Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133.
(1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur.
GEREKÇE
Madde metninde, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suç olarak tanımlanmaktadır.
Bir arada bulunan kişiler arasında yapılan konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemi yoktur. Bu bakımdan, örneğin bir parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayret gösterilerek duyulabilecek olması hâlinde, aleni olmayan konuşma söz konusudur. Keza, örneğin bir evde sınırlı sayıda kişiler arasında yapılan konuşma, aleni olmayan bir konuşmadır.
Birinci fıkrada tanımlanan suç, aleni olmayan konuşmanın bir aletle dinlenmesi veya bir ses alma cihazı ile kayda alınması ile oluşur. Söz konusu suçu, aleni olmayan konuşmanın tarafı olmayan kişi işleyebilir. Suçun oluşabilmesi için, konuşmanın taraflarından herhangi birinin rızasının olmaması yeterlidir. Bu bakımdan konuşmanın taraflarından birinin rızasının olması, fiili suç olmaktan çıkarmayacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların, söyleşiye katılan kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan kayda alınması, suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi suretiyle elde edildiği bilinen veya böylece elde edildiği kabul edilebilecek olan bilgilerden yarar sağlanması veya bunları başkalarına verilmesi veya bunlardan diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin etmek, suç olarak tanımlanmıştır. Bu konuşma içeriklerinin basın ve yayın yoluyla yayınlanması, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
AÇIKLAMA:Kişiler arasında aleni olmayan konuşmaların taraflardan birinin rızası olmaksızın ses cihazı ile kayda alan, bir aletle dinlemek sorumluluk doğuracaktır. Maddede “taraflardan herhangi birinin rızası” nın alınmasından bahsedilmekte ise de işin niteliği gereği toplantıya katılan tüm bireylerin rızası yok ise eylem suç teşkil edecektir.
Konuşmanın kişiler arasında olması ve aleni olmaması gerekir.
Dinlemenin bir alet ile yapılması veya ses kayıt cihazıyla kayda alınması gerekir. Kulak kabartıp dinlemek bu kapsama girmez.
Dinlemeyi yapan kişi kamu görevlisi ise ve bunu CMK m 140’a uygun olarak yapıyor ise hukuka uygunluk nedeni vardır(teknik araçlarla izleme).
Gazetecilik mesleğinin icrası bir istisna olarak karşımıza çıkmaktadır.Gazetecilik kanunla düzenlenmiş bir meslektir. Hür basın,demokratik hayatın bir gereğidir ve dördüncü kuvvet durumundadır. Basın, çürümenin önlenmesi, toplumun aydınlatılmasına katkı sağlar, karanlık işlerin ortaya çıkarılması hür basınla olur. Hür basının olması bir zorunluluktur. Ancak;
b)Yine gazetecinin hakkını kötüye kullanılmaması gerekir.
Yasaların verdiği yetkinin ve meslek sınırları içinde kalırsa görevini icra etmektedir.
Özel dedektifin dinlemesi bu kapsamda suç teşkil edecektir. Bunların yaptığı kayıtların ve belgelerin hukuka aykırı delil oluşturduğundan bunların yargılamada kullanılması mümkün olmayacaktır.
(2) Özel toplantıların izinsiz kayda alınmasını düzenlemiştir. Kamusal bir faaliyetin kayda alınması suç teşkil etmeyecektir.
(3)Yukarıdaki fıkralarda belirtilen şekilde elde ettiği bilgilerden kendisine yarar sağlanması veya bu bilgilerin başkalarına verilmesi veya bunlardan diğer kişilerin bilgi edinmesini sağlanması suç olarak tanımlanmıştır.
(AİHM kararlarına göre; Cezaevinde iç haberleşmenin dinlenmesi ancak bir yasa ile düzenlenmesi halinde mümkündür) CİK-MADDE 66.- (1) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, tüzükte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler. Telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Bu hak, tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir.)
Özel hayatın gizliliğini ihlâl
MADDE 134.
(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
GEREKÇE
Maddenin birinci fıkrası metninde, özel hayatın gizliliğinin ihlâli suç olarak tanımlanmaktadır. Böylece, gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi cezalandırılmaktadır.
İkinci fıkrada, böylece elde edilen saptama ve kayıtlardan herhangi bir suretle yarar sağlanması veya bunların başkalarına verilmesi veya diğer kimselerin bilgi edinmelerinin temini veya basın ve yayın yoluyla açıklanması suçun ağırlaşmış şeklini oluşturmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu görüntü veya sesler örneğin soruşturma kapsamında hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olabileceği gibi, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle elde edilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, elde edilmiş olan bu ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Bu ifşanın hukuka aykırı olması gerekir. Bu bakımdan özel hayata ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada gösterilmesi ve dinlenmesi hâlinde, söz konusu suç oluşmayacaktır. İfşanın, basın ve yayın yoluyla yapılması, söz konusu suçun nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.
AÇIKLAMA: Her demokratik hukuk devletinde fertlere, maddî ve manevî varlıklarını istedikleri gibi geliştirip şekillendirebilecekleri hür bir "hayat alanı" tanınır. Devletin müdahalesinden de korunmuş bulunan ve "bireyin küçük dünyası" olarak anılabilecek olan bu alan,temel hak ve hürriyetler ve ülkenin siyasî rejimi bakımından hassas bir göstergedir.
Bölüm başlığında HAYATIN GİZLİ ALININA KARŞI SUÇLARDAN bahsedilmesine rağmen, maddeler içinde hayatın gizli alanından bahsedilmemiştir. Bunun pratik bir önemi ve sonucu yoktur.
Özel hayat ve özel hayatın gizli alanı konusunda bir tanıma yer verilmemiştir ve bu tanım uygulama ve öğretiye bırakılmıştır.
Hayatın gizli alanı SADECE BİREYİN KENDİSİNİ İLGİLENDİREN kısımdır (Cinsel hayat, dini ve vicdani kanaati, düşünceleri). Özel hayat ise; sadece bireyi değil, aynı zamanda onun yakınlarını, akrabalarını ve hatta yakın çevresini (örneğin bakkalına olan borcunun ne olduğu) kapsayan hayattır diyebiliriz.
Bu nedenlerle, kişinin haberi olmadan takip edilmesini, resminin çekilmesini, görüntülerinin alınıp yayınlanmasını engelleyen ve bu durumlara karşı kişileri koruyan düzenlemeler getirilmiştir.Bilindiği gibi,bundan önce bu eylemler sadece tazminat davalarının konusu olmaktaydı.
Bu maddede kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişilerin cezalandırması öngörülmektedir. Bu nedenle “televole” programları sona erecektir?
Gizlililik görüntü ve ses kaydı ile ihlal edilmiş ise ceza daha fazla olacaktır
Kişinin rızası var ise hukuka uygunluk nedeni vardır.
Gazetecilik mesleğinin icrası yine bir hukuka uygunluk nedeni olarak karşımıza çıkacaktır.
Kişi kamuya mal olmuş bir kişi olsa bile hayatın gizli alanına müdahale edilemez. Ancak, kamuya mal olmuş bir kişi ve kamu yararı söz konusu ise, hayatın özel yönüne belirli bir miktar müdahale söz konusu olabilecektir. Kamuya mal olmuş kişinin özel hayatına müdahale sınırsız değildir.
Özel dedektiflerin bir kişiyi uzaktan izlemesi bu kapsamda suç teşkil edecektir. Bunların yaptığı kayıtların ve belgeler bu nedenle hukuka aykırı şekilde elde edildiğinden yargılamada kullanılması mümkün olmayacaktır.
İkinci cümlesinde ,gizli yaşam alanına girilerek veya başka şekillerde (uzaktan izleme ve görüntüleme gibi.) başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayını saptanması ve kaydedilmesi suç olarak tanımlanmıştır ve bu şekilde görüntü ve ses kaydı ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ağırlaştırıcı neden olarak benimsenmiştir.
(2) Özel hayatın ihlali ile elde edilen görüntü ve seslerin İFŞA edilmesi ayrıca cezalandırılmış olup bu ifşanın basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde daha fazla ceza öngörülmüştür.