T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı



Yüklə 5 Mb.
səhifə567/740
tarix05.01.2022
ölçüsü5 Mb.
#63144
1   ...   563   564   565   566   567   568   569   570   ...   740
Ermeniler

Ermeniler,Monofizit karakterli GregoryanKilise’si ile temsil edilmektedirler. Bu Kilise, İsa’nın beşeri yönünün ilahî yönü içerisinde eridiği ve İsa’da sadece ilahî yönün bulunduğunu ( Monofizitizm) kabul etmektedir. 1830’lara kadar Osmanlı Devleti’nde kültürel ve ekonomik hayatta, hatta sarayda, birçok yüksek mevkilere gelen Ermeniler, Osmanlı idaresi tarafından ‘‘ Millet-i Sadıka’’ olarak kabul edilmişlerdir.

Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Amerika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkelerine göç etmiş olan Ermenilerin ülkemizdeki nüfusu, Hıristiyan gruplar arasındaki en kalabalık nüfus olma özelliğini sürdürmektedir. Bugün Türkiye’de yaşayan Ermenilerin nüfusu hususunda farklı bilgiler ve rakamlar telaffuz edilmekle birlikte takriben 45 bin ile 80 bin kadardır.

Süryaniler

Doğu ve Batı Süryanileri olarak iki gruba ayrılan Süryanilerin bir kısmı ( Batı Süryanileri) Arami kökenlidirler. Bir süre Urfa’yı merkez edinen Batı Süryanileri, Ermeniler gibi İsa’da tek tabiatın bulunduğuna ( Monofizitizm) ve Meryem’e ‘‘ Theotokos’’ ( Tanrıdoğuran) denilebileceğine inanırlar. Onlar da 451’deki Kadıköy Konsülünün kararlarını kabul etmemiş ve böylece ayrı bir Kilise oluşturmuşlardır.

Osmanlı idaresinde rahat bir hayat sürmüş olan Süryanilere 1882 yılında ‘‘ Millet’’ statüsü verilmiştir. Ancak zamanla Roma Katolik Kilisesi’nin ve Protestan Kilisesi’nin misyonerlik faaliyetleri neticesinde Batı Süryanilerinin bir kısmı Katolik ve Protestan olmuşlardır. Ülkemizde Süryaniler çoğunlukla İstanbul’a göç etseler de, nüfusun büyük bir bölümü Tur Abdîn (Mardin) bölgesinde yaşamaktadırlar.

Bugün Türkiye’de Batı Süryani Kilisesi, ‘‘ Süryani Kadîm Kilisesi’’ adı altında varlığını sürdürmekte ve bu kilisenin 40 bin mensubu bulunmaktadır.



Rumlar

Hıristiyanlık tarihinin dinî merkezlerinden biri olan İstanbul Kilisesi, M.S. 37’ de Aziz Andreas tarafından kurulmuştur. 330’da bağımsız piskoposluk, 451’deki Kadıköy Konsülünden sonra Patriklik, V. Yüzyılda Ökümenik Patriklik olmuştur. Bu durum Roma Kilisesi ile sorunlar yaşanmasına sebep olmuş ve nihayet 1054’te Roma ile ilişkisini tamamen koparmış, doğu kiliselerinin disiplin merkezi olarak işlevini devam etmeye başlamıştır. İstanbul’un fethinden sonra II. Mehmet, patrik seçimine doğrudan müdahil olarak seçtirdiği patriğe de ‘‘ üç tuğlu Osmanlı paşası’’ unvanı verdi. Bu dönemde Patrikhaneye verilen siyasi yetkiler, Bizans dönemindeki yetkilerden daha fazladır.

Patrikhane, Fener’de bu günkü yerine 1600 yılında taşınmış, ileri gelen Rum ailelerinin de bu bölgeye taşınmasına öncülük etmiştir. Bir süre sonra burada Rumlar çoğunluk oluşturunca patrikhaneye ‘‘ Fener Rum Patrikhanesi’’ denmeye başlanmıştır.

Patrikhane, I. Dünya Savaşı ve sonrasında Osmanlı aleyhine ciddi siyasi kampanyalar yürütmüş ve ‘‘ megalo idea’’ ‘nın da temsilciliğini yapmıştır. Özellikle Yunan işgal kuvvetlerinin yanında yer alıp, İngiliz işgal kuvvetlerine de enformasyon sağladı.

Cumhuriyetin ilanından sonra, Osmanlı Döneminde kendisine verilen imtiyaz ve siyasî etkinliklerin bütünü elinden alınarak sadece, dinî yetkilerle sınırlı bir Kilise olarak hayatına devam etmesi sağlandı.

22 Ekim 1991 yılından bu yana, Çanakkale Gökçeada daoğumluBartholomeos’un seçilmiş Patrik olarak görev yaptığı Fener Rum Patrikhanesinin, uluslar arası etkinliğini arttırmak ve Ortodoks Dünyasının disiplin merkezi olmak ( Ökümeniklik) gibi büyük hedef ve çabaları bulunmaktadır.

Bugün Türkiye sınırları içinde, Fener Rum Patrikhanesine bağlı yaklaşık iki bin Rum Ortodoks yaşamaktadır.


Yüklə 5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   563   564   565   566   567   568   569   570   ...   740




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin