Prof. Dr. Bahri Öztürk İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi



Yüklə 3,06 Mb.
səhifə36/52
tarix02.11.2017
ölçüsü3,06 Mb.
#26979
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   52




CMK da yoktur.




İddianamenin iadesi

MADDE 174. - (1) Mahkeme, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren yedi gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra; iddianamenin 170 inci maddedeki unsurları içermediğini tespit ettiğinde, eksik ve hatalı noktaları belirterek iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verir.

(2) Önödemeye tâbi işlerde, ön ödeme usulü uygulanmaksızın kamu davası açılamaz. Aksi takdirde iddianame iade edilir.

(3) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir.

(4) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.

İddianamenin iadesi


Madde 178- Mahkemece, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren, beş gün içinde, soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra:

1. Şüphelinin açık kimliğinin veya hiç değilse o kişinin belirlenmesine olanak sağlayacak diğer özelliklerinin ve yükletilen suçun ne olduğunun belirtilmediği,

2. Suçun unsurları ile uygulanması gereken kanun maddelerinin gösterilmediği,

3. Suçun delil, iz, eser ve emareleri ile duruşmanın yapılacağı yetkili ve görevli mahkemenin gösterilmemiş veya eksik veya hatalı gösterilmiş olduğu,

4. Soruşturmanın esaslı sonuçlarının yazılmadığı,

5. Cumhuriyet savcısının iddianamede kamu davasının açılması bakımından kendi kanaatini açıklamayarak takdiri mahkemeye bırakmış olduğu,

6. Varsa gözaltı, tutukluluk ve salıverme tarihlerinin veya suç tarih ve yerinin açıklanmadığı,

7. Suçun ispatlanmasına yardım edecek tüm bilgi ve belgelerin mahkemeye verilmemiş bulunduğu,

8. Önödemeyi, yargılamanın durmasını veya davanın düşmesini gerektiren hâllerin varlığı,

9. Eksik ve hatalı başka noktaların var olduğu,

saptandığında, eksik ve hatalı noktalar belirtilerek iddianamenin Cumhuriyet savcılığına iadesine karar verilir.

Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra soruşturma belgelerini aynı iddianameye bağlayıp yetkili mahkemesine gönderir, gerektiğinde yeniden iddianame düzenler.

Önödemeyi gerektiren hâlin varlığı nedeniyle iddianame iade olunduğunda, Cumhuriyet savcısı bunun için gerekli işlemi başlatır veya dosyayı gerekli kararı vermesi için merciine gönderir veya kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.

İddianamenin reddi


Madde 179- İddianamenin ve soruşturma evrakının verilmesinden itibaren beş gün içinde mahkeme, soruşturma evresinde kamu davasının açılabilmesi için yeterli delil, iz, eser ve emarelerin toplanmamış bulunduğunu ve bu nedenle mahkemenin delil, iz, eser ve emareleri toplamak için araştırma yapmak zorunluğu ile karşı karşıya kalacağını saptadığında iddianamenin reddine karar verir.

Bu karar üzerine Cumhuriyet savcısı yeniden soruşturma yapar ve sonuçta yeterli delil, iz, eser ve emare elde ederse yeniden kamu davası açar, aksi hâlde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.


Kararlara itiraz


Madde 180- 178 ve 179 uncu maddeler gereğince verilen kararlara Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.


AÇIKLAMA:





BEŞİNCİ FASIL
DURUŞMA HAZIRLIĞI

DURUŞMA GÜNÜ

MADDE 206 - Duruşmanın yapılacağı gün mahkeme reisi tarafından tâyin olunur.

Devlet ve Hükümet nüfuzunu kıran ve âdabı umumiye aleyhinde olan suçlar ile yağma ve yol kesmek ve adam kaldırmak ve öldürmek cürümleri diğerlerinden önce görülür.






ÜÇÜNCÜ KİTAP

KOVUŞTURMA EVRESİ

BİRİNCİ KISIM

KAMU DAVASININ YÜRÜTÜLMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

DURUŞMA HAZIRLIĞI

 

İDDİANAMENİN KABULÜ VE DURUŞMA HAZIRLIĞI

MADDE 175. - (1) İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar.

(2) Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır.

Kamu davasının açılması


Madde 177- İddianamenin mahkemeye verilmesiyle kamu davası açılmış olur.

İddianamenin kabulü ve duruşma günü ile ilgili işlemler

Madde 181- Mahkeme başkanı veya hâkim, 178 ve 179 uncu maddelerde öngörülen hâller dışında iddianamenin kabulüne karar verir; Cumhuriyet savcısı ile sanığın avukatının görüşlerini aldıktan sonra duruşma gününü belirler; davanın bir veya birbirini izleyen birden çok duruşmada bitirilmesini sağlamak için gerekli tedbirleri duruşma hazırlığı aşamasında alır; iddianamede adları geçen sanık ve avukatını, suçun mağduru ile şikâyetçiyi, gerekli görülen tanık ve bilirkişileri gün ve saatini belirtmek suretiyle duruşmaya davet eder; duruşma için gerekli diğer çağrıları yapar ve başkaca ispat araçlarının toplanmasına karar verebilir.

Sanık veya tanık veya bilirkişilerin çok sayıda olmasından veya sanığın sorgusunun uzaması olasılığından dolayı duruşmanın bir günde bitmeyeceği anlaşılırsa, mahkeme başkanı veya hâkim tanıklarla bilirkişilerin hepsini veya bir kısmını hemen izleyen duruşmaya çağırabilir.





AÇIKLAMA:





CELPNAMENİN YAZILMASI VE TEBLİĞİ VE SÜBUT VASITALARININ NAKLİ

MADDE 207 - Cumhuriyet Müddeiumumiliği duruşma için icap eden celpnameleri yazar ve tebliğ eder ve suçun sübutuna yardım edecek eşyayı mahkemeye verir.









CMK da yoktur.


Tasarıda yoktur.

AÇIKLAMA:




İDDİANAMENİN SANIĞA TEBLİĞİ

MADDE 208 - (Değişik: 3206 - 21.05.1985) İddianame, davetiye ile birlikte mahkemece sanığa tebliğ olunur.

(...) (Madde 208 in 2. fıkrası, Anayasa Mahkemesinin, 24.3.1999 tarih ve 23649 sayılı R.G.’de yayımlanan, 14.7.1998 gün ve E.1997/41 - K.1998/47 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.)





İDDİANAMENİN SANIĞA TEBLİĞİ VE SANIĞIN ÇAĞIRILMASI

MADDE 176. - (1) İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur.

(2) Tutuklu olmayan sanığa tebliğ olunacak çağrı kâğıdına mazereti olmaksızın gelmediğinde zorla getirileceği yazılır.

(3) Tutuklu sanığın çağrılması duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; müdafii de sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun bulunduğu ceza infaz kurumunda cezaevi kâtibi veya bu işle görevlendirilen personel yanına getirilerek tutanak tutulmak suretiyle yapılır.

(4) Yukarıdaki fıkralar gereğince, çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerekir.

İddianamenin sanığa tebliği ve sanığın çağrılması

Madde 182- İddianame, davetiye ile birlikte sanığa tebliğ olunur.

Tutuklu olmayan sanığa tebliğ olunacak davetiyeye mazereti olmaksızın gelmediğinde ihzar veya yakalama müzekkeresi ile zorla getirileceği yazılır.

Tutuklu sanığın çağrılması 36 ncı madde gereğince duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; avukatı da sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun mahkeme önüne getirildiğinin ve avukatının çağrıldığının bir tutanağa bağlanması suretiyle saptanır.

Yukarıdaki fıkralar gereğince davetiyenin tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta geçmesi gerekir.




AÇIKLAMA:



MEVKUF OLAN VEYA OLMAYAN MAZNUNUN DAVETİ

MADDE 209 - Mevkuf olmıyan bir maznuna tebliğ olunacak celpnameye mazareti olmaksızın gelmediği halde tevkif olunacağı veya zorla getirileceği yazılır. Ancak 225 inci maddede beyan olunan halde bu ihtar yazılmaz. Mevkuf bulunan bir maznunun daveti 33 üncü madde mucibince duruşma gününün tebliği suretiyle olur. Aynı zamanda maznun duruşmada kendisini müdafaa için bir talepte bulunup bulunmıyacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmeğe davet olunur. Bu muamele mevkufun mahkeme kâtibi yanına getirilerek bir zabıt varakası tutmak suretiyle yapılır. (Değişik son cümle: 5219 - 14.7.2004 / m.3/A) Bu muamele tutuklunun bulunduğu ceza infaz kurumunda cezaevi katibi veya bu işle görevlendirilen personel yanına getirilerek tutanak tutulmak suretiyle yapılır.





İDDİANAMENİN SANIĞA TEBLİĞİ VE SANIĞIN ÇAĞRILMASI

MADDE 176. ……………….

(2) Tutuklu olmayan sanığa tebliğ olunacak çağrı kâğıdına mazereti olmaksızın gelmediğinde zorla getirileceği yazılır.

(3) Tutuklu sanığın çağrılması duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; müdafii de sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun bulunduğu ceza infaz kurumunda cezaevi kâtibi veya bu işle görevlendirilen personel yanına getirilerek tutanak tutulmak suretiyle yapılır.

……………………..


İddianamenin sanığa tebliği ve sanığın çağrılması

Madde 182- İddianame, davetiye ile birlikte sanığa tebliğ olunur.

Tutuklu olmayan sanığa tebliğ olunacak davetiyeye mazereti olmaksızın gelmediğinde ihzar veya yakalama müzekkeresi ile zorla getirileceği yazılır.

Tutuklu sanığın çağrılması 36 ncı madde gereğince duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; avukatı da sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun mahkeme önüne getirildiğinin ve avukatının çağrıldığının bir tutanağa bağlanması suretiyle saptanır.

………………………



AÇIKLAMA:




TEBLİĞ İLE DURUŞMA ARASINDAKİ MEHİL

MADDE 210 - Yukardaki madde mucibince celpnamenin tebliğiyle duruşma günü arasında en aşağı bir hafta geçmek icap eder.

(Değişik 2. fıkra: 3206 - 21.05.1985) Bu süreye uyulmamış ise, iddianamenin okunmasından önce sanık duruşmaya ara verilmesini isteyebilir.






İDDİANAMENİN SANIĞA TEBLİĞİ VE SANIĞIN ÇAĞRILMASI

MADDE 176. - ……………………….

(4) Yukarıdaki fıkralar gereğince, çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerekir.
ARA VERME

MADDE 190. - (1) Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir.

(2) 176 ncı maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğu sanığa hatırlatılır.

İddianamenin sanığa tebliği ve sanığın çağrılması

Madde 182-…………………..

Yukarıdaki fıkralar gereğince davetiyenin tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta geçmesi gerekir.




AÇIKLAMA:




MÜDAFİİ DAVET

MADDE 211 - Müdafii gerek mahkemece tâyin edilmiş olsun gerek maznun tarafından intihap edilipte mahkemeye haber verilmiş bulunsun maznun ile birlikte davet olunur.








İDDİANAMENİN SANIĞA TEBLİĞİ VE SANIĞIN ÇAĞRILMASI

MADDE 176. - ……………………

(3) Tutuklu sanığın çağrılması duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; müdafii de sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun bulunduğu ceza infaz kurumunda cezaevi kâtibi veya bu işle görevlendirilen personel yanına getirilerek tutanak tutulmak suretiyle yapılır…………………..

İddianamenin sanığa tebliği ve sanığın çağrılması

Madde 182-

Tutuklu sanığın çağrılması 36 ncı madde gereğince duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; avukatı da sanıkla birlikte davet olunur. Bu işlem, tutuklunun mahkeme önüne getirildiğinin ve avukatının çağrıldığının bir tutanağa bağlanması suretiyle saptanır.




AÇIKLAMA:




MAZNUNUN MÜDAFAA DELİLLERİNİN TOPLANMASI TALEBİ

MADDE 212 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Maznun, şahid veya ehlihibrenin davetini yahut müdafaa delillerinin toplanmasını istediğinde bu delillerin taallûk ettiği vakıaları göstermek suretile bu babdaki istidasını duruşma gününden en aşağı beş gün evvel mahkeme reisine verir.

Bu istida üzerine verilecek karar derhal kendisine bildirilir.

Maznunun kabul edilen talebleri Cumhuriyet Müddeiumumiliğine de bildirilir.








SANIĞIN SAVUNMA DELİLLERİNİN TOPLANMASI İSTEMİ

MADDE 177. - (1) Sanık, tanık veya bilirkişinin davetini veya savunma delillerinin toplanmasını istediğinde, bunların ilişkin olduğu olayları göstermek suretiyle bu husustaki dilekçesini duruşma gününden en az beş gün önce mahkeme başkanına veya hâkime verir.

(2) Bu dilekçe üzerine verilecek karar, kendisine derhâl bildirilir.

(3) Sanığın kabul edilen istemleri, Cumhuriyet savcısına da bildirilir.

Sanığın savunma delillerinin toplanması istemi

Madde 183- Sanık, tanık veya bilirkişinin davetini veya savunma delillerinin toplanmasını istediğinde, bunların ilişkin olduğu olayları göstermek suretiyle bu husustaki dilekçesini duruşma gününden en az beş gün önce mahkeme başkanına veya hâkime verir.

Bu dilekçe üzerine verilecek karar kendisine derhâl bildirilir.

Sanığın kabul edilen istemleri Cumhuriyet savcısına da bildirilir.


AÇIKLAMA:




DAVETİ REDDOLUNAN KİMSENİN MAZNUN TARAFINDAN DOĞRUDAN DAVET ETTİRİLMESİ

MADDE 213 - Reis bir kimsenin daveti hakkındaki istidayı reddeylediği takdirde maznun o kimseyi doğrudan doğruya davet ettirebileceği gibi evvelce bir istida vermeksizin dahi o kimseyi getirebilir.

Doğrudan doğruya davet olunan kimse, yol masrafiyle kaybedeceği vakit için tarifeye göre verilmesi muktazi tazminat, celpnamenin tebliği sırasında kendisine verilir veya mahkeme kalemine yatırıldığı bildirilirse hazır bulunmağa mecburdur.

Doğrudan doğruya davet olunan kimsenin beyanatı duruşma sırasında hâdisenin tenvirine yararsa mahkeme talep vukuunda, yukardaki fıkrada yazılı masraf ve tazminatın Devlet Hazinesinden verilmesine karar verir.








ÇAĞRILMASI REDDEDİLEN TANIĞIN VE UZMAN KİŞİNİN DOĞRUDAN MAHKEMEYE GETİRİLMESİ

MADDE 178. - (1) Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir.

Daveti reddedilen kimsenin sanık tarafından doğrudan çağırttırılması

Madde 184- Mahkeme başkanı veya hâkim bir kimsenin daveti hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde sanık, o kimseyi doğrudan doğruya davet ettirebileceği gibi önceden bir dilekçe vermeksizin de getirebilir.

Doğrudan doğruya davet edilen kimse, yol giderleriyle kaybedeceği zaman için tarifesine göre verilmesi gerekli tazminat, davetiyenin tebliği sırasında, kendisine verilir veya mahkeme kalemine yatırıldığı bildirilirse, hazır bulunmakla yükümlüdür.

Doğrudan doğruya çağrılan kimsenin açıklamaları duruşma sırasında olayın aydınlatılmasına yararsa mahkemenin takdirine göre yukarıdaki fıkrada yazılı gider ve tazminatın Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilir.


AÇIKLAMA:




MAHKEME REİSİNİN RESEN DAVETİ

MADDE 214 - Mahkeme Reisi dahi resen şahit ve ehlihibre celbine ve başkaca sübut sebeplerinin toplanmasına karar verebilir








CMK da yoktur.

Tasarıda yoktur.

AÇIKLAMA: Reis, kural olarak delil toplamayacaktır.




DAVET EDİLEN ŞAHİTLERİN İSİM VE İKAMETGAHLARININ MAZNUNA VE MÜDDEİUMUMİYE BİLDİRİLMESİ

MADDE 215 - Maznun doğrudan doğruya davet ettirdiği veya duruşma sırasında getireceği ehlihibre ve şahitlerin isimleriyle mesken veya ikametgâhlarını Cumhuriyet Müddeiumumisine vakti zamaniyle bildirir.

Cumhuriyet Müddeiumumisi dahi iddianamede gösterilen veya maznunun talebi üzerine davet olunan şahitler ve ehlihibre haricinde gerek reisin karariyle ve gerek kendiğinden başka kimseleri davet ettirecek ise bunların isimleriyle mesken veya ikametgâhlarını maznuna yine vakti zamaniyle bildirir.







ÇAĞRILAN TANIKLARIN AD VE ADRESLERİNİN SANIĞA VE CUMHURİYET SAVCISINA BİLDİRİLMESİ

MADDE 179. - (1) Sanık, doğrudan doğruya davet ettireceği veya duruşma sırasında getireceği bilirkişi ve tanıkların ad ve adreslerini Cumhuriyet savcısına makul süre içinde bildirir.

(2) Cumhuriyet savcısı da, iddianamede gösterilen veya sanığın istemi üzerine davet edilen tanık ve bilirkişiler dışında gerek mahkeme başkanı veya hâkim kararıyla, gerek kendiliğinden başka kimseleri davet ettirecek ise bunların ad ve adreslerini sanığa yine makul süre içinde bildirir.


Davet edilen tanıkların ad ve adreslerinin sanığa ve Cumhuriyet savcısına bildirilmesi

Madde 185- Sanık, doğrudan doğruya davet ettireceği veya duruşma sırasında getireceği bilirkişi ve tanıkların ad ve adreslerini Cumhuriyet savcısına makul süre içinde bildirir.

Cumhuriyet savcısı da, iddianamede gösterilen veya sanığın istemi üzerine davet edilen tanık ve bilirkişiler dışında gerek mahkeme başkanı veya hâkim kararıyla, gerek kendiliğinden başka kimseleri davet ettirecek ise bunların ad ve adreslerini sanığa yine makul süre içinde bildirir.




AÇIKLAMA:



ŞAHİT VE EHLİHİBRENİN NAİPLE VEYA İSTİNABE YOLİYLE DİNLENMELERİ

MADDE 216 - Hastalık veya mâluliyet veya iktihamı mümkün olmayan başka bir sebeple bir şahit veya ehlihibrenin uzun veya gayrı muayyen bir zaman için duruşmada hazır bulunması kabil olmayacağı anlaşılırsa mahkeme bir naip marifetiyle veya istinabe yoliyle onun dinlenmesine karar verebilir. Yemin verilmesi icap eden hususlarda yemin ettirildikten sonra dinlenir.Bu hüküm meskenlerinin uzak bulunmasından dolayı celpleri müşkül olan şahit ve ehlihibrenin dinlenmesinde dahi caridir.






TANIK VE BİLİRKİŞİNİN NAİPLE VEYA İSTİNABE YOLUYLA DİNLENMELERİ

MADDE 180. - (1) Hastalık veya malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle bir tanık veya bilirkişinin uzun ve önceden bilinmeyen bir zaman için duruşmada hazır bulunmasının olanaklı bulunmayacağı anlaşılırsa, mahkeme onun bir naiple veya istinabe yoluyla dinlenmesine karar verebilir.

(2) Bu hüküm, konutlarının yetkili mahkemenin yargı çevresi dışında bulunmasından dolayı getirilmesi zor olan tanık ve bilirkişinin dinlenmesinde de uygulanır.

(3) Davayı görmekte olan mahkeme, zorunluluk olmadıkça, büyükşehir belediye sınırları içerisinde bulunan şikâyetçi, katılan, sanık, müdafi veya vekil, tanık ve bilirkişilerin istinabe yoluyla dinlenmesine karar veremez.

(4) İstinabe olunan mahkeme, büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise, ilgililer kendi yargı çevresinde bulunmasa da büyükşehir belediye sınırları içerisinde yerine getirilmesi gereken istinabe evrakını geri çevirmeksizin gereğini yapar.

(5) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır. Buna olanak verecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikte gösterilir.

Tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmeleri

Madde 186- Hastalık veya malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle bir tanık veya bilirkişinin uzun ve önceden bilinmeyen bir zaman için duruşmada hazır bulunmasının olanaklı bulunmayacağı anlaşılırsa, mahkeme onun bir naiple veya istinabe yoluyla dinlenmesine karar verebilir.

Bu hüküm konutlarının uzak bulunmasından dolayı davet edilmeleri zor olan tanık ve bilirkişinin dinlenmesinde de uygulanır.

Davayı görmekte olan mahkeme, kesin zorunluk olmadıkça, büyükşehir belediye sınırları içerisinde bulunan şikâyetçi, katılan, sanık, avukat, tanık ve bilirkişilerin istinabe yoluyla dinlenmesine karar veremez.

İstinabe olunan mahkeme, büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise, ilgililer kendi yargı çevresinde bulunmasa da, büyükşehir belediye sınırları içerisinde yerine getirilmesi gereken istinabe evrakını geri çevirmeyerek gereğini yapar.

Yemin verilmesi gereken hususlarda kişi yemin ettirildikten sonra dinlenir.

Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre tanık veya bilirkişinin aynı anda video marifetiyle yayın tekniğinin uygulanması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır. Buna olanak verecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığınca İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.




AÇIKLAMA:



ŞAHİT VE EHLİHİBRENİN DİNLENECEĞİ GÜNÜN BİLDİRİLMESİ

MADDE 217 - İşin gecikmsine sebebiyet vermeyecekse şahit veya ehlihibrenin dinlenmesi için tâyin olunan günden Cumhuriyet Müddeiumumisine, maznuna ve müdafie haber verilir. Bunların dinlenme sırasında hazır bulunmaları şart değildir. Tutulan zabıt varakası Cumhuriyet Müddeiumumisine ve müdafie gösterilir.

Mevkuf olan maznun ancak mevkuf bulunduğu mahaldeki mahkeme binası içinde yapılacak bu nevi işlerde hazır bulunmağı isteyebilir.







TANIK VE BİLİRKİŞİNİN DİNLENECEĞİ GÜNÜN BİLDİRİLMESİ

MADDE 181. - (1) Tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısına, suçtan zarar görene, vekiline, sanığa ve müdafiine bildirilir. Düzenlenen tutanağın örneği hazır bulunan Cumhuriyet savcısına ve müdafie verilir.

(2) Yeniden keşif ve muayeneye ihtiyaç duyulursa, yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.

(3) Tutuklu olan sanık, ancak tutuklu bulunduğu yer mahkemesinde yapılacak bu tür işlerde hazır bulundurulmasını isteyebilir. Ancak, hâkim veya mahkeme tarafından zorunlu sayılan hâllerde tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın da bu tür işlerde hazır bulunmasına karar verilebilir.

Tanık ve bilirkişinin dinleneceği günün bildirilmesi

Madde 187- Tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve avukata bildirilir. Düzenlenen tutanağın örneği hazır bulunan Cumhuriyet savcısına ve avukata verilir.

Yeniden keşif ve muayeneye ihtiyaç duyulursa, yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.

Tutuklu olan sanık, ancak tutuklu bulunduğu yer mahkemesinde yapılacak bu tür işlerde hazır bulundurulmasını isteyebilir. Ancak, hâkim veya mahkeme tarafından zorunlu sayılan hâllerde tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın da bu tür işlerde hazır bulunmasına karar verilebilir.


AÇIKLAMA:





TEKRAR KEŞİF VE MUAYENE

MADDE 218 - Duruşmanın hazırlanması için yeniden keşif ve muayeneye ihtiyaç görülürse yine yukardaki madde ahkâmı tatbik olunur.








TANIK VE BİLİRKİŞİNİN DİNLENECEĞİ GÜNÜN BİLDİRİLMESİ

MADDE 181. -………….

(2) Yeniden keşif ve muayeneye ihtiyaç duyulursa, yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.

……………………..


Tanık ve bilirkişinin dinleneceği günün bildirilmesi

Madde 187- ……………………….

Yeniden keşif ve muayeneye ihtiyaç duyulursa, yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.




AÇIKLAMA:




ALTINCI FASIL
DAVAYA DURUŞMA







İKİNCİ BÖLÜM

Duruşma

Duruşmanın açıklığı

MADDE 182. - (1) Duruşma herkese açıktır.

(2) Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.

(3) Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.

Ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağı

MADDE 183. - (1) 180 inci maddenin beşinci fıkrası ile 196 ncı maddenin dördüncü fıkrası hükmü saklı kalmak üzere, adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. Bu hüküm, adliye binası içerisinde ve dışındaki diğer adlî işlemlerin icrasında da uygulanır.





AÇIKLAMA


DURUŞMA USULÜ

MADDE 219 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Duruşma, hükme iştirak edeceklerin huzurile ara vermeksizin cereyan eder. Cumhuriyet Müddeiumumisinin ve zabıt kâtiblerinin bulunmaları şarttır.

Sulh mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet Müddeiumumusi bulunmaz.





DURUŞMADA HAZIR BULUNACAKLAR

MADDE 188. - (1) Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır.

(2) Sulh ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz.

(3) Bir oturumda bitmeyecek davada, herhangi bir nedenle bulunamayacak üyenin yerine geçmek ve oya katılmak üzere yedek üye bulundurulabilir.


Duruşmada hazır bulunacaklar

Madde 194- Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu avukatlığı kabul ettiği hâllerde avukatın hazır bulunması şarttır.

Sulh ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz.

Bir duruşmada bitmeyecek davada, herhangi bir nedenle bulunamayacak üyenin yerine geçmek ve oya katılmak üzere yedek üye bulundurulabilir.


AÇIKLAMA:




BİR KAÇ MÜDDEİUMUMİ VE MÜDAFİİN DURUŞMAYA İŞTİRAKLERİ

MADDE 220 - Cumhuriyet Müddeiumumiliği heyetinden bir kaç zat ve bir kaç müdafi aynı zamanda duruşmaya iştirak edebilecekleri gibi münavebe suretiyle işi aralarında taksim de edebilirler.







BİRDEN ÇOK CUMHURİYET SAVCISI VE AVUKATIN DURUŞMAYA KATILMASI

MADDE 189. - (1) Birden çok Cumhuriyet savcısı ve birden çok avukat aynı zamanda duruşmaya katılabilecekleri gibi aralarında işbölümü de yapabilirler.


Birden çok Cumhuriyet savcısı ve avukatın duruşmaya katılması

Madde 195- Birden çok Cumhuriyet savcısı ve birden çok avukat aynı zamanda duruşmaya katılabilecekleri gibi aralarında işbölümü de yapabilirler.


AÇIKLAMA:





ARA VERME

MADDE 221 - (Değişik: 3206 - 21.05.1985) Duruşmaya ara verilmesine mahkemece karar verilir.

141 inci maddede yazılı hal hariç olmak üzere müdafiin özürünün bulunması duruşmaya ara verme talebi için sanığa bir hak vermez.

210 uncu maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğu sanığa bildirilir.








ARA VERME

MADDE 190. - (1) Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir.

(2) 176 ncı maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğu sanığa hatırlatılır.


Ara verme

Madde 196- Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde en kısa süre verilmek koşuluyla davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir.

Kanunun zorunlu avukatlığı kabul ettiği hâller dışında avukatın mazeretinin bulunması, duruşmaya ara verme istemi için sanığa bir hak vermez. 182 nci maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğu sanığa hatırlatılır.




AÇIKLAMA:





ARA VERMEDE SÜRE

MADDE 222 - (Değişik: 3206 - 21.05.1985) duruşmaya zaruret olmadıkça sekiz günden fazla ara verilemez. Tutuklu işlerde zaruret olsa dahi bu süre otuz günü geçemez.








CMK da yoktur.

Tasarıda yoktur.

AÇIKLAMA: Tek celse esası sebebiyle süre kabul edilmemiştir.




MAZNUNUN GELMEMESİ

MADDE 223 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) (Değişik 1. fıkra: 3206 - 21.05.1985) Bu Kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla mahkemeye gelmemiş olan sanık hakkında duruşma yapılmaz.

Gelmemenin makbul sebepleri isbat edilmezse maznunun ihzarı emrolunur veya hakkında tevkif müzekkeresi verilir.

(Ek fıkra: 2369 - 07.01.1981) Yargılandığı suçtan ötürü yüzüne karşı verilmiş bir tutuklama kararından sonra firar eden sanığın duruşmada sorguya çekilmiş ve artık duruşmada hazır bulunmasına mahkemece lüzum görülmemiş olması halinde dava gıyabında görülerek bitirilebilir.

(Ek fıkra: 3206 - 21.05.1985) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir.







SANIĞIN DURUŞMADA HAZIR BULUNMAMASI

MADDE 193. - (1) Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.


Sanığın gelmemesi

Madde 199- Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak koşulu ile mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılmaz.

Gelmemenin geçerli nedenleri ispat edilmezse sanığın ihzarına karar verilir.

Yargılandığı suçtan ötürü verilmiş tutuklama kararından sonra firar eden sanığın, duruşmada sorguya çekilmiş ve artık duruşmada hazır bulunması mahkemece gerekli görülmemiş olması hâlinde avukatı varsa onunla, avukatı yoksa mahkemece bir avukat atanmasına karar verilerek, bunun huzuruyla dava yokluğunda görülür ve bitirilebilir.


AÇIKLAMA:





DURUŞMA SIRASINDA MAZNUNUN MAHKEMEDEN UZAKLAŞMASI

MADDE 224 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Mahkemeye gelen maznun, duruşmanın devamı müddetince hazır bulunur, savuşmasının önüne geçmek için mahkeme reisi lâzımgelen tedbirleri alır ve duruşma tehir olunduğu müddetçe maznunu nezaret altına dahi aldırabilir.

Maznun savuşur veya tehiri takib eden duruşmaya gelmezse dava hakkında evvelce kendisi sorguya çekilmiş ve artık huzuruna mahkemece lüzum görülmemiş olursa dava gıyabında bitirilebilir.







SANIĞIN MAHKEMEDEN UZAKLAŞMASI

MADDE 194. - (1) Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme gereken tedbirleri alır.

(2) Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.


Sanığın mahkemeden uzaklaşması

Madde 200- Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme başkanı veya hâkim gereken tedbirleri alır; duruşmaya ara verildiği sürece sanığı gözetim altına da aldırabilir.

Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen duruşmaya gelmezse, dava hakkında önceden kendisi sorguya çekilmiş ve artık huzuruna mahkemece gerek görülmemiş olursa, dava yokluğunda bitirilebilir. Ancak sanığın avukatı yoksa mahkemece öncelikle bir avukat atanır.

Sanığın, kendisini bilerek ve isteyerek yargılanabilme ehliyetinden yoksun bir duruma soktuğu bilirkişi incelemesi sonucunda sabit olur ve bu durum, duruşmanın sanığın yüzüne karşı yürütülmesine veya devamına engel oluşturur ve mahkeme de sanığın duruşmada hazır bulunmasını gerekli görmez ise, mahkeme duruşmayı sanığın yokluğunda sürdürüp davayı bitirir. Ancak sanığın avukatı yoksa mahkemece öncelikle bir avukat atanır.

Yukarıdaki hükmün uygulanabilmesi için, sanığın mahkemece iddianamenin kabulünden sonra, üzerine atılan iddialar hakkında bir hâkim huzurunda gerekli açıklamaları yapmak olanağına sahip bulunmuş olması gerekir.

Sanık, henüz hüküm verilmeden yargılanabilme ehliyetini elde edecek olursa duruşmaya kabul edilir ve yokluğunda gerçekleştirilen işlemler kendisine anlatılır.


AÇIKLAMA:





MAZNUNUN EVVELCE MAZBUT İFADESİNİN OKUNABİLECEĞİ HALLER

MADDE 225 - Tahkikatın mevzuu olan suç gerek yalnız ve gerek birlikte olarak para cezasını, hafif hapis ve müsadere cezalarını müstelzim ise maznun gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hallerde maznuna gönderilecek celpnamede kendisi gelmese dahi duruşmanın yapılabileceği yazılır.









SANIĞIN YOKLUĞUNDA DURUŞMA

MADDE 195. - (1) Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.


Sanığın yokluğunda duruşma

Madde 201- Suç, yalnız veya birlikte olarak para, hafif hapis ve müsadere cezalarını gerektirmekte ise sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede kendisi gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.

AÇIKLAMA:





SANIĞIN DURUŞMADAN VARESTE TUTULMASI

MADDE 226 - (Değişik: 1696 - 05.03.1973) Sanık veya vekâletnamesinde sarahat bulunması halinde müdafi isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunma mecburiyetinden vareste tutabilir.

(Değişik 2. fıkra: 3206 - 21.05.1985) Ağır cezalı suçların dışında sanık daha önce sulh hâkimi tarafından sorguya çekilmemiş ise davaya esas olan olaylar üzerine istinabe suretiyle sorguya çekilir.

(Değişik 3. fıkra: 3206 - 21.5.1985) Duruşmadan vareste tutulmasını talep etmese bile, davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresi dışında başka bir suçtan tutuklu veya cezası infaz edilmekte olan sanığın sorgusu bulunduğu yerdeki mahkeme aracılığı ile yaptırılabilir.

Sorgu için tayin olunan gün, Cumhuriyet Savcısı ile müdafie bildirilir. Bunların sorgu sırasında hızır bulunması zorunlu değildir.

Sorgu tutanağı duruşmada okunur.

(Ek fıkra: 2248 - 12.06.1979) (Değişik fıkra: 2369 - 07.01.1981) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer sebeplerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastane veya tutukevine nakledilmiş olan tutuklunun sorgusu yapılmış olması şartıyla hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için celbedilmemesine mahkemece karar verilebilir.







SANIĞIN DURUŞMADAN BAĞIŞIK TUTULMASI

MADDE 196. - (1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.

 (2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.

(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.

(4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.

(5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.

(6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir.


Sanığın duruşmadan vâreste tutulması

Madde 202- Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde avukatı isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunma zorunluğundan vâreste kılabilir.

Sanık, üst sınırı beş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlar hariç olmak üzere, davaya esas olan olaylar üzerine istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve avukata bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile avukatın sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği bir defa daha sorulur.

Sorgu tutanağı duruşmada okunur.

Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda video marifetiyle yayın tekniğinin uygulanması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.

Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan tutuklunun sorgusu yapılmış olmak koşuluyla hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen duruşmalar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.


AÇIKLAMA:





SANIĞIN MÜDAFİ GÖNDEREBİLMESİ

MADDE 227 - (Değişik: 1696 - 05.03.1973) Sanığın, hazır bulunmaksızın yapılabilecek bütün duruşmalara müdafiini göndermek salâhiyeti vardır.









SANIĞIN MÜDAFİ GÖNDEREBİLMESİ

MADDE 197. - (1) Sanık hazır bulunmasa da müdafii bütün oturumlarda hazır bulunmak yetkisine sahiptir.


Sanığın avukat gönderebilmesi

Madde 203- Sanık hazır bulunmasa da avukatı bütün duruşmalarda hazır bulunmak yetkisine sahiptir.


AÇIKLAMA:




MAZNUNUN HAZIR OLMAKSIZIN YAPILAN DURUŞMADA ESKİ HALE GETİRME ŞARTI

MADDE 228 - Duruşma, maznun hazır olmaksızın yapılırsa, hükmün kendisine tebliği tarihinden bir hafta içinde mehlin geçmesinden mütevellit neticeleri bertaraf etmek için maznun kanuni sebeplere istinatla o hüküm hakkında eski hale getirme talebinde bulunabilir.

Şukadar ki maznun kendi talebi üzerine duruşmada hazır bulunmak mecburiyetinde tutulmamış yahut müdafi marifetiyle temsil edilmek salâhiyetini istimal etmiş olursa artık eski hale getirme talebinde bulunamaz.







SANIK HAZIR BULUNMAKSIZIN YAPILAN DURUŞMADA ESKİ HALE GETİRME KOŞULU

MADDE 198. - (1) Duruşma, sanık hazır bulunmaksızın yapılırsa, mahkemenin karar ve işlemlerinin kendisine tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde, sürenin geçmesinden doğan sonuçları gidermek için sanık, kanunî nedenlere dayanarak, mahkemenin o karar ve işlemleri hakkında eski hâle getirme isteminde bulunabilir.

(2) Ancak, sanık kendi istemi üzerine duruşmadan bağışık tutulmuş veya müdafii aracılığıyla temsil edilmek yetkisini kullanmış olursa artık eski hâle getirme isteminde bulunamaz.


Sanık hazır bulunmaksızın yapılan duruşmada eski hâle getirme koşulu

Madde 204- Duruşma, sanık hazır bulunmaksızın yapılırsa, mahkemenin karar ve işlemlerinin kendisine tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde, sürenin geçmesinden doğan sonuçları gidermek için sanık, yasal nedenlere dayanarak, mahkemenin o karar ve işlemleri hakkında eski hâle getirme isteminde bulunabilir.

Ancak, sanık kendi istemi üzerine duruşmada hazır bulunmak zorunluğuna tutulmamış veya avukatı aracılığıyla temsil edilmek yetkisini kullanmış olursa artık eski hâle getirme isteminde bulunamaz.



AÇIKLAMA:



MAZNUNUN ZORLA GETİRİLEBİLMESİ

MADDE 229 - Mahkeme maznunun bizzat hazır bulunmasına ve ihzar veya tevkif müzekkeresiyle zorla getirilmesine her vakit karar verebilir.





SANIĞIN ZORLA GETİRİLEBİLMESİ

MADDE 199. - (1) Mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.


Sanığın zorla getirilebilmesi

Madde 205- Mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve ihzar veya yakalama müzekkeresiyle zorla getirilmesine her zaman karar verebilir.


AÇIKLAMA:





BİRDEN FAZLA DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ

MADDE 230 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Mahkeme, bakmakta olduğu bir kaç dava arasında irtibat görürse bu irtibat üçüncü maddede gösterilen neviden olmasa bile birlikte tahkik ve hükmolunmak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.








GENİŞ BAĞLANTI SEBEBİYLE BİRLEŞTİRME



MADDE 11. - (1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.


Birden çok davaların birleştirilmesi

Madde 12- Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.


AÇIKLAMA:





REİSİN VAZİFESİ

MADDE 231 - Reis duruşmayı idare eder ve maznunu sorguya çeker ve ikame edilen delilleri dinler.

Duruşmada alâkadar olanlardan biri duruşmanın idaresine mütaallik olarak reis tarafından emrolunan bir tedbirin kabule şayan olmadığını beyan ederse mahkeme bu bapta bir karar verir.






BAŞKAN VEYA HAKİMİN GÖREVİ

MADDE 192. - (1) Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmayı yönetir ve sanığı sorguya çeker; delillerin ikame edilmesini sağlar.

(2) Duruşmada ilgili olanlardan biri duruşmanın yönetimine ilişkin olarak mahkeme başkanı tarafından emrolunan bir tedbirin hukuken kabul edilemeyeceğini öne sürerse mahkeme, bu hususta bir karar verir.


Başkan veya hâkimin görevi

Madde 198- Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmayı yönetir ve sanığı sorguya çeker; delillerin ikame edilmesini sağlar.

Duruşmada ilgili olanlardan biri duruşmanın yönetimine ilişkin olarak mahkeme başkanı tarafından emrolunan bir tedbirin hukuken kabul edilemeyeceğini öne sürerse mahkeme, bu hususta bir karar verir.




AÇIKLAMA:




ŞAHİTLERLE EHLİHİBRENİN MÜDDEİUMUMİ VE MAZNUN TARAFINDAN DİNLENMELERİ VE İSTİZAHLARI

MADDE 232 - Cumhuriyet Müddeiumumisi ile maznun tarafından gösterilen şahitlerle ehlihibrenin dinlenmelerini ve istizahını, Cumhuriyet Müddeiumumisi ve müdafiin müttefikan vâkı talepleri üzerine mahkeme reisi kendilerine tevdi eder. Bu takdirde müddeiumumi tarafından gösterilen şahitleri ve ehlihibreyi dinlemek ve istizah etmek hakkı müddeiumumiye aittir. Maznun tarafından gösterilen şahitler ve ehlihibrenin dinlenmesinde ve istizahında aynı rüçhan müdafie aittir.

Bundan sonra reis dahi şahitlere ve ehlihibreye meseleyi daha ziyade tenvir için lâzım gördüğü sualleri sorabilir.






DOĞRUDAN SORU YÖNELTME

MADDE 201. - (1) Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.

(2) Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.


Doğrudan soru yöneltme

Madde 207- Cumhuriyet savcısı ve taraflar, avukatları sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere mahkeme başkanı veya hâkimden söz isteyerek doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, 214 üncü maddedeki esaslara göre mahkemece karar verilir.


AÇIKLAMA:




MAHKEME AZASININ SUAL SORMASI

MADDE 233 - Reis talepleri üzerine mahkeme âzasına dâhi ehlihibre ve şahitlere sual sormağa müsaade verir.

Bu müsaade Cumhuriyet Müddeiumumisine, maznuna ve müdafie dahi verilir.





DOĞRUDAN SORU YÖNELTME

MADDE 201. - ………………

(2) Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.


Mahkeme üyelerinin soru yöneltmeleri

Madde 208- Başkan, istemleri üzerine mahkeme üyelerinin de tanıklara ve bilirkişilere soru yöneltmelerine olanak tanır.


AÇIKLAMA:





DİNLENME VE İSTİZAH MÜSAADESİNİN GERİ ALINMASI

MADDE 234 - 232 nci maddenin birinci fıkrasında gösterilen halde ehlihibre ve şahitlerin dinlenme ve istizahı hususunda kendilerine verilen müsaadeyi bir taraf suiistimal ederse reis bunu geri alabilir.

232 nci maddenin birinci ve 23 üncü maddenin ikinci fıkralarında gösterilen hallerde reis icapsız olan veya taallûku bulunmıyan suallerin sorulmasını menedebilir.





CMK da yoktur.

Tasarıda yoktur.

AÇIKLAMA:





SUAL SORULMASINDA TEREDDÜT
MADDE 235 – Bir sualin sorulması caiz olup olmadığında tereddüt edilirse mahkeme bir karar verir.




CMK da yoktur.



Tasarıda yoktur.

AÇIKLAMA:





ŞAHİT VE EHLİHİBRE YOKLAMASI VE SON TAHKİKATIN AÇILMASI KARARININ OKUNMASI

MADDE 236 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Duruşmaya şahidlerin ve ehlihibrenin yoklamasile başlanır.

(Değişik 2. fıkra: 3206 - 21.05.1985) Bundan sonra sanığın açık kimliği ve şahsi durumu tesbit olunur. Daha sonra iddianame okunur ve 135 inci maddeye göre sanık sorguya çekilir.

(Değişik 3. fıkra: 3206 - 21.5.1985) İddianamenin okunması ve sanığın sorguya çekilmesi tanıklar hazır bulunmaksızın yapılır.









DURUŞMANIN BAŞLAMASI

MADDE 191. - (1) Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar.

(2) Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

(3) Duruşmada, sırasıyla;

a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır,

b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur,

c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,

d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.


Duruşmanın başlaması

Madde 197- Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar; sanığın ve avukatının hazır bulunup bulunmadığını, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmediklerini saptar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

Sonra mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın açık kimliğini ve kişisel durumunu saptar. Bundan sonra iddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur. Daha sonra sanığa, yüklenen suç hakkında konuşmama ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir. Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde usulüne göre sorguya çekilir.




AÇIKLAMA:

Yüklə 3,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin