Türk edebiyati edebi sanatlar sinif (SÖz sanatlari) ders notu
səhifə 1/3 tarix 24.12.2017 ölçüsü 154,12 Kb. #35861 növü Yazı
TÜRK EDEBİYATI EDEBİ SANATLAR 9. SINIF
(SÖZ SANATLARI) DERS NOTU
EDEBİ SANATLAR (SÖZ SANATLARI)
Anlatımı güçlendirmek, zenginleştirmek ve söyleyişe güzellik katmak için başvurulan söz ve anlam oyunlarına “edebi sanatlar” denir.
Söz sanatları hem şiirde hem de düzyazıda kullanılabilir.
Söz Sanatları Üç Bölüme Ayrılır :
Mecaza Dayalı Sanatlar
Teşbih (Benzetme)
İstiare (Eğretileme)
Teşhis (Kişileştirme)
İntak (Konuşturma)
Tariz (İğneleme)
Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması - Düz Değişmece)
Kinaye (Dokundurma)
Anlama Dayalı Sanatlar
Tezat (Karşıtlık)
Tevriye (İki Anlamlılık)
Mübalağa (Abartma)
Hüsn-i Talil (Güzel Neden Bulma)
Tecahül-iArif (Bilmezlikten Gelme)
İstifham (Soru Sorma)
Tenasüp (Uygunluk)
Terdit (Şaşırtma)
Telmih (Anımsatma)
Leffü Neşr (Sıralı Açıklama)
Tedric (Dereceleme)
Tekrir (Yineleme)
Rücu (Geriye Dönüş)
İltifat (Yönelme)
İrsal-ı Mesel (Atasözü Söyleme)
Kat (Kesme)
Sehl-i Mümteni
İcaz (Özlü Söz)
Sese Dayalı Sanatlar
Cinas (Sesteşlik)
Seci (İçuyak)
İştikak (Türetme)
Akis (Çaprazlama)
Akrostiş
Lebdeğmez (Dudakdeğmez)
Kalp (Evirmece)
Aliterasyon (Ses Yinelemesi)
Nida (Sesleniş)
MECAZA DAYLI SANATLAR
Teşbih (Benzetme)
Aralarında herhangi bir yönden yakınlık bulunan iki varlıktan veya kavramdan nitelikçe zayıf olanını, güçlü olanına benzeterek anlatma sanatına “teşbih” denir.
Bir teşbihte, ikisi temel, ikisi yardımcı öge olmak üzere dört öğe bulunur.
Temel Ögeler
Benzeyen: Zayıf öge
Benzetilen: Güçlü öge
Yardımcı Ögeler
Benzetme Edatı: Karşılaştırmayı sağlayan sözcüktür. “gibi, kadar, sanki misali, andırmak, benzemek” sözcükleriyle “-leyin, -cesine” gibi ekler benzetme edatı göreviyle kullanılır.
Benzetme Yönü: İki varlık arasındaki ortak özelliktir.
UYARI : Bir benzetmede, benzetmenin dört öğesinin de bulunması zorunlu değildir. Bir benzetmeden söz edebilmek için benzeyen ve benzetilenin bulunması yeterlidir.
Benzetmeler, kullanılan öge sayısına göre dörde ayrılır.
Ayrıntılı Benzetme
Dört ögenin de kullanıldığı benzetmedir.
Ör.
Altın gibi sarı başaklar arasından geçtik.
Benzetilen Benzetme Benzetme Benzeyen
Edatı Yönü
Yılan gibi kıvrılan yollar önümüzde uzanıyordu.
K.B B.E. B.Y. B
Bizim gemi martı gibi pek oynak
B. K.B B.E B.Y
Ali , aslan kadar cesur biriydi.
B. K.B B.E B.Y
Pekiştirilmiş Benzetme
Benzetme edatının kullanılmadığı benzetme
Ör.
B. B.Y K.B
Yiğitlikte kaplandır Mehmet .
B.Y K.B B
Kısaltılmış Benzetme
Benzetme yönü olmayan benzetme
Ör.
B. K.B B.E
Altın gibi başaklar gördük.
K.B B.E B
Yalın Benzetme (Teşbih-i Beliğ - Güzel Benzetme)
Temel öğelerle kurulan benzetme
Ör.
Gider oldum, kömür gözlüm elveda.
K.B B
K.B B
K.B B
K.B B
K.B B
Benzetme ile İlgili Örnekler
Her gölge bir insan kadar inceydi, derindi.
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi.
Hülya tepeler, hayal ağaçlar
Bir bakışı vardı Esma’nın
Kavak ağaçları gibi pırıl pırıl
Sıra heykeller gibi durup seyrettiniz.
Yangından çıkmış eşya gibi kırık döküğüm.
Dilim yay kesildi, sözüm ok.
Dağılmış pazar yerine benziyor memleket.
Köyler tozlanmış birer resim.
Akşam, lekesiz, saf, iyi bir yüz gibi akşam
Sular öyle temiz ki annemin yüzü gibi.
Yolcuyum bir kuru yaprak misali.
Her günüm bir yıla döndü.
Dünya zindan görünür gözüme.
Acep beni anar m’ola
O kaşları keman şimdi
Toroslar Çukurova’yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvar sanki.
İstiare (Eğretileme)
Benzetmenin temel öğelerinden yalnız biriyle yapılan mecaz sanatıdır.
İstiare İkiye Ayrılır:
Açık İstiare
Yalnız benzetilenin kullanıldığı istiaredir.
Ör.
Çocuk
( K.B)
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Beyaz saç
(K.B)
Güzel günler
(K.B)
Yuvayı yapan dişi kuş tur.
Kadın
(K.B)
Bir ateş düştü canıma / Yanarım kimseler bilmez
Dert
(K.B)
İki kapılı bir han da / Gidiyorum gündüz gece
Dünya (K.B)
Havada bir dost eli okşuyor tenimizi
Rüzgâr (K.B)
Ağaçlar sonbaharda elbiselerini soyundu.
Yaprak
(K.B)
Kapalı İstiare
Yalnız benzeyenin kullanıldığı istiare
Ör.
Tekerlekler , yollara bir şeyler anlatıyor .
Benzeyen İpucu
Kalbim yırtılıyor her nefeste
(B) İpucu
Sonbahar ağlıyor çarıklı ayaklarına
(B) İpucu
(B) İpucu
Uyarı
Her kişileştirme bir kapalı istiaredir ancak her kapalı istiare bir kişileştirme değildir.
İstiareyle İlgili Örnekler
Sınırlarımızı aslanlarımız bekliyor.
K.B
Tekrar o alev gömleği giymiş gibi yandım.
K.B
Bence o yılana fazla güveniyorsun.
K.B
Yüce dağ başında siyah tül vardır.
K.B
Bir hilal uğruna ya Râb ne güneşler batıyor.
K.B
Yürek dağlanırdı siyah oklardan süzülen yaşlarla
K.B
Asma saat çelik bir şal atmış omzuna
B.
Anadolu’nun acıları, sevinçleri, ağıtları yanık türkülerde tüter daima.
K.B
B
Kıyı rıhtımlarda uyur her gemi .
B
Araba yanımızdan akıp geçti.
B
Yalnız zaman olur bazı akşamlar
Bir kadın çehresi yanarken camlar
K.B (Güneş ışığı)
Bir lahza belirir loş aynalarda
Boynu bükük adalar tanıyor sanki bizi.
B
Vatan ufkunda en güzel çeyiz
K.B
Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne.
K.B
Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü
K.B
Ufukta günün boynu büküldü.
B
İçimde yeni umutlar filizleniyor.
B
Çocuklar yuvadan birer birer uçtu.
B
Ninniler söylermiş bu serin dere .
B
Bu ölmüş sulara ağlayan sular .
B
Anılarımız paslanıyor görüyor musun?
B
Güzel gitti diye pınar ağladı.
B
Yalnızlık uluyor dört bir yanda.
B
Temsili İstiare (Yaygın Eğretileme)
Birtakım kavramları, varlıkları başka simge sözcüklerle aktarmaya temsili istiare denir. Bu tür istiare bütün şiire yayılmıştır. Daha çok fabllarda görülür.
Ör.
Zeytin dalı barış
Mavi melek umut
Yılan tıp
Zincir esaret
Terazi adalet
İskelet ölüm
Şiirlerde de görülür :
At (Faruk Nafiz) Türk ulusu
Sakarya Türküsü (Necip Fazıl) Türk gençliği
Merdiven (Ahmet Haşim) İnsan yaşamı
Sesiz Gemi ( Yahya Kemal) Tabut
Teşhis (Kişileştirme)
İnsan dışındaki varlıklara insana özgü nitelikler yükleyerek anlatma sanatına “kişileştirme” denir.
Ör.
Yol kenarındaki ağaçlar konfeti atıyor.
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikâr etme
Toplanıyordu göklerde bulutlar yığın yığın
Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz
Köylünün toprağa hasreti var
Toprağın hasreti makinalar
Kulağı gök gürültüsünde
Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezdi
Görmüş geçirmiş denizin kalbine sindi
Bir sarmaşık uyanıyordu uykusundan
Bûydan hoş rengden pâkîzedür nâzük tenün
Beslemiş koynında gûyâ kim gül-i ra‘nâ seni
İntak (Konuşturma)
İnsan dışı varlıkları, insan gibi konuşturmaya “intak” denir.
Ör.
Küçücük bir çeşmeyim yurdumun
Unutulmuş bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum
Yıldızların aydınlığında
Boyuna akar dururum
(Cahit Külebi)
Tariz (iğneleme - Dokundurma)
Bir kimseyi, bir olayı veya durumu eleştirmek amacıyla bir sözü, tam tersi anlama gelecek biçimde kullanma sanatına “tariz” denir.
Ör.
Sen bu yolda devam et
Herifçioğlu Sen Mişel’de koyvermiş sakalı
Neylesin bizim köyü, nitsin Mahmut Makal’ı
(Bedri Rahmi Eyüboğlu)
Bir kuruşu bine çıkar hileyle
Hilekârlık hoş sanattır usanma
Müdürün bu dahice fikrine çocuklar bile güldü.
Babam, kitap elimde uyumakta olduğumu görünce, “Aferin oğlum, iyi çalışıyorsun!” deyip kitabı elimden aldı.
İçkiyi hiç sevmediğin elindeki içki şişesinden anlaşılıyor.
Çok fakirsin biliyorum, varın yoğun on işhanıyla şu arabalar.
Çok temiz giyinirdi, gömleği adeta bir lokanta listesi gibiydi.
Bu kadar hızlı yürürsen, kaplumbağayı geçersin.
İnci gibi yazısı vardı, yazısını üç kişi zor okurduk.
Ne saf adam, şeytana bile pabucu ters giydiriyor.
Kemlik et elinden geldiği kadar
Sakın iyilik edip düşman kazanma
Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması - Düz Değişmece)
Benzetme amacı güdülmeden bir sözü başka bir söz yerine kullanmaya “mecaz-ı Mürsel” denir.
Mecaz-ı Mürsel, iki kavram arasındaki benzerliğe değil, yakın ilgiye dayanan bir mecaz sanatıdır.
Çeşitli şekillerde yapılır.
Parça - Bütün İlişkisi
Bir nesnenin parçası söylenir , bütünü anlatılmak istenir.
Ör.
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.
Bayrak
Az sonra motor kıyıya yanaşacak.
Motorlu tekne
Ufukta bir yelken göründü.
Yelkenli gemi
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal
Bayrak
Bu eller nice mektuplar yazdı.
İnsan - Kişi
Cep telefonu
Bir nesnenin tümü söylenir, parçası anlatılır.
Ör.
Kadıköy İskelesi
O, başını örten bir hanımdı.
Saçını
Atın ayaklarını
Sanatçı - Yapıt İlişkisi
Sanatçı söylenir yapıt (eser) anlatılır.
Ör.
Her zaman Fikret’i okurum.
Tevfik Fikret’in eserleri
Bu yaz Tolstoy’u okudum.
Müzik marketten bir Tarkan aldım.
Yahya Kemal ’de bütün söz sanatlarının örneklerini bulabiliriz.
Namık Kemal ’i bir haftada okumak mümkün mü?
Ben sadece R. Nuri ’yi bir solukta okuyabilirim.
Asıl coşkuyu, lirizmi Cahit Sıtkı’ da aramalısınız.
İç - Dış İlişkisi
Dıştaki söylenir içteki anlatılır.
Ör.
Odun - kömür
Bir dikişte şişeyi bitirdi.
Su
Önündeki iki tabağı yedi, yine doymadı.
Yemek
Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş
İçindeki çalı çırpı - odun
İlkyazda balkondaki saksılar yeşerdi.
Çiçek - Bitki
İçteki söylenir, dıştaki anlatılır.
Ör.
İçeriye ayaklarınızı çıkarmadan girmeyin.
ayakkabı
Çok ıslanmışsın, sırtını çıkar.
elbise
Neden - Sonuç İlişkisi
Sonuç söylenerek neden düşündürülür.
Ör.
Köydeki tarlalara bu yıl bereket yağmadı.
Yağmur
Tatil yağıyor, bu kış biraz dinleneceğiz.
Kar
Yer - Yönetim İlişkisi
Yer söylenir, yönetim kastedilir.
Ör.
Atina ’nın karara, sert tepki göstermesi bekleniyor.
O günlerde Ankara , İstanbul’a göre daha cesurdu.
Ankara Hükümeti İstanbul Hükümeti
Çankaya bu yasayı da onayladı.
Londra bu olaylara sessiz kalmadı.
Yer - Olay İlişkisi
Yer söylenir, tarihsel bir olay anlatılmak istenir.
Ör.
Lozan kimi aydınlarca hâlâ eleştiriliyor.
(Lozan Konferansı)
Sivas ve Erzurum ulusal bağımsızlığın ilk adımıydı.
Yer - İnsan İlişkisi
Yer söylenir, o yerdeki kişi veya kişiler anlatılır.
Ör.
Konferanstan sonra bütün salon ayağa kalktı.
Tüm köy , yaşlı adamı karşıladı
Bu yaz Diyarbakır susuzluktan kavruldu.
Eve telefon açıp öyle gidelim.
Soyut - Somut İlişkisi
Soyut bir ad verilir, somut bir varlık anlatılmak istenir ya da somut bir ad verilir, soyut bir kavram anlatılmak istenir.
Ör.
Bu saatten sonra okuduklarımı kafam almıyor.
hafıza, zihin
Öğretmenler gençliğe seslenir.
genç insanlar
Ondaki beyin kimsede yok.
zekâ, akıl
Bu olayda kimin parmağı var.
etki
Araç - İnsan ilişkisi
Ör.
Ünlü raketler , final oynayacak.
Ülkemizdeki tanınmış kalemler bu sempozyumda tanıştı.
Her hafta İstiklal Marşı’nı önlüklere okutuyorum.
O, ülkemizin tanınmış fırçasıdır .
Yön - Topluluk İlişkisi
Yön söylenir, belirli bir ülke, kıta anlatılır.
Ör.
H. Edip, Sinekli Bakkal’da Doğu - Batı sentezi yapmıştır.
Doğu ’nun kaderi hep diktatörler oldu.
Asya
Tarih - Olay İlişkisi
Tarih söylenir, olay anlatılmak istenir.
Ör.
Amerika 11 Eylül ’ün yaralarını sardı.
Türkiye 17 Ağustos ’u unutamıyor.
17 Ağustos depremi
Sayı - İnsan İlişkisi
Sayı söylenir, insan anlatılır.
Ör.
145 , bugün okula gelmedi.
Kinaye (Değinmece)
Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanılması sanatına denir.
Kinayede asıl anlam mecaz anlamdadır.
Ör.
Beni terk edip gitme sevdiğim
Ben bu yükü taşıyamam sensiz
Selimiye Kışlası’ndan Karacaahmet Mezarlığı’na giden yolların en kestirmesi Haydarpaşa Hastanesi’nden geçer.
Bulamadım dünyada gönlüme mekân
Nerde gül gördümse etrafı diken
Yine parmağım ağzımda kaldı
Masumluk akıyordu yüzünden
Taş bağırlı dağlar mısın?
Ali’nin kapısı herkese açıktır.
Ateş olmayan yerde duman çıkmaz.
Yüzü kızardı.
Anan bir çamaşır günü sancılandı
Açtın çapaklı gözlerini
Merdiven altında
Güldürdün babanın yüzünü
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde en son ocak
Seni elinden tutup buraya getiren adamı nasıl tanıyamazsın.
Demir tavında dövülür.
Merdiven basamak basamak çıkılır.
Düşene hep el uzatır.
Dostları ilə paylaş: