FARUK BAL (Konya) – 1 milyona yakın dava var.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Tabii, davalardan üçünü etkiledi yani.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki Başkanım. Bu başka ama, doğrudan bir davaya…
FARUK BAL (Konya) – 112’yi yeşillendirdik mi?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bir dakika, bir şey daha sorayım, ne olur, rahatlayalım diye.
FARUK BAL (Konya) – Sor Hocam.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şimdi, efendim, “devlet organları” demişiz, kabul ediyorum ama bizim anayasa geleneğimizde “yasama, yürütme, yargı organları ve idare” der ya, bunu kastettiğini anlıyorum ama “Geleneği neden değiştirdiniz?” der ise “Ya, fazla kelimeleri atalım.” mı diyeceğiz, ne diyeceğiz? Yani, bizim geleneğimizde bütün maddelere bak, hep şöyle der: “Yasama, yürütme, yargı organları ve idare” der ve anlarsın, bazen de “kişiler” der, doğru mu? Bu hep böyledir. Şimdi bunu değiştirdik, “devlet organları” dedik. “Pouvoir public”in şeycesi. Biri derse ki “Ya, siz de tercüme yapmışsınız, getirmişsiniz.” Derse…
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Hocam, BİO’ları orada nereye koyacağız, idarede?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bağımsız idari otoriteleri... Onlar da uymak zorunda olduğu için diyorsun. Peki, idari organ değil midir o da?
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Ama niteliği tartışmalı. Öyle diyen var, öbür türlü diyen var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bunu bir gerekçede yazsak…
FARUK BAL (Konya) – Yazalım.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yani, “devlet organı” dediğimiz an çok daha genel…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Değil, yazalım o zaman. Yani, burada “idare adına görev kullanan, kamusal yetki kullanan tüm organlar için” böyle diyebiliriz ya da. Yani, bunu kastediyoruz diyelim “devlet organı”ndan.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – İşte, kamu yetkisi kullanan tüm kişi ve kuruluşlar.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Son bir şey daha, Sayın Bakanım. Gene bize danışman arkadaşlar şey versinler, bana göre bizim kendimize göre iyi bir önerimiz vardı, bunu da çok yaşadığımız için, “Radyo Televizyon Üst Kurulu, basın yayın kuruluşlarının mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine uygun yayın yapmalarını sağlayacak tedbirleri alır.” diye.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Kaçıncı madde Hocam?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu maddenin içerisinde CHP önerisiydi. Anlaşmamışız biz bunda, silmişiz. Peki, bu anlaştığımız güzel bir şey değil miydi, ya, bütün yargılama açısından?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – RTÜK’e bakalım, RTÜK’e ilişkin maddede koymuş olabiliriz, bir oraya bakalım.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Öyle bir şey hatırlıyorum ben.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – RTÜK’e koymuş olabiliriz, orada olabilir, o yüzden çıkarmışızdır.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çünkü bu çok önemli. Andreotti davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yüzden İtalya’yı mahkûm etti.
Peki o zaman, sadece söyle, “RTÜK’te bakılacak.” de. RTÜK ‘ü geçtik mi?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bitti ama o idarede.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Var orada işte radyo televizyon, bir baksanıza ona, ben göremiyorum ki. Yok o bağlamda bir şey. Yani, hayır, “Bilerek çıkarttık.” diyorsanız yapacağımız bir şey yok ama güzel bir maddeydi o, mahkemenin bağımsızlığı ilkesini…
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, onu bir yere aktarmış olmamız lazım ya, bir bakın bakalım, yayın ilkelerine filan bakın.
Şimdi, o, zaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de belirli bir yönlendirme yapılacak şekilde, yargılama süreci içerisinde kamuoyu şekillendirilirse bu adil yargılanma hakkının ihlalidir diye.
BENGİ YILDIZ (Batman) – Gerçekten, yani, hükmü veriliyor.
FARUK BAL (Konya) – Değil mi, var, hatırlıyorsunuz.
BENGİ YILDIZ (Batman) – Daha gözaltına alınma sürecinde her şeyi bitiriyor.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Gözaltı değil, araştırılırken, araştırıyor. Polis gitmeden, basında gitmiş…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bu biraz 1980’de çıktı. 1980’de, hemen askerî darbeden sonra çıktı, böyle yazardı silahları filan. Geçen gün bir şey yapmış, çok tehlikeli, Galatasaray-Fenerbahçe maçı için “Kayseri emniyeti fecaati önledi.” diyor, palalar yeni çıkmış daha, herkes yeni mi aldı, belli, polis oradan hemen çıkmış; koymuş oraya 8-10 tane pala, 5-10 tane döner bıçağı “Bakın, adamları yakaladım.” diyor; yalan, belli. Fırından yeni çıkmış pala bu, hepsinin sapları yeni, belli. Bunu aynı her örgüt için yaptığı gibi… Bunu bir engellememiz lazım bir yerde.
Evet, Sayın Başkanım, ne diyoruz? Bunu bir yere koyuyor muyuz arkadaşlar, uzmanlar, danışmanlar? Koyun bir yere.
FARUK BAL (Konya) – Buna arkadaşlar bir baksınlar da, eğer… Bu, hukuk devletinin temel ilkelerinden bir tanesi, bir yere yazalım bunu. Salih, bir bak bakalım, başka bir yere koymadıysak…
PROF. DR. HASAN TUNÇ – “Basın-yayın”a koymadık, bir yere koyduk diye hatırlıyorum ben bunu.
FARUK BAL (Konya) – Yani koyulmaması mümkün değil de onun için söylüyorum.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yoksa “RTÜK”e hemen koyalım onu.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “RTÜK”e ekleyelim
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Çünkü yeri orası Hocam onun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Tamam ekleyelim.
FARUK BAL (Konya) – Yeri orası, doğru.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Basın”a değil, “RTÜK”e. Ha, pardon orada var, “RTÜK”e ekleyelim. Ne var yani, uzlaştıysak ekleyelim.
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM - Sizin önerinizde var değil mi efendim bu? Ben oradan alayım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Var.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Bunları biz bir yere yazdık Hocam, ben hatırlıyorum ya.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Atmazsınız çünkü.
FARUK BAL (Konya) – Basınla ilgili maddede olabilir.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yok.
FARUK BAL (Konya) – Bir radyo televizyon değil ki Hocam, gazeteler de var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Basın yayın kuruluşları” dedik o yüzden zaten.
FARUK BAL (Konya) – Gazeteler de var. Hatta sosyal medya var. Bakın, İstanbul’da “Bir çocuğu, filancayı döverek öldürdü.” diye bir şey çıktı, adam perişan oldu.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yayın ilkeleriyle ilgili bir yere koymakta fayda var mı bunu?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Olabilir.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Basın-yayın hürriyeti daha uygun aslında.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz bir yere yazdık sanki onu, yani biz onu bir yere koyduk, bir yere transfer ettik ama nereye bilmiyorum.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Onu bir araştıralım biz, bakalım ona bir.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz bunu koyduk çünkü, buradan çıkardık, başka bir yere koyduk.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ben de öyle bir şey hatırlıyorum, çocuklarla ilgili falan.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O zaman, senden bir ricam var, basın özgürlüğüne bunu not düş, nasıl olsa kırmızı bu madde gene görüşülecek, değil mi? Başka bir yerde varsa sileriz, başka bir yerde yoksa oraya ekleriz. Tamam mı arkadaşlar? Bitmiştir.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ama ben çok iyi hatırlıyorum Hocam ya.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Atmazsınız, tabii canım ama boş ver.
BENGİ YILDIZ (Batman) – Orada yazmış, aslında bir şey var, bir ibare var orada…
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – (6)’ncı fıkranın gerekçe notu.
BENGİ YILDIZ (Batman) – (5)’inci fıkranın gerekçe notunda biraz ilginçlik var…
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – (5)’inci fıkranın sonuna mı?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır gerekçe notu değil. Sen git şeye…
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – Sizin önerinize.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Aynen, git sevgili kardeşim.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – “Basın-yayın hürriyeti”nde bir madde var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – İşte oraya koyuyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – En altta bizim maddemiz var. Yararlanma hakkı…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – CHP-MHP önerisi mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – CHP-MHP mi?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yok, bu CHP-MHP önerisi farklı bir şey.
FARUK BAL (Konya) – Hangisi o?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şu (11)’inci fıkrada…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim kırmızıya bir bakın.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Hocam, sizin o önerinin ilk şeyinde var.
FARUK BAL (Konya) – O ayrı.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şurada var. Bizim öneriyi bulamadın mı? Buluyor, dur.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Onu bir görelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bence bizim önerimizde var.
FARUK BAL (Konya) – O hepimizde var ya.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Bir koyalım alt alta, formüle edelim, bitsin.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Yargı” başlığı altında, ilk maddesi. İstediğiniz gibi formüle edelim. İşte burada, “Radyo Televizyon Üst Kurulu” diye, bak, tam üstündesin. “…tedbirleri alır.” diye. Şimdi, bunu oraya geçir, sonra bunun üstünde formüle edelim, düzeltelim.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, “Radyo Televizyon” değil “basın-yayın” diye tamamına değil mi?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, basın-yayın zaten.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama Radyo Televizyon Üst Kuruluna verildiği için bu görev…
FARUK BAL (Konya) – Ama gazeteye karışamaz ki.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şimdi, “Yayın yasağı konulamaz.” dedik ya, (6)’nın altına ekle bunu.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Karışamaz ki.
FARUK BAL (Konya) – O zaman nereye koyacağız? Gazeteyi adam çarşaf çarşaf yazıyor.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – O zaman başka bir kurula bu görevi vermek lazım.
FARUK BAL (Konya) – Onu düşünün işte siz uzmanlar olarak.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şimdi, bakın arkadaşlar kırmızıya, buna katılıyor muyuz, katılmıyor muyuz?
BENGİ YILDIZ (Batman) – Hocam, acele etme.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çabuk çabuk geçelim diye.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İki ayağımızı bir pabuca soktu ya; çabuk, çabuk, çabuk.
Bir kere, millî güvenlik var sizde ya. İnsaf yani. Basın özgürlüğü millî güvenlik… Oraya takıldım ben şimdi. Sevgili Süheyl Hoca, millî güvenlik basın hürriyetini niye sınırlar?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şundan dolayı: Biz sadece casusluğu düşündük.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, casusluk mahkemelerde olur, şeyde olmaz…
FARUK BAL (Konya) – Arkadaşlar muhtemeldir ki bu madde bir yere yazılmıştır, Salih siz de bir kontrol edin. Bu, sadece Radyo Televizyon Üst Kurulu olarak değil, basın-yayın da yani gazetecilik, dergicilik, matbuatla da ilgili olarak bunu koymamız lazım.
Bir de CHP’nin şu formatı, amacı ifade etmeye yeterli değil. Dikkat edin, “Radyo Televizyon Üst Kurulu basın-yayın kuruluşlarının mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine uygun yayın yapmalarını sağlayacak tedbirleri alır.”
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sizin dediğiniz işte o denetimi yapacak başka bir organ yok, onun için buraya devrediliyor.
FARUK BAL (Konya) – Bu da “basın” demiş, hâlbuki görsel yayın bunlar.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – İşte, o basın içerisinde sözlü basın olduğu için, öyle telakki edildiği için ama yazılı basınla ilgili bunu sadece kendi içinde…
FARUK BAL (Konya) – Tekzip, bir tekzibe kalmaması lazım ya. Bir şey bulmamız lazım olmazsa.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Onun denetimi sadece yargıda, başka bir yerde yok. Yani böyle RTÜK gibi onları denetleyen bir kurum yok. Yani basın etik kuralları var…
FARUK BAL (Konya) – Basın İlan Kurumu falan ilan vermiyor, yasaklıyor filan öyle bir şey yok mu?
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Onlar tamamen şahsi, kurumsal böyle yetkilendirilmiş bir şey yok, tedbir alabilecek. Yani gazetelerle ilgili, dergilerle ilgili bu anlamda basın savcılığının dışında ona müdahale edecek, önceden bunları denetleyecek veya sonradan denetleyecek bir kurum yok ama RTÜK var, sözlü basın, görsel basın için var RTÜK. Onun için sadece böyle yazılıyor, yani haklılar, öbür türlü olamaz çünkü.
FARUK BAL (Konya) – Heyeti Celilenin azayı muazzaması; lütfen, bu değerli sözlerinizin gelecek nesillere salimen intikali için kırmızıya basalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Lütfen, Türkçe’ye çevirir misiniz ya da Kürtçe, anladığımız bir dile çevirin.
FARUK BAL (Konya) – Konuşmalar birbirine giriyor ve mikrofonlar açık olmadığı için…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Bakanım, çok güzel bir öneri getirdim, iyi bir formülasyon.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Güzel bir formülasyon bulduk.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu basın-yayın kuruluşlarının mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine uygun yayın yapmalarını sağlayacak tedbirler alır.” deyince, onlar da dediler ki, böyle demeyelim.
FARUK BAL (Konya) – “Mahkemeler şöyle.” yapsın derler. Fıkra yanlış.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Mahkemeler suçsuzluk karinesini, savunma haklarını zedeleyecek nitelikte yayın yapamaz. Buna aykırı davranışların müeyyideleri RTÜK tarafından uygulanır, kanunla düzenlenir.” diyelim dedik.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yazılı basını kapsamaz RTÜK.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bravo! Bunu da şöyle yapalım dedik, sizler bunu buna uygun olarak formüle edersiniz, biz de beraber burada bu maddeye “yes” deriz.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Herkes buradayken formüle edelim, danışmanlara bırakmayalım, bir cümle kuracağız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Çalışalım.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Meral Hanım, o söylediğiniz cümleyi söyleyin, yazsın
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Basın-yayın organları –masumiyet karinesi de diyebiliriz- ya da önce mahkemelerin bağımsızlığı…
FARUK BAL (Konya) – Mahkemelerin değil, kişilerin.
BENGİ YILDIZ (Batman) – Sonra onlara geçelim Sayın Başkan, onu ve artı sizin dediğiniz…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – …ve masumiyet karinesini zedeleyecek biçimde yayın yapamaz. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Böylesi daha iyi oldu.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – O zaman bizim kırmızıyı kaldıralım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Herkes kabul ediyorsa yeşile boyayalım.
FARUK BAL (Konya) – Orayı kaldırıyorsunuz, değil mi?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Onu kaldırdık.
FARUK BAL (Konya) – Harikasınız. Altını da yeşile boya…
Bunu ayrı bir fıkra yapalım mı? Bu ayrı bir fıkra olsun, çünkü yukarıdakiyle şey yapmıyor, aynı şeyi vermiyor.
BENGİ YILDIZ (Batman) – Bunu ayrı bir fıkra da yapabiliriz.
FARUK BAL (Konya) – Ayrı bir fıkra yapalım, evet.
Salih, ayrı bir fıkra olarak (7) yap onu.
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – (6)’nın devamına mı yapılım?
FARUK BAL (Konya) – Hayır, (7) yap onu.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Öbürlerini de (8) diye devam edelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bu, size de uyuyor.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Bu, herkese uygun canım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Herkes aynı fikirde zaten ilginç bir şekilde.
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – Başkanım, (5)’inci fıkra için yazılan gerekçe notuna gerek var mı?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yok, bitti.
BENGİ YILDIZ (Batman) - Gerek yok, onu kaldıralım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bir şey söyleyeceğim Sayın Başkanım. Vallahi ben de korktum uzlaşamayacağız diye.
FARUK BAL (Konya) – Tabii canım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çünkü Mehmet Ali Bey’i vallahi üzecektik, yine diyecekti ki “Bir yeşili daha kırmızı yaptın.” Neyse, Allah’tan olmadı.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Üstünde mutabakat sağladığımız bir fıkra mıydı o?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Değildi, şimdi yeşil oldu, yeni fıkra oldu.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Yani, o yüzden, biliyorsunuz birtakım ilkelerim var, ona uygun mu değil mi?
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Ona uygun değil Sayın Başkan.
FARUK BAL (Konya) – Bu yeşil…
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Tadilat yaptık.
FARUK BAL (Konya) – Yeşil yaptık, olmayan bir yeşili yeşil yaptık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim maddeye katılabilir aslında herkes.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Uygun yararlanma hakkına sahip herkesin…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Onu koyduk yukarı, anlaştık orada.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bizde de benzer bir düzenleme var, onu ortaklaştırabiliriz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani bu maddemize karşı çıkılacak bir şey yok yani.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yok, hayır, anlaşılmamış bu madde.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, bakın, bunu tamamen yeşilleyebiliriz Sayın Şahin, siz de bir okuyun da.
Bir tek fıkra var değil mi burada şey olan?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Evet, efendim bir tek fıkra.
FARUK BAL (Konya) – O zaten yapılıyor, ona hiç gerek yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Elimiz değmişken bunu bitirelim.
FARUK BAL (Konya) – Bitirelim, tamam, elimiz değdi.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Tamam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani iyi bir şey yapmış oluruz, basın-yayın özgürlüğü önemli bir madde.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Çok.
FARUK BAL (Konya) – Sizden başlayalım (4)’üncü fıkrada.
Zaten yapılıyor, var olan bir şeyi, yani “Kahve fincanının kulpu vardır.” demenin anlamı var mı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bence bizden başlamayın, sizden başlayalım, hiç bizden başlamayın.
Anayasal dayanak istiyoruz?
FARUK BAL (Konya) – Efendim?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Anayasal dayanak.
FARUK BAL (Konya) – Gerek yok ki.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sayın Başkanım, burada bir varsayım var, o yazdığımız, kabul ettiğimiz maddede, o da mahkemelerin zaten bağımsız olduğu. Bağımsız mahkeme varsa onun bağımsızlığı…
FARUK BAL (Konya) – Var tabii.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Ya yoksa?
FARUK BAL (Konya) – Yoksa yok, işi yok o zaman.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yoksa mahkeme değildir. O zaman hukuki nitelendirme olamaz. Bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapamıyorsa o mahkeme değildir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sayın Şahin, zaten yaptığınız bir işe anayasal…
FARUK BAL (Konya) – Değerli arkadaşlar, müzakerelerde teşebbüs husule geldi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sizin şerhiniz yok, çünkü kanun var, sizin yaptığınız bir şey…
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Ben de diyorum ki, şu anda TRT 6’nın yapmış olduğu yayının anayasal altyapısı var mı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yok.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Yok. Ona mı getiriyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ona getiriyoruz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Evet, anayasal altyapı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – En azından anayasal olarak şey olsun.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Kanuni bir çerçeve olsun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ne diyorsunuz?
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Bir diyeceğim yok ona.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ama buna hukuken bir şey yok. Çünkü yasal düzenleme var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Anayasa, iç normu olarak bunu sağlayacak.
FARUK BAL (Konya) – Salih, bir dakika, ne yapıyorsun?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yeşil oldu.
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM – 3 parti yeşil yapıldı ya efendim.
FARUK BAL (Konya) – O zaman yaz, tamam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Siz de katıldınız zaten.
FARUK BAL (Konya) – Hayır, biz zaten…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İngilizce yayın yapılmasın mı?
FARUK BAL (Konya) – Efendim?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ - İngilizce, Arapça, Farsça, Fransızca…
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Arapça da yapılıyor.
FARUK BAL (Konya) – MHP son fıkraya karşıdır.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz de o manada söyledik. İngilizce ve Arapça yapılırsa…
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – TRT son zamanlarda birçok dilde yayın yapmaya başladı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yayın yapıyor zaten.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Bana göre akıllı değil. Çünkü başka ülkeler bunu çok iyi kullanıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yusuf Hoca, basın-yayın özgürlüğünde başkalarının haklarının korunması, şiddet var, kin ve nefret var. Bu, genel ahlak ve kamu düzenini kapsıyor zaten.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Millî güvenliği kaldıralım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Suç işlenmesi, kin ve nefret, başkalarının hak ve özgürlüğü… Çocukların mesela ahlakı, sizin özgürlüğünüz.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Bana kalırsa genel ahlak farklı bir şey. Basın hürriyetinde…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Diyelim ki -sadece yüksek sesle düşünüyorum- genel ahlakı biz kabul ettik, siz kamu düzenini kaldırır mısınız?
FARUK BAL (Konya) – Genel ahlakı kabul eder misiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ben yüksek sesle düşünüyorum.
FARUK BAL (Konya) – Genel ahlakı kabul edin, kamu düzenini…
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Salih Bey, “…karşıdır” ı silin, “MHP bu fıkranın son cümlesini değerlendirecektir.” deyin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ - Arkadaşlar, onlar “kamu düzeni”ni kaldırırsa “genel ahlak”ı tartışalım mı?
FARUK BAL (Konya) - Meral Hanım…
Mehmet Ali Bey…
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ - Ben mutabakat olduğunu kabul edemem ki.
FARUK BAL (Konya) - Şimdi, bu basın hürriyetinde “millî güvenlik” çok önemli bir kavram, önemli bir kavram. Yani, şu son Arap Baharı olaylarında televizyonda yönlendirerek birtakım kargaşalar filan çıktı. Dolayısıyla, millî güvenliğe gelin, siz de katılın -orada siz katılmamışsınız- yeşillendirelim.
Öbür taraftan da “kamu düzeni” veya “genel ahlak”, zaten ikisi iç içe.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) - Biz “kamu düzeni”ni çekersek “genel ahlak” kabul edilirse…
FARUK BAL (Konya) - Tamam, biz de çekebiliriz, “genel ahlak”ı kabul edelim, o şekilde anlaşalım, olur mu? Millî güvenliğe katılıyorsunuz? Bu, iktidar partisi, sizin için gerekli.
Şimdi, burada yeşillenebilecek güzel bir şey bulduk. (5)’inci fıkrada “basın hürriyetinin kullanılması” millî güvenlik gerekçesini MHP ve CHP ilave düşünüyordu, buna Adalet ve Kalkınma Partisi iştirak ediyor, BDP de itiraz etmezse yeşillenmiş oluyor. Tamam mı Mehmet Ali Bey?
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – “Kamu düzeni”ni kaldırıyoruz.
FARUK BAL (Konya) - Arkasından da AKP ve MHP’nin “kamu düzeni”ni kaldırması ile birlikte “genel ahlak”… Hepimizin tabii ki ahlaki değerleri var, bunun bir şeyi de olacak. “Kamu düzeni”ni kaldıralım, “genel ahlak”la işte, porno, çocuk bilmem nesi gibi…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet, “genel ahlak”ı koymayalım çünkü biz bunu özellikle çocuk pornosu ya da çocuk istismarı özelinde özel olarak düzenledik, özel bir sınırlama sebebi olarak düzenledik.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Kadınlar için de getirdik bir madde özellikle.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Kadınlar için de… Yani, burada “genel ahlak” dediğimiz, herkesin ahlakı birbirinden farklı olabilir ve bu farklı yorumlanabilir, çok geniş bir sınırlama sebebidir. Biz o kaygılarla genel ahlakın bir sınırlama sebebi olarak bulunmasını istemiyoruz.
FARUK BAL (Konya) - Kamu düzenine razı mısınız?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Çünkü “genel ahlak” dediğiniz zaman RTÜK’ün ahlak anlayışı oluyor burada. Yani kadınla erkeğin yan yana durması genel ahlaka neredeyse aykırı sayılacak.
FARUK BAL (Konya) - Şimdi tabii bu…
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Şimdi, bu Gezi Parkı’nı açtı ya İstanbul Valisi yani ilk defa açtı, basın toplantısı yapıyor, canlı yayın, televizyonda izliyorum, belediye başkanı da var. Uzun uzun açıklama yaptı. Zaten İstanbul Valisi çok uzun konuşuyor nedense, hâlbuki kısa konuşacaksın kardeşim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Bayılıyor konuşmaya, mikrofonu buldu mu…
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) - Dakikalarca konuşuyor ya…
FARUK BAL (Konya) - Evet, iki saate yakın konuştu o gece.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Açıldıkça açılıyor.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Şimdi, “Sorunuz var mı?” dedi. Hanımın biri dedi ki oradan: “Eşimle burada öpüşebilecek miyim?”
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Evet, öyle bir söz vardı.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) - Allah aşkına, yani sorulacak bu mu ya? Affedersiniz hanımlar. Şimdi, Gezi Parkı yeniden düzenlendi ya…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Eşinizle Taksim Gezi Parkı’nda öpüşmeyi ister misiniz, istemez misiniz?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – İsterim.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) – Ya, kardeşim, bir dakika ya.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Sayın Şahin bir şey anlatıyordu, onu dinleyelim ondan sonra burada bir uzlaşı sağlayalım.
Dostları ilə paylaş: |