Peşaver geceleri


Resulullah (s.a.a) Vefat Ederken Başı Hz. Ali’nin Göğsü Üzerindeydi



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə118/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   114   115   116   117   118   119   120   121   ...   185

Resulullah (s.a.a) Vefat Ederken Başı Hz. Ali’nin Göğsü Üzerindeydi


Şeyh’in dediği gibi Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat edince başı Ümm’ül- müminin Aişe’nin göğsünde değildi. Zira Ehl-i Beyt (a.s)’dan rivayet edilen sahih rivayetler, Şia ulemasının icması ve büyük alimlerinizin muteber kitaplarında yer alan rivayetler de bunu reddetmekteler. Bütün bunlar Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat edince başının Emir’ul- Müminin Ali’nin göğsü üzerinde olduğunu ve o saatlerde Hz. Ali’nin göğsüne ilim kapılarının açıldığı rivayet edilmektedir.

Şeyh: Hangi alimimizin kitabında böyle bir şey yer almıştır?

Davetçi: Lütfen Kenz’ul- Ummal’ın c. 4, s. 55’ine, yine c. 6, s. 400’üne, Tabakat-i Muhammed bin Saad’ın c. 2, s. 51’ine, Müstedrek-i Hakim Nişaburi’nin, c. 3, s. 139’una, Telhis-i Zehebi’ye, Süneni İbn-i Ebi Şebye’ye, Kebir-i Taberani’ye, Müsned-i imam Ahmed bin Hanbel’in, 3. Cildine, Hafız Ebu Naim’in Hilyet’ul- Evliya kitabına ve diğer birçok muteber kitaplarınıza müracaat ediniz; hepsinde farklı tabirlerle Ümm’ül- Müminin Ümmü Seleme, Cabir bin Abdullah Ensari ve diğerlerinden şöyle rivayet edilmiştir: “Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat etmeden önce Hz. Ali’yi yanına çağırdı ve ruhu bedeninden çıkana dek mübarek başı O’nun göğsü üzerinde idi.”

Bütün bu rivayetlerden daha önemlisi, bizzat Hz. Ali (a.s)’ın Nehc’ul- Belağa’de buyurmuş olduğu sözdür. İbn-i Ebi’l- Hadid, Nehc’ul- Belağa Şerhi’nin c. 3, s. 561’inde O Hazretin şöyle buyurduğunu kaydetmiştir:

Resulullah (s.a.a) vefat edince başı göğsümdeydi; elimin üzerinde olduğu hadle ruhu bedeninde çıktı ve (teyemmüm için) ellerimi yüzüme sürdüm.”

Aynı cild s. 590’da ise Hz. Ali (a.s)’ın Hz. Fatıma’yı defnedince Resulullah’a hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

Şüphesiz seni mezara ben koydum, benim göğsümde can verdin.”

Sağlam olan bütün bu deliller, Aişe’nin rivayetini reddetmektedir. Çünkü Aişe’nin eskiden beri Emir’ul- Muminin Ali’ye karşı katı kini vardı. İnşallah-u Teala önümüzdeki gecelerde bir fırsat bulursam, Aişe’nin Hz. Ali’ye düşmanlığını da beyan etmeye çalışacağım.


Vesayet Hususunda Araştırma


Bütün bu hadisler ışığında Nevvab beyin “Halife varken vasiye ne gerek var?” itirazına da cevap verilmiş oldu. Zira eğer insan, biraz olsun insafla bu menkul hadislere bir bakacak olursa ve özellikle de, “Büyük peygamberlerin vasilerini tayin eden Allah-u Teala, Ali’yi benim vasim karar kıldı” hadisine dikkat edecek olursa, bu vesayetin sıradan bir aile vesayeti olmadığını çok kolay bir şekilde anlar. Çünkü buradaki vesayetten maksat, ümmetin ferdi ve toplumsal tüm işlerini yöneten hilafettir. Yani nübüvvet makamından sonra gelen vesayet makamıdır.

Hz. Ali (a.s)’ın vesayet makamı bütün büyük alimlerinizin de kabul etmiş olduğu bir şeydir. Bunu sadece, Hz. Ali (a.s)’ın bütün faziletlerini reddeden bir avuç bağnaz insanlar red etmiştir.

Nitekim İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ül- Belağa Şerhi (Mısır baskısı) c. 1 s. 26 ‘da şöyle diyor:

“Bizim nezdimizde şüphesiz ki Ali Resulullah (s.a.a)’in vasisidir. Sadece inat ehli kimseler bunu red etmekteler.”


Vasiyete Değinen Bazı Sahabelerin Şiirleri


İbn-i Ebi’l- Hadid daha sonra Resulullah (s.a.a)’in ashabından birçok şiirler nakletmektedir ki hepsi de Hz. Ali (a.s)’ın vesayetini beyan etmektedir. Bu şiirlerden ikisi ümmetin alimi Abdullah bin Abbas’ın şu şiirleridir:

Resulullah’ın vasisi, O’nun ailesinin büyüklerindendir

Savaşacak birisi var mıdır? denildiğinde O’nun kahramanıdır.

Yine Huzeyme bin Sabit’ten (Zü’ş- şehadeteyn), onun kendi şiirlerinde şöyle dediği nakledilmiştir:



Resulullah’ın vasisi O’nun ailesinin büyüklerindendir.

Sen de O’nun, o makama sahip olduğuna şahidisin.

Sahabi olan Ebu’l- Heysem bin Teyyan da bir şiirinde şöyle diyor:

Vasi, bizim İmam ve velimizdir.

Gizlilik zâyi oldu, sırlar ise açığa çıktı.

Maksadın ispatı için bu kadarıyla yetiniyoruz. İstediğiniz takdirde bu babdaki diğer şiirlere de müracaat edebilirsiniz. Eğer usanmayacağınızı bilseydim, Hz. Ali (a.s)’ın vesayetini ifade eden daha birçok şiir de naklederdim.

Bunlardan da anlaşıldığı üzere bu vesayet makamı nübüvvet makamından sonra gelen İlahi bir hilafet makamıdır.

Şeyh: Eğer bu rivayetler doğruysa neden kitaplarda Resulullah (s.a.a)’in Ali (k.v) ile ilgili vasiyetnamesini göremiyoruz? Halbuki bilindiği gibi Ebu Bekir ve Ömer’in bile vasiyetleri kitaplarda yer almıştır.

Davetçi: Hz. Ali (a.s)’ın vasilik konusu ve Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in velayet makamıyla ilgili emirleri, büyük Şia alimlerinin muteber kitaplarında Ehl-i Beyt (a.s) kanalıyla tevatür derecesinde yer almıştır. Ama bilindiği gibi ilk gecede karar alındığı üzere sadece kendi kitaplarımızdan delil getirmemek için bizzat kendi muteber kitaplarınızda yer alan ve şu anda zihnimde kalan bazı rivayetleri zikretmek istiyorum.

Vasiyet Düsturuna İşaret


Eğer Resulullah (s.a.a) (s.a.a)’in vasiyeti ve Emir’ul- Muminin Hz. Ali (a.s) hakkındaki düsturlarıyla ilgili bütün hadisleri görmek isterseniz, lütfen şu kitaplara müracaat ediniz:

Tabakat-i İbn-i Sa’d c. 2, s. 61 ve 63, Kenz’ul-Ummal c. 4 s. 54, yine c. 6, s. 155, 393 ve 403, Müsned-i imam Ahmed bin Hanbel c. 4 s. 164, Müstedrek-i Hakim c. 3, s. 59 ve 111, Sünen ve Delail-i Beyhaki, İstiab-i İbn-i Abdulbirr, Kebir-i Taberani, Tarih-i İbn-i Merduye… ve diğer birçok alimleriniz de farklı zamanlarda ve farklı tabirlerle Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in bu konudaki beyanlarını nakletmişlerdir.

Mükerreren zikredilen ibaretlerin özeti de Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in şu sözüdür:

Ya Ali! Sen benim kardeşim, vezirim, borçlarımı ödeyen, vaatlerime vefa gösteren ve zimmetimi beri kılan kimsesin; sen beni yıkayacak, borçlarımı ödeyecek ve beni mezara koyacaksın.”

Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’den bu tür açık rivayetler oldukça çoktur. Hepsi de Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in vasiyetine amel etme nişanelerinin eserleridir. Nitekim Hz. Ali (a.s) vasiyet gereğince Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’i gusletmiş, kefenlemiş ve mezara koymuştur; Abdurrezzak’ın Cami’de rivayet ettiğine göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in beş yüz bin dirhem borcunu da eda etmiştir.



Şeyh: Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bir düstur vardır:

Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır bırakacaksa, anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah’tan korkanlar üzerine bir hak olarak farz kılınmıştır.”156

Bu ayet gereğince Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat zamanında vasiyet etmeli ve vasisini tayin etmeliydi. O halde neden Resulullah (s.a.a) vasiyet etmedi. Halbuki bilindiği gibi Ömer ve Ebu Bekir bile vasiyet etmişlerdir.

Davetçi: Evvela; “Birinize ölüm geldiği zaman” cümlesinden kasıt, ölümü görmek (can vermek) anı değildir. Zira o anda insan şuurunu kaybetmekte ve bu vazifesiyle tam amel edememektedir. Dolayısıyla ayetten maksat, yaşlılık, beden takatsizliği ve hastalıktan dolayı ölümün alametleridir.

İkinci olarak; bu sözleriniz beni büyük bir üzüntüye boğdu ve asla unutamayacağım büyük bir musibeti aklıma getirdi.

O büyük musibet şudur ki bizim büyük ceddimiz Resulullah (s.a.a) vasiyet ayetlerinin takibinde vasiyeti pekiştirmek için şöyle buyurmuştur:

Kim vasiyet etmeden ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ümmetinden hiç kimsenin vasiyetsiz ölmesini, öldükten sonra da geriye kalanların ihtilafa düşmesini istemiyordu.

Ama bilindiği gibi Peygamber (s.a.a) 23 yıl boyunca Allah-u Teala’nın kendine vasi tayin etmiş olduğu kimseyi ümmete hatırlatmış ve bunu açıkça beyan etmiştir. Ölüm anında da, ümmetin savaş, ihtilaf ve dalalete düşmesini önleyebilmek için, bu müddet içerisinde söylemiş olduğu sözleri bu vesileyle kemale erdirmek istedi. Ama ne yazık ki siyaset oyuncuları buna ve İlahi görevini yapmasına mani oldular. Dolayısıyla siz de burada; Peygamber (s.a.a) neden ölüm anında vasiyet etmedi? diye itiraz ediyorsunuz.



Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   114   115   116   117   118   119   120   121   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin