Sanık Kemal Kerinçsiz " ölçüm değil efendim benim ölçüm tamdır efendim benim ölçüm tamdır”
Mahkeme Başkanı " lütfen “
Sanık Kemal Kerinçsiz " sayın başkanım ölçümü ben çok iyi bilirim, ölçümü ben biliyorum hayır ben söylerim insan değildir dedim, suçsa buyursunlar dava açsınlar “
Mahkeme Başkanı “ayrı konu suç değil diye her şeyi konuşamazsınız burada, konuşamazsınız her şeyi öyle şey olur mu”?
Sanık Kemal Kerinçsiz " hayır ben insani değerleri tartışırım başkanım ben biliyorum sanık olarak hangi hakka sahip olduğumu çok iyi biliyorum siz bana hiç o konuda ikaz yapmayın efendim”
Mahkeme Başkanı " lütfen”
Sanık Kemal Kerinçsiz " ben ne konuştuğumu çok iyi biliyorum “
Mahkeme Başkanı " lütfen”
Sanık Kemal Kerinçsiz " sayın başkanım, ben ne konuştuğumu biliyorum “
Mahkeme Başkanı "bilmiyorsunuz, hakaret ediyorsunuz”
Sanık Kemal Kerinçsiz "biliyorum benim ağzımdan ne çıktığını biliyorum siz önce o yapılanları bakın değerlendirin “
Mahkeme Başkanı "orda neler olduğu belli zaten var zaten burada”
Sanık Kemal Kerinçsiz " hayır var ama değerlendirmiyorsunuz “
Mahkeme Başkanı " burda var lütfen lütfen lütfen polemiğe girmek istemiyorum kimseyle”
Sanık Kemal Kerinçsiz " polemik benim işim değil ben hukukçu benim polemik işim değil”
Mahkeme Başkanı " görüyoruz neler olduğunu”
Sanık Kemal Kerinçsiz " lütfen benim sorgumu da kesmeyin “
Mahkeme Başkanı " sorgunuzu kesmek istemiyorum kesmek istemiyorum”
Sanık Kemal Kerinçsiz " kesmeyin bırakın ben konuşuyorum benim işim “
Mahkeme Başkanı" konuşamazsınız, her şeyi konuşamazsınız burda burada ölçü kaçmadan konuşulacak”
Sanık Kemal Kerinçsiz " beni bilirim ölçümü ben ölçümü bilirim”
Mahkeme Başkanı " efendim bilmiyorsunuz”
Sanık Kemal Kerinçsiz " ben bilirim başkanım ben ölçümü bilirim merak etmeyin bana kimse bu ölçüyü öğretemez “
Mahkeme Başkanı " öğretirler öyle bir öğretirler sana “
Sanık Kemal Kerinçsiz " ben ölçümü bilirim başkanım “
Mahkeme Başkanı " buyurun”
Sanık Kemal Kerinçsiz "Kamuoyu oluşturmak için yapılan hiçbir etkinlik asla örgüt amaçları doğrultusunda yapılmamıştır. Örgüt amacıyla etkinliklerin amacı farlıdır bakın örgüt amaçları yazıyor uyduruk belgelerde yazmışsınız bunları peki etkinlikleri amaçları ne nerede benim örgüt amacıyla etkinlik amacım tek tek saydım söz konusu etkinlikler içinde asla ve asla hiç kimsenin tek bir talimatı, tek bir emri, yönlendirmesi yoktur. çıkarsınlar desinler ki şu talimat verildi şu etkinlikte, şu emir verildi öyle söylemle olmaz bu iş ya bana çıkarsın şurada seyrettiğimiz 30 tane etkinliği şu veya bu şekilde şu talimatla yaptınız desin mücerret laflarla bunlar olmaz var mı delil bana biri telefon mu açmış, mail mi çekmiş, bir tespitin var mı, bir karar mı alınmış, Veli Küçük mü vermiş bana talimatı, Sevgi Erenerol mu vermiş, Muzaffer Tekin mi vermiş bunları yap derken bana çıkar lafla söylenmez 518 sayfada sürekli olarak aynı şey tamamen mücerret tek bir delil yok ama biz delilsiz olarak burada yatıyoruz ben 15 aydan beri 22 aydan beri yatan insanlar var o yüzden ben ölçümü çok iyi biliyorum kime karşı ne şekilde kullanacağımı ölçüyü bilmeyenler öğrensin devlet yöneticilerinin ihanetine uğradığına ilişkin eleştirilerim olacak sert eleştirimde olacak diyebilirim ihanet çizgisinde gidiyor ihanetle vatana hizmet küçücük bir çizgidir. Bir tarafa kaydığınızda kahraman olursunuz, bir tarafa kaydığınızda da ihanet etmiş olursunuz ben AKP iktidarı başbakanın yapmış olduğu icraatları vatana ihanet olarak değerlendirebilirim bu konuda yasa vardır kaldırıldı ve hali hazırda bizleri yargıladığınız o hükümler vatana ihanet yasalarıdır. Zaten en büyük zoruma o gidiyor 302’den 315’e kadar hepsi vatana ihanet yasalarıdır. Ben öyle görürüm benim anlaşımı budur siz beni burada 313’ten 312’den değil 314’den değil vatana ihanetten yargılıyorsunuz ben vatanıma ihanet edebilir miyim. 50 yaşına gelmişim 50 yaşımda mücadelem ta 20 yaşından itibaren çocukluğumdan bu yana vatan demişim bana vatana ihanet diyorsunuz silahlı örgüt kurdunuz diyorsunuz isyana tahrik etti diyorsunuz hükümeti ortadan kaldıracak yapılabilir mi hangi insan yapabilir burada çok yanlış insanları yargılıyorsunuz değerli başkanım çok yanlış insanları yargılıyorsunuz tamamen benim o konuda devlet büyüklerine yönelttiğim eleştiriler asla ve asla suç kapsamında örgüt talimatıyla ve faaliyetleri doğrultusunda yaptığım eleştiriler değildir Avrupa insan hakları sözleşmesini çok diyorlar ya niye uygulamıyorsunuz 10. maddenin 1. fıkrasını yüzlerce, binlerce iştihat var işinize gelmiyor değil mi anayasanın 26. maddesi benim ifade özgürlüğümdür. Tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının istihbarat faaliyetinde bulunduğunu kim söylemiş ben mi söylemişim kimler söylemiş olabilir mi böyle bir şey Türkiye deki tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının dışarıdaki istihbarat faaliyetlerine hizmet ettikleri hayır olanda olur mümkündür aralarında vardır bir takim mali menfaatler karşılığında yapabilirlerde zaten ülke bundan yıkılıyor sıkıntımız bu ama burada hiçbir insan ne şahsım ne başkasından ben tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının yabancı istihbarat kurumalarına hizmet verdiği sözü asla kullanmadım. Derneklerin kamuoyun oluşturması için etkinlikte bulundukları, faaliyette bulundukları suç konusu olarak görülmüştür. Dernek ne yapacak değerli başkanım ne yapacak dernek kamuoyunu oluşturacak gayet tabi biz çay çorba için o derneği kurmadık amacımız var amacımız doğrultusunda faaliyette bulunacağız 4. madde son derece net yasaya uygun kamuoyunu etkiliyecen, oluşturacan, baskı gurubu, iktidarı etkileyecem benim amacım iktidar olmak değil milleti yöneltmek değil etki etmek iktidarı etki etmek, kitle örgütlerinin görev vazifesi bu biz karıştırdık siyasi partilerle dernekleri, vakıfları, sendikaları karıştırdık. Ülkeyi yöneltmek isteyen tutar çıkar siyasi partide görev yapar ama yönetmenin ötesinde kendi ideallerinin doğrultusunda basık gurubu kurup da iktidara etki etmeyin düşünüyorsan o takdirde derneklerde vazife yaparsın ve kamuoyunu da oluşturursun ne mutlu ki istenilen düzeyde kamuoyu oluşturabilen derneği o derneğin yöneticisi de başarılıdır, dernekte başarılıdır. Bu bir örgütsel faaliyet olarak görülemez şu korkuya bakın kamuoyunu oluşturmak örgüt faaliyeti örgüt amacı doğrultusuna yönlendiriliyor ne kadar demokrasiden uzaklaşıyoruz demokrasi diye diye getirilen noktaya bakın kaybediyoruz aslında demokrasinin bütün değerlerini kaybetmeye başladık biz bu iktidar döneminde ve bu zihniyetle Türk-Kürt çatışmasını yarattığımız söyleniyor veya o çatışma ortamını hazırladığımız faaliyetlerimizin de o yolda o amaç doğrultusunda olduğu söyleniyor bir örnek lütfen bir örnek deki Kemal Kerinçsiz’in yapmış olduğu derneğinin etkinliğinden Türk- Kürt çatışmasına şu faaliyette, şu sözler sebebiyle yol açabilecek, tahrik teşkil edebilecek ve o tahrikte ciddi olabilecek somut tehlike soyut değil somut tehlike oluşturabilecek ağzımdan çıkan derneğimizin faaliyeti olan bir etkinliğimizi söyle lafla olmaz benim bölümüme bakıyorum genel koymuş hukuki sebepler bölümüne genel bölümde de var bu Türk – Kürt çatışması Kürt Türk’tür ben Kürdü kabul etmem Türkün bir parçasıdır. Ve ermeni oyunudur benim Kürt’le bir meselem yok o benim can kardeşimdir benim soydaşımdır, benim parçamdır ırkımın, milletimin bir parçasındır Kürt asla ayrılamayız, kopamayız tek tırnaktır. Onun arkasındaki ermeni oyununu iyi görmek gerekir göremiyoruz hala hale devam ediyoruz aynı yanlışlara ben nasıl bu çatışmayı isterim mümkün mü ama bana delil koy lafla olmaz politika ağzıyla konuşma o siyasetçinin işi milletvekili konuşsun, başbakan konuşsun, bakanı konuşsun. AKP iktidarındaki tüm yöneticiler, parti yöneticileri ama sen konuşma sen hukukçusun, hukuk dilini kullan eylemim varsa koy, delilin varsa koy, siyasi söylem olmaz bak ben burda siyasi söylem yapmıyorum yapamam doğru da değil ama suçlandığımız tüm konular siyasi hukuksal bazda bir suçlama yok bize söylesin Kemal Kerinçsiz birine fiskemi vurdu, hakaret mi etti, birini mi yaraladı, talimat mı verdi, teşvik tahrik mi etti yok bunlar olanlar bunlar bilakis bilgi üniversitesinin önünde yapılan Kürtçülük konferansı tarafımızdan kardeşlik ayrımı olduğundan mütevellit protesto edilmiştir yapmayın bu ayrımı koymayın demişizdir. Çünkü Osmanlının son dönemindeki konferanslarda Osmanlının çöküşüne sebebiyet verilmiştir. Ermeni konferansı, Çerkez konferansı, Laz konferansı efendime söyleyelim muhtelif ırkların ve azınlıkların konferanslarıyla doludur bir ülkenin yıkılmasının yolu bu şekilde açılır bakın bu ülkede gün boyu senede birkaç defa Kürt konferansı tanzimi yapılıyor ne demek Kürt böyle bir ayrım getirmeyin bu ayrımı getirirseniz yarın bir başka azınlık grupları da aynı konuma getireceklerdir ve yapmaya başladılar. Bütün Kafkas hakları da aynı şekilde ayrışmaya gidiyor bakın onlarda neler oynanıyor özellikle Karadeniz bölgesindeki Kafkaslardan gelen göç eden vatandaşların arasında oynanan o nifak tohumlarına bakın ayrı ayrı dernekler oluşturuldu onlarında talepleri başladı Avrupa birliği onlara da bir takım mali yardımlar yapıyor artık yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladılar biz buna karşıyız yapmayın bu konferansları bunlara gerek yok siz bu ülkenin öz evlatlarısınız, vatandaşlarısınız diyoruz nasıl ayrımcılık yapıyorum benim etnikçilik asla yoktur ben Türk milletinin evladıyım ama etnikçiliğim olmaz herkes de Türk tür burada bizim Türklük anlayışımız anayasanın 66. maddesinde belirtiyor atamızın da söylemidir ne mutlu Türküm diyene o güzel sözde o şiarda vardır biz onu asla terk etmedik edemeyiz de ırkçı olarak kan ırkçılığı veya kafatasçılık bunlar geçmiştir. Hiç bir şeyi kimse savunamaz sağlıklı bir yapı bunu konuşamaz ancak sapkın kişilikler bunu ön plana çıkarabilir burada hiçbir sapkın insan yoktur Türk insanı sapkın olamaz, Türk insanı ırkçı olamaz yoktur bizde ırkçılık. Bayrak eylemlerine katıldığımız iddia ediliyor buyurun söyleyin hangi bayrak eylemine katıldım bana koyun ha katılmışta olabilirim katılmışsam katıldım derim ve memnunda olurum bayrak eylemine katılmak suç mudur. Bayrağımızı yakmaya kalkmışlar sizler haklı olarak birlik ve beraberliğin sembolü olan bu güzelim değerin korunması için arkasında duruyorsunuz ne mutlu size ama koy bana şu bayrak eylemine katıldın de net koy burada 86 kişi gelecek olan 300 kişi hep birlikte suçlanamaz bir torbanın içine konamaz olmaz böyle şey hukukta torba olmaz bireysellik vardır. Örgüt suçuna dahi katılım bireyseldir iradidir o iradeyi tespit edeceksiniz bağı bağ olmadan olmaz benim örgüt faaliyetlerinden, örgüt yöneticiliğinden, örgütün amaçlarından hepsinden bilgim dahilinde irademle katılmış olmam lazım ki ben o hazırlık hareketlerinden tehlike teşkil eden hazırlık hareketlerinden sorumlu tutulabileyim öyle bir konuma getirdiler ki çok basit ilişkiler örgüt ilişkisi olarak gösterilmeye çalışıyor olmaz mümkün değil siz hukuk perişan edersiniz bunu yaparsanız hukuk katledersiniz ve nitekim bu iddianamede hukuk katledilmiştir. Bayrak eylemlerinin tamamı demokratiktir ve milli sembolün korunması yönünde yapılan eylemlerdir. Ama ben katılmadım katılabilirdim de katıldığıma dair bir belge çıkar. Şehit cenazelerinin kullanıldığını söylüyorlar ben bildim bileli şurda şehit cenazeleri bu ülkeye geldiğinden bu yana 1990 öncesinden şehit cenazelerine katılırım en az belki şu PKK örgütünün 1982’den sonra 83’lerden sonra özellikle yapmış oldukları katliamlardan o şehit cenazelerinin hepsini katılmışımdır ve sektirmeden Edirnekapı şehitliğine gider her Cuma dua okurum benim Eyüp adliyesinde, Gaziosmanpaşa adliyesinde duruşmam olduğunda mutlak suretle dönüşte veya giderken arabamı çekerim o şehitliğe girerim her bir mezarın başında dururum eşimle ben ayda bir en azından oraya gideriz o bizim milli ibadet ettiğimiz yerlerden bir tanesidir. Çünkü biz onların sayesinde varız şurada yaşıyoruz hepimizin akrabaları şehit oldu şehit olmayan bir aile var mı Türkiye’de şehit cenazelerine hangi siyasi tavırla katılırsınız ben üç tane beş tanesine değil ki keşke hiç katılmasak hiç olmasalardı hiç katılmasak yüzlercesine katıldım keşke o tabutlar gelmese bazen o tabutlara boş taşlar dolduruluyor çünkü yarım vücutlar geliyor siz nasıl siyasi tavır koyarsınız çekiniyorlar iktidar şehit cenazelerinden çekiniyor ne olmuş efendim benim istim dahi geçmiyor Şişli’deki bir cenazede hukukçular birliğinin üyeleri de katıldı deniliyor evrakta emniyet evrakında o şekilde Cumhuriyet savcılığına gitmiş isim falan yok yani bir tek yerinde Kemal Kerinçsiz yok üç tane dernek ismi verilmiş, ülkü ocakları, hukukçular birliği, Atatürkçü düşünce dernekleri mensuplarının katıldığı sloganları yazmışlar aşağıya şu şu sloganlar atıldı diye ve savcılığa gönderilmiş evrak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar çıktı yani ismim bile geçmiyor söyleyin bana hangi şehit cenazesinde ben siyasi söylemde bulundum hangisinde slogan atıp da bağırdım, siyasi tavır yaptım namazı kılmışızdır, tabutun arkasından gitmişizdir söyleyin böyle lafla olmaz beni böyle suçlayamazsın böyle suçlama olur mu değerli başkanım deki bana şu şehit cenazesine katıldın şurada şu siyasi söylemi yaptın de bakın savcılık evrakı hiç önemli değil onlar için savcılık evrakı onlar mahzenlere giriyorlar 20 sene önceki dosyaları çıkartıyorlar Türkiye’nin bütün faili meçhullerini buraya getirecekler neden gladyo temizleniyor o NATO temizleniyor size talepte bulunmuştum deniliyor ya NATO’nun kurmuş olduğu örgüt merak etmeyin NATO’yu temizliyorlar NATO’nun bu ülkede yapmış oldukları pislikleri bu yolda Türk silahlı kuvvetlerinin üzerine atarak temizliyor buradaki insanların bir değeri yok yani bir değeri derken her biri fert olarak şahsiyetli insanlar o anlamda değil burada sanık olarak bulunmasının hiç önemi yok bu kişiler yerine bir başka kişilerde olabilirdi burada yargılanan TSK ordudur bunu iyi anlayalım A’sından Z’sine kadar 2455 sayfada sanık TSK’dır, operasyon ona yapılıyor ben bunu size kesinlikle herhangi bir şekilde orduya atfetmek amacıyla böyle bir şeyi konuşmuyorum bir bakın birinci sayfasından 2455’e kadar bakın burada sanık bu insanlar değil sanık ordudur ordu, TSK’dır, Cumhuriyettir. Diyor 23’de kuruldu 2008’de tavsiye ediyoruz diyor bas bas bağırıyorlar işte bunlardan bir tanesi bu ha şunu da söylüyorum insanların bireysel suçları o bireysel suçları sizin yargılamanız geren suçlar değil başkanım olabilir burada bir takım insanlar suçta işleyebilir, silahta bulunmuştur bunlar sizin bakacağınız bir dava değil siz görevli değilsiniz örgüt yok çünkü örgüt olmadığı müddetçe siz bakamazsınız. Sayfa 70 paragraf 1’de bakınız aynen şöyle deniliyor güçlü istihbarat kurumunun amacı uluslar arası finansal operasyonları engellemek, para politikaları ile hükümeti devirmek yada istenilen politikaları uygulatmak para akışını kontrol altına alınacağı ifade edilmiştir. farkında mısınız değerli başkanım başından sonu kadar söz konusu iddianame istihbaratla başlıyor yani bunları aslında şu iddianamenin çok önemli bir bölümünün istihbaratçılar tarafından yazıldığı belli kalem o çünkü kendilerini adeta o kadar yüceltiyorlar ki büyütüyorlar ki bütün mesele istihbarat kurumları A’sından Z’sine kadar sanki tek amaç bu istihbarat kurumu başka bir yönetim kurumu veya kuruluş yok bütün ülkeler sadece ve sadece istihbarat kurumlarıyla yönetilir bu anlayış hakim olmuş bütün kalemlerde bu var bütün yazılarda, sözcüklerde istihbarat kurumları peki hadi diyelim ki tamam şu amaçlar güdülüyor bu güçlü istihbarat kurumu nerededir. Söyleyin hadi şeye yazdınız bunu belgeye yazdınız istihbarat kurumları şu olması, bu olması gerekir, şöyle yapacak, böyle yapacak amaçlarını, faaliyetlerini yazdınız sayfalar dolusu peki nerde bu istihbarat kurumu burada söyleyin bana diyorsunuz ya örgüt 40 yıllık, 35 yıllık kurulu NATO kurmuş arkasından kişisel amaçlar sebebiyle başka örgütlerin eline geçmiş 40 yıllık 30 yıllık meseleler bunlar bana söyleyin örgüt istihbarat örgütü nerde kimler kurmuş, kim bu, şu örgüt içerisinde sözde örgüt içerisinde kimler bu istihbarat örgütünde görevlendirilmiş, kim talimat vermiş, ne yapmışlar, faaliyetleri ne olmuş, kaynakları nedir, nerede toplanırlar, nasıl faaliyet gösteriler, kurulmuş mu yani belge ile siz buradaki kişiler arasında bir uyum sağlayabildiniz mi var mı, böyle bir şey görebiliyor musunuz. Sizin söylediğiniz şu istihbarat kurumu dünyanın en büyük devletinde yok diyorum şaka iddianame evet şaka savcıların düzenledikleri şaka iddianamedir ama tirajı şaka, tirajı komik, tirajı bize düşüyor şakası onlara düşüyor trajediyi biz oynuyoruz burada şakaları başkası yapıyor bu istihbarat kurumları kimler kurmuş ve hangi hükümleri devirmiş söylesinler Türkiye’de devrilen bir hükümet var mı bu istihbarat kurumları hükümetleri devirmiştir diyor Allah aşkına söyleyin şu hükümeti deyin hükümet sayımız 62 geçmişe doğru dönüp bakalım hangi hükümetler devrilmiş bellidir. Şu hükümeti örgütün şu şu kişileri şu faaliyetleri sonucundan devrilmiştir deyin denmeden bunlar yazılabilir mi buraya böyle iddianame olabilir mi örgütün menfaatleri için halkta panik ve kutuplaşma yaratma amacıyla eylemler yapıldığı hangi eylemde panik ve kutuplaşma yaratılmış bunu koy hangi eylemde say deki Kemal Kerinçsiz’in yapmış olduğu şu şu şu şu eylemlerde kutuplaşma yaratılmıştır. Halka panik yaratılmıştır. Panik ve kutuplaşma hukukta yok Türk ceza kanununda böyle bir sözcük yok önce hep diyorum ya hukuk metniyle konuşalım bakın önümüzde Türk Ceza Kanunu var açın benim tipik hareketimin şu yasada tarif edilmiş olması lazım sizde bu tarifi kullanacaksınız burada kutuplaşma suç değil ona yakın suç var 214 ve 216 bak eğer gerçekten ben haklı kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde tehlikeli faaliyetlerim var ise o faaliyetlerimden ötürü bana 216’dan araç suçtan ötürü dava aç suç işlemeye tahrik etmişsem 214’den dava aç ama bani siyasi söylemde bulunma bunu bırakın taraf gazetesinin köşe yazarı yapsın veya Yenişafak yazarı yapsın, Zaman gazetesinin yazarı yapsın ama savcısın sen yapma yapamazsın kutuplaşma ceza hukukunda kullanılan bir dil değil panik yaratma hukuk dilini kullanacağız madem beni yargılıyorsun vatana hıyanetle yargılanıyorsun vatana hıyanet edenler belli bakmayın şimdi mekanizma kapalı ama söyledim yapılan her işlem ve eylem hukuk devletinde mutlaka sorulacaktır, çekilecektir. Zannetmeyin kimse boş değil hukuk devletinde herkes yaptığından sorumludur. Ben nasıl burada sanık olarak yargılanıyorsam yapmadığım işlemlerden vatana hıyanet suçlarından bu haksız ithamlarda bulunanlar sistemle oynayanlar, rejimi değiştirmek isteyenler, Cumhuriyet hesaplaşma içerisinde olanlarda yargılanacak burada hem de şaka iddianamelerle değil şaka savcılar tarafından değil. Derneklerimizin benim üye olduğum veya kurucusu yöneticisi olduğum derneklerimin üye sayılırının siyasal ve sosyal baskı aracı olarak kullanıldığı ifade ediliyor üye sayım belli 3 tane dernek zaten ikisi faaliyete bile geçmemiş bir tek hukukçular birliği oda avukatların olduğu dernek avukat olmayan bir insan kabul edilmiyor toplam 100’ü bile bulmuyor 3’ü 2’si faaliyet yapamamış henüz daha 100 kişi ile mi biz veya 80 kişi ile baskı oluşturulacak siyasal ve sosyal baskı aracı olarak kullanıldığı ben kendi üye olduğum derneklerden sorumluyum ama onun dışında da baktığınızda burada yargılandığınız tüzel kişiliği yargılamıyorsunuz ama yöneticilerini, üyelerini yargıladığınız 3 dernekte de toplam üye sayısı 500’ü bulmuyor 500 kişi ile siz bu toplumsal, siyasal sistem içerisinde nasıl bir baskı unsuru oluşturabilirsiniz bu amaçlar doğrultusunda yani uyduruk belgedeki amaçları gerçekleştirme babında etkinliğiniz ne olur. Şok suikastlar sonucu ölen kişilerin cenazelerine katıldığımızdan bahsediliyor muhtemelen Danıştay’dan bahsediyor. Danıştay cenazesine kim katıldı bakın değerli mahkemeden ben arz ettim dedim ki gelsin görelim kayıtlar gelsin kim katılmış orada bakanları yuhalayanlar kim, kim orada cenaze eğer siyasi söylem varsa, sloganlar atılmışsa, o sloganları atanlar kim görelim dedim burada da hiçbir sanık o cenazeye katılmamıştır. Eğer orda suç varsa suç bireyseldir. Bana tespit et Ankara emniyetinin evrakları var celp ettir, incele oradaki bakanları yuhalayanlar vesaire kim ne yapmışsa koy ortaya deki buradaki sanıklardan Kemal Kerinçsiz şu şu şu kişiler şu cenazeye katıldı böyle bir tahrik ortamını oluşturdu. E yok burada da yok siz nasıl yazıyorsunuz bunu nasıl yazarsanız bunu bu insanların olmadığı bir faaliyeti nasıl yazarsanız. Peki oradaki diyelim ki başka kişiler değerli başkanım oraya bu insanlardan birinin talimat verildiği mi söyleniyor. Nerede talimatlar, o bağlantıyı nasıl kuruyorsunuz böyle bir iddianame ile yargılanıyoruz değerli başkanım içi bom boş söylem, siyasi söylem, hukuki söylem değil çünkü hukuk buna müsaade etmez bu söylemlere müsaade etmez hukuk hukuk zulmetmez burada zulüm var bir arkadaşım çok güzel söyledi burada burada tanıdığım arkadaşımız İsmail diye bir sanık arkadaşımız zulmün tecellisini bekliyoruz dedi ne kadar güzel bir sözcük zulmün tecellisi bunu biz yüreğimizde hissediyoruz burada evet burada oturan insanlar onu bekliyor. Çare ve çözüm bulamadığınız takdirde de o şekilde bekleyecekler. Veli Küçük ile gazi olayları arasında irtibat kurulmak isteniyor peki nerede irtibatınız irtibatınız nedir. koydunuz mu hangi delille Veli Küçük gazi olaylarına sebebiyet vermiştir. Talimat mı vermiştir arkasında Veli Küçük mü vardır, kimleri göndermiştir, hangi tahriki yapmıştır, nerede belge, nerede delil peki tut ki bunun iddia ediyorsun burada açıkça söylüyorsun tespit edilmiştir diyor gazi olaylarının arkasında Veli Küçük’ün olduğu tespit edilmiştir neden istinat yapmadın, cezalandırma niye istemedin iddianame muhabbet yerimi kendini köy kahvehanesinde mi hissediyorsun ki bu muhabbeti burada yapıyorsunuz bakın gazi olaylarında ölen insanlar az değil hepsi insanımız, hepsi bizim parçamız, yurttaşımız oradaki tezgahın ne olduğu da belli oradaki tezgah bu ilke insanın değil taşeronları kullanılır ancak eğer buradaki bir insanı suçluyorsan büyük bir töhmettir bu vebaldir. O vebale girmeyin koyun delillerinizi deyin ki işte Veli Küçük’ün arkasında olduğu olaylar budur ve bundan ötürü cezalandırma isteyin siz tespiti yaptığınız bir olayda 170. maddenin 2. fıkrası nettir. Ne der derki yeterli şüpheyi bulduğun anda davayı açmak zorundasın senin takdirine vermemiş, bırakmamış onu savcı keyfi olarak hareket edemez yeterli şüpheyi bulduğu anda davayı açmak zorundadır. Takdire dayalı bir sistem yok açarım açmam diye bir şey yok ama sen kuvvetli şüphe buluyorum diyorsun tespitler yapıyorsun ama davanı açmıyorsun olmaz böyle bir şey bu serbestli yet kimseye verilmemiştir hukuk devletinde bunlar tabi kendileri kral zannediyorlar herkesi alıyorlar la çok rahatlıkla kendilerini menkul zannediyorlar bir şey var zannediyorlar kullandıkları, suiistimal ettikler yasalar şunları suiistimal ediyorlar sorulacak tabi niye suiistimal ettin diye her biri bütün işlemler tek tek sorulacak kolay değil her bir evrak o kadar kıymetli ki her bir evrak ben o kıymeti çok iyi bilirim küçücük bir evrak parçası bile önünüze gelecek sizin el yazısıyla yazmışsınız imza atmamışsınız falan bunların hepsi gelecek gelmek zorunda aksi halde devlete olan inancımız ortadan kalkar ben devletime inanıyorum hukuk devleti olduğuna inanıyorum, kuralların mutlaka işleyeceğine de inanıyorum eninde sonunda ara dönemler olabilir sıkıntılı dönemler olabilir ama bunlar gelip geçecek hukuk mutlaka işleyecek. Yargıtay suikastı, Genelkurmay başkanına suikast, NATO tesislerini suikast planları tamamen emniyetin içindeki bir kadronun tertibi olduğu ortadadır. Buyurun söyleyin bakın çok ciddi hadiseler bahsediyorsunuz bu konudaki delilleriniz ne sonradan ilave ettiğiniz cd’ler partinin genel merkezine arama yapıyorsunuz çıkan cd’ler belli kayda tutuyorsunuz İstanbul’a geliyor 2 tane 3 tane cd giriyor içerisine bir tane cd giriyor biri NATO’ya suikast yok biri Genelkurmaya suikast, biri efendime söyleyeyim Yargıtay’a suikast utanç verici delil yaratmadır utanır utanır bu delillerin nasıl yaratıldığına bakın açıkça ortaya kondu sayın Doğu Perinçek’ın sorgusu sırasında somut bir şekilde o cd’nın sonradan eklendiği ortaya çıktı sizde sordunuz burada bu cd burada yok diye söylediniz buna rağmen bu iddianame savunuluyor ve bu insanlar burada yargılanıyor hem de Yargıtay’a suikast ile kim yapabilir bunu NATO’ya suikast, Genelkurmay başkanına suikast delil çıkartın somut delillerle uydurma değil tertibin içerisinden çıkın tertip size yakışmaz bu konudaki delillerin tamamı hukuka aykırıdır tamamı hukuka aykırı savcıların örgütün amacı hükümet devirmek olarak öngörülmüştür. Bakınız bu terör örgütünün amacı hükümet devirmek hükümet devirmek bir terör örgütünün amacı olamaz nasıl olabilir hükümetler değişir tutun ki terör örgütünün amacına veya düşüncelerine, felsefesine uygun bir iktidarında geldiği düşünülebilir şimdi bu örgütü ulusalcı terör örgütü, milliyetçi terör örgütü, Kemalist terör örgütü, Atatürkçü terör örgütü deniliyor peki 59. hükümet ulusalcıydı içinde 3 parti olan o koalisyon ulusalcıydı kuruluş tarihi nedir bu sözde örgütün sivil açılım tarihi 99 Ergenekon analiz belgesinin yazıldığı 29 Ekim 1999 oda ilginçtir örgüt 30 yıl önce kuruluyor 30 yıl sonra Ergenekon ana kurucu belgesi yazılıyor şimdi onun lobi ile alakası yok ki 99’da sivil açılım yaptı siz şirketin kuruluş belgesini 99’da yazdırıyorsunuz hani 30 yıl önce kurulmuştu niye 30 yıl sonra yazsın kuruluş belgesini hiç mi aklımıza gelmiyor bizim bakın sivil açılım ayrı Ergenekon analiz belgesi var kök belge Ergenekon belgesi tarihi 99 neden kuruluş belgesi de 99’da yazıldı sivil açılımla beraber neden 30, 10 , 15 kaç yıl önce kurulmuşsa yazılmadı bu tertip değil mi bu tertibin olduğu son derece açık bunu görmemek mümkün değil. Siz hiçbir terör örgütünü böyle bir amaçla kurduramazsınız olmaz yani hükümete yönelik doğrudan olmaz bir tane söyleyin dünya terör örgütünden çünkü hükümetler değişir kalıcı değildir. Bugün AKP gider yarın bir başka ulusalcı hükümet CHP hükümeti gelebilir veya koalisyon hükümeti gelebilir o zaman peki tama diyelim ki biz hükümetleri devirmek amacıyla yaptı e 59 hükümet geldi kaç sene kaldı iktidar değerli başkanım 2,5 sene kaldı biz ne yaptık 2,5 sene tatile mi çıktık ne yaptık faaliyeti kapattık dükkanı kepenkleri hadi arkadaşlar dağılın dedik bu hükümet bizim hükümetimiz hele bir başka hükümet gelsin da bakalım ne olacak o hükümete göre yeniden işlem yaparız, yeniden faaliyete geçeriz böyle mi dedik geçmişteki hükümetlerinde bir çok ulusalcı hükümet vardı, milliyetçi hükümetler vardı onlarda ne yaptık böyle bir terör örgütü olur mu hükümetleri devirmek amacıyla kurulan terör örgütü e yarın yine bir milliyetçi hükümet gelecek veya ulusalcı ne yapacağız yine kepenkleri kapatıp bekleyeceğiz yine bir Fundamentals bir iktidar gelsin ona göre mücadele başlatalım komedidir bu lütfen şu komediyi bir tertibe bir bakın yukardan bir bakın sonra 99’da açıkça belgelerde diyor ki bugünkü Fundamentals iktidar diyor peki değerli başkanım bununda farkına varmadınız belgede diyor ki Ergenekon belgesi Fundamentalist iktidar diyor bugünkü Fundamentalist iktidar yıl 99 nerden fundamantalistlikler şu yalana bakın, şu tertibe bakın bunu görmemek mümkün değil o zaman tarih itibariyle bunun bu belgenin 2002 yıllarında hazırlandığı yani AKP iktidarının yeni yeni kurulduğu dönemde hazırlandığı anlaşılıyor zaten yakın tarihler farkındaysanız Genelkurmay başkanına o bilgilerin gönderilmesi MİT’e 7’ci ayda gönderilmiş olması milli güvenlik kurulu toplantısı öncesine rastlar Genelkurmay başkanlığı değişimine rastlar ve hızla AKP iktidarına doğru gidiş vardır. Ama o belge 1999’da değil 2002 sonrasında yazıldığı bağırıyor bugünkü Fundamentals bu iktidar diyor yani o cümle net orda. Türk ceza kanunun 313. maddesi halkı silahlı isyana tahrik maddesi 312. maddenin hazırlık hareketi olarak görülmüştür neden çünkü 313 basitleştirmek istenmiştir ordaki silah unsuru, oradaki halk unsuru, oradaki vahim ölçüdeki tahrik unsuru adeta 216’daki tahrik ile aynı şekilde görülmek istenmiştir saklanmıştır. Basitleştirilmiştir adeta 313’ü o kadar bir basit bir madde halinde gösterilmek istenmiştir ki basit bir yemin töreninde söylenen sözlerle bir etkinlikte yapılan konuşmalarla 313’ün ihlal edilebileceğini o hukuki yararın ortadan kaldırılabileceği inancı getirilmek istenmiştir. Yok böyle bir şey açıkça belli 313 ayrı bir maddedir ve 312’nin de asla hazırlık hareketi değildir. Çok sevdiler hazırlık hareketlerini neden hani örgüt hazırlık hareketi suç taşımamış olsa bile örgüt oluşturma iradesiyle suç oluşuyor ya tehlikeli hareketler nedeniyle ha bunu 313’e de taşıyalım ki silahlı isyana tahrikin hazırlık hareketleri de, konuşmalarda, düşüceler de ifade özgürlü kapsamında değil suç kapsamında basitleştirelim bunları çok rahatlıkla 313’ten yargılayalım bu dönemin suçu 313 olmuştur geçmişe doğru bir bakın değerli başkanım 313 geçmişteki 149. maddeden kaç tane karar var doğru düzgün Yargıtay içtihadi yok olamazda bu suç kolay kolay işlenebilecek suç değil iki bu suç buradaki insanlar tarafından işlenecek suç değil her ikisi de 312, 313 farklı hukuki yararların ihlal edildiği amaç suçlardır ve bir birlerinin unsurları da olamaz etkinliklerde kesinlikle ve kati olarak buradaki tüm sanıkların benimde dahil olmak üzere yapılan hiçbir etkinlik ne 312’nin ne 313’ün ne unsuru maddi unsuru nede bir delilidir. Bazı askerler kendi aralarında görüşme yapmış olabilirler ve nitekim onu biz şeylerinden tartışmalardan anlayabiliyoruz tabi bunu tam olarak yorumlamak mümkün değil bir darbe söylentilerinin olduğu kendi aralarında bir darbe konuşmaları olduğu iktidarı ele geçirme gayretleri içerisinde bir takım konuşmalarda geçmiş olabilir bir iddiadır bu o iddia huzurunuza gelecek biran için bunlar dahi olsa komutanlar kendi aralarında konuşmuş olsa dahi ki bu komutanlar la şuradaki sanıkların ilgi ve alakası yok var mı bir rabıtası böyle bir darbenin istikbalde yapılacak olan deniliyor ya ordu içerisinde var olduğu düşünülen gurup diyelim ki o grup o konuşan komutanlar günlükleri bulunan komutanlar, 2004 yılındaki iş başında sarıkız, ay ışığı vesaire yakamoz gibi ona benzer darbelerin içerisinde olduğu düşünülen insanlarla bu sanıkların bir rabıtaları var mı bulabiliyor musunuz söyleyin bir mailleşme, yazışma, talimat, emir, onlardan bize bir şey mi geldi etkinlikleri düzenleyin hadi biz darbe yapacağız o tarihte dernekler yok meydanda 2004 yılında darbe söylentileri olduğu sırada şurada yargıladığınız hiçbir dernek yok insanların hiçbir birini tanımıyor o tarihte ilk tanışıklık 2005 yılı benim Sevgi hanım 9’ayda tanıyorum buradaki insanların tamamı birbirini tanımıyor o tarihlerde görüşmemişler, konuşmamışlar dahi siz nasıl ordaki darbe olaylarından ötürü bize darbe ortamını oluşturucu hareketleri hazırladığımızı söyleyebilirsiniz çocuk doğmamış daha. İnsanlar yok meydanda 3 tane generalin konuştuklarından nasıl sorumlu tutulabiliriz iddia edilen konuştuklarından onu da bilmiyoruz ne konuşuldu insanlar suçlanamaz huzurunuza gelecek görüşme hazırlık hareketedir. İcra hareket değildir öyle bir konuma düştük makkarti dönemi insan insana bir şey konuşamaz hale geldi en sihirli sözcük korkulan sözcük toplantı oldu kendi aramızda artık toplantı kelimesini konuşamaz hale geldik toplantı sosyal bir etkinliktir insanların en tabi yaptıkları bir birbirleriyle sosyal yaratıktır karşılıklı konuşacaklar anlaşmanın bir aracıdır iki kişide toplantı yapar üç kişide yapar ama toplantı deyince biz korkar hale geldik o sözcüğü artık kullanmıyoruz lügatimizden çıkardık ne hale getirildi iş toplantı suç mudur suç konusu olan toplantı suç işlemek kararları var ise örgüt başta olmak üzere bunlar suçtur ama bunları ispat et bana o toplantıda eğer suç konusu var ise bir suça karar verilmişse, bir tahrik varsa bunları çıkar benim önüme koy ha şurada gizli toplantı var gizli toplantı nerden biliyorsun gizli olduğunu, nasıl karar verdin gizli olduğuna, delilin ne gizli kim demiş darbe istemek demokrasi kültürüne göre belki ayıp olabilir. doğru olmayabilir ama suç değildir bir birinden ayıralım bunları darbeyi kimse benimsemez kim benimseyebilir darbe olsa ben burada konuşabilir miyim siz yargılama yapabilir misiniz, cezaevlerinde hangi şartlarda kalırız bunları hepimiz biliyoruz hangi siyasi düşüncede olursanız olun o şartları yaşadık en ağır şekilde yaşadık darbeyi kimse istemez hakim kılınmak istenen millet iradesidir doğrudur ama yönlendirilmemiş milletin iradesi tarikatlarla biat kültürü içerisinde yetiştirilmemiş millet iradesi ikisini bir birinden ayıralım kömür torbalarıyla yönlendirilmiş millet iradesinden bahsediliyor biz bu millet iradesiyle buraya geldik maalesef ana dolunun en ücra köşelerine girmiş o tarikat kültürünün yönlendirdiği insanları iradesinden bahsediliyor o iradelerle buraya geldik ama darbe istemek düşüncesinde ben darbeden yanayım demek suç değildir siz icrai hareketlere geçmediniz cebir ve şiddeti kullanmadınız o yolda tahrik unsuruna geçmediniz ciddi şekilde o suç olmaz isteyebilirim ben vatandaş olarak askeri yönetimden de yana olabilirim, sıkıyönetimde isteyebilirim olağanüstü halde isteyebilirim bunlar suç olmaz biz birbirinden ayıralım bazı şeyleri o zaman ifade özgürlüğü denilen bir şey kalmaz işte diyorum ya ifade özgürlüğü elitlerin özgürlüğü anlamına geldi bu ülkede seçkinlerin demokrasisi var elitler demokrasisi var, oligarşik bir demokrasi var, bir avuç insanın demokrasisi ve ifade özgürlüğü sana ne ben darbe isterim, askeri yönetim isteyebilirim bu benim düşüncem bu suç değil ha demokrasi kültürüne aykırı toplum sizi ahlaki düzeyde ahlaki ceza verir ama suç hukuku kapsamına girmez oraya adım atmış olmazsınız alakadar olmaz Türk ceza hukuku bunla alakadar olmaz insanların beyinleriyle, düşünceleriyle hu burada anlaşılmasın bir daha söyleyeyim darbeye şahsım olarak herkes Türk milletinin tamamı darbeye karşıdır. Ama biz hukukçu olarak o ayrımı yapmak zorundayız darbe yapmak amacıyla eğer bir örgüt oluşturulmuşsa doğru ama darbeyi siviller yapmaz şuradaki siviller mi yapacak darbeyi darbeyi yapacak olan bellidir darbeyi yapacaklarla önce şu siviller arasında irtibatı koymadığınız müddetçe bizim burada sözü edilen 313 maddeden yargılanmamız asla ve asla mümkün değildir. Siz emekli subaylarla darbe yapamazsınız soruşturmada darbeyi yapabilecek kapasitede muvazzaf subay yoktur ne ikinci davada, ne üçüncü soruşturmada işte alınan subaylar muvazzaf subaylar belli hakkında dava açılan bu kişilerle siz asla ve asla bir darbenin şartlarını 220. madde, üye ve teknik kapasite açısından araç gereç açısından donanımlı olmasını gerektirir. Böyle bir örgütün darbeyi yapacak olan örgütün ama ortada yeterli ölçüde muvazzaf asker yoktur kaldı ki ordunun darbe yapmak amacıyla sivillere ihtiyacı da yoktur siz geçmiş dönemde yapılan bütün darbelere bakın hangi darbede hangi sivil unsurlar kullanıldı tek bir sivil unsurun kullanıldığı söyleyin sadece bu tertiptir bu tertibin içerisine siviller sokulmaya çalışılmıştır. Hep söylüyorum bu siviller sayesinde TSK burada sanık konumundadır o yüzden çünkü burada muvazzaf askerleri yargılamaya güçleri yok o güçleri olmadığından biz burada masum insanları yargılıyorlar TSK’nın ön planında amaç bu bakın 60 darbesini siviller mi yaptı, 71 muhtırası sivillerin mi, 12 Eylül bunlar siviller mi yaptı var mıydı bir sivil örgüt, öncü örgüt, karıştıran örgüt, tahrik eden örgüt veya darbe şartlarını oluşturan örgüt var mıydı yok ihtiyaç yok 600 bin 700 bin kişilik güç burada asıl olan orduya doğrudan yapılamayacak suçlamalar sivillerin üzerinden yapılmak için bu dava açılmıştır olay budur iddia makamı da bu işi çok iyi biliyor yavaş yavaş tırmanıştır. Ekonomik kriz çıkartılarak darbe olması için eylem yapan kimdir diyor ki ekonomik kriz çıkartarak darbe ortamının oluşturulacağından bahsediliyor ekonomik krizi vatandaş çıkartabilir mi hangimizin gücü var, hangi şirketin gücü var bıkanız kişilerin gücünü buradaki sanıkları bir kenara bırakalım hangi şirketin özel şirketin veya şirketlerin gücü var ki ekonomik kriz çıkarmaya ekonomik krizi sadece hükümetlerin yanlış politikaları çıkartır işte şuanda AKP’nin yaptığı gibi gerekli tedbirleri almazsanız sonunda duvara toslarsınız kişilerin gücü olmaz ekonomik kriz çıkarmakta ha kişi şunu diyebilir ekonomik kriz çıkarsa ben hükümetten kurtulurum buda benim düşüncem olabilir ben bunu böyle düşünmedim ama iddianamede bireleri yazıyor bu şekilde suçlanıyor ekonomik kriz çıkarsa biz ancak bu hükümetten kurtuluruz diye olabilir onun düşüncesidir o saygı göstermek zorundasınız olumsuz düşüncede olabilir ahlaki açıdan yerebilirsiniz, eleştirebilirsiniz nasıl basın mensubu diyebilirsiniz, nasıl ülkenin ekonomik krize girmesini istediğini böyle bir düşünceye nasıl sahip olduğuna dair eleştiri yapabilirsiniz ama onun düşüncesidir o ben bu hükümetten kurtulmak için ekonominin dibe vurmasını istiyorum diyebilir ve bu şekilde ancak kurtulacağım diyebilir bu ülke bu şekilde kurtulabilir diyebilir bu bir ifade özgürlüğü kapsamındadır. Anayasa 26’nın korunmasındadır suç olmaz. Sayfa 72’da aynen şöyle diyor değerli başkanım Türkiye Cumhuriyeti anayasasında belirtilen demokratik yollar dışında devleti ele geçirip kendi sistemlerini uygulamayı düşündükleri demokratik olarak bu amaçlarını gerçekleştirme ihtimallerinin bulunmadığını bildiklerinden Türk ceza kanunun 312. madde suçu işlenmesi uzun vadeli ve gizli amaçları belirledikleri ve bu amaçla Danıştay saldırısı öncesi ve sonrasındaki eylemler sonrasında çeşitli eylemleri planlayıp büyük bir ustalıkla gerçekleştirdikleri eylemler sonrasında çeşitli olayların meydana geldiği, hükümet üyelerinin yuhalandığı ve oluşturulan atmosferde hükümetin yıkılması için uygun ortam oluşturulduğu, faillerin yakalanmasıyla da eylemlerin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmaktadır. Emin olunuz ki burada bırakınız hukuki hataları cümlelerin tamamı hata bir tanesi değil diyorlar ki anayasal rejimi demokratik yolların dışında değiştirmeyi düşündüklerini anayasal rejimin demokratik yolların dışında düşündüklerini düşüncemiz buymuş nereden okudunuz benim düşüncemi nerede bakın anayasal rejimi demokratik yolların dışında değiştirmeyi düşündüğümüzü eylem demiyor düşündüğümüzü söylüyor benim düşünceme ceza vermeye çalışıyor düşünceme tutun ki ben anarşizmi benimsemişim anarşistim yani bir iktidar bir güç merkezi otorite kabul etmiyorum ama bu düşüce olarak bende var anarşizim akımının temsilcisinden biriyim ama cebir ve şiddete müracaat etmiyorum fakat o akıma inanıyorum suç mudur, değil peki anayasal rejimi tutun ki bende zorla yıkmak istiyorum bu düşünce var bende ama eyleme geçmiyorum herhangi bir icra hareketim yok sen beni düşüncemden ötürü nasıl cezalandırmak istersin eylemimi söyle bana düşündüklerini diyor eylem koy bana fiil ne yapmışım anayasal rejimi değiştirmek amacıyla bir fiilim var buradaki insanların var mı ifadeden vazgeçtim yani ifade edilen demiyor da düşündüğünü diyor benim düşüncemi de okuyor o zaman lütfen düşünce ancak dışarıya ifade ile zuhur eder o zaman o ifade araçlarını koy benim önüme hangi basın açıklamasında, hangi konferanslarda, hangi yazılarında, televizyon programlarımda bu anayasal rejimi yıkma gayreti peki tamam kabul anayasal rejimi yıkmayı düşüyormuşuz neden beni 309’dan yargılamıyorsun neden 309’dan dava açmadınız 309. madde anayasal rejimi ortadan kaldırmaya yöneliktir ben 312’den değil o takdirde 309’dan yargılayacaksın buraya yazdığın anda anayasal rejimi ben açıp bakalım 309 net 309’dan bana istinat yap suçlarken öyle ama yazarken böyle olmaz bakınız 312. maddeye tek bir eylem koymuşlar başından sonuna kadar lütfen değerli başkanım bir bakın iddianamede tek bir eylem konmuş cami avlusundaki vatandaşların yuhalaması güya bakanların cami içine girmesi başka bir eylem yok 312 tek gösterilen fiili eylem o okuyunuz orda o sayfada ve diğerlerinde başka bir eylem yok 312’nin eylemini söylesinler Danıştay’ı atın bir kenara o kurgu bana yuhalamayı onun dışındaki söylesin buradaki sanıklar katılmış nasıl sorumlu olacağız nasıl 312’den yargılanacağız Danıştay saldırısı öncesinde ve sonrasında büyük bir ustalıkla gerçekleştirdikleri eylemler diyor bakınız eylemler Danıştay öncesinde ve sonrasında büyük bir ustalıkla kargaşa ve kaos ortamı yaratmak amacıyla gerçekleştirdikleri eylemler nerede eylemler, hangi eylemler eylem söyleyin eylem yok bu iddianamede eylem yok bakınız satır satır gidiyorum beni satır satır götürmeye bu iddianame zorlamıştır bu şekildi bir sorgu yapmaya bu iddianamenin kabulü zorlamıştır. Bu iddianame kabul edilmemeliydi hangi eylem var bana eylem söyleyin cebir şiddet nerde Danıştay öncesi ve sonrasındaki eylemler laf çok sormanız gerekir nedir bu eylem ceza hukukunda suç istinadı yorum yoluyla değil, ön görülerle değil, varsayımlarla değil ciddi delillerle ve tespitlerle yapılır bu öngörüdür, varsayımdır bakınız şurada bir örnek daha vereceğim değerli başkanım, aynen şöyle diyor, sayfa 68 sondan ikinci paragrafta iddianamenin, savcılar iddianamede tırnak içinde okuyorum, iddianamede gerçekleştirmeyi düşündükleri, bakın gerçekleştirmeyi düşündükleri, gerçekleştirdikleri değil, ifade de etmemişim daha henüz düşünüyorum ama beynimi okuyor benim nasıl okuyorsa herhalde yeni aletler getirildi Amerika’dan Pentagon’dan, bütün gelir getirmeye yönelik suçların tamamı da Ergenekon terör örgütünün amaçlarına ulaşmada lazım olan finansal desteğin sağlanması maksadıyla gelir getirici legal ve illegal faaliyetleri gösterdikleri anlaşıldığından düşündükleri yani bir daha okuyorum son satırını lazım olan finansal desteğin sağlanması maksadıyla gelir getirici legal ve illegal faaliyetleri gösterdikleri anlaşıl ne anlaşılan benim düşündüğüm gerçekleşmeyi düşündüğüm ve bu sebeple de diyor ki bana 3713 sayılı yasanın 5. maddesine göre artırım yapılmasının zorunlu olduğu benim düşündüğümden ötürü 3713 sayılı yasanın 5. maddesini uyguluyor yaptığımdan değil ifade ettiğimden de değil işte iddianame bu benim düşüncemi cezalandırıyor artı birde 5 maddeyi uyguluyor arttırıyor değerli başkanım ben bir yorum yapmıştım şey konusunda orda bir hataya düşmüşüm onu da burada tashih etmek isterim terörle mücadele yasasının 3. maddesinde doğrudur terör suçları yazılmıştır ve orada da 302’den 309’dan ve 315’e kadar doğrudan terör suçu kabul edildiğinden 5. maddenin uygulanması gerekli ben onu mutlak 7. madde çerçevesinde o maddenin uygulanması gerektiğini düşünmüştüm yanlış o düşüncem onu da tashih edeyim ama ben yinede şunu düşünüyorum iddia makamının mutlaka 7. madde çerçevesinde bir örgüt olup olmadığını bir nevi burada tartışması gerekirdi oradan kaçınmış doğrudan 3. maddeden girmiş terör suçları nasılsa 314 bu bakımdan biz terörle mücadele yasasını bu yoldan uygularız diye düşünmüşler benim kanaatim bu burda da tashih ediyorum yani 3. maddeyi atlamışım değerli başkanım savcılar diyor ki sanıklar Türk Ceza kanunun 313 1. maddesi halkı hükümete karış isyana tahrik fiillerini yoğun olarak işlediğinden bahsetmektedir yoğun olarak isyana tahrik fiillerini işlediğinden bahsediyor şimdi basit tahrik fiili oradaki isyana tahrik fiili olmaz bazı sanıkların 216’dan cezalandırılmak istendiğini görüyorum çok fazla değil belki 3-4 tane sanık hakkında 216’dan dava açılmış halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ama 316’da ki tahrik fiili 216 ile eşdeğer tutulamaz kaldı ki unsurlarda bir birinden farklı iki çok önemli unsur var orda bir tehlikenin vahim derecede olması tahrik fiilinin yani sonuç elde edebilecek şekilde tahrik fiilinin oluşması iki halk unsuru üç silahlı bir grubun tahrik edilmesi yani bu üç ana unsurun birleştiği tek bir eylem bana söyleyebilir misiniz tek bir tahrik işte bunun tek tek sayılması lazım bakıyorum benim bölümümde yok etkinlikler 30 yakın etkinliği benim bölümüme koymuşlar en fazla orada olması lazım bakıyorum yok yani bakın cümle şu isyana tahrik fiillerini yoğun olarak hem de yoğun öyle bir iki tane değil yoğun olarak işlemiş o zaman söz konusu etkinlikleri 313 kapsamında görüyorlar ben öyle algılıyorum e bu etkinliklerde 313 kapsamında gerçekleşen tek bir fiil tek bir eylem söz konusu olamaz isyanın alt yapısının hazırlanması lazım hazırlıklarının yapılması lazım, bir halkın isyanından bahsediliyor üç tana çapulcunun beş kişinin on kişinin, elli kişinin değil halk isyanı 313. madde bunu söylüyor bakınız 1978’da Sivas olaylarında yapılan hadisede onu dahi isyan olarak görmüyor Yargıtay onu okumak için getirmiştir unuttum değerli başkanım 1978 Sivas olayları sonra Madımak olaylarında değil 12 Eylül öncesindeki Sivas olaylarında halk isyanı olarak görmüyor orda hükümet binaları taşlanıyor, kırılıyor, basılıyor, bütün eşyalara zarar veriliyor diyor ki burada muadele var diyor eski 149’un diğer suçu şimdiki 214/2’nin muadele var diyor bu muadele yapılırken evet diyor olabilir bazı hükümet binaları vesaire ama bu isyanın olduğu anlamına gelmez isyan unsurlarını kabul etmiyor askeri Yargıtay daireler kurulu kararı yani isyan bu ölçüde ağır bir suç basit bir hareket değil bizim burada konuşmamız isyan oldu basit bir eleştirimiz isyana tahrik fiili oldu olmaz böyle bir şey silah nerede tahrik ettiğimiz silah hangi grupta silah var değerli başkanım eğer siz derseniz ki bu iddianame şu anlayış üzerine kuruldu siz kendi aranızda o gruplarda veya hitap ettiğiniz halkta değil silah iddianame sizin var olduğunu zannettiğiniz ordunu içerisinde silah var derseniz o zaman farklı bunu net olarak yazın yani siz ordunun içerisinde sizde beraber hareket ettiğini zannettiğiniz bir gurupta zaten silah var o yüzden ben silah aramıyorum o yüzden 313’deki silah unsurunu burada araştırmıyorum diyebilirsiniz ama o zaman o grubu ortaya çıkarmak zorundasınız ordunun silahlarını hakim olabilecek ordunun silahlarına böyle bir isyan sırasında o silahları kullanarak isyana çıkartacak hükümete doğrudan doğruya isyan sonucu ortadan kaldıracak o gücü kuvveti ortaya çıkaracaksınız bir iki buradaki sanıklarla da irtibatı kuracaksınız yani iki türlüde düşünebilirsiniz doğrudur bu şekilde düşünürseniz de bunu ortaya çıkarmanız lazım bu grup ortada mı, kaç kişi çıkmış ikinci iddianamede üçüncü soruşturmada kaç tana muvazzaf var kaldı ki hadi bırakalım çıktı 100, 300, 500 asker çıktı 1000 asker çıktı peki benim irtibatım, şu insanların irtibatı ne git onları yargıla eğer varsa ki suç varsa elbette kimse kaçamaz ne ben ne bir başkası ama doğru insanı yargılayalım şimdi bir yazar diyor ki bu dönemlerde kurunun yanı sıra yaşlarda yanacak diyor olmaz hukuk bunu kabul etmez hukukçu o şekilde karar vermez siz kuru bulup yakmak zorundasınız yaşı değil yaşı yakamazsınız bir yaşın yanmasının bedeli ödenemez burada yaş insan yok o anlamda yaş insan yok o bağlantı yok burada buyursunlar kursunlar desinler ki evet 313’deki silah unsuru ordudur var olduğu zannedilen gruptur silahlar şunlardır, insanlar şunlardır, o grup isyanı yapacaktır, bağlantıda budur bu bağlantıları ortaya çıkarsınlar kaldı ki 2004 yılı olaylar görev başında isyana tahrik yapamamış, isyan çıkaramamış, darbe yapamamış insanlar emekli olduktan sonra mı yapacaklar sözü edilen olaylar 2004 bunlar emekliye ayrılmışlar peki o tarihte hiç kimse bir birini tanımıyor. Dernekler kurulmamış insanlar bir birini tanımadığı halde nasıl böyle bağlantı kuracaksınız yani bu anlamda da suç yok ortada 313’ü siz ne yaparsanız yapın ne kadar zorlarsanız zorlayın asla uygulayamazsınız ters teper hem insan yapısına buradaki insan yapısına hem unsurları itibariyle, hem delilleri itibariyle kaldı ki yasal açıklamalar yasal hak kullanımları bakınız üzerine basa basa söylüyorum değerli başkanım siz yasalardaki haklarınızı kullandığınız müddetçe asla bir suçun unsuru ve delili yapamazsınız olmaz ben yasal hakkımı kullanıyorum yasa bu imkânı vermiş bana siz alıp da benim o hakkımı tutup ta bir suçun delili olarak buraya getiremezsiniz etkinlik yapıyorum, bildirim yapıyorum rapor tutulmuyor gayet yasal hakkımı kullanıyorum ama buraya geliyorum benim bölümümde 30 etkinlik isyana tahrik olarak değerlendiriliyor yapabilir misiniz bunu hukuk mantığı buna imkan verebilir mi hani hakkın icrası, hani 26. madde vatandaşın yuhalama yapması da silahla isyana tahrik veya 312’nin unsuru olmaz burada yok o insanlar geldi belgeler ama 313’ün şartlarını oluşturmaz kaldı ki o dönemde 2004 yılında görev yapan darbe söylentisi içinde olduğu söylenen bir iddiadır bu yargılayacaksınız kesinlikle ordaki komutanlarla ben şahsım adıma hiçbir ilişkiye girmemişim ne o dönemde ne sonrasında Hurşit Tolon’un yüzünü görmemişim, Şener Eruygur’u sadece bir mitingde el sıkıştık o kadar onun dışında hiçbir görüşme, konuşma, herhangi bir şekilde iletişimimim yok emekli olduğu dönemde örgütün söz örgütün üye sayısını 7 sayfa 72, 73 örgütün üye sayasının, araç ve gereç bakımından amaç suçları işleyebilecek yeterliliğe sahip olduğunu savunulmuştur. değerli başkanım iddia edilen suçlar ortada siz buradaki insanlarla gelecek olan insanlarla sözde örgütün bu suçları işleyebileceği kanaatiniz var mı hangi güçleri var, hangi araçları var, hangi gereçleri var, ne yapabiliriz tutun ki düşündük hükümeti ortadan kaldırmayı düşündük silahlı isyana tahrik yapalım dedik, cebir ve şiddet kullanalım da bu hükümeti ortadan kaldıralım başka türlü kurtulamıyoruz diye düşündük misal bunu da misal diyorum hemen esas hakkında mütalaada ikrar diye geçerler peki hangi gücümüzle, hangi aracımızla, hangi gerecimizle bıkanız yapmış olduğumuz tek bir adım yok o konuda, tek bir şiddet yok ta düşüncenin de suç olduğunu düşünelim hangisiyle yapacaksınız bunu mümkün mü şu insan kalabalığıyla burada tekrar söylüyorum cezaevinde ve yargılama aşamasında insanlar tanıştırılmıştır siz eğer örgüt derseniz işte bu yapay örgüt şurada cezaevinde şu sıralarda insanlar bir birini tanıdı konuştu fikir birliği, birlikte hareket etmek aynı iradeyi suç işleme iradesini taşımak amaçların birliği, dayanışma birlikte aynı amaç peşinde koşma, merkezi bir güce bağlı olmak, hiyerarşi bunlar yok olması gereken bunlar değil mi nerde hangimiz merkezi güce bağlıyız, üstümüz astımız ne hiyerarşimiz ne, disiplinimiz ne herkes birbiriyle kavgalı burada tanıyan insanlar birbirleriyle kavgalı birbirini yiyor konuşmuyorlar bile birçok insan burada kanlı bıçaklı olmuş konuşmuyor nasıl örgüt oluşturursunuz bu insanlardan 5 dakika aynı çatı altında biz burada mecburiyetten bulunuyoruz yani şuradaki yasal zorunluluktan şu içerde duruyoruz burada birçok insan aynı saatlerde ve saniyelerde, dakikalarda birbirleriyle aynı çatı altında olmak istemiyor istemesi mümkün değil sadece bugünün meselesi değil öncesindeki gelişen olaylar sebebiyle siz örgüt diyebilir misiniz buna böyle örgüt olur mu bu örgütle siz ülkeyi devireceksiniz, hükümeti devireceksiniz, ülkeyi ele geçireceksiniz anayasal iktidarı sahipleneceksiniz bu kişilerle mi, bu sözde örgütle mi maalesef değerli başkanım yürütmenin emrine girmiş 5 savcı ve 5 hakim yeşil yargı darbesini bu operasyonla başlatmıştır bunu net olarak söyleyebilirim bu kadroyu manivela olarak kullanıp ülkenin sistemiyle dahi oynayabilirsiniz ve şuanda o sistem oynanıyor 5 hakim, 5 tane savcıyla bir yargı darbesidir bu Cumhuriyet Halk partisi genel başkanı net açıkladı evet bu dedi savcı darbesidir. Doğrudur yargı darbesi var ortada AKP iktidarının tamamen yargıyı kullanarak yapmış olduğu bir darbe vardır. Bırakınız darbeyi yargılamayı darbe yargılanmıyor burada asıl darbe yapıyor iki yıldan beri bu ülkede imkânsız bir şekilde düşünülen çok güzel kotarılmış yargının bizzat rol aldığı içinde kullanıldığı özel ağır ceza mahkemelerinin özellikle kullanıldığı bir darbe yaşanılıyor. Darbeyi yapanlar belli hiç şikayetçi olmasınlar darbe Türk milletinin işi değil, Türk ordusunun işi de değil Yeşil yargı mensuplarının, kimin adına yaptıkları da belli maalesef siyasi konjonktürde bu yeşil darbeye müsaittir oluşturuldu o şartlar AKP iktidarı bu tertip için küreselcilerin ve tarikatçıların bulduğu en uygun işbirlikçi hükümet olmuştur. Emniyet ve mülkiye kadrolarını büyük ölçüde işgal eden örgütleşmiş tarikat bu defa hedef olarak savcı ve hâkim kadrolarına göz dikmiştir. Çankaya’da Ata’nın evini işgal etmiş, geçmişindeki bütün eylemleri ile Cumhuriyet düşmanı olduğu pekişmiş olan zatın gecenin üçünde Hâkim ve Savcılar Yasasında yapılan değişikliği saniyeler içerisinde imzalayıp, Resmi Gazete matbaasını gece vakti çalıştırdığını unuttursak, ülkenin nasıl karanlık bir koridorda hızla ilerlediği gerçeğini de görmemezlikten gelmiş oluruz. Ülkede gerçek demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi için yeşil darbecilerin işgaldeki hedefi haline gelmiş ve büyük ölçüde ele geçirilmiş, çoğu zaman hükümetin doğrudan tesiri altında çalışmak zorunda bırakılan Özel Ağır Ceza Mahkemelerinin oluşturduğu kast sisteminin mutlaka ameliyat masasına yatırılıp bu mahkemelerin varlığının sisteme sağladığı fayda ve zararları çok iyi tahlil etme ihtiyacı doğmuş bulunmaktadır. Doğrudur bir cümle kullandım maalesef yargının dışına taşmış unsurlar kullanılarak ahlaki açıdan, mesleki açıdan zafiyet gösteren insanlar takip edilerek raporlaştırılarak, dosyalaştırılarak bu yeşil yargı darbe içerisinden korkutulmuş, sindirilmiş, kullandırılmıştır bir kısmı da idealar çerçevesinde kullandırılmıştır. İşte Özel Ağır Ceza Mahkemelerindeki maalesef bu zihniyette olan açıkça iktidarın aracı haline gelmiş olan kişiler derebeylikleri oluşturmuşlardır. İktidarın arka bahçeleri konumuna gelmişlerdir bu mahkemeler adeta eski DGM’lerin Pentagon sistemini bu ülkede çalıştıran yargı makamları hepsi için geçerli değil söylediğim tüm yargıyı bunun içerisine koyamazsınız ama maalesef uzun zamandan beri Özel Ağır Ceza mahkemeleri tamamen objektiflerin altında yatırıldı, ameliyatlar yapıldı, insanlar yerleştirildi ve bu sistem içerisinde çalıştığını inancım tamdır. Mutlak suretli bu hastalığın düzeltilmesi gerekir bu hastalık o mahkemelerde devam ediyor. Her ne kadar özel ağır ceza mahkemelerindeki olumsuz işleyiş, yargının genel olarak bağımsız olmamasından kaynaklansa da, bu mahkemelerin bakmakla görevli olduğu suçlar, işleyiş tarzı, yaptıkları faaliyetler, sahip oldukları yetkiler siyasi iktidarların hedefleri arasına girmesini sağlamakta, her hükümetin arka bahçesi olarak elinde tutmak istediği bir güç olarak görülmektedir. Kaldı ki uygulamada sahip olunan ek yetkiler bu mahkeme ve savcıları zaman içerisinde politize etmekte ve fiili dokunulmazlık sağlamaktadır. Geçmişteki DGM ile Özel Ağır Ceza Mahkemelerinin yapılabilecek basit düzenlemelerle normal ağır ceza mahkemelerinde çok rahatlıkla görebilecek davalar için, adeta fiilen derebeylik yetki ve dokunulmazlık kazanan, usul hükümlerinin çoğu zaman rafa kaldırıldığı, devletin güvenliği ve kamu hukuku adına, hukuk devletinin ilkelerinin inkâr edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin kolaylıkla çiğnendiği bir yapının korunmasına gerek olmadığı hususu ciddi bir yargı reformu olarak düşünülmeli ve uygulamaya sokulmalıdır. Burada yapılacak ilginç bir tespitte şudur. DGM’lerinin yapılarından rahatsız olan Avrupa birliği, ABD, eski Marksist, bugünün dönme liberal aydınlarının rahatsız olmayarak yıllardır bu konuda yaptıkları tenkit ve ağır eleştirileri hiç akla getirmemeleri aslında bu yapılardaki kadrolaşmanın küreselci ve yeşil darbeci zihniyetçe büyük ölçüde tamamlandığını göstermektedir. Bu mahkemeler ülke içinde millet ve devlet zararına yapılan operasyonlarda, küreselcilerce kullanılan merkezler haline getirilmeye çalışılmıştır bunda da başarılı olunmuştur. Avrupa Birliğinin bu mahkemelerde yürütülen Ergenekon soruşturmasındaki insan haklarına aykırı uygulamalardan şikâyetçi olmaması da gerçekten bu ayrı bir özellik olarak ortaya çıkmaktadır. Değerli başkanım sivil açılım lobi ve diğer belgelere uygun olarak yapılmamıştır lobi belgesiyle alıp baktığımızda kesinlikle fiili konum lobi belgesine uymamaktadır üye olduğum üç derneğin üye sayısı 100’ü dahi bulmuyor diğer iki Kuvvai Milliye derneğinin sayısı toplam hepsini toplasanız 500’ü bulmuyor bu beş dernekten burada yargılanana insan sayısı 13’tür sadece hani terör örnekleriydi niye diğer bütün üyeler hakkında işlem yapmadınız inanmıyorsunuz ona inancınız yok çünkü burada belli isimleri aldınız siz derneğin tamamına terör örgütü faaliyetinde bulundu diyeceksiniz terör örgütü tarafından kuruldu diyeceksiniz diğer kurucu iradeleri buraya getirmeyeceksiniz onlardan bir iki tanesini alıp buraya getireceksiniz bu olmaz önce bir tutarlılık şarttır. Çünkü burada tüm faaliyetlerin dernek çerçevesinde yapılmıştır. Asla hiçbir faaliyetin tek bir faaliyetin dernek dışı değildir. 600 kişi ile ki burada suçlanan 13 kişi ile mi bahsedilen sivil açılımlar gerçekleştirilecektir bunu mahkemenizin taktirine bırakıyorum diğer iddianamede ve soruşturmada geçen derneklerle fiili ve organik olarak da hiçbir bağlantı mevcut değildir. Diğer iddianamede ve soruşturmada Atatürkçü düşünce derneklerin bazı yerlerde isimleri geçiyor ancak daha henüz ADD’ ye operasyon yapılmış değil belki istikbalde yapacaklar belli değil efendim Türkiye’m grubuna yapılmıştır oda bir platformdur ama o platformla bu etkinliklerin arasında hiçbir ilgi ve bağlantı yoktur asla ve asla o etkinliklerin kararları Türkiye’m topluluğunda alınmamıştır. Ben oradaki 34 kişilik yürütme kurulunda iki ay kadar süreyle kaldım onur verici bir kuruluştur gerekli olan bir kuruluştur ancak siyasete girmemesi gerekirdi bir hata yapıldı keşke sivil toplum olarak devam etmiş olsaydı ama ne olursa olsan bugün için ülke menfaatlerine, milli değerlere sahiplenen tamamen demokratik ve hukuk devleti sınırları içerisinde kalmış olan bir sivil platformdur. Kesinlikle kanuna aykırı hiçbir davranışta olmamıştır tek suçu hükümete muhalefet etmek, yanlışlarını ortaya koymak buradaki insanların çoğu olduğu gibi Ergenekon operasyonundaki zaten suç bu bırakınız isyana tahriki 312 tek suç vardır AKP’ye muhalefet suçudur. Bireysel suçlar haricinde bunu görmemek mümkün değildir işte gelen operasyonlar ortada 12. operasyonda yapılan kimler alınmış, ne maksatla alınmış hala biz bunun farkına varamıyorsak hala burada bizim önümüze getirilen darbe söylentilerini savcıların hayallerini yargılarsak gelecek olan 13, 14, 15’inci dalgalarda olacak biz burada suçla yargılanmıyoruz eylemle yargılanıyoruz sadece ve sadece savcıların hayallerini yargılıyoruz bakınız iftiralarını değil çünkü iftiranın da bir temeli vardır, yalanın bir temeli vardır ama hayalin sınırı olmaz hayalde sınır yok işte bu iddianame bu hayallerle sınırsız hayallerle yazılmıştır. Kesinlikle şunu tekrar söyleyeyim 2. iddianamede ki 2. iddianamede ismi geçen bölümleri de belirteceğim tek tek bir şüphe ve tereddüdüm kalmaması açısından benim şahsım, Türkiye’m topluluğuyla veya oradaki sendikayla hiçbir rabıtam yoktur kesinlikle 34 kişilik ama maalesef oraya bütün o Türkiye’m topluluğunun İstanbul sorumlusu olarak tek başıma geçirilmişim şuraya bakın şu kin nerden geliyor sayın savcılardan bir sormak lazım deliliniz olarak 34 kişilik yürütme kurulu sizde var iddianamenin ekinde var gördünüz o yürütme kurulunda 3 kişinin içerisinde bende yok’um çünkü Ankara ya gitmedim söz konusu görev almak için o 3 kişinin içerisinde Ankara ya gitmediğimden yürütme kurulunu idareten 3 kişilik danışma kurulunun içerisinde yer almadım gitmediğimden ötürü ordan çıktım sadece yürütme kurulunda yer aldım 2 aylık süreyle soruyorum bu kurul elinizde sizin liste o insanlar orda benim ismimde var siz neye dayanarak bana Türkiye’m topluluğunun tek başına İstanbul sorumlusu olarak ilan ettiniz niye benim yanıma ikinci bir isim yazmadınız ve o insanların birçoğu tamamına yakını soruşturma kapsamının dışında sebep ne neden hedef benim ha hedef şu ben bunu anlıyorum burada etkinlikleri Büyük Hukukçular Birliğine yürütmüş olduğumuz seyrettiğiniz bazı etkinlikler var ya o etkinliklerle Türkiye’m topluluğu arasında rabıta kuracaklar mesele bu geniş bir örgüt bağı oluşturmanın gayretlerinde ama yalan üzerine olmaz yalan üzerine örgüt kuramazsınız kurduğunuzda çöker gider. Derneklerin her biri kendi faaliyet alanları içerisinde kalmışlardı bu çok önemli kendi faaliyet alanları içerisinde etkinliklerini sürdürmüşlerdir adalar şeklindedir. Bir okyanusta adaları düşünün bir adadan diğer adaya fayda yok her ada kendi hakimiyetini, mukadderatını belirliyor bütün etkinliklerini, eylemlerini, kararlarını diğer bir dernekle rabıtası yok bu konuda hatta bilakis çatışmaları var husumetleri var bu çok önemli yani tutup ta bir dernek diğer dernekle bağlı, rabıtalı diye bir şey yok sadece orda bir platform var nedir ay yıldız birliği platformu bizimde üye olmuş olduğumuz ay yıldız birliği platformunda etkinlikten etkinliğe çıkar ama kesinlikle ben kendi derneğimin yapmış olduğu etkinlikte bir başka derneğin, başka bir iradenin veya dernek dışında sözde yöneticilerin iradesini asla kabul etmiyorum derneklerin 1999’dan itibaren 2007 yılına kadar yönlendirdiği suç teşkil eden bir eylem söyleyin bana bir tane söyleyin dernekler eylemleri yönlendiriyor diyor 99’dan sözde örgüt belgelerinin yazıldığı tarihten 2007 soruşturma başlayıncaya kadar bana bir tane derneklerin eylemini söyleyin yönlendirdiğimiz suç teşkil eden ama söyleyin kabul edelim bir tane suç söyleyin sözde örgütün medya kuruluşlarını yönlendirdiğinden bahsetmiştir hangi medya kuruluşunu yönlendirmiştir. Lütfen bunlar hep lafta yönlendirdiğini gerçek olarak bir belgesini koyun bir delilini koyun buradaki bazı Cumhuriyet gazetesini kim yönlendirmiş aydınlık dergisini, Ulasal kanalı, TRT’yi kim yönlendirmiş bu yönlendirme ilişkileri nedir onun içini bir doldurun boşluğu doldurun hukuk boşluk kaldırmaz, delil her şeydir delilsiz hiçbir şey konuşamazsınız, yapamazsınız kim kime ART’ ye talimat mı vermiş ART’ ye aydınlık dergisine mi talimat vermiş buradaki insanlar Aydınlık dergisinin sorumlusudur ancak onun icraatlarını yapabilecek olan yönlendirebilecek aydınlık dergisinin sorumlularıdır veya Cumhuriyet gazetesinin sorumlularıdır. Veya ART’ye biz mi verdik burada, ulusal kanala biz mi yönlendirdik şurda lütfen söyleyin bir tek belge çıkarın boş laflarla yürümez mesele sonra hangi maddeyi güçlü yapacaksınız siz bunu bu yönlendirmeleri hangi maddi güç akademisyenlerin üniversitelerde etkinlik kurduğu öğrencileri de yönlendirdiği bakalım 48 kişi içerisinde kaç tane akademisyen var değerli başkanım 3 tane akademisyen var bir tanesi Kemal Alemdaroğlu emekli eski İstanbul üniversitesi rektörü diğer 2 akademisyen birisi Sakarya üniversitesi biri İstanbul üniversitesinde öğretim üyeleri henüz doçentler sanıyorum Emin hoca profesör oldu yeni şimdi bu insanlar koskoca bu üniversitelerde 12. dalgada alınanları bir kenara bırakıyoruz çünkü artık neyi savunacağımı şaşırdım ben savunmam 30 defa değiştirdim her dalgada savunma değiştirdim hukuki mecburen değiştirmek zorundasınız çünkü geleceğin ne olduğunu bilemiyorsunuz ben elimdeki şartlara göre savunma yapıyorum ama bir dalga geliyor o dalgada başka kişiler yer alıyor başka şeyler çıkıyor meydana mecburen tutuyorum savunmamı değiştiriyorum böyle şey olur mu eğer böyle ucu açık soruşturma olursa sanığı da savunamaz duruma getirirsiniz burada söylüyorum diyorum ki bu iki tane öğretim üyesiyle mecburen artık sadece bu iddianame ile bağlıyız biz ikinci, üçüncü iddianame ile bağlı değiliz güya bağlıyız orda da genel şartlar var, genel örgütün şartları var onu da bir noktada olmadığını bizim ispat etmemiz lazım yani bir muammadır o konu onun nereye ne şekilde gideceği değerli mahkeme onu mutlaka bir karara bağlayacaktır bu iddianame çerçevesinde şu iki öğretim üyesini fiili olarak çalışan yüzlerce üniversite yüzü aşkın üniversitede bir etkinlik kurması faaliyetleriyle sözde örgüt bağlantıları kurup da o yüz üniversiteyi yönlendirmesi öğrenci teşkilatlarını oluşturması mümkün müdür değerli başkanım iki öğretim üyesinin yapacağı şey midir tutun ki bu insanlar örgüt bağı ile o üniversitelerde çalıyor ne yapmışlar peki örgüt kapsamı içerisinde üniversitede örgütlenmişler mi, diğer öğretim üyeleriyle bir rabıtaları var mı var mı bu şekilde öyle ya üniversitelerde etkinlik iki yolla sağlanır bir öğretim üyelerinin içindeki örgütlenmeyle bu konuda tek bir iddia yok olsaydı herhalde diğer üniversite üyelerini de alacaklardı ben bu iddianame itibariyle konuşuyorum çünkü önümüzdeki 12. dalgada gelen insanların iddialarını bilmediğimiz savunmaları bilmediğimizden o konudaki konuşmam mümkün değil. Ama bir öğretim üyeleri içerisinde bir örgütlenme yok iki öğrenciler içerisinde örgütlenmeleri var mı hangi öğrenci ile irtibata geçmişler, öğrenci teşkilatlarıyla, dernekleriyle o öğrenci teşkilatlarını örgütün amacı doğrultusunda yönlendirmişler suç işlemeye teşvik etmişler eylemlere yönlendirmişler, sokaklara dökmüşler var mı böyle bir şey baktım ben iki öğretim üyesinin efendim özel bölümüne baktım suçlandığı bölümde böyle tek bir iddia yok peki o zaman bunu nasıl yazarsınız öbürü emekli olmuş zaten tamamen etkinliğini yitirmiş Kemal Alemdaroğlu yani biraz yazarken dikkatli olmak zorundayız ha siz gelecekteki operasyonlara bakarak buradaki iddianameyi yazıyorsanız o zaman hukuk bitmiştir yapacak bir şeyimiz yoktur gaipte işlenebilecek suçlar, gaipte gelecek sanıkların burada savunması da yapılamaz ama siz ordan görüyorsunuz ne yapacağınızı çünkü sizin önünüzde plan var, hedef var sizin önünüze hedef konuluyor, plan konuluyor ne yapacağınıza dair ama sanık olarak bizim haberimiz yok işte yargılama bu şartlarda devam ediyor ve biz bu yargılamaya adil yargılama diyoruz ve yargılandığımızı zannediyoruz. Kaos ve kargaşa yaratan bana bir öğrenci eyleminden bahsedilsin sözde örgütün amacı doğrultusunda yapılmış öğrencilerin bizzat iştirak ettiği kaos ve kargaşa yaratan iddianameye konu olan suçların unsuru, delili olacak bana bir tane öğrenci eylemini getirsinler koysunlar önüme ve bunun arkasında da şu öğretim üyeleri şu talimatları verdi densin maalesef son operasyonda ki çağdaş yaşamı destekleme derneğiyle beraber diğer görev yapan bazı rektörler aslında bu insanlar rejimin hızla değiştiğini görüp de bireysel cesaretleriyle bu tehlike sinyallerini ortaya koyan insanlar İnönü üniversitesi de dahil olmak üzeri 19 Mayıs Üniversitesi ama biz hala uyanamıyoruz o sinyalleri o insanlar veriyorlar hangi örgütle bağlantısı mı var o insanların kimse kimseyi tanımıyor ama rejimin tehlikede olduğunu ifade ediyor cesurca koltuğundan korkmuyor ben bunu kaybederim de demiyor gider 4 gün gözaltında kalırım diyor tutukluda kalırım diyor F tiplerine de girerim diyor işte vatanseverlik duygusu bu, göreve bağlılık bu işte rektör bu, kamuya hizmet bu, devlete hizmet bu koltuğundan korkmadan cesaretle, Cumhuriyetin ilkeleri doğrultusunda gerçek Cumhuriyetin memuru, bürokratı olarak sözde değil burada özetle şunu diyebilirim burada yargılama 3 öğretim üyesi yapılan istinatlarda üniversitedeki sözde örgütsel faaliyetlerden ötürü bir suçlamaları yoktur. tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının bir araya getirilme faaliyetinden bahsedilmiştir nerede bu faaliyet hangi Sivil Toplum Kuruluşlarının tümünün bir araya getirilme faaliyeti lütfen söyleyin milli güç birliğini yapısı belli, yaptıkları belli eğer siz platformlardan şikayetçi olursanız sizin şikayetiniz işlenecek veya işlenmekte olan suçlardan değil demokrasinden şikayetiniz var korkmayın yasa bakın müsaade vermiş dernekler yasası diyor ki 2 ve 25. maddelerinde platformlar açıkça hukuki varlıklar olarak görür bildirime bile tabi değil sicili bile yok platformların o ölçüde hukuk size imkan vermiş belli amaçlar doğrultusunda tüzel kişiliklerin faaliyette bulunabileceğini söylemiş kendi aralarındaki bağlar yeterlidir bu konuda ben sizin sicilinizi tutmam diyor soruldu gelecek cevap yoktur. dernekler masasında platformların sicilleri yoktur çekinmeyin bırakın dernekler bir ara
ya gelsin kurtuluşumuz yolumuz odur. Demokrasinin çünkü yolu budur darbelerin önünü kapatacak derneklerdir oralardaki etkinliklerdir. Siyasi partiler elbette vazgeçilmez unsurlar ama dernekler onlardan çok daha önemli özellikle bizim gibi ülkemizde demokrasinin sıkıntılı geliştiği ve yaşadığı ülkelerde Sivil Toplum Kuruluşları ezilmemeli korunmalı, önü açılmalı kitle örgütlerinin çünkü demokrasinin ancak bu şekilde tabana yayılmasını sağlayabilirsiniz başka yolu yok bu işin varsa siz söylen başka bir yolu yok ya siyasi partiler eğer onlar kontrol altındaysa dernekle dernekleri kontrol altına alamıyorlar sıkıntı o çünkü on binlerce, yüzlerce, binlerce dernek var her birini kontrol edebilir misiniz asla sıkıntı ordan geliyor küreselci oyuncuların baş aktörlerin sıkıntısı derneklerdir bu operasyonun tali amaçlarından bir tanesi kitle örgütlerinin ortadan kaldırılması ve halkın kitle örgütlerinin arasına çok büyük soğuklu mesafe sokulması ve hızla toplumsal tabanın demokrasiden uzaklaştırılması dernekler ayrı ayrı kurulmuş yine kurulan platformlar arasında hiçbir bağ yoktur. platformların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri tek bir eylem yok değerli başkanım platformların biz şuradaki etkinliklerin bir çoğunu sadece hukukçular birliği değil bir kısmını da ay yıldız birliği olarak yaptık ay yıldız birliği platformunun bir başka platformla birleşerek yaptığı tek bir eylem yok tek bir etkinlik yok nasıl birleşmeden bahsedeceksiniz sadece Türkiye de binlerce platform kuruldu, on binlerce dernek var şurada 150-200 derneğin bir etkinlik için bir araya gelmesi hiçbir şey ifade etmez toplumsal riski yoktur. ve ay yıldız birliğinin hiçbir toplulukla, hiçbir platformla kesinlikle tek bir eylemi olmamıştır ay yıldız birliğinin başka bir platformla ortak olarak ben iştirak etmedim, görmedim kaldı ki platformlar arasında çok ayrılıklar vardır bir arkaya gelmesi de mümkün değildir. Sözde örgütün üst yöneticileri arasında üniversiteleri yönlendirebilecek kişilerin varlığından bahsedilmiştir diyor ki sözde örgütün üst yöneticileri üniversiteleri yönlendiriyor kim isim yok bu yönlendirme hangi üniversiteler yapılmış YÖK’e mi yapılmış üniversitelerin rektörlerine mi yapılmış peki kim yapmış buradaki çünkü bizi bağlayan burası ben bu iddianame ile bağlıyım bu iddianame sanıklar arasında bir üniversite rektörüyle yapılan bir telefon konuşması var diye basit bir telefon konuşmasıyla üniversite mi yönlendiriliyor. Giresun üniversitesinin rektörüyle Veli Küçük’ün bir telefon görüşmesi var orada bir yönlendirme var mı o zaman hiçbir insan tanımayalım, hiçbir öğretim üyesi tanımayalım hiçbir rektörle konuşmayalım o konuşmada üniversitenin politikası mı yönlendiriliyor, örgüt amaçları doğrultusunda mı yönlendiriliyor veya oraya örgüt faaliyetleri doğrultusunda bir takım şunlar şunları yapın diye talimat mı veriliyor yok böyle bir şey onun dışında ne var peki başka sözde yöneticilerin hangi rektörlerle konuştuğu vaki somut olarak ortaya konması lazım burada eğer işlenen bir suç var mı böyle bir yönlendirme artı bir soruşturma var mı yok ama sadece mücerret iddialar var yani bir noktada şöyle deniliyor bu kişide yönlendirme konusunda yetenek ve güç var bunu kullanmamıştır ama e istikbalde kullanabilir böyle bir potansiyel tehlike var risk var o yüzden bu suçludur bunu da örgüt bağı içerisinde değerlendirelim zihniyetiyle hareket edilmiştir üye ve yöneticisi olduğum dernekler üyelerinin dışında hiç kimsenin kararlarında etkili ve yönlendirme yaptığı iddia edilemez. Onlarca avukatın iradesini etkileyebilecek dünyada ben hiçbir güç tanımıyorum avukat iradesini etkileyemezsiniz kolay kolay tabi avukat olmadığınızdan bunu bilemezsiniz ama bir avukatın iradesi kolay kolay yönlendirilemez öyle siz derneklerde 20, 30 tane avukatın iradesini alacaksınız 2 avukatın konuşması bile zordur bir konuda mutabakata varması için saatlerce konuşulur küçücük bir cümle bir sözcük üzerinde saatlerce tartıştığımızı bilirim siz hangi avukatları yönlendireceksiniz 20 tane gelecek sözde örgüt bu avukatları yönlendirecek şöyle yapın böyle yapın mümkün mü yine benim hiçbir şekilde görevli bir askerle tanışıklığım, irtibatım yoktur telefon ellerinde hangi askerle konuşmuşum örgüt doğrultusunda hangi askerle haşır neşir olmuşum beyanda bulunmuşum, o talimat vermiş ben talimat almışım veya ben talimat vermişim var mı böyle bir şey tek bir askerle bağlantım yok o zaman beni nasıl 2004’e bağlayacaksınız nasıl ordunun içerisindeki isyan çıkartacak grupla olduğunu farz ettiğim grupla bağlantıyı kuracaksınız yok çıkarın bana deyin ki asker içerisinde muvazzaf askerlerle şunlar şunlarla şunlar la diyalog kurdun bunları çıkarın bulan silahlar ve patlayıcılar örgüt silahı değildir bu salah ve patlayıcıların sözde örgütünü eyleminde kullanıldığına ilişkin tek bir delil yok silahlar bireysel peki bu silahlar hangi örgüt faaliyetinde örgüt eyleminde kullanılmış hepsi temiz çıktı raporlar ortada yıllardır insanların bünyesinde o silahlar tabancalar hiçbir örgüt faaliyetinde kullanılmamış ama örgüt silahı nerde faaliyet , nerde eylem, nerde suç bu silahlarla işlenen suç ortada örgüt eylemi yok net bir şekilde şu eylemi şu örgütün eyleminde şu silah kullanıldı diye geçmesi lazım var mı tek bir silah değerli başkanım 19 tane silah bulunmuş ruhsatsız silah peki 19 silahtan bir tanesini söyleyin lütfen geriye dönüşümlü olarak kontrol edilmiş hepsi tertemiz çıkmış bir tanesini söyleyin de şu eylemde bu silah kullanıldı silahların toplandığı sözde örgüt yöneticileri tarafından görevlendirilmiş bir kişi var mı bu bağlantıyı kuruyor musunuz kurabiliyor musunuz silahtar olacak yani örgüt silahlarının toplandığı kişi veya kişiler olacak bu bağlantıyı kurabildiniz mi bireyselliğin dışında bir örgüt yöneticisi bir örgüt üyesine silah konusunda temin, saklama, barındırma, verme, kullandırma bu anlamda bir talimatları var mı bu çok önemli bizi çünkü silahlı örgütten yargılıyorsunuz hepimiz burada 314’ten yargılanıyoruz ve bu insanların 80’inde silah çıkmadı 80-82’sinde ama silahlı örgüt üyesiyiz, teröristiz o zaman lütfen bu ciddi suçlama karşısında bunlara öncelikle evleviyetle bakacağız örgütün bir silahtarı olur silahlar orda toplanır. Eylem için o kişiden alınır kullanılır iade edilir herkes de böyle birer ikişer silah bulunmaz ve bunu örgüt yöneticileri tayin eder var mı bağı kurabildiniz mi patlayıcı madde bulunduranlar aslında kesinlikle ve kati olarak tamamen bireysel anlamdadır hiçbir şekilde sözde örgütün bir talimatı, yöneticisiyle rabıtası bilgisi dahilinde yoktur tamamen bireysellik içerisindedir. Yargılamayı siz yapacaksınız ama şu var ki kesinlikle kesinlikle ne silahlar ne patlayıcı maddeler bu örgütün silahı değildir. Bu en önemli yapılabilecek ilk iş bu bağlantıyı kurmaktır çok ciddi olarak kurmak gerekir. İnsanların hayatları şu bağlantıya bağlıdır. Buyurun yöneticiler belli silah bulanan insanlar belli bunlar arasındaki konuşmalara irtibatlar bakın silah alışverişi var mı, yönlendirme var mı, talimat var mı, temin var mı hangi finansal kaynaklardan bu örgüt silah temin etmiş şu sözde örgütün bir silah temin olayını söyleyin değerli başkanım birine diğerine para verilerek finans sağlanarak şu silahlar temin edildiğini söyleyin tarihler belli ifadelerde bazı kişilerin ifadeleri var tarihler 2000 yılı öncesine kadar gelen tarihler burada tek bir silah unsuru, silah temin unsurunu söyleyin hiç silahlı örgüt silah temin etmeden, silah satın almadan yaşabilir mi gayri meşru olarak bir yerlerden sürekli silah almak zorunda patlayıcı alacak, silah alacak çünkü istinat edilen suçlar çok büyük hükümete karşı isyan, hükümeti ortadan kaldırmak, cephaneler lazım buna kim hangi cephaneyi almak için veya kaçakçılık yoluyla veya bir başka gayri meşru yollardan bir girişim yapmış ama siz eğer silahları Türk silahlı kuvvetlerinin silahı olarak ön görürseniz az önce söyledim o çıkmaz sokar o mümkün değil yani buradaki insanlarla siz 2004’de yapılan konuşmaları bağlayamazsınız yok böyle bir bağlantıyı da ortaya koyamamış iddia makamı koysun tartışalım. Silah bulunduranlar tamamen kendi bilgisi dahilinde bir ikinci kişi dahi bilmiyor kişinin bulundurduğu silahı söyleyin ikinci, üçüncü kişinin bildiğini ispat edin bakın bilgi o bilgide suç nedir suçu haber vermemek suçu haber vermemek örgüt üyeliği anlamına da gelmez onu da ayrı tartışma konusu olacak yani birinde silah olduğunu şu insanlardan biri bir biliyorsa onu bir ispat edin ben diyelim ki Ahmet’te silah var o silahı ben biliyorum bunu ispat ettiniz mi önce bunu bir ispat edin hadi örgüt suçu içinde bunu da değerlendireceksiniz diyelim ki örgütü bu şekilde kuracaksınız bilginin örgüt için yeterli kanaatine varıyorsunuz ama bunu bir ispat edin insanlarda silahlar çıkmış A, B, D, C peki diğer insanları bu konuda bilgisi var mı örgüt yöneticilerinin bilgisi var mı. değerli başkanım silahla elden ele gezmiyor bakın silahlar elden ele gezmiyor bir tane örnek verdim ben sadece size tahliye olan Gazi Kuvvai Milliye Pendik şubesinin silahını tamir için 3 günlüğüne, 5 günlüğüne Murat diğer Murat Çağlar’a vermiş onun dışında hiçbir silah sahibinden dışarı çıkmamış oysa örgütte silahlar gezer çünkü suç şebekesi, suç makinesi sürekli suç işlenecek örgüt ayakta kalacak silahlar ona verilecek öbürüne geçecek ama silahlar zaten tertemiz gezmemiş suç işlenmemiş silahlarla ama biz bunları örgüt silahı diyoruz teminlerinde de bireysellik var peki silah sahipleri örgüt yöneticilerine gelip bana silah temin edin silah verin demiş mi var mı böyle bir şey gitmişler şahsen kendi gayretleriyle oradan buradan temin etmişler ve uzun yıllardan bu yana bireysel ihtiyaçları nedeniyle uhdelerinde tutuyorlar buda çok önemli temin yöneticiden temin veya örgüt bulup üyeye verme örgüt yöneticileri veya silahtan sorumlu kişiler o silahları temin edip de üyelere dağıtsalar alın deseler şunlar örgüt silahı yine kabul edeceğiz örgüt silahı olsun ama böyle bir şeyde yok 7 Ocak 2009 tarihli 10: dalga operasyonunda ele geçen patlayıcılar içinde aynı şeyler söylenebilir bulunan patlayıcılar ile buradaki sanıkların hiçbir ilgisi yok o patlayıcılardan biz sorumlu tutulabilir miyiz 7 Ocak’ta bulunan bir takım patlayıcılar kimlerin ne şekilde ait olduğu belli değil çözüme kavuşmamış ama şu var sizler bizi yargılıyorsunuz o patlayıcılarla bizim bağlantımız var mı şu veya bu şekilde o bağlantılarında kurulması lazım o silahların bulunanlarında örgütsel silahı kabul edilebilmesi için böyle bir bağlantı yok ikinci iddianamede ben ikinci iddianamede böyle bir bağlantının kurulduğunu görmedim silahlarla kişiler arasında oradaki bir kişiyle buradaki bir kişi konuşmuş olabilir o konuşma örgüt bağlantısının dışında dostane bir konuşmadır. Orda örgüt bağını koyacak bir ilişkiyi mutlaka tespit etmek gerekir özetle ortada kati suretli şunu söyleyebilirim ki kesinlikle ve kesinlikle şurada yargılanan insanlarda örgüt silahı yoktur değerli başkanım silahlar bireyseldir bu bireysel silahları örgüt silahı çıkarıp masum insanlar aylardır, yıllardır burada yargılanıyor o kuvvetli suç şüphesi maalesef o 314’ten kaynaklanıyor başka bir şey değil ama onu çok iyi yorumlamanız lazım ara vereyim değerli başkanım”
Dostları ilə paylaş: |