T. C. Ankara cumhuriyet başsavciliğI (tmk. 10. Mad.İLe görevli ve yetkiLİ BÖLÜM) tutuklu


-Müşteki Eyüp SARAÇOĞLU 25/09/2012 havale tarihli şikâyetinde özetle



Yüklə 11,37 Mb.
səhifə134/178
tarix03.01.2019
ölçüsü11,37 Mb.
#89288
1   ...   130   131   132   133   134   135   136   137   ...   178

174-Müşteki Eyüp SARAÇOĞLU 25/09/2012 havale tarihli şikâyetinde özetle;

Kendisinin 1993 yılında Keşan ilçesine tayin olduğunu, eşinin başının örtülü olduğunu, ilk olarak orada eşinin başını açması yönünde emir tarzında talepler gelmeye başladığını, sonradan öğrendiğine göre kendisi gibi eşi başörtülü veya namaz kılan, içki içmeyen subay, astsubay, uzman gibi askeri personelin tespitinin önceden yapılarak adeta bir toplama bölgesi gibi genel olarak tayinlerinin Trakya'ya yapıldığını, bu faaliyetlerin başlatıldığı, bu durumdaki yaklaşık 300 kişinin bu tür sebeplerle YAŞ kararları ile ordudan atıldığını, eşi başı örtülü olanlara öncelikle ''eşinizi ikna edin, başını açsın'' şeklinde emirler geldiğini hatta ''siz ikna edemiyorsanız biz eşlerimizi gönderelim veya uygun kişiler gönderelim, ikna etsinler, başlarını açsınlar'' şeklinde talepler gelmeye başladığını, eşlerinin başlarını açanlara ardından kokteyllere katılın, içki için şeklinde söylendiğini, kendisinin bu emir ve talepleri eşine ilettiğini, ''başını aç, kurtulalım'' dediğini ancak eşinin ''ben asker değilim, çocukluğumdan beri başımı örtüyorum, başımı açmayacağım'' dediğini, bu durumların devam ettiğini, daha sonra Kıbrıs'a tayini çıktığını, eşinin başörtüsünün orada da sorun olabileceğini düşünerek eşi ve çocuklarını Kıbrıs'a götürmediğini, 2 yıl ayrı kaldıklarını, çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu, bu süreçte yine eşi ve çocuklarını takip ettiklerini, evlerinin önünde istihbaratçıların beklediğini, sonradan Kahramanmaraş'a tayin olduğunu, eş ve çocuklarını oraya da götürmediğini, ancak çocuklarının liseye başlamaları gerektiğini, eşinin iyice bunaldığını, onları da götürdüğünü, lojman hakkı olmasına rağmen dışarıdan ev tuttuğunu, ancak buna rağmen dışarıdaki evlerine de gelip aynı konularda baskı yaptıklarını, hatta eşini davet ettiklerinde başörtülü gelmemek kaydı ile davet ettiklerini, başörtülü gidince kapıda beklettiklerini, içeri almadıklarını, 2001-2002 yıllarında baskıların hat safhaya yükseldiğini, üst komutanların odalarına imza ve iş için gittiğinde sık sık kendisine ''ya eşinin başını aç, ya emekli ol, ya da senin hakkında dosya hazırlayacağız, YAŞ kararı ile atılacaksın'' demeye başladıklarını, Kurmay Başkanının eşi ile birlikte evlerine geldiğinde eşine ''başını açmamakla kocanın istikbali ile oynuyorsun, kocan başarılı bir subay, başını açarsan önü açılır, yoksa kocan işten atılır'' şeklinde söyleyerek ikna etmeye çalıştıklarını, eşi kabul etmeyince Kurmay Başkanının ertesi günü kendisini çağırdığını, ''ya emekli ol, ya da senin hakkında dosya hazırlayacağız ve YAŞ kararı ile atılacaksın'' dediğini, daha sonra Tugay Komutanının da kendisine ''sen başarılı bir subaysın, senden memnunuz ancak eşinin durumundan dolayı yapacak bir şey yok, YAŞ kararı ile işten atılırsın, ya işini ya eşini tercih et, YAŞ toplantısına kadar vaktin var'' dediğini, kendisinin de bunun üzerine emekli olmak zorunda kaldığını, mağdur olduğunu, geçim sıkıntısı çektiğini, çocuklarının eğitiminde zorlandığını, dışarıda zor şartlarda başka işlerde çalışmak zorunda kaldığını, eşinin yaşadığı sıkıntılardan dolayı 4 sayfa yazı yazdığını belirterek 31/05/2012 tarihli yazıyı ibraz ettiği, bütün bu sıkıntıları kendilerine yaşatan, mağdur eden kişilerden şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini belirtmiştir. (236. klasör, sayfa 204-209)

Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 26 Eylül 1990 tarihinde Kolordu Komutanı G. P. tarafından takdir belgesi, 1 Nisan 1994 tarihinde Ds.Kt. Komutanı M. T. tarafından takdir belgesi, 7 Nisan 1994 tarihinde Tugay Komutanı E. Ö. tarafından takdir belgesi, 3 Ekim 1994 tarihinde Ds.Kt. Komutanı M. Ö. tarafından takdir belgesi, 27 Şubat 1995 tarihinde Tugay Komutanı E. Ö. tarafından takdir belgesi, 25 Ekim 1995 tarihinde Ds.Kt. Komutanı M. Ö. tarafından takdir belgesi, 19 Ocak 1996 ve 21 Haziran 1997 tarihlerinde Tugay Komutanı Y. Ö. tarafından takdir belgesi, 31 Mart 1997 ve 27 Ekim 1997 tarihlerinde Ds.Kt. Komutanı B. A. tarafından takdir belgesi, 27 Kasım 1998 ve 28 Mart 1999 tarihlerinde Tugay Komutanı Y. Ö. tarafından takdir belgesi, 24 Mart 1999 tarihinde Kurmay Başkanı M. Ç. tarafından takdir belgesi, 28 Mart 1999 tarihinde Tugay Komutanı Y. Ö. tarafından takdir belgesi, 18 Haziran 1999 ve 20 Eylül 1999 tarihlerinde Kurmay Başkan Vekili M. Y. tarafından takdir belgesi, 30 Ekim 2000, 16 Mayıs 2001, 9 Haziran 2001 ve 2 Mayıs 2002 tarihlerinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanı G. M. tarafından takdir belgesi, 06/08/2001 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı H. Ö. tarafından Şerit Rozet Beratı, 30 Mart 2002 tarihinde Kurmay Başkanı R. K. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği, 13 Kasım 1995 tarihinde Tugay Komutanı Y. Ö. tarafından takdir ve ödül ile mükafatlandırıldığı,

24 Şubat 1989 tarihinde 10 gün göz hapsi cezası, 13 Ekim 1999 tarihinde ikaz cezası, 4 Kasım 2002 tarihinde uyarı cezası, 24 Aralık 2002 tarihinde uyarı cezası, 9.Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 26/08/1992 tarihinde müştekiye asta müessir fiil suçundan verdiği 25.000 TL para cezası bulunduğu,

3 Şubat 1996 tarihinde eşinin kıyafeti nedeni ile savunmasının istendiği,



Ds.Kt. Komutanı B. A. tarafından yazılan birlik komutanının kanaati olarak belirtilen yazıda, ''durumunda değişiklik olmuştur, eşi tesettürden ayrılarak alttan bağlı başörtüsü kullanmaktadır, diğer kıyafetleri çağdaştır. Yzb. Eyüp SARAÇOĞLU’nun dinci bir tutum ve davranışı görülmemiştir...'' şeklinde ifadelere yer verildiği,

Müştekinin sicil notu ortalamalarına bakıldığında 1987 yılı 173, 1988 yılı 83.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''saymanlık görevinde yeni olmasına rağmen araştırıcı ve kendini yetiştirmeye gayretlidir, terfiye layıktır ''şeklinde, 2.sicil amiri tarafından'' terfiye layıktır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1989 yılı 86 olduğu, 1 sicil amiri tarafından ''görevinde başarılıdır, üstlük nüfuzu gelişen bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1990 yılı 92 olduğu, 1.ve 2.sicil amiri tarafından aynı şekilde ''iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1991 yılı 93 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, disiplinli ve çalışkan bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''iyi, gayretlidir'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1992 yılı 98 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, çalışkan ve disiplinli bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1993 yılı 89.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, özellikle karargâh hizmetlerinde başarılıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 92.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, çalışkan ve gayretlidir'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, çalışkan, iyi niyetli bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı 90.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, çalışkan, terbiyeli, mevcut görevinde başarılı bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''iyi, disiplinli ve çalışkandır, eşi kapalıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 97.25 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''mükemmeldir, terbiyeli ve çalışkandır, görevinde başarılıdır, eşinin başörtülü olması nedeni ile ailesi ile sosyal faaliyetlere katılmaz, liderlik vasfı mükemmeldir''' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, terbiyeli ve çalışkandır, görevinde başarılıdır, eşi tesettürlüdür, bu durum kendisinden değil, eşinden ve eşinin ailesinden kaynaklanmaktadır, kendisi Atatürkçü ve Laik düşünce sistemini benimser, liderlik vasfı çok iyidir, eşinin durumundan dolayı sosyal faaliyetlere katılmaz'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1997 yılı 97.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliğini bilir, uygular ve uygulatır, harp sanatını öğrenmeye, öğretmeye ve bizzat uygulamaya heveslidir, liderlik vasfı iyidir, sosyal faaliyetlere katılır, çalışkan bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından 'çok iyi, liderlik vasfı mükemmeldir, sosyal durumu ve temsil yeteneği iyidir, terbiyeli ve çalışkandır, eşi tesettürlüdür bu durumun kendisinden değil, eşinden ve eşinin ailesinden kaynaklanmaktadır, kendisi Atatürkçü ve Laik düşünce sistemini benimser'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1998 yılı 96 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, mükemmel, liderlik vasfı mükemmel, sosyal tutum ve temsil yeteneği çok iyi'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''mükemmel, liderlik vasfı mükemmeldir, sosyal tutum ve temsil yeteneği mükemmeldir, terbiyeli ve çalışkandır, eşi tesettürlüdür, bu durum kendisinden değil eşinden ve eşinin ailesinden kaynaklanmaktadır, kendisi Atatürkçü ve Laik düşünce sistemini benimser'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1999 yılı 96.66 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''eşi türbanı terk etmiş, başörtüsü kullanmaya devam etmekte ve olumlu yönde gelişimini sürdürmektedir, kendisinin dini ve ideolojik bir faaliyeti tespit edilememiştir'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''eşi ile birlikte sosyal faaliyetlere katılmaya başlamıştır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 2000 yılı 95.75 olduğu, 2001 yılı 96.66 olduğu, 2002 yılı 93.63 olduğu anlaşılmıştır. (236. klasör, sayfa 93-203)

Müştekinin almış olduğu takdir belgeleri, sicil amirleri tarafından verilen yüksek sicil notları ve mükemmel olarak değerlendirilebilecek kanaat değerlendirmeleri, basit nitelikte ve ayrılmadan yıllarca önce verilmiş birkaç disiplin cezaları ve memuriyetine engel teşkil etmeyen adli nitelikte para cezası gözetildiğinde kendisine yönelik tavrın din ve vicdan özgürlüğü kapsamındaki askerlik görevi dışında kalan kendisinin ve eşinin dini inanç ve yaşamından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.



175-Müşteki Melih DERİNSU 02/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

01/10/1976-28/01/1999 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetlerinde subay olarak görev yaptığını, kıdemli binbaşı rütbesi ile çalışırken istifaya zorlandığını, 28/01/1999 tarihinde emekli olduğunu, 1988 yılında eşi vefat edince namaz kılmaya ve dini vecibelerini yerine getirmeye başladığını, 2 yıl sonra şimdiki tesettürlü eşi ile evlendiğini,

Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 15.Füze Üst Komutanlığında görev yaparken Füze Grup Komutanı Albay T. S. kendisine hitaben ''Atatürk'ün giydiği üniformaya namaz yakışır mı?''şeklinde baskı yaptığını, Albay C. E. ise ''ailen lojmanın balkonuna niye başını örterek çıkıyor? Akşam olunca lojmanın perdelerini neden kapatıyorsun?'' şeklinde sorguya çekilmeye maruz kaldığını, bunun gibi bahanelerle hakkında disiplin soruşturması yapılarak disiplin cezaları verildiğini, örneğin 1.Füze Grup Komutanlığında görev yaparken 1991 tarihinde üst komutanının denetleme sırasında geldiğini, kendisini takdim ederek ''hoşgeldiniz komutanım'' sözüne birlik tarafından disiplin soruşturması yapılarak 3 gün göz hapsi cezası verildiğini, bu olaya halen Ankara'da avukatlık yapan emekli albay V. E.’nin tanık olduğunu,

Özel denetlemelere tabi tutulduğunu, seccade, kitap ve diğer araştırmalara maruz kaldığını, albay T . S. kendisine bağlı Astsubay Başçavuşu zaman zaman odasına göndererek kitap ve seccade arattığını, oysa başarılı bir subay olması nedeni ile yarbay rütbesindeki Füze Hareket Merkezi görevi yerine yüzbaşı olmasına rağmen komutan vekili olarak kendisini atadıklarını, 01/08/1994 yılında Hava Teknik Okullar Komutanlığı Füze Ders Öğretmeni olarak atandığını, eşi başörtülü olduğu için okul komutanları İ. B. ve L. E. tarafından yakın takibe alındığını, toplantılara katıldığı halde eşinin toplantılara katılmaması nedeni ile disiplin cezası aldığını, sakıncalı personel takibine alınarak fişlendiğini, bir süre sonra İ. B. kendi deyimi ile ''genç subaylara mikrop saçmaması için'' 01/07/1996 yılında Nato LSE Komutanlığına bağlı 6.ATAF komutanlığına atadığını, burada 2 yıl hiçbir sorun yaşamadığını, bir çok takdir ve teşekkür aldığını, 1998 yılında İ.B. ve A. A.'nın bulunduğu birliğe komutan olarak atandıktan sonra yine takibe alındığını, İ. B. eşinin komutan Alper ile görüşmesi için birliğe gelmesini kendisine emrettiğini hangi gün diye sorduğunda Pazartesi gelmesini emrettiğini, Yeni ATAF komutanının bu şekilde talebinin YAŞ toplantısında ordudan atılması için bir sebep teşkil edeceğini eşine söylediğini, bunun üzerine eşi ile anlaşarak eşini kendisine boşanma davası açtığını, boşanma dilekçesini İ. B. verdiğini, kendisine ''seni ATAF'a neden gönderdim biliyor musun?'' diye sorduğunu, kendisinin de ''başarılarımdan ötürü'' dediğini bunun üzerine ''hayır, seni oradaki astsubay ve subaylara mikrop saçmaman için gönderdim'' dediğini, ve akabinde tayini çıkardıklarını, ayrıca ikamet ettiği lojman dışındaki Vatan Mahallesi muhtarı G. Ç. birkaç kez evine gelip zile bastığını, kimin kapıyı açacağını, tesettürlülerin toplanıp toplanmadığını hususunda araştırmalar yaptığını,

Hareket Subayı olmasına rağmen lojistikte görevlendirildiğini, bu şekilde kendisini aşağılayarak emekli olmak zorunda bırakmak istediklerini, Yüksek Askeri Şura kararı ile atmak için bahane aradıklarını, ancak istedikleri şekilde gerekçe bulamadıklarını, yapılan baskılar üzerine daha fazla yıpranmamak düşüncesi ile emekli olduğunu, 28 Şubat Darbesi şüphelilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (235. klasör, sayfa 607-608)

Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 15 Temmuz 1987 tarihinde Grup Komutanı V. C. tarafından takdir ve teşekkür belgesi, 2 Temmuz 1987 tarihinde Filo Komutanı C. M. tarafından takdir belgesi, 20 Temmuz 1987 tarihinde Filo Komutanı R. A. tarafından takdir ve teşekkür belgesi, 31 Ekim 1988 tarihinde Filo Komutanı R. A. tarafından takdir belgesi, 22 Kasım 1988 tarihinde Üst Komutanı C. B. tarafından takdir belgesi, 17 Nisan 1990 tarihinde Üst Komutanı A. O. tarafından takdir belgesi, 5 Haziran 1991 tarihinde Grup Komutanı C. E. tarafından takdir belgesi, 23 Kasım 1995 tarihinde Hava Teknik Okullar Komutanı İ. B. tarafından takdir belgesi, 15 Kasım 1996 tarihinde 6.ATAF Türk Kıdemli Subayı E. O. tarafından takdir belgesi, 29 Nisan 1997 tarihinde Kurmay Başkanı E. İ. tarafından takdir belgesi, 19 Ocak 1998 tarihinde Kurmay Başkanı İ. B. tarafından takdir belgesi,

8 Ocak 1981 tarihinde 5 gün göz hapsi cezası, 28 Eylül 1981 tarihinde 2 gün göz hapsi cezası, 15 Ekim 1981 tarihinde 2 gün göz hapsi cezası, 12 Kasım 1981 tarihinde 2 gün göz hapsi cezası, 14 Temmuz 1982 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 1982 tarihinde 7 gün göz hapsi cezası, 22 Ağustos 1991 tarihinde 3 gün göz hapsi cezası, 22 Mart 1996 tarihinde tevbih cezası ile cezalandırıldığı,

Genel Kurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Ankara başlıklı 14 Eylül 1998 tarihli İstihbarat Başkanı O. T. imzalı Personel Başkanlığına hitaben yazılmış yazıda müşteki ile ilgili ''irticai fikirlere sahip olduğu, hiçbir sosyal faaliyete katılmadığı ve eşinin medeni kıyafet dışında tesettürlü giyindiği... irticai faaliyet yürüten kişi ya da kuruluşlar ile ilişkili olabileceği değerlendirildiğinden, şüpheli- sağ olarak takip ve kontrol altına alınmıştır'' şeklinde kanaat belirtildiği,

Müştekinin sicil notu ortalamalarına bakıldığında 1981 yılı 159.5, 1982 yılı 174, 1983 yılı 185, 1984 yılı 181.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından kanaat belirtilmediği, 2.sicil amiri tarafından ''kilit görevler için yetiştirilmesi uygundur'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1985 yılı 191.5, 1986 yılı 193 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çalışkan, başarılı bir subaydır, kıta komutanlığı yapar'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''disiplinli, çalışkan, başarılı bir subaydır, kıta komutanlığı yapar'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1988 yılı 93, 1989 yılı 93.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi,disiplinli ve çalışkan bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1990 yılı 92.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, birliğini çok iyi sevk ve idare eden başarılı bir kıta komutanıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1991 yılı 94.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, disiplinli ve çalışkan bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, disiplinli ve çalışkan bir birlik komutanıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1992 yılı 91 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, mükemmel bir karargâh subayı olur'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği,1993 yılı 95 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, kıta görevinde başarılıdır, dayanışma ve astlarını yetiştirme başarısı yüksektir'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, kıta görevinde başarılıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 92 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, insan gücü, para ve malzemeyi en iyi şekilde kullanır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''iyi, araştırıcı bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı 95 olduğu, 1.sicil amiri tarafından kanaat belirtilmediği, 2.sicil amiri tarafından '' çok iyi '' şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 79.5 olduğu, 1. ve 2.sicil amirleri tarafından aynı şekilde ''iyi, temsil kabiliyeti zayıftır' şeklinde kanaat belirtildiği, 1997 yılı 88.5 olduğu, 1. ve 2.sicil amirleri tarafından aynı şekilde ''iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1998 yılı 86.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''iyi'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''yurt içi ve yurt dışı temsil kabiliyeti zayıftır'' şeklinde kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. (235. klasör, sayfa 344-495)

Müştekinin almış olduğu takdir belgeleri, sicil amirleri tarafından verilen yüksek sicil notları ve kanaatleri, basit nitelikte birkaç disiplin cezası gözetildiğinde kendisine yönelik tavrın din ve vicdan özgürlüğü kapsamındaki askerlik görevi dışında kalan, kendisinin ve eşinin dini inanç ve yaşamından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.



176-Müşteki İsmail CİHANGİR 05/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

16/07/1982-01/03/1998 tarihleri arasında TSK'da subay olarak görev yaptığını, en son olarak öğretmen binbaşı rütbesiyle Malatya 2. Ordu Komutanlığı Karargâh Kütüphane Subaylığında görevli iken baskılar yüzünden istemeyerek mağduriyetli bir şekilde emekli olduğunu, görev yaptığı süre içerisinde kesinlikle herhangi bir suç işlemediğini, hakkında herhangi bir disiplin cezası verilmediğini, bunların aksine KKK takdirnamesi ile takdir edilen bir subay olduğunu, eşinin başörtülü olması ve namaz kılmasından dolayı TSK'nın içerisinde şikâyetçi olduğu oluşum tarafından sakıncalı/şüpheli personel kapsamına alındığını, ilk mağduriyetini 1992 yılında Kuleli Askeri Lisesinde öğretmen yüzbaşı olarak görev yaparken 1. Ordu Karargâhına öğretmenlik dışı bir göreve atanarak yaşadığını, burada yine çok başarılı görev yapması sonucu tekrar KKK lisan okuluna öğretmen subayı olarak 1993 yılında atandığını, burada da Türkçe dersi vererek yine çok başarılı bulunmasından dolayı 1995 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığının takdirnamesinin verildiğini, tüm bu başarılarına rağmen 1996 yılında sicilinin bozulması amacıyla Malatya 2. Ordu Komutanlığı Karargâh Kütüphanesine sürgün edildiği, sırf eşinin başörtülü olması ve ibadet etmesinden dolayı YAŞ kararıyla ordudan ihraç etmek istediklerini, bu nedenle de en son görev yaptığı yere sürgün edilerek sicilinin 60'a düşürüldüğünü, halbuki bu sicilden önceki son 2 sicil notunun 100 olduğunu,

1996 yılından itibaren yılda 2 defa yapılan YAŞ toplantıları nedeniyle müthiş bir şekilde ailece manevi bir baskıya maruz kaldıklarını, haksız yere ihraç edilme endişesi taşıdığını, bu nedenle de sağlığının bozulduğunu, şeker hastalığının nüksettiğini, o dönemde ihraç edilen subayların emeklilik hakkı yaklaşmış olanlardan seçildiğini, bu şekilde hem haksız ve hukuksuz şekilde ihraç yapıldığını, hem de subayların emekliliğini ellerinden aldıkları gibi sivilde de çalışma imkânlarını kapattıklarını, kendisinin yaşananları bildiği için Harp Okulunda öğrencilere verilen sigorta hakkını emsal göstererek okumuş olduğu fakülte yıllarını borçlandığını ve ayrıca daha önce Milli Eğitimde çalıştığı 3 yılın da hizmet birleştirmesini yaptığını, sonuçta bu şekilde emekliliği hak ederek 1998 yılı Ocak ayı içinde büyük hak mahrumiyetlerini göz önüne alarak keyfi bir şekilde ordudan ihraç edilmemek için emekliliğini isteyerek emekli olduğunu, emeklilik dilekçesini o dönemki 1. amiri Harekât Başkanı Kurmay Albay H. T. sunduğunda "Sen emekliliğini nasıl hak ettin, nasıl hak edebilirsin" dediğini, buradan anlaşılan esasen ihracına karar verdiklerini, ancak emekliliğini hak etmediğini sandıklarını, emeklilik tarihine yakın bir süre içinde YAŞ kararı ile kendisini ihraç etmek istediklerini, atılmamak için emekli olduğundan dolayı emekli maaşında ve emekli ikramiyesinde %30-40 arası kayba uğradığını,

28 Şubat sürecinde kendisi ve kendisi gibi subayları darbe yapmak isteyenlere engel teşkil edeceği için haksız ve hukuksuz şekilde tasfiye ettiklerini, kendisi ve ailesinin maddi ve manevi birçok kayba uğradığını, 1. amiri Kurmay Albay H. T. ile tüm bu süreci başlatan ve hukuki dayanağı olmayan BÇG kurucusu, yöneticisi ve üyeleri hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (225. klasör, sayfa 274-275)

Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 6 Şubat 1995 tarihinde K.K.Lis.Ok.Komutanı M. K. tarafından takdir belgesi, 12 Haziran 1991 tarihinde Harekât Başkanı Çevik BİR.tarafından takdir belgesi, 12 Haziran 1991 tarihinde Öğretim Başkanı E. M. tarafından takdir belgesi, 24 Aralık 1984 tarihinde Işıklar As. Lisesi Komutanı H.B. T. tarafından takdir belgesi, 24 Mart 1983 tarihinde Işıklar As. Lisesi Komutanı N. T.tarafından takdir belgesi, 11 Kasım 1991 tarihinde Öğretim Başkanı E. U. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği,

Müşteki hakkında KKK 2. Ordu Komutanlığı Malatya Askeri Mahkemesinin 01/08/2000 tarihli 2000/65-215 esas karar sayılı kararıyla 750.000 TL para cezası ve 2 ay 15 gün memuriyetten men cezası verildiği, cezanın ertelendiği, suç tarihinin 19/09/1996-26/02/1998 tarihleri olduğu, eyleminin ise kütüphane subayı olarak görevlendirildiği kütüphanede emekliliği sonrası yapılan sayımda kitapların eksik çıkmasından kaynaklandığı,

28 Şubat 1997 tarihinde 2 gün göz hapsi cezası, 12 Aralık 1996 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 21 Eylül 1983 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 11 Nisan 1988 tarihinde tevbih cezası, 4 Nisan 1989 tarihinde ikaz cezası, 14 Kasım 1986 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 30 Haziran 1989 tarihinde şiddetli tevbih cezası ile cezalandırıldığı, sicil notu ortalamalarına bakıldığında, 1997 yılı 62.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Yeterli, sosyal faaliyetlere katılmayan, sürekli takibi gerektiren bir sb. dır. Güvenilmez özellikle büyük karargâhlarda görev yapması uygun olmayan, liderlik vasfı bulunmayan bir subaydır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Yeterli, takibi gereken bir sb. dır. Temsil yeteneği yoktur" şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 96.66 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Çalışkan, disiplinli, verilen görevleri zamanında ve tam yapar, yetenekli, bilgili ve başarılıdır. Moral gücü üstün, dayanıklı, kararlarında açık, isabetli ve icrada, planlamada sorumluluk taşır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Liderlik vasfı çok iyi, gayretli, disiplinli, çok iyi bir öğretmendir..." şeklinde, 3. sicil amiri tarafından "Eşi kapalıdır, hiçbir sosyal faaliyete katılmaz" şeklinde, 1995 yılı 97.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Başarılı bir öğretmendir", 2. sicil amiri tarafından "Başarılı bir öğretmendir, çok azimli ve çalışkandır" , 3. sicil amiri tarafından "Önceki sicil amirlerince menfi olarak verilen kanaatler müspet yönde gelişme göstermiştir" şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 77.33 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1993 yılı 82 olduğu, 2. sicil amiri tarafından iyi şeklinde kanaat belirtildiği, diğer sicil amirlerince kanaat belirtilmediği, 1992 yılı 85.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Disiplinli, çalışkan bir subaydır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Gayretli bir subaydır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1991 yılı 95.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "İyi bir subaydır, terfi etmeye layıktır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Çok iyi ve başarılı bir öğretmendir, terfiye layıktır" şeklinde kanaat belirtildiği,

1990 yılı 89 olduğu, 1. ve 2. sicil amiri tarafından aynı şekilde "İyi bir öğretmendir" şeklinde kanaat belirtildiği, 1989 yılı 70.6 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Mesleki bilgisi iyi bir düzeydedir" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Verilen görevler takip ve kontrol edilmelidir, dini yönü ağır basan bir subaydır" şeklinde, 3. sicil amiri tarafından "Menfaatine düşkündür, takip ve kontrolü gerekir, dini yönü ağır basan bir subaydır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1988 yılı 76 olduğu, 1987 yılı 143 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "sosyal yönden çok zayıf ve daha çok yetişmeye ihtiyacı vardır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "Davranışlarına özen göstermesi gerekir" şeklinde kanaat belirtildiği, 1986 yılında 174.67 olduğu, sicil amirlerince kanaate yer verilmediği, 1985 yılı 147 olduğu, sicil amirlerince kanaate yer verilmediği, 1984 yılı 174 olduğu, sicil amirlerince kanaate yer verilmediği, 1983 yılı 181.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "Son derece itaatkar ve disiplinli bir öğretmen" şeklinde kanaat belirtildiği, 2. sicil amiri kanaatine yer verilmediği,

Personel bilgi formu başlıklı, 20/11/1996 tarihli belgede "Aşırı dindar, mutaassıp bir aile yapısı vardır. Eşinin ailesinin Mudanya'da tarikat faaliyetlerinde bulunduğuna dair bilgiler alınmıştır. Eşinin ailesi ile birlikte takip altında bulundurulması gerekir, eşi ve çocukları modern giyim içerisindedir, çalışkan olup verilen görevleri yapmaktadır, mesleğine ve görevine bağlı olduğu müşahede edilmektedir, kendi görüşünü benimseyen kişilerle zaman zaman görüşmektedir, sosyal faaliyetlere kısmen katılmaktadır, sivil ailelerle ilişkileri tespit edilememiştir" şeklindeki ifadelere yer verildiği anlaşılmıştır. (225. klasör, sayfa 129-243)

Müştekinin almış olduğu takdir belgeleri, sicil amirleri tarafından verilen sicil notları ve kanaatleri, basit nitelikte birkaç disiplin cezası, emekli olduğu yıl düşük sicil verilmesi hususları gözetildiğinde kendisine yönelik tavrın din ve vicdan özgürlüğü kapsamındaki askerlik görevi dışında kalan, kendisinin ve eşinin dini inanç ve yaşamından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.



Yüklə 11,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   130   131   132   133   134   135   136   137   ...   178




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin