Gardens of perpetual bliss: they shall enter there, as well as the righteous among their fathers, their spouses, and their offspring:(1837) and angels shall enter unto them from every gate (with the salutation): *
M. Pickthall (English)
Gardens of Eden which they enter, along with all who do right of their fathers and their helpmeets and their seed. The angels enter unto them from every gate.
Velleżîne yenkudûne ‘ahda(A)llâhi min ba’di mîśâkihi veyakta’ûne mâ emera(A)llâhu bihi en yûsale veyufsidûne fî-l-ardi(ﻻ) ulâ-ike lehumu-lla’netu velehum sû-u-ddâr(i)
Ali Bulaç Meali
Allah'a verdikleri sözü, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozanlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi kesip-koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir.
Edip Yüksel Meali
ALLAH'a verdikleri sözden sonra sözleşmeyi bozanlar, ALLAH'ın birleştirmeyi emrettiğini birleştirmeyenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar laneti hakketmişlerdir ve onlar için kötü bir sonuç vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah'ın ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiği bağlantıları koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, işte lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradır.
Süleyman Ateş Meali
Ama Allah'a verdikleri sözü iyice pekiştirdikten sonra bozanlar ve Allah'ın bitiştirilmesini istediği şeyi kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar... İşte la'net onlara, yurdun kötü sonucu da onlaradır.!
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah'a verdikleri sözü, onu antlaşma haline getirdikten sonra bozanlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi parçalayanlar ve yeryüzünde bozgun çıkaranlara gelince, böyleleri için lanet var. Yurdun en kötüsü de onların olacak.
Yusuf Ali (English)
But those who break the Covenant of Allah, after having plighted their word thereto, and cut asunder those things(1838) which Allah has commanded to be joined, and work mischief in the land;- on them is the curse; for them is the terrible Home!(1839) *
M. Pickthall (English)
And those who break the covenant of Allah after ratifying it, and sever that which Allah hath commanded should be joined, and make mischief in the earth: theirs is the curse and theirs the ill abode.
Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.
Edip Yüksel Meali
ALLAH dilediğine rızkı açar veya kısar. Onlar dünya hayatı ile sevindiler, halbuki bu dünya hayatı ahiret ile karşılaştırıldığında bir geçimlikten ibarettir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Süleyman Ateş Meali
Allah, dilediğine rızkı açar da, kısar da. Dünya hayatıyle sevindiler. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, bir geçimden ibarettir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme.
Yusuf Ali (English)
Allah doth enlarge, or grant by (strict) measure, the Sustenance(1840) (which He giveth) to whomso He pleaseth. (The wordly) rejoice in the life of this world: But the life of this world is but little comfort in the Hereafter.(1841) *
M. Pickthall (English)
Allah enlargeth livelihood for whom He will, and straiteneth (it for whom He will); and they rejoice in the life of the world, whereas the life of the world is but brief comfort as compared with the Hereafter.
Ra’d Suresi 27
وَيَقُولُ
diyorlar
الَّذِينَ كَفَرُوا
inkar edenler
لَوْلَا أُنْزِلَ
indirilmeli değil miydi?
عَلَيْهِ
ona
آيَةٌ
bir ayet
مِنْ رَبِّهِۗ
Rabbinden
قُلْ
de ki
إِنَّ
şüphesiz
اللَّهَ
Allah
يُضِلُّ
saptırır
مَنْ يَشَاءُ
dilediğini
وَيَهْدِي
iletir
إِلَيْهِ
kendisine
مَنْ أَنَابَ
yöneleni de
Türkçe Transcript (*)
Veyekûlu-lleżîne keferû levlâ unzile ‘aleyhi âyetun min rabbih(i)(k)kul inna(A)llâhe yudillu men yeşâu veyehdî ileyhi men enâb(e)
Ali Bulaç Meali
İnkâr edenler: 'Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!' derler. De ki: 'Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtıp-saptırır, kendisine katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip-iletir.'
Edip Yüksel Meali
İnkar edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi," diyorlar. De ki: "ALLAH dileyeni saptırır ve yöneleni doğruya ulaştırır."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."
Süleyman Ateş Meali
İnkar edenler: "Ona Rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?" diyorlar. De ki: "Allah, dilediğini (bu tür sözlerle) saptırır. Yöneleni de kendisine iletir."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Küfre sapanlar derler ki: "Rabbinden ona bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Allah dilediğini/dileyeni saptırır. Doğruya yöneleni de kendisine iletir."
Yusuf Ali (English)
The Unbelievers say: "Why is not a sign sent down to him from his Lord?"(1842) Say: "Truly Allah leaveth, to stray, whom He will; But He guideth to Himself those who turn to Him in penitence,- *