YEREMYA
Giriş
“En etkileyici yanı... İsa Mesih’in Yeremya’yla birlikte halkın düşüncelerine sahip olmasıdır. Mesih, öğrencilerine ilk kez kendisiyle ilgili düşüncelerini sorduğunda, bazıları onu, İ.Ö. 7. yüzyılın önde gelen peygamberlik figürüyle özdeşleştirdiler. Acılar Adamı’nın aynı zamanda yüreği kırık peygamber olduğunu düşünmeleri çok da şaşırtıcı değildi. Çünkü hem Yeremya hem de Mesih, çağdaşları olan insanlar için yas tutup ağlamışlardır” (9:1 ve Luk.19:41 ile karşılaştırın).
– R. K. Harrison
I. KUTSAL YAZILAR’DAKİ YERİ
Yeremya daha çok, “ağlayan peygamber” olarak tanınır. Yazılarının anahtar noktası budur, çünkü bunu ve ağlama nedenini hatırladığımızda, çağrısını anlamamız da mümkün olacaktır.
Bu peygamber, yüreğini ve kişiliğini Eski Antlaşma’daki diğer peygamberlerin tümünden daha iyi açıkladığı için, eşsizdir.1 Yeremya, doğası itibariyle duyarlı ve çekingendi. Ama Tanrı tarafından, kendi döneminde imandan dönenlere suçlarını açıklamaya çağrılmıştı. Dünya yönetimi için Babil, Mısır ve Asur arasında süregelen uluslararası gerginlik, Yahuda’nın Yoşiya’nın egemenliğindeki son canlanışından sonra İsrail’de ciddi ruhsal gerilime neden olmuştur. Tanrı’nın sözüyle yetişmiş inançlı kişilerin putperestliğe dönmeleri gibi, bu olaylar bize bugün Batı’daki Hıristiyanlık’ı anımsatır.
II. KİTABIN YAZARI
Kitap Yeremya tarafından yazıldı. Yeremya adı büyük olasılıkla, “Rab fırlatır” ya da “atar” anlamına gelir; belki de, Rab inşa ettiği için bu, temel atma anlamında da kullanılmış olabilir. Bir başka olası anlam ise “Rab’bin yücelttiği”dir. Yeremya, Peygamber Hilkiya’nın oğluydu; Hilkiya Anatot’lu bir kâhindi. Anatot, Benyamin’in memleketinde, Yeruşalim’e yaklaşık 5 km. uzaklıkta bir kentti.
Tanrı’ya sadık, konumlarını ve ekonomik güvencelerini, insanların duymayı arzulamadıkları bir bildiriyi vaaz etmek için tehlikeye atmaya hazır pek çok vaize yapıldığı gibi, Yeremya’ya da iftira atıldı ve düşmanları onun yalancı olduğunu düşündüler. Yeremya’nın kendisinin kâhinlik yaptığına ilişkin hiçbir kanıt yoktur.
III. TARİH
Yeremya, bütün kitabına serpiştirilmiş olan ve tarih sırasına göre düzenlenmiş birçok nota yer verir. Görevine yaklaşık İ.Ö. 627’de başladı (Yoşiya’nın 13’üncü yılı, 1:2). Yeremya’nın görevi, Sidkiya’nın 11’inci yılına kadar devam etti. Bu oldukça uzun bir süredir. Yahuda’nın son kırk yılında peygamberlik etti: Yeruşalim düştüğünde ve Yahudiler Babil’e götürülmek üzere sınır dışı edildiklerinde (İ.Ö. 586).2 Yeruşalim düştükten sonra, Yeremya vali Gedalya-nın koruması altına girdi. Gedalya fanatikler tarafından öldürüldüğünde, pey-gamber bazı Yahudiler’le birlikte Mısır’a gitti ve hayatının sonuna kadar orada yaşadı. İ.Ö. 582’ye kadar görevini sürdürdüğü düşünülür. (40-44. bölümler).
Yeremya Kitabı’nı incelerken, önbildirilerin tarih sırasına göre verilmediklerini hatırlamamızda yarar var.
IV. ÖN OLAYLAR VE KONULAR
Yeremya Yahuda’daki görevine, İsrail’in kuzey krallığı Asurlular’ın eline geçtikten sonra başladı. Yahuda Krallığı sona ermeden birkaç yıl önce, peygam-berliği zamanında, Asur, Mısır ve Babil birbirleriyle çekişiyordu. Tanrı’nın, Ba-bil’in Yahuda’yı tutsak edeceğine ilişkin uyarısıyla, Yeremya Mısır’la yapılacak her tür birleşmeye karşı geldi. Asur, Yahuda’nın haraç ödemesini istedi, ama başkent Ninova korkunç bir kuşatmanın ardından yirmi yıl içinde çökmüştü. Mısır, Filistin’den geçerek kuzeye yürüdü ve Haran’a geldi; Kral Yoşiya öldü-rüldü (İ.Ö. 609). Mısır ordusunun başındaki Firavun Neko ve Asur’dan sağ ka-lanlar, rakipleri Nebukadnessar’la karşılaştılar; Nebukadnessar, ünlü Karkamış savaşında Yahuda’yı bozguna uğrattı. Yahuda böylece Babil’in eline geçmiş oldu. Neko, daha önce Yoşiya’nın yerine geçen Yehoahaz’ı tahttan indirmiş ve Mısır’ın gözüne girmek umuduyla Yehoyakim’i tahta geçirmişti. Nebukad-nessar, Yahuda’nın bağımsızlığına yardımcı olması için Yehoyakim’e şans tanı-yarak bir süre Yahuda’yla ilgilenmemişti. İ.Ö. 598’de Nebukadnessar Yeru-şalim’e saldırdı. Başkaldıran Yehoyakim’in yerine geçen oğlu Yehoyakin’i esir aldı ve kralla birlikte halktan birçok kişi tutsak edildi. Nebukadnessar, tahta Sid-kiya’yı geçirdi.
Babil’e karşı müttefik arayan, büyük olasılıkla Neko’nun yerine geçen firavun II. Psamtik’ti. Yeremya, Yahuda’nın bu konudaki yandaşlığına şiddetle kar-şı çıktı (28. bölüm) ve bunu önerenlerin sahte peygamberler olduğunu söyledi.
Sidkiya, Mısır entrikaları aracılığıyla, bu önderi Yeruşalim’i kuşatması için getirerek Babil’e verdiği sözü tutmadı. Bu, İ.Ö. 588’de gerçekleşti ve Mısır orduları kuşatmayı kaldırdı. Kuşatma çok geçmeden yeniden başladı. Yine de Yeremya’ya, Mısır’ı “kırılmış bir kamış” olarak görüp ona güvenilmeyeceği görünüşünde haklı olduğu gösterildi. Yeremya, yıkım ve tutsaklıkla ilgili önbil-dirilerinin yerine geldiğini gördüğünde kişisel olarak büyük üzüntü çekti.
Tanrı peygambere, Yahuda’nın günahlarının, halkı Babil tutsaklığı altına sokacağını ve yetmiş yıl sürgünde kalacaklarını açıkladı. Yeremya’nın hoşlanmadığı görevi, bunu halkına duyurmak ve onlara Babil gücüne boyun eğmelerini öğütlemekti. Onu kendilerini ele veren kişi olarak suçladılar ve öldürmek istediler.
Yeruşalim sonunda tamamen yabancı istilacıların eline düştüğünde, ülkede kalmasına izin verilenlerden biri de Yeremya’ydı. Halkın büyük bölümü Babil’e götürüldü. Yeremya geride kalanlara yardım için Mısır’a kaçmamalarını öğütledi, ama onlar bu öğüde kulak asmayarak peygamberi de birlikte sürüklediler. Peygamber orada öldü. Babil tutsaklığını önceden bildiren Yeremya aynı zamanda yetmiş yılın sonunda bu imparatorluğun yıkılacağını ve Yahudiler’in ülkelerine geri döneceklerini de önceden görmüştü.
ANA HATLAR
I. GİRİŞ: PEYGAMBER YEREMYA’NIN ATANMASI VE GÖREVİ (1. Bölüm)
II. YEREMYA’NIN HALK ARASINDAKİ GÖREVİ (2-10. Bölümler)
A. Yahuda’nın Sadakatsizliğine İlişkin Vaaz (2:1 - 3:5)
B. Yahuda’nın Tövbeye Bağlı Geleceği (3:6 - 6:30)
1. Geçmişteki Günahı ve Gelecekteki Yüceliği (3:6-18)
2. Tövbeye Duyulan Gereksinim (3:19 - 4:4)
3. Kuzeyden Gelecek Yıkım (4:5-31)
4. Yahuda’nın Yargılanacak Olan Günahları (5. Bölüm)
5. Yeruşalim’in Önceden Bildirilen Düşüşü (6. Bölüm)
C. Yeremya’nın Tapınak Kapısındaki Görevi (7-10. Bölümler)
1. Yahuda’nın İkiyüzlülüğü (7. Bölüm)
2. Yahuda’nın Günah Karşısındaki Duyarsızlığı (8. Bölüm)
3. Ağlayan Peygamberin Ağıtları (9. Bölüm)
4. Zinanın Kötülüğü (10:1-18)
5. Ağlayan Peygamberin Duası (10:19-25)
III. YEREMYA’NIN KİŞİSEL DENEYİMLERİ (11-19. Bölümler)
A. Yeremya ve Anatot’lu Adamlar (11, 12. Bölümler)
B. Yeremya ve Çürüyen Kuşak (13. Bölüm)
C. Yeremya’nın Kıtlık Konusundaki Aracılığı (14, 15. Bölümler)
Ç. Yeremya’nın Tek Başına Yürüttüğü Hizmet (16:1-18)
D. Yeremya’nın Sarsılmayan Yüreği (16:19 - 17:18)
E. Yeremya’nın Şabat Vaazı (17:19-27)
F. Yeremya Çömlekçinin Evinde (18. Bölüm)
G. Yeremya ve Kırılan Çömlek (19. Bölüm)
IV. YAHUDA’NIN SİVİL YÖNETİCİLERİ VE DİN ÖNDERLERİNE İLİŞKİN ÖNBİLDİRİLER (20-23. Bölümler)
A. Paşhur’a İlişkin Önbildiri (20:1-6)
B. Yeremya’nın Tanrı’ya Yakınması (20:7-18)
C. Kral Sidkiya’ya İlişkin Önbildiri (21:1 - 22:9)
Ç. Kral Şallum’a İlişkin Önbildiri (22:10-12)
D. Kral Yehoyakim’e İlişkin Önbildiri (22:13-23)
E. Kral Yehoyakin’e İlişkin Önbildiri (22:24-30)
F. Doğruluk Kralı’na İlişkin Önbildiri (23:1-8)
G. Yahuda’daki Sahte Peygamberlere İlişkin Önbildiri (23:9-40)
V. YERUŞALİM’İN YIKIMI VE BABİL TUTSAKLIĞINA İLİŞKİN ÖNBİLDİRİLER (24-29. Bölümler)
A. İncir Belirtileri (24. Bölüm)
B. Önceden Bildirilen, Babil’deki Yetmiş Yıllık Sürgünlük (25:1-11)
C. Yargılanacak Olan Babilliler (25:12-38)
Ç. Yeremya’nın Halkı Uyarması (26. Bölüm)
D. Boyunduruk Belirtisi (27. Bölüm)
E. Sahte Peygamber Hananya ve Ölümü (28. Bölüm)
F. Yeremya’nın Babil’deki Yahudi Tutsaklara Bildirisi (29. Bölüm)
VI. YENİLENMEYE İLİŞKİN ÖNBİLDİRİLER (30-33. Bölümler)
A. Tekrar Bir Araya Getirilecek Olan Tutsaklar (30. Bölüm)
B. Yenilenecek Olan Ülke (31:1-30)
C. Yeni Antlaşma’nın Açıklanması (31:31-40)
Ç. Yeniden İnşa Edilecek Olan Kent (32. Bölüm)
D. Kabul Edilen Antlaşma (33. Bölüm)
VII. TARİHSEL KISIM (34-45. Bölümler)
A. Yahuda ve Yeruşalim’in Düşüşü (34-39. Bölümler)
1. Sidkiya’nın Önceden Bildirilen Tutsaklığı (34. Bölüm)
2. Rekavlılar’ın Ödüllendirilen İtaati (35. Bölüm)
3. Kral Yehoyakim Yeremya’nın Tomarını Yakar (36. Bölüm)
4. Tutuklanan Yeremya’nın Sidkiya’yla Görüşmesi (37, 38. Bölümler)
5. Yeruşalim’in Düşüşü (39. Bölüm)
B. Yeruşalim’in Düşüşünden Sonra Yahuda’daki Olaylar (40-42. Bölümler)
1. Yeremya Vali Gedalya’nın Yanında Kalıyor (40. Bölüm)
2. Vali Gedalya’nın Öldürülmesi (41. Bölüm)
3. Tanrı Mısır’a Kaçılmasını Yasaklar (42. Bölüm)
C. Yeremya ve Mısır’da Sağ Kalanlar (43, 44. Bölümler)
Ç. Rab’bin Baruk’a Gönderdiği Haber (45. Bölüm)
VIII. DİĞER ULUSLARA İLİŞKİN ÖNBİLDİRİLER (46-51. Bölümler)
A. Mısır’a İlişkin Önbildiriler (46. Bölüm)
B. Filistliler’e İlişkin Önbildiriler (47. Bölüm)
C. Moav’a İlişkin Önbildiriler (48. Bölüm)
Ç. Ammon’a İlişkin Önbildiriler (49:1-6)
D. Edom’a İlişkin Önbildiriler (49:7-22)
E. Şam’a İlişkin Önbildiriler (49:23-27)
F. Kedar ve Hasor’a İlişkin Önbildiriler (49:28-33)
G. Elam’a İlişkin Önbildiriler (49:34-39)
Ğ. Babil’e İlişkin Önbildiriler (50, 51. Bölümler)
IX. SONUÇ: YERUŞALİM’İN DÜŞÜŞÜ (52. Bölüm)
YORUM
I. GİRİŞ: PEYGAMBER YEREMYA’NIN ATANMASI VE GÖREVİ (1. Bölüm)
1:1-10 İlk ayetlerde, Hilkiya oğlu Yeremya’nın tanıtılması, çağrılarak görevlendirilmesi anlatılır. Babası, Benyamin topraklarında bulunan Anatot Kenti’ndeki kâhinlerden biridir. Doğumundan önce peygamber olarak ayrılmış ve atanmıştır (5. ayet). Bir insan olarak isteksizdir (6. ayet). Tanrı tarafından güçlendirilmiş (8, 9. ayetler), yıkımı ve yenilenmeyi bildirmekle görevlendirilmiştir (10. ayet). William Kelly, peygamberin kişiliğini ve işini şöyle özetler:
Yeşaya’yla karşılaştırıldığında, Yeremya’nın farklı karakteri ve üslubu dikkatli hiçbir okuyucunun gözünden kaçmaz. Burada, Tanrı’nın, İsrail’in merkezi olduğu o zamanki yeryüzü hakkındaki amaçlarının görkemli ayrıntılarını değil, Tanrı halkının ahlaksal davranışlarına ait önbildirileri görüyoruz. Hiç kuşkusuz tanrısızlar üzerine gelecek yargılar duyurulur. Amaç, hâlâ Yahudiler’in vicdanlarına seslenmektir. Bunun gerçekleşmesi için Tanrı’nın Ruhu’nun Yeremya’ya yaşattığı deneyimleri görüyoruz. Bütün peygamberler içinde, kendi duygularını, düşüncelerini, yollarını ve ruhunu böylesine analiz eden bir başkası olmamıştır.3
1:11-19 Rab, peygamberine, daha sonra görsel araçlar kullanarak öğretir: Badem ağacı ve kaynayan bir kazan. İlkbaharın belirtisi olan badem ağacı, Tanrı sözünün gerçekleşmesinin ne kadar yakın olduğunu gösterir (11, 12. ayet-ler). Kuzeyden bu yöne bakan kaynayan kazan, Babil’dir. Yahuda üzerinde kaynamaya hazırdır, çünkü halk zina ederek Tanrı’yı terk etmiştir (13-16. ayet-ler). Yeremya, hoşa gitmeyen bu mesajı Yahuda krallarına, prenslerine, kâ-hinlerine ve halkına bildirmek zorundadır, ama Tanrı kendisine yardım edecektir. Bütün bu kişiler Yeremya’ya karşı gelecekler, ama Tanrı onu kurtarmak için onunla beraber olacaktır (17-19. ayetler).
II. YEREMYA’NIN HALK ARASINDAKİ GÖREVİ (2-10. Bölümler)
A. Yahuda’nın Sadakatsizliğine İlişkin Vaaz (2:1 - 3:5)
2:1-3 2’nci bölümden 19’uncu bölüme kadar Yahuda hakkında genel bir açıklamaya yer verilir. Yahuda bir zamanlar Rab’bi tutkuyla sevmekteydi. O’nun gözünde kutsaldı ve Yahuda’ya sıkıntı veren herkesin başına felaket gelirdi. Ama şimdi durum, Kyle Yates’in aşağıda belirttiği gibidir:
Balayı sona ermiştir. Tanrı başkaldıran İsrail’e, eski günlerdeki yoğun arzusunu, sevgisinin sıcaklığını ve saflığını hatırlatır. Yahuda bütünüyle Sevgili’sine aşıktır ve bu sevgi dolu yaşamı müzik, sevinç ve umutla doldurmuştur. Yahuda saf, temiz ve kutsaldı. Herhangi bir sadakatsizlik ya da murdar düşünce, adanmışlığının güzelliğini bozmuyordu. Ancak şimdi durum yürekleri parçalar. Tanrı’nın yüreği üzüntü ve hayal kırıklığıyla doludur. İsrail şimdi günah içinde yaşamaktadır. Antlaşma sözlerine sadık kalmamıştır. Diğer tanrılar sevgisini çalmışlardır. Yahve’yi sevmekten vazgeçmiş ve utanç verici davranışlar sergilemektedir.4
2:4-19 RAB Yahuda’ya neden değiştiğini sorar. Halk, kâhinler, önderler ve peygamberler, Tanrı’nın kendileri için yaptıklarını unutmuşlardır. Kittim (Kıbrıs) ve Kedar (İsrail’in doğusundaki ülkeler) gibi tanrılarına sadık olan putperest ülkelere benzemeyen Yahuda, Rab Tanrısı’nı değersiz putlar için terk etmiştir. Bunu neden yapmışlardı? Neden Asur ve Mısır’la birleşerek özgürlüklerini tutsaklıkla değiştirmişlerdi?
2:20-25 20’nci ayette şunlar yazılıdır: “Boyunduruğunu çok önce kırdın, bağlarını kopardın.” Bunun anlamı, Tanrı’nın kendilerini Mısır’daki tutsaklıktan kurtarmasıdır. Ancak, şu anlama da gelebilir: “Çünkü uzun zaman önce boyunduruğunu kırdın ve bağlarını kopardın; ‘Hizmet etmeyeceğim’ dedin.” Yahuda yasanın getirdiği kısıtlamaları reddetmişti. Her iki durumda da, metin, halkın zina ederek nasıl yozlaştığını tanımlayana dek devam eder. Tanrı onları seçme asma olarak dikmiştir, ama onlar yozlaşan yabanıl asma köklerine dönmüşlerdir; günahları çamaşır sodasıyla yıkanamaz; cinsel ilişki için yanıp tutuşan, umutsuzca yabancı sevgililerin peşine düşen, ayağı tez bir dişi deve ya da yaban eşeği gibidirler.
2:26-37 İsrail, günahı ortaya çıktığında ve kurtarılması için feryat ettiğinde, sayısız tanrıları İsrail’i kurtarma konusunda çaresiz kalacaktır. Rab bu arada İsrail’i cezasına gösterdiği sorumsuzluktan dolayı paylar. Tanrı’dan bağımsız olmak istediği, O’nu unuttuğu, bir fahişenin ustalığını geçtiği, zavallı ve yoksul masumları mahvettiği için Tanrı tarafından paylanır. Tanrı, kendisinin reddettiği uluslara güvendikleri için sürgüne göndererek onları cezalandıracaktır.
3:1-5 Yasa’nın Tekrarı 24:1-4’e göre, bir erkek boşadığı karısını, eğer karısı daha sonra bir başka erkekle evlendiyse tekrar eş olarak alamazdı. Yahu-da’nın pek çok sevgilisi vardı, ama Rab onu geri dönmeye davet ediyordu. Yahuda’nın rasgele cinsel ilişkileri ülkeye kirlilik ve kuraklık getirmişti, ancak Yahuda bir fahişe kadar utanmazdı. Yahuda sözde tövbe sözcükleriyle Tanrı’yla konuşur, ama Tanrı onun kötü söz ve işlerinin farkındadır.
B. Yahuda’nın Tövbeye Bağlı Geleceği (3:6 - 6:30)
1. Geçmişteki Günahı ve Gelecekteki Yüceliği (3:6-18)
3:6-14 Kuzey krallığı fahişelik yapmış ve Rab’be geri dönmeyi reddetmişti. Yahuda İsrail’in Asurlular tarafından tutsak edildiğini görmesine rağmen yine de günah işlemeye devam ediyor ve Rab’be geri dönmeyi reddediyordu. Günaha sapmış on İsrail oymağı, hain Yahuda’dan daha doğru olduğu için Tanrı onları tövbe ederek kendisine dönmeye çağırır, öyle ki onları Siyon’a geri götürebilsin.
8’inci ayette Tanrı’nın İsrail’i boşadığına ve bunun nedeninin zina olduğuna dikkat edin. Kurtarıcı’nın, Matta 19:9’daki sözleri bu ayetle uyumludur. Rab İsa, eşlerden biri cinsel ahlâksızlık yaptığı taktirde masum tarafın boşanabileceğini bildirdi. Malaki 2:16’da, Tanrı’nın boşanmaktan nefret ettiğini okuduğumuzda, bunun Kutsal Kitap’a aykırı bir boşanmayı kastettiğini anlıyoruz. Ma-laki’de yazılanlar, bütün boşanma nedenlerini kapsamaz.
3:15-18 Bu ayetlerde bin yıllık dönemin gelişinin beklendiği görülmektedir. Tanrı onların yüreğine göre çobanlar verecek ve bu çobanlar onları bilgi ve sağduyuyla güdeceklerdir. O zaman Rab’bin Antlaşma Sandığı’na ihtiyaç duyulmayacaktır, çünkü Mesih’in kendisi orada olacaktır. Yeruşalim dünyanın başkenti olacak ve Rab’bin tahtı olarak adlandırılacaktır. İsrail ve Yahuda dağıtıldıkları dünyanın her köşesinden toplanarak yenilenecek ve bir araya getirileceklerdir.
2. Tövbeye Duyulan Gereksinim (3:19 - 4:4)
Burada Rab ve halkı arasında gelecekte yapılacak bir diyalogu okuruz. Tan-rı, halkı için en iyisini istemekte, ama halkının günahları onları bereketten yok-sun bırakmaktadır. Pişmanlıkla ağlayarak karşılık verirler. Onları bir kez daha geri dönmeye çağırır. Putların aldatıcı olduğunu itiraf ederler. Tanrı tek kutru-luşlarıdır, sadakatsizlikleri onlara çok pahalıya mal olmuştur. Şimdi utanç ve paylamayla karşı karşıyadırlar.
3. Kuzeyden Gelecek Yıkım (4:5-31)
4:5-13 RAB’be dönecek olanlar için Mesih gelecek ve uluslar O’nda bereketleneceklerdir. Rab şimdi Yahuda ve Yeruşalim’deki insanları, tekrar pişman olmaları ve putlarını terk etmeleri konusunda uyarır. Aksi taktirde Tan-rı, düşmanı (Babil) bir aslan, kuru sıcak rüzgar, bulutlar, kasırga ve kar-tallar olarak gönderecektir. 10’uncu ayet, Yeremya’nın, Tanrı’nın daha önceki esenlik vaatleriyle şimdiki yargı tehditleri arasında bağlantı kurma konusun-daki yetersizliğini ifade eder. Peygamber, Tanrı’nın sadık olduğunu biliyordu, ama ışıkta bildiği şeyden, karanlıkta kuşkulanma hatasını yaptı. Sıkıntı ve hayal kırıklığı zamanlarında, kesin olan şeyleri sorgulamaya eğilim gösteririz. Hıristi-yanlar için izlenmesi gereken en iyi yol, inançlarımıza inanmak ve kuşkuları-mızdan da gerçekten kuşkulanmaktır. İnançlarımızdan kuşkulanmak ve kuşkula-rımıza inanmak zarar verir.
4:14-18 Yahuda, kötülüğünden dönmek için acele etmelidir, çünkü kuzeydeki Dan ve Efrayim dağlarından kötü haberler gelmeye başlamıştır bile. Kuşatmacılar Yeruşalim’in tepesine binmeye hazırdır. Çünkü Yahuda başkaldırmıştır ve günahı büyüktür.
4:19-22 19-21’inci ayetlerde, peygamberin halkına olan sevgisi ifade edilir: “Ah, içim, içim!” ifadesinin anlamı “acıdan kıvranıyorum”dur. Yaklaşmakta olan savaşı, yıkım ve perişanlığı düşündüğünde yüreği çarpmaktadır. 21’inci ayetteki, “ne zamana dek düşman sancağını görmek, boru sesini duymak zorunda kalacağım?” sorusuna Rab, 22’nci ayette şöyle karşılık verir, “Hal-
kım akılsızdır, beni tanımıyor.”
4:23-31 Yeremya burada bir görümünü anlatır. Yahuda’nın üzerine gelen felaketi görür. RAB her yerin harap edileceği konusunda uyarır, yine de bu yıkım son olmayacaktır. Tanrı’nın cezalandırma konusundaki değişmez amacı, Yeruşalim’in yapmacık güzelliği ya da ilk çocuğunu doğuran bir kadının çektiği acının feryatlarıyla engellenmeyecektir.
4. Yahuda’nın Yargılanacak Olan Günahları (5. Bölüm)
5:1-9 Eğer Rab kentte adil davranan, gerçeği arayan bir kişi bile bulunursa Yeruşalim’i bağışlayacaktır. Yoksul ve akılsızlar arasında hiç kimseyi bulamayan Yeremya önemli kişilere yönelir, ama aynı şekilde başarısız olur. Bu nedenle bir aslanın, çöl kurdunun ve leoparın yırtıcı işleriyle resmedilen yargının gelmesi kaçınılmazdır. Rab bir zamanlar kendisiyle antlaşma yapmış olan, ama şimdi diğer tanrılara ant içen ve zina eden bu halkı nasıl bağışlayabilirdi?
5:10-13 Düşmana istila etmesi ve yok etmesi buyrulur (ama tamamen değil), çünkü halk, RAB’bi ve yaklaşan tehlikeyi inkâr etmektedir. Peygamberleri de Tanrı sözüne sahip değildir.
5:14-19 Yeremya’nın sözleri, odunu andıran halkı yakıp tüketen ateş gibidir. Babilliler yutmak ve yıkmak için gelmektedirler, ama tamamen değil... Yahuda, kendi ülkesinde yabancı tanrılara hizmet ettiği için, yabancı bir ülkede kölelikle cezalandırılacaktır.
5:20-31 Tanrı akılsız halkının duygusuzluğuna şaşar. Deniz O’na itaat etmektedir, ama halkı itaat etmez. Yağmur esirgendiğinde bile, yağmurları zamanında yağdırandan korkma isteği duymuyorlardı. Tanrı böylesine küstah ve isyankâr, günah konusunda böylesine bilgili bir ulusu cezalandırmadan nasıl durabilirdi? Kelly bu konudaki görüşünü şöyle açıklar:
Ulusun yaptığı kötülüğün en çirkin yanı, halkın yalnızca belirli bir bölümünün suçlu olması değildi. Bütün ülkede korkunç ve dehşet verici bir şey olmuştu: “Peygamberler yalan peygamberlik ediyor, halkı başına buyruk kâhinler yönetiyor, halkım da bunu benimsiyor. Ama bunun sonunda ne yapacaksınız?’” (30, 31. ayetler).
Böylelikle ahlâksal doğruluğun bütün kaynakları çürümüştü. Sonuç olarak, Tanrı’nın kendilerini yargılaması kaçınılmazdı.5
5. Yeruşalim’in Önceden Bildirilen Düşüşü (6. Bölüm)
6:1-8 Uyarmak için çalınan bir boru ve bir yangın alarmı Benyamin’in çocuklarına Yeruşalim’den kaçmalarını söyler, çünkü Babil çobanları ve sürüleri (askeri önderler ve askerleri) saldırmaya hazırlanmaktadır. Kildaniler’in savaş planları yaptıkları işitilir. Tanrı Yahuda’nın sürgününü buyurmuştu, çün-kü Yahuda’da şiddet, yıkım ve yağma vardı. Ama Tanrı bu son saatte bile, hal-kını kendi yollarından vazgeçip kendisine dönmeleri konusunda uyardı.
6:9-15 Her Şeye Egemen RAB, Babilliler’in üzüm toplayan biri gibi, İsrail halkından geriye kalanları toplayacaklarını söyler. Yeremya kulak asmayacak olan halka konuşmak zorunda olduğu için cesareti kırılmıştır, ama yine de kendini tutamaz. Rab ona, yaklaşmakta olan ölümün haberini duyurmasını söyler. Son, açgözlülükleri, peygamber ve kâhinlerin sahtekârlıkları ve utanmazlıkları nedeniyle yaklaşmaktadır. Ruhsal çöküş zamanında refah vaat etmek, sahte peygamberlere özgüdür.
6:16-21 Halk, Tanrı’nın kendilerini doğruluğun eski yollarında yürümeye çağırmasını ve uyarmasını reddeder. Bu nedenle, getirdikleri hoş kokulu kurbanlara rağmen, felakete uğrayacaklardır. Halk sendeleyecek ve perişan olacaktır.
6:22-26 Kuzeydeki ülkeden gelen düşman istilası, büyük korku, yas ve acı ağıtlara neden olacaktır.
6:27-30 Rab, Yeremya’yı metaller için değer biçmesi ve denemesi için görevlendirir. Yahuda halkı tunç ve demir kadar inatçı metallerdir, cürufu arınmayan kurşun, gümüş artığı gibidir. Yates şu yorumu yapar:
Belki bir gün, günahlı insanların kutsal Tanrı’nın önünde ne kadar itici, iğrenç ve yararsız olduklarını anlayabiliriz. Tanrı için çok açık olan bu sefil boşluğu, kendimize yansızca bakarak görmeye nasıl da ihtiyacımız var! Gümüş artığını saklamanın yararı yoktur, çünkü hiçbir değeri yoktur. Kendilerini yararlı sanan pek çok kişinin, Tanrı tarafından işe yaramaz olarak belirlenmiş olması mümkün mü?6
C. Yeremya’nın Tapınak Kapısındaki Görevi (7-10. Bölümler)
1. Yahuda’nın İkiyüzlülüğü (7. Bölüm)
7:1-4 7. bölüm “tapınak vaazı” olarak adlandırılır. Yahudalılar güvenlikte olduklarını düşündüler, çünkü Tanrı tapınağın yıkılmasına asla izin vermezdi. Düşünceleri yanlıştı! Tapınakta konut kurmuş Olan’a güvenmek yerine binaya güveniyorlardı.
7:5-15 Gerçek güvenceleri yalnızca günahtan dönmek ve dürüstlükle yaşamaktı. Tapınağa gelerek “kurtarıldık” demekle günahlarından kurtulacaklarını düşünüyorlardı. Dışsal inançları konusundaki görüşleri Yeremya’nınkiyle aynı olan Rabbimiz, 11’inci ayette peygamberin tapınak hakkındaki sözlerini “haydut ini” olarak, babasının evini temizlediğinde kullanmıştır (Mat.21:13; Mar.11:17; Luk.19:46). Yahuda tapınağı kirlettiği ve ona saygısızlık ettiği için, aynı Şilo’da olduğu gibi mahvedilecektir. Şilo’nun yıkımının Hakimler ya da 1.Samuel zamanında gerçekleştiğine inanılır.7
7:16-26 Yeremya, Yahuda için dua etmemelidir. Çünkü onlar Gök Kraliçesi’ne8 ve diğer tanrılara tapmaktadırlar. Yakmalık sunularını öbür kurbanlarına ekleyip et yiyebilirlerdi. Tanrı’nın arzuladığı, törenler değil, itaattir. 22’nci ayet, 23’üncü ayetin ışığında okunmalıdır: Tanrı’ya adanmaksızın sunulan kurbanlar değersizdir.
7:27-34 Yahuda düzeltilmeyi ısrarla reddettiği için Yeremya yas tutmalıdır. Tapınağı kirlettikleri ve insanları kurban olarak sundukları için korkunç bir yıkıma uğrayacaklar ve ülke ıssız bırakılacaktır.
2. Yahuda’nın Günah Karşısındaki Duyarsızlığı (8. Bölüm)
8:1-7 Gök cisimlerine tapanların kemikleri Babilliler tarafından mezarlarından çıkarılacak ve gök cisimlerinin önüne serilecektir. Yaşayanlar, ölümü yaşama yeğleyeceklerdir. Düşen ve tekrar kalkanların, günah işleyen ve tövbe edenlerin aksine, Yahuda Rab’be geri dönmeyi reddetmiştir. Buyrukları dinlemeyen halk leylek, kumru, kırlangıç ve turnayla karşılaştırılır. Gökteki bu hayvanlar bile göç etme yasalarına itaat ederler.
8:8-12 Halk Rab’bin yasasına sahip olduğunu ve bilge kişiler olduklarını düşünmektedir. Ama bilginlerin, peygamber ve kâhinlerin hepsi yasayı kötüye kullanmakta ve onu reddetmektedirler. Açgözlü ve yalancıdırlar, sorunlarla üstünkörü ilgilenirler. Utanmazlıkları nedeniyle cezalandırıldıklarında sendeleyip düşeceklerdir.
8:13-17 Tanrı onları büsbütün yok edecektir. Üzerinde üzüm kalmayan asmaya, incir kalmayan incir ağacına döneceklerdir. Halk kentte mahvolmaya terk edilmiştir. Büyüden etkilenmeyen engereklere benzeyen Babil ordusu yaklaşmaktadır.
8:18-22 Yüreği baygın peygamber, sürgündeki Yahudiler’in “Tanrı nerede” dediklerini duyar gibidir. Tanrı buna, kendisini neden putlar ve yabancı ilahlar için terk ettiklerini sorarak karşılık verir. Halk kurtuluşa asla kavuşamayacağını düşünerek yas tutar. Yeremya, halkının umutsuz ricası nedeniyle ağlar. 22’nci ayet ünlü bir ilahinin kaynağıdır: “Gilat’ta merhem vardır.”
Gilat’ta yaralıları iyileştirecek olan merhem var;
Günahtan hastalanmış cana şifa olacak merhem, Gilat’ta!
3. Ağlayan Peygamberin Ağıtları (9. Bölüm)
9:1-11 İlk iki ayetteki konuşmacı, Yeremya’dır. “Ağlayan Peygamber” unvanı, birinci ayette çok güzel ifade edilmiştir:
Keşke başım bir pınar, gözlerim bir gözyaşı kaynağı olsa!
Halkımın öldürülenleri için ağlasam gece gündüz!
Pek çok vaiz ve müjdeci, Yeremya’nın 2’nci ayetteki duygularını anlar. Kyle Yates şöyle yazar:
Bu ayet, bize bir an için yorgun, tükenmiş ve cesareti kırılmış peygamberi en üzgün anlarından birinde gösterir. Bunu, “büyük bir canın üzerinden geçmekte olan gölge” olarak adlandırabiliriz. Sinirlendiği zamanlarda, kendisine layık olmayan bu halktan uzaklaştırılmayı hayal eder. Bütün sorumluluk ve sıkıntılardan kurtarılmak ne hoş olurdu! Kelimenin tam anlamıyla boş, tanrısız ve şekilci inançları izlemekten bıkmıştır. Yaşamı boyunca her gün dua etmesine, sevmesine, vaaz
etmesine ve uyarmasına rağmen, aldığı karşılık yalnızca canını dağlayan, tepki göstermeyen bir tavır olmuştur.9
Halkının günahları ve bunun sonucunda alacakları ceza için yas tutar. Günahlarını sıralar, yargının kaçınılmazlığını tartışır. Tanrı’nın Yeruşalim’i bir çakal barınağı haline getirip Yahuda kentlerini viraneye çevirmesine ağlar.
9:12-22 Felaket, bütünüyle Yahuda’nın zinasıyla ilişkilidir ve bu günah nedeniyle halk sürgüne gönderilecektir. Rab, ağıt yakan kadınların en ustalarını (yas tutanlar) çağırtarak, korkunç katliam ve yıkım için ağıt yakmalarını ister. Halkın bilgelik, kudret ya da zenginlikle övünmesinin hiçbir yararı yoktur; önemli olan, Rab’bi tanımaktır.
9:23,24 Bu ayetler, Yeremya’daki en ünlü iki ayettir. G. Herbert Livingston düşüncesini şöyle aktarır:
Bu iki ayeti ezberlemek gerekir. İnsanlar bilgelik, güç ve zenginliklerin peşinde koşarlar. Oysa Tanrı iyilik yapmaktan, adaleti ve doğruluğu sağlamaktan zevk alır. Rab’bin hoşlandıklarından hoşlanan ve O’nu tanıyanlar mutludur.10
9:25,26 Yahuda’nın kâsesine eklenen bir başka acılık ise, uluslarla birlikte cezalandırılacak oluşudur, çünkü Yahuda’nın yüreği sünnetsizdir. Tapınaklarda sakalların ucunun kesilmesi,11 Yahudiler’e yasaklanmış olan putperest bir uygulamaydı (Lev.19:27).
4. Zinanın Kötülüğü (10:1-18)
10:1-5 Bu bölüm, putların boşluğu ve Tanrı’nın yüceliği arasında bir sıra izler. Tanrı halkı, ulusların yolunu öğrenmemelidir.
Yates, putlar konusunda şu yorumu yapar:
Yeremya’nın, insanların Tanrı’nın yerine koyarak kullandıkları zavallı savunmasız putlara davranışı zalimcedir. Putlar tepki vermeyen yalnızca ölü odunlar oldukları gerçeğini örtmek için süslenmeleri gereken sopalardır. Taşımak yerine taşınmak zorundadırlar. Kendilerine şekil verilmelidir; Tanrı, şekil verendir. Putlar konuşamazlar, güçleri, solukları, zekaları, değerleri, etkileri yoktur ve kalıcı değildirler. Rab ise sonsuz, diri, etkin ve güçlüdür.12
10:6-9 Tanrı, ulusların büyük Kralı’dır, korkulmaya layıktır. Putlara tapınanlar budala ve akılsızdırlar, insan elinin işleri önünde eğilirler.
10:10-16 Rab, gerçek ve yaşayan Tanrı’dır. Elle yapılan tanrılar yok olacaklardır. Rab yaradılış ve lütuf Tanrısı’dır. Put yapanlar budaladır. Yaptıkları putlar boş ve yararsızdır. Yakup’un Tanrısı (payı), Her Şeye Egemen RAB’dir.
10:17,18 Ülkede oturanlara taşıyabilecekleri eşyaları toplamaları söylenir, çünkü Rab onları sürgüne göndermektedir.
5. Ağlayan Peygamberin Duası (10:19-25)
Ulusu adına konuşan Yeremya, kuşatmanın ve sürgünün getirdiği dehşetler karşısında ağıt yakar. İnsanın kayıtsızlığını itiraf ederek Tanrı’dan halkını terbiye etmesini ve düşmanlarının üzerine öfkesini boşaltmasını ister. Çünkü düş-manlar halkını yiyip bitirmektedirler.
III. YEREMYA’NIN KİŞİSEL DENEYİMLERİ (11-19. Bölümler)
A. Yeremya ve Anatot’lu Adamlar (11, 12. Bölümler)
11:1-10 Rab Yeremya’ya, Sina Dağı’nda yaptığı antlaşmayı halka hatırlatmasını buyurur. Yasa’ya itaat etmeyenler lanet altında kalacak, itaat edenler ise bereketlenecektir. Geçmişte, Tanrı’yı hatırlatanlar reddedilmişlerdi. Şimdiy-se Yahuda halkı, Tanrı’yı başka tanrılar için bırakmakla Yasa’yı hiçe sayı-yordu.
11:11-13 Tanrı, yargı zamanı onların dualarını dinlemeyecektir. Yahuda’nın tanrıları, kendilerini kurtaracak güce sahip değildir.
11:14-17 Peygambere üç kez, bu insanlar için dua etmemesi söylenir (7:16; 11:14; 14:11). Halk sunduğu sunularla suçlarının bağışlanmasını sağlamak için tapınağa geliyordu. Ama buna hakları yoktu. Bir zamanlar Tanrı tarafından yaprağı bol zeytin ağacı olarak adlandırılan Yahuda, şimdi zina ettiği için yakılmaya mahkûmdur.
11:18-23 RAB peygambere, Anatotlular’ın kendisini öldürmek için plan-lar kurduklarını bildirir. Yeremya dua ettiğinde, Rab kendisine düşmanlarının cezalandırılacağı güvencesini verir.
12:1-6 Yeremya Rab’be, kötülerin (Anatotlu hainler gibi) işlerinin iyi gitmesine neden izin verdiğini sorar. Neden kendisi gibi doğru kişilerin acı çekmesine izin vermektedir? Tanrı Yeremya’yı, bundan daha büyük bir direnişle karşılaşacağını söyleyerek yanıtlar. Kendi kardeşleri bile kendisine ihanet edecektir. Yeremya oldukça sakin olan bu koşullarla (insanlarla yarışa girmek) başa çıkmakta zorlanıyorsa, daha ciddi denemeler geldiğinde (atlarla yarışmak) ne yapacaktır?
12:7-14 Yahuda’yı tanımlamak için pek çok sevgi sözcüğü kullanan Tanrı, Yahuda’nın kendi üzerine getirdiği yıkım nedeniyle duyduğu üzüntüyü ifade eder. Sürüde farklı görünen bir kuş genellikle saldırıya uğrar. Yahuda, yırtıcı kuş olarak tanımlanmıştır. Tanrı ulusları cezalandıracak ve Yahuda’yı ülkesine getirerek yenileyecektir.
12:15-17 Ama daha sonra uluslar ülkelerinde yenilenecekler ve eğer putlarını bırakıp Tanrı’ya dönerlerse, Tanrı halkının arasında Tanrı’nın bereketlerine paydaş olacaklardır. Aksi taktirde sökülüp atılacaklardır.
B. Yeremya ve Çürüyen Kuşak (13. Bölüm)
13:1-11 Yahuda bele bağlanan keten bir kuşağa benzetilir, Yeremya’ya bu kuşağı Perat’a götürerek orada saklaması söylenir. Yahuda kuşak gibi alınıp götürülecek ve ‘saklanacaktır’. Yahuda günahı nedeniyle 375 km. uzağa taşınır ve Perat’ın (Babil) yanında tutsaklıkta ‘gizlenir’. Yeremya gizlediği yeri kazarak kuşağı aldığında kuşağın çürümüş olduğunu gördü. Artık hiçbir işe yaramazdı. Yeremya’nın gerçekten Perat’a gidip gitmediği konusunda Scofield şu yararlı dipnotu yazmıştır:
Bazıları, fiziksel uzaklık ve savaş koşullarını göz önüne alarak, Yeremya’nın kuşağını gerçekten Perat’a yakın bir yere gizlediği olasılığını sorgularlar. Ama Yeremya’nın, bütün bölge barış içindeyken yaşadığı ve hizmet ettiği dönemler de oldu. Yeremya’nın gerçekten Babil’e bir ziyaret yapmış olabileceği olanaksız değildir. Bunu doğru kabul edersek, Babil’e giderken yolda kuşağını gömmüş ve dönerken onu tekrar almış olması olasıdır. Aynı zamanda İbranice sözcüğü Perat olarak değil, Yeruşalim’in birkaç kilometre kuzeyinde bulunan Farah Vadisi olarak yorumlamak da mümkündür. Bu durumda, kuşağı son Babil saldırısından önce herhangi bir zaman içinde gömmüş olabilir. Böylece, bu bölümün gerçek bir olayı tanımladığını varsaymak için yeterli neden mevcuttur; bölüm yalnızca bir görüm ya da hayal ürünü bir öykü değildir. Yeremya’nın çürümüş kuşağı, İsrail’in yetersiz iman yaşamı ve hizmetini belirten bir simge olarak açıklanabilir.13
13:12-14 Her tulum şarapla dolacak. Burada şarap sözcüğü, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın gazabını işaret eder. Yeruşalim’de yaşayanların tümü, sarhoş olana dek şarapla doldurulacaktır. Tanrı’nın gazabı, onları birbirine çarpacaktır. Harrison şu yorumu yapar:
Yeremya, alkolün yargıyı etkilemesi ve özgür davranışa zarar vermesi gibi, gelecek bunalım günlerinde insanların, dostu düşmandan ayıramayacak ya da kendilerini savunamayacak kadar sarhoş olacaklarını vurgular.14
13:15-23 Tövbe etmeleri için ısrar edilir, aksi taktirde sürgün kaçınılmazdır. İnsanlar Tanrı’yı yüceltmezlerse, karanlıkla ve ölümün gölgesiyle karşılaşacaklardır. Kral ve ana kraliçe tahttan indirilecek ve Güney’deki kentler işgal edilecektir. Babilliler ülkeyi viraneye çevirecektir; bunların nedeni Yahuda-nın günahıdır. Yahuda ve günahları birbirlerinden ayrılmaz hale gelmiştir.
13:24-27 Yahuda’nın inançtan dönüşünü tanımlamak için hepsi de ahlâksızlığı çağrıştıran zina, şehvetle kişneme, uçarılık ve fahişelik gibi sözcükler kullanılır.
Harrison bunu şu örnekle açıklar:
Bütün çağlardaki sözde imanlılar gibi, halk da bu felaketlerle karşılaşacağına inanmıyordu. Ancak, Yeremya utancı onların omuzlarına yükler ve fahişelerle ilişki kurdukları için herkesin önünde rezil olacaklarını vaat eder. Burada, bütün bu felaketlerin, başlarına Yahuda’nın bir zamanlar dalkavukluk ettiği insanlar tarafından getirileceği ima edilmektedir. Yahuda, yaptıkları nedeniyle herkesin önünde şehvet düşkünü olarak sergilenecektir. Bunları gerçekleştirecek olan, bir zamanlar Yahuda’yı antlaşma sevgisiyle kabullenmiş Olan’dır.15
C. Yeremya’nın Kıtlık Konusundaki Aracılığı (14, 15. Bölümler)
14:1-6 14-39. bölümlerdeki mesajlar Yeruşalim düşmeden önce verilmişti. Yahuda kuraklık ve kıtlıkla karşılaşmıştı.
O dönemde kuraklığın önemi son derece büyüktü. Filistin antlaşmasında önceden bildirilen belirtilerden biriydi (Yas.28:23-24) ve Ahav’ın krallığı sırasında bir bölümü gerçekleşmişti (1Kr.17:1). Uzun bir aradan sonra bile, kuzey krallığının Asurlular tarafından tutsak edilmesinden sonra gelen bu belirti, Yahuda tarafından uyarıların en büyüğü olarak kabul edilmeliydi.16
14:7-16 Halk için itirafta bulunan peygamber kurtarılmak ister, ama Rab kurtuluş olmayacağını söyler; bunun yerine halk kılıç, kıtlık ve salgın hastalıkla yok edilecektir. Sahte peygamberler güvenlik vaat etmişlerdi. Ama yalan söylüyorlardı ve peygamberlik ettikleri kişilerle birlikte yok olacaklardı. Ye-remya’ya, kentte ve kent dışında, Yahuda’nın korkunç yıkımı için yas tutması buyuruldu.
14:17-22 Peygamber halk için Tanrı’ya yalvarmayı sürdürür. Yalvarışları bize İbrahim (Yar.18:23-33), Musa (Çık.32:11-13) ve Samuel’in (1Sa.7:5-9) ettiği duaları hatırlatır. Peygamber halkın kötülüğünü kabullenerek halkın yağmur ve bereketi sağlayan tek Tanrı’ya feryat edeceğine dair söz verir.
15:1-4 Halk için aracılık etmek yararsızdır; yazgıları ölüm, kılıç, kıtlık ve tutsaklıktır. Kendisinden önceki Musa ve Samuel gibi aracılar da yargıyı önleyememişlerdi. Nedeni, Manaşşe idi; Yeruşalim’de iğrenç biçimde zina etmiş, Molek’e bile tapınmıştı (Bk. 2Kr.2:1-16).
15:5-9 Yeruşalim’in acınacak durumu, Rab’bin terbiyesine karşılık vermeyişlerinin sonucudur. İdeal bir aileye sahip olan kadın, çocuklarına doyacak kadar yaşamayacaktı.
15:10-18 Yeremya kendi halkı tarafından nedensiz yere reddedilir. Ama Tanrı, düşmanlarının ona yardım etmek için döndükleri zaman, haklı çıkarılacağını vaat eder. Yahuda kuzeyden gelen demiri (Kildaniler) kıramayacaktır. Tam aksine, Kildaniler Yahuda’nın hazinelerini alıp götüreceklerdir. Peygamber çektiği zulüm ve sıkıntı nedeniyle şaşkındır, özellikle Rab’be sadık olmasına rağmen başına gelenleri anlayamaz. Yine de Tanrı’nın sözüne döner ve yüreğindeki sevincin kaynağı olarak Tanrı sözünü görür.
15:19-21 Tanrı peygambere, Kendisi hakkında yanlış düşüncelere sahip olduğunu söyler. Bu değersiz düşünceleri zaman zaman ifade etmiştir. Bunlardan arınmalıdır. Nasıl biri değerli madenden pis cürufu uzaklaştırırsa, bu değersiz düşünceler de temizlenmelidir. Düşmanları ona geri dönebilirler, ama o onlara geri dönmemelidir. G. Campbell Morgan şu yorumu yapar:
Yüreğimizi bu cüruftan temizleyelim ve kendimizi yalnızca Tanrı hakkındaki altın gerçeğe adayalım. Ancak bu şekilde Tanrı’nın bildirilerini iletecek ağza sahip olunabilir.17
Tanrı, peygamberi düşmanlarının yıkamayacağı tunç bir duvar olarak sağlamlaştıracaktır. Hizmetkârını kurtaracaktır.
Ç. Yeremya’nın Tek Başına Yürüttüğü Hizmet (16:1-18)
16:1-9 Yeremya’ya, yakında gerçekleşecek olan yıkım nedeniyle evlenmemesi buyurulur. Yeremya, Kutsal Kitap’ta evlenmesi yasaklanan tek erkektir. Yas ve kutlamalar da yasaklanmıştır; ölüm kol gezmektedir. Bu felaketleri hazırlayan, RAB’dir.
7’nci ayetten anlaşıldığı gibi, akraba ve dostlarının ölenin evinde toplanması, birlikte yemek yerken aralarından ayrılan kişinin hayranlık uyandırıcı özelliklerini anlatmaları ve bir bardak şarap içmeleri adetti. Bu şekilde yas tutanları teselli etmiş olurlardı. Kelly, bu eski Yahudi geleneğinin, Rabbimiz tarafından nasıl değiştirildiğini gösterir:
Bu ekmek bölme uygulaması, Rab İsa’nın Kendisinin hatırlanması için yapılmasını istediği sofraya benzer. “Ölene yas tutanı avutmak için kimse onunla yemek yemeyecek. Anne babasını yitirene kimse avunç kasesini sunmayacak.” Bu, Yahudiler arasında uygulanan bilinen bir uygulamaydı, ama Rab buna eşsiz bir önem verdi ve bu olayı yeni bir gerçek olarak mühürledi. Fısıh Bayramı’yla ilişkiliydi, çünkü bildiğimiz gibi, Fısıh’ın kutlanacağı zamandı. Bu bayramın kutlanması için özel bir neden vardı. İsrail’in büyük temel şenliğindeki etkileyici değişikliği işaret ediyordu. Hıristiyanlar için yeni ve farklı bir şenlik başlamıştı.18
16:10-18 Tanrı’nın önceden bildirdiği bu büyük felaketin nedeni sorulduğunda, Yeremya onlara hem kendilerinin hem de babalarının itaatsizliğini ve zinasını hatırlattı. Tanrı bir gün halkı sürgünden geri getirecekti, ama ilk balıkçılar ve avcılar (Babilliler) onların peşine düşecek ve Tanrı’nın, günahları nedeniyle kendilerini cezalandıracağı yere taşıyacaklardı.
D. Yeremya’nın Sarsılmayan Yüreği (16:19 - 17:18)
16:19-21 Peygamber, diğer ulusların putlardan Tanrı’ya dönecekleri günü önceden görür. 21’nci ayette, verdiği ceza aracılığıyla Yahuda’ya kudretini gös-termek için kararlılığını ifade eder.
17:1-11 Yahuda’nın demir kalemle oyularak yazılan zinası sürgüne gönderilmesiyle sonuçlanacaktır. Tanrı’nın Dağı, Yeruşalim’dir. İnsana güvenen lanetli, Tanrı’ya güvenense bereketlidir. Tanrı, insanın aldatıcı yüreğini bilir. Haksız servet edinen kişiyi, “yumurtlamadığı yumurtaların üzerinde oturan ve sonra yavrularının yuvayı terk ettiğini gören keklik”19 gibi cezalandırılacaktır.
9’uncu ayet, insan yüreğini değerlendirir. İnsan yüreği kötüdür; bu hoşa gitmese de, gerçektir. R. K. Harrison, yüreğin “iyileşemeyecek kadar kötü” ve “ağır hasta” olduğunu yazan çevirileri şöyle yorumlar:
Yozlaşmış insan doğası, Tanrı lütfu olmaksızın umutsuz bir durumdadır; iyileşemeyecek kadar çürük ifadesiyle tanımlanır. Her kuşak, Kutsal Ruh ve Tanrı lütfu tarafından canının yenilenmesine ihtiyaç duyar (Yu.3:5; Tit.3:5 ile karşılaştırın).20
Bu ifadenin, yürek hakkında sert bir suçlama olduğunu düşünenler için Matthew Henry’den bir alıntı yapalım:
Yüreklerimizde farkında olmadığımız o kötülük vardır; hatta, insanoğullarının sık sık yaptığı hata, kendi yüreklerinin diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünmeleridir. Yürek, insan vicdanı çürük ve düşmüş durumdayken her şeyden daha aldatıcıdır. Kurnaz ve aldatıcıdır; sözcüğün uygun anlamını şu ifade belirler: “Ayağını kaydırıp yerine geçmek eğilimindedir.” Yakup’a da bu ad verilmişti: Hileci. Kötüyü iyi, iyiyi ise kötü diye adlandırır, gördüklerine sahte renkler verir ve esenliğe sahip olmayanlara esenlik içinde olduklarını söyler. İnsana yüreklerinde Tanrı’nın olmadığını, görmediğini ya da istekte bulunmayacağını veya günahlarını sürdürseler de esenlik içinde yaşayacaklarını söylediğinde, yüreğin aldatıcılığı açığa çıkar. Yürek insanları yıkıma sürükler; yürek iyileşemeyecek kadar kötüdür; ölümcüldür. Durum gerçekten kötü ve acıklıdır. Hataları düzeltmesi gereken vicdan sahtekârlığın başıysa aldanma ne denli büyüktür! Rab’bin ışığını yansıtması gereken kişi sahte bir ışık yansıtırsa ve Tanrı’nın vekili olmasına rağmen ihanet ederse ne olur? İşte yüreğin aldatıcılığı böylesine büyüktür. Öyle ki, “bunu kim bilebilir?” diyebiliyoruz. Yüreğin ne kadar kötü olduğunu kim bilebilir?21
17:12-18 Yeremya, Yahuda’nın güvenlikte olduğu yerin Tanrı’nın görkemli yüce tahtı olduğu için sevinir. Sonra Tanrı’dan başkasına güvenmenin ne kadar akılsızca bir davranış olduğundan söz eder ve halk adına dua ederek şifa ve kurtuluş ister. İnsanlar ona Tanrı’nın vaat ettiği yargının nerede kaldığını sorarlar. Yeremya, Tanrı’ya, O’nun bir çobanı olmaktan kaçmayı düşünmediğini, Yeruşalim’in yıkımını hazırlayan felaket gününü arzulamadığını hatırlatır; yalnızca Tanrı’nın sözlerini söylemiştir. Tanrı’dan, Tanrı sözüyle alay edenleri cezalandırarak kendisini haklı çıkarmasını ister.
E. Yeremya’nın Şabat Vaazı (17:19-27)
Yahuda kralları, bütün Yahuda ve Yeruşalim’de oturanlar Fısıh konusunda uyarılırlar. İtaat ettikleri taktirde kendilerine Davut’un hanedanından gelecek krallar ve tapınaktaki uygulamaların sürekliliği vaat edilmişti. İtaat etmeyi reddederlerse cezalandırılacaklardır (Yeruşalim’in yıkımı).
Irving L. Jensen, Şabat Günü’nün İsrail için önemini açıklar:
Yüreğin Tanrı’yla olan ilişkisini belirleyen, Tanrı sözüne itaattir. İsrail’e verilen yasalardan biri, o gün çalışmayarak Şabat Günü’nü tutmaktı (17:21-22). Tanrı halkı dahil olmak üzere, herkesin yaşamı üzerinde hüküm süren maddeciliğin bitmek bilmez baskısı, bu buyruğu yerine getirmeyi zorlaştırdı ve bu nedenle On Buyruk’tan biri, yürekteki geçici öncelikler ya da sonsuzluğun ortaya çıkması için gerçek bir deneme oldu. Yahuda için Şabat Günü’yle ilgili yasayı tutmak bu kadar önemli miydi? Yeremya’nın simgesel eylemi ve bildirmesi söylenen olum-lu sözler, bu soruya olumlu bir yanıttır.22
Benzeri ilkeler, Hıristiyanlar için Rab’bin Günü’ne uyarlanabilir. Ruhsal ve fiziksel tazelenme için Kurtarıcı’yı hatırlamalı, O’na tapınmalı ve Rabbimiz’in haftanın ilk günü gerçekleşen diriliş zaferini anmalıyız.
F. Yeremya Çömlekçinin Evinde (18. Bölüm)
18:1-12 Rab çömlekçi, Yahuda (burada İsrail olarak adlandırılır) çömlektir.
Çömleğin bozulması Tanrı’nın değil, İsrail’in hatasıdır. Tanrı, elindeki balçığa istediği biçimi verir: Yargı ya da bereket. Halk tövbe etmediği taktirde başlarına felaket getirmekle tehdit eder. Halkın davranışına göre O da tavrını belirler.
18:13-17 Rab, halkın davranışlarına şaşırır. Zinaları nedeniyle ülkenin viraneye dönmesine yol açanlar, yıkımı kendileri davet ettiler. 14’üncü ayet şu anlama gelmektedir: “Lübnan’ın karı bayırlardan eksik olur mu, dağdan akan soğuk sular hiç kesilir mi?” Doğadaki olaylara güvenebilirsiniz, ama Tanrı ken-di halkına güvenemiyordu! “Kar Lübnan’ı terk etmese de, İsrail yaşam sularının aktığı diri suların kaynağını unutmuştu.”23
8:18 Halk bunu duyunca Yeremya’ya karşı düzen kurdu. Kendi kâhin ve peygamberlerine güvendiğini bildirdi ve iftira ederek Yeremya’ya saldırmayı tasarladı.
18:19-23 Yeremya, Tanrı’dan onları esirgemesini istediği için duyduğu pişmanlığı ifade eder. Bu tür bir dua, yaşadığımız lütuf çağındaki imanlılar için uygun değildir.
G. Yeremya ve Kırılan Çömlek (19. Bölüm)
19:1-9 Yeremya’ya çömlekçiden bir çömlek satın alması söylenir. Yahuda krallarına ve Yeruşalim’de oturanlara Tanrı’nın yargısının yaklaştığını duyurmalıdır. Çünkü zina etmekte ve insanları kurban olarak sunmaktadırlar. Ben-Hinnom Vadisi, Kıyım Vadisi’ne dönüşecektir. Yeruşalim kuşatıldığında kentte insan eti yenecektir.
19:10-15 Peygamber çömleği kırmakla Babilliler’in neden olacağı zarar ve yıkımı belirtmektedir. Ölülerine yer kalmayacak ve putperestliğin uygulandığı evler kirli sayılacaktır. Yeremya Rab’bin Tapınağı’nın avlusuna geri döner ve yardımın çok yakında geleceğini bildirir, ama halk Tanrı’nın sözlerini dinlemeyi ve tövbe etmeyi reddeder.
IV. YAHUDA’NIN SİVİL YÖNETİCİLERİNE VE DİN ÖNDERLERİNE İLİŞKİN ÖNBİLDİRİLER (20-23. Bölümler)
A. Paşhur’a İlişkin Önbildiri (20:1-6)
Rab’bin Tapınağı’nın baş görevlisi Paşhur, Yeremya’nın dövülmesine ve tomruğa vurulmasına neden oldu. Ertesi gün özgür bırakılan peygamber, Paşhur’a kendisinin, ailesinin, bütün Yeruşalim ve Yahuda’nın yıkımını duyurdu. Babil Kralı kendilerini tutsaklığa taşıyacaktı. Paşhur’un adı Magor- Missaviv (her yer dehşet içinde) olarak değiştirildi.
B. Yeremya’nın Tanrı’ya Yakınması (20:7-18)
7-18’inci ayetlerde Yeremya hoşa gitmeyen görevinden pişmanlık duyar. Görevine ilişkin kendisini ikna eden, Tanrı’dır. Hoşa gitmeyen Babil tutsaklığına ilişkin çağrıyı duyurmaktan vazgeçmek ister, ama yapamaz. Tanrı’nın sözü içindedir, ateş gibi yanmaktadır. Arkadaşlarının kendisine karşı düzen kur-duklarını işitir, ama davasını Rab’be bırakır. Bazen Rab’bi över, bazen de doğ-duğuna pişman olacak kadar yüreksizleşir.
C. Kral Sidkiya’ya İlişkin Önbildiri (21:1 - 22:9)
21:1-7 Kral Sidkiya, Paşhur’u (20’nci bölümde adı geçen Paşhur değil) ve Sefanya’yı (Peygamber değil) Babilliler’in yaklaşmasıyla ilgili Rab’den istekte bulunmaları için gönderdiğinde Yeremya, Rab’bin Yahuda’ya karşı istilacılara yardım edeceğini söyledi. Hayatta kalacak olan kral ve halk tutsak olarak götürülecekti. Krala karşı takınılan bu tutumu göz önünde tutan Kelly şu yorumu yapar:
Sadakat, İsrail tarihinde daima bereket ile sonuçlanırdı. Halk ve peygamberlerin büyük hatalarına rağmen, sadece kral doğru davranmış olsaydı, Tanrı İsrail’i yine de bereketleyecekti. Her şey, Davut’un Tohumu olan Kral’a bağlıydı. Tanrı, peygamberleri, kâhinleri ve halkı cezalandırmış olabilirdi, ama kulu Davut’un uğruna onlara sahip çıkacaktı. Yalnızca onlar değil, kral da kötülüğün önderi olarak Tanrı’ya karşı çıktığında, onları savunmak imkansızlaştı. Tanrı’nın bu kararını duyurmak Yeremya’yı oldukça üzdü.24
21:8-14 Karşı koyanlar mahvolacak; Babilliler’e (Kildaniler) teslim olanlar yaşayacaklardı. Kraliyet ailesi adaletsizlik ve zulme son vermesi için uyarıldı. Yeruşalim halkı, vadide oturanlar, yıkımları konusunda önceden uyarıldılar. “Vadinin üstünde, kayalık ovada oturan” ifadesi büyük olasılıkla alaylı sözcüklerdir; Yeruşalim’i tanımlıyor gibi görünmemektedir.
22:1-9 22’nci bölümde, Yahuda’nın son dört kralından tarih sırasına göre düzenlenmemiş biçimde söz edilir. Tarih sırasına bakacak olursak; Yehoahaz, Yehoyakim, Yehoyakin ve Sidkiya; başka bir deyişle son kral, ilk kraldır ve diğer krallar tarih sırasına göre yer alırlar.
İlk kral Sidkiya, adalet ve doğrulukla yönetme konusunda uyarılır; aksi taktirde Gilat ve Lübnan gibi görkemli olsa da Yahuda köle olarak öldürülecek ve kimsenin yaşamadığı bir kent haline gelecektir. Uyarı, sonları kötü biten üç kralın başlarından geçen olaylar aracılığıyla güçlendirilir.
Ç. Kral Şallum’a İlişkin Önbildiri (22:10-12)
İkinci Kral Şallum’un diğer bir adı Yehoahaz’dı ve Yoşiya’nın oğluydu. Mısır’a tutsak olarak getirilmiş ve orada ülkesini tekrar göremeden ölmüştü.
D. Kral Yehoyakim’e İlişkin Önbildiri (22:13-23)
22:13-19 Üçüncü kral Yehoyakin, sarayını parası ödenmemiş emekle kurmuş, babası Yoşiya’nın izinden gidememiş ve bu nedenle Yeruşalim’den sürgüne gönderilmiş ve bir hendeğe atılarak, ardından yas tutulmadan bir eşek gömülür gibi gömülmüştür.
22:20-23 Halka Lübnan’a ve Başan’a gitmesi ve Nebukadnessar tarafından ezilen oynaşları (yabancı müttefikler) ve çobanları (önderler) için yas tutması söylenir. Tutsaklığın doğum sancılarıyla inleyeceklerdir.
E. Kral Yehoyakin’e İlişkin Önbildiri (22:24-30)
Dördüncü kral Koniya (Yehoyakin olarak da anılır) Babilliler tarafından esir alınacak ve Babil’de ölecekti. Soyundan hiç kimse Davut’un tahtında oturmayacaktı. Bu önbildiri gerçekleşti. Son Yahuda kralı olan ve yerine geçen Sidkiya, amcasıydı. Charles H. Dyer şu yorumu yapar:
Bu önbildiri, Matta 1 ve Luka 3’teki soy kütüğünün açıklanmasına da yardımcı olur. Matta, üvey babası Yusuf aracılığıyla Mesih’in yasal soyunu sunmuştur. Yine de Yusuf’un soyu, Yehoyakim’in oğullarından biri olan Şealtiel’di (Yeho-yakim, Mat.1:12; 1Ta.3:17). Eğer Mesih Yusuf’un soyundan fiziksel olarak gelip bir bakireden doğmamış olsaydı, İsrail’in kralı olarak yetkisi elinden alınacaktı. Luka, Mesih’in Natan oğlu Davut’tan gelen Meryem’den doğduğunu belirtir (Luk.3:31). Mesih bu nedenle, Yehoyakim’in “laneti” altında değildi.25
F. Doğruluk Kralı’na İlişkin Önbildiri (23:1-8)
Önderler (çobanlar) Tanrı’nın halkıyla ilgilenmedikleri için yargılanırlar. Ama Tanrı, halkından sağ kalanları yenileyecek ve onlara sadık çobanlar verecektir. Mesih’i, onların Kral’ı olması için diriltecektir. Bu bölüm hakkında Hıristiyanlar’a Kelly tarafından, hoşa gitmeyen, ama gerekli olan bir önem verilir:
Bu önbildirinin Mesih’e, Rab İsa’ya işaret ettiği açıktır. Ama İsrail’in Mesih’le ilişkisi, bizim Rab İsa’yla olan ilişkimizden farklıdır. Bunun kavranması önemlidir. Böyle yapmakla kaybetmeyiz. Pek çok kişi, bu önbildiriler Hıristiyanlar’a ve kiliseye uyarlanmadıkça bir şeyler kaybettiğimiz düşüncesindedirler. İzlenecek en iyi yol her zaman dürüstlüktür. Komşunuzdan bir şey aldığınızda komşunuzun kaybettiğinden daha fazlasını kaybedersiniz. Hiç kuşkusuz küçük bir kaybı olabilir, ama sizinki korkunç olacaktır. Bu, doğal konular için gerçekse, ruhsal konular için çok daha gerçektir. Kendinizden daha fazlasını vermeksizin, İsrail’i, payının bir parçasından yoksun bırakamazsınız.26
5’inci ayette Mesih, Davut’un Dalı (ya da Oğlu) olarak anılır. Zekeriya 3:8’de İsa, “Dal adındaki kulum” olarak geçer. Zekeriya 6:12’de Mesih, “Dal adındaki Adam’ ifadesiyle betimlenir. Yeşaya 4:2’de, ‘Rab’bin Dalı’dır. Bunlar, Müjdelerde sunulan Mesih’in dört unvanıyla örtüşmektedir: Kral, Kul, İnsanoğlu ve Tanrı Oğlu.
“RAB DOĞRULUĞUMUZDUR” ya da Yahve sidkenu (6. ayet) Rab’bin yedi bileşik adından biridir.27 M’Cheyne, Rab’bin bu unvanını taktir eden harika bir ilahi yazmıştır:
Dostları ilə paylaş: |