119:160 Tanrı sözünün temeli gerçektir. Her vaat mutlaka gerçekleşecektir. “Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak” (Mat.5:18).
119:161 Önderler yok yere Tanrı’nın hizmetkârlarına zulmetmişlerdir. Ancak Tanrı sözüneduyulan saygı, sadıkları Rab’be ihanet etmekten korur.
119:162 Kutsal Kitap’ı araştıran ve harika ruhsal zenginlikleribulan kişi, gizli bir hazineyi keşfetmenin heyecanını yaşar.
119:163 Tanrı sözünü bilmek bize, Tanrı’nın sevdiğini (Yasa) sevmeyi, nefret ettiğinden nefret etmeyi (yalan) öğretir. Tanrı’nın yasasını seven, Tan-rı’nın düşüncelerine sahip olacaktır.
119:164 Yedi rakamı mükemmellik ya da bütünlüğü simgelediğinden, mezmur yazarının Rab’bi doğru hükümleri için bütün yüreğiyle ve sürekli övdüğünü anlarız.
119:165 Söz, karmaşa içindeki dünyada bize esenlik verir ve ayartıdan korunma sağlar. Bu ayet, imanlıların üzüntü ya da sıkıntıdan özgür oldukları anlamına gelmez; Yasa’ya itaat ederek günahın tuzaklarından sakınmaktadırlar.
119:166 Mezmur 37:3’de şunlar yazar: “Sen RAB’be güven, iyilik yap.” Mezmur yazarı burada bu öğüdü izlemiş olduğunu söyler. Önce iman, sonra da imanın ürünü olan işler gelir.
119:167 Malaki’nin yaşadığı dönemdeki insanlar itaat etmeyi yorucu bulurlardı (Mal.1:13). Ancak yazar böyle düşünmemektedir. Söze itaat ettikçe daha da çok sevmektedir.
119:168 Bu kısımdaki bu son üç ayet, Kutsal Kitap’a itaatin uygulanma
sından söz eder. Eğer bunu sıradan bir imanlıya atfetmek konuyu uzatmak gibi görünüyorsa, bu ayetleri Kurtarıcımız’ın sözleri olarak düşünün; sorun ortadan kalkacaktır.
119:169 Mezmur bitmek üzereyken, Tanrı’ya feryatlar yükselir. Rica ve istek bildiren ifadelere yedi kez rastlanır. Önce feryadın Rab’be erişmesi için yalvarılır, sonra da gerçek ruhsal anlayış istenir.
119:170 Bu ayetlerde düşman uzakta değil gibi görünmektedir. Bu nedenle, kurtarılma ricası, Tanrı’nın vaadiyle uyumlu olarak tekrarlanır.