T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə40/50
tarix26.08.2018
ölçüsü3,64 Mb.
#74819
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   50

Soruşturma kapsamında olan askeri eski personelin olay tarihinde İstanbul ilinde görev yapmadıkları ancak askeri eski personellerden, Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Orhan TUNÇ, Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK'ün değişik tarihlerde İstanbul il ve ilçelerinde görev yaptıkları, Ankara Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 Tarih ve 2008/303 S.Ö./91517240 sayılı yazılarından anlaşılmıştır.
Kriminal Daire Başkanlığı Bomba imha İnceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi irtibat Raporu sonucu, Tuzla ilçesinde yukarıda belirtilen olayda elde edilen (1) adet el bombasının,

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı (1) adet el bombası olduğu,

Fikret EMEK'ten elde edilen el bombalarından (1) adedin

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı el bombası olduğu tespit edilmiştir.
05-İstanbul ili Şişli ilçesi Merkez Mahallesi Prof. Nurettin ÖKTEN Sokak No:2 sayılı yerde faaliyet gösteren Cumhuriyet Gazetesi ön bahçesine 05.05.2006 günü (1) adet el bombası atılmış, el bombası patlamamış bilahare el bombasını atan şahıslar yakalanmıştır.

17.05.2006 tarihinde Ankara ilinde Danıştay'a yapılan saldından dolayı halen Ankara/Sincan F tipi cezaevinde bulunan Osman YILDIRIM isimli şahsın 12.03.2008 tarihinde Tanık olarak vermiş olduğu ifadesinde Cumhuriyet Gazetesine atılan el bombalannı Muzaffer TEKİN isimli şahıstan aldığını beyan etmiştir.



Soruşturma kapsamında olan şüphelilerden, Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Orhan TUNÇ ve Mahmut ÖZTÜRK isimli şahısların değişik tarihlerde İstanbul il ve ilçelerinde görev yaptıkları, Ankara Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 Tarih ve 2008/303 S.Ö./91517240 sayılı yazılarından anlaşdnuştjr.



Fikret EMEK'in, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile devre arkadaşı olduğu ve tanıdığı, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın 04.08.1987 - 01.08.1991 tarihleri arasında 4.ncü P.Tüm.55.nci Zh.A.l.nci. Mknz.P.Tb.K. Keşan/EDİRNE'de görev yaptığı, Fikret EMEK'in de 08.09.1986 - 12.06.1989 tarihleri arasında 4.P.Tüm.46.P.A.l.P.Tb.Hava Tk.K. Keşan/EDİRNE'de görev yaptığı, Ankara Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 Tarih ve 2008/303 S.Ö./91517240 sayılı yazılarından anlaşılmıştır.
Kriminal Daire Başkanlığı Bomba İmha İnceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi İrtibat Raporu sonucu, Şişli ilçesinde yukarıda belirtilen olayda elde edilen (1) adet el bombasının,

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı (1) adet el bombası olduğu,

Fikret EMEK'ten elde edilen el bombalarından (1) adedin

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı el bombası olduğu tespit

edilmiştir.
06-İstanbul ili Şişli ilçesi Merkez Mahallesi Prof. Nurettin ÖKTEN Sokak No:2 sayılı yerde faaliyet gösteren Cumhuriyet Gazetesi ön bahçesine 11.05.2006 günü (1) adet el bombası atılmış el bombasının patlaması neticesinde maddi hasar meydana gelmiş el bombasını atan şahıslar bilahare yakalanmışlardır.

17.05.2006 tarihinde Ankara ilinde Danıştay'a yapılan saldırıdan dolayı halen Ankara/Sincan F tipi cezaevinde bulunan Osman YILDIRIM isimli şahsın 12.03.2008 tarihinde Tanık olarak vermiş olduğu ifadesinde Cumhuriyet Gazetesine atılan el bombalannı Muzaffer TEKİN isimli şahıstan aldığını beyan etmiştir.

Soruşturma kapsamında olan şüphelilerden, Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Orhan TUNÇ ve Mahmut ÖZTÜRK isimli şahislann değişik tarihlerde İstanbul il ve ilçelerinde görev yaptıklan, Ankara Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 Tarih ve 2008/303 S.Ö./91517240 sayılı yazılanndan anlaşılmıştır.

Fikret EMEK'in, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile devre arkadaşı olduğu ve tanıdığı, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın 04.08.1987 - 01.08.1991 tarihleri arasında 4.ncü P.Tüm.55.nci Zh.A.l.nci. Mknz.P.Tb.K. Keşan/EDİRNE'de görev yaptığı, Fikret EMEK'in de 08.09.1986 - 12.06.1989 tarihleri arasında 4.P.Tüm.46.P.A.l.P.Tb.Hava Tk.K. Keşan/EDİRNE'de görev yaptığı, Ankara Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 Tarih ve 2008/303 S.Ö./91517240 sayılı yazılanndan anlaşılmıştır.


Kriminal Daire Başkanlığı Bomba imha inceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi irtibat Raporu sonucu, Şişli ilçesinde yukarıda belirtilen olayda elde edilen (1) adet el bombasının,

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı (1) adet el bombası olduğu,



Fikret EMEK'ten elde edilen el bombalarından (1) adedin

TAPA M 204 A2 KF-MKE-91 12-77 seri numaralı el bombası olduğu tespit




edilmiştir.

Kriminal Daire Başkanlığı Bomba İmha İnceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi İrtibat Raporu sonucu, aşağıda belirtilen olaylarda elde edilen bomba malzemelerinin Fikret EMEK'ten elde edilen bomba malzemeleri ile benzer oldukları tespit edilmiştir.

a) 20.10.2007 tarihinde Bursa Emniyet Müdürlüğünce İnegöl ilçesi Kemal Paşa
Mahallesi Yeşillik alanda bulunan bomba malzemeleri,

İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/5517 Soruşturma dosyasında halen devam etmekte olup, olayın faillerinin bulanamadığı, halen soruşturmanın devam ettiği İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2008 tarihli yazılanndan anlaşılmıştır.


b) Ankara Emniyet Müdürlüpnce yapılan "SAUNA OPERASYONU" sonucu
yakalanan Kasım ZENGİN isimli şahsın yer göstermesi sonucu ele geçirilen bomba
malzemeleri,

Ankara Emniyet Müdürlüğünce yapılan "SAUNA OPERASYONU" kapsamında yakalanan Kasım ZENGİN'in yer göstermesi sonucu, 18.02.2006 tarihinde Ankara ili Yenikent ilçesi Yenikent Mahallesi Yenikayı 7. Mevkii Çiftlik Sokak civan stabilize yol sonunda atıl durumdaki Ayaş Tüneli çevresi ve içersinde bomba malzemeleri elde edilmiştir.

Olayla ilgili davanın halen Ankara 11. A.C.M. 2006/109 Esas sayılı dosya ile devam ettiği anlaşılmıştır.
c) 22.06.2007 Tarihinde Bursa ili Osmangazi ilçesi Hacı İlyas Mahallesi Ulu Yol Tan
Sokak Güzeller İş Merkezi Kat:3/23 sayılı Muzaffer ŞENOCAK isimli şahsın işyerinde
bomba malzemeleri elde edilmiştir.

Muzaffer ŞENOCAKTn 24.06.2007 tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde söz konusu maddelerin kuyumculukta kullanılan maddeler olduğunu kendisinde numune olarak bulunduğunu beyan etmiştir.

Muzaffer ŞENOCAKTn yine aynı operasyon kapsamında yakalanan Fikret EMEK ile 2004 yılından beri tanıştıklan Fikret EMEK'in ortak olduğu Ankara ilindeki Odak Güvenlik Şirketinde bir müddet Muzaffer ŞENOCAKTn çalıştığı tespit edilmiştir.
d) 01.05.2008 Tarihinde, Mersin ili Mezitli ilçesi Davultepe'ye varmadan otobanın
kayalık çıkışından Bözön köyüne 1,5 km mesafede (Jandarma sorumluluk bölgesinde)
köylüler tarafından bomba yapım malzemeleri bulunmuştur.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2008 tarih ve Soruşturma No:2008/15366 sayılı yazılannda, soruşturmanın 2008/15366 soruşturma sayısı ile soruşturmanın halen devam ettiği bildirilmiştir.

Patlayıcı maddelerin hayvanlanm sulamaya götüren Erdal MAZLUM isimli bir şahıs tarafından Bozön köyü Eşek Yaylası Mevkii Mezitli Viyadüğü altında görülmesi üzerine alarak Bozön köyündeki evine götürmüş ve Jandarmaya haber vererek patlayıcı maddeleri teslim ettiği tahkikat evraklanndan anlaşılmıştır.

Bursa ili İnegöl ilçesi yeşillik alanda bulunan, Ankara ilinde Sauna operasyonu sonucu Kasım ZENGİN isimli şüpheliden elde edilen, Muzaffer ŞENOCAK'tan elde edilen ve Mersin ili Mezitli ilçesinde elde edilen bomba yapım malzemeleri ile Eskişehir ilinde Fikret EMEK'ten elde edilen bomba yapım malzemelerinin benzerlik gösterdiği Kriminal Daire Başkanlığı Bomba İmha İnceleme Şube Müdürlüğü Bomba Bilgi Merkezi İrtibat raporlanndan anlaşılmıştır.



"ERGENEKON" ve "LOBİ" dokümanlarında belirtilen hususlardan ve elde edilen diğer delillerden "ERGENEKON" terör örgütünün şu prensiplerle hareket ettiği anlaşılmıştır.


01- Gizlilik Prensibi:

ERGENEKON terör örgütünün en temel ve vazgeçilmez prensiplerinden birisi GİZLİLİK prensibidir. Hatta bu prensip örgütün reorganizasyon çalışmasını oluşturan ERGENEKON dokümanında "GİZLİLİK PRENSİBİ" başlığı altında vurgulanarak belirtilmiştir. Bunun yanı sıra bu prensip neredeyse hemen hemen tüm örgüt dokümanlarda da belirtilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla örgütün GİZLİLİK PRENSİBİNE verdiği önem öncelikle örgütsel dokümanlardan açıkça anlaşılmaktadır.

Zaten ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ örgütün yapılanmasını, stratejilerini, yöntemlerini ve her türlü prensiplerini öncelikle örgüt dokümanlarında belirttiği, sonrasında da bizzat hayata geçirerek uygulamaya koyduğu görülmüştür.

Dolayısıyla burada da öncelikle örgüt tarafından kararlaştırılan ve örgütsel dokümanlarda açıkça belirtilen GİZLİLİK prensipleri anlatılacak hemen akabinde de örgütün GİZLİLİK prensibini bizzat nasıl uyguladığı anlatılacaktır.


Örgütün anayasasını teşkil eden "ERGENEKON" dokümanında, "GİZLİLİK PRENSİBİ" başlığı altında; "...Sağlıklı ve güçlü bir istihbarat örgütü, ülkesinin bağımsızlığına yönelik iç ve dış tehditleri önceden tahmin edebilir ve önleyebilir. Ülkenin ekonomik ve sosyal kararlılığının istikrarını sağlar. Bunlan başarabilmesi için ise gizlilik ön koşuldur. Enformasyon gizliliğinin çok kritik olduğunun bilincine vanlabilmesi çok büyük önem taşır..."

"...Uydular aracılığı ile yerkürenin herhangi bir yerinde, sokaktaki bir insanın yüzünün belirlenebildiği, izlenebildiği bir dünyada gizlilik prensipleri çok daha büyük önem kazanmıştır..." denilmiştir.

Aynı dokümanda; "KONTROL DAİRESİ" başlığı altında; "...Bu dairenin varlığından Ergenekon örgütü başkanından başka hiç kimsenin bilgisinin olmaması gerektiği..." belirtilerek gizlilik prensibine ne kadar çok önem verdikleri anlaşılmaktadır.

Yine aynı dokümanda "MERKEZ YÖNETİM" başlığı altında, önce örgütün yapılanmasından bahsedildiği, devamında da "Bu ünitelerin komutan ve başkanlannm birbirlerini tanımalannda hiçbir sakınca olmadığı, fakat birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlannı bilmemeleri gerektiği, bu (6) ünitede görev alacak ajanlann kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanlan dışında diğer üniteler ve personel ile hiçbir şekilde irtibat kuramamaları gerektiği,

Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olması gerektiği, aksi halde başansız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerin korunmasının sağlanamayacağı ve örgütün kendisini riske atmış olacağı" belirtilerek özellikle örgütün üst düzey yöneticilerinin deşifre olmasını engellemek için çok katı tedbirler geliştirdikleri anlaşılmaktadır.
"LOBİ" isimli dokümana bakıldığında ise; "GİRİŞ" Başlıklı 1. bölümün içeriğinde; (sözde) Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon'a bağlı sivil unsurlann örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetinde "LOBİ" adı verilen "gizli örgütsel" çalışma ile yapılacağı bildirilmiştir. Bu noktada birçok Avrupa ve Amerika ülkesi örnek verilmiş ve sayılan giderek artan "sivil toplum örgütleri" "vakıflar" "insani yardım kuruluşlan" "P-2 Mason Locası, Bilderberg Grubu" gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin yürütüldüğü belirtilmiştir.

Aynı dokümanda "POLİTİKA" başlığı altında; Lobi'nin prensibi olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içersinde yer almaması gerektiği, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlannm etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği belirtilmiştir.

Aynı dokümanda "YÖNTEM" başlığı altında; "...Lobi'nin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalmmahdır..." denilerek gizlilik prensibi açıkça belirtilmektedir.

Aynı dokümanda "KADRO" başlığı altında ise; "...organizasyonun merkezinde görev alacak beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, Ergenekon tarafından belirlenerek atanmalıdır.... böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır..." denilmektedir.


Soruşturma dosyasındaki delillerden örgütsel dokümanlarda açıkça belirtilen GİZLİLİK PRENSİBİNİN çok iyi uygulandığı, ERGENEKON GİZLİ yapılanmasının LOBİ yapılanmasından aynldıği ve aradaki ilişkiyi KÖPRÜ PERSONELİN sağladığı, LOBİ yapılanması içersinde de HÜCRE yapılanmasının oluşturulduğu ve hücrelerdeki örgüt mensuplannm diğer hücrelerden haberinin dahi olmadığı anlaşılmıştır.
02- Örgüt İçi Denetleme Ve Kontrol Prensibi:

ERGENEKON Terör Örgütü'nün oluşumuna bakıldığında hiyerarşik bir yapıya sahip olduğu ve bu hiyerarşik yapı içersinde de sıkı bir denetim ve kontrol mekanizmasının olduğu, bu prensibinde yine örgütün anayasasını oluşturan ERGENEKON dokümanında açıkça belirtildiği görülmüştür.


"ERGENEKON" dokümanında, "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında; "...örgüt elemanlanndan sağlanan bilgiler, yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere sızdınlan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar. Bunlar kontrol dışında kalan kanlardır. Bu nedenle sürekli kontrol edilmeli, denetlenmeli ve sıkça motive edilmelidir." denilmektedir.

"MERKEZ YÖNETİM" başlığı altında; "...6 ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutanı ve başkan asistanlan dışında diğer üniteler ve personel ile hiçbir şekilde irtibat kuramamalıdır..."

"EĞİTİM" başlığı altında; "...Kullanılacak her ajan eğitimden geçirilmelidir... Eğitim veren eğitmenlerin raporlan titizlikle incelenmelidir. Böylece, gelişim ve etkinlik düzeyi artınlırken personel kontrol altında tutularak güvenlik sağlanacağı gibi, personel sıkça motive edilmiş olacaktır."
"LOBİ" isimli dokümana bakıldığında ise; "POLİTİKA" başlığı altında; "...Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak." denilmektedir.

"MERKEZ" başlığı altında; "...Lobi'nin merkezinde görev alması için, Ergenekon tarafından atanmış güvenilir beş sivil yönetici bulunacaktır.. .Yönetici personelin görevi birimlerin oluşturulması ve birimlerin sağlıklı, düzenli ve etkin biçimde işleyişini sağlamaktır." denilerek, örgüt üyelerinin kontrol altında tutulmasına verdikleri önem açıkça ortaya konmaktadır.

Örgütün mevcut yapısı içersinde örgüt içi bir denetim mekanizmasının olduğu, bu denetimin örgüt içersinde rekabet ve yanşmayı beraberinde getirdiği, özellikle örgüt yöneticilerinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bir dönem örgütün üst düzey yöneticilerinden Doğu PERİNÇEK'in yanında Ulusal KANAL da ve Aydınlık dergisinde çalışarak gerekli denetim ve kontrolü sağladığı, bu nedenle offîke, yönelik operasyonlardan

sonra Doğu PERİNÇEK grubuna bağlı Aydınlık dergisinin Mehmet Zekeriya ÖZTÜRKTe ilgili "MİT elemanı olduğu" yönünde haberler yaptığı, diğer taraftan örgütün MAFYA ve Sivil Toplum Örgütleri yapılanmasında görev alan Semih Tufan GÜLALTAY'ın Fikri KARADAĞ liderliğindeki Kuvayı Milliye yapılanması hakkında yazdığı raporunda örgüt içi denetim ve kontrol mekanizmasını açıkça ortaya koyduğu, örgüt içersinde denetim ve kontrolü ortaya koyan başka örneklerinde olduğu fakat burada örgütün söz konusu prensibi bizzat kullandığını ifade etme adına bu kadar belirtilmekle yetinileceği


03- Örgüt içi cezalandırma ve Örgütten ayrılanı infaz etme prensibi:

Dünyada terör örgütlerinin en temel ve acımasız özelliklerinden birisi de örgüt içi cezalandırma ve infaz prensibidir. Hatta bu durum birçok MAFYA gruplarında da görülmektedir. Terör örgütleri ve Mafya grupları, örgütten kopmaları engellemek, örgüt içersinde yanlış yapan ve ihanet eden yada bu duruma teşebbüs eden mensuplarını korkutmak, yıldırmak, sindirmek ve gözdağı vermek için örgütü içi cezalandırma ve infaz prensibini kullanırlar.

İşte hem Terör örgütlerini hemde Mafya gruplannı bünyesinde banndıran ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ, bir taraftan örgüt içersinde her türlü denetim ve kontrolü sağlarken, diğer taraftan da örgütten kopan, aynlan yada ihanet eden hiçbir mensubunu kesinlikle affetmediği ve cezalann en acımasızı olan ölümle cezalandırdığı, hatta bu prensiplerini de örgütün anayasasını teşkil eden ERGENEKON dokümanında açıkça belirttiği görülmüştür.

"ERGENKON" dokümanında "KONTROL DAİRESİ" başlığı altında; "...bu daire içerisinde görevli ajanlann bir görevi de; karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykın hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir..." denildiği,

"DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI-MASTER PLAN" isimli dokümanın "Yapılanmanın temel felsefesi" başlığı altında ise; "...PYK üye sayısı (?) dir. Üye sayısı artmlamaz. Üyeler değiştirilemez. Vefat halinde yeni üye oybirliği ile seçilir. Kabul töreninde ritüel uygulanır. İhanet ve ayrılmak ancak hakka teslimiyet ile olur." denilerek örgütün cezalandırma ve infaz prensibinin iki ayn dokümanda açıkça belirtildiği görülmektedir.
04- Örgüte temin edilecek eleman profili prensibi:

"AJAN" veya "ELEMAN" olarak adlandmlan örgüt üyelerinin profili nasıl olmalıdır? Bu soru yanıtını yine Ergenekon Terör Örgütü'nün anayasasını teşkil eden ERGENEKON dokümanı ile LOBİ dokümanında bulmak mümkündür.

ERGENEKON terör örgütünün günümüzdeki mevcut yapısına bakıldığında, birçok örgüt mensubunun örgütsel dokümanlarda belirtilen eleman profili ile uyumluluk gösterdiği anlaşılmaktadır.



"ERGENEKON" dokümanında "KAPSAM" başlığı altında; "...Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bağımsızlığı üzerinde oynanan sinsi/çok emeli oyunlann analizinden yola çıkılarak, 21. Yüzyıl da yepyeni bir yapılanma ile değerli TSK mensuplannm yanı sıra, sivillerden de sonuna değin yararlandması gereği ve zorunluluğuna yer verilmiştir..." Örgütün günümüzdeki mevcut yapısına bakıldığında bir kısım örgüt mensuplannm bir dönem Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapmış kişilerden oluştuğu, bir kısmının ise tamamen SİVİL şahıslardan oluştuğu görülmektedir.

birçok gazeteci-yazar ve öğretim görevlisinin varlığı ERGENEKON terör örgütünün gerçektende entelektüel kesimden ne şekilde yararlandığını açıkça göstermektedir.

"ELEMAN VE ORGANİZASYON" başlığı altında; ".. .örgüte kazandırılacak elemanlara hiçbir zaman sonsuz bir güven duyulmaması, istihbarat sanatının bir gereğidir. İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik ve ideoloji açısmdan, örgüt ideolojisi ve amaçlarına en yakın uygunluk gösterenler tercih edilmelidir..." denilmektedir. Örgütün günümüzdeki mevcut yapısı içersinde bulunan çıkar amaçlı suç örgütü mensuplan ve suikast timlerinde görev alan şüpheliler illegal çevrelerden temin edilen örgüt mensuplannı ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan ERGENEKON dokümanında eleman profili ile ilgili olarak, "GENEL DURUM VE SORUNLAR" başlığı altında; "..Ergenekon bünyesinde yurtdışında eğitim görmüş personel bulundurulmaması zorunluluğu vardır..."

"GENEL DURUM VE SORUNLAR" başlığı altında; "...ordu birlikleri içinde yer alan askerler ile üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören gençler, yararlanabilecek pozitif kaynaktır.."

"AJAN PROFİLİ" başlığı altında ise; "...gençlerden seçilmiş yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur. Doktorlar, avukatlar, psikologlar vb. gibi. Çünkü bu gruba girenler, toplumun her kesiminden insanla temasta olduklan görülecektir." denilmektedir.
"LOBİ" isimli dokümanda "KAPSAM" başlığı altında; "...Üniversite gençliğinin yanı sıra, büyük kentlerin varoşlannda ve Güneydoğu Anadolu da boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençliğin örgütlenerek, ulusal çıkarlar doğrultusunda toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik alanlarda motive edilmeleri ve topluma kazandınlmalan sanıldığının aksine oldukça kolaydır..."

"ELEMAN PROFİLİ" başlığı altında; Lobi örgütlenmesi içersinde yer alacak elemanlann çağa ayak uydurabilecek donanım, bilgi ve deneyimine sahip olması gerektiği, özellikle sistemle barışık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişiliklerden seçilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Örgütün günümüzdeki mevcut yapısı içersinde yer alan şüphelilere genel olarak bakıldığında, belirtilen tüm bu özelliklerin bizzat uygulanmaya çalışıldığı ve örgütün belirlediği yöntem ve prensiplerle örgüte adam kazandınldığı görülmüştür.


05- Telefon dinlemelerine karşı tedbir alma prensibi:

ERGENEKON Terör Örgütü, gerek örgütsel faaliyetlerini yerine getirmede gerekse kendi aralanndaki her türlü ilişki de, özellikle gizliliğe önem vermekte, bu bağlam da teknik takip faaliyetlerine karşı olabildiğince tedbirli davranmaktadırlar.

"Gizlilik Prensibi" başlığı altında da değinildiği gibi, örgüt üyeleri mevcut teknolojik gelişmeler karşısında özellikle telefon dinlemelerine karşı azami dikkat ve özeni göstermektedirler.

Örgütün üst düzey yöneticilerini oluşturan İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK'e bakıldığında, yapılacak herhangi bir teknik takibe yakalanmamak için bu güne kadarki hayatlannda kesinlikle cep telefonu kullanmadıklan görülmüştür.

Bunlann yanı sıra diğer örgüt üyeleri de cep telefonu kullanmış olsalar da mümkün
mertebe az konuştuklan, konuşmak durumunda da kaldıklannda da suçluluk psikolojisi
içersinde telefonlannm dinleniyor olabileceğini düşündükleri ve bu konuda birbirlerini
uyardıklan, yinede konuşmak durumunda kalırlarsa şifreli konuşmaya çalıştıklan, hatta bir
kısım örgüt mensuplannm sabit telefonda da konuşnaayrp MSN yolu ile iletişim sağladığı
görülmüştür. J

Hatta bir kısım örgüt mensuplannm suçluluk psikolojisi içersinde daima izleniyor psikolojisi ile hareket ettikleri ve bu nedenle sık sık evhamlana kapılıp meskenlerinde gizli izleme cihazı taraması yaptırdıklan, örgüt yöneticilerinin de aynı psikoloji içersinde bu konuda şikayeti olan örgüt mensuplanna gerekli yardımı sağladığı görülmüştür.

Örgüt mensuplannm kendi aralannda yaptıklan telefon konuşmalannda bu hususlan açıkça ifade ettikleri görülmüş ve doğruluğunu ifade etmek için bir koç örnek verilmiştir.
Şüpheli Sevgi ERENEROL ile Müge TEKİN arasındaki 09.01.2008 günü saat:12.28'de ki telefon görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "İyiyim sağol iş yerindeyim evdeysen sabitten konuşalım" diyerek olası telefon dinlemesine karşı önlem aldığı,
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ ile Serdar...? arasındaki 14.11.2007 günü saat: 12.09 sıralannda yaptıklan telefon görüşmesinde, SERDARTn "Yok söyleyemem kesinlikle söyleyemem ama sabit telefondan ararsan veya verirsen sabit telefonda söylerim" diyerek telefon dinlemesine kanşı tedbir aldıklan,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ/'Kerem arasındaki 18.11.2007 günü saat: 18.17 sıralannda yaptıklan telefon görüşmesinde;

Kerem' in "Abi şimdi telefonlar dinleniyormuş onun için ben çok rahat konuşamıyorum" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün ".. çok doğru ... şey yapmıştım., dediği,


Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ ile Kerem DOKSAT arasındaki 27.11.2007 günü saat: 00.50 sıralanndaki telefon görüşmesinde özetle; Güler'in ".. bu aşağılık, işte Memlekette telefonun dinleniyor. Evim dinleniyor. Kerem bunlar bi şaka değil bak." dediği. Kerem'in "Ne yapmaya çalışıyorlar?" dediği, Güler'in "Boşver bunlan şimdi söyleyemem. Söylersem yani yapacaklarıma engel olur" dediği,
Şüpheli KEMAL KERİNÇSİZ ile Atila AKSU arasında 03.12.2007 tarihinde saat: 21:57 sıralannda ki görüşme de;

Atilla AKSUNUN bir takım dosyalan Kemal KERİNÇSİZ'e iletmek istemesinden bahsettiği, Kemal KERİNÇSİZ'in; "Eyi sen bana telefonda söyleme de ben sana göndereyim" şeklinde Atilla AKSU'nun fazla ileri gitmesini engellemek için susturduğu adı geçen dosyalan aldırmak üzere birini göndereceğini beyan ettiği,


Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile Ali TURHAN arasındaki 26.12.2007 günü saat: 16.21 de ki telefon görüşmesinde; HAYRETTİN'in "Abiciğim dün o konuştuğumuz konu vardı ya şey" "Abi telefonda söylemiyim size ya" dediği, ALİ'nin "Tamam, beni sabit telefondan ararız konuşuruz" dediği,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile Hakan..? arasındaki 31.12.2007 günü saat.T3.22 sıralannda ki telefon görüşmesinde; H.ERTEKİN' in "Yav ha yav ben seni bi numaradan arayacağım ama sabit numaran yok mu?" dediği, HAKAN' m "Sabit inan yoktur abi ya"

dediği,
Şüpheli M.Fikri KARADAĞ ile Ferahi SES arasındaki 02.09.2007 günü saat:17.29'da ki görüşme de; M.F.KARADAĞTn "öyle dicem tabi canım, öyle dicem, telefonlar dinleniyor..." dediği, FERAHİ'nin "senin sakıncan olduğun için asla yapmıcam o işi" diyerek açıklamadığı bir konuyu yapmayacağından bahsettiği, M.F.KARADAĞ'ın da "Tamam tamam, telefonda olmaz." "özel hattan arayacam.seni sonra." dediği,



Şüpheli M.Fikri KARADAĞ'ın Kahraman ŞAHİN ile 06.05.2007 günü yaptığı telefon görüşmesinde; Kahraman'm "Çok yeni ve taze haberlerim var baba." "Telefonu biliyorsun." "Geldiğin zaman görüşelim." dediği,

Şüpheli M. Fikri KARADAĞ'ın Niyazi KIYAK ile 09.08.2007 günü yaptığı telefon görüşmesinde; M. Fikri'nin "Niyazi sivil hattan arıyorum oğul." "sivil hattı açık tut." dediği,

Şüpheli Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasında 13.10.2007 günü saat:00.24 de yaptıklan görüşmede; Bir süre çeşitli konulardan bahsettikten sonra görüşme yapacaklan telefonlarla ilgili Selim'in "Numaramı şu an hiç kimse bilmez. 0542'liden de arama." "Sakat onu kullanmıyorum mimli." dediği,


Şüpheli Kahraman ŞAHİN ile Niyazi...? ve Nail...? arasındaki 30.07.2007 günü Saat:13.25'te yapılan görüşmede; Niyazi'nin "bu telefonların dinleme olayıyla ilgili bir çalışma yaptım da, bizim bir gazeteci arkadaş var" "O açıklamayı da yapacaz. Önce senle bi görüşelim, netleştirelim olayı tamam. Ben kesin tespit ettirdim." "özellikle 7 hat kesin dinleniyo" dediği.
Şüpheli Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR ile Recep Galip SİPAHİOĞLU arasında 31.10.2007 günü saat: 18.32 de gerçekleşen görüşmede;

Oğuz'un "Abi şeyler var şimdi. Burayı derneğin adını temizlemek için, anlıyor musun beni?" "Bir takım çalışmalar. Telefonda konuşmayalım sonra konuşurum seninle" dediği tespit edilmiştir.


Kısaca değinilen örneklerden de anlaşılacağı gibi örgüt üyelerinin kendi aralannda ki telefon görüşmelerinde gösterdikleri bu dikkat bu prensibin, örgütün karakteristik özelliğini ve varlıklannı devam ettirmede vazgeçemedikleri bir prensip olduğunu ortaya koymaktadır.
Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin