Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla


Karşılıklı Atışmalar ve Çekişmeler



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə21/32
tarix04.01.2019
ölçüsü0,97 Mb.
#90078
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   32

Karşılıklı Atışmalar ve Çekişmeler


Sakife toplantısı, Sa'd'ı destekleyenlerle Muhacirle ve Ensar'dan destekçileri arasında zorlu bir mücadele sahnesine dönüştü. Toplantı siyasî çıkarlar, kişisel tutkular ve kabile asabiyetlerinin gölgesi altında geçti. Aralarında olabilecek en şiddetli çekişme yaşandı. İşte bu çekişmeden bir resim:

Ömer'in Rolü


Ömer ileri çıktı ve Ensar'a hitaben sert ve yaralayıcı sözler söyledi. Şöyle dedi:

"Heyhat! İki kılıç bir kına girmez. Allah'a yemin ederim ki, Araplar, peygamberleri sizden başka bir topluluğa mensupken sizin emirliğinize razı olmazlar. Ama Araplar, peygamberlerinin mensup olduğu kavmin emirliği elinde bulundurmasına engel olmazlar. Araplardan bize karşı çıkan olursa da elimizde böyle tartışılmaz bir delil ve açık bir kanıt vardır. Biz Muhammed'in dostları ve aşiretiyken, batıla dalan, günaha meyleden veya kendini tehlikeye atan birinden başka kim Muhammed'in iktidarı ve emirliği hususunda bizimle tartışabilir?!…"2

Ömer'in hasmına galebe çalmak için ileri sürdüğü delilin özeti şudur: Araplar, Peygamber ailesinden olmayan bir şahsa boyun eğmez, onun egemenliğini kabul etmezler. Bu, aslında çürük bir delildir. Çünkü yüce İslâm dini sadece Arapların dini değildir. Bu din, bütün insanların dinidir. Dolayısıyla bütün Müslümanların ortak meselesi olan bu konu, Arapların hoşnutluğu veya hoşnutsuzluğuyla ilgili bir konu değildir.

Kaldı ki, bu delil kendi aleyhine dönecek bir delildir. Çünkü Muhacirler, nebevî ailenin içinden değillerdir. Peygamber (s.a.a) ailesinin merkezinde bulunan kişi, onun kardeşi, amcazadesi, iki torununun babası İmam Ali'dir. Aynı itirazı, Ebu Bekir'in sözlerine de yöneltmiştik.


Hubab b. Münzir'in Tepkisi


Hubab b. Münzir ayağa kalktı ve Ömer'i reddederek şöyle dedi:

"Ey Ensar topluluğu! İktidarınıza sahip çıkın. Bu adamın ve arkadaşlarının sözlerini dinlemeyin. Onlar sizin bu işteki payınızı elinizden alırlar. Eğer sizin istediğinize uymazlarsa, onları yurtlarınızdan çıkarın ve onlara rağmen bu işleri siz ele alın. Allah'a yemin ederim ki, siz bu işte onlardan daha çok hak sahibisiniz. Çünkü sizin kılıçlarınız sayesinde insanlar bu dine boyun eğdiler. Ben bu işin temel taşı ve heybetli koluyum (bu işin erbabıyım). Ben arslan inindeki avlanma çağına gelmiş arslan yavrusuyum. Allah'a yemin ederim ki, eğer isterseniz, onu (Muhacirler için) köksüz bir dala çeviririz. Allah'a yemin ederim ki, kim benim söylediğime karşı çıkarsa, kılıçla burnunu dağıtırım…"1

Hubab'ın bu şiddet ve feveran içerikli sözleri şu hususları içeriyordu:

1- Muhacirler hilâfetin Ensar'ın elinde olmasını kabul etmezlerse, onları Medine'den çıkaralım.

2- Muhacirler Ensar'ın davetini kabul etmezlerse, onlarla savaşalım.

3- Kendini övüp yüceltti, kendisinin en çetin meydanlara dalacak yiğitlerden olduğunu vurgulayıp görüşünde kendisiyle tartışan veya görüşünü reddeden kimsenin burnunu dağıtacağını ifade ediyor.

Ömer, öfkeyle ona cevap verdi. "O zaman Allah seni öldürür!" dedi.

Hubab ona, "Tam tersine, Allah seni öldürür!" dedi.

İki taraf arasında şiddetli bir sözlü kavga yaşandı. Fitnenin çıkması ve kanların akıtılması an meselesiydi.

Ebu Bekir'in Başarısı


Ebu Bekir, ustalığı, yumuşaklığı ve Ensar'a yönelik okşayıcı sözleriyle duruma hâkim oldu. Hizbinin üyeleri de yıldırım hızıyla ona biat elini uzattılar. Ona ilk biat eden, devletinin kurucusu Ömer b. Hattab idi. Sonra Beşir, Üseyd b. Huzayr, Uveym b. Sâide, Ebu Ubeyde el-Cerrah, Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Halid b. Velid ve hizbinin diğer adamları biat ettiler. Sonra da bunlar, güç kullanarak insanları Ebu Bekir'e biat etmeye zorladılar. İçlerinde en şiddetli davrananları da Ömer b. Hattab idi. Kırbacı çok işe yaramıştı. Biate yanaşmayanları onunla biate zorluyordu. Ensar'ın "Sa'd'ı öldürdünüz!" dediklerini duyunca:

"Öldürün onu! Allah onun canını alsın! O, fitne çıkarmak istiyordu." dedi.1

Böyle terör estirilen bir havada Ebu Bekir'e biat alındıktan sonra, ona tabi olanlar, gelin götürür gibi onu Resulullah'ın (s.a.a) mescidine götürdüler.

Peygamber'in (s.a.a) naaşı daha ölüm döşeğinde duruyordu. Mezar onu insanların gözlerinden gizlememişti. İmam Ali, Peygamber'in (s.a.a) cenaze işleriyle uğraşıyordu. Ebu Bekir'e biat edildiği haberini alınca İmam (a.s) içinde bulunduğu durumu şu şiirle ifade etti:

"Gaileler Zeyd'i helâk edince bazı kimseler / Dilediklerini söylemeye ve taşkınlık yapmaya başladılar!"1

İşte Ebu Bekir'e, birçok kuşku ve soruyu beraberinde getiren böyle bir sürat ve aceleyle biat edildi.


Ömer'in Ebu Bekir'e Yapılan Biat Hakkındaki Görüşü


Ömer, Ebu Bekir'in yapılan biate kahredici bir eleştiri yöneltmiş ve o meşhur cümlesini söylemiştir:

"Ebu Bekir'e yapılan biat, oldu bittiye getirilen bir işti ki, Allah Müslümanları onun şerrinden korudu. Bir daha bir kimse sizi benzeri bir şeye çağırırsa, onu öldürün."2

Ebu Bekir'e yapılan biatin mahiyetini teşhir eden ve eleştirinin en acımasız renklerini barındıran bu cümle şu hususları içermektedir:

1- Ebu Bekir'e yapılan biat, oldu bittiye getirilen bir işti. Oldu bittiye getirilen iş demek; şer barındıran, yanlış olan ve sonuçları düşünülmeden aniden yapılan iş demektir. Bu söz, kötüleme ve yerme kapsamında söylenebilecek en ağır ifadelerdendir.

2- Yüce Allah'ın, Müslümanları bu yanlış işin şerrinden ve kötü sonuçlarından koruduğu dile getiriliyor.

3- Böyle bir biate çağıranın öldürülmesi isteniyor.

Ömer'in bu sözü, Ebu Bekir'e yapılan biatin sağlam temellere ve doğru mantığa dayanmadığını ortaya koyuyor.

Biate Yönelik Eleştiriler


Ebu Bekir'e yapılan biat birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Onlardan bazıları şunlardır:

1- Bu biatte Kur'an'ın dengi olan Ehl-i Beyt'in görüşü alınmamıştır. Onlar bu işin tamamen dışında tutulmuş, ihmal edilmiş ve dikkate alınmamışlardır.

2- Biat, seçimin meşruiyetinde şart koşulan ehl-i hall ve akd sayılan kimselerin tamamının katılımıyla gerçekleşmemişti.

3- Biat, gizli bir mekânda gerçekleşmişti; umumun katıldığı bir yerde gerçekleşmemişti.

Abdulvahhab en-Neccar diyor ki:

"Ebu Bekir'in seçilme şeklini bilenler, bu konudaki istişarenin çok eksik olduğunu görür. Çünkü bu gibi durumlarda Müslümanların toplanacakları bir mekânın belirlenmesi ve insanlara önceden haber verilmesi gerekir. Makul olan budur…"1

4- Müslümanların birçoğundan kendi özgür iradeleriyle değil, zorla Ebu Bekir'e biat alındı. Biatin gerçekleşmesinde Ömer'in kırbacının rolü büyük oldu.

5- Ebu Bekir'e biat edenler, biatlerinin zımnında ona, biatin sıhhatinin şartı olan Allah'ın kitabı ve Peygamber'in (s.a.a) sünneti üzere hareket etmeyi şart koşmadılar.

Bunlar, Ebu Bekir'e yapılan biate yönelik bazı eleştirilerdir.


Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin