Timuçin yalçinkaya



Yüklə 144,08 Kb.
səhifə9/15
tarix07.01.2022
ölçüsü144,08 Kb.
#80424
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15
Ekonomi Boyutu

Globalleşme, kapsamlı bir kavram olmasına karşın, bu sözcük ilk duyulduğunda kamuoyunda özellikle ekonomi boyutundaki bazı gelişmeler akla gelmektedir. Bir malın dünyanın pek çok köşesinde tüketilebilmesi, girişimcilerin dünyanın farklı yerlerinde yatırımlar yapması, dünyanın başka bir yerindeki bir firmanın hisse senetlerinin satın alınabilmesi, dış ticaret hacminin artması gibi olaylar globalleşmenin ana konuları olarak değerlendirilmekte; hatta asıl konuları gibi algılanmakta ve diğer boyutları dışlanmaktadır. Anılan ekonomik olaylar, globalleşmenin ekonomi boyutunun çehresini ortaya koymaktadır. Bu olayların temeline inildiğinde mal, sermaye, işçi, girişimci, üretim teknolojisi, iş tekniği, ürün standartları, tüketim tarzları gibi ekonomik olguların global çapta yayılmasını kolaylaştıran piyasa sistemini konu etmek gerekmektedir.

Piyasa ekonomisi kavramı, liberal yazarlar tarafından, 19.yüzyılda kapitalizme yöneltilen eleştirilerden hareketle daha yansız bir bakışı simgelemesi adına kullanılmıştır. Kapitalizm ise bilinenin aksine ilk kez Marx ve/veya Engels tarafından değil, Proudhon, Leroux, Blanqui gibi Fransız sosyalistlerinin ortaya attığı, kendi dönemlerinin ekonomik ve toplumsal sistemini betimlemek için kullandıkları bir kavramdır. Marx ve Engels, “kapitalist üretim tarzı” ya da “burjuva ekonomisi” kavramlarını kullanırken, Turgot ve Smith yatırım yapmak için sermayeyi elinde bulunduranları tanımlamak üzere “girişimci kapitalistler” kavramını türetmişlerdir. Bu çerçevede, kapitalizm kavramı, sonundaki ‘-izm’ ekine karşın, bir teorik sistem olarak doğmamıştır (Jessua, 2005: 7-8). Bu bağlamda, bir ideoloji ya da sistemden çok, pratikteki gerçeklere dayanan bir terminoloji oluşmuştur.

Globalleşmenin, yereldeki ekonomik karar birimlerinin birbirlerine ve birbirlerinin ekonomik varlıklarına erişebilmelerini açıklayan anlamı bağlamında, piyasa ekonomisi kavramı daha işlevseldir. Bununla birlikte, felsefi ve ideolojik düzlemi çağrıştıran noktalarda kapitalizm kavramını kullanmak da yararlı olacaktır.

Marx ve Wallerstein, kapitalizmin, doğası itibariyle global ölçekli bir sistem olduğunu ileri sürmektedirler. Marx, kapitalizmin ancak global düzlemde işlerse var olabileceğini söylemiştir (Kazgan, 2000: 336-337); Wallerstein da, modern dünya-sistemin tanımlayıcı özelliği olarak kapitalist sistemi göstermektedir (2004: 46). Bu açıdan, globalleşmenin, kapitalizm temelinde işlediği açıktır. Başka bir ideoloji ya da sistemin, örneğin sosyalizmin ya da muhafazakarlığın (conservatism), globalleşmenin mantığını açıkladığını söylemek güçtür.

Globalleşme bağlamında, yerelde konumlanmış olup global davranabilmenin altyapısına sahip en yakın ekonomik öğe, ‘girişimci’ ya da bir başka söylemle ‘firma’dır. Bunun üç nedeni vardır: Birincisi, girişimcilerin dünya çapında konum alabilmelerini kolaylaştıracak olan ulus-üstü düzenlemelerden yararlanabilmeleridir. Örneğin; Dünya Ticaret Örgütü (WTO), ticaretin önündeki engelleri engellemeyi; Dünya Bankası (WB), çok uluslu firmalara da açılabilecek kalkınma projeleri için finansman sağlamayı; Çok Taraflı Yatırımları Garanti Ajansı (MIGA) da, çok uluslu firmaları ekonomik ve politik risklere karşı sigortalamayı misyon edinmiştir. Bu çerçevede, çok uluslu firmalar ya da girişimciler, global düzlemde yatırımlara ve ticarete girişirken dışsal güvence kaynaklarına sahip olarak faaliyette bulunmaktadırlar.

Girişimcilerin çabuk ve kolay globallik kazanabilmelerinin ikinci nedeni; üretim ve tüketim tarzlarının benzeşmesi ve global tüketimin canlılığıdır. Bir yerel firmanın sadece kendi yerel pazarında değil, pek çok yerel pazarda ya da bir tek global pazarda faaliyete girişebilmesi, bu firmanın mallarının global çapta üretim ya da tüketim amacıyla talep görmesini gerektirmektedir. Oysa sadece bir yerel pazarda üretime ya da tüketime konu olan bir mal için başka ülkelerde de fabrikaların kurulmasına gereksinim duyulmayabilir. Diğer yandan, söz konusu yerel firmanın hedef ülkede fabrika kurmasını kolaylaştıracak şekilde, üretim araçlarını, iş tekniklerini ve bilgi-beceriye sahip işçileri içeren bir üretim ortamının olması gerekmektedir.

Girişimcilerin global düzlemde faaliyette bulunabilmelerinin üçüncü koşulu ise içsel olup, ikinci bölümde başlı başına işlenmektedir. Bu nedenle, bu noktada içselliğe değinilip geçilmektedir.

Globalleşmenin boyutları arasındaki karmaşıklık, tek başına ekonomik boyutun kendi içinde de görülmektedir. Ancak, globalleşmenin önemli karar birimleri olarak bu çalışmaya da kaynaklık eden global girişimler, etki alanlarının yaygınlığı ve güçleri nedeniyle özel bir önem taşımaktadırlar.

Buraya kadarki çözümlememiz, globalleşmenin doğru tanımlanması ve boyutları arasındaki bağlantılılığın belirlenmesi amacını içermektedir. Globalleşme olgusu ve süreci bağlamında girişimcilik anlayışı ise çalışmamızın ikinci bölümünü oluşturmaktadır.




Yüklə 144,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin