Peşaver geceleri


Ali’ye İtaat, Allah’a ve Peygamber’e İtaattir



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə126/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   185

Ali’ye İtaat, Allah’a ve Peygamber’e İtaattir


Bu zikrettiğim kitapların yanı sıra diğer muteber kitaplarınızda da nakledildiğine göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a) birçok mekan ve mahallelerde farklı ibarelerle şöyle buyurmuştur:

Ali’ye itaat eden bana itaat etmiştir, bana itaat eden ise Allah’a itaat etmiştir; Ali’yi inkar eden beni inkar etmiştir, beni inkar eden de Allah’ı inkar etmiştir.”

Ebu’l- Feth Muhammed bin Abdulkerim Şehristani Milel ve Nihel kitabında Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyor:

Ali bütün durumlarda hak üzeredir; nereye dönerse dönsün hak O’nunla döner.”

Bunca muteber kitaplarınızda yer alan açık rivayetlere rağmen, Ali’yi red veya inkar etmek ve O’ndan yüz çevirmek, Allah-u Teala ve Resulünü red ve inkar etmek, hak ve hakikatten yüz çevirmek değil midir?

Ebu’l- Mueyyid Muvaffak bin Ahmed Harezmi Menakıb’da, Muhammed bin Talha eş-Şafii Metalib’us- Süul’de ve İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi’nde Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in açıkça şöyle buyurduğunu rivayet etmekteler:

Ali’ye ikram eden bana ikram etmiştir, bana ikram eden de Allah-u Teala’ya ikram etmiştir; Ali’ye ihanet eden bana ihanet etmiştir, bana ihanet eden de Allah-u Teala’ya ihanet etmiştir.”

İnsaflı beyler, vuku bulan olayları, kendi kitaplarınızda yer alan bunca rivayet ve hadislerle tatbik ederek adalet üzere hükmedin ve zavallı Şiilere o kadar da kötümser olmayın.

Sizin; “Halife şeriatın zahirine göre hükmetmekle görevliydi, şehadet ayeti genel olduğu için de şeriatın kabul etmiş olduğu şahitler olmaksızın sadece bir iddia üzere Müslümanların malını Fatıma’ya veremezdi.” sözünüze gelince; önce de söylediğim gibi bu mal Müslümanların malı değildi, Fatıma (a.s)’ın tasarrufunda olan bir mülk ve bağıştı.

İkinci olarak; eğer halife gerçekten şeriat hükümlerini icra eden idiyse, bir saç tüyü kadar Şeriat hükümlerine aykırı davranmaması icap ederdi. O halde neden ayrıcalık yaparak bazı kimselere, şahitleri olmaksızın sırf bir iddia üzere Müslümanların malından onlara veriyordu? Bu hüküm ve halifenin ihtiyatı, sadece Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in emaneti olan mazlum Fatıma (a.s) hakkında mı uygulandı? Halbuki bilindiği gibi Hz. Fatıma (a.s)’ın sözünün doğruluğu ve Hz. Ali (a.s)’ın tanıklığının kabulü herkesçe açık ve belliydi.

İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi’nin c. 4, s. 105’inde şöyle diyor: Bağdat’ın batı medresesinin üstadı Ali bin Fariki’ye; “Fatıma doğru sözlü biri miydi?” diye sordum. Cevaben; “Evet” dedi. Ben; “Eğer doğru sözlü biri idiyse, o halde halife neden Fedek’i Fatıma’ya vermedi?” diye sorduğumda, tebessüm ederek şaka ehli olmadığı halde güzel bir söz söyledi; o sözün özeti şudur:

“Eğer o gün sırf iddia üzere Fedek’i Fatıma’ya vermiş olsaydı, Fatıma ertesi gün de gelir kocası için hilafeti isterdi. Böyle olunca da halife mecburi olarak hakkı haklıya vermesi gerekirdi; çünkü önceden onun sadakatini onaylamıştı.”

Binaenaleyh bu konu büyük alimleriniz nezdinde apaçıkmış; insaf üzere gerçeği tasdik etmişlerdir. İlk günden beri hak mazlum Fatıma (a.s) ile idi. Ancak siyaset, makamlarını korumak için bilerek Fatıma’nın kendi hakkından mahrum edilmesini icap ediyordu.

Hafız: Halife kime şahit olmaksızın Müslümanların malını verdi?

Cabir Olayı ve Ona Mal Bağışlanması, Akıl Sahiplerinin İbret Almasına Sebep Olmaktadır


Davetçi: Örneğin Cabir; “Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bana Bahreyn malından (bir miktar mal) vereceğini vaad etmişti” diye iddia edince, itiraz edilmeden ve şahit istenmeden Müslümanların malından 1500 dinar kendisine verildi.

Hafız: Evvela; bu haberi ben görmemişim, sizin kitaplarınızda olabilir. Ayrıca bilmek icap eder ki şahit istemediği nereden bellidir?

Davetçi: Görmemeniz çok ilginç; çünkü alimleriniz adil bir sahabenin rivayet etmiş olduğu haber-i vahidin kabul edileceğine dair getirdikleri delil Cabir bin Abdullah bin Ensari’nin bu haberidir.

Nitekim Şeyh’ul- İslâm Askalani Feth’ul- Bari fi Şerh-i Sahih’il-Buhari, “Men Yukeffilu An Meyyitin Deynen” babında şöyle diyor:

“Bu haber, sahabeden adil olanların verdiği haberin kabul edilebileceğine delalet etmektedir; bu kendi menfaatine de olsa fark etmez. Çünkü Ebu Bekir Cabir’den, iddiasının sıhhati hakkında şahit istemedi.”

Bu haberi Buhari kendi Sahih’inde daha detaylı olarak nakletmiştir. Hums kitabının “Ma Kataa’n- nebiyyu min’el Bahreyn” babında şöyle yazmıştır: “Bahreyn malını Medine’ye getirdiklerinde Ebu Bekir’in münadisi şöyle seslendi: “Her kime Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bir şey vaat etmişse veya Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’den bir alacağı varsa gelip alsın.”

Cabir gelerek; “Resulullah (s.a.a) Bahreyn malından bana (bir miktar mal) vermeyi vaat etmişti.” dedi.

Bahreyn fethedilip Müslümanların tasarrufuna geçince, şahit istenmeksizin sırf iddia üzere Cabir’e 1500 dinar verildi.

Hakeza Celaluddin Suyuti, Tarih’ul- Hulefa kitabının “Hilafet-i Ebu Bekir” faslında, Ebu Bekir’in hilafeti zamanında ortaya çıkan olayları rivayet ederken Cabir’in olayını da rivayet etmektedir.

Beyler şimdi Allah için söyleyin, acaba bu amel bir ayrıcalık ve fark gözetmek değil miydi? Eğer Ebu Bekir şehadet ayetinin hilafına şahit istemeksizin Müslümanların malından sırf iddia üzere Cabir’e bir miktar para vermişse ve bunda bir sakınca da görmemişse, Fedek’i de, Müslümanların malı olmuş olsaydı bile (halbuki bilindiği gibi Fatıma Fedek’te tasarruf ediyordu), Resulullah (s.a.a)’in emaneti ve doğru sözlü kızı olan Hz. Fatıma’nın kalbini kırmaması ve iddiasını kabul ederek kendisine geri çevirmesi gerekirdi.

Ayrıca bilmek icap eder ki Buhari ve diğer alimler, kendi menfaatine bile olsa adil bir sahabenin haberini kabul etmektedirler. Ama bilindiği gibi sıra Hz. Ali (a.s)’a gelince, kendi lehine olduğu bahanesiyle Hazretin sözünü reddetmektedirler. Acaba Hz. Ali ashaptan, hatta ashabın en mükemmel bir ferdi değil miydi? Eğer meseleye insaflıca bakacak olursanız, işin içinde bir hile olduğunu, hak ve hakikatin icra edilmesi niyetinde olunmadığını tasdik edersiniz.



Hafız: Ebu Bekir’in Cabir’den şahit istememesinin sebebi, Cabir’in Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in yakın ashabından ve O’nun terbiye etmiş olduğu bir kişi olmasından dolayıdır. Ayrıca bilmek icap eder ki Cabir; “Kim bilerek bana iftira ve yalan isnat ederse cehennemde yerini hazırlamalıdır.” hadisini de mutlaka duymuştur. Bu şiddetli tehdit karşısında, Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in yakını ve O’nun terbiye etmiş olduğu mümin bir sahabe kesinlikle boş yere iftira ve yalan söylemez, bu değersiz dünya için ahiretini bozmaz ve Resulullah’a isnat ederek yalan söz nakletmez.

Davetçi: Acaba Cabir mi Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’e daha yakındı, yoksa Hazretin terbiye etmiş olduğu Hz. Ali ve Hz. Fatıma mı?

Hafız: Şüphesiz Ali ve Fatıma (r.z) ömürlerinin başından beri Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in terbiyesi altında büyümüşlerdir ve O Hazrete herkesten daha yakın idiler.

Davetçi: O halde Hz. Ali ve Hz. Fatıma (a.s)’ın, böyle şiddetli bir tehdit karşısında Hz. Peygamber’e iftira ve yalan isnat etmeyeceklerini kabul ediniz. Dolayısıyla onlar Fatıma-i Sıddika (a.s)’ın iddiasını kabul etmeliydiler; zira onlar da sizin itiraf ettiğiniz gibi Ali ve Fatıma’nın Cabir’den, hatta bütün ashaptan daha üstün olduğunu biliyorlardı. Nitekim Hz. Ali ve Hz. Fatıma (a.s) ne de olsa Tathir ayetinin muhatabı olmuş masum kimselerdi.

Tathir ayeti açıkça Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in masumiyetine delalet etmektedir.

Ayrıca bilmek icap eder ki kendi alimleriniz de onların sadakat ve doğruluğunu tasdik etmişlerdir. Nitekim Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Hz. Ali (a.s)’ı “ümmetin sıddıkı ve doğru olanı” diye tanıtmış, Allah-u Teala da Kur’ân’da O’nu “sadık” diye nitelendirmiştir.

Hz. Fatıma (a.s) hakkında ise hadis pek çoktur. Örneğin: Hafız Ebu Naim İsfahani Hilyet’ul- Evliya c. 2, s. 42’de Aişe’den şöyle rivayet etmektedir:

Babası dışında Fatıma’dan daha doğru sözlü birini görmedim.”



Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin