(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
GEREKÇE
Çağımızda kişilerle ilgili kayıtların bilgisayar ortamlarına geçirilip muhafaza edilmesi uygulamasına bazı kurum ve kuruluşlar tarafından başvurulmaktadır; hastanelerde hastalara, sigorta şirketlerinde sigortalılara, bankaların ve kredili alış veriş yapılan mağazaların müşterilerine ilişkin kayıtlar, böylece tutulmaktadır. Bu bilgilerin amaçları dışında kullanılmasından veya herhangi bir şekilde üçüncü şahısların eline geçerek hukuka aykırı olarak yararlanılmasından dolayı hakkında bilgi toplanan kişiler büyük zararlara uğrayabilmektedirler. Bu bakımdan, kişilerle ilgili bilgilerin hukuka aykırı olarak kayda alınması suç olarak tanımlanmıştır.
Suçun konusu, kişisel verilerdir. Gerçek kişiyle ilgili her türlü bilgi, kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
Söz konusu suç tanımında kişisel verilerin bilgisayar ortamında veya kağıt üzerinde kayda alınması arasında bir ayırım gözetilmemiştir. Bu bakımdan, söz konusu suç tanımı ile Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Türkiye’nin de 28 Ocak 1981 tarihinde imzalamakla taraf olduğu “Kişisel Nitelikteki Verilerin Otomatik İşleme Tâbi Tutulması Karşısında Şahısların Korunmasına Dair Sözleşme”nin ilgili hükümlerine geçerlilik tanınmıştır.
Bu suçun oluşabilmesi için, kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kayda alınması gerekir. Kişinin rızası ile kendisiyle ilgili bilgilerin kayda alınmasının suç oluşturmayacağı muhakkaktır. Belirli nitelikteki kişisel verilerin kayda alınması kanun hükmünün gereği olarak yapılmaktadır. Bu bakımdan, çeşitli kamu kurumlarında verilen kamu hizmetinin gereği olarak kişilerle ilgili bazı bilgiler ilgili kanun hükümlerine istinaden kayda alınmaktadırlar. Bu durumlarda, söz konusu suç oluşmayacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine, ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kayda almak, suç olarak tanımlanmıştır. Ancak, bunlardan kişilerin ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgilerin kayda alınmasına kanunlarda özellikle suçlulukla mücadele bağlamında, suç ve suçluların ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla belli ölçüde izin verilebilir. Bu durumlarda söz konusu suç oluşmayacaktır.
AÇIKLAMA: Çağımızda,İnsan Hakları evrensel boyutta kabul görünce , temel hak ve özgürlüklerin korunması, uluslar arası normlar arasında ön plana çıkmıştır.Bunun doğal sonucu olarak kişisel bilgi ve veriler de Ceza Hukuku alanında özel bir statü kazanmıştır.
Kişisel veri,Yasanın gerekçesinde “gerçek kişi ile ilgili her türlü bilgi kişisel veridir” şeklinde açıklanmıştır. Ancak, gerekçe yasaya dahil olmadığından bu tanımın bağlayıcılığı yoktur. Kişisel Veri, belirli veya kimliği belirlenebilir bir kişiye ait bütün bilgileri kapsar, denilebilir. Kişisel verilere ilişkin kanun çıkınca buna ilişkin yeni ve yasal bir tanım elde edilecektir.
135/2 de nitelikli kişisel sebepleri saymıştır ancak ağırlaştırıcı sebep haline getirmemiştir. Bunun ağırlaştırıcı sebep olarak belirlenmesi gerekirdi.
Teftiş raporlarında ve sicil fişlerinde 135. maddenin 2. fıkrasında yer alan siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ilişkin bilgilerin yer alması bu madde kapsamında değerlendirilecektir.2. fıkradaki diğer durumlar, ilgili Anayasal kurallar ve yönetmeliklere uygun olduğu takdirde hukuka uygun olacaktır.
Hukuka uygunluk hallerini varlığı (yasa hükmü, mahkeme kararı vb) halinde suç oluşmayacaktır (CMK m 79,80, 81 moleküler genetik incelemeler,fizik kimliğin tespiti).Yine mağdurun rızası bir hukuka uygunluk nedenidir.
Almanya’da yer alan kişisel verilen korunmasına ilişkin yasal düzenleme Türkiye’de yoktur. Bu nedenle kişisel verilen kaydına ilişkin düzenlemeler yoktur.
(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
GEREKÇE
Bu madde hükmü ile hukuka uygun olarak kaydedilmiş olsun veya olmasın, kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına vermek, yaymak veya ele geçirmek, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
AÇIKLAMA: Bu konuda diğer ülkelerde ; ceza öngören sistemler, ceza öngörmeyip sadece idari yaptırım ve tazminat öngören sistemler ve her ikisini birden öngören olmak üzere üç sistem vardır. Türkiye’de son sistem geçerli olacaktır. Yani hem cezai yaptırım ve hem de tazminat yaptırımı söz konusu olacaktır.
Kişisel verileri HUKUKA AYKIRI OLARAK başkasına veren,yayan veya ele geçirin kişiye ceza verilmesi öngörülmüştür.
Nitelikli hâller
MADDE 137.
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
GEREKÇE
Madde metninde bu Bölümde tanımlanan suçların daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren nitelikli hâlleri tanımlanmış bulunmaktadır.
AÇIKLAMA:Bu madde bundan önceki 132, 133, 134, 135 ve 136. maddesinde yer alan suçlara ilişkin nitelikli haller sayılmıştır.
Buna göre;
a)Bir kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi KÖTÜYE KULLANARAK işlenmesi,