171-Müşteki Mehmet ALPARSLAN 03/01/2013 tarihli şikâyetinde özetle;
Kendisinin 1995-1997 yılları arasında Batman Jandarma Bölge Komutanlığında görev yaptığını, 1997 yılında 7. Jandarma Komando Tabur Komutan vekili olarak Kıdemli Binbaşı rütbesi ile görev yaparken Mayıs 1997 tarihinde Kara Kuvvetleri Eğitim Okulları Daire Başkanlığına bağlı Kuleli Askeri Lisesi Sınıf Amirliğine atandığını, ancak göreve başlamadan bu düşüncede bir kişi buraya nasıl gider diye kendisini şikâyet ettiklerini, bunun üzerine 17 Haziran 1997 tarihinde mesaj emri ile 3.Kolordu Harekât ve Eğitim Şube Komuta Kontrol Kısmı NBC Subaylığına atandığını, burasının pasivize etmek için kullanılan bir görev olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu iki ay ve ardından da üç ay süreli ile hava değişimi raporu aldığını, başarılı bir Subay olduğunu Güney Doğuda Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral M. H. B. tarafından şeref rozeti, Batman İl Jandarma Komutanı İ. H. M. tarafından takdir belgesi, Bosna Hersek'de yapmış olduğu görevden dolayı Hizmet Övünç Belgesi ile ödüllendirildiğini bunların dışında yüze yakın takdir belgesinin bulunduğunu, görev yaptığı yerler ve ibraz etmiş olduğu belgelerin başarılı iyi bir Subay olduğunu gösterdiğini, Kara Harp Okulu Piyade Sınıfını 13.olarak bitirdiğini, görevden ayrıldığında da aynı başarısının devam ettiğini, görev yaptığı süre içinde de sicil notu ortalamasının 90'nın üzerinde olduğunu, çünkü çok başarılı olanlara bu tür görevler verildiğini,
Bu kadar başarılı ve disiplinli bir Subay olmasına rağmen atandığı Kuleli Askeri Lisesine başlamadan mesaj emri ile bu şekilde pasif bir göreve atanmasının psikolojik olarak kendisini çok yıprattığını, bunalıma girdiğini, bu nedenle hava değişimi raporlarını aldığını, bu raporlar sonunda da tanıdığı arkadaşlarını emekli olmadığı takdirde atılacağını söylemeleri üzerine 1998 yılı Ocak ayında emekli olmak zorunda kaldığını, kendisi ile birlikte mesaj emri ile atanan kişilerden Yüzbaşı E. G.’nin emekliliğinin dolmadığını ve TSK'dan ihraç edildiğini, erken yaşta ve görevinin en başarılı döneminde emekli olmak zorunda kaldığını, kendisine gösterilen tavrın özel yaşamın içindeki dini hayatı ile ilgili olduğunu bu nedenle kendisinin emekli olmak zorunda bırakanlar ile 28 Şubat sürecini gerçekleştiren Batı Çalışma Grubunda görev yapan şüphelilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (218. klasör, sayfa 444-463)
172-Müşteki Mustafa AKDOĞAN 20/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
Kendisinin 1997 yılında 1.Ordu, 3.Kolordu, 6.Piyade Tugayında Tabur Komutanı olduğunu 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Amerika ve Batının yeni düşman olarak radikal İslamı öne çıkardığını ve buna paralel olarak Türk Ordusunda da ordu içerisinde dini inancına göre yaşayan namaz kılan, oruç tutan personel ve aile fertleri ile ilgili birtakım fişlemeler yapılmaya başlandığını, hatta bu fişleme çalışmalarının askeri personelin ailelerinin birer istihbaratçı gibi kullanıp, sivil halk ve esnaf içerisinde de yapılmaya başlandığını, kendisinin de inancı gereği namaz kılan, oruç tutan bir insan olduğu için ayrıca eşinin başörtülü olması nedeni ile kendisine karşı da fişleme çalışmalarının yapıldığını, bazı personelin hanımının başını açmadığı taktirde ordudan atılacağı yönünde tehditte bulunulduğunu, bir kısım personelin hanımının başını açtığını, bir kısmının da kocasının isteğini yerine getirmeyerek boşandığını, bir kısmının da devlete karşı boşanmış gibi görünerek evliliklerini bu şekilde yürüttüklerini,
Kendisi ve kendisi durumunda olanları emekliliğe mecbur etmek için her Yüksek Askeri Şura Toplantısı öncesinde onların atılacak kişilerin listesinde oldukları şayiası çıkartılarak emekli olmalarının sağlandığını, kendisine de eşinin başörtülü olması nedeni ile baskılar yapıldığını, bu nedenle onlar atmadan emekli olayım düşüncesi ile TSK’dan emekli olduğunu, söz konusu baskıları bazı alt düzeydeki komutanlar tasvip etmediği halde kendileri zan altında kalmamak veya kendisine bir zarar gelmemesi için bu uygulamaları astlarına yapmak zorunda kaldıklarını, kendisi gibi olan bu tür personelin Akademiye Kurmay olmak için gönderilmediğini, Akademide tespit edilirse ayrılmak zorunda bırakıldığını, eşinin başı kapalı olan personelin lojmanı hak ettiği halde psikolojik baskı ile lojmanda oturmadığını, sivil evlerde oturanların da takip edildiğini, üst komuta kademesindeki komutan eşleri ile onların görevlendirdikleri diğer subay eşlerini başları örtülü olan subay ve astsubay eşlerine ''başınızı açmazsanız kocanızı ordudan atarlar'' şeklinde psikolojik baskı uyguladıklarını, kendisinin de bu tür uygulamalara muhatap olduğunu, psikolojik baskı gördüğünü bu nedenlerle emekliliğini istemek zorunda kaldığını, bu şekilde mağdur olduğunu, 28 Şubat süreci veya 28 Şubat Darbesi olarak bilinen hukuksuz uygulamaları hazırlayan, yapan üst komuta kademesindeki kişilerden şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini belirtmiştir. (122. klasör, sayfa 192-193)
Müştekinin 22 Nisan 1980 tarihinde 1.Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı N. Ü. tarafından takdir belgesi, 16 Eylül 1983 tarihinde ve 29 Mart 1984 tarihinde 2.Mekânize Piyade Tabur Komutanı D. A. tarafından takdir belgesi, 21 Ocak 1986 tarihinde ve 25 Şubat 1986 tarihinde, 1.Mekânize Piyade Tabur Komutanı M. K. tarafından takdir belgesi, 23 Şubat 1987 tarihinde 1.Mekânize Piyade Tugay Komutanı A. A. tarafından takdir belgesi, 8 Mayıs 1987 tarihinde 1.Mekânize Piyade Tugay Komutanı N. Ü. tarafından takdir belgesi, 1 Ağustos 1988 tarihinde, 7 Ekim 1988 tarihinde, 24 Temmuz 1989 ve 21 Şubat 1991 tarihlerinde Destek Kıtalar Komutanı F. Ö. tarafından takdir belgesi, 21 Aralık 1992 tarihinde Tabur Komutanı R. B. tarafından takdir belgesi, 9 Ağustos 1995 tarihinde 4.Zırhlı Tugay Komutanı B. T. tarafından takdir belgesi, 14 Ağustos 1995 tarihinde 4.Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı ve Garnizon Komutanı E. N. K. tarafından takdir belgesi, 28 Aralık 1995 ve 11 Nisan 1996 tarihlerinde 4.Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı ve Doğu Tali Bölge Komutanı E. T. tarafından takdir belgesi verildiği, Müştekiye 2 Haziran 1986 tarihinde Kurmay Başkanı Y. E. tarafından 1985-1986 eğitim yılındaki çalışmalarından dolayı ödül teklifinde bulunulduğu, 8 Ağustos 1985 tarihli 9.Kolordu Komutanı F. A. imzalı 1.Mekânize Piyade Tabur Komutanlığına yazılan yazıda müştekinin 5.000 (beşbin) TL para ile ödüllendirildiği, Ödül Alan Personel listesi başlıklı EK-B başlık Harekât ve Eğitim Şube Müdürü M. A. E. imzalı 12 askeri personelin isminin yer aldığı listede müştekinin isminin karşısında 49.000 TL'nin yazılı olduğu tespit edilmiştir. (122. klasör, sayfa 1-24)
Müştekinin sicil notu ortalamalarına bakıldığında 1980 yılı 169.5, 1981 yılı 183, 1982 yılı 178, 1983 yılı 172, 1984 yılı 193.5, 1885 yılı 172.5, 1987 yılı 163, 1988 yılı 83.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''kıtasını muharebeye hazırlamada başarılıdır, terfiye layıktır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''kıtasını muharebeye iyi hazırlamaktadır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1989 yılı sicil notu ortalamasının 79.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından '' iyi, disiplinli ve çalışkandır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1990 yılı sicil notu ortalamasının 82.5 olduğu 1.sicil amiri tarafından ''iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1991 yılı sicil notu ortalamasının 89.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, güvenilir ve çalışkandır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1992 yılında sicil notu ortalamasının 76 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''iyi, dini duygularının sosyal yaşamına etkisi fazladır, yetenek ve gayretlerini şartlara göre kullanır, değişkendir, üst ve astlarına yeterli güveni vermez, amirleri hakkında dedikodu çıkarır, çalışkandır ancak sorumluluk almaktan kaçınır, takip ve kontrol altında tutulmalıdır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1993 yılı sicil notu ortalamasının 83 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çalışkan ve gayretlidir, dini duygularının sosyal yaşantısına etkisi fazladır, görevini takipsiz yapar'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çalışkandır, gayretlidir'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı sicil notu ortalamasının 81 olduğu, 1. ve 2.sicil amirleri tarafından aynı şekilde ''iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı sicil notu ortalamasının 97 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''iyi'' 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, gayretli, dürüst ve çalışkan bir subaydır, ancak kapalı bir aile yapısına sahiptir, eşi ile birlikte aile toplantılarına katılmaz'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı sicil notu ortalamasının 96 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyidir, liderlik yeteneği iyidir, sosyal faaliyetlere katılımı iyidir, karargâh görevlerinde daha başarılı olur'', 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, liderlik yeteneği iyidir, sosyal faaliyetlere katılır, karargâh görevlerinde daha başarılıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği tespit edilmiştir. (122. klasör, sayfa 25-73)
Müştekinin 27 Ekim 1988 tarihinde tevbih cezası, 9 Ocak 1992 tarihinde 2 gün göz hapsi cezası bulunduğu, 1987 yılına ilişkin Kanaat çizelgesi (2.nci üst) başlıklı belgede, 2.sicil amiri tarafından ''dini açıdan saplantısı vardır, seviyesine ve rütbesine uygun olmayan sakallı kişilerle dostluk kurmuştur, eşini örtülü gezdirir, bu yönüyle kontrol altında tutulmasında fayda vardır'' şeklinde kanaat belirtildiği, müştekinin 4 Temmuz 1984 tarihinde ne amaçla alındığı anlaşılamayan 4 sayfadan oluşan soru cevap şeklindeki ifadesinde; siyasi görüşünün, siyasi görüş çerçevesinde katıldığı ve bildiği faaliyetlerin, özel yaşamının sorgulandığı, müştekiye ''12 Eylül Askeri Darbesi hakkında düşünceleriniz nedir?'' şeklinde soru sorulduğu, müştekinin en son soruya verdiği cevapta, buraya alındıktan sonra gerçeği ve doğruyu çok iyi anladım , bundan sonra Atatürkçü bir subay olarak Türk Ordusuna hizmet edeceğime söz veriyorum dediği tespit edilmiştir. (122. klasör, sayfa 89-94)
8 Haziran 1984 tarihli 2.Mekânize Piyade Tabur Komutanı D. A. Tabur Komutanı olarak müşteki ile ilgili kanaatinde ''9 Temmuz 1980 tarihinden 30 Mayıs 1984 tarihine kadar geçen süre içerisinde yaptığım denetleme ve kontrollerde kendisinin çalışkan, disiplinli, bölüğüne hakim ve verilen görevi zamanında yapar gördüm, tabur içinde yapılan yarışma ve atışlarda bölüğü devamlı birincilik kazanmıştır. Düzenli bir yaşantısı mevcuttur, bu sürede tabur içinde ve dışında menfi ve mazur faaliyeti tespit edilmemiştir... Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı bir subaydır'' ifadelerine yer verildiği,
20 Temmuz 1984 tarihli Subayın Kimliği ve Birliği başlıklı belgede Sb. ve. Astsb.Kd.Md N. H.tarafından "aşırı akımların etkisi altında kalarak sağ sempatizan zanlısı olması nedeni ile yakinen takip ve kontrolü gerekmektedir'' denildiği,
P.ÜTĞM. Mustafa AKDOĞAN'ın 2. sicil amiri nitelik belgesinin 8. ve 9. maddeleri başlıklı belgede, eşinin durumu bölümünde, ''isteklinin eşi bugüne kadar yapılan hiçbir aile toplantısı ve sosyal faaliyete katılmadığından hakkında bir kanaat edinilememiştir. Alınan duyumlardan fazla tutucu olduğu, devamlı başı örtülü dolaştığı bilinmektedir'' şeklinde ifadelere yer verildiği,
108 nolu Kurmay Başkanı K. Y. başkan diğer bir kısım komutanların da üye olarak imzaladığı Kara Kuvvetleri Komutanı H. S. onaylı 25 Temmuz 1984 tarihli belgede, ''...adı geçen personelin yasa dışı görüşleri benimsediği, ülkücü yasa dışı örgütle ilişkisi olduğu, bu davranışının Silahlı Kuvvetlerin disiplin kuralları ile asla bağdaşmayacak siyasi ve askeri bölücü eylemlerden olduğu, ayrıca bu tür bazı eylemlere fiilen katıldığı anlaşılmış ve Silahlı Kuvvetlerde kalmasının uygun olmayacağı kanaatine varılmıştır... disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebi ile emekli edilmesine...'' şeklinde ifadelere yer verildiği,
P.Ütğm. Mustafa AKDOĞAN (1979-50) başlıklı belgenin Kendi İfadesine Göre alt başlıklı bölümünde ''ülkücü görüşü benimsemiş ve savunmuştur, ülkücü birimde yer almıştır, ülkücü eserleri okumuştur. Kara Harp okulu 3.sınıfta taraftar kazanmak amacı ile arkadaşları ile seminer tertip etmiştir,... Salihli'deki Türkistan göçmeni A. B. H.'yi ziyarete gitmiştir. İzmir' de kampta iken ülkücü eserler oynatan tiyatroya gitmiştir, subay olduktan sonra Adıyaman Menzil köyünde Nakşibendi şeyhlerinden Şeyh M. R. E. ziyaret etmiştir, Piyade okulunda oluşturulan ülkücü birimde yer almıştır, Piyade okulunda iken Pendik' de tuttukları evde seminer çalışmaları yapmıştır, Kara Harp Okulunda ve dışarıda Ülkücü nitelikteki kitap almak amacı ile para toplamıştır.'' şeklinde Faaliyetlerini İtiraf ve İnkâr Durumu alt başlıklı bölümde ''tüm faaliyetlerini fazlası ile itiraf etmiştir'' şeklinde, Sicil Amirlerinin Kanaati alt başlıklı bölümde ''sicil amirlerinin kanaati müspettir'' şeklinde, Heyetin Kanaati alt başlıklı bölümde ''ihraç'' şeklinde ifadelere yer verildiği,
P.Ütğm. Mustafa AKDOĞAN'ın Faaliyetleri başlıklı 4 sayfadan ibaret belgede, sonuç bölümünde yer alan Heyetin Kanaati kısmında ''P.Ütğm. Mustafa AKDOĞAN (1979-50) Kara Harp Okulunda iken sağ siyaset içinde Ülkücü görüşü savunduğunu, ülkücü birim içinde yer aldığını, bu görüşle ilgili olarak seminerlere katıldığını, ülkücü kitaplar okuduğunu, subay çıktıktan sonra tıbbi tedavisinin yapılması için Kahta'da bulunan Ş.R. E. gittiğini beyan etmiştir. (müşteki yukarıda belirtilen 4 Temmuz 1984 tarihli ifadesinde, şahsın Peygamber sülalesinin 33.göbeğinden geldiğini, kötü alışkanlıkları olanların bu alışkanlıklardan sıyrılmasına pek çok hastanın iyileşmesine yardımcı olduğunu duyduğunu, bu şahsı merak saiki ile ziyaret ettiğini belirttiği) askeri tavır ve hareketleri heyetimizi müspet yönde etkilemiş olmakla beraber heyetimizce Silahlı Kuvvetlerden uzaklaştırılması uygun mütala edilmektedir...'' denildiği,
Personel Biyografi başlıklı 1 sayfadan ibaret belgede Örgütü bölümünün altında ''ülkücü'' yazdığı,
27/06/1987 ve 25/06/1987 tarihli 1'er sayfadan ibaret Harp Akademisi Nitelik Belgesi başlıklı belgelerde, ''istekli, ahlak, seciye karakter bakımından kusursuz ve iyi hal sahibi midir?'' sorusuna cevap olarak ''dini açıdan saplantısı vardır'' denildiği, ''eşinin, gelecekte alacağı görevlerini destekleyecek niteliklere sahip midir?'' sorusuna cevap olarak, ''başı örtülüdür, mutaassıptır, Kur.Sb. eşliği yapamaz'' denildiği, 13/12/1982 tarihli 1 sayfadan ibaret Nitelik Belgesi başlıklı belgede, ''ceza görmüş müdür?, görmüş ise mahiyeti nedir? Tarif ve sayısı'' sorusuna cevap olarak, 1.ve 2.sicil amirleri tarafından ''yıkıcı ve bölücü faaliyetlere katıldığı gerekçesi ile çağrılmış, 45 gün gözetim altında tutulmuş, Kara Kuvvetleri Komutanlığının 18 Ekim 1982 gün ve İSTH.3590-1067-82(3258)925 sayılı emri ile işleme gerek görülmemiştir ifadelerine yer verildiği belgede sorular karşısında evet hayır şeklindeki diğer bütün değerlendirmelerin olumlu olduğu,
Bilgi Formu başlıklı 2 sayfadan ibaret belgenin istenen belgeler alt başlığının altında 21 maddeden oluşan değerlendirmelerde olumsuz bir değerlendirme maddesi bulunmadığı, değerlendirmelerin olumlu olduğu, kanaat raporu başlıklı 1 sayfadan ibaret elle yazılmış 58.Er Eğitim Tümen Destek Kıta Hizmet Birlik Komutanı tarafından yazıldığı belirtilen belgede ''sosyal yaşantısı dini inançlarından etkilenir, sağ düşünce ve görüşlerin etkisindedir... kısmen içine kapanık bir yapıya sahiptir, ancak dini inançları ağırlık kazandığı için eşinin başörtülü olduğu...'' şeklinde ifadelere yer verildiği anlaşılmaktadır. (122. klasör, sayfa 102-120)
Müştekinin Başsavcılığımıza acele posta yolu ile göndermiş olduğu dilekçesinde, 1982 yılında Milli Güvenlik Konseyi tarafından yaklaşık 800-900 kişiden oluşan 1978 mezunu Teğmenlerin aşırı sol görüşlü oldukları gerekçesi ile tutuklandıklarını, %90'nın TSK’dan atıldıklarını, buna paralel olarak ''bir soldan, bir sağdan'' anlayışı ile 1982 ve 1984 yılında 2 kez gözaltına alındığını, 45 gün işkence tehdidi altında tek kişilik odalarda gözleri bağlı sorgulandığını, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesine çıkarıldığında sivil savcının kendisini konuşturmadan evraka göre kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini, 1 Haziran 1984 tarihinde ailesinin ikamet ettiği Kütahya'ya izinli geldiğine gözaltına alındığını, 35 gün gözleri bağlı olarak sorgulandığını, 12 Temmuz 1984 tarihinde Hakim karşısına çıktığını, tam 70 subayın hepsinin birden yeterli delil olmadığından serbest bırakıldığını, kendilerine ''bağlı olduğum birliğime izinli bulunduğum sürede hiçbir nedenle gitmeyeceğim'' şeklinde yazı imzalatarak 45 gün izin verdiklerini, iznini 15. gününde çağırarak tekrar göreve başlattıklarını belirtmiştir. (122. klasör, sayfa 163-165)
Müştekinin almış olduğu takdir belgeleri, sicil notlarının yüksekliği, sicil amirleri tarafından belirtilen olumlu kanaatler, emekli olmadan yıllar önce 1988 ve 1992 yıllarında almış olduğu tevbih ve 2 gün oda hapsi dışında başka ceza almamış olması kendisine yönelik tavrın din ve vicdan özgürlüğü ile ifade ve kanaat özgürlüğü kapsamındaki askerlik görevi dışında kalan dini inanç ve siyasi görüşünden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
173-Müşteki Mustafa Ufuk ERTUĞRUL 28/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat sürecinde Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı ve Sarıcapaşa Eğitm Merkezi Komutanlıklarında görev yaptığını daha sonra emekli olmak zorunda bırakıldığını, 1994 yılında Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığında birlik komutanın kendisine dikkatlice bakarak ''yarın sabah beni gör'' dediğini, kendisinin de parmağındaki yüzükten dolayı çağırmış olduğunu düşünerek ertesi günü yüzüğü çıkararak gittiğini, parmağında yüzük olmadığını görünce ''seni neden çağırdığımı anlamışsın, gidebilirsin'' dediğini, görevde iken öğle paydoslarında cuma namazlarına arkadaşlarının özel araçları ile gittiklerini, hizmet bölük komutanlığında görevli Üsteğmen Cahit'in çıkış kapısında bekleyerek cuma vakti dışarıya çıkanları kaydettiğini, Karamürselbey Eğitim Komutanlığından İzmir Foça'ya rutin dışı tayininin çıktığını, bu tayinin eşinin başörtüsünden kaynaklandığını düşündüğünü, meslek hayatı boyunca en ufak bir şekilde disiplin soruşturması geçirmediğini, sicil notlarının çok yüksek olduğunu, İzmir' de eğitim başkanı sicil amirinin kendisine ''eşinin başı nasıl kapalı?'' şeklinde sorular yönelttiğini, kendisinin de ''Allah emrettiği için kapalı'' şeklinde yanıt verdiğini, baskıların artması nedeni ile emekliliği düşünmeye başladığını, İzmir Foça'da ki komutanının makamına çıkarak ''komutanım beni ihraç edecekler ise kimse duymadan bir gün önce haberim olsun'' dediğini, komutanının da ''senin yerinde olsam bir gün bile beklemem, emekliye ayrılırım'' dediğini, bunun üzerine emeklilik dilekçesini verdiğini,
Emekli olduktan sonra Bilgi Edinme Kanunu çıkması ile sicil belgelerini talep ettiğini, kendisine üst yazı ile sadece sicil notlarının gönderdiklerini, belgeler gizli olduğundan bahisle göndermediklerini, belgelerini incelediğinde 02/05/1997 tarihli sicil belgesinde sicil amirinin kanaati bölümünde, ''mesleğini seven güvenilir, disiplinli'' yazmasına rağmen bunun çizilerek altına ''Karamürsel'de oturan eşinin tesettürlü giyindiği, dini çalışmalar içinde olduğu, ancak kendisinin aynı düşünce ve faaliyetlere katılımının tespit edilemediği'' kanaatinin olduğunu, aynı zamanda 98 olan sicil notunun 84 olarak değiştirilmiş olduğunu, 18/08/1994 tarihli Çıkarma Filosu Komutanlığına hitaben yazılmış yazıda da kendisinin şüpheli personel kategorisinde yer aldığını öğrendiğini, aynı şekilde 26/08/1994 tarihli yazı ile 17/10/1994 tarihli Sarıcapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığına hitaben yazılmış yazıda şüpheli personel olarak yazıldığını öğrendiğini, şüpheli personel olmasından dolayı sicil amirleri tarafından takip formu düzenlendiğini, bu formların 6 ayda bir rutin olarak düzenlendiğini, bu formlarda da herhangi bir şüpheli durumunun olmadığına dair kayıtlar düşüldüğünü, yukarıda anlattığı nedenlerden dolayı Askeriyenin içinde belli bir grubun yapılanmaya çalıştığını, bunların da sistemli bir şekilde hareket ederek kendi görüşüne yakın olmayan personeli dışlamaya çalıştığını, bu yüzden de hakkında en ufak şeylerden dolayı inceleme yapıldığını, sicil notlarının düşürüldüğünü, şüpheli personel konumuna sokulduğunu, manevi baskılardan dolayı emekli olmaya zorlanmasından dolayı basında Batı Çalışma Grubu olarak ismi geçen şüphelilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (231. klasör, sayfa 447-448)
Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 24 Mart 1992 tarihinde Kurslar Komutanı Ü. K. tarafından takdir belgesi, 26 Aralık 1996 tarihinde Sarucapaşa Eğitim Merkez Komutanı T. K. tarafından takdir belgesi, Mart 1990 tarihli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral O. K. onaylı çizelge şeklinde hazırlanmış müştekinin ismi ile beraber 3 askeri personelin isminin yer aldığı belgede, müştekinin TCG AĞ-1'in yeniden görev yapabilir hale getirilmesinde göstermiş oldukları üstün çalışmalardan dolayı ödüle layık görüldüğü belirtilerek 306.000 (üçyüzaltıbin) TL ile ödüllendirildiği tespit edilmiştir. (238. klasör, sayfa 327-333)
28/12/1978 tarihinde Askeri Ceza Kanunun 162/171 maddeleri gereğince ''30KP 6G iz'' şeklinde cezası, 02/01/1979 tarihinde Askeri Ceza Kanunun 162/171 maddeleri gereğince ''30KP 6G iz'' şeklinde cezası, 2 Ocak 1985 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 14 Mart 1988 tarihinde şiddeti tevbih cezası bulunduğu tespit edilmiştir. (238. klasör, sayfa 304-310)
Sicil notu ortalamalarına bakıldığında 1981 yılı 146, 1982 yılı 160.5, 1983 yılı 149, 1984 yılı 176 olduğu,1.sicil amiri tarafından ''çalışkan ve güvenilir subaydır' şeklinde kanaat belirtildiği, 1985 yılı 177,5 1986 yılı 182.5, 1987 yılı 194.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''kıtada başarılı bir subaydır, iyi bir idarecidir, komutanlık ve bir üst rütbe görevlerini başarı ile yapar'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çalışkan ve dürüst bir subaydır' şeklinde kanaat belirtildiği, 1988 yılı 91 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''birliğinin muharebeye hazırlık derecesinin yükseltilmesine katkısı çok iyidir, çalışkan, huzurlu ve ahenkli, çalışmayı seven, disiplinli bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''birliğini muharebeye hazırlamada başarılıdır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1989 yılı 91 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok çalışkan, disiplinli, terbiyeli bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, çalışkan ve dürüst bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1990 yılı 90.5 olduğu 1.sicil amiri tarafından ''çok iyidir, iyidir aynı zamanda ek görevle Tri Gu.k.v bakmaktadır, sakin yapılı iyi niyetli bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''pek çok ek görevine rağmen vazifesini aksatmadan icra etmektedir'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1991 yılı 90 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''vicdan duygusu üstün, vasıflı bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çalışkan ve gayretli bir subaydır'' şeklinde kanat belirtildiği, 1992 yılı 98 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çalışkan, azimli, ast ve amirlerine destek olan disiplinli bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çalışkan, gayretli, disiplinli ve örnek bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1993 yılı 94.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çalışkan, disiplinli ast ve üstlerine yardımcı olan bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''disiplinli, ahenk içinde ve koordineli çalışabilen gayretli bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 95.5 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''çok iyi, ast ve üstlerine yardımcı olan çalışkan ve disiplinli bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından '' çok iyi, özveri ile çalışan bir subaydır'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı 96 olduğu, 1.sicil amiri tarafından '' çok çalışkan, disiplinli, ast ve amirlerine destek olan dürüst bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, disiplinli, çalışkan ve verilen görevi en iyi şekilde yapma gayreti içinde olan bir subaydır'' şeklinde, 3.sicil amiri tarafından ''çok iyi'' şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 96 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''disiplinli mesleğini seven dürüst ve çok çalışkan bir subaydır, gemi ve karargâhlarda başarı ile görev yapar'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''dürüst, çalışkan başarılı bir subaydır''şeklinde kanaat belirtildiği, 1997 yılı 85 olduğu, 1.sicil amiri tarafından ''iyi, Karamürsel'de oturan eşinin tesettürlü giyindiği ve dini çalışmalar içinde olduğu, ancak kendisinin aynı düşünce ve faaliyetlere katılımı tespit edilmemiştir, disiplinli ve çalışkan bir subaydır'' şeklinde, 2.sicil amiri tarafından ''çok iyi, eğitim faaliyetlerine özverili çalışmaları ile katkısı büyük, çalışkan ve dürüst bir subaydır, Karamürsel' de oturan eşinin kapalı olduğu ve dine yönelik faaliyetlerde bulunduğu istihbar edilmiştir, ancak kendisinin bu konularda hiçbir faaliyetine rastlanmamıştır'' şeklinde kanaat belirtildiği,
EK-A Harp Akademisi Nitelik Belgesi başlıklı 13/01/1992 tarihli ve tarihi olmayan birer sayfadan ibaret belgede kanaatlerin olumlu olduğu, çok iyi şeklinde kanaatlerin olduğu, bir adet ceza belirtildiği, olumsuz kanaat bulunmadığı anlaşılmıştır. (238. klasör, sayfa 334-413)
Müştekinin almış olduğu takdir belgeleri sicil amirleri tarafından verilen yüksek sicil notları ve mükemmel olarak anlatılabilecek kanaat değerlendirmeleri basit nitelikte ve ayrılmadan yıllarca önce verilmiş birkaç disiplin cezası gözetildiğinde kendisine yönelik tavrın din ve vicdan özgürlüğü kapsamındaki askerlik görevi dışında kalan, kendisinin ve eşinin dini inanç ve yaşamından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |