Ödüllendirme ve cezalandırma sistemi yerli yerinde kullanıldığı zaman çalışanlar üzerinde performansı ve motivasyonu arttırıcı bir etken olmaktadır. Tam tersi olduğunda ise çalışanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta performans ve motivasyonu düşürmektedir.
Ödüllendirme ve cezalandırma sistemi yerli yerinde kullanıldığı zaman çalışanlar üzerinde performansı ve motivasyonu arttırıcı bir etken olmaktadır. Tam tersi olduğunda ise çalışanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta performans ve motivasyonu düşürmektedir.
İş yaşamında kalite anlayışı özellikle son yıllarda, çalışanların fiziksel ve psikolojik refah düzeyini yükselten, örgütsel kültürde değişimler yaratan ve tüm çalışanların değerini arttıran bir yönetim felsefesi olarak görülmektedir.
ÇYK, örgütte resmi kararlar alınmasına çalışanların artan katılımı, endüstriyel demokrasi veya hedefleri ortaklaşa belirleme anlamına gelmektedir.
ÇYK, örgütte resmi kararlar alınmasına çalışanların artan katılımı, endüstriyel demokrasi veya hedefleri ortaklaşa belirleme anlamına gelmektedir.
Yönetim açısından ÇYK, gelişme ve verimliliğin teknolojik girdilerden çok, insanların niteliğindeki değişmelerle mümkün olabileceği anlamına gelmektedir.
İş Gruplarına göre ÇYK, gelirin ve kârların daha eşit paylaşımı, daha insancıl ve sağlıklı iş koşullarının sağlanması olarak ifade edilmektedir.
Başka bir tanıma göre ÇYK, tüm örgütsel kültürü insanileştirme, yapısal ve yönetsel sistemi kökünden değiştirme olarak ifade edilmektedir.
İş yaşamında kalite yaklaşımı, çalışanla yönetim arasında karşılıklı saygının oluşturulması, işbirliğinin sağlanması ve çalışanların yönetimdeki kararlara katılması süreci ya da çalışanların organizasyondaki yaşantıları vasıtası ile önemli kişisel ihtiyaçlarını doyurabilme derecesi olarak tanımlanabilmektedir.
İş yaşamında kalite yaklaşımı, çalışanla yönetim arasında karşılıklı saygının oluşturulması, işbirliğinin sağlanması ve çalışanların yönetimdeki kararlara katılması süreci ya da çalışanların organizasyondaki yaşantıları vasıtası ile önemli kişisel ihtiyaçlarını doyurabilme derecesi olarak tanımlanabilmektedir.
ÇYK, daha çok çalışan düzeyinde ele alınmakta, genelde unutulan insan boyutuna vurgu yapılmaktadır.
ÇYK, daha çok çalışan düzeyinde ele alınmakta, genelde unutulan insan boyutuna vurgu yapılmaktadır.
İş yaşamında kaliteyi oluşturan çeşitli faktörler vardır. Bunlar genel olarak; ışıklandırma, sıcaklık, temizlik gibi fiziksel çalışma koşulları, işin niteliği, organizasyondaki işçi-işveren ilişkileri, firmadaki ücretleme sistemi, yönetim stili, örgütün sendikaya bağlı olup olmadığı, stres, teknolojik yapı, ergonomi gibi birçok açıdan ele alınabilmektedir.
Örgütün kârlılık, büyüme ve süreklilik gibi temel amaçlarını gerçekleştirmesi sürecinde çalışanlara, verimli bir şekilde faaliyette bulunacakları koşulların sağlanmasıdır.
ÇYK uygulamaları ile işgören tatmininin arttırılması, çalışanların öğrenme güdülerinin harekete geçirilmesi ve değişimlere en iyi şekilde entegre olma uygulamalar da amaçlanmaktadır.
ÇYK kapsamında irdelenmesi gereken diğer bir önemli konuda iş kazaları ve meslek hastalıklarıdır. Üretimin arttırıldığı dönemlerde artan iş yükü, stres, gerginliği yaratmakta ve sağlık açısından riski yüksek olan hataları gündeme getirmektedir.
ÇYK kapsamında irdelenmesi gereken diğer bir önemli konuda iş kazaları ve meslek hastalıklarıdır. Üretimin arttırıldığı dönemlerde artan iş yükü, stres, gerginliği yaratmakta ve sağlık açısından riski yüksek olan hataları gündeme getirmektedir.
ABD’ nde tüm kanser vakalarının % 20 ile % 40’ nın doğrudan meslekten kaynaklandığı, Kanada’da ise her yıl kanserden hayatını kaybeden 40 bin kişinin 10 binden fazlasının meslek hastalığı mağduru olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan resmi verilere göre, dünyada her yıl 1 milyon 200 bin kişi, iş kazaları ya da meslek hastalıkları yüzünden hayatını kaybediyor.
ÇYK’ ni etkileyen belki de en önemli değişken ücretlerdir. Ücretleme sistemi, çalışanların tatmin ya da tatminsizliğinin başlıca belirleyicileridir. Örgütteki ücretleme sisteminin doğru bir şekilde tasarlanması, tasarım aşamasında çalışan katılımının sağlanması, dengeli, adil ve eşit bir ücret yapısının kurulması gerekmektedir.
ÇYK’ ni etkileyen belki de en önemli değişken ücretlerdir. Ücretleme sistemi, çalışanların tatmin ya da tatminsizliğinin başlıca belirleyicileridir. Örgütteki ücretleme sisteminin doğru bir şekilde tasarlanması, tasarım aşamasında çalışan katılımının sağlanması, dengeli, adil ve eşit bir ücret yapısının kurulması gerekmektedir.
Günümüz işletmelerini yakından ilgilendiren konulardan bir tanesi de teknolojik gelişmelerdir. Teknoloji uzun yıllar çalışma yaşamında insanı uyuma zorlayan değişmez faktör olarak yer almasına rağmen, gelişin her aşamasında, iş görenleri çalışmanın yaşamı tehdit eden yönlerinden ( iş kazası riski, meslek hastalığı) ya da zorluklarından kurtarma konusunda da katkıda bulunmuştur.
Çalışma yaşamında kaliteyi arttırma sorumluluğu sadece örgütlere yüklenmemelidir. Bu konuda çeşitli yasal düzenlemelere de ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışanı her açıdan koruyan yasaların da devlet tarafından garanti edilmesi şarttır.
Çalışma yaşamında kaliteyi arttırma sorumluluğu sadece örgütlere yüklenmemelidir. Bu konuda çeşitli yasal düzenlemelere de ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışanı her açıdan koruyan yasaların da devlet tarafından garanti edilmesi şarttır.
Örgütlerin üzerine düzen en büyük sorumluluk, verim ya da verimsizliklerinin nedenleri olan faktörleri doğru tespit etmek ve sorunlara akılcı çözümler üretmektir. Bu amaçlar, özellikle belirli periyotlarla personel tatmin araştırmalarının yapılması gerekmektedir. Böylelikle çalışanların görevlerini yerine getirirken karşılaştıkları her türlü sorunun tespitine fırsat tanınmış olmakta, bu araştırmalar da dolaylı olarak personelin tatmin derecelerini arttırmaktadır.
Özerk Çalışma Grupları : Bir dizi işi yapmakla sorumlu olan, sayıları genellikle 15-20 arasında değişen , kendi kendini yönetene informel bir yönetim anlayışına sahip gruptur. Özerk çalışma grupları, üretkenlik, üretim esnekliği, teknolojik değişimlere daha hızlı bir şekilde uyum sağlanması, işe devamsızlığın ve işten ayrılmaların azalması, iş yaşamında kalitenin arttırılması gibi kazançlar sağlamaktadır.
Kalite Çemberleri : Kalite çemberleri, yaptıkları işin kalitesi ile ilgili olan koşulları belirlemek, problemleri tanımlamak, alternatif çözüm önerileri sunmak, daha güvenli iş yaşamı koşullarını belirlemek ve üretkenliğin arttırılması amacıyla, 10-12 kişi arasında değişen sayıları bulunan, gönüllülük esasına gere bir araya gelmiş gruptur. Problem çözme yeteneği dolayısıyla kalite çemberleri, iş yaşamında kalite ile ilgili karşılaşılan muhtemel sorunlara çözüm getirmektedir.
Kalite Çemberleri : Kalite çemberleri, yaptıkları işin kalitesi ile ilgili olan koşulları belirlemek, problemleri tanımlamak, alternatif çözüm önerileri sunmak, daha güvenli iş yaşamı koşullarını belirlemek ve üretkenliğin arttırılması amacıyla, 10-12 kişi arasında değişen sayıları bulunan, gönüllülük esasına gere bir araya gelmiş gruptur. Problem çözme yeteneği dolayısıyla kalite çemberleri, iş yaşamında kalite ile ilgili karşılaşılan muhtemel sorunlara çözüm getirmektedir.
3) Yönetim Kurullarında Temsil Edilme:
3) Yönetim Kurullarında Temsil Edilme:
Yönetim kurullarında temsil edilme hakkı, temsilcilere, çalışanların tümü tarafından dile getirilen ihtiyaçların üst yönetime aktarılması fırsatını sunmaktadır. Karara etki eden çeşitli öneri, şikayet ve dilekler dikkate alınmakta, çalışanları pozitif yönde etkileyecek sonuçlara varılabilmektedir.
4) Çalışan-Yönetim Komiteleri : Bazı sendika ve örgütler, aralarındaki çatışmayı azaltmak ve daha uzlaşmacı bir iklim yaratmak için her iki tarafında temsilcilerinden oluşan komiteler kurmaktadırlar. Bu komiteler, ekonomik bunalıma, piyasanın gerilemesine ve işletmelerin kapanmasına yol açan ani ekonomik tehditlere karşı bir tepki olarak doğmuştur.
Özetle söylenebilir ki; çalışma yaşamında kaliteyi yükseltmek için çok sayıda unsur bulunmaktadır. Ancak sürekil değişen ekonomik, sosyal ve yasal düzenlemeler ve dengeler, daha kaliteli bir çalışma yaşamını yaratmada çeşitli engeller ile karşılaşılması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumda organizasyonların, değişen çevre koşullarına paralel olarak, çalışanların sürekli farklılaşan ihtiyaçları doğrultusunda uygulanan kalite arttırıcı faaliyetlerine revize etmeleri gerekmektedir.
Özetle söylenebilir ki; çalışma yaşamında kaliteyi yükseltmek için çok sayıda unsur bulunmaktadır. Ancak sürekil değişen ekonomik, sosyal ve yasal düzenlemeler ve dengeler, daha kaliteli bir çalışma yaşamını yaratmada çeşitli engeller ile karşılaşılması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumda organizasyonların, değişen çevre koşullarına paralel olarak, çalışanların sürekli farklılaşan ihtiyaçları doğrultusunda uygulanan kalite arttırıcı faaliyetlerine revize etmeleri gerekmektedir.
Kişilik, bireyin kendi açısından, fizyolojik zihinsel ve ruhsal özellikleri hakkındaki bilgisidir.
Kişilik, bireyin kendi açısından, fizyolojik zihinsel ve ruhsal özellikleri hakkındaki bilgisidir.
Kişilik insanın kendisinde olup bitenleri değerlemesi ve kendisine tatmin ve çıkar sağlayacak bir duruma geçmeyi istemesidir.
İnsanın başkaları açısından kişiliği, onun toplum içinde belirli özelliklere ve rollere (görevlere) sahip olmasıdır.
Sosyal gruplar içindeki yetişkinler ve yaşlılar grubu
Doğum sırası
Kişiliğin Özellikleri;
Kişiliğin Özellikleri;
Kişilik doğuştan var olan ve sonradan edinilen eğilimlerin bütününden meydana gelmiştir.
Kişilik kazanılan bu eğilimlerin düzenlenmesidir.
Kişilik kavramı sayılamayacak tipi içermektedir. İnsanları birbirinden ayıran özellikler ve farklılıklardır.
Kişilik bireylerin eğilimlerini çevreye uydurur.
Her kişiliğin doğuştan kazanılmış bir tek karakteri vardır ve karakter kişiliğin vazgeçilmez bir unsurudur.
Karakter; çoğu kez insanın kişiliğinde bulunan doğuştan var olan ve çevresinin tesiri ile kuvvetli olarak ortaya çıkan eğilimlerin tümüdür.
Karakter doğuştan var olur, değişmez ve süreklidir. Doğuştan kazanılan bazı karakteristik özellikler; mizaç, bireyin organik yapısı, sinirlerin, dokuların ve salgı bezlerinin oluşum tarzları , huy ve zeka, bireyin yaşamı süresince mevcut olan kişisel nitelikleridir.
Kişinin kendisine uygun meslek seçmesinin önemi vurgulanırken, unutulmaması gereken husus, bireyin kendisini iyi tanıyabilmesi gerçeğidir.
Kişinin kendisine uygun meslek seçmesinin önemi vurgulanırken, unutulmaması gereken husus, bireyin kendisini iyi tanıyabilmesi gerçeğidir.
Birey, kişilik yapısı, ilgi alanları ve yeteneklerini de dikkate alarak bir mesleğe yönelimde bulunmalıdır.
Örneğin, beşeri ilişkileri oldukça iyi olan bireyin halkla ilişkiler, insan kaynakları, öğretmenlik gibi alanlara yönelmesi, teknik kabiliyeti yüksek olan kişinin mühendislik, sanatsal yetenekleri ağır basan bireyin de konservatuar ve bunun gibi ilgili bölümlerine yönelmeleri uygun olacaktır.
Kişilik özellikleri ile meslek seçme konusu arasındaki ilişki konusunda bilimsel çalışmalar da bize yön verebilmektedir. Meslek seçimi konusunda kişilik kavramını dikkate alan en önemli teorik yaklaşım; HOLLAND’ ın “meslek tercih modeli” dir. Holland’ ın meslek tercihi modeli üç temel özelliği içermektedir.
Kişilik özellikleri ile meslek seçme konusu arasındaki ilişki konusunda bilimsel çalışmalar da bize yön verebilmektedir. Meslek seçimi konusunda kişilik kavramını dikkate alan en önemli teorik yaklaşım; HOLLAND’ ın “meslek tercih modeli” dir. Holland’ ın meslek tercihi modeli üç temel özelliği içermektedir.
İnsanlar farklı meslek tercihlerinde bulunmaktadır.
Kişilikleriyle uygun işlerde çalışanlar, uygun olmayan işlerde çalışanlara oranla daha başarılı ve daha mutludurlar.
İnsanlar arasında doğuştan gelen kişilik farklılıkları mesleki ilgilerini belirlemektedir.
İşsizlik kaygısının temel nedenleri, bireyin her an işsiz kalabileceği korkusudur. Çünkü işsizliğin sadece bireyin işini kaybetmesi ya da iş sahibi olamaması gibi kısıtlı bir etkisinin olmadığı bilinmektedir.
İşsizliğin birey üzerindeki olası etkileri şunlardır;
İşsizliğin birey üzerindeki olası etkileri şunlardır;
Birey, yaşamını idame ettirmek için gerekli olan gelirini,
Ailesine ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilere karşı itibarını,
Öncelikle özgüvenini ve kendisine olan saygısını,
Yaşamında merkezi bir role sahip olan işini, dolayısıyla çalışma arkadaşlarını ve sosyal çevresini,
Bir iş yapıyor olmasına bağlı olarak topluma karşı var olan sorumluluk duygusunu,
Yaşam kalitesinin en önemli unsurlarından birisi olan işini kaybetmiş olmaktadır.
İşsizliğin birey üzerinde yarattığı psikolojik baskı ve sıkıntıların tüm bireylerde ortak olduğu bilinmesine rağmen, yapılan araştırmalar erkeklerde kadınlara oranla çok daha derin boyutlarda psikolojik rahatsızlıklara yol açtığını göstermektedir.
İşsizliğin birey üzerinde yarattığı psikolojik baskı ve sıkıntıların tüm bireylerde ortak olduğu bilinmesine rağmen, yapılan araştırmalar erkeklerde kadınlara oranla çok daha derin boyutlarda psikolojik rahatsızlıklara yol açtığını göstermektedir.
Erkeklerin kendilerini evlerini geçindirmekten birinci derece sorumlu görmesi, çok daha derin psikolojik sorunlarla karşılaşmasına neden olur.
İş kaybının veya işsiz olmanın tek kötü yanı ekonomik kaynakların azalması değil, aynı zamanda statü ve güç kaybı, sosyal temasın azalması, kollektif bir amacın parçası olamama duygusu, düzenli aktivitelere katılamama gibi sosyal ve psikolojik olgulardır.
İş kaybının veya işsiz olmanın tek kötü yanı ekonomik kaynakların azalması değil, aynı zamanda statü ve güç kaybı, sosyal temasın azalması, kollektif bir amacın parçası olamama duygusu, düzenli aktivitelere katılamama gibi sosyal ve psikolojik olgulardır.
İşsizlik psikolojisinden uzak kalmak ve kaygıyı azaltmak için öncelikle kişilerin “işsizlik” durumunun geçici olduğunu unutmamaları gerekmektedir. Umutsuzluğa düşmek, istenmeyen durumun içine saplanmaktan başka bir işe yaramaz.
21. Yüzyılın başarı biliminin yeni teknolojisi olarak ortaya çıkan NLP tekniği, bireyin istediklerini elde etmesine imkan veren bir düşünce, uygulama ve davranış tarzı olarak tanımlanmaktadır.
21. Yüzyılın başarı biliminin yeni teknolojisi olarak ortaya çıkan NLP tekniği, bireyin istediklerini elde etmesine imkan veren bir düşünce, uygulama ve davranış tarzı olarak tanımlanmaktadır.
İngilizce “ Nöro Linguistik Programing” in baş harflerinden oluşan NLP, tekniğinin temeli, duyu organlarımızla algıladığımız mesajların beynimizde işlenerek, bizlerin davranışlarına yön vermesine dayanmaktadır.
NLP tekniği, insanları anlamak ve etkilemek için oluşturulan psikolojik yetiler olup, insanların nasıl daha mükemmel performans gösterdiklerini inceleyerek kişinin bildiklerinden daha fazla esneklik, yaratıcılık ve daha fazla özgür davranışlar kazanmasına yol açan ve kişiye başarıya ulaşmada fırsatlar sağlayan bir tekniktir.
NLP tekniği, insanları anlamak ve etkilemek için oluşturulan psikolojik yetiler olup, insanların nasıl daha mükemmel performans gösterdiklerini inceleyerek kişinin bildiklerinden daha fazla esneklik, yaratıcılık ve daha fazla özgür davranışlar kazanmasına yol açan ve kişiye başarıya ulaşmada fırsatlar sağlayan bir tekniktir.
NLP’ nin özü, bireyin yaşam kalitesini arttırmak, onu olumlu, ulaşılabilir, gerçekçi, kendine ve başkalarına faydalı, iyi yapılanmış, dengeli, hedef ve amaçlarının çatısını kurmuş bir insan haline getirmek ve harekete geçirmektir. Bunun için insanların daha etkili iletişim kurmasına yardımcı olarak, kişisel ve kişiler arası mükemmelliği yakalama amacındadır. Herhangi birinin iletişim, terapi, kişisel gelişim, başarı ve zihinsel kontrol alanlarında başarılı ve güçlü olmasını sağlar.
NLP’ nin özü, bireyin yaşam kalitesini arttırmak, onu olumlu, ulaşılabilir, gerçekçi, kendine ve başkalarına faydalı, iyi yapılanmış, dengeli, hedef ve amaçlarının çatısını kurmuş bir insan haline getirmek ve harekete geçirmektir. Bunun için insanların daha etkili iletişim kurmasına yardımcı olarak, kişisel ve kişiler arası mükemmelliği yakalama amacındadır. Herhangi birinin iletişim, terapi, kişisel gelişim, başarı ve zihinsel kontrol alanlarında başarılı ve güçlü olmasını sağlar.
NLP ‘ nin açılımı;
NLP ‘ nin açılımı;
Nöro: Ortaya koyduğumuz her davranış ve düşüncenin kaynağı sinir sistemimizdir. Sinir sisteminin temeli ise beş duyudur. Her insan dünyayı farklı biçimde algılar.
Dil: Duyu organlarımızla aldığımız mesajlar sinir sistemi için bir dil teşkil etmekte ve deneyimlerimizi sözcük, kelime ve sesle anlamlandırmaktayız. Burada konuştuğumuz dil değil, düşünceyi ifade şeklimiz anlatılmak istenmektedir.
Programlama: Her davranış bir tür yapı ve kalıp içinde oluşmaktadır. Sahip olduğumuz duygu, düşünce ve davranışlar bu programa göre anlam kazanmaktadır. Konuşuyoruz, yürüyoruz, gülüyoruz, anlıyoruz, düşünüyoruz, ortaya sonuçlar koyuyoruz. Bunların hepsi bir program dahilinde olmaktadır.
Beyin iki yarım küreden oluşmaktadır. Yarım küreler birbirinden farklı fonksiyonları gerçekleştirir.
Beyin iki yarım küreden oluşmaktadır. Yarım küreler birbirinden farklı fonksiyonları gerçekleştirir.
Sağ beyin; hayal gücü, resim, müzik veya duyular gibi fonksiyonları yapar.
Sol beyin; daha çok matematik, dil veya mantık gibi işlevleri yerine getirir. Sağ beyin yaratıcılığın, sol beyin mantığın merkezidir. Çoğumuzda bir yarımküre daha baskındır.
Unutulmaması gereken, istediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmemiz için beynimizin her iki tarafını da kullanmamız gerekir.
İş yaşamıyla özel yaşamın yapıcı etkileşim kurmasına yardımcı olur.
İş yaşamıyla özel yaşamın yapıcı etkileşim kurmasına yardımcı olur.
Öğrenme sürecini hızlandırır ve öğrenmeyi etkin kılar.
Değişimi gerçekleştirir, ilgi ve çalışma alanına uygun yönetim biçimi bulunmasını sağlar.
Duyarlılığı artırarak, davranış ve tutumlardaki titreşimleri sezinleyip yorumlanmasını sağlar.
Bireysel performansı doruğa çıkarır.
Daha etkin iç ve dış iletişimle, mutluluk ve tatmin düzeyini yükseltir. Böylece aidiyet duygusunu geliştirir.
Daha etkin iç ve dış iletişimle, mutluluk ve tatmin düzeyini yükseltir. Böylece aidiyet duygusunu geliştirir.
Motivasyonu arttırır.
Bireyin takım yönetme becerisi, sunuş ve liderlik yeteneği, görüşme ve hedef yerleştirme yeteneklerini geliştirir.
Seçenekleri arttırır, etki alanını genişletir.
Yaratıcılığı geliştirir.
Mükemmelliği hedefler, kişisel mükemmelliğin, örgütsel mükemmelliğe ulaşmasını sağlar.
Kişisel yaşamla iş yaşamının iç içe geçtiği günümüzde iş hayatında, özellikle yönetim, satış ve pazarlama bölümlerinde önemli bir güce sahip olan NLP tekniğini iş adamlarının ve bütün çalışanların öğrenmeleri, çağımızın bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
Kişisel yaşamla iş yaşamının iç içe geçtiği günümüzde iş hayatında, özellikle yönetim, satış ve pazarlama bölümlerinde önemli bir güce sahip olan NLP tekniğini iş adamlarının ve bütün çalışanların öğrenmeleri, çağımızın bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.