sonuncusunun, Kürt uyanışı ve hareketinin, devrimci hareket ve sınıf mücadelesi üzerindeki belirgin geriletici, dahası tasfiye edici etkisi, Türkiye solunda henüz doğru dürüst anlaşılmış ve(357) dolayısıyla tartışılmış değildir. Oysa dönemi bütünlüğü içinde kavrayabilmek için Türkiye’nin neredeyse son 20 yılına damgasını vurmuş bu özel gelişmenin devrimci sınıf mücadelesi ve bunun bir parçası olarak devrimci hareket üzerindeki çelişik etkisini yerli yerine oturtabilmek gerekir. (Sorunun bu yönüne ilişkin kısa bir değerlendirme ile onu tamamlayan eski bir metne bu sayımızda ayrıca yer veriyoruz.)

Bugün TKİP’de temsil edilen Türkiye’nin komünist hareketi, denebilir ki her açıdan olumsuz olan bu tarihsel ortamda doğdu, yaşama gücü ve gelişme dinamizmi kazandı, sonuçta bugün tutmakta olduğu belirgin yere geldi.

‘80’li yılların sonunda yoğunlaşan yenilgi sonrası iç ayrışma ve saflaşmaların partili düzeyde bugüne taşıdığı biricik gerçek hareketin TKİP olması, elbette açık ve sağlam bir mantığa dayanmaktadır. Bugün TKİP’de temsil edilen hareket, kelimenin en tam anlamında yenilginin dersleri temelinde ortaya çıkmış, bağrından doğduğu küçük-burjuva halkçı devrimci-demokratik hareketle ideolojik ve programatik düzeyde hesaplaşarak ve bunu zaman içinde işçi sınıfı devrimciliğinin gerektirdiği tüm öteki sonuçlarına vardırarak partili düzeye ulaşmıştır. Bu sayededir ki tarihsel açıdan son derece olumsuz bir atmosferde, üstelik kadrosal ve örgütsel açıdan denebilir ki sıfır olanaklarla yola çıktığı halde, kendini varedecek ve bugüne taşıyacak ideolojik, politik, örgütsel ve moral güç ve olanakları yaratıp ortaya koyabilmiştir. Bu aynı dönemde 20-30 yılın parti ve örgütlerinden bir kısmı tasfiye olurken, öteki bir kısmı devrimi terkedip ılımlı çizgide düzen bataklığına gömülürken, herşeye rağmen devrimde ısrarlı görünenler ise kısır bir döngü içinde kendilerini parça parça tüketirken, TKİP’nin ihtilaci sınıf çizgisinde kendini varedebilmesinin ve bugüne taşıyabilmesinin sırrı da buradadır.

Kuşkusuz bu kolay da olmamıştır; tersine, bugün varılan yere, sayısız türden güçlüklerin, engellerin, engellemelerin,(358)güç ve olanaklardan yoksunluğun bilinç ve irade gücüyle adım adım aşılması, sayısız düşman operasyonunun yıkıcı ve güçten düşürücü etkilerinin aynı bilinç ve irade gücüyle göğüslenmesi sayesinde, sarsan fakat devirmeyen her darbenin sonuçta güçlendireceği bilinciyle hareket edilerek varılmıştır. Belki daha da önemlisi, daha en başından beri, yani birkaç kişiyle yola çıkılan o ilk andan itibaren, kendini çeşitli türden zaaf ve zayıflıklar, yer yer dava konusunda tereddütler olarak gösterebilen, koşulları oluştuğunda ilkeleri ve ideolojik ayrım çizgilerini önemsizleştiren liberal tasfiyecilik biçimine bürünebilen, ve nihayet en zayıf olanlar şahsında açıkça dönekliğe ve mücadele kaçkınlığına varabilen iç zayıflıklara karşı çok yönlü mücadeleler içinde varılmıştır aynı zamanda. Bir başka ifadeyle, bizi partiye ulaştıran ve bugüne getiren sürece, her aşamada zaaf ve zayıflıkların altedilmesi, bunu şahsında cisimleştiren zayıf öğelerin kendiliğinden elenmesi ya da bilinçli bir tutumla kusulması süreci eşlik etmiştir. TKİP’nin kendine özgü gelişmesi sancısız ve çelişkisiz olmak bir yana, tersine, her alanda zorlu iç mücadeleler eşliğinde ilerlemiş, her açıdan devrimci diyalektiğin yasaları ve mantığı içinde gerçekleşmiştir.


Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   121   122   123   124   125   126   127   128   ...   142




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin