Türk Dili Tarihi Ahmet B. Ercilasun Akçağ Yayınları / 603 Araştırma İnceleme / 50



Yüklə 2,38 Mb.
səhifə107/218
tarix03.01.2022
ölçüsü2,38 Mb.
#36460
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   218
* *

*

"Uladmur (Ula Demür) Yavkuy Han'ın bütün padişahlığı yetmiş beş yıl sürdü. Lâkin bir oğlu yoktu. Uladmur'un ölümünden sonra Kayı Yavgu Han'ın oğlu Kara Alp başa geçti. Yağı onu, babasının Urçe Han ile savaşı sırasında beşikten çalıp götürmüş, sonra dönüp gelerek babasını hayattayken görmüştü. Uladmur Yavkuy Han'ın yetmiş beş yıllık padişahlığından sonra Kara Han tahta geçti ve yirmi iki yıl padişahlık etti. O ölünce Yavgu evlâdı kalmayıp onların nesli gesilince Kara Han oğlu Buğra Han'ı padişahlığa getirdiler." (Togan 1972: 63).

TÜRK DİLİ TARİHİ 293

İktidarın Batı Köktürklerinden Karahanlılar geçişi, Reşideddin Oğuznamesinde böyle anlatılır. Türklerin sözlü tarihi olan bu Oğuznamede Uygurlar sadece iki han adıyla ve bir paragrafla geçiştirilmiştir. Karahanlılar ise Kara Han, Buğra Han, Korı Han, Oyunak Han, Arslan Han, Osman Han, Esli Han, Şaban Han, Buran Han ve Ali Han ile temsil edilir ve Oğuzname'de uzunca bir yer tutar. Ali Han'dan sonra iktidar Selçuklulara geçer. Tabiî ki Oğuzname Türklerin efsanivî tarihidir ve bir tarih kaynağı olarak dikkatle kullanılmalıdır. Yukarıda sayılan isimlerden Kara, Buğra, Arslan, Karahanlı hükümdarlarının unvanlarıdır. Ali Han da Karahanlı hü­kümdarlarından biridir. Kon Han'ın Kadir Han'a, Oyunak Han'ın da Oğulçak Han'a karşılık geldiği düşünülebilir.

Karahanlıların ilk dönemleri hakkındaki tek kaynak Cemal Karşî'nin 1300 civarında yazdığı Mülhakâtü's-Sürâh adlı eserdir. O da bu dönem hak­kındaki bilgileri, 11. yüzyılda Ebü'l-Fütûh el-Fazlî tarafından yazılan Târîhu Kâşgar adlı eserden almıştır; bu eser bugüne ulaşmamıştır. Cemal Karşî'den adı tespit edilebilen ilk Karahanlı hakanı Bilge Kür Kadir Han'dır. Satuk Buğra'nın dedesi olan Bilge Kür Kadir Han Afrâsiyab neslindendir ve "Türk ülkeleri arasında İslâmiyeti ilk kabul eden Şâş (Taşkent) şehri" bu han za­manında Müslüman olmuştur. Yine Cemal Karşî'ye göre Emir Nuh bin Mansur el-Sâmânî Taşkent'e gazâ yaptı ve İsfîcâb'a kadar vardı (Şeşen 1998: 203-204).

Cemal Karşî veya kaynağı, İsfîcâb'a sefer yapan Sâmânî hükümdarının adını muhtemelen karıştırmıştır. Burada bahsedilen sefer, Sâmânîlerin ünlü hükümdarı İsmail bin Ahmed'in 893'ten itibaren Talas'a yaptığı sefer olma­lıdır. Buna göre Bilge Kür Kadir Han'ın 890'larda ve 900'lerde Karahanlı tahtında oturduğunu tahmin edebiliriz.

Bilge Kür Kadir Han'ın Bazır Arslan ve Oğulçak adlı iki oğlu vardı. Kendisinden sonra hakanlık tahtına Oğulçak oturmuştu. Onun hükümdarlığı muhtemelen 945'te yeğeni Satuk Buğra eliyle sona erdirildi.

"Bu Oğulçak, Satuk'un amcasıydı. Satuk on iki yaşını doldurunca ken­disinden önceki hükümdar çocuklarında bulunmayan çok güzel, gösterişli, zeki, zihni temiz, iyi anlayışlı, akıllı bir genç oldu. Bu sırada Buhara'dan bir kafile geldi. Satuk onların getirdiklerini görmek , taşıdıklarından haraç (ver­gi) almak için, Artuc'a çıktı. Buranın valisi olan Nasr el-Sâmânî onu iyi karşıladı ve ikram etti. Öğle vakti olunce müslümanlar namaz kılmak için kalktılar. Satuk henüz kendisine takdir edilen saadetin farkında değildi. Na­maz kılanlara uzaktan bakıyordu. Namazdan sonra, Nasr el-Sâmânî'ye yap­tıkları şeyin ne olduğunu sordu. O da 'Bize her gün ve gece böyle beş vakitte beş namaz farz kılınmıştır.' diye cevap verdi. Satuk 'bunu size kim farz kıl-

294 Ahmet B. ERCİLASUN

dı." dedi. Nasr, Allah'ı güzel isimleri, yüksek sıfatlarıyla anlatmaya başladı. İlâmın farz ve sünnetlerini peygamberimizin dilinden sayıyor, İslâmiyetin güzelliklerinden ve menâkıbından bahsediyordu. Beyt: 'Onun sevgisi aşkı tanımadan önce geldi / Kalbimi boş buldu. Hemen orada yerleşti.' Nasr bunları anlatınca, Satuk 'İşte Allah bu. O, ibadete ne kadar lâyık. Bu pey­gamber ne kadar doğru söylemiş, uyulmaya ne kadar lâyık. Bu din ne kadar güzel, kabul edilmesi ne kadar mürasip.' dedi. Allah'a ve Muhammed Pey-gamber'e iman etti. Dini (İslâmiyeti) kabul etti. Uşaklarına ve adamlarına hemen iman edip müslüman olmalarını emretti. Hepsi birden iman edip müslüman oldular." (Şeşen: 1998: 204-205).

İşte Afrâsiyab oğullarından Bilge Kadir Han oğlu Bazır Arslan Han oğlu Satuk Buğra Han el-Mücâhid Abdülkerim'in Müslüman oluşunun efsa­nedeki yansıması budur ve bu bilgiyi de Cemal Karşî'ye borçluyuz. Onun verdiği bilgilere göre Satuk Buğra 25 yaşına gelinci amcasıyla savaştı; 1000 kişiyle Atbaşı'nı, sonra da 3000 atlıyla Kâşgar'ı aldı.

Hiç şüphesiz yeğen ile amca arasındaki bu mücadele, Oğuz Kağan Destanı'nın İslâmî rivayetinin izlerini taşımaktadır. Hatta belki de bunun tersini düşünmek ve Oğuz Destanı'nın İslâmî rivayetlerindeki daha doğuştan Müslüman olan Oğuz'un babası ve amcaları ile yaptığı din savaşı sonunda onları bertaraf etmesinin, Satuk Buğra Han efsanesinden izler taşıdığını farz etmek daha doğrudur.

Atbaşı, Kâşgar-Balasagun yolu üzerindedir. Satuk Buğra'nın, amcası Oğulçak'ı bertaraf edip Karahanlı tahtına oturduğu tarih 944-945 olmalıdır (Genç 2002: 699).

Satuk Buğra Han'dan sonraki Karahanlı tarihi nispeten aydınlıktır. Karahanlılarla çağdaş veya onlardan hemen sonra yazılmış pek çok İslâmî kaynak, Karahanlı tarihini ayrıntılı olarak öğrenmemizi sağlar. Esasen bu konuda birçok çağdaş araştırma da yapılmıştır. Bu bakımdan birkaç önemli hadiseye temas ederek Karahanlı tarihini özetlemek yeterli olacaktır.

Satuk Buğra Han 955-956 yılında öldü. İkinci oğlu Baytaş Arslan Han zamanında Müslümanlık bütün Karahanlı ülkesine hâkim oldu. Özellikle 960 yılında 200 000 çadırlık bir Türk topluluğunun Müslüman olduğu kaydı önemlidir.

Baytaş'ın oğullarından Ebülhasan Ali Arslan Han 998'e kadar ülkeyi i-dare etti. Kardeşi Kılıç Buğra Han Harun 990'da İsficâb'ı, 992'de Semerkant ve Buhara'yı aldı. 998-1016 arasında Karahanlı tahtında Ebülhasan Ali arslan Han'ın oğlu Ahmed Togan Han oturmaktaydı. Devletin batı kanadını ise Fergana bölgesindeki Özkent'ten Togan Han'ın kardeşi Nasr bin Ali yönetiyordu.

TÜRK DİLİ TARİHİ 295

10. yüzyılın sonlarına doğru Afganistan'da yeni bir güç doğmuştu: Gazneliler. Sâmânî kölemenlerinden Alp Tigin 962'de Gazne'de yeni bir devlet kurmuştu ve Sebük Tigin zamanında (977-998) Gazneliler hızla yük­selmeye başlamıştı. 998'de bu devletin başına, cihan tarihinin en büyük hü­kümdarlarından biri olan, Hindistan fatihi Gazneli Sultan Mahmud geçmişti. 9 ve 10. yüzyılın Mâveraünnehir'inde hâkim güç olan Sâmânoğullan, 990'larda iki taraftan baskı altına alınmıştı. Güneydan Gazneliler, doğudan Karahanlılar tazyik ediyordu. Gazneli Mahmud 16 Mayıs 999'da, Merv'de Sâmânî hükümdarını ağır bir yenilgiye uğrattı; Horasan Gaznelilere kaldı. 23 Ekim 999'da, Karahanlıların Özkent hâkimi Nasr İlig Han Buhara'ya girdi ve Sâmânoğulları devletine son verdi. Böylece Gazneliler Horasan'a Karahanlılar bütün Mâveraünnehir'e hâkim oldular.

999 yılı, Türk ve cihan tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Sâmânoğullarının yıkılmasıyla, 1000'e bir kala, İran'da büyük bir siyasî boşluk doğacak ve kısa zamanda bu boşluk Selçuklu Oğuz Türkleri tarafın­dan doldurularak Türk ve cihan tarihinde yeni bir safha açılacaktır.

Gazneli Mahmud, Nasr İlig Han'ın kızıyla evlendi. Bu olay Sâmânoğullarının mirasını paylaşan Gaznelilerle Karahanlılar arasında iyi ilişkiler kurulduğunu gösteriyordu. Ancak Nasr İlig Han 1006'da Horasan'ı işgal edince işler değişti. 1006 ve 1008'de Gazneli Mahmud, arka arkaya Karahanlıları bozguna uğrattı.; Sultan Mahmud'un Hindistan'dan getirdiği filler Karahanlı askerlerini ezdi geçti.

Bu yenilgiler üzerine Karahanlılar arasında kardeş kavgaları da başladı Nasr İlig Han ile K"aşgar'daki Ahmed Togan Han arasındaki anlaşmazlığı düzeltmek işi de Gazneli Mahmud'a düştü (1012). Aynı yıl Nasr İlig Han öldü; yerine oğlu Mansur İlig Han geçti.

Mansur İlig Han karahanlıların büyük hükümdarlarından biridir. Kısa zamanda hâkimiyet alanını genişletmiş ve devletin merkeziyle çatışmaya girmişti. Ahmed Togan Han 1017-1018 tarihinde ölünce Mansur İlig Han, Karahanlıların en güçlü hükümdarı olmuştu. Kâşgar'da ise Yusuf Kadir Han vardı. İkisi anlaşarak Horasan'a bir sefer düzenlediler; fakat 1020'de Belh civarında ağır bir yenilgiye uğradılar. Gazneli Mahmud'un önünden kaçan Karahanlı askerlerinden birçoğu Ceyhun'da boğuldu. Harezmşah Altuntaş, Karahanlıların yenilgisini "Ceyhun'un Harezm'e kadar taşıdığı Türk külâh­larından öğrendik" diyerek Gazneli Mahmud'a bir tebrikname göndermişti.

Karahanlılar arasında kardeş kavgaları devam etti. 1020'den itibaren bölgede Selçukluların da rol sahibi olmaya başladıklarını görüyoruz. Sel-çuk'un oğlu Arslan Yabgu, Karahanlı Ali Tigin'e yardım etmiş ve Ali Tigin de Buhara'yı ele geçirmişti. Mansur İlig Han'ın 1024-1025'te hükümdarlık-

296 Ahmet B. ERCİLASUN

tan vazgeçmesi üzerine Yusuf Kadir Han ülkeye hâkim oldu; ancak kardeş­leri Ahmed ve Ali Tigin'le kavgası devam ediyordu. Ahmed hakanlığını ilân edip Fergana ve Balasagun'a hâkim olunca Yusuf Kadir Han üzerine yürü­müş ve 1025'te Semerkant'a ulaşmıştı. Gazneli Mahmud da Ali Tigin'i ye­nerek aynı yıl Semerkant'a girdi. İki hükümdar Semerkant'ta görüştüler ve anlaştılar.

■1030'da Gazneli Mahmud, 1032'de Yusuf Kadir Han öldü. Yusuf Kadir Han'ın oğulları ve diğer hanedan mensupları arasındaki çekişme ve savaşlar devam etti; nihayet 1042'de Karahanlılar, Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldılar.

Gazneli Mahmud'un ölümünden sonra Horasan'da Selçuklular güçlen­miş; 1037'de Tuğrul adına Nişâbur'da hutbe okunmuş (istiklâl) ve 23 Mayıs 1040'ta Selçuklular, Merv civarındaki Dandanakan'da Gazneli Mes'ud'u yenerek Horasan ve İran'a hâkim olmuştu. Sâmânoğullarının bıraktığı boş­luk Selçuklu Oğuzlarca doldurulmuştu. Çok kısa zamanda yükselen Selçuk­lular, 26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferiyle dünyanın en büyük gücü hâline gelmişlerdi. Karahanlıların da Selçukluların önünde durması beklenemezdi. Cihan imparatoru Sultan Melikşah 1074'te Semerkant üzerine yürüdü; Batı Karahanlı hükümdarı Şemsülmülk barış istedi ve Selçuklu tâbiiyetini kabul etti. 1089'da Melikşah bir daha doğuya yürüdü; Buhara'yı, Semerkant'ı aldı; sonunda Doğu Karahanlılar da Selçuklular tâbi oldular.

12. yüzyılın ilk yarısında Türkistan bölgesi, doğudan yükselen Moğol a-sıllı Karahıtayların baskısına maruz kaldı. 1117'de Balasagun'a yaklaşan Karahıtaylar, Karahanlılarca püskürtülmüştü. Ancak 1130'larda gelen Karahıtayların önü alınamadı. Karahıtaylar 1137'de Hocent civarında Karahanlılan yendiler. Famat asıl büyük darbe 1141'de geldi. Selçuklularla Karahanlıların müttefik ordusu, Karahıtaylar karşısında, 9 Eylül 1141'de Katvan'da tam bir bozguna uğradı. Selçuklu sultanı Sançar, Tirmiz'e kaçtı; Karahanlı hükümdarı Mahmud Han topraklarını terk etti; böylece Doğu ve Batı Karahanlılar, Karahıtay tâbiiyetine girmiş oldu. 1212 yılında da Karahanlı hanedanı son buldu (Pritsak 1997, Grousset 1980; Barthold 1990; Genç 2002; Golden 2002).

TÜRK DİLİ TARİHİ 297


Yüklə 2,38 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   218




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin