Şaban akbaba


*Mistik kimliğinin kabul görmesi



Yüklə 1,24 Mb.
səhifə2/9
tarix23.01.2018
ölçüsü1,24 Mb.
#40496
növüYazi
1   2   3   4   5   6   7   8   9

*Mistik kimliğinin kabul görmesi:
Onlarca tarikatın sürgit yaşama olanağı bulduğu, Osmanlı döneminde tekke ve zaviyelerle altın dönemini yaşadığı dini-mistik Bursa ortamı etkisini kalıtlarıyla bugün de belli oranda sürdürmekte olup, Bursa yazınına önemli katkıların geldiği bir kaynaktır. Özellikle 15. yüzyıl tasavvufun doruğa ulaştığı, bugün de adları çok iyi bilinen tasavvufçuların yüzyılı olmuştur.

Hacı Bayram veli, Süleyman Çelebi, Eşrefoğlu Rumi, Abdullatif Kutsi, Ahmed-i İlahi, Emir Sultan:


Akar gözlerimden yaş yerine kan

Zerrece görünmez gözüme cihan

Deryalar nûş edip kanmaz iken can

Âşıklar kandıran ummânı buldum.
Âşıklar meydana doğru varırlar

Erenler cem olmuş verir alırlar

Cümle evliyâlar divan dururlar

Cevahir bahşolan dükkânı buldum.
Emir Sultan der ne hoş Pazar imiş

Âşıklar meydan edip gezer imiş

Cümlenin maksudu ol didar imiş

Hak’ka karşı duran divanı buldum.

Dede Ömer Sikinki, Ahmed Paşa bunlardan bazılarıdır. On altıncı yüzyıla damgasını vuran tasavvufçu Lamii Çelebi ve Mehmed Muhiddin Üftade’dir:


Hakka âşık olanlar

Zikrullahtan kaçar mı?

Ârif olan cevherin

Boş yerlere saçar mı?

……………


Gerçek bu söz yarenler

Gördüm demez görenler

Keramete erenler

Gizli srrın açar mı?

…………..



Üftâde yanıp tüter

Bülbüller gibi öter

Dervişlere taş atan

İman ile göçer mi?”
On yedinci yüzyılda Ahmed Cununi Dede, Bosnalı Abdullah, Ahi, Hüsameddin-i Bursevi, Hudai, Niyaz-i Mısri’yi,

On sekizinci yüzyılda Kaygulu Halil ve İsmail Hakkı Bursevi’yi,

On dokuzuncu yüzyılda Gazzizade Abdullatif Efendi ve Mehmed Emin Efendi’yi görüyoruz.

Belki de salt bu özelliği nedeniyledir ki ünlü yazıncı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın adı Bursa’yla birlikte anılmaktadır. Şehrengiz özentisiyle yazdığı “Beş Şehir” adlı kitabından da, “Bursa’da Zaman” adlı şiirinde de Bursa mistik, “uhrevi” bir kent olarak yer alır. Bursa’yı “Evliya mekânı murat kapısı” olarak niteleyen Karacaoğlan için de bu böyledir on altıncı yüzyıl divan şairi Lamii için de.


*Mitoloji kimliğinin kabul görmesi:
Bursa’ya dair birçok mitolojik öykü vardır. Bunlardan en yaygın ve önemlisi Olympos’la ilgili olandır. Birçok kaynağa ve inanışa göre tanrılar tanrısı Zeus’un yaşamının önemli kısmını geçirdiği, tanrılarla önemli toplantılar yaptığı, önemli kararlar aldığı, açıkladığı Olympos Bursa sınırları içinde bulunan ünlü mitoloji mekânı olan Mysius ve Uludağ’dır.

Öte yandan Bursa’nın birçok da efsanesi vardır. Somuncu Baba Efsanesi, Geyikli Baba (Baba Sultan Efsanesi), Okçu Baba, Ali Dede, Sarıkız, Karagöz ve Hacivat, Üç Kuzular, Dere Kızık, Bayındır Kızık, Irgandı Köprüsü, İnkaya Çınarı, İznik Gölü, Kara Demirtaş Hamamı, Kara Mustafa Kaplıcası, Oylat Kaplıcaları, Şehre Küstü, Eskici Mehmed Dede, Hançer Ali Dede, Şengül Hamamı Efsanesi gibi…

Bursa bütün bu estetik değerleri nedeniyle de sık sık şairlere, yazarlara esin kaynağı, izlek ve tema olmuştur.
*Tarım, sanayi ve turizm kenti olması

ve Anadolu’dan yoğun göç alması:
Bursa her şeyden önce “ipekyolu” üzerinde bulunan şanslı kentlerden biridir. Bu özelliğinden gelen olanaklarına ipekçilik, şarapçılık, bıçakçılık gibi eski ticaret olanaklarının da eklenmesiyle bütün zamanların en gözde kentlerinden biri olmuştur. Bütün bu özelliklerine ikliminin ılıman, topraklarının son derece bitek, yeraltı zenginlik kaynaklarının bol olması ve coğrafi konumu nedeniyle Bursa, günümüzde de ulusal ve uluslararası ticaret ağına kolayca eklemlenebilmiş önemli bir sanayi, turizm ve yine ticaret kentidir.

Uluslararası ve ulusal kapitalizmin gelişmesiyle emek gücünü gereksinen Bursa, ülkemizdeki toplumsal dengesizliklerin de katkısıyla son kırk yıl içinde ardı arkası gelmeyen göçlerin çekim alanı olmuş; hem yurt içinden, hem de yurt dışından gelen milyonlarca göçere kapılarını açmak zorunda kalmıştır. Ülke genelindeki eşitsiz gelişim ve toplumsal dengesizlik Bursa’da da hükmünü sürdürmüş ve Bursa bu kez de “öteki Bursa”(EK B/8) olgusuyla yüzyüze kalmıştır. Öteden beri “pilavı plandan” daha değerli bulan egemen ideolojinin sağlıklı ve bilimsel bir kentleşme politikasının olmamasına, kent egemenlerinin ve yöneticilerinin çıkarcı ve aymaz yönetim anlayışları da eklenince kentin kıyılarını kent dışından gelen eğitimsiz, aşsız, işsiz insanların derme çatma gecekondularının oluşturduğu varoşlar sarmış; sağlıksız, keşmekeş, arabesk yapılanma çok geçmeden arabesk kültürünü de oluşturmuştur.

Bütün bu gelişmeler sosyo-ekonomik sonuçlarını da birlikte getirmiş, ağavari de olsa Bursa kentsoylusunun oluşum sürecini hızlandırmış; palazlanan kentsoylu yaşamın diğer alanlarını olduğu gibi yazın ve sanat alanlarını da güdümüne almaya başlamış, bunu bazen kendi(paravan firmaları, şirketler, holdingleri) eliyle, bazen de kurduğu, yönettiği örgütler ve belediyeler aracılığıyla gerçekleştirmiştir.

Sosyo-ekonomik, kültürel-sanatsal yapılanmaya koşut olarak yazınsal yapıdaki geleneksel seçkinci, iktidar (sermaye, belediye) yanlısı arabesk ve sürgün yeri olmasının tarihsel sonucu olarak “korkak” yapılanma Bursa yazınını olumsuz etkilemiş, sağlıklı gelişmesini engellemiştir.


II.BÖLÜM:

BURSA’DA YAZINCILAR, YAPITLAR, SÜRELİ YAYINLAR

ve

KURUMLAR:
YAZARLAR-ŞAİRLER:
İstanbul’dan sonra en çok yazıncı yetiştiren illerimizden biri olan Bursa’nın yazın insanlarının tümüne böyle bir çalışma içinde yer vermenin olanağı yok. Eski Bursa’da ve Osmanlı döneminde adı sanı bilinen bilinmeyen birçok yazıncısından çok bilinenlerinin adlarına yukarıda değinildi. Diğerlerinden bazıları ve yakın tarihimiz itibariyle bilinmesi gereken isimleri de beş gruba ayırarak anmak gerekiyor.
1.Eski Bursa Yazını ve Yazıncıları:
Bursa’ya dair en eski yazınsal metin, Bithynia valilerinden Plinius’un imparator Tranius’a yazdığı “Mektuplar” ve ondan sonra Bithynia prokonsulü Caius Arbiter Petronius’un yazdığı Satirikon‘dur.
2.Osmanlı Öncesi Bursa Yazını ve Yazıncıları:
Arap-Bizans etkileşimi sürecinde Battal Gazi ve Adülvahap Sancaktari destanları, Abdalan-ı Rum adı verilen gezici dervişlerin söylenceleri Bursa yöresinde dinlenir olmuştur.
3.Bursa Yazını ve Yazıncıları

a)Bursalı Halk Yazını ve Yazıncıları:
Osmanlı döneminde Keles Kocayayla’nın Bursa’da sözlü ve yazılı halk yazınının sürdürülmesinde önemli bir mekân rolü oynadığını görüyoruz. Halk yazını; Alp Erenler (Abdal Musa, Abdal Murat, Geyikli Baba ve Alevi söylenceleri), Kocayayla şenliklerinin vazgeçilmezi Âşıklar (Bursalı Âşık Halil,17.yy.,yine Âşık Halil,18.yy.) ve Ozanlar (Şahan baba) ve Tekke Şairleri olmak üzere üç alanda varlığını duyumsatmıştır.

Yalnızca duyumsatmıştır, çünkü; halk yazını Bursa çevresinde, hiçbir zaman örneğin Kars, Erzurum çevresinde olduğu denli köklü bir kültür değeri kazanamamış, gelenekselleşememiş, olduğu kadarıyla da varlığını koruyamamış, giderek yok olmuştur.

Tekke şairlerinin en bilinenleri Somuncu Baba, Emir Sultan, Eşrefoğlu Rûmi, Abdurrahim Tırsi(15.yy.), Ümmi Sinan ve Üftade’dir. Bunların dili Türkçedir ve hemen hemen hepsi de Yunus Emre’ye özenmişlerdir.

Günümüz Bursası’nda halk yazınının özge bir biçiminden söz edilebilir. Nesnel ve soyo-kültürel bir geçeklik olarak var olan, yadsınması herhangi bir yarar getirmeyen bir oluşumdur bu. Özellikle Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündemi’nde bir araya gelen, belediyenin bazı olanaklarından yararlandırılan, kendilerine “Yerel Gündem Sanatçı Grubu” adını veren, çoğu emekli insanların yazıya geçirdikleri, hatta kitaplaştırdıkları çalışmalardır bunlar. Ölçülü, uyaklı, hatta mahlaslı manzumeler… Aslında âşıkların ve ozanların sergiledikleri birikim, söz ustalığı, manzume çeşitliliği yanında bu manzumecilerin nicelik olarak da, nitelik olarak da zayıf ve sığ kaldıkları da bir gerçektir.

Bu manzumecilerden bazıları şunlardır: Taştan Çıralar, Şaziye Çelikler, Yüksel Akyüz, Muharrem Demirci, İmre Erten, Ömer Ekinci Micingirt, Orhan Doğan, Nurdane Uzun, Turgut Tüfekçibaşı, Bahtiyar Keskin…
3.b) Bursalı Divan Yazını ve Şairleri:
Bursa ve çevresinde egemen ideolojinin ve devlet politikasının giderek daha da İslâmlaşması sonucunda yazın hem anlayış hem de dil değiştirmiş, ideolojide İslâmın ve dilde Farsçanın, diğer bir deyişle de saray çevresinin ve seçkinlerin egemenliğine girmiştir.

Önemli yapıtlar vererek tanınmış divan yazıncılarından bazıları şunlardır:

XIV.YY: Ahmedi, ünlü “Harnâme” nin şairi Şeyhi, Ahmed Dai, Süleyman Çelebi. Sözün yeri gelmişken Süleyman Çelebi’nin halk arasında “Mevlit, doğum” olarak bilinen ve 1409 yılında Bursa’da yazdığı Vesiletü’n Necat adlı yapıtından örnek vermek gerekir. Bu yapıt güzel bir Türkçeyla yazılmış yazınsal ve estetik değeri olan bir manzumeler bütünüdür. Yapıta adını veren “doğum” bölümünden örnek:

Ol gece kim toğdı ol hayrül-beşer

Anesi anda neler gördü neler


Her ne kim güründi ise gözüne

Hem dahi vâkti olanı özüne


Di di gördüm ol habibün anesi

Bir’aceb nur kim güneş pervanesi


Ber urup çıkdı evümden nâgehân

Göklere irdi vü nur oldı cihan


İndi göklerden melekler saf sâf

Kâbe gibi kıldılar evim tavaf

…………………………….

XV.YY: Hümami, Muradi (Sultan II.Murad), Cem Sultan, Cemâli, Nakkaş Sâfi, Gammi, Deli Birader(Gazali), Atai (İvazpaşazade Ahi Çelebi), Ahmed Paşa… Ahmed Paşa’dan bir örnek vermek gerekirse… Buhara’da doğup Bursa’da yaşayan Emir Buhari için yazdığı şiirden onun ne kadar güçlü bir şair olduğunu anlıyoruz:

Ne akdı Ruma bir ulu daryâ senin gibi

Ne âleme getirdi Buhârâ senin gibi


Cân milkini muhabbetin ârâyiş eyledi

Kimdir cihânda memleket-ârâ senin gibi

…………..

Ey âlemi—i vilâyete sultân olan Emir



Vey milk-i Rûma rahmet-i Rahmân olan Emir.
Güzel bir örnek de Ahmed İlâhi’den:
Bu cihân dürür kalma fenâya ey gönül

Ger ulaşmak ister isen ol bekâya et gönül


Mübtelâ ol gıl anın sevdasını Eyyub-veş

Kim anın eltâfı çokdur mübtelâya et gönül


Âşinâyisen iki âlemden ol bigâne zâtıne

Özge âlemelr virür ol aşinaya ey gönül


Ger şifa bulmak dilersen ol likâfan âkibet

Derdine bat iltifât itme devâya et gönül…

XVI.YY: Lamii Çelebi, Bursalı Ulvi, İshak Mustafa Çelebi(Cinani), Rahmi (Pir Mehmed)…

XVII.YY: Niyazi Mısri, Hüdai, Kanii, Sebzi Mehmed Efendi, Bursalı Mehmed,(Şühudi), Haşimi, Baldırzade Selisi…

XVIII.YY: İsmail Hakkı Bursevi, Levhi, Tâlib, İsmail Beliğ (17-18.yy.)…

XIX.YY: Eşref Paşa, İffet Mehmed Efendi,

XX.YY: Şadi.

Cumhuriyet Dönemi: Divan şiiri alanında Cumhuriyet’ten sonra da ürün verenler olmuştur. Dr. Ziya Kaya(1891-1953), Haşim Nezih Okay(1909-1998), Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu(1929) bunlardan bazılarıdır.

Bugün Bursa’da yaşayan şairlerimizden Turgut Çelik (1949), divan şiirinin (yazmayı sürdüren) belki de en son ve en genç temsilcisidir:
BİR PETEĞİN SÜZDÜĞÜ ŞİİR
Özdeştir ikiz, bir dolunay bir de güneş var

Delmiş bir ipek perdeyi, yarmış ateş almış


Sessizce siyah yelkeni indirdiğim akşam

Her şüphe beyaz zambağı sarmış ateş almış


İçlenme, büyük cevheri hiç bilmeyecekler

Hüznünde yetim yüzlü bebek, anneyi bekler


Sen hıçkıracaksın, kanat açtıkça melekler

En eski yaran, gizli kanarmış ateş almış


Her dağ tutuşur, inci dökermiş eteğinden

Öksüzlüğü kim süzdü gönülsüz peteğinden


Girdim de izinsiz, kızaran narçiçeğinden

Döndüm geri, aşkın bu kadarmış ateş almış.


Sevgisi bitmiş gecenin duygusu titrer

Tüller çekilir pencerenin uykusu titrer


Son çeşmedeyiz damla düşer sanki su titrer

Bir yan bakışın ömre zararmış ateş almış


Gözlerde derin gölgelerin can pınarından

Değdim köpüren nehrine, içtim kenarından.


AI goncayı öptüm, alevin aynalarından',

Kalbim, ne güzel menzile varmış ateş almış.



BU BÖLÜM İÇİN BAZI ÖRNEKLER EK A:

4.Bursa Yazınında (Eski-Yeni) Düzyazı Yazarları Ve Yapıtları:
Bursa’da düzyazı alanında da 14. yüzyıldan beri ürünler veren birçok yazıncı yetişmiştir. Tarih sırasına göre en çok bilinen isimler ve önemli yapıtları şunlardır:

*14.-15.yy: Molla Şemsettin Fenari (Misbah’ul-Üns), Muslihittin bin Yusuf(Tehafüt), Tursun Bey (Tarih-i Abü’l Feth), Abdullatif-i Kutsi(Hadi’l Kulûb), Sinan Paşa (Tazarruname), Eşref bin Ahmed (Fütüvvetname)...

*16.yy: Mehmet Neşri(Cihannümâ, Gazali/Deli Birader(Letaif), Âşık Mehmet Çelebi(Tezkire-eş Şuara), Kınalızade Hasan Çelebi(Tezkire-eş Şuara).

17.yy: Baldırzâde Mehmed: Tarih-i Vefeyat), Ali bin Mehmed(Misbahü’l Kulüb).

*17.-18.yy: İsmail Hakkı Bursevi(Ruhü’l Mesnevi v.d.), İsmail Beliğ(Güldeste-i Riyaz-i İrfân…), Cizyederzâde Ahmed Bahaeddin(Salihiye)

*19.-20.yy: Mehmet Şemsettin Ulusoy(Yâdigâr-ı Şemsi v.d)

*Cumhuriyetle birlikte Bursa kökenli ve Bursa’yla ilgili yazınsal değeri olan düzyazılarda büyük bir artış olmuş, bu yazıların pek çoğu değişik yayın organlarında ya da kitaplarda yer almıştır. Bu yazılardan bazıları şunlardır:

*Muradiye’de: Yakup Kadri Karaosmanoğlu(1923).

*Guraba-Hane-i Lâklâkan: Ahmet Haşim(1928).

*Bursa’da Zaman: Ahmet Hamdi Tanpınar(1946).

*Bursa Bir “Dış” değil Bir “İç”tir: Hasan âli Yücel(…)

*Bursa’nın Daveti: Ahmet Hamdi Tanpınar(1948).

*Bursa İçin: Behçet Kemal Çağlar(1949).

*Bursa’da Bahar: Abdulbâki Gölpınarlı(1955).

*Şehir Asla Unutmaz: Mustafa Armağan(1996).

*Yılmaz Akkılıç, Ramis Dara, Nadir Gezer, Raif Kaplanoğlu, Hacı Tonak, Melih Elal, Nevzat Çalıkuşu, Cevat Akkanat, Şaban Akbaba, Güney Özkılınç, Beyza Ersoy, v.b…. yazıncıların çok sayıdaki yazıları.


4.Bursa Doğumlu Yazıncılar:

4.a) Cumhuriyet Öncesi Yaşamış Yazıncılar:
Cumhuriyet öncesi uzun tarihimiz süresince çok sayıda Bursa doğumlu yazıncımız vardır. Buların hepsinin isimlerini yazmak böyle bir çalışmanın kapsamını aşacağı için yine çok bilinenlerin isimlerini vermekle yetinmek gerekmektedir. Örneğin;

Şair Eşrefzade Seyyid Şeyh Ahmet Ziyaeddin (12.yy.), Ruşeni (15.yy.) , Ahmet Paşa(15.yy), Lamii(d:1472), , Eşrefoğlu Rumi(15.yy., “Tarikatnâme” yazarı), Kınalızade Hasan Çelebi(d:1546), Celili(15-16.yy.), Üftade(16.yy), Abdurrahim Tırsi(16.yy.), Feraizcizade Ahmet Şakir(d:1853), Âşık Halil(18-19.yy.), Eşref Paşa(19.yy), Hengâmi (19.yy., “Eşrefü’ş Şuara”yazarı), Halil Edip(19.-20.yy), Bursalı Tahir Bey(19.-20.yy, “Osmanlı Müellifleri”) gibi…


4.b)Cumhuriyet Sonrası Yaşamış, Yaşamakta Olan Yazıncılar:
Dr. Ziya Kaya, Fakihe Odman, Nadir Gezer, Doğan Avcıoğlu, Burhan Arpad, İsmet Bozdağ, Mehmet Tahir Bursalı, Nahit Kayabaşı:
Orhan Camii avlusunda

Osmanlı kalıtı üç çınar

Şiir

Sızıyor


Dallarından
Şiirin adı Tanpınar.

İbrahim Balaban, Zebercet Coşkun, Nevzat Çalıkuşu, Ali Aksoy, Ahmet Necdet, İhsan Deniz, Metin Güven:


durdum ve kayboldum sonra

durdum ve yürüdüm

şehrin kenarlarına

şehrin rüzgârına

/senin gözlerin için

şehrin dalgınlığına

ve ufkuna sonra

/senin gözlerin için

sen ve

dağlarda bekleyen çocuklar



için/

yürüdüm


çaresiz bir nehrin

kenarlarına……….

Neşe Karael, Pınar Kür, Nezihe Meriç, Arkadaş Z. Özger, Hakkı Özkan, Celal Sılay, Füruzan Toprak, Mükerrem Kâmil Su, Yaşar Faruk İnal, Kemal Selçuk, Cemil Kavukçu, Ceyhun Erim, İbrahim Ünal taşkın, Melih Elal, Ahmet Özün, Emin Ülgener:

BURSA



Çınarlar boyunca gölge veren sur

Sükunu dinleyen mermer evliya

Yığın yığın halka halka düşen nur

Ve güvercin inmektedir avluya…...

Konuyla ilgili olarak, önce, bu çalışmanın yapıldığı Nisan 2007 yılı itibariyle en yeni tarihli antoloji olan Hikmet Altınkaynak’ın Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü’ne bir göz atalım. Sözlük hazırlayıcısının Sunuş’ta belirttiği gibi, “… Türk edebiyatının başlangıcından günümüze 1400 seçkin imzasını kapsamaktadır.” Sözlükte (bu iddiaya karşın 1900 öncesi doğumlu olanlarla ilgili bilgiler hem nicelik hem de nitelik açısından yetersiz) 1900 ve sonrası doğumlu yazıncılardan Bursa doğumlu olanların sayısıysa yalnızca 21. 1950 ve sonrası doğumlu olanların sayısı da yalnızca 6’dır.


5.Bursa’yı Yapıtlarına Konuk Eden Yazıncılar:
Yukarıdaki iki madde içinde yer alan yazıncılardan başka çok sayıda yazıncıdan bazıları bir değini biçiminde, bazıları mekân olarak, bazıları bir dizeyle, bir şiirle, bir metinle ya da bütün bir yapıta sindirerek Bursa’yı yazın çalışmalarına konuk etmişlerdir. Cumhuriyet öncesinden yalnızca birkaç örnek vererek daha çok Cumhuriyet sonrası dönemde yaşamış, yazmış yazıncıların isimlerini vermekle yetineceğim:

Evliya Çelebi, Somuncu Baba(14-15.yy.), Emir Sultan((14-15.yy.), Aşık Çelebi(d:1520), Ahmet Cevdet Paşa, Seyfi, Halide Edip, Halide Nusret Zorlutuna, Yakup Kadri, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdulbaki Gölpınarlı, Falih Rıfkı Atay, Sait Faik, Orhan Şaik Gökyay, Sabahattin Selek, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Mehmet Asım, Fikret Adil, Ahmet Haşim, Oktay Akbal, İsmet Kür, Aziz Nesin, Orhan Asena, Nurullah Ataç, Hasan Ali Yücel, Şevket Süreyya Aydemir, Yahya Kemal, Abdulbaki Gölpınarlı,Ahmet Muhip Dranas, Orhan Duru, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Kemal Tahir, Reşat Ekrem Koçu, Kemal Özer, Sabahattin Ali, Günsel Ergin, Ünal Koman, İsmail Gerçeksöz, Abdülhak Şinasi Hisar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Muzaffer Hacıhasanoğlu, Dinçer Sümer, Peyemi Safa, Yüksel Pazarkaya, Haldun Taner, Hasan Hüseyin, Nurer Uğurlu, Atilla İlhan, Halide Edip, İnci Aral, Işıl Özgentürk, Emine Sevgi Özdamar, A. Faik Bercavi, Mustafa Şanlı, Doğan Soydan, Yücel Balku, Nursel Aras, Mustafa Durak, Turgut Uyar, Ahmet Ada, Mehmet Başaran, Salahattin Batu, Osman Atilla, Cengiz Bektaş, Necati Cumalı, Behçet Kemal çağlar, Hasan İzzettin Dinamo, Nahit Kayabaşı, Hakan Akdoğan, İhsan Deniz, Metin Güven, Orhan Veli, Zeki Ömer Defne, Ceyhun Atuf Kansu, Ahmet Kutsi Tecer, Barış Pirhasan, Uluğ Turanlıoğlu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Uysal, Halil Uysal, Halim Yağcıoğlu, Hilmi Yavuz, Halit Fahri Ozansoy, İlhan Geçer, İbrahim Minnetoğlu, Niyazi Akıncıoğlu, Mahmet Ali İnan, Arif Nihat Asya, Niyazi Özsan, Nuri Demirci, Müslim Çelik, İhsan Üren, Hilmi Haşal, Nevzat Çalıkuşu, Ramis Dara, Turgay Nar, Serdar Ünver, Şaban Akbaba, Halime Yıldız, Ahmet Günbaş, Kemal Gündüzalp, Mustafa Emre, Murathan Çarboğa, Cengiz Göral, Ertuğrul Şavkar, Arif Berberoğlu, Fatih Yılmaz, Yılmaz Akkılıç, Raif kaplanoğlu, Halide Yıldırım, Hüsam Kurt, Alev Kutluözen, Muhsin Çolak, Hüsamettin Olgun, Pelin Yılmaz, Mehmet Kaplan, Şenol Yazıcı, Emre Gümüşdoğan, Alaaattin Topçu, Murat Aydınlılar, Şükufe Nihal Başar, Arif Hikmet Par, Zeki Müren, Mehmet Aydın, Kemal İmer, Turgut Çelik, Kekil Şimşek, Recep Nas, Güner Özoğuz, Hasan Akarsu, Orhan Birgit, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Oktay Rıfat, Halit Fahri Ozansoy, Süleyman Diyaroğlu, Ali Nihat Tarlan, Numan Kartal, Mustafa Muharrem Tüfekçi, Şükrü Bilgiç, Eşref Yılmaz, Metin Önal Mengüşoğlu, Yunus Temiz, Fehmi Enginalp, Hakkı Özkan, Zeki Ömer Defne, İbrahim Serhat Canbolat, Bahri Çokkardeş, Şafak Pala, Serap Gökalp, Aysel Karaca, Gülsün Işıldar, Hilmi Soykut, Selami Üney, Serap yenilmez, Pelin Yılmaz, Cüneyt Özkurnaz, Güney Özkılınç, Süreyya Güven, Beyza Ersoy…


6.Yazılarında Bursa’dan Söz Eden Yabancı Gezginler:
Yalnızca “Seyahatnamelerde Bursa” konusunda ve bu başlıklı kitapta kırk bir gezginin Bursa’yla ilgili, ya da Bursa üzerine yazdıkları yazınsal değerde gezi yazıları var.

Bu isimlerden en çok bilinenler şunlardır: Evliya Çelebi, İnbi Batuta, Şihabettin El Ömeri, Bertrandon De La Broquıere, Hans Dernschwam, Ogier Ghiselin De Busbeck, Jean Thevenot, Josphus Grelot, Andre Gide,Richard Pockocke, İnatz Von Berner, Henri De Regnier, Baptistin Poujoulat, Karl Aubois Bernard, Polonyalı Simeon, Rıcaut, Ahmed Şerif, Paul Lındau, Charles Texiser, Helmuth Von Moltke, Pierre Loti, Eçmiadzin Kateğıkosu, Georgina Max Muller, Hayrullah İbni Abdülhak Efendi, Miss Julie Pardoe, Robert Walsh, Rıcaut, Edmund D. Shıshull, Carsten Nıebuhr…


YAPITLAR- SÜRELİ YAYINLAR VE KURUMLAR:
Bursa’nın sosyo-kültürel yaşamının belgeleri gibi duran şehrengizler, mesneviler ve vefeyatnâmelerin yazınsal niteliğini göz ardı edemeyiz. Kaldı ki, bu kültürel kalıtların pek çoğu özellikle sanata, yazına ve yazıncılara dairdir ya da onlara gereken yeri ve önemi vermiştir. Bunların dışında çağdaş yazınımızda Bursa’yla doğrudan ya da dolaylı ilgisi olan çeşitli yapıtlar verilmiştir. Şiir, öykü, roman türleridir bunlar daha çok.
A.VEFEYATNÂMELER
Aynı zamanda birer yazın yapıtı olarak da değerlendirebileceğimiz 16-17. yüzyıllardan başlayarak yazılan vefeyâtname(ölmüşler biyografisi)lerin kültür tarihimiz içindeki yeri yadsınamaz. Bu yapıtlarda Bursa’da yaşamış, Bursa’da ölmüş devlet yöneticilerinin, din ve tarikat büyüklerinin, şair, yazar, hattat ve müzik insanlarının yaşamları, yapıtları ele alınıp incelenmiştir.

Türün ilk örneği Molla Câmi’nin yazdığı Fütuhu’l Mücâhidin li-Tervihi Kulubi’l Müşahidin’dir(15.yy). Yirmiyi aşan Bursa vefeyetnâmelerin günümüze kalan ve önemli sayılanları şunlardır:



*Ravza-i Evliya: Baldırzade Seisi Şeyh Mehmed. Bursa’nın alınışından 17. yüzyılın ortalarına kadarki dönemde Bursa’da ölen tasavvufçuları, bilim insanlarını ve şairleri anlatan bir biyografi yapıtıdır.

*Güldeste-i Riyaz-i İrfan: İsmail Beliğ.”Bursa Şuara Tezkiresi de denen bir yapıttır. Vefeyatnâme türünün en olgun örneklerinden biridir

*Bazı Menakıb-ı Meşayıh-ı Salife:Derviş Hasan(18.yy.). Dönemim tasavvufçularından, yazarlarından ve söylencelerinden söz eder.

*Vefeyatnâme: Süleyman Halis(18.yy.) Ravz-i Evliya vefeyetnâmesine ek olarak düşünmüş ve yazmış, o arada İsmail Beliğ’i de vefeyetnâmesini gelenekten kopuk yazdığı için eleştirmiştir.

*Gülzarı Suleha ve Vefayat-ı Urefa: Şair Eşrefzade Seyyid Şeyh Ahmet Ziyaeddin(18.yy.). 1135-1196 tarihleri arasında Bursa’da yaşamış ve ölmüş 216 şair, yazar, hattat ve yöneticinin yaşamöyküsüne yer vermiş.

*Ravzatü’l Muflihun:Gazzizade Abdullatif (13.yy.). Yazın anlamında özel bir önemi bilinmemektedir. Ancak vefeyatnâme geleneğinden bir yapıttır.

*Hulasatü’l Vefayat:Gazizade Abdullatif. Yazın dünyasıyla ilgili içeriği olmamasına karşın yazın diliyle yazılmış iyi bir Bursa monografisi olarak kabul edilmektedir.

*Zübdetü’l Vekayi Der Belde-i Celile-i Bursa: Bakırcı Raşit Mehmet(13.yy.). Diğer vefeyatnâmelere ek olarak yazılmamıştır. Daha çok Osmanlı tarihiyle ilgilenmiş, padişahları, şehzade ve sadrazamları anlatmakla birlikte; birçok bilim insanı, tasavvufçu, şair, hattat, müzisyen, meddah ve doktorlar hakkında da bilgiler vermiştir.

*Gülzar-ı İrfan:Mehmet Fahreddin(13.yy.).Bursa vefeyatnâmeleri içinde içerik ve biçim olarak en geniş kapsamlı olanıdır. Padişah Abdulmecid adına yazmış ve Padişah Bursa’ya geldiğinden kendisine sunmuştur. Yine yazınsal değeri daha çok vefeyetname geleneğine bağlı kalmasıyla ilgildir.

*Yadigar-ı Şemsi:Mehmed Şemseddin Efend(14.yy.).Tekkeler, şeyhler ve otuz kadar postnişin üzerine yazılmış bir veveyatnâmedir.


B.ŞEHRENGİZLER
Şehrengizler XVI.yüzyıldan itibaren divan yazınımıza kazandırılmış manzum kent övgüleridir. İlk örneklerini Piriştineli Mesihi ve Balıkesirli Zâti vermiştir. Şehrengizler mesnevilere benzese bile daha çok kentin tarihi, toplumsal, coğrafi yapısı ve doğası üzerine yazılmış nesnel, gerçekçi, bu dünyaya dair yapıtlardır. Yani mistik özellikler taşımazlar. İstanbul, Edirne, Yenişehir, Gelibolu ve diğer birkaç kent üzerine yazılmış toplam 48 şehrengiz bilinmektedir. Bunların yedi tanesi Bursa şehrengizidir.

*Şehrengiz-i Bursa:Üsküplü Kılıççızade İshak Çelebi(16.yy)

*Şehrengiz-i Bursa:Aşık Çelebi(Seyyid Pir Mehmed(16.yy)

*Şehrengiz-i Bursa:Kadı Çalıkzade Mehmed Mâni(16.yy).

*Şehrengiz-i Bursa:Konya Kadısı Bursalı Nazuk Abdullah(17.yy)

*Şehrengiz-i Cilve-i Resa ve Ayine-i Habun-ı Bursa:İsmail Beliğ(18.yy).

*Şehrengiz-i Bursa:İsmail Beliğ(ikinci şehrengizi).

*Şehrengiz-i Bursa:Bursalı Halili(Sarı Halil,18.yy).

*Şehrengiz-i Burûsa: Lamii Çelebi(15.yy.). Şehrengizde Bursa üzerine yazılmış olağanüstü güzel şiirler vardır. “Uludağ”, “Bakacak Zirvesi”, “Gökdere”, “Pınarbaşı”, “Ulucami”,”Sultan Çelebi Mehmed Türbesi”, “Tabii Sıcak Sulu Kaplıcaları”, “Kaplıca Havuzunun Tasviri”, “Nilüfer Çayı” gibi başlıklara yazılmıştır. İki örnek:
BAKACAK ZİRVESİ

Bakacak gibi dün gün çerh-i devvâr

ona olmuş havâdar u kafadar/…/
GÖKDERE

Meğer gökten iner ol Nilüfer-Câm

onun için ona olmuş Gökdere nâm

iki şakk eyleyip ol nehr şehri

edipdir behresi sir-âb dehri

………………


Yüklə 1,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin