Trakya Üniversitesi Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Y. O. Bilgisayar Teknolojileri Bölümü genel iŞletme ders Takvimi



Yüklə 333,94 Kb.
səhifə6/6
tarix25.10.2017
ölçüsü333,94 Kb.
#12550
1   2   3   4   5   6

Sakıncaları : Sahip oldukları ekonomik güce dayanarak satış fiyatlarını çok yüksek tutabilmeleri Düşük kaliteli malları yüksek fiyatlarla piyasaya sürebilmeleri v.b . Bu tür anlaşmalar genellikle gizli yapılır.

4. Tröstler İki ya da daha çok işletmenin gerek yasal ve gerekse ekonomik bağımsızlıklarını kaybederek anlaşmalar sonucu birleşmelerine “tröst” adı verilir. Tröstler genellikle imalat sanayi, petrol ve madencilik sektörlerindeki işletmelerde görülür. Açık ya da gizli anlaşmalarla oluşabilirler. Rekabeti önleyici nitelikte olmaları nedeniyle, çoğu ülkelerde tröstlerin gizli anlaşmalarla ortaya çıktıkları görülür. Tröstler 19. yüzyılda ABD'de ortaya çıkmış ve gelişmiştir. İşletmelerin hukuki ve iktisadi bağımsızlıklarını yitirdikleri ve yönetimlerini birleştirdikleri birleşme türüdür. Başka bir ifadeyle, tröstler, ticari veya sınai işletmelerin piyasada daha güçlü olabilmeleri ve daha çok kâr sağlamak amacıyla gerek mali ve gerekse yönetim bakımından daha büyük kuruluşlar haline gelmeleridir. Tröstler tüm dallar için söz konusu olabilir. Tröstlerin en çok faaliyet gösterdikleri alanlar şunlardır: Petrol, madenler, otomobil, uçak, gıda, ulaştırma, büyük mağazalar vb.İşletmeler Açısından Tröstlerin Başlıca Üstünlükleri Tröstlerin kuvvetli bir sermaye yapısına kavuşmaları Yönetimin tek elden yapılması İşletmeler arası rekabetin hemen hemen ortadan kalkması İşletmelerin büyük karlar sağlamalarıİşletmeler Açısından Tröstlerin Başlıca Sakıncaları : Bütünleşme nedeniyle bürokrasinin ve üretim masraflarının artması Tröstlerin başında bulunanların sahip olduğu büyük ekonomik gücün politik baskı aracı olarak kullanılabilir.Tröstler rakip kuruluşları piyasadan uzaklaştırmak için çeşitli yöntemler kullanabilirler. Örnek; faaliyette bulunan rakip işletmeyi zayıf duruma sokmak ve sonuçta ortadan kaldırmak veya rakip işletmeyi kendine bağımlı bir duruma getirmek,vb.Tröstlerin piyasada egemenlik kurması ve piyasayı etkilemesi o derece ileri bir düzeye varmıştır ki, sonuçta antitröst yasalar ortaya çıkmıştır.Çağımızda tasarruf sahiplerinin paralarını işletmek üzere menkul hizmetler konusunda ihtisaslaşmış şirketlere yatırım tröstleri denmektedir.Yani; bu tür tröstler sermaye kaynaklarının birleştirilerek en karlı alanlara yatırım yapılması amacıyla kurulurlar.Genelde sermaye piyasalarının geliştiği ülkelerde görülür. Uzmanlar eliyle sermayeler birleştirilerek en karlı alanlara yönelinir. Yatırım tröstleri özellikle küçük tasarruf sahiplerini spekülasyndan korumakta ve bu nedenle de ilgi görmektedir

5. Holdingler Bir şirketin başka şirketlerin hisse senetlerinin büyük bir bölümüne sahip olmak suretiyle yönetim ve denetimi ele geçirmesiyle oluşan şirketler grubudur. Koç holding, Sabancı holding, Eczacıbaşı, Zorlu, Ulusoy,vb.%51 oy ile yavru şirketlerin ele geçirileceği düşünülse de holdinglerde pek çok şirket bulunması ve iyi örgütlenmeyle bu %30 ile de olabilmektedir.Bir ana şirket vardır. Birde ona bağlı şirketler. Genellikle anonim şirket şeklinde kurulurlarAna şirketler çoğunlukla mal üretimi ve pazarlama ile uğraşmazlar. Holdinge bağlı şirketlerin işletme politika ve stratejilerinin belirlenmesi işi ile uğraşırlar. Holdingler her dalda çalışan şirketlerin hisse senetleriyle ilgilenebilirler.Bu sistemde şirketler hukuksal kişiliklerine ve bağımsızlıklarına sahiptir. Ancak bunların üzerindeki holdingin, şirketlerin hisse senetlerine sahip olması nedeniyle, bunları kontrol etmek ve yönetmek olanağı vardır.Örneğin, 1926 yılında kurulmuş olan Koç Holding otomotiv, dayanıklı tüketim, gıda, perakendecilik, enerji, finansal hizmetler, turizm, inşaat ve bilgi teknolojileri gibi sektörlerinde faaliyet göstermektedir.

6, Tam birleşme (merger, füzyon) : İki veya daha işletmenin tek işletme haline gelmesidir.Bir işletme diğerini satın alıp ona katılabileceği gibi bunların yeni bir işletme olarak ortaya çıkması da mümkündür. Devralma Yolu ile Birleşme: devralınan şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesine karşılık, devralan şirketin tüzel kişiliği devam etmektedir. Yeni Şirket Kurulması Yolu ile Birleşme: her iki şirketin tüzel kişiliği sona erer ve yeni bir tüzel kişilik oluşturulur.1980’li yılların başından itibaren, gerek Avrupa’da gerekse ABD’de makroekonomik gelişmelere ve mevzuat değişmelerine dayalı nedenlerle birleşmelerin sayısı artış eğilimine girmiştir. Bu eğilimden en çok etkilenen sektörlerden biri de ankacılık ve finans sektörü olmuştur



  • Avantajları,

  • •Genel yönetim, reklam, vb. giderlerde tasarruf sağlanır

  • •Pazarda tekelci bir güç olunur

  • •Uzmanlaşmaya olanak sağlar

  • •Finansal güç ve kredi olanaklar artar, vb.

  • Birleşmeler farklı şekillerde olabilir:
    Yatay Birleşme, ; aynı veya birbirini tamamlayıcı mal ve hizmetler üreten ve ürünlerini aynı coğrafi pazarlara sunan şirketlerin birleşmesini ifade eder. Bu tür birleşmeler aynı sektörde rekabet eden

  • şirket sayısının azalmasına yol açması nedeniyle piyasalarda tekelleşmeyi hızlandırabilir.

  • Dikey Birleşme : birleşen iki şirketten birinin, diğer şirketin mal ve hizmet girdilerinin bir bölümünü üretmesi ve/veya ürün çıktılarını değerlendirmesi (pazarlama gibi) halinde dikey birleşme söz konusudur.Bu tür birleşmelerde birleşen şirketler birleşme öncesinde genellikle alıcı-satıcı konumunda bulunur. Bu tür birleşmelere başvurulmasındaki başlıca amaç, üretim

  • aşamalarında meydana gelebilecek aksamaların giderilmesi ve stok masraflarının dolayısıyla maliyetlerin düşürülmesi oluyor.

  • Karma Birleşme : birbiriyle doğrudan ilgili olmayan iş kollarında bulunan işletmelerin birleşmesidir.

  • Coğrafi Birleşme : işletmeler, bulundukları ülke sınırlarının

  • ötesinde, gerek ileriye doğru, gerekse yatay ve doğrudan ilgili olmayan işletmelerle birleşerek uluslararası faaliyetler gösterebilir.




  1. İŞ AHLAKI VE SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMI


Prof.Dr.C.C.Aktan

 

 



 

Bir mandıracının ya da sokakta süt satan kimsenin sattığı süte su karıştırarak satması doğru mudur?

Manavdan aldığınız bir kilo elma ya da portakalı eksik tartan manavcının bu davranışı doğru mudur?

Pazarda “seçmece yok deyip çürük domatesleri düzgün domateslerle birlikte tartıp satmak ne kadar doğru bir davranıştır?

Sattığı ayıplı malı daha sonra “satılan mal değiştirilmez” deyip değiştirmek istemeyen mağaza sahibinin bu davranışı doğru mudur?

Bir zengin işadamının emekli bir generali ya da emekli tanınmış bir eski bürokratı “Ankara Temsilcisi” diye atayıp, başkentte hükümet ve bürokraside işlerini takip ettirmesi –örneğin, devletten teşvik elde edilmesi yönünde lobicilik yapılması- ahlaki bir davranış mıdır?

Bir işadamının bir milletvekiline gizliden maaş bağlayarak parlamentoda “kanun simsarlığı” yaptırması doğru bir davranış mıdır?

Bu örnekleri çok daha artırmak mümkündür. Ancak tüm bu örneklerin iş ahlakı ile ilgili olduğuna şüphe yoktur.

İş ahlakı, iş dünyasındaki mal ve hizmet üretim ve tüketim sürecindeki doğrular ve yanlışları ifade eder. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusu ahlaki bir konudur. İş dünyasında doğru davranışlar ve eylemler olacağı gibi, yanlış davranışlar ve eylemler de bulunmaktadır. Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere iş ahlakı, iş dünyasındaki doğru ve yanlışları ifade eder.

İş ahlakı genellikle özel teşebbüslerin mal ve hizmet üretiminde ve satışında ahlaki davranmalarının önemi üzerinde durmaktadır. İş ahlakı aynı zamanda “şirket ahlakı”, “firma ahlakı” “işletme ahlakı”, “ticaret ahlakı” ve saire adlar ile de tanımlanmaktadır. Şüphesiz, “esnaf ahlakı”, “üretici ahlakı”, “işveren ahlakı” ve benzeri tanımlamaları da iş ahlakı içerisinde değerlendirmek mümkündür.

İş ahlakı kavramı ile “sosyal sorumluluk” kavramı arasında da yakın ilişki bulunmaktadır. Şüphesiz tüm birey ve kurumların içinde yaşadığı çevreye karşı ödev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Örneğin, bir işletmenin kendi çalışanlarına, pay sahiplerine, ortaklarına olduğu kadar, dış çevreye (devlete, doğaya ve çevreye, topluma vs.) karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Sosyal sorumluluk, esasen iş ahlakının gereğidir. Bir başka ifadeyle, iş ahlakı, sosyal sorumluluğu da içeren bir anlam taşır. Bir işletme sahibinin doğru ve dürüst olması, sözünde durması, üretimde ve satış aşamalarında hileli yollara başvurmaması çok takdir edilmesi gereken ahlaki davranışlardır. Ancak işletmenin üretim yaparken gerek iç, gerekse dış çevreye karşı ödev ve sorumluluklarının da bilincinde olması gerekir.

Bu açıklamalarımız çerçevesinde bir işletmenin başlıca sorumluluk alanlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

 

Çalışanlara karşı sorumluluk,



Müşterilere (tüketicilere) yönelik sorumluluk,

Hissedarlara yönelik sorumluluk,

Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk,

Devlete karşı sorumluluk,

Tedarikçilere karşı sorumluluk,

Rakiplere yönelik sorumluluk,

Topluma karşı sorumluluk

vs.


 

Önemle belirtelim ki, iş ahlakı ile özellikle dış çevreye karşı sosyal sorumluluk kavramı bazen çatışır ve birbirleri ile uyuşmayabilir. Bir özel işletmenin asıl amacı kar sağlamaktır. Bu bakımdan, işletmenin karını maksimize edecek kararlarda bulunması rasyonel bir tercihtir. Örneğin, işletmenin karını maksimize etmek için çalışanlara daha az ücret ödemek istemesi rasyonellik açısından doğru bir karar ve tercih olmakla birlikte, “ahlaki” açıdan ve aynı zamanda “işletmenin uzun dönem karlılığı ve verimliliği” açısından doğru olmayabilir. Bir işletmenin karını maksimize etmek için sigortasız işçi çalıştırması ya da asgari ücretin altında işçi çalıştırması hiç şüphe yok ki iş ahlakı ile bağdaşmayan davranışlardır. Öte yandan çalışanlarına daha fazla ücret ve sosyal imkanlar sağlayan şirketlerde ilk bakışta bunun işletme için bir maliyet olduğu söylenebilir. Oysa, madalyonun bir de öteki yüzü vardır. İşletmenin çalışanlarına daha fazla değer vermesi halinde çalışanların işletmeye daha fazla katkıda bulunmak için gayret edecekleri söylenebilir.



 

Özetle, organizasyon içi sosyal sorumluluk ile işletmenin karlılığı ve verimliliği arasında iki yönlü bir ilişki mevcuttur. Organizasyon dışı sorumluluk (topluma , devlete ve doğaya karşı sorumluluk) ise organizasyon amacı ile daha fazla çatışır. Daha açık söylemek gerekirse, doğaya ve çevreye verilen zararların tazmin edilmesi, toplumda gelir düzeyi düşük olan kesimlere sosyal yardımlarda bulunulması vs. organizasyonun maliyetlerini artırır ya da net karının azalması sonucunu doğurur. Ancak önemle belirtelim ki, organizasyonun asıl amacı ile çatışsa da sosyal sorumluluk ahlakı iş ahlakının bir önemli ve ayrılmaz parçasıdır.
Yüklə 333,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin