GELECEK İŞBİRLİĞİNİ KURMAK
Aşağıdaki öneriler kesin ve geniş kapsamlı olmamakla birlikte, çatışmaya alternatif olarak işbirliği için fırsatları saptamaktadır.
TÜRKİYE VE IRAK KÜRDİSTANI ARASINDA EKONOMİK BAĞLARI TEŞVİK ETMEK
Körfez savaşına kadar Irak, Türkiyenin en büyük ticaret ortağı idi. Savaş sonrası Irak’a konulan ekonmik ambargoların bir sonucu olarak Türkiye, ticari kaybundan dolayı yılda 4.5 milyar ABD doları zarar etti. Saddamın devrilmesi ile birlikte ticari yoğunluk eskiye dönmekte. 2003 yılından beri ortalama ticari büyüklük yıllık 5 milyar ABD dolarıdır. Irak ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2008 yılında 6 milyar dolar idi, 2009 yılında 10 milyar ABD doları, 2010 yılında ise 20 milyar ABD doları olacağı tahmin ediliyor. KBY, Irak’ın toplam gelirindeki %17’lik payından kesilen gümrükleri toplamaktadır. Başlangıçta ticaret, Türk tır sürücülerinin yaygın bir biçimde öldürülmesi ile engellendi, ancak kayıpların çoğu Ninewah bölgesinde vuku buldu. KBY’nin kontrol etmekte olduğu bölgelerde tek bir cinayet olayına rastlanmadı. PKK da Türk tır sürücülerini hedef olarak seçmedi.
Türkiye pazara hakim durumda. Mallar Habur kapısı ve Zakho’dan ulaştırılmakta. Irak Kürdistanında satılan malların %80’i Türkiye’den gelmekte. 2003 ile 2007 arasında Türkiye başta enerji ve inşaat sektörlerinde olmak üzere, 6,32 ABD dolarlık yatırım yaptı. Bugün Irak Kürdistanında aktif olan 1200 Türk şirketi var, bunların arasında 2 milyar dolarlık inşaat projelerini tamamlayan 300 inşaat firması var. Hali hazırda petrol naklinden yararlanmakta ve eğer Bağdat Irak Kürdistanından petrol ihracatına lisans verecek olursa oluşacak yeni alanlarda yapılacak üretim paylaşım anlaşmalarının meyvelerinden semeresini alacak. Su kaynaklarının paylaşımı da hem Türklerin hem de Iraklı Kürtlerin menfaatlerine hizmet etmekte. KBY, Türkiye’nin yararlanmaya devam edeceği, 100 milyar dolarlık inşaat projeleri planlamakta. Dünyadaki 17. büyük ekonomi olarak, Türkiye’nin ekonomik büyümesi, Ortadoğu ile kuracağı ticari bağlarla beslenecektir, bunun için de Irak’I ulaşımda kilit noktası olarak kullanacaktır.
Karşılıklı ticaretin, şimdiye kadar güneydoğu Türkiye’nin ekonomik koşulları üzerinde küçük bir etkisi oldu. Irak Kürdistanında aktif olan Türk şirketlerinin çoğu güneydoğu bölgesinden gelmemekte, inşaat firmaları bu bölgeden insanları çalıştırmamakta. Ekonomik resmi, genellikle Türk ordusu ile bağlantıları olan büyük şirketler oluşturmakta, küçük olanların çoğu ise önemsiz ticaretle uğraşmakta. Irak Kürdistanında, Türkiye’den gelmiş olan küçük ve orta ölçekli firmaların sayısı çok sınırlıdır.
Türkiye’nin güvenlik kurumlarından bazıları ve laik eiltler, Irak Kürdistanı ile ticarete karşı çıkmakta ve bunun kuvvetlenmesinin bağımsızlığa yol açacağını iddia etmekteler. Habur kapısını kapatıp, Irak’a gidecek mallarının geçişi için Suriye üzerinden bir kara yolu açılmasını teklif etmekteler. Irak Kürdistanındaki işlemler dolayısıyla oluşan ödeme güçlüklerinden ve gecikmelerden şikayet etmekteler. Ek olarak Irak federal devleti Dohuk ve Musul valiliklerine sağlanan elektrik karşılığı Türkiye’ye 1 milyar dolar borçlu durumda. TÜSİAD, Irak Kürdistanındaki olayları etkilemenin bir yolu olarak ekonomik bağları desteklemekte.
ÖNERİLER
-
Erişimi genişletin: Zakho’daki Habur kapısı, sınırın her iki tarafında da iyileştirmeye ihtiyaç duymakta. İkinci bir kapının açılması hem sıkışıklığı önleyecek, hem de Irak federal devleti için ek gümrük gelirleri getirecektir. Yerüstü ulaşım imkanlarını geliştirmek, Urfa-Diyarbakır-Erbil otoyolu inşa etmek de dahil, malların ulaşımını kolaylaştıracaktır. Ticari fuarlar ve sınır yakınlarına Gaziantep’teki gibi serbest bölgeler kurulması, güneydoğuya ticari imkanlar yaratarak fayda sağlayacaktır.
-
Transit işlemleri hızlandırın: Türkiye’den Irak’a çabuk bozulan malzeme veya diğer tüketici malları taşıyan tırları geciktirmek yerine jandarma, ulaşımı hızlandırmalı. Geliştirilmiş gümrük işlemleri sınırın her iki tarafında oluşan tır kuyruklarını azaltacak ve ekstra ücretlerin ödenmesini önleyecektir. Güneydoğuda yatırım yapmayı düşünen veya ortak girişimlerde bulunmak üzere viza isteyen kuzey Iraklı işadamları için Türk içişleri bakanlığı kolaylık sağlamalı. Güneydoğuya sağlanacak ekonomik faydaların Türkiyedeki kürtleri modernize etmek gibi ek faydaları olacaktır.
-
Bağlantıları kurumsallaştırın: KBY, İstanbul, Bursa ve Diyarbakırda ticaret teşvik ofisleri açarak küçük ve orta ölçekli firmalarla ticareti artırabilir. Türkiye, Erbil ve Süleymaniye’de ticaret teşvik/liyezon ofisleri açmayı gözönüne almalı ve bu ofisleri daha sonra diplomatik liyezon ofisine ve en sonunda da konsolosluğa dönüştürmeli.
-
Algıyı değiştirin: Diğer kürdistan liderlerinin yanı sıra, Masoud ve Nechirvan Barzani’nin Türkiye’ye daha çok ziyaretler yapması ilişkilerin gelişimine yardımcı olacaktır. Diğer yanda KBY, Türk medyası ile birlikte çalışarak Irak genel olarak Kürtleri hakkındaki, özel olarak ta Masoud Barzani hakkındaki kalıplaşmış olumsuz yargıyı kırmalı.
ENERJİ GELİŞİMİ VE ULAŞIM ALANLARINDAKİ İŞBİRLİĞİNİ KUVVETLENDİRMEK
Irak’ın 115 milyar varil (BBL) petrol ispatlanmış rezervi ve 112 trilyon feet küp (TCF) doğal gazı olduğu bilinmekte. Amerikan jeoloji servisi %50 olasılıkla ek 50 BBL’lik petrol rezervi ile 113 TCF’lik doğal gaz rezervi olduğunu tahmin etmekte. Ekonomik anlamı olan alanların geri dönüş oranı tipik olarak, petrol için %30-50, gaz için ise %60-80 arasındadır.
Irakta birkaç adet petrol bölgesi bulunmaktadır, çoğu Arap bölgesinde olmak üzere, biri de Zagros Fold Belt’te. Arap bölgesi dünyadaki en bereketli petrol bölgelerinden biri olup Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve en çoğu da Irak’ta olan petrol alanlarını kapsamaktadır. Zagros Fold Belt de oldukça bereketli olup, İran sahalarını, kuzey Iraktakileri ve güneydoğu Türkiyeyi içermektedir. Zagros Fold Belt, Irak’taki keşfedilmemiş petrol yataklarının çoğunu da (38 milyar BBL civarında petrol ve 55 TCF civarında doğal gaz) kapsamaktadır. Mevcut KBY bölgesi, Iraktaki Zagros Fold Belt’in %25-33’ünü içermektedir. Bu da KBY’de keşfedilmemiş 10 milyar BBL petrol ve 16-17 TCF doğal gaz bulunduğu anlamına gelmektedir- yaklaşık olarak Irak’ın mevcut petrol rezervlerinin %3-4’ü ve doğal gaz rezervlerinin ise %10’u kadar.
Irak savaşından önce Irakın petrol üretimi 3,5 milyon BPD idi. Şu anda 2,4 milyon BPD civarında dolaşmakta. Irak petrolü, Kerkük’ten Türkiye’de doğu Akdenizde Ceyhan limanına uzanan iki parallel boru hattından taşınmakta, ve Basra limanına bağlı olan boru hatları sisteminden geçmekte. Türkiye boru hattı gelirlerinden yararlanmakla birlikte, Ceyhan’a ulaştırılan petrol, Irak federe devletinden menşe şahadetnamesi gerektirmekte, Bağdat ise ulusal hidrokarbon yasasının yokluğundan dolayı bu belgeyi vermeyi reddetmekte. Türkiye, bir hidrokarbon yasasının kabul edilmesini şiddetle desteklemekte, bunun KBY ile Bağdat arasındaki bağları kuvvetlendireceğini iddia etmekte.
Ulusal hidrokarbon yasası ve gelir paylaşımı yasaları üzerindeki görüşmeler 2007 yılında kesildi. Bu açmazın sorumlusu olarak Kürtler, Irak petrol bakanı Hussein Sharistaniyi göstermekte iseler de Bağdat bu sorumluluğun kaynağı olarak Kürtlerin uyuşmazlığını suçlamaktadır. KBY, kendi ulusal hidrokarbon yasasını 6 Ağustos 2007 tarihinde kabul ederek 215 ülkeden 27 firma ile anlaşmaya vardı. Bu anlaşmalar, üretilen ham petrolün paylaşımına dayalı uluslararası ortaklıklar oluşturmakta. Irak federe devleti bu tür anlaşmaları redderek, sadece servis anlaşmalarını tercih etmekte, üretilen petrol üzerinde herhangi bir hak vermeye yanaşmamakta. Irak federe devleti Irak Kürdistanında iş yapan firmaları, kara listeye alarak bu yasanın kabul edilmiş olmasına tepkisini koymuştur.
Global enerji fiyatlarının düşmesi her iki tarafın da ödün vererek uzlaşmaya gitmeleri gereğini ortaya çıkarmıştır. 10 mayıs 2009 tarihli örnek anlaşmada, KBY, Tawke Tak Tak alanlarından çıkarılacak petrolün Irak Devleti Petrol Pazarlama Kurumu tarafından pazarlanacağını duyurdu. Gelirler, petrol üretimini artırarak gelirlerindeki azalışı engellemeye ve bütçe açıklarını kapatmaya çalışan Bağdat’a gidecek. Ancak anlaşma, hala tartışmalı bir konu olarak duran, gelecekteki kaynakların yönetimi hakkında herhangi bir husus içermemekte.
Türkiye, enerji ürünlerinin büyüyen bir müşterisi konumundadır. Sadece 48,000 BPD üretmekte ama 800,000 BPD ihtiyacı var. Türkiye’nin Pet Gaz’I Süleymaniye eyaletinde Kifri ile Kalar arasında Shakal blokunu geliştirmek için 2002 yılında bir üretim paylaşım anlaşması imzaladı. Daha sonra da Erbil’in kuzeyinde Bina-Bawi blokunu geliştirmek için başka bir anlaşma imzaladı. Genel Enerji, 2003 yılında Kerkükün 60 km kuzeyinde Tak Tak ve Kewa Chirmila bloklarını geliştirmek için bir anlaşma imzaladı. Genel Enerji’nin Tak Tak’ta 60,000 BPD üretim yapan iki alanı bulunmakta.
Türkiye hali hazırda Karadeniz üzerinden “mavi akım” boru hattı ile karadeniz üzerinden ve Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan’dan geçen bir diğer boru hattı üzerinden ulaşan Rus gazına bağımlı. Eğer miktar yeterince yüksek olursa, Süleymaniyenin doğusundaki yeni doğal gaz yatakları Türkiye ve Avrupa için Rus gazına alternatif oluşturacaktır. Irak Kürdistanındaki gaz alanları işleve geçtikçe Kerkük-Yumurtalık hattına ek olarak yeni bir gaz boru hattı gerekli olacaktır. Irak’tan çıkacak gaz, Nabucco boruhattını doldurmaya yardımcı olacak ve bu projeyi karlı hale getirecektir.
ÖNERİLER:
-
Farklılıkları giderin: Irak federe devleti ve KBY, en son ihracat anlaşması üzerinde çalışmalı ve hidrokarbon ve gelir paylaşımı yasalarını tamamlamalıdır.
-
Araştırma geliştirmeyi genişletin: TPAO, Irak Kürdistanında jeolojik araştırmalar yaparak kendisini ayrıcalıklı bir pozisyona sokmalıdır. Böyle bir araştırma, tesis geliştirmeyi içermediğinden, Irak federe devletinin kısıtlamalarına uyacak ve müeyyide riski taşımayacaktır.
-
Taşımada işbirliği yapın: KBY, Alarko gibi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının yapımında yardımcı olan Türk firmalarını, Nabucco’yu besleyecek ve Irak Kürdistan kaynaklarını Ceyhan kanalıyla batı pazarlarına bağlayacak doğal gaz boru hattının yapımı için ön hazırlık mühendislik çalışmalarını yapmak üzere davet etmeli.
KERKÜK’ÜN STATÜSÜNÜ BARIŞ İÇERİSİNDE ÇÖZÜMLEMEK
Kerkük, Kürtleri Arap ve Türkmenlere karşı tuzağa düşürebilecek potansiyel bir şiddet kaynağıdır. Kerkük’ün statüsünün barışçıl bir biçimde çözüme kavuşturulamaması, Kerkük’ün Irak Kürdistan’ına katılımının bağımsızlığa yol açacağına inanan Türkiye’nin da anlaşmazlığa düşme riskini taşımaktadır. Türkiye’nin askeri müdahaleleri, bölgesel patlamalara yol açabilir.
Arap olmayan Kerküklüler, Baas yönetimi altında ıstırap çektiler. Saddam, Araplaştırma Programının bir parçası olarak sistematik sürgünler ve nüfus transferleri gerçekleştirdi ve Arap nüfusunu katmak için vilayet sınırlarını değiştirdi. Kerkük’ün 1957 nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusun dağılımı şöyle idi: Kürtler (%48), Araplar (%28), Türkmenler (%21). Saddam’ın devrilmesi ile birlikte binlerce Kürt, diğer Kuzeylilerin, onları toprak gasp etmekle suçlamalarına rağmen, onlar kendiliğinden, “Kürdistan’ın Kudüs”ü olarak gördükleri Kerkük’e döndüler. Musul’da ve Suriye’nin doğusu ve İran sınırı boyunca güneyde uzanan kentlerde Araplarla Kürtler arasındaki şiddetin alevlenmesi ile birlikte Ninewath bölgesinde politik pozisyonlarını kaybettikten sonra Irak Kürtleri, tarihi topraklarını kontrol etme konusunda son derece kararlılar. KBY, Hawija ve Kerkük vilayetinin güney kısımlarındaki Arap bölgelerini, Kerkük vilayetinden hariç tutmaya hazır olduklarını belirterek esnek olduklarında ısrarlılar.
Kürtler, seçilmiş bir parlemento tarafından yazılmış olan ve halk oylamasında Iraklıların %79’u ve Kerküklülerin %63’ü tarafından onaylanmış olan 2005 anayasasını kabul ettiler. 117. Madde, KBY’nin idaresini tanımakta ve Kürtçe ile Arapçanın resmi dil olduğunu beyan etmektedir. 2005 Irak anyasasının 140. maddesi Kerkük’ün statüsünü belirlemek üzere 31 Aralık 2007 tarihine kadar bir referendum yapılmasını öngörmektedir. Verilmiş olan bu mühlet, sürekli ertelenmiştir. Ancak, anayasa akademisyenleri, uygulama için verilmiş olan mühlet dolmuş olsa bile, 140. maddenin halen geçerliliğini koruduğunu teyit etmekteler.
KBY, geçen yıl Irak’taki Birleşmiş Milletler Misyonu (UNAMI) tarafından yapılmış olan Kürtlere, Araplara ve Türkmenlere vilayet encümeninde eşit oranda koltuk tahsis etme teklifini reddettiler. Tartışmalı bölgeler, demografik sorunlar ve yargı yetkisinin kontrolu ile ilgili konuları ele almak için Birleşmiş Milletler Misyonu (UNAMI) Başkanı Staffan Mistura aşamalı bir yaklaşım önerdi. Anayasaya uygun olarak önce normalleşme, takiben nüfus sayımı ve referendum planlanıyor. Tartışmalı Dahili Sınırlar konusunda hazırlamış olduğu 22 Nisan 2009 tarihli raporunda UNAMI, Kerkük’ün statüsünü çözmek için senaryolar sunmakta. Bu satırların yazıldığı saate kadar taraflardan hiç biri yanıt vermedi. Ancak Kürtler, 140. maddenin zaten bir taviz olduğuna inanmakta ve daha fazla ödün vermeyi istememekte ve alternatif düzenlemeleri reddetmektedirler.
ABD, Kerkük’ün statüsü için yapılacak referandumun şiddeti tetikleyeceğinden kuşkulanmaktadır. ABD yetkilileri, Barzaniyi, Kerkük’ü ele geçirmelerinin, Bağdat ve Türkiye’nin askeri harekatları için bahane oluşturacağı konusunda uyardılar. Maliki’nin milliyetçi provokasyonlarına aşırı tepki göstermemesi konusunda da Barzani’yi uyardılar. Maliki Kerkük ve khanaqin’e askeri birlikler gönderdiğinde, ABD durumun kontrol dışına çıkmasını önlemek amacıyla bir tugay gönderdi.
Uluslararası Kriz Grubu, Kerkük ile birlikte diğer tartışmalı bölgeleri ve gelir paylaşımını, hidrokarbon yasasını, federasyonu ve anayasal revizyonları da ele alan “büyük pazarlık” önerdi. Büyük pazarlık, Kürtlerin, Kerkük üzerinde hak sahibi olmalarını sağlamakta ve çatışmanın tırmanmasını önlemekte.
ÖNERİLER:
-
Hızlı davranın: Kerkük’ün statüsü için anlaşmayı ertelemek, azınlık grupların heveslerini şiddetlendirecek, kırılganlığı arttıracak ve şiddet olasılığını kuvvetlendirecektir. Kerkük üzerinde hüküm vermeyi ertelemek, aynı zamanda hidrokarbon yasası ve gelir paylaşımı yasalarının kabulünde de gecikmelere yol açacaktır.
-
Sağduyulu olun: Kerkük muammasının çözümü, itidal ve devlet adamlığı gerektirmekte. Tartışmalı bölgeleri ele almada geniş kapsamlı bir yaklaşımla birbirine ters düşen iddiaları uzlaştımak, 140. madde ile belirlenmiş parametreler dahilinde mümkün bulunmaktadır.
-
Uyuşmazlığın çözümüne vurgu yapın: UNAMI’nin senaryoları, Iraklı grupların katılacağı işbirliğini vurgulayan yapısal diyalog süreçlerinde tartışılmalıdır. Sürecin kendisi, taraflar arasında daha ileri mutabakat ve uzlaşı tesis edilmesi beklentisi içeren uzlaşmazlık çözümü çalışmasıdır.
-
Arabuluculuk üzerinde odaklaşın: “Kuzey Irak ve Bölgesel Sorunlar için Özel Elçi” görevlendirilmesinin, birbirleri ile ilişkili olan güvenlik, demokrasi ve gelişim temalarının entegrasyonunda ABD çabalarının odaklaşmasını sağlayacağı hususu Dışişleri Bakanlığı’na rapor edilmeli. Elçi aynı zamanda, bu problemlerin seviyesini yükseltecek, komisyonculuk işlemlerini modernize edecek, Bağdat ve Ankara’daki ABD büyükelçiliklerinin çabalarını tamamlayacak ve ABD devlet yapısındaki Kürt sorunları ile ilgili birimler arası koordinasyonu sağlayacaktır. Türkiye, Pentagon’un Avrupa Kumadanlığının (EUCOM) ve Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa Bürosunun (EUR) bir parçası iken Irak, Merkezi Kumanda’nın (CENTCOM) ve NEA’nın yetki alanına girmektedir.
IRAK KÜRDİSTAN’INDA İYİ YÖNETİM VE AZINLIK HAKLARINI GELİŞTİRMEK
Uluslararası Af Örgütü, Kürt Bölgesel Yönetimi güvenli güçlerinin (Asayish), yasaların hakimiyetinin dışında çalıştıklarını, insanları rastgele tutukladıklarını, bu insanlardan bazılarının kaybolduğunu, bununla birlikte gazetecilere işkence ederek sindirme ve yıldırma faaliyetlerinde ve ifade özgürlüğünü engelleme eylemlerinde bulunduklarını rapor etmektedir. Rapor aynı zamanda kadınlar üzerindeki şiddet eylemlerinin ve töre cinayetlerinin artışını belgelemekte. Eleştirmenler KBY’nin demokratik reform eksikliğini belirmekteler.
Başbakan neçirvan barzani güvenlik güçlerinin direkt olarak Bakanlar Kurulu’na hesap vermesinin sağlanacağını garanti ederek ve KBY’de ifade özgürlüğünü ve kadınların korunmasını sağlamak üzere güçlü çabalar sarf edileceğini ileri sürerek rapora yanıt vermiştir. KBY’nin Washington temsilcisi Qubad talabani, demokratikleşme üzerinde odaklaşmak gerektiğini kabul etmektedir. İlerlemenin bir göstergesi olarak KBY’nin şu özelliklerini belirtmektedir; “demokratik seçimlerle gelmiş bir parlamento, Irak’ta dinsel tolerans açısından en iyi puana sahip, ülkedeki en liberal basın yasası, STÖ’lerinin sınırsız ve bol faaliyetlerinin de göstermekte olduğu gibi gelişen bir sivil toplum.” Kürdistan’daki seçimlerin gözlemi, hükümet tarafından değil, Irak Bağımsız Seçim Komisyonu tarafından yapılacaktır. Bu komisyon, seçimlerde aday gösterebilmek üzere hali hazırda 5 partiyi tasdik etti, 25 adayın da onaylanması beklenmekte. Uluslararası gözlemciler de davet edilmiş durumdalar ve orada bulunacaklar.
Bu gelişmelere rağmen Irak Kürdistan’ının demokratikleşme yolunda attığı adımlar, son yıllarda yavaşladı. Bazı Irak Kürtleri, Kürdistan’da varolduğunu hissettikleri akraba kayırıcılığı, torpil ve rüşvet olaylarından dolayı küskünler. Gittikçe daha çok eleştirmen, Irak’taki diğer yerlerde Kürdistandakinden daha fazla özgürlük bulunduğunu düşünmeye başladılar. Merkezi yönetimden yetkilerin dağıtılmasını ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesini bekleyen Kürtlerin taleplerine boş vererek, aşırı merkezi yönetimini sürdürdüğünden dolayı KBY’ne destek aşınmaktadır. 25 Temmuz 2009 tarihinde yapılacak seçimlerin beklentisi ile birlikte değişim-odaklı ve İslamcı partiler ortaya çıkmaya başlamıştır.
KBY, taslak anayasasını tamamlamak üzere son aşamaya gelmiştir. Parlamentoda görüşüldükten sonra, Başkan Barzani imzalayacak ve anayasa taslağı, halkoyuna sunulacaktır. KBY anayasası, birçok yönden Irak’ın yüksek standartlı sözleşmesini yansıtmaktadır. Azınlık hakları için haklar beyannamesi ve yerel yönetimler için özerklik düzenlemelerini içermektedir.
Türkmenler, 1957 nüfus sayımında Kerkükte oturanların büyük bir yüzdesini teşkil ediyorlardı, kırsal kesimde belirgin bir azınlık grubu oluşturuyorlardı. 1997 nüfus sayımında ise ülke çapında sadece 600,000 Türkmen bulundu. Türkmenler genellikle Türk kimliğinden çok Irak kimliğini benimsemişlerdir. Türkmen topluluğu bir yandan Şii ve Sünni olarak, diğer yandan da laik ve islamcı olarak bölünmüştür. Kerkük yöresindeki dokuz Türkmen yerleşim biriminden, dördünde çoğunluk Şii’dir. Türkmenlerle Kürtler arasında hatırı sayılır ölçüde evlilikler yapılmıştır. KBY, Kürdistan Parlamentosunda Türkmenler için koltuk ayırararak ve Türkmen meseleleri için kabinede de üye olan bir Bakan atayarak Kürdistan bölgesinde yaşayan Türkmenlerin temsilini sağlamıştır. Menfaatlerini kollamak için Ankara’nın 1991’de kurmuş olduğu Irak Türkmen Cephesi (ITC), Irak’ta 5 milyon Türkmenin yaşamakta olduğunu iddia etmektedir. Ancak ITC, 2005 seçimlerinde oyların sadece % 0.87’sini alabilmiştir ve parlamentoda 3 üye ile temsil edilmektedir. 2003’ten sonra Ankara, ITC’ye ve bir bütün olarak Türkmen meselesine olan ilgisini kaybetmiştir; diğer yandan Türkmenler de Türkiye’ye olan ilgilerini kaybetmişlerdir. Iraklı Kürtler ile bazı Türkmenler arasındaki gerilim sürmektedir. Temmuz 2008’de, Kerkük’teki ITC merkez binasının yakınındaki kalabalık içerisinde bir intihar bombacısı üzerindeki bombayı patlatırken Kürtler, Maliki’nin 140. madde aleyhindeki söylemlerini protesto etmekte idiler. Bombacının vurularak yandığı olayı, binadan yapılan ve bombacıyı hedefleyerek yakan silah atışı izledi. İntihar bombası saldırısı, Kürtlerle Türkmenler arasında şiddeti başlatarak hedefine ulaşmış oldu. Aynı zamanda da Kürt-Türkmen ilişkilerindeki sonu gelmeyen kırılganlığı da göstermiş oldu.
ÖNERİLER:
-
İnsan haklarını destekleyin: KBY, Uluslararası Af Örgütü raporunda vurgulanan kuşkuları gidermek, özellikle KDP PUK istihbarat örgütü (Mukhabarat) ve güvenli güçlerini (Asayish) dizginlemek üzere pro-aktif önlemler almalıdır.
-
Azınlık haklarına odaklanın: Etnik gruplar arasındaki tarihsel gerilim potansiyelini göz önüne alarak KBY, anayasasında azınlık haklarının uluslararası standartlara uygun bir biçimde korunmasını kapsamalı, diğer yandan azınlık haklarını teşvik etmek üzere de özel düzenlemeler yapmalıdır. Yerel güvenlik güçleri, hizmet vermekte oldukları topluluğun etnisitesini yansıtmalıdır. KBY aynı zamanda, azınlık okullarını finanse etmeli, kamu davalarında azınlık dillerinin kullanılmasını garanti etmeli, azınlık dilindeki yer isimlerini/işaretlerini sergilemeli ve kültürel ifade ve sembollere izin vermelidir. Endişeleri dindirmenin bir diğer yolu da yerel yönetimlerin özerkleştirilmesidir.
-
Anayasayı danışın: KBY, Barzani imzalamadan ve halk oylamasına sunulmadan önce taslak anayasanın kamuoyu tarafından tartışılmasını sağlamak üzere yerel yönetim toplantılarına sunmalıdır. Daha saydam ve danışılan, dolayısıyla etkin süreç, anayasanın halk tarafından benimsenmesini ve desteklenmesini artıracaktır.
IRAK KÜRDİSTAN’INDAKİ PKK VARLIĞINI ELE ALMAK
Tahminen Türkiye’de 2,000, Irak Kürdistanında 3,500 PKK militanı, 8 bölgede 65 üstten hareket etmekteler. PKK’nın merkezi karagahı, Türkiye’nin Irak sınırından 60 kilometre uzaklıkta ve İran’ın atış sahasında bulunan Kandil dağında donanımlı bir tesiste bulunmaktadır.
TBMM, 17 Ekim 2007 tarihinde Irak Kürdistanındaki PKK üslerine karşı piyade operasyonlarını da içeren sınır ötesi operasyonlarına izin veren bir yasayı oyladı. ABD, sadece dava edilebilir istihbarat sağlamakla kalmayıp, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askeri operasyonlarını koordine etmeyi kabul etti, PKK liderlerinin yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesine yardımcı oldu (örneğin Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Süleyman Hüseyin) kuzey Irak’taki PKK kamplarının lojistik destek kanallarını kesti.
ABD’nin Irak hava sahasını açması ve uydu görüntülerini paylaşması sonucunda Türkiye, kasım 2007’den başlayarak PKK kamplarına bir seri hava operasyonu düzenledi. Hava saldırıları bütününde PKK altyapısına ve olanaklarına az zarar verdi. Operasyonlar daha çok Türk kamuoyunu sakinleştirmek ve PKK üzerinde yıkıcı psikolojik etki bırakmak amacıyla yapılmıştılar.
Ankara, PKK’ya karşı çabalarında KBY’den, Türk birlikleri ile KBY peşmergelerinin ortak askeri hareketini de içeren işbirliği beklemekte. KBY’nin, PKK liderlerini yakalamasını, Erbil havaalanı kanalıyla PKK’ya ulaştırılan kaynakları kesmesini, seyahat ve basınla ilişkilerini sınırlamak üzere yollarda ve dağ geçitlerinde kontrol noktaları kurmasını, Demokratik Çözüm Paritis (DSP) gibi PKK destekleyicisi partileri yasaklamasını beklemekte. Türkler için PKK çok hassas bir mesele. KBY anlamlı adımlar atmadıkça, Türkiye ile KBY arasındaki yakınlaşmanın çok zor olacağı hususunda Türkiye uyarıda bulunmaktadır, aynen Türkiye’deki reformların PKK’ya olan kamusal desteği azaltmasının yapacağı katkı gibi.
KBY, PKK lojistiğini bozmaya razı oldu, fakat Türklere göre bu taahhüt sadece sözde kaldı. KBY’yi Erbil’e havayolu ile giren yolcuları yeterli güvenlik kontrolünden geçirmediği hususnda suçlayarak, Türkiye Irak Kürdistan’ına giden ticari uçuşlara kendi hava sahasını kapattı. KBY, Avrupa pasaportuna sahip birkaç PKK çalışanını yakalamakla birlikte, hemen serbest bıraktı. Kandil civarındaki PKK kontrol noktalarını KBY, kendi kuvvetleri ile değiştirdi, fakat kaynak sağlayıcılar Kandile İran ve Türkiye’den engebeli dağ geçitleri aracılığı ile ulaşmaya devam ediyorlar. DSP’nin Erbil ve Süleymaniyedeki ofisleri kapatıldı, ancak Kerkük’te KBY’nin kontrolu dışında kalan bölgede ofisler tekrar açıldı.
ÖNERİLER:
-
Konsensus oluşturun: KBY, PKK da dahil tüm Kürt partilerini ve gruplarını toplamak için bir plan oluşturarak ilerlemeli. PKK’dan bahsederken, KBY resmi makamları Türkiye’nin endişeleri için empati kurmalı ve destek mesajları vermeli.
-
Terörizme karşı işbirliğini geliştirin: Üçlü Güvenlik Komisyonundaki Irak delegasyonuna daha fazla KBY temsilcisinin entegrasyonu, Kürt resmi makamlarını istihbarat paylaşımına ve ortak operasyonlara zorlayacaktır.
-
Lojistiği engelleyin: Atılacak adımlar şunları içermeli; PKK liderlerini yakalama, Erbil havaalanındaki nakit taşıyıcılarını hedefleyen etkin tarama önlemlerini geliştirme, yollarda ve dağ geçitlerinde daha stratejik ve pro-aktif kontrol noktaları kurmak ve DSP’nin kapatıldığını ve kapalı kalacağını garanti etmek.
Dostları ilə paylaş: |