5-2’ lik puanlama; Namaz kılmasa da Müslüman, ancak henüz cemaatle ilişkisi olmayan, hatta sevmeyen şahıslar,
5-3’lükpuanlama; Cuma namazlarım kaçırmayan, ara sıra diğer namazlarını kılmaya gayret eden, hizmete genel manada sempati ile bakan, davet edildiğinde gelip giden,
5-4’lük puanlama; Beş vakit namazını kılan, cemaatten olan, hatta vazife verildiğinde yerine getirmeye çalışan. Bu kişi artık Örgüt mensubu olmuştur.
5-5’likpuanlama; Hayatını İslam ’a adamış, İslam 'in tüm şartlarını yerine getiren, Fetullah GÜLEN' i imam kabul edip, ahir zamanda beklenen zatın (Mehdi, Mesih) o olduğuna inanan, gerektiği zaman ve yerde canını çekinmeden hizmet ve Fetullah GÜLEN adına verebilecek insan olarak değerlendirilirdi. Bu gün için örgütün aktif mensubu sayılan kişidir.
Benim dönemimde 5-5’ lik olmayan bir cemaat mensubuna hiçbir görev verilmez, askeri okullar veya polis koleji ve akademisine sokulmazdı. Yani 5-5 ’lik sisteme uymayan hiç kimseye bir görev verilmezdi. Ayrıca bizim dönemimizde sadece bilgi ve becerisi bulunan örgüt mensuplarına görev verilirdi. Ancak örgütün büyümesi, etki alanının artmasından dolayı kontrolün biraz daha zayıflaması, 5-5 ’lik sisteme uygun örgüt mensubu şahısların azlığından dolayı daha alt puanlamaya tabi örgüt mensuplarına görev verilmiş olabilir”
“Hrant DİNK, Rahip SANTERO cinayeti olsun Zirve yayınevine düzenlenen saldırı olsun bunlar Türkiye'de gerçekleşen olağan üstü gelişmeler. Bu gelişmelerin hepsinin arkasında her zaman Emniyet İstihbaratının ve emniyet teşkilatı içerisinde yer alan cemaat mensuplarının Türkiye'nin içinden geçtiği sürece yönelik bir operasyon yaptıklarını, cemaatin izni ve bilgisi olmadan bir operasyonun gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ancak bu süreçlerde fiilen cemaatle bir bağım olmadığı için net bir şey söyleyemem. “
“K. ile birlikte gidilen sohbetlerde; “İslamiyet ve hizmet hakkında bilgi verildikten sonra, Hoca Efendi ’nin ABD ’ye sürgün edilmiş olduğu, cemaatin yabancı teşkilatlarla irtibatlı insanlar tarafından ele geçirilmeye çalışıldığı” gibi konularda sohbetler yapılırdı. Açıkçası Samanyolu TV’de yayınlanan “Şubat Soğuğu” isimli dizedeki mesajlara yönelik sohbetler yapılırdı”
“Memurlardan alınan HİMMET parası memurun aldığı maaşın %10'udur. Tabi bu alt sınırdır. İsteyenler daha yüksek verebilir. Bu tabi yüzde on olarak kalmıyor. Zaman zaman ekstralar oluyor. Yeni cemaat evi açılırken para toplanabiliyor. Basına yansıyan haberlerden de bildiğimiz gibi cemaat içerisinde yer alan Emniyet Müdürlerine taltif parası adı altında para veriliyor. Taltifler yatırılmadan önce cemaat içerisinden yetkili bir kişi müdürler ile görüşüyor ve kendisine şu kadar miktar taltif yatıracaklarını bu paranın yarısını himmet olarak hizmete vermesi yönünde talimat veriliyor. Müdür seviyesine gelmiş arkadaşlar çeşitli nedenlerden dolayı buna itiraz edemiyorlar. Esnaf ve iş adamlarının da gücüne göre himmet uygulaması vardır.
Himmet vermemek olmaz ama onların örtülü ödenekleri vardır. Buralarda örtülü ödenek kullanan insanlarda az derece de su istimal vardır. İnanmış kadro da suiistimal olmaz. Suiistimal yapan olursa da o kişiye suiistimali söyleniyor ve o kişi fişlenmiş oluyor.”
“İllerde “HİMMET" ve “BAĞIŞ” adı altında cemaat yapılanması için toplanan paraların 1/15 lik kısmı F. GÜLEN’ın kendisine getirilirdi. F. GÜLEN ise kendisine çek, senet ve nakit para olarak gelen bu parayı genel bütçeye bakan İstanbul ilinde toplanan Mütevelli Heyetindeki isimlerin başındaki, M. aracılığı ile gerekli yerlere aktarırdı.”
"Örgüt mensubu kamu personeli tarafından usulsüz bir şekilde yapılan işlem sonucu alman rüşvetten elde edilen gelirler (Genel kanı olarak, bu para haram olduğundan el sürmeden direkt olarak örgüte aktarılır ve bunun Allah rızası için yapıldığı, bu paraların ayrı bir yerde tutulduğu, örgütün iş yaptırabilmek için ve devlet tarafından alınan vergilerin (elektrik, su vb.) haram olduğu kabul edildiğinden rüşvet olarak alınan paralar buraların giderlerinde kullanılır)”
“Özellikle Amerika' ya gönderilen şahıslar daha sonraları bürokrasiye entegre ediliyor. Cemaatin hangi konuda açığı varsa bu konularda lisansüstü eğitime gidenlere başka alanda da eğitimler aldırılıyordu ve öğrenciler/kamu personeli o şekilde değerlendiriliyordu. Bu öğrencilerin yüksek lisansa kabul edilmesi ve doktoraya kabul edilmesi bu doğrultuda değerlendirilebilir. Bu amaç uğruna hu öğrencilere sınav sorularının verildiği ve sınavların kazandırıldığı ve oralarda yerleştirilerek masraflarının karşılandığı doğrudur.”
“Örgütün kendisinin yaptığı veya örgüte yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonlar ile ilgili belli bir harekat tarzı vardı. 2006-2007 ’li yıllarda Türkiye gündemini meşgul eden ve TBMM’den çıkması ihtimal dahilinde olan Terörle Mücadele Kanunları için örgüt, çıkacak olan bu kanunu ihtimal dahilinde gelecekte kendi aleyhlerine olmaması için Türkiye avukatlar imamı (A.) öncülüğünde çalışmalar yaptıklarını biliyorum. Bu konuda özellikle geçmişte
Fetullah GÜLEN’ın bir dönem avukatlığını da yapmış olan A. Ve bu şahsa ait o dönem Avukatlık bürosunda birlikte çalıştıkları Avukat R. Vb. hukukçular bir mutfak çalışması yapıp, bu çalışmayı AK Partinin hukukçu milletvekillerine özellikle de kendisisin bakan olmadan önce Pensilvanya’da Fetullah GÜLEN ‘ i ziyarete giden Hatay Millet Vekili Eski AK Parti Grup Başkan Vekili, Eski Adalet Bakanı, … ‘e bu çalışmalar dikte edilerek bu kanunların çıkmasında öncülük edilmiştir. Bu gibi kanunlar TBMM ‘ de kabul edilmeden evvel örgüte ait gazete ve televizyonlar özellikle de haber programlarında değişik haberler yaptırılarak yapmış oldukları çalışmalara zemin hazırlamışlardır. Bu konularda örgütün diğer medya organlarındaki elemanları da aynı çalışmaları göstermişlerdir’’
“Kendi açımdan değerlendirdiğimde bana yapılan herhangi bir baskı yoktur. Ancak eşime benden ayrılması hususunda telkinde ve teklifte bulunduklarını öğrendim. Kızım F. Üniversite öğrencisiyken, okula yakın olması sebebi ile sadece ailemdekilerin bildiği bir ev tutmuştum, eşim de kızımla birlikte aynı evde kalıyordur. Eşimin ve benim de isimlerini bilmediğimiz iki bayanın gelerek eşimin benden boşanması hususunda telkinde bulunduğunu bilmekteyim. Bu teklif 3 kez de dışarda önüne çıkmak sureti ile tekrarlanmıştır. Bu şunu da göstermektedir, sadece aile fertlerini bildiği bir evin takip yomu le tespit edilmiştir.’’
“Hatta F. GÜLEN ile yaptığım bir görüşme esnasında bana ‘’ Seni de 15 yıldır dinlettiriyorum, hakkını helal et’’ şeklinde söylemesi üzerine dinlenildiğimi öğrendim’’
“Fetullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, baş kaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreline cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çeki düzen vermesi beklenir. Fetullah GÜLEN bu durumu ‘’ Kutlu Nebi’ nin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcular için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kutsi hamuleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ülfet, ünsiyet ve ikmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi taktirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur. ‘ şeklinde anlatır. ‘’
“Cemaat, eve getirilecek öğrenciler hakkında, varsa sınıf arkadaşlarından yoksa o okulda okuyan öğrencilerden sürekli bilgileri alır. Bu bilgiler doğrultusunda vasıfla olarak isimlendirilenler seçilir. Evlerde verilen eğitim yada takviye amaçlı dersaneye gönderilen şakirdler Askeri Liseler ve Harp Okulları başta olmak üzere, Fen Lisesi, Polis Koleji, Hukuk, Siyasal, Polis Akademisi sonra da eğitim fakültelerine tercih ettirilir. Yukarıdaki bir cümlemizin altını çizmek isterim. Eve getirilecek öğrenci hakkında önce bilgi alınır, sonra getirilirdi. Bu bilgiler içerisinde ahlaki, boyu – posu, ders başarısının yanı sıra mümkün mertebe nereli olduğu, baba ve annesinin ne iş yaptığı ve fikri, fikriyaktı tespit edildikten sonra getirilirdi.’’
“Hoca kendisini askeriyeye hayran bir görüntü sergiler. Fakat arka planda derin bir asker korkusu ve rahatsızlığı vardır. Hem de kronik biçimde bir asker rahatsızlığı vardı. Her asker konusu geçtiğinde de hoca şunu söylemiştir. Bu askeriyeye askeriyenin içindeki kahramanlarla bir gün hesabını soracağım demiştir. Zaman zaman askeriye içerisindeki cemaat elemanları ile esnaf abilerin bağ evlerinde bir araya gelirdik. Hem onlar biraz tatil yapmış olurdu hem de biz onlara işin manevi boyutunu anlatırdık. O zaman Fatullah Hoca’ nın askerlere nasihatı şu şekilde olurdu. Siz benim Bedir’imin Uhud’umun Hamzaları ve Alileri olarak yetişiyorsunuz derdi.30 yıldır askeriyenin içerisinde Fetullah Hocanın emri ile tankları yürüteceğiz diye bekleyen kişiler var. Hava ve Deniz cemaat yapılamasını daha çok yerleştiği yerlerdir. Bir dönem askeriyeden atılanların üzerine hoca neredeyse felç geçirecekti. 28 Şubat öncesinde askeriyeden atılan cemaat elamanlarını cemaat tarafından maddi destek yapılıyordu’’
“Örgüte girmek istemek örgüte girebilmeyi sağlamaz, örgütün sizi sezmesi gerekir. Örgüt ile yakın ilişkideki kişilerin çoğu örgüt içinde değillerdir. Örgüt içine girebilmek için, örgüt yetkilisi sizin soyunuzu-sopunuzu, ata, ananızı, sizin yaşadığınız evi, çevreyi, kimlerle ilişkilerde olduğunuzu, mal varlığınızı bilmelidir. Kendisini örgüt içinde sananların çokları örgütün içinde olmadıklarını bile bilmezler’’
“Bana K. Tarafından tayinimin yurt dışına çıkacağını söylemesinden sonra anlamsız bir şekilde benden CV mi istemesi mantıklı değildi çünkü örgüt yapılanması içerisinde bu mümkün değildi. CV sadece kendi isteği ile tayin talebi istemesi halinde verilir. Bu da üst sorumlu tarafından istenmez. Bilakis sen kendin bu talepte bulunduğun için CV hazırlanırdı. Buradan da K. ‘ nın ne amaçla benden bunu istediği ortaya çıkmaktadır. Aslında tayin olayım yok ama beni oyuna getirerek sanki kendim tayin istiyormuşum imajı yaratmaktadır. Bu da bana yapılan son oyundu. Ancak ben yine de on sayfalık CV mi K. Ya verdim’’
“Bu konu hakkında K. Ve benimle birlikte 4-5 kişiden oluşturulan bir kurul veya komisyon diyebiliriz. Denetlemelerde özellikle örgütün legal uzantılarının denetlemeleri ile ilgili bir rapor hazırladık. Hazırladığımız bu raporda müfettişlik sisteminin yürümediğini, teftiş kurulu gibi bir kurul oluşturularak yapılanma üzerinde gerekli denetlemenin yapılabileceği ve bazı konulardan bahsettik. Hazırlanan bu rapor F. GÜLEN ‘e gönderildi. Ancak M. In engellemesi ile olumsuz cevap alındı. Hatta gönderdiğimiz rapor doğrultusunda M. Bu denetleme ve kontrol işinin kendisi ve ekibin tarafından takip edilebileceğini bizzat F. GÜLEN’ e ilettiği şeklinde bilgiler edindik.’’ şeklinde beyanları bulunduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca söz konusu Paralel Devlet Yapılanması isimli örgütle bağlantısı olabileceği değerlendirilen ve geçmiş tarihte Türkiye genelinde meydana gele bazı olaylar incelendiğinde;
1.Olay-23.07.1985 tarihinde Çanakkale İli Ayvacık ilçesi Adatepe Köyü Küçükkuyu Jandarma Takım Komutanlığına yapılan bir ihbarda’’ Adatepe Köyünde bulunan Tayip SABANCI’ ya ait evde çok miktarda insanın bulunduğu ve bu evden aşırı gürültü geldiği’’ şeklindeki ihbar neticesinde yapılan çalışmalarda, Türkiye’nin çeşitli ellerinden gelen 30 ‘ u çocuk yaşta olmak üzere toplam 34 şahsın bulunduğunun anlaşılması üzerine şahısların tamamının yakalanarak gözaltına alındığı ve ikamette yapılan aramalarda 47 adet Arapça ve Türkçe olmak üzere kitap (Latif ERDOĞAN, Abdullah AYMAZ, Abdulfettah ŞAHİN ) ile 16 adet konuşma bantları ele geçirilmiş şahıslar alınan ifade beyanları neticesinde sevk edildikleri Ayvacık Cumhuriyet Baysavcılığınca haklarında ‘’ Laikliğe Aykırı Davranışlarda Bulunmak’’ suçundan işlem yapılmış ve dosya İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığına sevk edilmiş ve alınan savcılıkça 07.08.1985 tarihinde “Kovuşturma Yapılmasına Yer olmadığına Dair’’ karar verildiği,
Ayrıca Çanakkale ilindeki meydana gelen olayla ilgili olarak düzenlenen tahkikat dosyasında bulunanel yazmalı notta;
-
Okuldan çıkmadan önce herkesin evinin adresleri alınacak,
-
Bulunabildiği kadar para bulunacak, bununla sene sonuna doğru kitap alınacak ve bu kitaplar içinden bazı yerlerin altı çizilerek hediye edilecek,
-
Aynı zamanda yaz tatiline başlangıçta 45 TL paran olacak,
-
Okuldan çıkılmadan tüm çocukların toplanacağı bir adres vermek, bu adres kesinlikle Ankara’ da olacak ve belli bir tarih olacak ve bu çocukların para ihtihacı karşılanıp okuldan gönderilecek,
-
Ramazandan sonraki birinci ayda dersanede kalınacak ve kendi adamlarına sıkı bir şekilde kitap okutturulacak,
-
İç Anadolu imamlıklarına gidip okula girecek öğrencilerin (mülakatı kazananların) isimleri alınacak (Konya, Ankara, Kayseri, Adana)
-
Risalelerden bazı konular iyice öğrenilecek (Allah, Haşir, Nübüvvet, Kur’an) gibi,
-
Kesinlikle işler Ankara ya bırakılmayacak, bütün adamlar gidip evinden alınacak,
-
Risalelerden bazı bölümler çok iyi bilinecek" şeklinde örgütsel talimatların yazılı olarak verildiği,
Yine ele geçirilen ve o tarihte Ankara Polis koleji öğrencisi olan İbrahim YÜN’ün (KOD: İHSAN SAVAŞÇI-İHSAN 82021) kod ismi kullanarak yazdığı “Sevgili Kardeşim…..” diye başlayan ve içeriğinde arkadaşını kampa gelmesini istediği, kampa nasıl ve neyle geleceği, nerede hangi telefon numarasını arayıp kimle irtibata geçebileceği (Balıkesir/Edremitte HACI ARİF isimli şahıs) konusunda yönlendirdiği, mektup içerisinde çizmiş olduğu harita da toplanıp hareket edilecek noktanın Polatlı/ANKARA olarak gösterildiği, kampa çağrılmasını istedikleri kişileri “DÜĞÜNE ÇAĞRILACAK” şeklinde kodlayarak gösterdiği, kampta kaldıkları evi ise “KÖŞK” olarak belirttiği,
2.Olay-13.01.1987 tarihinde Balıkesir İli Edremit Hayır İşleri Hizmet Vakfı Öğrenci Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ’ın yurtta kalan öğrenci Kamil BOLADAN’ı rahatsızlığı sebebiyle namaz kılmadığı için hayatı tehlike arz edecek şekilde yumrukla darp etmesi üzerine öğrencinin Edremit Devlet Hastanesine kaldırılarak ameliyata alındığı ve hastaneye yatırıldığı, darp olayını gerçekleştiren Mehmet KOÇAŞ isimli yurt müdürünün ise 21.01.1987 tarihinde sevk edildiği Edremit Cumhuriyet Savcılığınca “MÜESSİR FİİL ” suçundan tutuklanarak cezaevine kapatıldığı ve 19.02.1987 tarihinde yani 29 gün sonra cezaevinden tahliye edildiği,
Bunun üzerine 24.02.1987 tarihinde hayati derece arz edecek şekilde darp edilen öğrencinin babası olan Kemal BOLADAN isimli şahıs tarafından dönemin Cumhurbaşkanına hitaben göndermiş olduğu dilekçesinde; “Oğlu Kamil BOLADAN’ın Edremit İlçesi İmam Hatip Lisesinde okumakta iken 13.01.1987 tarihinde yurtta yattığı esnada Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ tarafından namaza kalkmadığı için darp edildiği ve hastaneye kaldırılarak ameliyat edildiğini, oğlunu darp eden yurt müdürünün yazın Köyüne gelerek oğlunu alıp Burhaniye, ’nin Karadere Köyüne götürüp oğlu ile birlikte birçok çocuğa Said-i Nursi’nin kitaplarını okutup beyinlerini yıkadığını ve bu konunu araştırılmasını istediğini” beyan ettiği, daha sonra öğrencinin babası Kemal BOLADAN ile Yeni Asır Gazetesinin muhabirlerinin Karadere Köyü Güzle Yaylasına giderek burada bulunan yaz aylarında mescit (Cami) olarak kullandıkları binanın resimlerini çekerek 22.01.1987 tarihinde yapılan “İRTİCANIN DAĞ KAMPINI BULDUK” şeklinde gazetelerde beyanatta bulunmaları üzerine Edremit İlçe Emniyet Amirliği tarafından araştırmalara başlanılmış, öncelikle Karadere Köyü Güzle Yaylasında kampta kalan öğrenci çocuklarla irtibata geçirilerek olay hakkında ifadeleri alınmış, kampta kalan öğrenciler vermiş oldukları ifade beyanlarında özetle;
“Kampta bir ay kadar kaldıklarını, bu süre içerisinde sabah namazlarına toplu olarak herkesin kalktığını, namazdan sonra yurt müdürü Mehmet KOÇAŞ tarafından Said-i Nursi’ nin mektubat isimli kitapçıkları gizli şekilde getirerek öğrencilere değişik fiyatlarla sattığını, günde sadece öğlen saatinde iki saat serbest bırakıldıklarını, şarkı söylemek ve şakalaşmanın yasak olduğunu, namazdan sonra herkesi toplayıp Fetullah GÜLEN’in vaaz kasetlerinin dinletildiğini, sadece Cuma günelri kaldıkları eve 13.km uzakta bulunan Karadere köyüne Camiye gidip Cuma Namazını kıldıklarını, yurt müdürünün talmatı gereği köyde kimseyle konuşmadıklarını” beyan etmişlerdir.
Burhaniye İlçe Jandarma Bölük Komutanlığının 26.01.1987 tarihli ve 319 sayılı Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş olduğu “İrticai Faaliyetlerde Bulunmak” konulu yazısında; “Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ’ın Kamil BOLADAN isimli öğrenciyi Karadere Köyü Güzle Yaylasındaki yaptıkları irticai faaliyetlerini sağa, sola duyurduğu için bu öğrencinin daha fazla konuşmaması ve bilgi vermemesi için dövdüğünü belirtikleri,
3.Olay-04.08.2002 tarihinde Elazığ ili Sivrica ilçesi Merkez Camii avlusunda şüpheli bir çantanın bulunması ve çantanın sahibi olarak Ahmet ŞAHİNÜLP (Mehmet Sami ve Belkız oğlu 10.01.1989 Kilis doğumlu) isimli şahsın Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 2002/4574 sayılı soruşturması kapsamında yakalanarak gözaltına alınması olayı ile ilgili olarka şahsın çantasından çıkan dokümanların yapılan incelenmesinde;
Birinci Doküman;
-
KURUMSAL AÇILIM
-
ADLİYE PERSONELİ
-
Hakim ve Savcılar (Hemşeriler Polis Dostu Olanlar),
-
İdari Personel
-
Avukatlar,
-
Adli Tabipler
-
EMNİYET MÜDÜRÜ
-
Rütbeli Personel İle Tanışma Yemeği (Elazığlılar)
-
ÜNİVERSİTE PERSONELİ
-
Öğretim Görevlisi-Yöneticiler
-
BANKALAR-KURUMLARIN BÖLGE MÜDÜRLERİ-HASTANE BAŞHEKİMLERİ
-
İŞADAMLARI DERNEĞİ (MASİAT)
-
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ
-
Sendika Temsilcileri
-
Siyasi Partiler
-
Milletvekilleri
-
MALATYA SPOR YÖNETİCİLERİ
-
İŞADAMLARI, TOPLUM ÖNDERLERİ, ETKİLİ NÜFUZ SAHİPLERİNE AÇILIM İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İÇİN
-
Tanışma (Doğal gerekçeyi bularak tanışma)
-
Tanışma sırasında mutlaka kartvizit takdim etme ve kartvizitini alma
-
Tanışılan kişiyi önemli anlarında hatırlama (Dr. Sağlık Haftasında çiçekli ziyaret)
-
Belli zaman aralıkları ile telefon veya şahsen ziyaretle diyaloğu sürdürme
-
Teşkilatımızca düzenlenen önemli etkinliklere davet edilme (Tiyatro, Konser, Kuruluş Yıldönümü)
UYGULAMA PROGRAMI
01/08-01/11/2002
-
Hedef Şahısların tespiti ve listelerin oluşturulması
-
Çalışma gruplarının oluşturulması,
-
İş bölümü aşamasının gerçekleştirilmesi
01/11-,0/12/2002
-
Hedef şahıslarla tanışma hedefini gerçekleştirme
01/01/2003
-Amaçlanan hedefe ulaşma başarısını gözden geçirme ” şeklinde doküman ele geçirildiği, söz konusu dokümanda çeşitli resmi kurum/kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarında görev akın kişileri (hedef şahıslar) örgüte eleman olarak kazandırabilmek için yapılması gereken örgütsel faaliyetlerden bahsedildiği,
İkinci Doküman;
“KARBOSAN Yangın Söndürme güvenlik malzemeleri sanayi isimli iş yerince bastırılan ajanda yaprağında yazılı Dünya Kitap Evinde 800.000.000 TL’ lik Emniyet Müdürlüğü adına fatura kestirmiş bu fatura nasıl nereden ödendi bilinmiyor özel kalem kestirmiş, çiçek faturalarını özel kalem kestirip ödüyor, nasıl yaptıkları belle değil, Adana ya korumaları ve hanımı ile ilgili özel (Müdüriyetin aracı gitti) servise diye onay almışlar yüklü miktarda fatura ve para ödendi, Bezginler otelde sık sık kahvaltı yaptığını söylüyorlar bunlar satın almayla olmaz, Ağrı’ dan polisevi kantin ve hanımına özel araç tahsis etmesi dolayısıyla soruşturma izni çekmiş” ibareli doküman ile örgütün Emniyet Müdürlüğünün ve İl Müdürünün harcamalarının takip ettirdiği,
Üçüncü Doküman;
“Minadex 8 Esansiyel Vitamin ibareli sarı kapaklı 10 sayfalık dokümanda Selim YAVUZ (Tem Elazığ), Himmet Özcan Malatya (Olay Yeri), Murat SEVİNÇ (Tunceli), Şefik IŞIK (Elazığ), Teleattuf gizli hareket etmek değil kötülük yapmak isteyenlere iz bırakmaktır, tayini olanları gidip takdim edilmesinde fayda var, Namaz CD getirilecek, televizyon ve evdeki hassasiyet başörtülü fotoğrafı olanlar değiştirebilirler, 89-92-95 özellikle, tayincilerden onay yapmayanların tespiti (Tamer beyi ara Malatya), rütbe alan amirlere gidenlere hediye alınması, Hüseyin, Eyüp, M.YALÇIN’ın isimleri Hasan Bey 100 Dolar, Abdullah 50 Dolar, Celal 50 dolar, Semih 200 dolar, tatil programı durumu haftalık planlama, bayan hizmetçi brifingi dergi ve CD iadesi, E-B dernekler, basında çıkan yazıların takibi, yeni gelenler ve dağıtımı, alternatif açılım faaliyetleri, sicil tutma, birimle ilgili çalışma, Bingöl ziyareti (Cumartesi) yurtdışına teşvik ediyoruz, yurtdışı takibini bölgeler yapacak, iki defa misyon yapanlar birimden çıkarılıyornüfus müdürlüğünde kimse varmıdır, askere gidenlere 100 dolar verilmeyecek, bir eylül itibariyle mali hesaplar yeniden gözden geçirilecek, Ankara da hizmet edecek 3.LIX3 verilecek okuldan sivillerle irtibat geciktirilecek” şeklinde örgütsel bir rapor tutulduğu,
Dördüncü Doküman;
“4 Sayfalık beyaz iki adat dosya kâğıdının her iki tarafından adı, soyadı, sicili, rütbesi, görev yeri, atandığı yer, BL, açıklama yazılı gizlilik dereceli olan ve sadece EGM Personel Dairesi Başkanlığı bilgisayarlarından ulaşılabileceği değerlendirilen 164 Emniyet Mensubunun yeni ve eski görev yerlerini içeren liste, isimlerinin karşısına tükenmez kalemle yazılmış, EHLİ DÜNYA, ZEKİ FIRSAT BULURSA ZARAR VERİR, BİZİ BİLİYOR, ZARARSIZ gibi ibareler yazıldığı, ayrıca yine isimlerinin karşılarına BL başlığının altına AKF, FT, HL, KN, SLÇ, TR, AH, CN, SD, KM gibi kodlama sistemi yapıldığı, bu kodlamanın amacının ise örgüt adına faaliyet gösterilen bölgelerin kodlanmış olabileceğinin değerlendirildiği bu kapsamda;
1-AH
İstanbul, Kırklareli, Edirne,
2-FT
Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Bilecik
3-HL
Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya. Afyonkarahisar, Uşak, Denizli
4-SLÇ.
Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Bolu, Çankırı,
5-SLM
Adana, Hatay, Mersin,
6-TR
Konya, Karaman, Isparta,
7-KN
Kayseri, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat
8-SD
Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
9-AKF
Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin şeklinde Türkiye 'nin 9 bölgeye ayrıldığı tespit edilmiş olup, ele geçen dokümanlara göre ayrılan bölgeler ve kapsadığı iller aşağıda harita üzerinde gösterilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |