KEMAL SEVEN: (52.50-52.53) Sorum olacak
X4 ERKEK: (52.53-52.53) Buyurun
KEMAL SEVEN: (52.53-54.03) Şimdi sosyal demokrat akıma baktığımızda kapita Marks öncesi sosyalizm komünizm anlayışı öncesi çok çok öncesi gelişmeler var ve öngörüler var Marks la beraber diyelim ki sosyalist öngörü ve sonuçta ..(anlaşılmadı).. falan komünist anlayış öngörülüyor ve mesela günümüze geldiğimizde bizim paradigmamızda bir demokratik inşa sonrasında demokratik konfederalizm ve demokratik özerklik ..(anlaşılmadı).. var yani ön görülen ..(anlaşılmadı).. olarak ön görülen şimdi bunu da kapitalist anlayışta hani kesinlikle kapitalizm içermiyor bu algısından yola çıkarak nasıl bir öngörü yok yani bi el yordamıyla gidiş varda tesadüfi bir sonuca mı ulaşılıyor kapitalist sistemde yoksa süreç içerisinde mesela fetihler işgal edip ordaki insanların dinini işte inancını fikrini değiştirme gayretleri vesaire sömürme istekleri kapitalizme giden bir yol değil mi öngörü değil mi bi sistematiği yok mu burada
X4 ERKEK: (54.04-57.23) Yani şöyle bişeydir ..(anlaşılmadı).. kadar o Yunanistan ın aydınlanma ..(anlaşılmadı).. o dönem insanlarının öngörüp de işte biz bunları bunları bunları yapalım işte ilerde kıtalar keşfedilecek coğrafyalar işgal edilecek onlar üzerine değer yargıları sömürülecek ve bugün ki Avrupa oluşacak mantığıyla mı yapıldı yoksa dönemin koşulları gereği o insanların o ..(anlaşılmadı).. sürdürebilmeleri mesela otoritelerini hakim kılabilmek için birbirleriyle koşullanan bir yarış içerisine girmekten mi oldu yani bu anlamıyla şimdi ki kapitalizm tam tamlanarak mı yapıldı sorulmak istenen biraz budur yani tasarım denge önce formu koruyup ondan sonra bu forma göre uygarlıkların gelişme durumuna göre mi kendini şekillendirdi yoksa şekillenen bir tarihsel akış var bu akışlar içerisinde tarihte geldiği yere yani olması gereken olması gerektiği ön görülen yerlere mi oturuyor yani ön görü yok mesela şu vardır sosyalizm de elbette Marks tan önceki sosyalistler var ama en büyük özelliği neydi Marks ın en büyük özelliği sosyalist düşünceyi sosyalizmi forma kavuşturup biçime kavuşturmak değil mi daha somutlaştırarak bunun o ütopik sosyalistlerden farkı somutlaştırıp koşullarını analizlerini yapıp belgelendirmesi ama şunu mesela Sokrat uç bi örnek Sokrat ..(anlaşılmadı).. mesela Marks ın ee şeyinde devrim tarihine göre normalde devrimin İngiltere de olması gerekmiyor mu ..(anlaşılmadı).. gerekiyor ama İngiltere ye çok çok uzak toplumsal form olarak kapitalizm ..(anlaşılmadı).. soradan toplum özelliklerinden kopuk yaşarken onu ..(anlaşılmadı).. bu Marks ın o zaman şeyine teorisine ha var mı gerçek değil ama teorik gerçekliğini korur dolayısıyla yani ..(anlaşılmadı).. olduğu için öngörülen tasarlanmadan yapılan bir çok şey aslında öngörüleri ..(anlaşılmadı)..biliyor fakat sosyalizm ..(anlaşılmadı).. e şimdi birden yani şuanda yarın kalkıpta yarın tutupta ..(anlaşılmadı).. modelinize yaşam tarzınıza ana hatlarıyla sosyalist ..(anlaşılmadı).. kalmıyor mu sosyalist bir düşünce sosyalist bir yaşam kültürüyle kendimizi şekillendirmeye çalışmıyor muyuz ha bunu daha iyi daha güzelce yaşanılabilir bir model olmaktan ..(anlaşılmadı).. modeli kuruyor o anlamıyla insanlık bu gelişmeleri yaparken önceden tasarlanmış bir şekilde değil ..(anlaşılmadı).. su akar yatağını bulur biraz o mantıkla oluyor zaten birazdan görecez bu koşulları biraz daha somutu işte bu devrimlerin bu devrimlere yani bu gelişmelerin yarattığı olguları daha ayrıntılı görecez şimdi bir yemek arası verelim aradan sonra devam ederiz
4. DERS Y11 BAYAN ŞAHIS : (00.00-00.03) …(anlaşılmadı) ders programı yapıyor da…
X4 ERKEK ŞAHIS : (00.03-00.04) (…anlaşılmadı) Ortadoğu.
Y11 BAYAN ŞAHIS: (00.04-00.08) Ortadoğu diye yani genelde Ortadoğu olmuyorsa
X4 ERKEK ŞAHIS: (00.09-00.41) Ortadoğu ayrı verilecek de. Tarih öyle bir şey ki iç içe. Birbirinden bağımsız ele alamıyorsun. Sonuçta etkileşimi var birbiriyle, şeyi var hani biz tarihi değerlendirirken dönemler halinde değerlendiriyoruz.(… anlaşılmadı.) ondan sonra (…anlaşılmadı) Kapitalist dönem, (…anlaşılmadı) dönemlerin özellikleri bu da o anlamıyla o Kapitalist dönemin oluşturduğu Avrupa’nın şekliye ilgili Avrupa sisteminin kurumlaştığı dönemlerdir.
Y11 BAYAN ŞAHIS: (00.41-00.41) Anladım.
X4 ERKEK ŞAHIS: (00.42-04.10) Arkadaşlar şöyle bir şey var, devrimler süreci denilen sürece gelinceye kadar devletlerin alt yapısını oluşturan sosyolojik (…anlaşılmadı) sabah geldiğimizde. (…anlaşılmadı) yeni yaşam koşulları, yeni yaşam formları artık insanlık, insanlık tarihi için bir zaruret noktasına geliyor.Devrimler süreci diye de nitelendirilen 1640 İngiliz Devrimi, işte Amerikan Devrimi, Fransız Devrimi bakıldığında tam şeyden değerlendirmemiz çok gerçeğe uygun olan noktadır. Batı üretim çeşitlerinin (…anlaşılmadı) sonucu şekillendiği oluşan devrimlerdir denilse doğrudur ama eksiktir. Tam Batı üretim çeşitleri değil. Batı üretim çeşitlerini (…anlaşılmadı) zihniyet yapısını şekillendiği varyanttır. Zihniyet yapısının şekillenmesi nasıl oluyor işte daha özgür, daha iradeli, düşünebilen, bunu topluma yayan, toplumu daha sorgulayan, güncelleyen bu anlamıyla din olgusunu daha önceki toplum formlarına göre bugünkü toplum formunda daha farklı bir yere getiren. (…anlaşılmadı) yine Akademilerin, Üniversitelerin kurulup üniversitelerde yeni bilim dallarında etkin uzmanların yetiştirildiği, yeni bir yani sistemin kadrolarının yetiştiği eğitim merkezlerin olduğu, artı felsefi düşünce tarzında yeni (…anlaşılmadı), yeni yasacıların ortaya çıkıp bunun toplumlaşması yani bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu süreçlere gelince artık bu süreçler tam lokal bir kıtlık olarak değerlendirilmekte ve de arkasına böylesi bir tarihi gerçekliği alaraktan şekilleniyor ve ana hatlarıyla 1640, 1600 yıllarından sonraki ana şeylere bakıldığında artık ana hatlarıyla devrim, devrimden öte şey devrimi mesela Amerikan Devrimi. Amerika ne yaptı da devrim oldu? Soruyorum, Amerikan ne yapıyor? Devrim demek gidip bir yerin, yani burdaki kavramlar sanırım biraz anlamlarına yönelik kavramlar olmamış. (…anlaşılmadı) gözden geçirilmesi gerekiyor çünkü insanın şemasını alt üst ediyor. Şimdi devrime biçtiğimiz anlam nedir? Devrim bir yerde var olanın yıkıp yeni bir düzen kurabilme. Bu ilerici gerici fark etmez. Şimdi Amerika Devrimi değil, Amerikan barbarlığıdır. Bir laf vardır: Amerika Avrupa’nın sokak serserilerinden oluşan bir, bir topluluktur. Avrupa’nın iş gücü noktasında işsizleri, güçsüzleri, serserileri…
X20 ERKEK ŞAHIS: (04.10-04.11) (…anlaşılmadı)
X4 ERKEK ŞAHIS: (04.12-04.56) Toplumun iş gücü donuk olan kitlesinin bir anda Avrupa’nın kapısından başka yere sürgün (…anlaşılmadı). Şimdi o kalkıp giderken gidip yeni bir kıtada, tarihi eski olan bir kıtada eski değerler üzerine (…anlaşılmadı) sömürürken bir düzen kuruyor. Bu düzen, bugün (…anlaşılmadı) olan istediği kadar (…anlaşılmadı) ölçüsü modernite değildir. Modernite olmadığı gibi devrim veya devrimsel (…anlaşılmadı) kastettiğimiz kavramla buradaki kavram (…anlaşılmadı) Buyrun.
X20 ERKEK ŞAHIS: (04.59-06.13) ..(anlaşılmadı) Amerikan Devrimi (…anlaşılmadı) Ve burda bir zihniyetten başka bir zihniyete geçiş süreci vardır. İşte o Sanfransiskonun tam olarak bilmiyorum oranın kendi içerisinde orjinal yapılanması vardır. (…anlaşılmadı). Ve o devrim şimdiki birleşik devletler temelini attı.Yani ayrı ayrı devletlerin kendini var etmesinin temelini attı.
X4 ERKEK ŞAHIS: (06.13-06.17) Orda bir şey vardır (…anlaşılmadı)
X20 ERKEK ŞAHIS: (06.15-06.30) (…anlaşılmadı) Avrupa nın (…anlaşılmadı) o dönemin egemenleri ile geçinemeyen insanları da ciddi anlamda (…anlaşılmadı)
X4 ERKEK ŞAHIS: (06.35-07.12) Yani sömürgecilik (…anlaşılmadı) Fransız Devrimine biçtiğimiz anlamla değil tabi, İngiliz Devrimine biçtiğimiz anlamla Amerikan Devrimini aynı kefeye koyamayız.
X20 ERKEK ŞAHIS: (07.13-07.20) Bir değil doğrudur ama tekrar söylüyorum bir egemenlikten kurtulma kendini özgürleştirme süreci vardır. (….anlaşılmadı)
Y12 BAYAN ŞAHIS: (07.20-07.33) O zaman (…anlaşılmadı) Ordaki halkları tekrar (…anlaşılmadı)
X4 ERKEK ŞAHIS: (07.33-07.36) Evet ordaki halkın kurtuluşu, halkın saadeti, mutluluğunun devamı için değil.
Y12 BAYAN ŞAHIS: (07.37-07.37) Değil
X4 ERKEK ŞAHIS: (07.37-07.43) O diyor ki ben bu halkın (…anlaşılmadı) diğeri diyor yok ben (…anlaşılmadı)
Y12 BAYAN ŞAHIS: (07.43-07.43) (..anlaşılmadı)
X4 ERKEK ŞAHIS: (07.44-19.16) Ama Fransız Devrimine baktığımızda Fransız Devriminin karakteri niteliği çok çok (…anlaşılmadı) yani bir sistem çöküyor yerine yeni bir sistem zihniyet getiriyor ve bu zihniyet burjuvaziyi de etkileyerek yeni bir toplumsal form yaratıyor. Bu anlamıyla bu şey biraz kafamı karıştırdı diğer İngiliz Devrimi yani sonuçta sanayinin geliştiği (…anlaşılmadı) fabrikanın geliştiği bu anlamıyla (…anlaşılmadı) daha keskin olarak sınıfların ayrıldığı yani bir (…anlaşılmadı) geliştiği, işveren-işçi-patron (…anlaşılmadı) geliştiği artık bu noktada (…anlaşılmadı) olan ilişkilerin daha iyi yaşam koşullarından tutalım her türlü noktadaki hak ve taleplerinin bir şeyi olarak (…anlaşılmadı) o anlamıyla (…) Daha önceki Rönesans ve reform hareketlerinin burjuva sınıfı esas aldığını söylemek büyük bir aldatmadır. Burjuva yükselirken (…anlaşılmadı) olarak başka bir şeye dönüşüyor (…anlaşılmadı) Şimdi arkadaşlar bu sürece gelince önemli bir husus olacaktır. Şehirler olsun devletler yavaş yavaş şekilleniyor arkadaşın da daha önce de belirttiği gibi …. Artık sermayenin daha rahat dolaşma… bu anlamıyla sermaye, sermaye katma olgusu değişirken (…anlaşılmadı) halkların emekleri üzerine (…anlaşılmadı) büyüyor. (…anlaşılmadı) en büyük özelliklerinden biri nedir uzun bir (…anlaşılmadı) farklı bölgelerden getirilip (…anlaşılmadı) sistemin daha modern köleleri yapabilmek (…anlaşılmadı) fabrika ekseninde şehirler oluşuyor, şehirler oluşuyor dolayısıyla yeni dönemin, bu dönemin en büyük özelliği yeni çağda artık fabrikalar kuruluyor. İnsanlar artıyor fabrikalar ekseninde etrafında (…anlaşılmadı) şehirler oluşumu da biraz (…anlaşılmadı) en basit örnek 1980 li, 70 li yıllarda İstanbul’un durumunu düşünelim. Bölgedeki, taşradaki insanlar kendi daha iyi yaşayabilme adına İstanbul’a geliyor. Şimdi İstanbul’a geldikleri zaman … yoktu. Şimdi göç edip gelen insan fabrikada çalışacak fabrikada çalışabilmesi için fabrikanın yakında bir yerde ikamet edebilmesi gerekir. Ne yapıyor fabrikanın yanına bir ev kuruyor. İki ev oluyor, üç ev oluyor, dört ev oluyor fabrika ekseninde bir şehir oluşuyor. Dolayısıyla masraf en aza indirilip en kısa sürede en fazla işi yapma (…anlaşılmadı). Bu şehri oluşturuyor. Birçok yerde de 18. Yüzyıla gelindiğinde (…anlaşılmadı) şehir oluşumunda daha çok işçi kesiminin (…anlaşılmadı) iş merkezleri, iş olanakları olduğu yerde (…anlaşılmadı) ve bu noktada yeni şehirler oluşuyor. (…anlaşılmadı) Zaten şehirleri oluşturup fabrika çarkını işletecek işçiye ihtiyaç var. İşçinin 17-18 saatini alıyor. Seri üretim (…anlaşılmadı) fabrikaya geçilmiştir dolayısıyla en kısa sürede en ucuz iş gücü nasıl elde edilir bunun arayışı içerisinde ve bu noktada yeni bir arayış (…anlaşılmadı) artık bir işçi 18 saat çalışarak 5 milyon kazanıyorsa fabrika sahibine 50 milyon kazandırıyor. Bir işçi de bu kadar fark varken 500 işçi de fabrika sahibine kazandırdığına baktığımızda devasa bir bütçe ortaya çıkıyor. Ama işçinin bundan nemalanma şeyi çok çok cüzi ve sonuçta ne oluyor bunlar hangi Reform, Rönesans Aydınlanma hareketinin burjuva sınıfını esas aldığını söylemek büyük bir hatadır ama oluşan teknik burjuva sınıfı oluşturdu yani toplumun büyük bir kesiminin o değerlerini tekelleştirilmiş belli bir kesim aldı. Ha bunun içinde Rönesans Reform Aydınlanmada düşünürler çıkıyor, sanatçılar çıkıyor, (…anlaşılmadı) çıkıyor, fabrikaların (…anlaşılmadı) kollarını oluşturacak teknikler çıkıyor. Tüm bu tekniklerin beraberinde oluşturduğu fabrikalar şehirler oluşuyor ve işçi-işveren, emek-sermaye çelişkisi başlıyor. Dolayısıyla burjuva yükselirken (…anlaşılmadı) düşünülmüyor (…anlaşılmadı). Mantık ne oluyor en fazla kar en az sermaye ile nasıl kazanılır? Bu toplumun yaşam normuna dönüşüyor. Dolayısıyla iktidarı etkilemek ve ele geçirmek için kar etmiyor. (…anlaşılmadı) insanlar burjuva klasik devriminden burjuva devrimlerine döndü. Şimdi burjuva devrimlerine dönmesinin temel (…anlaşılmadı) biri burjuva hiçbir zaman var olan elinde tuttuğu değeri riske atmaz. Fransız Devriminde bunu iyi görüyoruz. Tabi günümüzde de demek ki istikrarsızlık paranın karşılığı, karşı şeyidir. Bir yerde istikrarsızlık varsa para kaçar. Şimdi burjuva o noktada istikrarsızlığı gördüğü an diğer istikrar ortamı yaratmaya çalışır. Ya da o istikrarsızlıktan yeni bir istikrar doğacaksa ve bu istikrardan kendisini nemalanacaksa bu kere o istikrarsızlığın istikrara dönmesi için devrimin içine girer. Bu gibiler mesele Türkiye’nin herhangi bir turistik şehrinde bir olay olduğu zaman bakıyoruz borsada birçok oynama oluyor. Türkiye’ye gelişler gidişler Turizm sektöründe inişler oluyor . Niye? Çünkü istikrar yok ama ordaki istikrarsızlık diyelim iş gücünün faydasına olacağı düşünüldüğünde o iş gücü gider oraya en iyi (…anlaşılmadı) otel yaptırtır. Amaç nedir kar sermayesine ciddi katkı da bulunmaktır. Şimdi bu noktada Sanayi Devrimini ele alırsak Sanayi Devriminde, burda belirtiliyor, Sanayi ve Endüstri Devrimi Avrupa’da 18., 19. yüzyılın yeni buluşlarının üretime olan etkisiyle buhar gücü ile çalışan makinaların makinalaşmış endüstriyi doğurması bu gelişmelerde Avrupa’da sermaye gücünün artmasına neden oldu. (…anlaşılmadı) geniş çaplı yapılan sanayi devriminin en önemli finans kaynağı oldu. Gerek İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika altınları, İngilizler tarafından yağmalanan diğer sömürge ülkeler Avrupa’ya tonlarca altın kaçırdı. Şimdi bu dönemin en büyük özelliği arkadaşlar şeydir, yani dönemleri değerlendirirken üretim araçları bazen dönemlerde etkilidir. Kölelik Dönemin en büyük üretim aracı neydi? Köleydi. Bu anlamda Köle bir insan pozisyonunda değil çalışan konuşabilen bir makine araç gibi görüldü ve egemenler (…anlaşılmadı) Köleleri bir araç olarak kullanaraktan varlıklarını devam ettirdiler. Feodal döneme geçişte (…anlaşılmadı) asıl teknik biraz daha gelişti. Dolayısıyla tarım ana üretim aracı oldu. Tarıma böyle büyük bir toprak hakimiyetleri söz konusu oldu. Köle ikinci plana düştü. (…anlaşılmadı) şimdi Kapitalizme gelirken asıl Kapitalizmde insanın köle olarak çalıştırılması teknik anlamda çok bir anlam ifade etmiyor çünkü üretim aracı değişti. Artık endüstri seri üretim büyük bir sermaye… söz konusu yine dediğimiz gibi şehirler ile birlikte nüfusun artışı şehir merkezlerinde ciddi bir artış geniş çaplı yağmalar, sanayi devriminin en önemli şeyidir. İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika, İngilizler, tabi buna sonradan Fransa katılıyor, Almanya katılıyor, diğer ülkeler katılıyor artık kendi dışındaki tüm yerler yani (…anlaşılmadı) O bölgenin tüm değer yargılarını kendine alma, insan gücünden faydalanma bu anlamıyla Avrupa’ya tonlarca altın gelmiştir ve artık altının Avrupa’daki (…anlaşılmadı) bi anda şey oluyor dolayısıyla toplumsal bir (…anlaşılmadı) yaşanıyor. Bu süre içerisinde en avantajlı olan yer İngiltere’dir. İngiltere diğer Avrupa ülkelerine göre ara bir ülke. Avrupa’nın otuz yıl, o birçok savaşları sürerken İngiltere bu noktada yaptığı en büyük iş büyük gemiler tersaneler yaparak kendi keşiflerine, kendine sömürü alanları oluşturmaya yönelik alt yapı hazırlığı yapıyor. Avrupa ülkesi gemi yapmaya başladığı zaman İngiltere’nin zaten büyük gemi filoları vardı bu anlamıyla sanayinin ilk olarak Avrupa’da İngiltere’de olması, böyle bir fark vardır (...anlaşılmadı) Onlar daha önceden kendilerini gelişecek koşullara göre uyarlamayı bildiler. İngiltere birçok Ortadoğu ülkesini egemenliğine aldığı zaman daha yeni Almanya, Fransa diğer ülkeler iç savaşlarını bitirmediler (…anlaşılmadı) daha önceden bunlarda mezhep savaşları devam ediyor ve sömürgecilik aktif başlamıştır sömürgecilik dedik ana hatları ile bir ülkenin gidip yeni topraklara gitmesi o topraklarına giderek yer altı ve yer üste zenginliklerini koloniler oluşturarak geliştirmeleri. Avrupa ülkeleri buralarda koloniler oluşturarak buradan getirdikleri malları sanayide kullanmaya başlar ve bunları tekrar o ülkelere satılır aydınlanma döneminde de ha şimdi şura da bu vardır yani şuanda da Türkiye’nin çok yoğun bir şekilde yaptığı bir şey sömürüyor ordaki tüm değerleri tutuyor, alıyor getiriyor kendi ülkesinde yeni bir değere dönüştürüp tekrardan onlara satıyor. Mesela kot sektöründeki ülkenin durumu. (…anlaşılmadı) bugün en kaliteli kot markası olarak en kaliteli kot ham maddesi Türkiye’dedir. Gönderdik Amerika’ya Avrupa’ya orda işleniyor dönüyor, sonra aynı mal Türkiye’ye Avrupa malı diye satılıyor. (…anlaşılmadı) 10 milyonluk bir mal bir Avrupa turu atıldıktan sonra 200 milyon 300 milyon olarak bize sunulabiliyor.
Y13 BAYAN ŞAHIS: (19.16-19.19) (..anlaşılmadı)
X4 ERKEK ŞAHIS: (19.20-19.21) Makine de oraya gidiyor. Yani problem işlemede değil (…anlaşılmadı)
Y13 BAYAN ŞAHIS: (19.21-19.27) Yok yok sonradan sonradan oraya gidiyor orada sadece etiketleniyor onu anlatmaya
X4 ERKEK ŞAHIS: (19.24-19.34) (anlaşılmadı) işte sömürgecilik nasıl gelişiyor en basit örneklerinden biri bu.