2. BULGARLAR VE TÜRK DİLİ
Bulgarların Türk dili tarihinde özel bir yeri vardır. Bulgar Türklerinden kalan dil malzemesi çok olmamasına rağmen eldeki malzeme bazı önemli özellikleri belirlemeye ve Bulgar Türkçesinin, bugün yaşamakta olan Çuvaş Türkçesiyle ilişkisini ortaya koymaya yetmektedir. Bulgar Türkçesiyle onun bugünkü temsilcisi sayılan Çuvaş Türkçesi, diğer Türk lehçelerinin hiçbirinde bulunmayan bazı özellikleriyle Türk lehçeleri arasında farklı ve özel bir yer tutar. Bu özelliklerden bir kısmının Moğolca ile de ortak olması, Bulgarca ve Çuvaşçanın Altay dilleri teorisi içinde önemli bir yer tutmasını sağlar.
Omeljan Pritsak, "Hun-Bulgar" adını verdiği Türkçe kolunun "Doğu Türkçesi"nden farklılaşan özelliklerini yedi madde hâlinde verir (Pritsak 2002: 181-182).
206
Ahmet B. ERCİLASUN
Bilim adamlarınca bazen Hun-Bulgar, bazen (Eski) Batı Türkçesi, bazen Proto-Bulgar olarak adlandırılan Türkçenin bu kolu, Türkiye'de çoğunlukla Bulgar Türkçesi terimiyle ifade edilir. Bulgar Türkçesi de eldeki malzemeye göre başlıca iki bölgeye ayrılarak incelenir: 1. Tuna Bulgarcası, 2. İdil (Volga) Bulgarcası.
TÜRK DİLİ TARİHİ 207
2.1. BULGAR TÜRKLERİNDEN KALAN METİNLER
2.1.1. TUNA BULGARLARINDAN KALAN METİNLER
Talât Tekin, Tuna Bulgarlarından kalan dil malzemesini şöyle tasnif e-der:
-
Bulgar Hanları listesindeki Proto-Bulgarca kelime ve ibareler
-
Tudor Doksov'un haşiyesindeki Proto-Bulgarca ibare
-
Nagy Szent-Miklos hazinesindeki Proto-Bulgar yazıtları
-
Proto-Bulgar kitabelerindeki Türkçe kelime ve ibareler
-
Bizans kaynaklarındaki Bulgar Türkçesi etnik adlar
-
Eski Kilise İslavcasındaki Proto-Bulgarca ödünç kelimeler (Te
kin 1987: 12).
"Bulgar Hanları Şeceresi" de denilen liste, Ellinskiy Letopisets (Elen Vak'anüvisi) adı verilen bir el yazması içindedir. Bizans Rumcasmdan Eski Kilise İslavcasına çevrilmiştir. Moskova ve Peterburg'da birkaç nüshası vardır. 765 Haziranına kadar gelen Bulgar hanlarını içine alır. Hanların ve mensup oldukları boyların adlarını verir. Tahta çıkış tarihlerini, o yılı bildiren Türkçe hayvan adıyla ve ayı ifade eden Bulgar Türkçesi sıra sayısıyla belirtir. Örnek olarak Attila'nın oğlu İrnek'i verebiliriz: "İrnik': 150 yıl yaşadı; kabilesi Doulo (idi) ve (tahta çıkış) yılı dilom' tvirem' (idi)" (Tekin 1987: 12).
Listedeki kişi ve boy adlan, hayvan adları ve sıra sayıları Bulgar Türkçesine ait verilerdir. Şecere üzerindeki önemli çalışmalar şunlardır:
J. J. Mikkola, "Die Chronologie der türkischen Donaubulgaren", JSFOu, XXX, 1915. Türkçesi: Zakir Kadirî, "Tuna Bulgarlarının Kronolojisi (Türk Kitabeleri)", Türk Yurdu, 1930, sayı: 27-28).
Omeljan Pritsak, Die bulgarische Fürstenliste und die sprache der Proto-bulgaren, Wiesbaden, 1955.
Ahmet Caferoğlu, Türk Dili Tarihi, İstanbul 1958, s. 85-91.
Louis Bazin, Les calendriers turcs anciens et medievaux, Lille 1974.
Talât Tekin, Tuna Bulgarları ve Dilleri, Ankara 1987.
Tudor Doksov, Boris'in yeğenidir ve rahiptir. Bir vaaz kitabının haşiyesindeki Bulgarca ibare sadece iki kelimedir: yeth' behti. Yeth', "it"; behti,
208 Ahmet B. ERCİLASUN
"beşinci" demektir ve bu not Bulgar hanı Boris'in Bulgar Türklerini Hristiyan yaptığı tarihi bildirmektedir: İt yılının beşinci ayı (Tekin 1987: 24).
Nagy Szent-Miklos defineleri 1799'da Macaristan'ın Torontal vilâyetinde, Nagy Szent-Miklos mevkiinde, bir köy evinin bahçesinde bulunmuştu ve 23 parça altın kaptan oluşmaktaydı (Orkun 1938: 187). Kapların bazıları üzerinde Köktürk, bazıları üzerinde Grek harfleriyle Türkçe kısa yazıtlar vardır. Németh'e göre Peçeneklere ait olan defineler Thomsen'in fıkrince Tuna Bulgarlarından kalmıştır. Vilhelm Thomsen Grek harfli yazıttaki tagrugı kelimesinde bulunan d~r denkliğine (~tak-duk-ı) dikkat ederek defı-nelerdeki yazıtın Tuna Bulgarcasını yansıttığını ileri sürmüştür (Orkun 1938: 192). Yukarıda anılan eserinde Pritsak da aynı görüşü kabul etmiş ve definelerin hiç olmazsa bir kısmının dilini Bulgarca saymıştır.
Nagy Szent-Miklos definelerindeki Köktürk harfli yazıtlardan daha önce bahsetmiştik. 21 numaralı kapta bulunan Grek harfli Boyla Çoban Yazıtı; V. Thomsen, Gy. Németh, O. Pritsak ve T. Tekin gibi Türkologlar tarafından okunup yorumlanmıştır. Son olarak Tekin yazıtı Buyla Jopan düge(r)tögi, Butaul Jopan tagrogi. İçigi tesi şeklinde okumuş ve "Buyla Çoban tası doldurdu, Butaul Çoban (mezara) taktı (=astı). İçki tası" şeklinde manalandırmıştır (Tekin 1987: 29).
Proto-Bulgar yazıtları, "Bulgaristan'ın muhtelif yerlerinde, özellikle Pliska, Preslav ve Madara gibi Tuna Bulgarlarının eski merkezlerinde bulunmuş", 8-9. yüzyıllardan kalma 90 civarında yazıttır. Çoğu Grekçedir; "sadece iki tanesi Tuna Bulgar Türkçesi iledir.": 1. Preslav yazıtı, 2. Çatalar yazıtı (Tekin 1987: 34).
Bulgaristen yazıtları üzerinde en kapsamlı yayın Veselin Beşevliyev'e aittir: "Die protobulgarischen Inschriften, Text und Komentar", Annuaire de I'Université de Sofia, XXXI, 1935, s. 1-62; Spätgrechische und spätlateinische Inschriften aus Bulgarien, Berlin 1974.
Bir kilisedeki mermer sütun üzerinde bulunan Çatalar yazıtı kırıktır ve ancak birkaç kelimesi okunabilmektedir.
Granit bir sütun üzerine kazılan Preslav yazıtı ise 10 satırlıktır. Yazıtta Boyla Jitko'ya ait zırh ve miğferler sayılmaktadır; küpe (zırh), tulşi (tulga), tourtouna (dördü ile birlikte) gibi kelimeler dikkati çekmektedir (Tekin 1987: 34-42).
Türkçe olmayan Bulgarca yazıtlarda birçok unvan, kişi adı, boy ve kavim adı geçmektedir: kana (han, hükümdar), sübigi < sü begi (ordu beyi, komutan), boyla, içirgu boyla (has, saraya mensup boyla), kawhan/kaphan (kapgan), ük boyla, kolovr (kılavuz), tarkan/trakan; Bayan/Boyan, Barsa
TÜRK DİLİ TARİHİ 209
Dostları ilə paylaş: |