Sudan Afrika kıtasında geniş bir alana yayılmış, yeraltı kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Ülkede farklı etnik ve dini unsurlar bulunmaktadır



Yüklə 215,72 Kb.
səhifə4/4
tarix04.11.2017
ölçüsü215,72 Kb.
#30249
1   2   3   4

İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü

Sudan’daki gazeteciler, hakkında yazı yazamadıkları konuları “kırmızı hat” diye nitelendirmektedirler. Örneğin Darfur krizi, darbe iddiaları ile ilgili aralarında Umma Partisinin lideri Mübarek el-Mehdi’nin de olduğu 17 kişinin Tem­muz ayında gözaltına alınması ve Uluslara­rası Ceza Mahkemeleri “kırmızı hat” konula­rına girmektedir. “Kırmızı Hat” tın içeri­sine giren konular üzerine yazılar yazan gazeteler kapatıl­makta ve ilgili gazete­ciler tutuklanıp, işkenceye maruz bırakılmakta­dır.

Birçok insan hakları kurumu bu konu­larla ilgili beyanat verilmemesi husu­sunda tehditler almakta ve çalışanlar sorgu­lan­madan hapse atılmaktadır.

2008 SUDAN

İNSAN HAKLARI RAPORU

Sudan; tarıma uygun arazileri, al­tın madeni ve ileride de kullanıma hazır petrol rezervi ile Afrika’nın en büyük ülkelerindendir. 1989 yılından beri Ömer Hasan Ahmed el-Beşir tarafından yönetilmektedir. Askeri darbeyle başa geçen Beşir, daha sonra halkoyu ile Cumhurbaşkanı seçilmiş­tir.


Darfur Sorunu

Yukarı da belirttiğimiz özellikleri dolayısıyla uzun süreden beri büyük güçlerin ilgi odağında olan bir ülkedir ve senelerdir birtakım iç ve dış prob­lem­lerle uğraşmaktadır. Sudan’ın en önemli meseleleri Darfur ve Güney Sudan’dır.

Darfur'daki çatışmalar, ayrımcı­lığa uğrayan etnik grupları temsil ettikle­rini iddia eden isyancı örgütle­rin, 2003 yılında hükümet hedeflerine saldır­malarının ardından başladı. Saldırıların ardından misillemede bulunan hü­kümetin yürüttüğü askeri operasyonlar, iki milyon insanın yerlerinden edil­melerine sebep oldu. Birleşmiş Milletlerin insanî işlerden sorumlu yetkilisi John Holmes, Darfur'da ölenlerin sayısının 300 bini bulmuş olabileceğini söyledi. Bu son ra­kam, Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde yaşanan ça­tışmalarda ölenler için daha önce açıklanan rakamın yarı yarıya daha yüksek olabileceğini ortaya koyuyor.9 Sudan hükümeti ise çatışmalarda bu kadar kişinin öldüğünü reddediyor, ölenlerin sayısının ise 10 bin civarında oldu­ğunu söylüyor. Yaz aylarında ülkemizi ziyaret eden Beşir, Darfur’da 300 bin ki­şinin öldüğü iddialarını reddederek, “Bu kadar kişi öldürüldüyse, toplu mezarlar olması lazımdı. Nerede bu toplu mezarlar? Doğru, insanlar öldü­rüldü, ama rakamlar daha düşük. Hükümet ile isyancılar arasında bir savaş olduğu gerçek, ama bu bütün dünyada böyle. Sudan’da hükümete karşı ayaklananlar niye mazlum oluyor? Bu bir çifte standart” diye konuştu.10

Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2006 yılında hazırlanan bir raporda ise ölenlerin sayısı 200 bin olarak veril­mişti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un İnsanî İşlerden Sorumlu Yardımcısı ve Acil Yardım Koordina­törü John Holmes, açıkladıkları rakamın, çatışmalarda ölenlerin yanı sıra, genel olarak olaylar nedeniyle yayılan hastalık ve beslenme yetersizliklerin­den ölenleri de içerdiğini belirtti.

Bu sene içerisinde Darfur’da mey­dana gelen olayları şu şekilde sıralaya­biliriz:

Şubat ayında bir bombalama olayı gerçekleşti ve Sudan’dan Çad’a geçen mültecileri karşılayan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Cenevre’deki sözcüsü Jennifer Pagonis: “Dün gece ve bu sabahki bombardımanlar yü­zünden, Çad’ın Birak bölgesine gelen mültecilerden sorumlu ekibimizi sınır bölgesine çekmek zorunda kaldık” dedi.11 Sözcü, hava bombardımanının so­rumlusunu ise belirtmedi, ancak bazı yetkililer 8 Şubat’tan beri sivillere saldıran Cancavid milislerini sorumlu tuttu. 10 binden fazla Sudanlı, iç sava­şın başladığı 2003’ten beri zaten 200 binden fazla mülteciye ev sahipliği yapan Çad’a kaçmış bulunuyor.

Mayıs ayında Sudan’da önemli ça­tışmalar meydana geldi. Sudan, Darfur bölgesindeki isyancıların 10 Mayıs’ta başkent Hartum'a saldırma­sın­dan sonra, Çad'la diplomatik ilişkileri kestiğini açıkladı. Sudan, Çad Devlet Başkanı İdris Debi'yi, isyancı­ları desteklemekle itham etti. Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Artık bu rejimle diplomatik ilişkileri­mizi kesiyoruz" diye konuştu. Beşir, "Bu güçler bizzat Çad'ın desteklediği ve hazırladığı Çad güçleridir ve Halil İb­rahim'in12 liderliği altında Çad'dan gelmişlerdir" dedi.

Her iki ülke de aralarındaki uzun sınır bölgesinde isyanları bastırmaya çalı­şıyor. Ancak her biri diğerini, kendi topraklarındaki isyancıları destekle­mekle suçladığı için iki ülke arasında gerginlik son yıllarda arttı. Darfur'daki isyancıların komutanı Abdülaziz El Nur Eşir, yaptığı bir açıklamada, baş­kent Hartum'a girdikle­rini, Sudan'da iktidarı ele geçirmeyi amaçladıklarını söylemişti. Yetkililerse Hartum'un dış kesimlerin­deki Omdurman'daki sal­dırının geri püskürtüldüğünü söylediler.

Geleneksel olarak Arapların ege­men olduğu merkezi hükümetle çevre bölgelerinden isyancılar arasındaki on yıllardır süren çatışmalar, böylece ilk kez başkente taşınmış oldu.13 Hâlbuki Sudan ve Çad liderleri Mart ayında İslâm Konferansı’nda bir araya gelip ba­rış için görüşmelerde bulunmuş­lardı. İki taraf da kendilerine karşı isyancıları destekledikleri için birbirini suçluyor.
Kadın Haklarına Yönelik İhlaller

Darfur’da aynı zamanda başka problemlerde gün yüzüne çıkıyor. Özel­likle kadınlara karşı tecavüz ve kaçırmalar, cinsel kölelik durumları çok yay­gındır. İnsan Hakları İzleme Ör­gütü ‘Human Rights Watch’, Sudan'ın sorunlu Darfur bölgesindeki kadınlara yönelik tecavüz ve cinsel saldırıların, bölgede çatışmaların başlamasının üzerinden beş yıl geçme­sine rağmen hala yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi. Örgüte göre, Sudan ordusu askerleri, milisler ve isyancı savaşçılar mülteci kamplarında yaşayan kadınları hedef almaya devam ediyorlar.

Sudan'ın Birleşmiş Milletlerdeki temsilcisi Abdulmahmud Abdulhalim Muhammed ise BBC'ye verdiği demeçte, Sudan askerlerinin tecavüz etti­ğine yönelik iddiaların, Sudan'ı karalamaya yönelik çabaların bir parçası olduğunu söyledi. Raporda Sudan güvenlik güçleri ve uluslararası barış gücü askerlerinin, Darfurluları ko­rumak için yeterli çaba harcamadık­ları vurgulandı.

BBC Afrika Editörü James Read tecavüzün, Darfur'daki insanî felake­tin, değişmez unsurlarından olduğunu söylüyor. İnsan Hakları İzleme Ör­gütü'ne göreyse, Darfur'da sorun daha da karmaşık hale geldikçe, tecavüz yöntemleri de değişiyor. Örgüt; kadınların, köylere saldırı düzenlenen za­manların yanı sıra çatışmaların olmadığı dönemlerde de tecavüze maruz kalmalarının muhtemel oldu­ğunu vurguluyor. Hükümet güçleri­nin, milisle­rin ve isyancıların evlerini terk eden ve kamplarda yaşayan kadınları hedef aldıkları belirtiliyor.

Sudan hükümeti bu tip olaylara son verme taahhüdünde bulunmuştu. Ancak pratikte, ya çok az şey değişmiş, ya da hiçbir şey değişmemiş du­rumda. Kurbanların çoğu, saldırıları bildirmek­ten korkuyor. Zira bunu yap­tıklarında, Sudan polisi genelde harekete geçmekte isteksiz davranıyor. Hü­kümet güçleri hâlâ fiilen yargıdan muaf tutuluyor. Gerçi uluslararası barış gücü askerlerinin varlığı, bazı bölgelerde kadınlara yönelik saldırıları cay­dırmaya yardımcı oluyor. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu askerle­rin operasyonlarını genişletme­leri, örneğin odun toplamak için kampları dışına çıkan kadınlarla birlikte gezmeleri gerektiğini belirti­yor. Örgüt ayrıca daha çok sayıda kadın polisin görevlendirilmesi ve kurbanlara yardım sıra­sında da daha has­sas hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.14
Uluslararası Ceza Mahkemesi

Temmuz ayında ise Sudan da çok önemli bir gelişme yaşandı. Uluslara­rası Ceza Mahkemesi Savcısı, Darfur'da işlendiği iddia edilen suçlardan ötürü Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in tutuklanmasını istedi. Ülke içinde bu durum büyük tep­kilere ve karışıklıklara sebebiyet verdi. Sudan'ın BM Temsil­cisi Abdulhalim Muhammed, BBC'ye yaptığı açıklamada El Beşir'in, suçlama­ları "siyasi bir beyan" olarak gördüğünü ve mahkemeyle iş birliği yapmayacaklarını söyledi.

Savcı Luis Moreno Ocampo, Darfur'da son beş yılda yaşananlarda el-Beşir'in cezaî sorumluluğu oldu­ğunu belirtmişti. Ocampo, toplanan kanıtla­rın el-Beşir aleyhinde savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım dâhil on ayrı suçlamayı doğruladığını kaydetmişti. Reuters Haber Ajansı, El Beşir'in suçlamaları "yalan" olarak tanımladığı haberini geçerken, Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Osman Taha da öne sürülen kanıtların yan­lış olduğunu savundu.

Sudan'ın BM Temsilcisi ayrıca hükümetin, isyancıların bu karardan ce­saret alıp başkent Hartum'a saldırabi­lecekleri gerekçesiyle, askeri ön­lemleri artırdığını belirtti. Bu arada, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Osman Taha da hükümetin Darfur'daki yardım çalışanlarını korumak için çaba göstere­ceğini, ancak güvenliklerini garanti edemeye­ceklerini söyledi.

BM de, Ömer el-Beşir hakkında tutuklama emri çıkarılmasının isten­mesi ardından önlem olarak Darfur'daki personel sayısını asgariye in­dirmeye başladı. Bölgeden çekilecek personel sayısı ise açıklanmadı. BM ve Afrika Birliği'nin Darfur'da konuşlu 9600 kişilik bir barış gücü bulunuyor. Bölgede hem yabancı, hem de yerel halktan oluşan 1300 de sivil görev yapıyor. 8 Temmuz'da bölgedeki barış gücüne karşı düzenlenen saldırıda 7 asker öl­müş, 22'si de yaralanmıştı. Bir barış gücü yetkilisi BBC'ye yaptığı açıkla­mada personelin asgariye indi­rilme kararının bu saldırıdan sonra alındığını söyledi.15

Ayrıca UNICEF’in raporuna göre Sudan’da Eylül ayına kadar 225 in­sanî yardım aracı kaçırıldı ve 32 konvoya saldırı düzenlendi. 142 insanî yar­dım arazisi işgal edildi ve 11 yardım görevlisi öldürüldü. Bununla be­raber Kuzey Darfur’da bir su kuyusu açma makinesinin çalınması sonucunda bu 180.000 kişinin temiz su içebilme durumunu etkiledi.16


Çocuk Askerler

Bunların yanı sıra Darfur’daki en büyük problemlerden biri de çocuk askerlerdir. (Uluslar arası camiada 18 yaşından küçükler çocuk sayılmaktadır.) BM Çocuk Fonu UNICEF, Sudan’ın sorunlu Darfur bölge­sinde yaklaşık 6 bin çocuk askerin bulunduğunu ve yaklaşık iki mil­yon ço­cuğun çatışmalardan etkilendi­ğini bildirdi. UNİCEF’in Somali’deki temsil­cisi Ted Chaiban yaptığı açıklamada, Darfur’daki tüm si­lahlı grupların ço­cukları kullandığını, Sudan genelinde çocuk asker sayısının yaklaşık 8 bin olduğunu, bunun 6 bininin Darfur’da bulunduğunu belirtti. Bunun, çocuk­ların tümünün eline silah alıp savaştığı anlamına gelmediğini, ancak bu ço­cukların silahlı grupların safında bulunduğunu kaydeden Chaiban, ünifor­malı ve silahlı çocukları gördüklerini kaydetti. Bu yıl içinde bildirilen 400 vaka göz önüne alındığında, Darfur’daki isyancı gruplarında yer alan en küçük çocuk as­kerin 11 yaşında olduğu, çocukların yaşlarının 15 ile 17 ara­sında değiştiği bil­dirildi. Ted Chaiban, çatışmalardan yaklaşık iki milyon çocuğun da etkilen­diğini, bu çocuklardan 700 bin kadarının 2004 yılından sonra doğdu­ğunu düşündüğünü belirtti ve bu çocukların şimdiye kadar yaşamlarını sa­dece savaş ortamında sürdürdüğünü söyledi.17


Din Ayrımcılığı ve İstismar

Sudan’daki bir başka problem ise dini ayrımcılık ve din adına yapılan istismarlardır. Amerika’da misyoner bir örgüt, ünlü ra­hip Graham Franklin öncülüğünde büyük bir propaganda kampanyasına başladı. Örgüt, Sudan’da Hıristiyan nüfusun korunması, Kuzey Sudan hükümetinin eliyle Güney Sudan’da ya­kılan-yıkılan kiliselerin onarımı ve ye­niden inşası için Amerikalıları bağış yapmaya çağırdı. Ünlü misyonerlik örgütü Samaritan`s Purse’de radyo ve televizyon kanallarında dönen reklâmla­rında Güney Sudan’daki kiliselerin yeniden inşa edilmesi için Amerikalıları bağış yapmaya davet ediyor. Rahip Graham’ın bir ses kaydının yer aldığı reklâmlarda, Müslümanlar tarafından kiliselerin ve köylerinin nasıl yakıldığını, kendileri­nin göç etmek zorunda bırakıldığını İngilizce olarak anlatan Sudanlılara yer veriliyor. Merkezi Ku­zey Carolina’da bulunan örgüt bir reklâmında “Sudan Hükümeti güneyden Hıristiyanlığı kazımak istiyordu, ancak başarısız oldular” ifadeleri geçiyor.

Örgüt güneyde binlerce kişiye hiz­met veren bir hastane ve 7 bin ikr. (1 ikr dört bin metre kareden daha büyük ) işlettiğini 50’den fazla okula da gıda ve çeşitli yardımlarda bulundu­ğunu açıkladı.

Rahip Graham, Sudan Devlet Baş­kanı el-Beşir’le görüşmesine ve el-Beşir’in bu görüşmede rahibi Güney Su­dan`da çalışmaya davet etmesine rağmen, örgüt, yayınlarında Sudan Hükümeti’ni Hıristiyanlar hakkında soykırım uygulamakla suçluyor. Dini baskı gördüklerini iddia eden Sudan­lıla­rın seslerine yer verilen bir tanıtım ilanında şu ifadeler yer alıyor: “Güney Sudan’daki Mongo Kilisesi öncüleri Ku­zeydeki Müslüman hükümetin des­teklediği milisler eliyle yıllarca zulüm ve baskılara maruz kaldılar. Sütunlara bağlanan kilise liderleri ateşe veriliyordu.” İlanda örgütün çalışmalarının neticesini açıklarken “Samaritan`s Purse’un dini merkezleri yeniden inşa faaliyetlerinde kendilerine yardımcı olacağını öğrendikten sonra Hıristiyan­ların yüzündeki endişe yerini sevince bıraktı. Yeni kilise şu an 300 üyeye ev olmuş durumda. Kilise ön­cüleri umudun yeniden yeşerdiğine ta­nık oldu. Sadece 2007 yılında 80 kadar kilise inşa ettiklerini ifade eden ör­güt, “2008 hedefimiz 120 kilise inşa etmek. Ayrıca ülke tarihinin en büyük Kitabı Mu­kaddes dağıtım kampanya­sını başlatıyoruz” dedi.

Öte yandan Sudan Hükümeti, Hı­ristiyan vatandaşlarına zulmettiği id­dialarını reddederek güneylileri Müslümanların haklarını çiğnemekle suç­ladı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan Eylül 2007 tarihli bir belge, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi`nin (SPLM) Nifaşa Barış Antlaşmasını ihlal ederek, güneydeki Müslümanlara nasıl zulüm yaptıklarını açıkça gözler önüne serdi. Sudan diplomatik kaynakla­rına göre, güneyde Müslüman­lara uygulanan çeşitli baskılar arasında, “güneydeki on eyalette ezanın yasaklan­ması, bazı hücrelerin (Kuran öğretilen yerler) barlara dönüştürülmesi, bazı İslâmî üniversite, fakülte ve bankaların kapatılması, ayrıca eğitimde Arapça olan Sudan müfredatı yerine Kenya ve Uganda müfredatının getirilme ça­baları” bulunuyor.18
Güney Sudan

Sudan’ın günümüzde problemleri olduğu gibi gelecekte de daha başka problemleri olabileceğinden korkulu­yor. Uluslararası Kriz Grubu, Sudan­'ın güneyindeki huzursuzluğun giderek arttığını, uluslararası toplum ha­rekete geçmezse Darfur'daki kadar kanlı çatışmalar yaşanabileceğini vurguladı.

Dünya Darfur'daki sorunu çöz­mek için para ve diplomatik çaba sarf ederken, bir başka sorun Sudan'ın güneyinde sessizce ısınmakta. Aslında yeni bir sorun değil bu. Daha Darfur'un dünya gündemine geldiği 2003'te, Hartum hükümeti güneyin bağımsızlığı için on yılı aşkın süredir mücadele eden Sudan Halkının Özgürlüğü Hareketi ile barış müzake­releri yürütü­yordu. Uluslararası Kriz Grubu'na göre bu barış anlaşması şimdi ciddi ola­rak tehlikede ve anlaşma­nın bozulması ile bölge tekrar karışabilir. Taraflar arasındaki en ciddi sürtüşme stratejik önemi olan Kordofan eyaleti üzerine yaşanıyor. Birçok açıdan Sudan'ın küçük bir modeli olan bu bölgede, tepe­den tırnağa silahlı Arap ve Afrika kökenli kabileler yan yana yaşıyor. Ancak barış anlaşmasından bu yana, aralarındaki so­ğukluk giderilmiş değil. Bu gruplar barış anlaşmasından sonra bir kenara itildiklerini ve eski destekçi­leri tarafından unutulduklarını düşünü­yor.19

Raporu bitirirken kasım ayında gerçekleşen bir gelişmeyi aktaralım:Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, ülkenin batısındaki Darfur böl­ge­sinde ateşkes ilan ettiklerini açıkladı. El-Beşir ayrıca hükümetinin milisleri si­lahtan arındırmaya başlayarak silahlı kuvvetlerin silah kullanımına da sı­nırlama getirileceğini belirtti. Bununla beraber bölgedeki isyancı kuvvetler müzakerelerde yer almadıkları için ateşkese katılmış değiller. Darfur'da geçmişte de ateşkes ilan edilmiş, ancak başarı sağlanamamıştı. Ömer el-Beşir, ateşkes açıklamasını, Darfur'da barışın tesisi için çalışan Sudan Halkı Girişimi'­nin nihai tavsiyelerini dinledik­ten sonra yaptı. Ancak bu girişim, Darfur'daki isyancı gruplar görüşmelere dâhil edilmediği için eleştiriliyor. Sudan'daki BBC muha­biri Amber Henshaw, yine de hüküme­tin bu girişi­min hazırladığı barış planının, el-Beşir'e yönelik uluslararası baskıların erte­lenmesine ye­terli olmasını umuyor. Batılı bir diplomat da BBC'ye yaptığı açıkla­mada, ateşkesin doğru yönde atılmış bir adım olduğunu, ancak bunu somut değişikliklerin izlemesi gerektiğini söyledi.20

Darfur kaynaklı bu tür sorunları değerlendirirken küresel dengeleri göz ardı etmemek gerekiyor. Sudan aleyhinde kullanılan dil büyük ölçüde, ül­keyle ekonomik ilişkileri olmayan batılı ülkeler tarafından oluşturuldu. Şa­yet bir bölgede hak ihlalleri yaşanı­yorsa buna herkesin müdahil olması anlaşılır bir durum ancak insan hakları üzerinden bir takım ülkelerin çıkarları ve menfaatleri ön planda tutuluyorsa bu­rada daha da dikkatli olmak gerekiyor. Ancak yapılan ihlallerin kimden, kime karşı gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin ortaya çıkarılması ve adil yargılamanın yapılması gerekir. Masumun ortaya çıkarılması ve zalime hak ettiği cezanın verilmesi vicdani bir sorumluluktur.


1 “Uluslararası Ceza Mahkemesi Hakkında” Av. Halim YILMAZ - Sümeyye Nur ERKEN

http://www.ucmk.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=32&Itemid=49



2 “Kanunlar, büyük sineklerin delip geçtiği, küçüklerin de takılıp kaldığı, bir örümcek ağı gibidir” (Honore de Balzac)

3 http://www.afrol.com/articles/16883

4 http://irinnews.org/report.asp?

ReportID=45581&SelectRegion=East_Africa&SelectCountry=SUDAN



5 http://news.bbc.co.uk/2/hi/africa/

4544352.stm



6 http://irinnews.org/report.asp?

ReportID=46416&SelectRegion=East_Africa&SelectCountry=SUDAN



7 http://www.afrol.com/articles/14911

8 http://irinnews.org/report.asp?

ReportID=47256&SelectRegion=East_Africa&SelectCountry=SUDAN




9 http­//www.bbc.co.uk

10 http://www.dunyabulteni.net/news_

detail.php?id=50710



11 http://www.emekdunyasi.net/tr/ar

ticle.asp?ID=1496



12 Halil İbrahim, Darfur bölgesinde faaliyet gösteren isyancı Adalet ve Eşitlik Hareketi'nin lideridir.

13 http¬//www.bbc.co.uk/turkish/new

s/story/2008/05/080511_sudan_update.shtml



14 http://www.bbc.co.uk/turkish/news/

story/2008.04.080407_darfur_hrw.shtml



15 http://www.bbc.co.uk/turkish/news/

story/2008.07.080715_sudan.shtml



16 http://www.unicef.org/infobycountr

y/sudan_darfuroverview.html



17 http://www.milliyet.com.tr/default

.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1031681



18 http://www.tevhidhaber.com

19 http://www.bbc.co.uk/turkish/ne

ws/story/2008.10.081022_sudan.shtml



20 http://www.bbc.co.uk/turkish/news/

story/2008.11.081112_sudan.shtml





Yüklə 215,72 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin