Perspektifler ve Değerlendirmeler (Not 2: Dipnotlar yazıda kullanılan yere parantez içinde küçük puntolarla eklenmiştir.)



Yüklə 1,42 Mb.
səhifə14/98
tarix01.08.2018
ölçüsü1,42 Mb.
#64731
növüYazı
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   98

20. yüzyıl insanlık tarihinin en yoğun ve hareketli dönemidir. Maddi kazanımlarımızın tamamına yakınını bir yıkıntıya dönüşmüş haliyle geride bırakıyor olsak bile, biz komünistler, yine de 20. yüzyılın bu yoğunluğunu ve hareketliliğini temel taraflardan biri olarak yaşamış bir tarihsel hareketin mirasçıları olarak yeterli onura ve övünç kaynaklarına sahibiz. Fakat bununla yetinemeyiz. Kavgayı kalınan yerden sürdürmek ve her alanda geçmişi aşan yeni tarihsel pratiklere kendimizi her bakımdan hazırlamak sorumluluğu ile yüzyüzeyiz. Geride kalan dönemin marksist bir eleştirisi tam da bundan dolayı özellikle gereklidir. Yüzyılımıza Marksizm-Leninizm bayrağı altında ve sosyalizm amacı doğrultusunda damgasını vuran devrimci süreçler paha biçilmez de(95)neyimlerle doludur. Son derece zengin pratiklerdir bunlar. Onları anlamak çabası, onların bilimsel marksist yönteme dayalı bir değerlendirmesi ve eleştirisi, bu çabanın başarısıyla orantılı olarak, marksist-leninist düşünceyi, bilimsel sosyalist teoriyi zenginleştirecektir. Bunda sağlanacak her başarı, katedilecek her mesafe, bugünün komünistlerini bugünün ve geleceğin devrimci pratiklerinde çok daha donanımlı ve hazırlıklı kılacaktır.

Bugün komünistler için önemli bir talihsizlik, geçmişin bu zengin pratiklerine, zaman içinde bugüne gelindikçe, gitgide dozu artan bir teorik bozulmanın eşlik etmiş olmasıdır. Zorlu pratiklerin yarattığı zorlanmalar bu tür bir bozulmanın zemini olmuşlardır. Bunun kendisi de bugüne bir mirastır ve bugünü fazlasıyla biçimlendirmiştir. Bunun üstüne bir de revizyonizmin ve popülizmin yarattığı teorik tahribat binmiştir. Bu açıdan ele alındığında, geride kalan dönemin eleştirel bir değerlendirmesi, bir yönüyle de bir teorik arınma ve netleşme ihtiyacı olarak çıkmaktadır ortaya.

Bu sonuncu nokta, komünistlerin yakın dönem değerlendirmelerinde şöyle ifade edilmiştir:

Bütün bunlardan çıkan sonuç, bugünün marksist-leninistlerinin öncelikle bir teorik arınma ve netleşme sorunuyla yüzyüze olduklarıdır. Bu teorinin bilimsel yöntemi, devrimci özü ve temel esasları sözkonusu olduğunda geçmişe (klasiklere) dönmek, ara dönemin dogmatizminden ve onunla elele giden teorik deformasyonlarından arınmak, fakat öte yandan, bunu, tam da bugünün gerçek sorunlarına marksist-leninist teorinin ruhuna uygun gerçek yanıtlar bulabilmek üzere yapmak, bugünü kavramanın ve ilerlemenin ayakbağı haline gelen tüm eskimiş, kalıp, çözüm ya da formülleri kararlılıkla terketmek demektir. Yığılmış bulunan ve teorik açıklık gerektiren sorunların üstesinden gelebilmenin zorunlu önkoşuludur bu.

Geçmişin ağır bir yük oluşturan kısırlaştırıcı şartlanmışlıklarından sıyrılabilmiş olmak son derece önemli bir adım sayılmakla birlikte, buna gerçek teorik sorunların geniş alanına bir ilk çıkışın ötesinde abartılı bir önem vermek, kendini bekleyen asıl teorik görevleri küçümsemek anlamına gelecektir. Zira teorik(96)arınma ve netleşme, Türkiye ve dünya devriminin temel ve taktik sorunlarının tahlili temelinde bir teorik derinleşme ve yetkinleşme aşamasına geçmek için yalnızca bir önkoşuldur.”

Devrim ve sosyalizm mücadelesinin sorunları bugünden geleceğe uzanmaktadır. Devrimci bir teorik çaba işin özünde ve esasında geçmişe değil, geleceğe dönük olur. Bugünün Türkiye’sinin ve bugünün dünyasının temel ve güncel sorunlarını esas alır. Bu noktada bir kuşku, bir karışıklık olamaz. Fakat tam da bu tür bir perspektif, geçmişle sıkı bir hesaplaşmayı da gerektirir. Zira geleceği kucaklayabilmek, geçmişi aşabilmek ölçüsünde olanaklıdır. Çok çeşitli biçimlerde geçmişin ağırlığı altında ezilen zihinlerin, bugünün ve geleceğin sorunlarını doğru anlaması ve başarıyla çözmesi olanaklı değildir.

***

Teorik görevler sözkonusu olduğunda, bugünün sol hareketi içinde, belirgin bir biçimde birbirinden ayrılan ve görünürde karşı karşıya duran iki eğilim var. İlki daha çok aydın çevrelerce temsil edilmektedir. Bu çevreler teorik görevlere yaptıkları tek yanlı bir abartılı vurguyu politik ve örgütsel alandaki zayıflıklarını örtmenin, hiç değilse mazur göstermenin bir aracına dönüştürmek eğilimindeler. Bu konumun gösterdikleri teorik çabayı anlamsız ve işlevsiz kıldığını ya görememektedirler, ya da bu olgu onları gerçekte pek ilgilendirmemektedir.

Öteki eğilim bunun tam tersidir ve devrimci hareketimizin çeşitli gruplarınca temsil edilmektedir. Bunlar ise, güncelliğe dayalı bir dar pratiği kendi başına idealleştirmektedirler. Sözde politika ve pratiğe vurgu adına muazzam teorik sorunları görmezden gelmekte, gerçekte ise aslında fazlasıyla farkında oldukları teorik zayıflık ve çözümsüzlüklerini böylece örtmek istemektedirler.

Birbirinin tersyüz edilmişi olan bu eğilimlerle başından itibaren araya sınır çeken ve aydın oportünizmine olduğu kadar dar pratikçiliğe karşı da mücadele eden komünistler ise, şu bütünsel perspektifi savunageldiler:

Türkiyeli komünistler bugün ciddi teorik, politik ve örgütsel(97)sorunlarla yüzyüzedirler. Evrenseli kucaklayan bir teorik gelişme ve yetkinleşme; politik sorunlarda ve görevlerde netlik; işçi sınıfını temel alan ve tüm topluma hitapeden etkin bir siyasal faaliyet; böyle bir faaliyetin güvencesi ve yürütücüsü olarak ihtilalci bir sınıf örgütlenmesi; ve tüm bunların cisimleşmiş bir birliği ve ifadesi olarak, leninist bir sınıf partisi.”

Tüm bunlar aynı görevler ve sorunlar zincirinin kopmaz halkalarıdır; bir bütün oluşturmaktadırlar.”

Bu perspektif, aynı zamanda, yayın hayatına başlayan Ekimler'in alanını, işlevini ve bu işlevin ele alınışını da birarada vermektedir.


Ekimler Mart '92(98)

****************************************************


Yüklə 1,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   98




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin