Hz. Mehdi (a.f) konusunda düşüncenizi İslam metninde geçen şeylerle uzlaştırmaya çalışın. Genellikle biz bunu ukde ve intikama kapılan bir kişinin çocuğumsu arzusu haline getirmişiz. Sanki Hz. Mehdi (a.f) sadece gelip örneğin biz İranlıları veya Şiileri saadete ulaştırması için Allah Teala’nın kendisine izin vermesini bekliyor; o da bizim gibi Şiilikle bir ilişkisi olmayan Şiileri! Hayır bu büyük bir evrensel felsefedir; çünkü İslam dini evrensel bir dindir; çünkü gerçek anlamda Şiilik evrensel bir şeydir. Bizim bunu büyük bir evrensel felsefe olarak algılamamız gerekir. Kur’an-ı Kerim, “Andolsun Tevrât’tan sonra Zebûr’da da: “Yeryüzüne mutlaka iyi kullarım vâris olacak (bu yer onların eline geçecek)” diye yazmıştık”103 buyururken şu bölge, bu bölge, şu kavimden, bu ırktan değil, yeryüzünden bahsedilmektedir. Birincisi dünyanın gelecekte yok olmayacağına dair ümit vermektedir. Şunu sürekli söylemişimdir ki bugün Avrupa’da şu düşünce ortaya çıkmıştır: İnsanoğlu medeniyette öyle bir merhaleye ulaşmıştır ki kendi eliyle kazdığı mezarla arasında bir adım mesafesi var. Zahiri kurallara göre de böyledir; fakat din ilkeleri diyor ki bize: İnsanoğlunun saadetli yaşamı gelecektedir; günümüzdeki yaşam geçicidir. İkincisi, o dönem akıl ve adalet dönemidir. Her insanın üç genel döneme sahip olduğunu görmekteyiz: Oynama ve çocukça düşüncelerin hakim olduğu çocukluk dönemi; şehvet ve öfkenin hakim olduğu gençlik dönemi; pişkinlik ve tecrübelerinden yararlanma dönemi olan yaşlılık ve kişinin aklının zirveye ulaştığı dönem. Yaşlılık dönemi duygu ve hislerden uzaklaşmak ve aklın hükümet dönemidir. Beşer toplumu da böyledir. Beşer toplumu üç dönemden geçmelidir. Biri efsaneler dönemi ve Kur’an-ı Kerim’in tabiriyle cahiliye dönemi. İkincisi, ilim ve bilgi dönemi; fakat ilim ve gençlik, yani şehvet ve öfkenin hakimiyet dönemi. Sahi bizim asrımız hangi eksende dönmektedir? Dakik bir şekilde inceleyecek olursak dönemimizin öfke veya şehvet eksenine sahip olduğunu görmekteyiz. Bizim asrımız her şeyden çok bomba (öfke) dönemidir; minijup (şehvet) dönemdir. Acaba efsanelerin hakim olmadığı, öfke, şehvet, bomba ve minijupun hakimiyet sürmediği, gerçekten marifet, adalet, barış, insanlık ve maneviyatın hakim olduğu bir dönem gelmeyecek mi? Böyle bir dönemin gelmeyeceği nasıl düşünülebilir?! Allah Teala bu alemi yaratıp insanoğlunu varlıkların en üstünü olarak yarattıktan sonra insanoğlu buluğ döneminde ulaşmadan aniden bütün insanları alt-üst etmesi mümkün müdür hiç?!
O halde Mehdilik inancı çok büyük bir felsefedir. Bakın İslam dini ne kadar yüce kavramlara sahiptir! Mübarek Ramazan ayına yaklaşmaktayız; Ramazan ayının gecelerinde İftitah duasını okuma fırsatı bulacaksınız. Bu duanın son bölümlerinin büyük bir kısmı Hz. Mehdi’yle (a.f) ilgilidir; ben de Allah Teala’tan onları niyaz ediyorum; benim de duam budur:
“Allah’ım, biz senden İslam ve ehline izzet bağışlayacağın; nifak ve ehlini zelil edeceğin onurlu bir devletin tahakkuk bulmasını istiyoruz. Öyle bir devlet ki, bizi o devlette, itaatine davet edenlerden ve hidayet yolunun öncülerinden kılasın, onun vesilesiyle dünya ve ahiret kerametini bize ihsan edesin.”
Allah’ım! Bizi dünya ve ahirette kendi rahmetinin kapsamına aldığın kimselerden kıl.
Allah’ım! Kutlu zatın ve saygın velilerinin hakikatinin hürmetine bu büyük arzuya lâyık olanlardan eyle.
Dostları ilə paylaş: |