Trakya Üniversitesi Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Y. O. Bilgisayar Teknolojileri Bölümü genel iŞletme ders Takvimi



Yüklə 333,94 Kb.
səhifə5/6
tarix25.10.2017
ölçüsü333,94 Kb.
#12550
1   2   3   4   5   6

5.5.3.4. Örgütsel Büyüme

İşletmelerin büyümesini görüntüleyen ilginç bir gelişme de örgütsel yapıda izlenir. İşletmenin amaçlarına ulaşması için iş bölümü, organların oluşması, yetki dağılımı ve iletişim dokusunu kapsayan belirli bir düzene gereksinme duyulur. Bu düzene örgüt denir. Örgütlerde işletmelerin ekonomik, fiziksel ve sosyal büyümesine paralel olarak büyür ve gelişir. Gereksinmeler oraya çıktıkça yeni bölümler açılır, yeni ilke ve kurallar geliiştirilir, iletişim kanalları daha yoğun biçimde kullanılır.



5.5.4. Büyümenin İşletme Fonksiyonları Açısından Etkileri

  • Üretim Fonksiyonu

    • Yatırım mallarının kullanımının artması ve kitle üretimine geçiş

    • Uzmanlaşma

    • Yan ürünlarin geliştirilmesi

    • Yüksek miktarda hammadde alımıyla tasarruf sağlanır

    • Hammadde arzı üzerinde denetim sağlanır,



  • Pazarlama Fonksiyonu

    • Üretimde artış, maliyet ve fiyatta düşüş sağlayacağından hedef pazar genişler

    • Satış giderlerinde tasarruf sağlar

    • Maliyetlerin düşürülmesi, müşterilere daha etkin ulaşılmasını sağlar

  • Yönetim Fonksiyonu

    • Planlama faaliyetleri merkezileştirilir

    • İş türünün fazlalaşması işgören devir hızını düşürür, böylelikle personel maliyeti de düşer

    • Yönetimde büyük ölçüde uzmanlaşma sağlanır

  • Finansman Fonksiyonu

    • Mevcut kar düzeyi arttıkça daha hızlı büyüme gerçekleşir

    • Artan saygınlık ve pazarlık gücü sebebiyle kredi maliyetleri azalır

    • Nakit, alacak, tahsilat ve stoklar üzerinde denetim kurulur

    • Fonların etkin kullanımında artış olur

    • Rekabeti azaltıcı etkide bulunarak piyasa fiyatlarının denetimi gerçekleştirilir

5.5.6. İşletmelerde küçülmeye gereksinim duyulma nedenleri?

  • Yönetici kapasitesinin sınırlı olması

  • İş gören sayısı arttıkça iş görenler arası sosyal ilişkilerin ve iletişimin zayıflaması

  • Üretim ve yöneim yükünün artması

  • Aşırı örgütlenme

  • Kamu önünde fazla dikkat çeken işletmenin eleştirilere konu olma tehlikesi ve getireceği sorumluluğun fazlalığı

Büyük İşletmelerin Üstünlükleri

  • Kitle üretimi, birim maliyet düşüşü, makineleşme, standartlaşma ve uzmanlaşma

  • Ar-Ge ye daha çok kaynak ayırabilme

  • Departmanlarda uzman personel ile etkin iş bölümü

  • Kaliteli personel için iyi eğitim, yetişme ve yükselme imkanı

  • Daha kolay ve düşük maliyetle kredi sağlama imkanı

Küçük İşletmelerin Üstünlükleri :

  • Talep değişimlerine hızlı uyum ve esneklik artışı

  • Müşteriler – işçi – işveren arası daha yakın ilişkiler

  • Müşteriye özel değişiklik yapma imkanı

  • Emek ağırlıklı sınırlı personelle çalışıldığından daha etkin kontrol imkanı

  • Büyük işletmelere cazip gelmeyen küçük pazarlarda karlı çalışabilme imkanı

5.5.7.Optimum (En Uygun ) İşletme Büyüklüğü

Ortalama maliyet masraflarının en düşük olması halidir. Buna göre mailyet düşürebilen kalemler ;



    • Makineleşme ve ileri teknolojilerden faydalanma miktarının artması

    • Sabit masraflar (Ör: iş yeri kirası)

    • Büyüklüğün sağladığı tasarruflar v.b.

5.5.8. KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELER

Küçük ve orta ölçekli işletmeler veya kısa anlatımıyla KOBİ'ler gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülke ekonomileri için çok önemli kuruluşlardır. Türkiye'de tüm işyerlerinin %95'ini KOBİ'ler oluşturmaktadır.

KOBİ'lerin tanımlanmasında niceliksel ölçütler yanında, yönetim bağımsızlığı, sermayenin bir kişi veya küçük bir grup tarafından sağlanması gibi niteliksel ölçütler de kullanılmaktadır.

Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda Türkiye'de 50 işçiye kadar istihdam sağlayan işyerleri küçük işletme, 51-200 işçi çalıştıran işyerleri de orta ölçekli işletme kapsamına alınmıştır. Türkiye'de istihdamın %70'den fazlası KOBİ'ler tarafından karşılanmaktadaır

KOBİ'lerde bir kişi istihdam etmek için, büyük işletmelere göre 1/3 oranında daha az sermaye yatırımı gerekmektedir. Bu durum sermayenin kıt olduğu Türkiye açısından KOBİ'lerin önemini daha da arttırmaktadır.

Türkiye açısından küçük işletmelerin önemini arttıran bir başka neden, küçük işletmelerin kullandıkları girdilerin yurt içi kaynaklardan karşılanmasıdır.

Küçük işletmelerin kuruluş nedenleri şunlardır:

* Bağımsız olma veya başka bir deyişle kendi kendinin patronu olma,

* Miras,

* Kar isteği,

* Başka alternatiflerin yokluğu,

* Sermayenin daha büyük bir işletme kurmaya olanak vermemesi,

* Mesleğini değerlendirme veya daha çok kazanma arzusu,

* Sosyal saygınlık,

* Gelecekte zengin olma arzusu gibi.

Büyük işletmeleri destekleyen ve tamamlayan bir işlev üstlenmişlerdir. Büyük işletmeler için birer endüstri malı olarak nitelenen ve satın alınan çeşitli mallar üreterek yaşamlarını sürdürürler. Büyük işletmelerin her parçayı kendilerinin üretmesi ekonomik olmayabilir. Bu nedenle bir çok ara malı küçük ve yan sanayi olarak faaliyet gösteren işletmelerden sağlanır. İş bölümü hatta işbirliği gerçekleşmişolur.



5.5.8.1. KOBİ'lerin Üstünlükleri

* Talepteki küçük değişiklikler ancak KOBİ'ler tarafından karşılanmaktadır.

* Büyük işletmeler, girdi olarak kullandıkları mal ve hizmetlerin bazılarını olanaksız veya akılcı bulmadıkları için üretmezler.

* KOBİ'lerin en önemli üstünlüklerinden biri de rekabet ortamı yaratarak tüketiciye daha kaliteli mal ve hizmet sunumuna hizmet etmeleridir.

* KOBİ'lerin yatırım, istihdam ve üretimdeki önemlerinin anlaşılması kendilerine yapılan devlet yardımlarının da artmasına neden olmuştur.

* KOBİ'ler büyük yatırım ve teknoloji gerektirmediğinden üretim konuları tüketici eğilimlerine göre değiştirilebilir.

* Değişmez giderler azdır. Dolayısıyla üretim maliyetleri çok yüksek değildir.

* Küçük işletmelerde yönetim kolaydır. Çalışanların sayısı az olup işletme sahibi çoğu zaman yönetim görevini üstlenir. Örgütsel sorunlar ve uyumsuzluklar yok denecek kadar azdır.

* Tüketicilerin kişisel zevk ve eğilimlerine, modanın gereklerine uyarlanma esnekliğine sahiptirler.

* Üretim fazla olmadığından depolama ve satış sorunları pek yoktur.

* Küçük işletmelerin çoğu sipariş üzerine çalışır. Bu nedenle özelliği olan malların üretiminde küçük işletmelerin büyük işletmelere göre üstünlükleri vardır.

* Bazı işletmeler yapısı gereği küçük veya orta ölçekli kalmak zorundadır.

1990 yılında 3624 sayılı kuruluş amacı, ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin payını ve etkinliğini arttırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun biçimde gerçekleştirmektir.

* Sanayide araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi ve uygulanması için Teknoloji Merkezleri, Teknoparklar ve Danışmanlık Merkezlerinin kurulmasını sağlamak,

* Üniversiteler ile kamu ve özel araştırma kurumlarındaki bilim ve teknoloji alt yapısından işletmelerinin yararlanmasını sağlamak ve sanayi-üniversite işbirliğini güçlendirmek.

* Üniversite ve Araştırma Merkezlerinin imkanlarından yararlanmak yeni ve ileri teknolojiye dayalı bilgilerin derlendiği, değerlendirildiği, geliştirildiği ve uygulamaya yönelik üretime hazır hale getirilerek işletmelerin kullanımına sunulduğu Teknoloji Merkezleri ve Teknoparkları kurmak veya kurulmasını sağlamak,

* Sanayinin çeşitli alt sektörlerinde yatırımları yönlendirmek üzere proje profillerini uygulayacak, atıl kapasiteleri değerlendirecek, verimliliği arttıracak, modernizasyon, üretim, yönetim, pazarlama, enformasyon, ve teknoloji adaptasyonu gibi konularda kapsamlı teknik yardım ve destek programları ve projelerini gerçekleştirecek İhtisas Merkezlerini kurmak ve kurulmasını sağlamak,

* Aktif danışmanlık hizmetlerini verecek Danışmanlık Merkezleri oluşturmak,

* Hizmet merkezlerinde görev alacak elemanların, özel ihtisas konularında eğitimini sağlamak üzere eğitim uzmanlarının yetiştirilmesi, yaygın eğitim programlarının düzenlenmesi, işletmelerin eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi ve gerekli eğitimlerin sağlanması ile ilgili uygulamalı Teknik Eğitim Merkezleri kurmak,

* İşletmelerin yatırım, üretim, yönetim ve pazarlama konularında bilgi ve beceri yönünden güçlenmeleri ve gelişmelerini sağlamak,

* İşletmelerin pazarlama sorunlarına çözümler aramak.

5.5.8.2. KOBİ'lerin Başarısızlık Nedenleri

KOBİ'lerin başarısızlık oranlarının büyük işletmelere göre daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Başarısızlıkta en önemli nedenlerden birisi de finansal sorunlardan kaynaklanmaktadır. KOBİ'lerin kuruluştan itibaren ilk 5 yılda %57'sinin başarısız olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle KOBİ'ler açısından ilk 5 yıl çok önemlidir.

KOBİ'lerin belli başlı başarısızlık nedenleri şunlardır:

* Yetersiz yönetim

* Yetersiz sermaye

* İş bunalımları

* Alacakların ödenmesindeki sorunlar,

* Rekabettir.

* Kuruluş yeri sorunları

* Büyük sanayi ile bütünleşme sorunları

* Devlet ihalelerinden pay alamama ile ilgili sorunlar,

* Eğitim sorunlarıdır.



5.5.9. ÇOKULUSLU İŞLETMELER

Ülkeler arasında yoğunlaşan ekonomik ilişkiler sonucu olarak çok uluslu ya da uluslararası işletmeler çıkmıştır. Bu gibi firmalar üretim ve pazarlama işlevini, farklı ülkelerde gerçekleştirirler. Mısır'da ekilen pamuk. Türkiye'de iplik haline getirilir, Hindistan'da dokunur, İtalya'da stil verilir ve Güney Kore'de konfeksiyon haline getirilir ve pazarlanır. Bu tür işletmeler bazı ülkelerin sahip oldukları hammadde, malzeme, işçilikve vergi kolaylıklarından yararlanmak isterler.

Çok uluslu işletmelerin büyümesi ve gelişmesi onu dünya ekonomisinin temel unsurlarından biri yapmıştır. Çok uluslu işletmelerin herhangi bir ülkede bir ana işletmesi ve çeşitli ülkelerde de birbirine koordine edilmiş üretim ve satış üniteleri vardır. Ana işletme diğer ülkelerdeki işletmeleri denetler ve temel politikaları belirler. Böylelikle iki ya da daha fazla bağımsız ülke arasında çok uluslu işletme aracılığıyla mallar, hizmetler, know-how'lar ve üretim faktörlerinin transferi gerçekleşir.

1980'lerin ikinci yarısından itibaren çok uluslu işletmelerin etkinliklerinin artmaya başladığı görülür. Çok uluslu işletme yatırımları 1983'den bu yana dünya ticaretinden 5 defa, dünyanın toplam üretiminden ise 10 defa daha hızlı büyümüştür. Çok uluslu işletmeler bu gün dünyadaki toplam üretimin %20'sini doğrudan denetlemektedir

Globalleşme süreci içinde çok uluslu işletmelerin şekil değiştirerek çok daha esnek ve hareketli hale geldikleri, yerel pazarlara ve hükümetlere karşı daha az bağımlı, daha çok korunaklı oldukları görülmektedir. İstedikleri pazarlara kolaylıkla girebilmektedirler. İletişim teknolojisinin büyük payı vardır.

Çokuluslu işletmeler 1990'larda çalışan sayısını azaltmaya, yönetim kademelerini, özellikle ara kademeleri ortadan kaldırmaya, alt kademelerle birleştirmeye ve bir çok işi de merkez ofisten alarak yerel yapılara aktarmaya başlamışlardır. Genel müdürlüklerini iyice küçülterek bölgeleri ve şubeleri uzaktan denetlemeyi tercih etmektedirler. Bölgelerindeki şubelerde kısmen beğımsız karar üniteleri ve kar yaratma merkezleri olarak düşünülmeye başlanmıştır. Bu ise büyük bir esneklik getirmektedir. Çalışmayan şubeyi kolayca kesip atmak olası hale gelmektedir.

Yöneticilerin zaman zaman başka bölgelerde de görevlendirilmesiyle, çok deneyimli ve global perspektifli bir yönetici tabakası oluşturmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca ABD kökenli çok uluslu işletmeler hala çokuluslu işletmeler arasında en büyük ağırlığa sahip. Bunları Japon ve Alman çok uluslu işletmeleri izlemektedir.

Çokuluslu işletmeler diğer ülkelerde yatırım veya ürün pazarlaması yaparken, belirli amaçlar veya çıkarlar güderler. Bunlar başlıklarla şöyle özetlenebilir.

* Ucuz hammaddeden yararlanmak,

* Ucuz işgücünden yaraarlanmak,

* Mevcut pazarı genişletmek,

* Taşıma giderlerini azaltmak,

* Hükümetlerin sunduğu değişik teşviklerden yararlanmak,

* Özellik gösteren ürünlerde kaliteyi korumak,

5.6. HUKUKİ YAPILARINA GÖRE İŞLETMELER

İşletmeler hukuki biçimlerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılarak inceleme konusu yapılmaktadır.

Tek Kişi İşletmeleri


Şirketler ( Ortaklıklar )
o Adi Şirketler
o Ticaret Şirketleri
Kişi Şirketleri
• Kolektif Şirketler
• Komandit Şirketler
Sermaye Şirketleri
• Anonim Şirketleri
• Limited Şirketleri
• Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler
o Kooperatifler

5.6.1.TEK KİŞİ İŞLETMELERİ



Tek kişi işletmeleri en basit, en eski ve uygulamada en çok görülen işletme biçimidir. İşletmenin tek sahibi vardır. Bu nedenle işletme sahibi işletme faaliyetleri konusunda her türlü kararı alır, uygular ve denetler. Ortaya çıkabilecek işletme riskleri tümüyle kendisine aittir.

5.6.2.ŞİRKETLER

Ortak ekonomik amaç ve çıkarları gerçekleştirmek, ya da belli bir ekonomik amaç ve çıkarın gereği olarak birden çok kişilerin emek ve sermayaelerini bir araya getirmeleriyle kurulan işletmelere şirket denir.
Bir ortaklığın varlığından söz edilebilmesi için aşağıdaki niteliklerin bulunması gereklidir.

• Ortaklığı oluşturan kişiler birden fazla olmalıdır. Bu kişiler gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bu kişilere ortak, hissedar, şerik veya pay sahibi denir.


• Ortak bir amacın bulunması gereklidir.
• Ortak amaca ulaşabilmek için ortaklar arasında bir anlaşma bulunmalıdır.
• Şirketin amacına ulaşabilmesi için ortaklarının mal ve emeklerini sermaye olarak şirkete getirmelidir.

Yukarıda açıklanan niteliklere sahip olan işletmeler Borçlar Kanununda “adi ortaklıklar ” olarak incelenirler. Bunların dışında Ticaret Kanunu da kimi ortaklık türlerini ve onların çalışmalarını düzenler. Bu şirketlere ise “ ticaret şirketleri “ denilmektedir. Bu nedenle , hukuki yapıları açısından şirketler ikiye ayrılırlar.




5.6.2.1. ADİ ŞİRKETLER
: İki veya daha çok kişinin bir araya gelerek iş yapması durumlarında adi şirket söz konusu olmaktadır. Borçlar kanununa göre her ortak para, alacak veya başkaca mal veya emek olarak da bir sermaye koymakla yükümlüdür. Şirket sözleşmesi yazılı ya da sözlü olabilir. Bu tür şirketlerin tüzel kişilikleri yoktur.
Adi şirketin kuruluşu kanınca bir şekle bağlanmıştır. İster gerçek, ister tüzel kişi olsun, ortakların şirket kurmak konusunda anlaşmalarıyla şirket kurulmuş olur. Adi şirketlere Borçlar Kanununun 520 – 541 arasındaki maddeleri uygulanır.
Kazanç veya zarar ortaklar arasında daha önceden belirtilen oranlarda veya eşit olarak dağıtılr. Bütün ortaklar şirketin yönetiminde yetki sahibidir. Ancak bu yetki bir veya birkaç ortağa, ya da dışarıdan seçilecek birine devir edilebilir. Üçüncü kişilere karşı ortaklar sınırsız ve zincirleme sorumludur. Kuruluş anlaşmasının aksine bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesi ile ortaklık sona erer.
Adi şirketi ticaret ortaklıklarından ayıran en önemli özellikler şunlardır.

• Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur.


• Adi şirketler borçlar kanununun hükümlerine tabidir.
• Adi şirket ticaret siciline şirket olarak kayıt olmaz
• Adi şirket bir ticaret ünvanı almak zorunda değildir..

5.6.2.2. TİCARET ŞİRKETLERİ :
Çalışmaları Türk Ticaret Kanununun hükümlerine göre düzenlenen ortaklıklara “ticaret şirketleri” denilir. Ticaret şirketleri kendi aralarında ;
 Kişi Şirketleri
 Sermaye Şirketleri

5.6.2.2.1. KİŞİ ŞİRKETLERİ :
Ortak ekonomik bir çıkar veya çıkarların gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara kişi şirketleri denir. Ortakların sayısı genelde azdır ve ortaklığın devri de oldukça zordur. Kişi şirketlerinde ortakların hepsi uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmaz veya devir edilemez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu bir süre daha devam eder.

5.6.2.2.2. KOLLEKTİF ŞİRKET :
Türk Ticaret Kanununa göre, ticari bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara kollektif şirket denir.
Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa, diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır.
Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir. Ortaklar, kar veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler.

5.6.2.2.3. KOMANDİT ŞİRKET : Kolektif şirketin bir çeşiti olup, ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlı değildir. Diğer ortakların sorumlulukları, şirkete katıldıkları sermaye miktarı ile sınırlıdır. Sorumlulukları sınırsız olan ortaklar “ komandite ortak” , sınırlı olanlar da “ komanditer ortak “ denir
Komandite ortakların gerçek kişiler olması gereklidir. Komanditer ortaklar ise gerçek veya tüzel kişi olabilir. Komandit şirketler komandite ortaklar tarafından yönetilirler. Komanditer ortaklar yıl sonunda hesaplarını denetleyebilirler ve kardan sermayeleri oranında pay alırlar.
5.6.2.3. SERMAYE ŞİRKETLERİ : Sermaye şirketlerinde, ortakların sorumlulukları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Bu tür şirketlerde ortaklardan birinin ayrılmasıyla ortaklığı bozmaz. Ortakların şirketteki ortaklık payları kişisel değildir. Bu paylar başkasına satılabilir veya devredilebilir.
Sermaye şirketlerinin en önemli özelliklerinden biri de , sermayeye ortak olmak ile şirketin yönetimiyle ilgilenmenin birbirinden ayrılmış olmasıdır. Ortakların ikinci planda kalmaları ve asıl olanın şirkete getirilen sermaye olması nedeniyle bu tür ortaklıklara sermaye şirketleri denir.

5.6.2.3.1 ANONİM ŞİRKETLER :
En az beş veya daha çok gerçek yada tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim şirket denir. En önemli özellikleri şunlardır :

 Ortak sayısı en az beş olmalıdır. Ortaklar gerçek veya tüzel kişi olabilir.


 Şirketin temel sermayesi belli olmalı ve bu miktarın en az tutarı beş milyar olmalıdır.
 Şirketin temel sermayesi eşit paylara bölünmüştür.
 Şirketin ticari ünvanı bulunmalı ve çalışma konusu belli olmalıdır.
 Şirketin üçüncü kişilere olan sorumluluğu şirketin varlığı ile sınırlıdır.
 Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı finansal sorumluluğu şirkete getirdikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır.

5.6.2.3.2. LİMİTED ŞİRKETLER :
Ekonomik amaç ve konuar için iki veya
daha fazla gerçek yada tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı altında kurulmuş olup, ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesesi belli olan şirketlere “ limited şirket “ denir. En belirgin özelikleri şunlardır :

 Ortak sayısı ikiden az elliden fazla olamaz.


 Temel sermayesi en az beşyüz milyon olmalıdır.
 Bankacılık, sigortacılık ve borsa bankerliği ile uğraşamazlar.
 Şirkete getirilen sermaye için hisse senedi çıkarılamaz.
 Ortaklık payının tutarı ne olursa olsun, her ortağın bir payı bulunur.
 Ortaklık payının devri, genelde, diğer ortakların iznini gerektirir.
 Şirketin temel sermayesi, şirkete ilişkin zarf, kağıt ve başka basılı evraklarda belirtilmiş olmalı ve şirket ünvanının “ limited şirket “ kelimesini taşıması şarttır.

Limited şirketler ortaklar tarafından yönetilir ve temsil edilir. Bu tür şirketlerde ortaklardan oluşan bir genel kurul bulunur. Bunun yanı sıra ortak sayısı 20’den çok olan limited şirketlerde en az bir denetçinin olması zorunludur.


5.6.2.3.3. SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKET :
Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu olan ortaklara “komandite”, anonim şirket ortakları gibi sorumlu olanlara “komanditer” ortak denir.

5.6.3. KOOPERATİFLER : Tüzel kişiliğe haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ilişkin gereksinimlerini karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir ortaklı ve değişir sermayeli kuruluşlara “ kooperatif “ denir.
Kooperatif kuruluşlar faaliyetlerini, diğer işletmelerin izledikleri ekonomiklik ilkeleri doğrultusunda kooperatifçilik ilkeleri altında yürütürler.

5.7.İŞLETMELERARASI ANLAŞMALAR SONUCU ORTAYA ÇIKAN

BAŞLICA BÜTÜNLEŞME YADA BİRLEŞME TÜRLERİ

 İşletmeler arası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan başlıca bütünleşme ya da birleşme türleri şunlardır :



  • Centilmenlik Anlaşmaları

  • Konsorsiyumlar

  • Karteller

  • Tröstler

  • Holdingler

  • Tam birleşme (merger, füzyon)

1. Centilmenlik Anlaşmaları İşletmeler arasında karşılıklı güven esasına dayanan, yasal açıdan bağlayıcı nitelikte olmayan belli amaçların gerçekleşmesine yönelik yazılı ya da sözlü anlaşmalardır. İki ya da daha fazla işletme, aralarındaki rekabeti kaldırmak amacıyla ortak bir üretim, pazarlama, finansman politikası güdeceklerine ilişkin geçici ya da sürekli nitelikte centilmenlik anlaşması yapabilirler. 2 veya daha fazla işletme hammadeyi paylaşma pazarı paylaşma vb.Ör. Aynı hatta yer alan otobüs firmaları kendi aralarında anlaşıp fiyatı belli bir düzeyde tutabilir. Centilmenlik tüketiciye karşı değildir !

2. Konsorsiyumlar Belirli bir amacı gerçekleştirmek ya da belirli bir iş için kurulan “birlik” ya da “ortaklık” anlamına gelir. Genellikle köprü, baraj, elektrik santrali, otobanlar, demir-çelik tesisleri gibi büyük yatırım projelerinin yapımını gerçekleştirmek için aynı ya da farklı ülkelerden bu konularda uzmanlaşmış ve güçlü işletmeler, aralarında birleşerek işbirliğine giderler.Tek yönetim altında kurulan çeşitli kuruluşlar anlamını da taşır. Burada işletmeler hukuki bağımsızlıklarını korur.Genellikle büyük çaplı taahhüt işlerinde ihaleyi kazanabilmek için aynı veya farklı ülkelerden aynı dalda veya farklı ihtisas dallarındaki işletmeler finansal olanaklarını veya teknolojik ya da diğer üstünlüklerini birleştirip iş birliği yapabilirler.Örneğin; Keban barajın alman ve italyan işletmeleri tarafından kurulan konsorsiyumla inşa edilmiştir.

3. Karteller Aynı üretim dalında faaliyet gösteren birden fazla işletmenin, aralarındaki rekabeti kaldırmak amacıyla yaptıkları anlaşma sonucu tekelci bir birlik oluşturmalarına “kartel” denir. Yasalar önünde bunlar bağımsız bir teşebbüs olarak görünürler. Kartel biçiminde birleşmede, karteli oluşturan işletmelerin sermayelerinin birleştirilmesi yerine, sadece belirli amaç için sermaye güçlerinin birlikte kullanılması söz konusudur. 27. Bir kartelin oluşabilmesi için kartele katılan işletmelerin söz konusu üretim dalında ya da bir malın üretiminde en büyük paya sahip olmaları, pazarda güçlü ve etkin olmaları gerekir. Böylece kartel, kartel dışında kalan işletmeler üzerinde üstünlük kurar. Karteller; fiyat karteli, satış karteli ve kota karteli biçimlerinde oluşurlar. Fiyat kartelinde; fiyatların birlikte saptanması, satış kartelinde; satış bölgelerinin paylaşılması, kota kartelinde ise her bir işletmenin önceden saptanan kontenjanları dahilinde üretimde bulunması ya da piyasaya mal sürmesi söz konusudur.

Yüklə 333,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin