A. SESLERİN OLUŞUMU :
Akciğer ve diyafram nefes kontrolü için kullanılmaktadır.Hava , gırtlak içindeki nefes borusunun içinden , ses tellerinin üstünden geçer. Hava, gerilen kıvrımları titreştirir ve daha sonra ağız boşluğuna geçer. Ağzın şekil alabilmesi ile sesin tonu değişir.
Aynı organların bazıları, konuşmayı gerçekleştirmek için sesleri artiküle edebilir. Bu organlar küçük dil , yumuşak damak , sert damak , dişler , dil ve dudaklardır . Rezonans için önemli olan ise Burun boşluğu ve sinüslerdir.
Harf:
Her dilde sözcüğü oluşturan ,daha küçük parçalara ayrılmayan seslere harf denir.
Ses:
Ses bilgisinde ise :İnsan gırtlağındaki ses kirişlerinin titremesiyle oluşan biçimlenmiş seslerin duyulmasıdır.
Çıkardığımız sesler, değişik özelliklerine göre birbirinden ayrılabilir. Bu ayrımı yaparken sadece sesin gürlüğü (şiddeti) değil, çıkan sesin yüksekliği ve tınısı da dikkate alınmalıdır.
Sesin kalitesi, kirişlerin titreme gücüyle ilintilidir.Bu güç, ses tınlatıcıları yani baş ve gırtlakta bulunan hava odacıkları ile geliştirilebilir. İşte bu sebepten, sesin niteliklerini bilmek ve kendimize en uygun sesi bularak o perdeden konuşmayı veya okumayı öğrenmek , çok önem arzeder. Ses denetimi üzerinde yapılacak çeşitli çalışmalar sırasında uygun ses perdemizi bulmamız gerekmektedir.
Seslerin oluşumunu kısaca soluk verme,selenleşme ve boğumlanma olarak üç evrede inceleriz.
1.Soluk verme:
Bir körük gibi işleyen akciğerimiz,bir miktar havayı sıkıştırarak , nefes borusundaki ağıza doğru iterler. Bu soluk veriş , sesin hammaddesidir. Bunun solunumdan farkı şudur: Solunum iradeye bağlı değildir,doğaldır,zorunludur.Sesi meydana getirecek soluk ise,iradeye bağlıdır,yapmadır.
Dostları ilə paylaş: |