Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə36/42
tarix17.11.2018
ölçüsü7,5 Mb.
#82931
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42
زید بن اسلم مولی عمر بن الخطاب المدنی العدوی فیه نظر, Ricalu’t-Tusi, s.197.


1026Mucemu Ricali’l-Hadis, c. 7, s. 335, madde 4833.


1027Bkz: Tenkihu’l-Makal, c. 1, s. 59 ve 1461, Kamusu’r-Rical, c. 4, s. 535.


1028Bkz: Usülü Kafi, c. 1, s. 79, babu farzi’l-ilm, hadis 1.


1029Bkz: Biharu’l-Envar, c. 11, s. 181, hadis 33.


1030Bkz: Ricalu’l-Allame el-Hılli, s. 222; Mamekani, Tenkihu’l-Makal, c. 1, s. 468. Yanlışlıkla şöyle demiştir: “Allame onu birinci kısımda zikretmiştir.”


1031Hasan b. Ali b. Davud Hılli, doğumu hicri 647, 707’de telifi sona ermiş “Kitabu’r-Rical”in müellifi.


1032Bkz: İbn Davud Hılli, Hasan b. Ali, Kitabu’r-Rical, s. 162 ve 455, Ayetullah Hoi Mucemu Ricali’l-Hadis’te (c. 7, s. 335) şöyle der: “İbn Davud’un onu itimat edilir ravilerden saydığı yeterince açık değildir. Şaşırtıcı olan, onu ikinci kısımda da (itimat edilmez raviler) zikretmiş olmasıdır.” Fakat İbn Davud’un, birinci kısımda, sırf itimat edilen ravilere değil, övülmüş ravilere veya ashabın zayıf kabul etmediği kimselere yer verdiği gözönünde bulundurulursa birinci kısımda neden zikrettiği belli değildir. Çünkü Zeyd b. Eslem’i ashabımız zayıf göstermemiştir. Aksine “کان یجالسه کثیرا” cümlesi, açıklanan sebeple, onun methedildiğine işaret taşır ve ikinci kısımda zikredilmesinin nedeni belki de Şeyh’in “فیه نظر” ifadesini onun zayıf biri olduğuna yormasındandır. Yahut “Ömer b. Hattab’ın mevlası” olmasını onun görevlisi veya ahitleştiği kişi kabul etmiş ve bunu da onun için zaaf görmüş olmalıdır.


1033Tedlis’e lugatta “aldatma ve hile yapma” anlamı verilmiştir. (Bkz: Ferheng-i Nevin, s. 219) Hadis ilmi ıstılahında tedlisin kısımları vardır. Bir kısım, şahsın çağdaşı birinin kendisinden işitmediği şeyi işittiği sanılacak şekilde rivayet etmesidir. (Bkz: Tedribu’r-Ravi, c. 1, s. 223-231)


1034Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 3, s. 341, madde 728.


1035زید بن اسلم, مولی عمر, تناکد ابن عدی بذکره فی الکامل فانه ثقة حجة (Mizanu’l-İ’tidal, c. 2, s. 98, madde 2989)


1036Bkz: el-Tefsir ve’l-Müfessirun, c. 1, s. 114.


1037Bkz: Tehzibu’l-Kemal, c. 6, s. 425, madde 2070.


1038Tehzibu’t-Tehzib, c. 1, s. 164.


1039Bkz: Tarihu’l-İslam, sene 81-100, s. 439.


1040Vakıa 3


1041El-Dürrü’l-Mensur, c. 6, s. 153.


1042Vakıa 37


1043El-Dürrü’l-Mensur, c. 6, s. 159.


1044Maun 5


1045El-Dürrü’l-Mensur, c. 6, s. 400.


1046Maun 9


1047El-Dürrü’l-Mensur, c. 6, s. 401.


1048En’am 152


1049El-Dürrü’l-Mensur, c. 3, s. 55.


1050Bkz: el-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 3, s. 415, Maide suresi “العقود”un manasını açıklarken; Maide suresi 22. ayetin izahında “ملوکا” kelimesinin manasını beyan ederken, c. 7, s. 438, Nur suresi 35. ayetin izahında “نور علی نور”un manasını açıklarken.


1051Nur 37


1052El-Dürrü’l-Mensur, c. 5, s. 52.


1053Hadid 10


1054El-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 9, s. 523.


1055Nahl 26


1056El-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 6, s. 374.


1057Tevbe 103


1058El-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 5, s. 292.


1059Ahzab 51


1060El-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 8, s. 354.


1061Nur 33


1062El-Dürrü’l-Mensur, c. 5, s. 46.


1063Tevbe 60


1064İbn Hallikan, İkrime kelimesinin yazımı ve manası konusunda şöyle demiştir:

و عکرمة بکسر العین المهملة و سکون الکاف و کسر الرء و فتح المیم و بعدها هاء ساکنة و هو فی الاصل اسم الحمامة الاثنی فسمی به الانسان

(Vefayatu’l-A’yan, c. 3, s. 266)




1065Tefsir rivayetlerine örnek: el-Dürrü’l-Mensur, c. 2, s. 283 (Âl-i İmran suresi 102. ayet), Mecmeu’l-Beyan, c. 9, s. 5 (ha mim Secde suresi 9 ve 10. ayetler). Tefsir görüşlerinden bazılarına yer vereceğiz.


1066İbn Nedim Fihrist’te (s. 36) şöyle demiştir: “کتاب تفسیر عکرمة عن ابی عباس.” Hacı Halife de Keşfu’z-Zünun’da (c. 5, s. 666) şöyle demiştir: “له تفسیر القرآن” Halihazırda elimizde ona ait bir tefsir yoktur.


1067Vefayatu’l-A’yan, c. 3, s. 265.


1068Bkz: A.g.e., s. 266.


1069Mus’ab Zübeyri şöyle demiştir: “İkrime Haricilerin görüşünü taşıyordu.” (Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 240).

Zehebi, Ahmed b. Hanbel’in şöyle dediğini nakletmiştir: “İkrime’nin ‘Sufri’ olduğu söylenir.” (Bkz: Seyru A’lami’n-Nubela, c. 5, s. 21). Ata demiştir ki: “O, İbadi idi.” Ali Medini şöyle der: “İkrime, ‘Necde’ görüşünü taşıyordu.” (Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 237).



İzah: “Sufriyye”, Ziyad b. Asfar’ın ashabına, “İbadiyye” Abdullah b. İbad’ın ashabına, “Necedat” da Necde b. Amir Hanefi’nin (vefatı hicri 69) ashabına denilmektedir. Bu üç fırka, Haricilerin büyük fırkalarındandır. Bu fırkaların ortak noktası Osman’dan ve Hazret-i Ali’den (aleyhisselam) teberri etmeleri ve bunu tüm ibadetlerden öncelikli tutmalarıdır. Hatta bu iki isimden teberri etmeyenlerle evliliği sahih görmezlerdi. (Bkz: el-Milel ve’n-Nihal, Şehristani, c. 1, s. 110, 121 ve 123).

1070İhtiyaru Ma’rifeti’r-Rical, c. 2, s. 477 ve 478.


1071Tenkihu’l-Makal, c. 2, s. 256.


1072Ahzab 33


1073İbn Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 3, s. 491, el-Dürrü’l-Mensur, c. 5, s. 198.


1074Ricalu’l-Hılli, s. 245.


1075Tenkihu’l-Makal, c. 2, s. 256.


1076Tenkihu’l-Makal, c. 1, s. 104 (Netayicu’t-Tenkih, madde 8027).


1077Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 234, 237 ve 239.


1078Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 238.


1079Seyru A’lami’n-Nubela, c. 5, s. 25.


1080A.g.e., s. 26.


1081A.g.e., s. 28.


1082Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 237.


1083Vefayatu’l-A’yan, c. 3, s. 265.


1084El-Hudayri, Muhammed, Tefsiru’t-Tâbiin, c. 1, s. 180.


1085Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 235.


1086Hicri 107 senesinde seksen yaşında vefat ettiği daha önce geçmişti. Ali’nin (aleyhisselam) şehadeti ise hicri kırkıncı yıldadır.


1087Vefayatu’l-A’yan, c. 3, s. 265.


1088Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 235 ve 236.


1089Cin 3


1090El-Dürrü’l-Mensur, c. 6, s. 430.


1091Vakıa 55


1092Mecmeu’l-Beyan, c. 5, s. 221.


1093Furkan 38


1094Mecmeu’l-Beyan, c. 4, s. 170.


1095Fussilet 33


1096Mecmeu’l-Beyan, c. 5, s. 13.


1097Fussilet 40


1098Mecmeu’l-Beyan, c. 5, s. 15.


1099Nisa 22


1100Mecmeu’l-Beyan, c. 2, s. 26.


1101Maide 33 ve 34


1102Mecmeu’l-Beyan, c. 3, s. 188.


1103Diame’de, “dal-ı mühmele” kesre, “ayn-ı mühmele” ise sükun iledir. (Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 315)


1104Ona ait tefsir görüşleri biraz ileride zikredilecektir.


1105Hacı Halife şöyle demiştir:

تفسیر قتاده بن دعامه و هو المشهور بابن السدوسی له طرق منها طرق خارجة بن مصعب السرخسی و قد زاد خارجة فیه من جهته مقدار الف حدیث و طریق شیبان بن عبدالرحمن النحوی و طریق معمر”

(Keşfu’z-Zünun, c. 1, s. 456). Fakat muhaddis Kummi, Adabu’l-Lugati’l-Arabiyye’den Katade’den geriye herhangi bir eser kalmadığını nakletmektedir. Sefinetu’l-Bihar, c. 2, s. 405.




1106Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 315 ve 318.


1107Bkz: Sefinetu’l-Bihar, c. 2, s. 405. “سأل” maddesinde de şöyle nakletmiştir: Katade Kufe’ye geldi ve dedi ki: “Ne isterseniz sorun” Ona sordular: “Süleyman aleyhisselamın karıncası dişi miydi, erkek mi?” Cevap veremedi. Sefinetu’l-Bihar, c. 1, s. 586.


1108Müntehe’l-Amal, c. 1, s. 146.


1109Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 317, 318.


1110


عدة من اصحبنا عن احمد بن محمد بن خالد عن ابیه عن محمد بن سنان عن زید الشحام قال دخل قتادة بن دعامه علی ابی جعفر علیه السلام فقال یا قتادة انت فقیه اهل البصرة فقال هکذا یزعمون فقال ابو جعفر علیه السلام بعلم تفسره ام بجهل ال لا بعلم فقال له ابو جعفر علیه السلام فان کنت تفسره بعلم فانت انت و انا اسألک قال قتادة سل

Ravza-i Kafi, c. 8, s. 212, hadis 485.


1111Füruu Kafi, c. 6, s. 258 ve 259, kitabu’l-et’ame, babu ma yentefi bini mine’l-meyteti ve ma la yentefi bini minha, hadis 1.


1112Birinci rivayetin senedindeki ihtilaf Muhammed b. Sinan sebebiyledir. İkinci rivayetin senedindeki zaafın sebebi de, sika olduğu ve olmadığı görüşleri eşit ağırlıktaki Muhammed b. Ali’dir.


1113Münteha’l-Amal, c. 1, s. 146.


1114Takribu’t-Tezhib, c. 2, s. 123.


1115Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 318.


1116Çünkü Said b. Müseyyeb’ten aktardığı rivayetler zayıf kabul edilmiştir. İbn Hacer şöyle der:
و قال اسماعیل القاصی فی احکام القرآن سمعت علی بن المدنی یضعف احادیث قتادة عن سعید بن المسیب تضعیفا شدیدا و قال احسب ان اکثرها بین قتادة و سعید فیها رجال” (Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 319).


1117Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 315 ve 316.


1118A.g.e., s. 319.


1119Bkz: el-Tefsir ve’l-Müfessirun, c. 8, s. 315.


1120Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 315.


1121Tehzibu’t-Tehzib, c. 8, s. 317 ve 318.


1122Zuhruf 13


1123Vefayatu’l-A’yan, c. 4, s. 85.


1124Kur’an’dan bir kelimenin manasını beyan için bkz: Mecmeu’l-Beyan, c. 5, s. 8, ha-mim Secde suresi 16. ayetin izahı; s. 343, Hakka suresi 7. ayetin izahı; s. 344 aynı surede 10. ayetteki “المؤتفکات” kelimesinin izahı; s. 391, Müddessir suresi 33. ayetin izahı. Örneklemenin beyanına dair bkz: Mecmeu’l-Beyan, c. 5, s. 183, Necm suresi 48. ayetin izahı, s. 136, Hucurat suresi 11. ayetin izahı. Nüzul ortamını beyan için bkz: el-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 10, s. 44, Tahrim suresi 1. ayetin izahı. Diğer ayetleri delil kullanmaya dair bkz: Mecmeu’l-Beyan, c. 3, s. 136, Hucurat suresi 11. ayetin izahı.


1125“قرظی” adı kaynaklarda ihtilaflı olarak zikredilmiştir. Mesela Tenkihu’l-Makal’da (c. 3, s. 178) “قرضی”, Menakıbu Âl-i Ebi Talib (c. 4, s. 342) ve Mucemu Ricali’l-Hadis’te (c. 17, s. 178) “قرطی”, Tehzibu’t-Tehzib’te de (c. 9, s. 373) “قرظی” şeklinde geçmiştir.


1126Bazı tefsir görüşlerini biraz ileride zikredeceğiz.


1127Hacı Halife Keşfu’z-Zünun’da (c. 1, s. 275) şöyle demiştir:

تفسیر القرظی هو محمد بن کعب القرظی ذکره الثعلبی فی الکشف




1128Takribu’t-Tehzib, c. 2, s. 203.


1129Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 374.


1130İbn Hacer “یقال” (denilir ki) ifadesiyle onun belirtilen kişilerden rivayetinin mürsel olduğunu açıklamıştır. Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 373. Fakat Muhammed Kurazi’nin bu kişilerden rivayetinin mürsel olduğu kesindir. Çünkü onlardan vasıtasız rivayet edemez.


1131A.g.e.


1132Bkz: Tenkihu’l-Makal, c. 3, s. 178.


1133İmam Rıza’nın (aleyhisselam) doğumu 148 veya 153’tür. (Bkz: Usülü Kafi, c. 1, s. 552; Münteha’l-Amal, c. 2, s. 256).

Muhammed b. Kaab’ın doğumu 108, 117, 118, 119, 120 vs. olarak belirtilmiştir. (Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 374).




1134Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 374.


1135Bkz: Takribu’t-Tezhib, c. 2, s. 203; Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 374.


1136Tehzibu’t-Tehzib, c. 9, s. 374.


1137A.g.e.


1138Bkz: el-Dürrü’l-Mensur, c. 2, s. 7, En’am suresi 19. ayetin izahı; Mecmeu’l-Beyan, c. 3, s. 3, Tevbe suresi 2. ayetin izahı; s. 14, aynı surenin 19. ayetinin izahı.


1139


قال اخبرنی عارم بن الفضل قال حدثنا حماد بن زید عن عبید الله قال کان القاسم لا یفسر یعنی القرآن قال اخبرنا محمد بن عمر عن ابن ابی الزناد عن ابیه قال ما کان القاسم یجیب الا فی الشیئ الظاهر

(Tabakatu’l-Kebir, c. 5, s. 187). Onun hakkında şöyle demiştir:



قال محمد بن عمر مات القاسم سنة ثمان و مأة
Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin