1
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 13: "Çevre Planları" ifadesinin "Arazi Planları" olarak değiştirilmesi
|
Sayfa 4: Düzeltildi
|
2
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 16: Brookrhan isminin değiştirilmesi
|
Sayfa 7: Çayırhan olarak değiştirildi
|
3
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 36: Sıhhiye İstasyonu?
|
Sayfa 27: Sincan İstasyonu olarak değiştirildi
|
4
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 75: Genel Değerlendirme kısmı eksik olabilir
|
Eksik Kısım Eklendi
|
5
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 76: "Alternatif ulaşım ağları ve seçeneklerine odaklanılması” ifadesi eklenmeli
|
Sayfa76: Eklendi
|
6
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
|
Sayfa 78: "7. yeşil alanların, rekrasyonel olanakların yok olması” ifadesi eklenmeli
|
Sayfa 78: Eklendi
|
7
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
"Hava kalitesi" bölümü için; Ankara’nın enerji üretimi yapısının eklenmesini öneririz. Plan belgesinde sunulan rakamlardan da anlaşılacağı gibi, büyük oranda fosil kaynaklara bağlıdır. Dolayısıyla kritik bir kirletici olarak değerlendirilebilir.
|
Bu öneri son derece yerindedir ve "Hava kalitesi" bölümü altına kısa bilgi eklenmiştir.
|
8
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
"Sosyal unsurlar, ekonomi ve insan sağlığı" bölümü için, temiz üretimin ve endüstiyel simbiyozun, Ankara’da daha çevre dostu üretim yapısına geçilmesi için bir strateji olarak önemli olduğunun vurgulanmasını öneririz.
|
Bu öneri son derece yerindedirve son SÇD Raporu’nda dikkate alınacaktır.
|
9
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Yine aynı bölüm altında, organize sanayi bölgeleri dışında bulunan sanayi tesislerinin, bulundukları konum nedeniyle kentsel/kırsal çevre açısından potansiyel tehdit oluşturabileceği dikkate alınmalıdır.
|
Bu öneri son derece yerindedir ve son SÇD Raporu’nda özellikle alt bölgeye ayrılmış olan bölümde dikkate alınacaktır.
|
10
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Detaylı bir şekilde söz edilmemiş olsa da, planda, bereketli tarım alanlarının, inşaat ve sanayileşme alanları vb. olarak amaç dışı kullanılması, Arazi ve Toprak Bölümünde önemli bir sorun olarak değerlendirilebilir.
|
Bu öneri son derece yerindedir ve son SÇD Raporu’nda dikkate alınacaktır.
|
11
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Daha fazla ev, daha fazla altyapı ihtiyacı ve daha fazla trafik vb. anlamına geleceği için, tüm şehirde aşırı sayıda yerleşim birimi üretilmesi yine “Arazi ve Toprak” böümünde veya “Sosyal Unsurlar, Ekonomi ve İnsan Sağlığı” bölümünde bir tehdit olarak dikkate alınmalıdır.
|
Bu öneri son derece yerindedir ve son SÇD Raporu’nda özellikle alt bölgeye ayrılmış olan bölümde dikkate alınacaktır
Sayfa 85: yeraltı suyu kaynaklarıana erişim ve kullanım, önemli çevresel etkiler için bir konu olarak eklenmiştir.
|
12
|
Meteoroloji Genel Müdürlüğü
|
" İklim Koşulları" altında verilen meteorolojik veriler güncel değildir. Bu verileri, 1960-2014 Meteoroloji Bülteni’ni kullanarak güncelleyebilirsiniz.
|
Kapsam Belirleme Raporu’ndaki veriler, ABP’den ve Ankara İl Çevre Raporu’ndan alınmıştır. Bu öneriyi son SÇD Raporu’nda, İklim Değişikliği Bölümü altında dikkate alacağız.
|
13
|
Turizm ve Kültür Bakanlığı
|
Ankara Bölge Planı ile ilgili olarak, Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği’nin Uygulanması Teknik Yardım Projesi için hazırlanan SÇD Pilot Taslak Kapsam Belirleme Raporu incelendiğinde, "3.10. Kültürel miras" başlığı altında tanımlar şeklinde basit bir liste verildiği ve "Müzeler", "Arkeolojik Sahalar”, "Camiler" ve "Kervansaraylar" için sadece birkaç örnek verildiği görülmektedir. Ancak, Ankara’daki kayıtlı taşınmaz kültür varlıklarına ve arkeoloji sahalarına baktığımızda, 2014 yılı sonu itibariyle 621 saha ve 1985 kültür varlığı olduğunu görüyoruz. Listeler bu başlıklar altında sunulacaksa, I ve II Numaralı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri’ne başvurulması ve teknik unsurlar ve ölçekler açısından, haritalarda gösterilebilecek güncel arkeolojik saha sınırları ve kayıtlı kültür varlıkları kayıt listesi alınabilir.
|
Yorumların ilk kısmı kapsama koyulmuştur. Daha fazla detay konusundaki öneri ise son derece yerindedir ve SÇD Raporu’nda dikkate alınacaktır.
|
14
|
Turizm ve Kültür Bakanlığı
|
“C. Önlemler: 1.2.4, 2.1.7, 2.1.8” başlığı altındaki Tablo 48’de - Ankara’nın bütün alt bölgelerinde uygulanacak önlemlerin ve faaliyetlerin özeti -, “antik kentler, höyükler, nekropoller, kaleler, kervansaraylar gibi tarihi varlıkların yeniden yüzeye çıkarılması, korunması ve restore edilmesi için teşvikler" ifadesi yer almaktadır. 2863 sayılı Kanun’un üçüncü Madde’sinde “Kültür varlıkları”, “Tabiat varlıkları” ve “Koruma altındaki sahalar” için anlaşılır tanımlar ve taşınmaz kültür varlıklarına anlaşılır örnekler verilir. Bu bağlamda, taşınmaz kültürel varlıklar tanımı, antik kent, höyük, nekropol, kale, kervansaray gibi konseptleri kapsar. Table 48’de ve kapsam belirleme raporunda kullanılan veya kullanılacak olan tarihi varlık terimi yerine, taşınmaz kültür varlığı terimi kullanılmalıdır.
|
Kapsam Belirleme Raporu’nda "Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak düzeltildi
|
15
|
Turizm ve Kültür Bakanlığı
|
“3A. Kültür ve Tarih Varlıkları – önlem 1.2.4”teki “Ankara Alt Bölge III.: Çamlıdere ve Kızılcahamam İlçeleri” başlığı altında, “yerel tarihi dokunun korunması için standartlar ve yaptırımlar geliştirilecektir.” ifadesi yer alır.
Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik-Madde 3’te, kentsel sit alanları, “Mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları ve bir bütün olarak o yerleşmenin ait oldukları dönemin yaşam biçimini gelecek nesillere aktarmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan, kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar, sokak ve meydanlar, v.b.) birlikte bulundukları alanlar” olarak tanımlanır. Bu bağlamda, SÇD Pilot Proje Taslak Kapsam Belirleme Raporu’nda “yerel tarihi doku” ifadesi tanımlanmalıdır.
Bu alanların korunması ve kullanılması için gereken koşullar, 2863 sayılı Kanun ile ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun ilgili yönetmeliği ve kararı ile zaten belirlenmiş olduğu için, bu alanlar için zaten yürürlükte olan düzenlemelerde yer alanlar dışında başka standartlar veya yaptırımlar tanımlanmasına gerek yoktur. SÇD Pilot Proje Taslak Kapsam Belirleme Raporu’nda “yerel tarihi doku” olarak düşünülen alanlar için hiçbir tanımlama bulunamadığı için, "yerel tarihi doku”, yukarıda verilen “kentsel sit alanları” ile ilgili tanımlama kapsamında tanımlanabilir veya 2863 sayılı Kanun kapsamındaki kayıtlı taşınmaz varlıklar, “yerel tarihi doku” olarak adlandırılan alanlara dahil edilebilir.
|
Sayfa 78: Yorumlar, Yorumlar&Öneriler bölümüne eklenmiştir.
|
16
|
Turizm ve Kültür Bakanlığı
|
Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik-Madde 3’te, kentsel sit alanları, “Mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları ve bir bütün olarak o yerleşmenin ait oldukları dönemin yaşam biçimini gelecek nesillere aktarmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan, kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar, sokak ve meydanlar, v.b.) birlikte bulundukları alanlar” olarak tanımlanır.
SÇD Pilot Proje Taslak Kapsam Belirleme Raporu’nda “yerel tarihi doku” olduğu düşünülen alanlar için herhangi bir tanımlama bulunmadığı için, "yerel tarihi doku”, yukarıda verilen “kentsel sit alanları” ile ilgili tanımlama kapsamında tanımlanabilir veya 2863 sayılı Kanun kapsamındaki kayıtlı taşınmaz varlıklar, “yerel tarihi doku” olarak adlandırılan alanlara dahil edilebilir.
Bu bağlamda, SÇD Pilot Proje Taslak Kapsam Belirleme Raporu’nda “yerel tarihi doku” ifadesi tanımlanmalıdır.
Bu alanların korunması ve kullanılması için gereken koşullar, 2863 sayılı Kanun ile ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun ilgili yönetmeliği ve kararı ile zaten belirlenmiş olduğu için, bu alanlar için zaten yürürlükte olan düzenlemelerde yer alanlar dışında başka standartlar veya yaptırımlar tanımlanmasına gerek yoktur.
|
Sayfa 62: Yorumlar dahil edilmiştir.
|
17
|
Ankara Üniversitesi
|
Sayfa 22’de, Ankara İli’ndeki hassas alanlar listesinde "Tabiat Parkları" başlığı altında sadece iki Tabiat Parlkına yer verilmiştir. ancak, Ankara ili sınırları içinde 8 tabiat parkı bulunmaktadır.
Tam listeye,
http://bolge9.ormansu.gov.tr/9bolge/AnaSayfa/ilsube/ankarasube/tabiatparklari.asp
x?sflang=tr adreesinden ulaşılabilir. Raporda rekreasyon alanı olarak tanımlanan bazı alanlar, Tabiat Parkı olarak beyan edilir.
|
Sayfa 22: 6 Tabiat Parkları eklenmiş ve rekreasyon alanları gözden geçirilmiştir
|
18
|
Ankara Üniversitesi
|
Sayfa 48’de, Ankara kent peyzajı, “Kent Ekosistemi” başlığı altında yapısal özellikleri ile tarif edilmiştir. Ancak, Ankara'nın doğal peyzaj özellikleri de ekosistem konsepti kapsamına alınmalıdır. Jeomorfolojik açıdan, Ankara şehir merkezi, bir vadiler sistemden oluşan bir yapı üzerine kuruludur. Bu vadilerin çoğundaki akarsular örtülü ve kapalıdır. Bu akarsular, özellikle Ankara Çayı, şehrin önemli yüzey sularını besleyen akarsulardır; örneğin şehrin iki önemli gölü olan Mogan ve Eymir göllerinin hidrolojik döngüsünün kollarını oluştururlar. Bu vadiler, ayrıca, şehrin hava koridorlarıdır. Mikro iklim alanları içerirler. Bu akarsu vadileri, Jansen's Planı’ndan itibaren, bütün planlama dönemlerinde önemli değerler olarak kabul edilmişlerdir; özellikle ekolojik nedenlerden dolayı, açık-yeşil alanlar olarak korunmaları ve kullanılmaları vurgulanmıştır. Dolayısıyla, Ankara’nın kentsel ekosisteminin temelini oluşturan ve hatta arazi kullanımını etkileyen bu özelliklerden söz edilmemiş olması büyük bir eksikliktir.
|
Sayfa 44: Bu girdiler ile ve uzman girdileri ile kapsam genişletilmiştir
|
19
|
Ankara Üniversitesi
|
Raporda "Ankara Çayı", kimi zaman "Ankara Çayı" kimi zaman "Ankara Deresi" olarak ifade edilmiş. Bu tür uyumsuzlukların düzeltilmesi gerekir.
|
Kapsam Belirleme Raporu’nun ilgili kısımlarında "Ankara Çayı" olarak düzeltme yapıldı
|
20
|
Ankara Üniversitesi
|
Kültürel miras başlığı altında, Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olarak gelişmekte olan bir kent olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, kenti şekillendiren ve belirli kültürel ve sosyal amaçlara hizmet eden Atatürk Orman Çiftliği ve Ankara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Kültür Merkezi Alanı gibi yerlerden ve dünyanın başka kentlerinde bile nadir görülebilen geleneklerden ve Cumhuriyet Dönemi Mimarisi’nden söz edilmemesi büyük bir eksikliktir.
|
Sayfa 59: AOÇ ile ilgili detaylar eklenmiştir
|
21
|
Ankara Üniversitesi
|
“Bölgesel Önlemler/Politika Önerileri Değerlendirmeleri” başlığı altında sunulan matrislerde, "Su ve Yeraltı Suyu" için bir sütun olsa da, Ankara ilinin önemli yeraltı suyu kaynaklarına ve bunları besleyen akarsulara yer verilmemiştir. Bu kaynaklara, bu raporda da referans verilen Ankara İl Çevre Durum raporlarıyla ve bilimsel araştırmalarla ulaşılabilir.
|
Bu öneri son derece yerindedir ve değerlendirme aşamasında ve son SÇD Raporu’nda dikkate alınacaktır
|
22
|
Ankara Üniversitesi
|
“3.6. Atıksu Yönetimi” bölümünde, Ankara’daki mevcut kurumların sektörel dağılımı listelenmiştir. Bununla birlikte, OSBlerin kendi atıksu arıtma tesislerine sahip oldukları da belirtilmiştir. Bu bölümde, her sektörün atıksularındaki, insan sağlığına ve çevreye potansiyel zararları olabilecek bileşiklere (ağır metaller, zehirli kimyasallar, vb.) de yer verilmelidir.
|
Şu anda bu konuya özel veriler bulunmamaktadır, bu yorum değerlendirme aşamasında görüşülecektir
|
23
|
Ankara Üniversitesi
|
“3.5. Su ve Yeraltı Suyu” bölümünde, Ankara’daki su arıtma tesisleri listelenmiştir. Bu tabloya ek olarak, bu tesislerin hangi su arıtma yöntemlerini uyguladıkları da belirtilmelidir.
|
Şu anda bu konuya özel veriler bulunmamaktadır, bu yorum değerlendirme aşamasında görüşülecektir
|
No
|
Kurum
|
SÇD Raporuna ilişkin Yorumlar
|
Durum
|
24
|
Kültür ve Turizm Bakanlığı – Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
|
Kayıtlı Taşınmaz Kültür Varlıkları ve Koruma Bölgeleri ile ilgili istatistiklerin güncellenmesi
|
SÇD raporu- Ek 9’a entegre edilmiştir.
|
25
|
Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü
( Değerlendirme Toplantısında)
|
Mürted Ovasının, yoğun yerleşimin olduğu ancak aynı zamanda yeraltı suyu potansiyeli açısından kıymetli bir bölge olduğunu dikakte aldınız mı?
|
Görüş 3. Bölüme entegre edilmiştir. (Su ve atıksu bileşeni)
|
26
|
Atık Yönetimi Genel Müdürlüğü – Hasan Önel
(Değerlendirme Toplantısında)
|
Katı atık konusundaki hedefler – nüfuslarla ilgili olarak tercümeden kaynaklı da olabilecek bir karışıklık var. Bu kısım, Türkiye’deki düzenli depo sahalarının zaten şu anda % 85 olarak, TR metinde “atık getirme merkezi “ ifadesinin kullanılması. 12. Bölümde eksik bilgi var, lütfen ABB’ye ya da ÇED , İzin Denetim Genel Müdürlüğü’ne başvurun.
|
Bölüm 2.7’ye entegre edilmiştir.
Atık yönetimi ile ilgili resmi bilgi talebi ÇŞB ‘nin yetkili Müdürlüğüne resmi yazı ile yollanmış (Ekim 2015) ancak asla yanıtlanmamıştır.
|
27
|
AB Delegasyonu
(Değerlendirme Toplantısında)
|
Kültürel varlıklarla ilgili bir izleme öngörüldü mü, özellikle mi yok sayıldı?
|
İzleme sistemi 8. Bölümde temel olarak verilmektedir. Bu kısım : “Tarihi ve mimari koruma rejimi kapsamında yer alan sahaların ve anıtların sayısı/yüzey alanı” olarak ifade edilmektedir.
|
28
|
TEMA _ Nihat Demir
(Değerlendirme Toplantısında)
|
Ankara’daki gökdelenler, çanak şeklindeki Ankara için hava sirkülasyonu açısından risklidir. Türkiye’nin başkenti olarak, dünyadaki başkentlere göre
Ankara ciddi şekilde demiryolu bağlantı sayısı anlamında geridedir.
Yeraltı suyu kullanımı sıkı bir şekilde kontrol edilmeli ve damlatmalı sulama mümkün olduğunca teşvik edilmelidir.
|
Önerilen görüş ve başlıklar ilgili kısımlarda adreslenmiştir. Örneğin :
Bölüm 2.6 ve Ek 6 Hava Kalitesi ve gökdelenlerin etkisi
Bölüm 2.5 ve Ek 5 Ankara’da mobilite
Bölüm 2.3 ve Ek 3 Yeraltı su kaynakları
|
29
|
Ankara Kalkınma Ajansı (Ömer Akkaya-
Değerlendime Toplantısında)
|
Tarımın teşviği, toprak kalitesi ve iklim değişikliğini de etkileyebilir. Biyoçeşitlilik konusunda, SÇD ekibi tarafından önerilen yeşil koridor hususu, bizim de dikkate almış olmamız gereken çok önemli bir konudur.
Atıkların ayrı toplanması konusunda , Ankara’da katı atık bertarfını yapan ITC firmasına göre, Türkiye’de uygulanmakta olan kaynakta geri kazanımın en uygun bu malzemelerin geri kazanım verimliliği minimize edildiğinden en uygun çözüm olmayabilir. Geri dönüştürülebilir maddeleri toplamak için kamyonların oluşturacağı ilave egzoz emisyonu olacaktır vb.
|
Atıkların ayrılması ile ilgili görüş Ek 7 sayfa 6’ya eklenmiştir.
|
30
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Taslak SÇD raporunun çok kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Ankara Bölge Planı 2014-2023’te yer alan tedbirlerin muhtemel çevresel etkileriyle alakalı veya çevresel açıdan önem arz ettiği halde planda yer almayan bazı hususlarla ilgili kayda değer tespitlere yer verilmiştir. Kentsel alanda yağış kaynaklı suların toprağa/yer altı sistemlerine kazandırılmasına yönelik öneriler, hassas ekolojik bölgeler arasında yeşil kuşak benzeri yapılara yer verilmesi, enerji verimliliğiyle ilgili tedbirlerin hayata geçirilmesinin kolaylaştırılması adına Ajans destek programlarına başvuracak işletmelerden belirli verimlilik kriterlerine uyum koşulunun istenmesi gibi birçok örnek bu kapsamda zikredilebilir. Söz konusu öneriler, revizyon yapılması durumunda, planın bir sonraki revizyonunda dikkate alınacaktır
|
Görüş not edilmiştir.
|
31
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Mevcut SÇD çalışması AB kaynaklı bir proje kapsamında yürütüldüğünden proje kısıtları planlama çalışması ile SÇD çalışmasının eş zamanlı olarak ilerletilmesine imkân tanımamıştır. Haliyle yerel bilgi uzmanlığına sahip planlama ekibi ile çevresel uzmanlığa sahip SÇD ekibinin birlikte çalışması mümkün olamamıştır. Bu durum genellikle SÇD ekibinin de yerel bilgi ve uzmanlığa sahip olmak için daha yoğun çalışması sonucunu doğurmuştur. Ancak plan tedbirlerinin muhtemel etkilerinin değerlendirildiği bazı çevresel bileşenler için söz konusu yerel bilgi-çevresel uzmanlık birleşiminin sınırlı kaldığı, bu bileşenlerde ifade edilen değişiklik önerileri de çok jenerik/genel-geçer kalmıştır. İklim değişikliği bileşeniyle ilgili kısım bunun bir örneği olarak belirtilebilir.
|
Görüş not edilmiştir.İklim değişikliği analizi ve temel durumun diğer bileşenlerden daha fazla genel yaklaşım içerdiği doğrudur, ancak eklenen bilgilerle lokal adaptasyon girdileri ve önlemler eklenmiştir.
|
32
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
SÇD raporunun sonunda yer alan eklerde farklı çevresel bileşenlere yönelik, Ankara’yla ilgili çok detaylı analizlere yer verilmiştir. Ancak yukarıdaki yorumda da ifade edildiği üzere söz konusu derinlikli çevresel analizlerin sonuçlarının SÇD bileşeni olacak şekilde rapora entegrasyonu görülememiştir. Söz gelimi İklim Değişikliği Trendleriyle ilgili 30 sayfalık analize ek kısmında yer verilse de SÇD raporunda ilgili bölümde herhangi bir farklı bölge için sunulabilecek düzeyde öneriler getirilmiştir. Bu haliyle ekler; SÇD çalışmasıyla alakasız, farklı kaynaklardan derlenmiş değerlendirmeler olarak algılanabilecektir. Özellikle mevzu bahis kopukluğun bulunduğu çevresel bileşenler için ek kısmında yer alan analizlerin çıkarılması veya bu irtibatsızlığın giderilerek analizlerin SÇD önerilerine yansıtılmasının sağlanması yararlı olabilir.
|
Görüş kaydedilmiştir ancak anlaşılır değildir. Tüm önerilerin detaylı olarak formüle edildiği ve eklerde yer alan mevcut durum analizine dayanmaktadır.
|
33
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
SÇD raporunda çok sayıda tabloya yer verilmiş, ayrıca SÇD’nin asli unsuru olan Plan tedbirlerine yönelik değişiklik, uyum vb. önerileri de tablolarda verilmiştir. Bu durum raporun okunabilirliğini kolaylaştırmıştır. Ancak rapora atıf yapılması veya bu durumda olduğu gibi SÇD raporu üzerine değerlendirme yapılması gibi durumlar da göz önünde bulundurularak tüm tabloların numaralandırılması ve isimlendirilmesi faydalı olacaktır.
|
Görüş kaydedilmiş ve entegre edilmiştir. 5. Bölümdeki tüm tablolar numaralandırılmıştır.
|
34
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
İklim değişikliği bileşeni altında Ankara Bölge Planı 2014-2023’ün 2.2.7, 3.1.3 ve 3.2.3 numaralı tedbirlerine yönelik kısımda doğal gaz kullanımı ile ilgili hatalı bir değerlendirme yapılmıştır. Söz konusu yorumda, Plan’ın kentsel alanda ısınma amaçlı ve toplu taşımada ulaştırma amaçlı doğal gaz kullanımını olumlu bir husus olarak belirtilmesi eleştirilmiştir. Yorumda doğal gazın da bir fosil yakıt olduğu ve CO2 ve eşdeğeri gazların emisyonu açısından geleneksel dizel motorlardan daha iyi olmadığı, hatta daha kötü olduğu ifade edilmiştir. Öncelikle Plan’da doğal gazın da bir fosil yakıt olduğu belirtilmiş, ancak muadilleri arasında çok daha çevre dostu olduğu vurgulanmıştır. Doğal gazın ısıtmada kömür ve türevlerinden, ulaşımda da dizel ve diğer petrol türevlerinden gerek CO2 gerekse de diğer sera gazlarının emisyonları açısından çok daha verimli olduğu yaygın bilinen bir gerçektir. Bu yaygın kanının ötesinde temel referans kaynakları bahsedilen durumu doğrulamaktadır. Örneğin Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) emisyon faktörleri veritabanına göre karayolu ulaşımı ağır vasıtalarında dizelin emisyon faktörü değerleri CO2 için 770 g/km ve 74 g/MJ iken, bu değerler doğal gaz için 550 g/km ve 56,1 g/MJ’dür.
|
Isınma ve toplu taşıma için doğalgazın kullanımı ile ilgili tavsiye mevuct verilere ve teknik uzmanlığa dayandırılmıştır. (örn. http://www.clean-fleets.eu)
Tabii ki doğalgaz kömür ve mazottan daha verimlidir ancak emisyon faktörleri açısından mazotla bir farkı yoktur. Tam tersine, yatırımı, şayet söz konusu hava kalitesi ise daha iyidir.
Değerlendirme bu durumda ilgili bir kriter olarak değerlendirilemeyecek olan “yaygın kanı” ya değil, yatırım bazında yapılmıştır,
Görüş entegre edilmemiştir. – SÇD’de formüle edilen görüş korunacaktır.
|
35
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelere ilişkin tedbirlerle alakalı öneriler getirilen bölümlerde ilgili mekânsal ölçek olarak I. ve II. alt bölgelerdeki ilçeler belirtilmiştir. Söz konusu kısımlara IV. Alt Bölgedeki ilçelerin de eklenmesi uygun olacaktır.
|
Görüşler 5.1.2, 5.1.3 ve 5.1.4 bölümlerine entegre edilmiştir.
|
36
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Jeo-yapılar ve toprak bileşeni altında Plan’ın tarımla ilgili tedbirlerine yönelik “tarımsal aktivitelerin genişlemesi sadece uygun topraklarla sınırlandırılmalıdır” önerisine yer verilmiştir. Her ne kadar bu öneri genel anlamda uygun görülse de Ankara özelinde böyle bir uygulamaya gerek yoktur, hatta tarım faaliyetlerinin genişlemesi genel anlamda teşvik edilebilir. Zira Ankara topraklarının kayda değer bir kısmı erozyon riskine mazur kalan çıplak araziler olup, tarım alanlarının genişleme ihtimali bulunan yerler de büyük ölçüde bunlardır. Nitekim Ankara, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı (ÇATAK) kapsamındadır ve bu programda kapsam alanına giren ilçelerde toprakların tarımda kullanımı maddi teşvik ile desteklenmektedir.
|
Görüş not edilmiştir ama tam olarak anlaşılamamıştır. Tarımın sadece erozyon riskine maruz çıplak arazilerde teşvik edilmesi açık değildir. ÇATAK programının parçası olmak, çevresel değerlendirme açısından ilgili olmayabilir.
Öneri korunmuş ve ABP’nin bir sonraki güncellenmesinde açıklama gerekecektir.
|
37
|
Ankara Kalkınma Ajansı
|
Ekosistem ve biyoçeşitlilik bileşeni altında yer verilen ilk değerlendirme kutucuğunda, ormanlar ve yol kenarı ağaçlandırmalarla ilgili önerinin orijinali (İngilizce) ile Türkçe çevirisi arasında ciddi anlam farklılaşması vardır. İngilizce metinde yer alan “Undertake effective maintanance of roadside trees planted in the city in the last 10 years, whose state is continously worsening due to the poor use of existing forested areas, natural disasters etc.” ifadesi hatalı bir değerlendirmedir. Ankara’da son yılda yol kenarlarına dikilen ağaçların durumunun kötüleşmesi, bunun da mevcut orman alanlarının kötü kullanımından veya doğal afetlerden kaynaklanması gibi bir durum söz konusu değildir.
|
Görüş not edilmiştir ve 5.1.4 bölümüne entegre edilmiştir. Bahsedilen değerlendirme kaldırılmıştır.
|